16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Taksim Gezi Parkı’nda nöbet tutan çevrecilerin polisin biber gazı, tazyikli su ve coplu müdahalesiyle parktan çıkarılmasına yurt genelinde protestolar bitmiyor AKP’ye tepki dinmiyor Ege’den ‘hükümet istifa’ sesleri! Fotoğraf: EMRE DÖKER Polis Devleti... Ya 1940’ların sonu ya da 1950’lerin başı olmalıydı. Üstgöztepe’deki Kayışdağı suyu çeşmesinin çevresindeki arsadan bozma meydancıklardan birinde topaç çeviriyorduk. İddialı bir yarıştı. Sıra ile bir önceki arkadaşın, atarak çevirmeye başladığı topacı, sıradaki arkadaş, ucuna kabara çakılmış şimşir topacıyla parçalamaya çalışıyordu. Arada mola veriyor ve bir süre önce aramızdan ayrılan Büyük Cımbız Orhan’ın seyrettiği filmin kahramanını canlandırmasını izliyorduk. Başrollerdeki kabadayı, yapılmasını istediği şeyi yapmayan birine kızmıştı. Orhan, sağ elinin başparmağı ve işaret parmağı ile tabanca yaratıp, kabadayıyı seslendiriyordu. Sen haa, bana haa!.. ...... Al sana! Dan, dan, dan... Yıllar sonra anımsamak o kadar kolay oldu ki... HHH Polis dün Taksim Meydanı’na çıkan cadde ve sokakların başlarını tutmuştu. Ve meydan bu nedenle görevli polisleri saymazsak bomboştu. Başbakan’ın Ankara’daki “Milli İradeye Saygı” mitinginde “Boşaldı, boşaldı. Boşalmadığı takdirde, artık bu ülkenin güvenlik güçleri orayı boşaltmayı bilir” demesinden kısa bir süre sonra Gezi Parkı’na polis saldırısı başlatıldı. Oysa yaratılan yalancı barış havasına kananlar, gönül rahatlığı ile çocuklarını da yanlarına almış, yaşlı kadın ve erkeklerle anneler de parkta toplanmıştı. “Vur abalıya” örneği; tazyikli suyun, biber gazı fişeklerinin kurbanı oldular. Saldırı öteki il ve ilçelerde de öfke yarattı. Tepkiler yaygınlaştı. Türkiye dün, tam bir polis devleti görünümündeydi. HHH Yöneticilerin, övünme nedenlerinden biri de emniyet güçlerinin çoğunluğunun yükseköğrenim görmüş kişilerden oluşuyor olması. Askerliğini çavuş olarak yapmışların kolayca polis oldukları günlerden bu güne gelmiş olmamız iyi bir şey sayılabilir. Ama neyin değiştiğini sorgulayınca değil ileriye, geriye gidildiği görülüyor. Şu da bir başka ülke gerçeği. Çeşitli fakülte ve yüksekokulu bitirmiş, öğretmen olmayı denemiş, başaramayınca da geçim derdinden polisliği tercih etmek zorunda kalmış çok sayıda gencimiz var. Acaba ölçüsüz ve zaman zaman acımasız davranışların nedenleri arasında bu durumun da katkısı olabilir mi? Uzmanları bu soruyu da irdeleseler iyi olmaz mı? HHH Gezi Parkı’ndaki çadırlar, seyyar aşevi, büfeler temizlik işçileri tarafından araçlara yüklenip götürüldüler. Temizlik işçileri topladığına göre çöpe gitmiş olmalılar. Pekiyi de, acaba gönüllülerin getirdiklerinden oluşan kitaplıktaki kitaplar ne oldu? Bir dönem Avrupa’da kitap yakmak modaydı. Askeri yönetimler döneminde korkudan kendi kitaplarını yakanlarımız oldu. Yasak ve tehlikeli sayılan kitapların çoğu SEKA’da kâğıt hamuru yapıldı. Bu nedenle iflas eden yayınevleri ve kitapçılar oldu. AKP toplatılan kitapların tutarının ödeneceğini söyleyerek yasa çıkardı. Ama, dava açmak için istenilen teminat, iflas etmiş kişilerin ödeyemeyeceği tutarda olduğundan dava açılmasının önü kesildi. Yani yapılan iyileştirme havada kaldı. İster misiniz Gezi Parkı’nın kitapları da bu kez çöpe gitmiş olsun. Neden yadırgayalım ki... İnsanın değeri olmayan bir ülkede kitabın ne değeri olur ki... Gündoğdu’da baskın nöbeti! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Taksim’e yapılan polis şiddeti başta İzmir olmak üzere Ege Bölgesi illerinde protesto edildi. İzmir, Taksim Gezi Parkı’na yapılan polis saldırısının ardından uyumadı. Kentin tüm metropol ilçelerinde yurttaşlar sabaha kadar sokakta AKP hükümetini protesto etti. Saldırı haberini alanlar Bostanlı, Karşıyaka, Bornova, Buca, Çiğli, Güzelbahçe, Narlıdere, Balçova, Konak’ta ellerinde Türk bayraklarıyla kendilerini sokağa atarken, sokaklar tencere tava sesleriyle inledi. Direnişin başladığı günden beri sembol alanı haline gelen Gündoğdu’da da iki bine yakın yurttaş çadırların olduğu bölgede sabaha kadar olası polis baskınına karşı nöbet tuttu. Sabah saat 05.00’i gösterirken bazı direnişçiler Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın anıtı önünde Türk bayrağıyla fotoğraf çektirirken bazı gruplar da son yaşanan durumu ve yapılabilecekleri çadırların etrafında oluşturdukları forumlarda tartıştı. Alanda gece geç saatlerde bile çadırını alıp gelen ve Taksim Direnişi’ne destek vermek isteyen gruplar olduğu görüldü. Binlerce kişiye Alsancak’ta yaşayan yurttaşlar da balkonlarına astıkları Türk bayraklarıyla destek verdi. Denizli’de Delikliçınar Alanı’ndaki hükümeti protesto eylemleri dün gece geç saatlere kadar sürdü. Alanda toplanan kalabalık, sloganlarla hükümeti istifaya çağırdı. Eylemde öğrenciler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için hazırladıkları karneyi açıkladı. Notları teker teker okuyan öğrenciler Erdoğan’a insan hakları, demokrasi, adalet, milli bayramlara katılım, çevre ve doğa, halkla ilişkiler, Atatürk devrimleri, bilim, binicilik, mantık başlıkları altında topladıkları derslerden “sıfır” verdi. Aydın’da da birçok kişi Gezi Parkı’na müdahaleyi tencere tavalara vurarak protesto etti. Didim Akbük’te ellerinde Türk bayraklarıyla yüzlerce kişi protesto gösterisi düzenledi. Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi, AKP’nin talimatıyla yurttaşlara ve gazetecilere yapılan ve halen devam eden saldırıları kınadı. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, “AKP iktidarı yarattığı tabloyla yok olup gidecektir. Bu onların son dönemidir” dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası üyeleri, dün Cumhuriyet Alanı’nda Atatürk anıtı önünde bir araya gelerek Taksim’de direnişçilere uygulanan şiddeti protesto etti. TGS İzmir Şube Başkanı Halil İbrahim Hüner, İstanbul’da ortaya çıkan “vahşetin” sorumlusunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti olduğunu söyledi. Çadırını alan alana geldi ‘AKP’nin son dönemi’ Yurt Haberleri Servisi Taksim Gezi Parkı’nda nöbet tutan bir grup çevrecinin, polisin biber gazı, tazyikli su ve coplu müdahalesiyle parktan çıkarılmasına yurt genelinde tepki yağdı. Birçok ilde polisin ve hükümetin uzlaşmaz tavrı protesto edildi, geç saatlere kadar süren protestolarda zaman zaman gerginlikler yaşandı. Yurt genelinde protesto eylemleri şöyle: GAZİANTEP: Gaziantep Taksim Platformu’nun düzenlediği eylemde Balıklı Parkı’nda toplanan Türkçe, Kürtçe ve Arapça yazılı dövizler taşıyan grup bir kilometre uzaklıktaki Yeşilsu Parkı’na kadar yürüdü. Burada çoğunuluğunu kadınların oluşturduğu grup adına konuşan EğitimSen Kadın Sekreteri Elif Bezgin, hükümetin Gezi Parkı’ndaki eylemcilere yönelik tavrını kınayarak barış süreciyle ilgili somut adımlar atılmadığına dikkat çekti. Akşam saatlerinde de bir başka grup Yeşil Su Parkı’nda toplanarak hükümeti protesto etti. SAMSUN: İlkadım ilçesinde öğretmenevi önünde toplanan grup İstiklal Caddesi’nden yürüyerek Uğur Mumcu Parkı’nda toplandı. Burada grup adına açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü Müşfik Veysel Erdoğan, “Zulme, baskıya ve şiddete asla boyun eğmeyeceğiz. Bu korku imparatorluğu çökene kadar alanlarda olmaya devam edeceğiz” dedi. ADANA: Atatürk Parkı’nda toplanarak AKP il binasına yürümek isteyen yaklaşık 2 bin kişiye polis tazyikli su ve gaz bombalarıyla müdahale etti. Parkın içindeki çadırları söken Çevik Kuvvet ekipleri gazetecileri de parka sokmadı. Müdahale sırasında çok sayıda kişini çeşitli yerlerinden yaralanırken, çok sayıda kişi de gazdan etkilendi. Olaylarda 12 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. BURSA: Gezi Parkı eylemlerine destek vermek amacıyla önceki gün akşam saatlerinden itibaren Heykel’de toplanan bir grup hükümeti protesto etti. Bazı protestocular trafiğe kapanan yolda çadır kurarak dün sabaha kadar eylemlerini sürdürdü. ESKİŞEHİR: Eskişehir’de ilk olarak dün akşam saatlerinde çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından Taksim Gezi Parkı eylemcilerine destek amacıyla yürüyüş düzenlendi. Kalabalık grup 4 Haziran’dan bu yana Espark Alışveriş Merkezi yanında çadır kurarak Taksim Gezi Parkı eylemcilerine destekte bulunanların yanına geldi. Grubun sayısı kısa sürede 30 bin kişiye ulaştı. MERSİN: İstanbul’da Gezi Parkı’na müdahale edilmesinin ardından önceki akşam Adnan Menderes Bulvarı üzerindeki Barış Meydanı’nda yaklaşık 2 bin kişi bir araya geldi. Ellerinde çeşitli dövizler taşıyan eylemciler, “Çapulcu köyü burada, Tayyip nerede”, “Bu daha başlangıç, barışa bekleriz”, “Hükümet istifa”, “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. ZONGULDAK: İsmet Paşa Parkı’nda toplanan grup Gezi Parkı’na yönelik polisin müdahalede bulunmasına tepki gösterdi. “Her yer Taksim her yer direniş” sloganı atan gruba çevredeki yurttaşlar da destekverdi. TUNCELİ: Cumhuriyet Caddesi’nde bir araya gelen yüzlerce kişi buradan alkış ve sloganlarla AKP il binasının önüne yürüdü. Cadde üzerinde ateş yakıp alkışlı protestolarda bulunan grup gece geç saatlere kadar eylemini sürdürdü. Bölgede yoğun önlem alan polis ekipleri, eylemi uzaktan takip etti. ESKİŞEHİR MERSİN ZONGULDAK Taksim’e önceki akşam gerçekleşen polis müdahalesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Yurdun dört bir yanında düzenlenen gösterilerde polisin ve hükümetin uzlaşmaz tavrı protesto edildi. Zaman zaman gerginliklerin de yaşandığı eylemler geç saatlere kadar devam etti. İZLENİM/ARİF KIZILYALIN Taksim yolunda cadı avı! Günlerden pazar. 810 saat önce savaş yerini andıran Taksim, Nişantaşı, Şişli, Mecidiyeköy güzergâhı gergin. Halk, “yasaklanan” Taksim’e yürümek niyetinde. Kimi bir gece önceden Çekmeköy’de başlamış Gezi yürüyüşüne; kimi Ümraniye, kimi Kadıköy’den gelmiş. Hem de tabana kuvvet. Ama polis jandarma TOMA ve çevik kuvvetle İstanbul’un merkezini “koruma” telaşında; kimden, neden koruduklarını bilmiyorlar ya neyse! Divan Oteli’nin giriş katını revire çevirmesinden esinlenen bazı oteller, kapılarını yaralı direnişçilerle doktorlara açmış. İçeride resmen tıbbi hizmet veriliyor; tutuklanma endişesine rağmen! Kimi kafasına darbe almış, kiminin ayağında yanık var; en çok da TOMA’lardan sıkılan sarımavi renkli suyun yarattığı yanıklar. Baret taktığı için gözaltına alınan biri doktor 3 hemşire tepkilerden çekinildiği için serbest bırakılıyor; ama tutukluluk şartlarını ne siz sorun ne onlar anlatsın. Çevik kuvvet resmen gerilla taktiği uyguluyor. Bir ileri, bir geri. Kimi zaman apartmanlara, kafelere zorla girilip kadın çocuk demeden basıyorlar tokatı; itiraz edene direkt tutuklama. Belli ki Çevik Kuvvet Emniyet Müdürü Fatih Sarıyıldız’ın, “2., 3., 4. Çanakkale Destanı” söylemleri yine gücün orantısını kaçırmış! Öğleden sonra halk, “yüzde 50 Kazlıçeşme’ye gidiyorsa yüzde 50 de Gezi’ye” diye yeniden harekete geçiyor. Ama TOMA’lar, ara sokaklar, esnaf, alışveriş yapanlar, evine gidenler ve demokratik hak için yürüyenleri “bizden değil” diye görmüş olsa gerek basıyor gazı. Minicik bir çocuk (Taha), TOMA’dan gelen pis suyla sırılsıklam, kargaşada ağabeyini de kaybediyor. 1011 yaşlarında ama babasının, ağabeyinin telefonunu anımsamıyor. Soyadını bile güç bela söylüyor; bu çocuğu kimin korkutmaya hakkı var? Akşam Halaskârgazi’de binlerce yurttaş var; bazen etrafı gaz basıyor. Helikopterden atıldığı iddiaları yoğun ve Şişli Etfal’e hasta götüren ambulanslar da şüphe altında; sabah saatlerinde birinin içinde gaz bombası olduğu iddiaları nedeniyle halk, her ambulansı durdurup arıyor ve geçiş izni veriyor. İşte İstanbul’un dünkü hali. Abdullah Cömert için insan zinciri Hatay’daki protestolar sırasında kafasından yaralanan ve hastanede hayatını kaybeden Abdullah Cömert’i anmak için Samandağ’dan Antakya’ya “Barış ve Kardeşlik Zinciri” oluşturuldu. Samandağ Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan grup, dalından kopardıkları bir gülü, AntakyaSamandağ yolu boyunca insan zinciri oluşturarak, elden ele geçirmek suretiyle Cömert’in hayatını kaybettiği Armutlu Mahallesi’ne kadar ulaştırdı. Cömert’in annesi ve babası aldıkları gülle beraber yol boyunca vatandaşları selamladı. (MEHMET ALİ SOLAK) İZLENİM/SERDAR KIZIK Onca şiddet, baskı, tehdide karşın halkın acımasız şiddet uygulayan iktidara karşı tepkisi dalga dalga büyüyor. Dipten gelen dalga Taksim’e son müdahalenin ardından ülkenin dört bir yanında yükseliyor. Gelişmeleri sınırlı ölçüde, sınırlı sayıda yayımlayan birkaç televizyondan haberdar olanlar yollara döküldü... İktidar toplumu ayrıştırıyor, bölüyor, kışkırtıyor, yalan söylüyor ve şiddet uyguluyor çünkü. Hukuksuz yasaklar uygulanıyor. Dünyada görülmedik, kullanılmadık biçimde içinde ne olduğu belirsiz gaz kullanılıyor. Boş sokaklarda bile, apartmanlardan “Hasta var, atmayın” uyarılarına, Sokaklar, Alanlar Yangın Yeri... balkonlara gaz bombaları fırlatılıyor yanıt olarak. Acımasızlık ve şiddet kol geziyor ülkemde. Taksim ve çevresinde barışçıl göstericilere yönelik müdahale, alanları, sokakları, caddeleri yangın yerine dönüştürdü. HHH Barışçıl direniş yapanları terörist ilan ediyor. Giriş katı revire dönüşmüş Divan Oteli’ne, Alman Hastanesi’ne gaz ve su sıkılıyor; çoluk çocuk soluk alamıyor. Yaralılara yardım eden tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları kelepçelerle gözaltına alınıyor. Gaz tabancaları hedef alınarak kullanılıyor, 14 yaşındaki bir çocuk daha başına gelen kapsülle ağır yaralanıyor. Ambulanslara taşınan yaralılara bile basınçlı su sıkılıyor. Savaşlarda bile olmayacak bir gaddarlık, insanlık suçu sergileniyor ne yazık... İstanbul Valisi, TOMA’lardan sıkılan, insanları iki üç saat cayır cayır yakan suyun ilaçlı olduğunu ama kimyasal içermediğini söyleyebiliyor nasılsa. Yetmiyor “Vatandaşlarımız bu suya alıştı. Hatta bazıları bana da sık diye bağırıyor” sözleriyle kara mizah yapabiliyor... Gezi Parkı eylemlerinin ilk günü kullanılan şiddet için “yanlış yaptık” diyen iktidar yetkilileri, tutumlarını değiştirmeden sürdürüyor. Hesap vermesi gerekenler, “hesap soracaklarını” haykırıyor. Yeter diyor insanlık, yaşananlar vicdanlara sığmıyor... HHH Gezi Parkı’na müdahalenin ardından Ege’de halk sokaklara dökülüyor Atatürk posterleri ve bayraklarla. Tanık olduklarını, gördüklerini, haberleri paylaşıyorlar. Alsancak, Bornova, Narlıdere, Karşıyaka, Çanakkale, Manisa, Denizli ve Muğla ayakta geçiriyor geceyi. İktidara ve Başbakan’a yönelik istifa istemleri tencere tava seslerinin arasında sokaklarda yankılanıyor. Ne gaz, ne basınçlı su, ne baskı, ne tehdit, ne yıldırma sökmüyor... Lefkoşa’dan Gezi desteği Haber Merkezi Taksim Gezi Parkı’nda gerçekleşen polis müdahalesini protesto etmek isteyen bir grup, Lefkoşa’da Kuğulu Park’ta toplanıp Türkiye Cumhuriyeti elçiliği önüne yürüdü. Eylemciler, Türkiye’nin dört yanına yayılan olayları protesto etmek için Türkiye elçiliği önünde dün sabaha kadar oturma eylemi yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle