16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2013 SALI 6 HABERLER Sosyal medyaya operasyon sinyali Güler, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin sosyal paylaşım siteleriyle ilgili bir çalışma yürüttüklerini söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin sosyal paylaşım siteleriyle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bir çalışma yürüttüğünü açıkladı. Sosyal paylaşım sitelerinden yayılan asılsız haberlere karşı da gerekli önlemlerin alınacağını belirten Güler, şunları kaydetti: “Sosyal paylaşım siteleriyle ilgili Emniyet Genel Müdürlüğümüzün yürüttüğü çalışmalar var. Daha önce İzmir’de böyle bir çalışma oldu. Şimdi diğer yerlerde böyle bir çalışma olacak. Bu konularda ayrı yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlarla ilgili operasyonlarımız sürecek.” BAKAN, ‘TOMA’LAR SADECE SU SIKIYOR’ DİYEMEDİ İçişleri Bakanı Muammer Güler, başkentte düzenlenen “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Çalıştayı”ndan ayrılırken, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İstanbul’daki eylemlerde polisin göstericilere TOMA’lardan sıkılan suyun içeriğine ilişkin sorusu üzerine Güler, suyun içeriğini bildiğini, şartlar oluştuğunda polisin silah dahil kendisine verilen yetkileri kullanabileceğini söyledi. Güler, olaylarda gözaltında alınan kişilerle ilgili soru üzerine, “Gözaltına alınan 393 kişi var. Bunların ifadeleri alınıyor. Sorguları sürüyor. Süratle tamamlanmaya çalışılıyor” yanıtını verdi. İçişleri Bakanı Güler, sendikaların dün yaptığı eylemlerin de yasal olmadığını savunarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Alanları, genel yolları, kamu düzenini bozacak şekilde genel hayatı felce uğratacak şekilde, her gün gösteri yürüyüş hakkı nerede görülmüştür? Anlaşılıyor ki Gezi Parkı’nda olduğu gibi buradaki insanlar da bu direnişlerin, kanunsuz direnişlerin bir aracı haline getirilmiştir. Bunun için de özellikle rica ediyorum memurlardan, işçilerden. Kanunsuz eylemlere iştirak etmemelerini bekliyorum. Bunun kanuni sonuçlarına katlanırlar.” Resim Ne Anlatıyor? Toplumsal şiddet dağlara tırmanırken, bazı insanlar durmadan Cumhurbaşkanı Gül’ün kapısını çalıp durdu: “Cumhurbaşkanım orada mısınız, şu duruma müdahale etsenize..” benzeri yakarışlara, Çankaya kapı duvardı. Devletin, ülkenin başı iki kelime etmez mi!? Yukarıdaki fotoğraf çok şey anlatıyor.. Neden Gül’ün iki kelime etmediğini de!.. Bir aydır bu fotoğrafı yazacağım ama fırsat olmadı.. Hey neredesin, diye Gül’ün kapısı çalınınca, yazmanın tam zamanı geldi. Hemen söyleyeyim: Gül, RTE’nin kanatları altında, o nedenle göremiyorsunuz!.. Bu fotoğraf, 3. Köprü’nün temel atma töreninde çekildi. Fotoğrafı görünce, tamam dedim, RTE olayı bitirmiş, aralarında büyük anlaşma sağlanmış... Bu mesajı veren, Hayrünnisa Gül Hanım’la Emine Erdoğan Hanım’ın ele ele kol kola fotoğrafıdır! son yıllarda böylesine “samimi” bir fotoğraf ve birliktelikleri görülmedi. Bu fotoğraf iki liderin kamuoyuna da bir duyuru niteliğini taşıyordu! Gül ile RTE bu pozu veremeyeceklerine göre.. Bu dörtlü mutluluğun kanıtıdır! HHH AKP’nin iki lideri arasında büyük çekişme vardı. Gül’ün karşı çıkışlarına bu köşede çok yer verdim. RTE Başkanlık Sistemi düşüyle Gül’ü tamamen tasfiyeye yönelmişti, Başkan olursa atayacağı hükümette Gül’e yer yoktu. Oysa Gül doğal olarak Başbakanlığı istiyordu (veya Cumhurbaşkanlığında kalmayı). Çankaya’yı isteyen RTE’ye göre ise bu durum “iki başlılık” yaratacaktı.. Gül’e BM Genel Sekreterliği bile önerildi! Öyle ya “dünya lideri” RTE bıraksalar Gül’ü oraya atayacaktı (Oysa orası ABD’nin makamıdır!) Gül ile RTE arasında “büyük anlaşma” temel atmadan kısa bir süre önce gerçekleşmiş olmalı.. Çünkü Gül o zamandan bu yana Erdoğan’a dokunacak ciddi hiçbir “eylem”de bulunmadı! İçki yasasını onayladı. RTE’nin Gezi Parkı’na büyük saldırısından hemen önce de, protestoculardan parkı boşaltmalarını istedi.. Başka bir şey daha dedi: Türkiye’de basın özgürlüğü vardır, demokratik bir ülkedir.. Batı basınında çıkan eleştirilere karşı çıktı.. Bu konularda da RTE’nin tam yanında durdu.. Hem de, ülkede demokrasi ve özgürlük yoksunluğunun, medyada Tayyipleşmenin ayyuka çıktığı bir zamanda! Bir nokta daha: Kılıçdaroğlu’nun “liderler zirvesi” talebini de geri çevirdi... Gerçekten de çok anlamsız bir girişimdi! GülRTE ittifakını okuyamamış bir girişim! HHH Peki ittifak neden oldu? Diyorum ki, girişim RTE’den geldi! Neden? Parti içinde büyük rahatsızlık vardı ve Gül’ün yeni parti kurma arayışı ayyuka çıkmıştı. İkincisi, ABD ve bazı AB ülkeleri (İngiltere örneğin, Hollanda vb), RTE yerine Gül’ün ülkede dümeni ele almasından yanaydılar. ABD’den Gül’e çok açık destek geldi (Akil adam vb), RTE’ye de çok eleştiri! Parti içinde oluşan bu kanat+ABDAB desteğine RTE karşı durabilemezdi! Ne kadar “milli irade” diye söylenip dursa da! Valla, medyayı da yanına aldıklarında, RTE’yi yıkıp geçebilirlerdi.. Partinin diğer önde gelenleri (Arınç mesela), RTE’nin papağanları durumuna itilip duruyordu.. Ayrıca Cemaat’i unutmayalım, ki Gül’e, AKP içinde oluşacak bu yeni oluşuma kesin desteğe hazırdılar.. HHH RTE ve adamları bunu okudu. Önümüzdeki süreçte patlayacak büyük fırtına karşısında yıkılıp gitmektense, ittifaklara yöneldi! Tabii en önemli ittifak Gül ile yapılacaktı. Böylece parti içinde “muhalefeti” de denetim altına almış olacak ve bölünmeyi önleyecekti.. Parti içindeki diktasını da sürdürecekti böylece.. Ne karşılığı peki? Üç olasılık var: Ya, RTE “Başkan” seçilmesi durumunda hükümeti kurması için Gül’ü Başbakan atayacak.. Ya Gül partinin Cumhurbaşkanı adayı olacak ikinci kez, bu durumda tüzük değişecek ve RTE Başbakan adayı olarak seçimlere girecek.. Ya da, eğer Başkanlık anayasası rafa kalkarsa, Gül ile Erdoğan, yer değiştirecekler, Putin Medvedey rollerini oynayacaklar.. RTE’nin bir diktatör rolünde ortalıkta esip gürlemesinin ve partisinde kimsenin sesini çıkarmamasının ardında (E. Günay ve iki milletvekili dışında), cephe gerisini bu sağlama almak yatıyor. Şüphesiz, bu ittifak şimdilik böyle, ama ortaya çıkacak yeni durumlar, halk, ABDAB ve dünya demokratik güçlerinin baskı ve tepkileri, Suriye, İran, Kürt meselesi ile ekonomideki kötü gidiş, bütün bu ittifakları yerle bir edecek ve yeni oluşumları ortaya çıkaracak güçlü potansiyellerin hepsini barındırıyor.. Hem de şiddetle! Başbakan Erdoğan, polisin orantısız güç kullanmasına yönelik tepki kararı alan AP’ye çattı ‘Bunlar şaşırmış ya’ Çiçek’ten direnişçilere ve siyasilere çağrı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Gezi Parkı nedeniyle yaşanan olaylara ilişkin yaptığı değerlendirmede parti liderlerine, “Siyaset zemininde uzlaşamıyorsak hiç olmazsa hukuk zemininde uzlaşalım” çağrısı yaptı. Eylemcilerin de artık bu işi “bir noktada bırakmalarını” isteyen Çiçek, “Ötesi üzüm yemek değil, bekçiyi dövmek anlamına gelir” dedi. Çiçek, Dünya Kan Bağışı Günü nedeniyle Kızılay’ın Meclis’te kurduğu stantta kan bağışında bulundu. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çiçek, “Mesajı aldık denildi. Bu noktada bırakmak lazım. Ötesi üzüm yemek değil, bekçiyi dövmek anlamına geliyor. Zararın 7080 trilyonu geçtiği söyleniyor. Olaylardan ders çıkaracaksak bunun için de kavga ortamının sonlanması lazım” dedi. Dünyanın hiçbir yerinde cebir ve şiddetin hak arama yöntemi olarak kullanılamayacağını söyleyen Çiçek, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararları anımsattı. ARINÇ: Burası dingonun ahırı değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Taksim Gezi Parkı direnişinin ilk günlerinde “ılımlı” mesajlar veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, göstericilerin polis zoruyla alandan çıkarılması üzerine mesajlarını sertleştirdi. Katıldığı bir televizyon programında Arınç, “Kusura bakmasın, burası dingonun ahırı değil, burası hukuk devleti” dedi. Aşırı şiddet kullanan polislere yönelik soruşturmanın yakında başlatılacağı mesajını veren Arınç, “İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında da soruşturma var mı” sorusuna ise “Bence genel bir soruşturma için İçişleri Bakanımızın bir talimatı oldu” karşılığını verdi. Arınç, gösterileri bastırmak için jandarmanın görevlendirilmesine ilişkin de “Polis, güvenlik güçlerimiz işbaşında, yetmiyorsa jandarma işbaşında, yetmiyorsa yine illerde il idaresi kanununca valilere tanınan yetkilerle Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarından bile istifade edilebilir. Türkiye 35 kişiye bırakılacak kadar ucuz bir ülke değil. Bunlar bastırılır. Sorumluları yakalanır ve adliyede hesaplarını verirler. Ama millete karşı büyük bir haksızlık yapmış olurlar” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Parkı olaylarında polisin orantısız güç kullanmasına yönelik tepki kararı alan Avrupa Parlamentosu (AP) hakkında “Bunlar şaşırmış ya. Böyle bir AB Parlamentosu’nu da ben tanımıyorum. Omurgalı olmaya mecbursunuz” diye konuştu. Erdoğan, Yurtdışı Va tandaşlar Danışma Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Gezi Parkı’nda çevre duyarlılığı ile başlayan sonra demokrasiye, milli iradeye ve hükümete karşı son derece organize eylemler haline dönüşen olaylar yaşandığını ifade etti. Gezi Parkı eylemlerini Vandallık, barbarlık, yağmacılık olarak nitelendiren Erdoğan, Gezi Parkı odaklı olaylarda dünyanın gerçek yüzünü gösterdiğini ifade etti. Erdoğan, şunları dile getirdi: “Küçük çaplı bir toplumsal hareket, bazılarınca doğru okunamadığı için Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki toplumsal hareketlere benzetildiği için dost görüntüsü altındaki bazıları, ne kadar samimiyetsiz, ne kadar yapay olduklarını anında gösterdiler. Kimi uluslararası medya kuruluşları, kimi Avrupalı siyasetçiler ve kurumlar, olayları anlamadan, dinlemeden, analiz etmeden; biraz da olayları tahrik etmek için anında maskelerini indirdiler. Ne dediler: ‘Türki ‘Yurtdışındakiler meydanlara çıkmalı’ Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına seslenen Erdoğan, “Sizin tavrınız onlardan çok daha baskın olmalı. Siz onlardan çok daha güçlü olarak o meydanlara çıkmalısınız. Kapalı spor salonlarıysa oralarda, statlarsa statlarda. Terör örgütü de bunları yapmadı mı? Yaptı. Eğer meydanları siz onlara bırakacak olursanız oralardaki yönetimlerin de onlara destek verdiğini görürsünüz. Buralardaki duruşunuz da çok önemli” diye konuştu. Türkiye’ye yönelik karalama saldırının örgütlü bir şekilde yürütüldüğünü savunan Erdoğan, önceki gün İstanbul’da yapılan mitingi CNN’in “Hükümet karşıtı protesto” diye yalan haber yaptığına işaret etti. Erdoğan, “Utanmadan sıkılmadan 12 saat sonra bunları siliyor. Oraya gelenlerin hepsi antidemokratik uygulamalara karşı toplandılar” dedi. Erdoğan, toplantıya katılanlara yurtdışındaki vatandaşlara tanınan dövizli askerlik uygulamasındaki bedelin ne olması gerektiğini sordu. Katılımcıların 10 bin Avro’nun altında olması yönündeki istekleri üzerine Erdoğan, “Bunlar pek işime gelmiyor ama neyse” dedi. Fotoğraf: AA ye de aynen Arap baharı yaşayan ülkeler gibi Türk baharını yaşamaya hazırlanıyor.’ Halbuki biz Türk baharını 2002’nin kasım ayında yaşadık ve o günden bugüne Türkiye’de bir Türk baharı esiyor.” Erdoğan, şöyle konuştu: “AP’de alınan kararı görüyorsunuz. Bunlar şaşırmış ya. Bunlarda dürüstlük, ahde vefa diye bir şey yok. Sizin bir defa bizimle ilgili böyle bir karar almaya yetkiniz var mı? Sen önce bunu parlamento üyelerin için bu kararı ver. Yunanistan’da, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da neler oluyor? Bunlara karşı sessiz kalacaksın, Türkiye’de antidemokratik bir eylem yapılacak, işgal var, kamu binala rına, araçlarına, sivil araçlara karşı bir eylem yapılacak, bununla ilgili kalkacaksın, koruma kollama görevini yapan güvenlik güçlerine karşı karar almaya yöneleceksin. O zaman siz de antidemokratsınız, sizin demokrasiye saygınız yok. Sizin, bir defa özgürlük anlamınız, tanımınız farklı. Başkalarının özgürlük alanlarına saldıranlara siz destek çıkıyorsunuz. Benim özgürlük alanıma saldırana sahip çıkana ben de karşıyım. Böyle bir AB Parlamentosu’nu da ben tanımıyorum. Sadece orada bir tabelan olur. Dürüst olacaksınız, hakkı savunacaksınız. Omurgalı olmaya mecbursunuz, omurgalı olmaya mecburuz. Omurgalı olmayandan bir şey olmaz.” Fotoğraf: UĞUR DEMİR Döviz bedelini sordu Gül: Amaç hasıl oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kendisine Taksim Gezi Parkı protestoları ile ilgili olarak “Amacın hasıl olduğunu ve mesajların devlet ve hükümet tarafından alındığını ve bunun ifade edildiğini, artık bu işlerin devam etmesi halinde meşruiyet zemininin kalmayacağını söylediler” dediğini aktardı. Cumhurbaşkanı Gül, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’i kabul etti. Kabulün ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özdebir, Gül’ün de, istenmeyen bir sürece girildiğini ve bir an evvel bu sıkıntılı durumun sonuçlanması gerektiğini, kısa ve orta vadede Türkiye’nin neler kaybettiğini herkesin yaşayacağını söylediğini aktardı. Özdebir, “Sorunların genel hayatı etkileyecek şekilde değil de hukuk çerçevesinde halledilmesi gerektiğini söylediler. Amacın hasıl olduğunu ve mesajların devlet ve hükümet tarafından alındığını ve bunun ifade edildiğini, artık bu işlerin devam etmesi halinde meşruiyet zemininin kalmayacağını söylediler” diye konuştu. İnce: Recep’in kimyasal Avni’si ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Gezi Parkı protestolarında eylemcilere “kimyasal” içerikli su sıkılmasına tepki gösterirken İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu kastederek “Saddam’ın kimyasal Ali’si vardı. Recep’in de kimyasal Avni’si var artık” sözleriyle yüklendi. Başbakan Erdoğan’ın Reyhanlı’da yaşamını yitiren yurttaşlarla ilgili kullandığı “53 Sünni vatandaşımız öldü” sözlerine de tepki gösteren İnce, “Ölülerimizi bile ayrıştırdılar. Yani Aleviler ayrı, Sünniler ayrı, Şafiler ayrı mı ölüyor bu ülkede” sorusunu yöneltti. AKP’nin Ankara ve İstanbul’da yaptığı mitinglere de tepki gösteren İnce, kamu olanaklarıyla insanların Erdoğan’ın mitingine taşındığını ifade etti. Bunu sadece “faşist diktatörler”in yaptığına işaret eden İnce, “Kenan Evren’in de referandumu var, Başbakan da şimdi referandumdan söz ediyor. Hitler’in de referandumu vardı. Esad’ın da, Mübarek’in de referandumu vardı” diye konuştu. Gezi Parkı’nı halkı gaza boğarak boşaltan polis şimdi parktaki banklarda uyukluyor. Patronlardan ziyaret Erdoğan’la görüşen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, demokratik standartların yükselmesinin sorunları çözeceğini vurguladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak, “Demokratik standartlarımızı yükseltmek, demokrasimizi geliştirmek bizi güçlendirir. Dış bir etki varsa o etkileri de etkisizleştirir” dedi. Yılmaz, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Başbakanlık Resmi Konut’ta 1.5 saat görüştü. Görüşme sonrası açıklama yapan Yılmaz, hem çözüm sürecini rahatlatacak hem de Türkiye’yi 21. yüzyıla taşıyacak bir demokrasi beklediklerini aktardıklarını söyledi. Yılmaz, Taksim Gezi Parkı direnişine ilişkin “Türkiye’nin sorunlarının çözümünde üzerimize düşen görevi yapmaktan kaçınmayız. Biz bütün bu olaylara ülkenin ileriye gitmesinin dışında yakıp yıkmak terör ve şiddeti asla kabul etmeyeceğimizi belirtmek isteriz” ifadelerini kullandı. Yılmaz faiz lobisiyle ilgili soruya da Türkiye’de düzenleyici ve denetleyici kurumların var olduğunu ve bu kurumların gerekli tedbirleri alacağına yönelik görüşmelerde bulunduklarını söyledi. Melih Gökçek yine tuzağa düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, yalan habermizah sitesi Zaytung’un haberini doğruymuş gibi Twitter hesabından paylaştı. Gökçek’in paylaştığı haberin içeriğinde Gezi Parkı çadırlarında polisin baskının ardından atom bombası planlarının bulunduğu belirtilmişti. Zaytung.com adlı internet sitesinde yapılan haberi gerçek sanan Gökçek de “Gezi Parkı’ndaki çadırlardan çıkan vahşet planları” diyerek, bulunduğu iddia edilen atom bombası planının fotoğrafını paylaştı. Gökçek daha sonradan bu tweet’ini sildi. Paylaştığı bu tweet’in yayılmasının ardından da Gökçek’in, “Hangi şerefsiz uydurdu o tweet’i....O tweet’i uyduran şerefsizdir” demesi dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle