16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER Dört Dörtlük Diktatör İnsanların cenazelerini istedikleri gibi kaldırmalarını polis zorbalığı ile engelliyorsan... Beyaz gömlek giyen yurttaşları bile vayy bu doktor olabilir düşüncesiyle gözaltına alıyorsan... Doktorların kollarına kelepçe takıp halka istediği gibi sağlık hizmeti vermesini yasaklıyorsan ve üstüne üstlük soruşturma açıyorsan... “Polisin”, anayasal hakkını kullanmak için örneğin Taksim’e doğru giden yurttaşların kafasını gözünü yarıyor, gözünü çıkarıyor, biber gazıyla ve TOMA sularıyla durmadan zarar veriyor ve sakat bırakmaya çalışıyorsa... Çoluk çocuk yaşlı genç... halkının bütününe devlet şiddetini en kabasından, en alçağından, en vahşisinden uyguluyorsan... Gezi Parkı gibi, tamamen İstanbulluları ilgilendiren bir alanda ve mikro bir konuda “kışla yapılacaktırrrr” diye bütün ülkeye dayatıyor ve bunun için bütün ülkeyi yangın yerine çeviriyorsan... (Batsın Kışlan!!!) Gazetecileri görev yapmasınlar diye gözaltına aldırıyorsan... Gazete patronlarını karşında el pençe divan durduruyorsan... Bir emirle Gezi Parkı’nı dağıtıyorsan... Otellerin içine baskın yaparak müşteri ve sığınanları gaz bombalarına boğuyorsan... Hastane bahçelerine gaz bombaları atıyorsan... Mitinglerde topladığın insanlara yalan yanlış şeyler söylüyorsan... Camide içki içtiler (velev ki biri yapmış olsun!) diyerek bütün halkın dini duygularını kaşıyarak gösterilere kışkırtıyorsan... Kürsülerden, durmadan ve her gün neredeyse, işadamlarını, banka müdürlerini, hâlâ sana yeteri kadar uşaklık etmediklerini düşündüğün medya patronlarını tehdit edici şeyler söyleyebiliyorsan... Halka, şirketleri hedef gösteriyor ve alışveriş yapmamalarını söyleyebiliyorsan... Anayasal hakların, yasalardaki hakların kullanılmasını önlüyorsan... insan hak ve özgürlüklerine, sağlıklı yaşam hakkına amansızca saldırtıyorsan polisini... Kendi dini inançların doğrultusunda yasalar yaparak bunu halka bir yaşam standardı olarak dayatıyorsan durmadan... Yargıyı istediğin gibi yönlendiriyor ve kürsülerden emir veriyorsan neredesiniz diye... Her gün, bazen günde 6 kez durmadan konuşarak milleti barıştırmak ve kaynaştırmak yerine birbirine düşman etmeye çalışıyorsan... Polisi yere göğe sığdıramayarak uyguladığı büyük şiddeti ve vahşeti böylece yüceltiyorsan... Zulme uğrayanlar hakkında tek kelime söz etmeyerek ve uyarı yapmayarak polisine dolaylı olarak hadi arkandayım yürü diyorsan... İçki içenlere ve halkın çok değer verdiği kahramanlarına ayyaş diye seslenerek aşağılayıcı davranabiliyorsan... Silivri’yi haksız ve hukuksuz tutuklananlar, mahkum olanlar, yargılananlar cehennemine çeviriyorsan... Kusura bakma usta, tam dört dörtlük bir diktatörsün! Yok yok, eksiği var fazlası yok... HHH Kusura bakma usta sen bu halkı durduramazsın, bugün bastırırsın, ama yarın yine karşındadır... Ülkeyi, ancak sürekli zorba polisiye önlemlerle yönetebilecek bir duruma getirdin. Bir kez ipler koptu, köprüler atıldı sen ve destekçilerinle bu halk arasında... Bu yazıyı yazarken uzaktan TV’den bağırış çağırışın geliyor yine.. zerre kadar ne dediğini merak etmiyorum... Ne ortak bir duygu kaldı ne ortak bir düşünce, ne tasada ve sevinçte birlik... Ortak ülke, ortak bayrak, ortak gelecek... hiçbiri kalmadı usta... Hepsinin üzerinden yıktın geçtin; yerle bir ettin... Halkla arana kan girdi, çıkan gözler, kırılan kafalar girdi, şehit direnişçiler girdi; feryat eden analar, babalar, çocuklar girdi.. Sen yıkılmayı hem de tepetaklak, çoktaaan hak ettin bu milletin gözünde. Meşruiyetini yitiriyorsun, pek çok insana göre yitirdin usta... Seni, alanlara toplamaya çalıştığın ve milli irade adını taktığın on binler bile sandıkta kurtaramayabilir... HHH Ülkenin tepesinde bir diktatör.. dediğim dedik, çaldığım düdük.. En yakın arkadaşlarını, partisi dahil herkesi susturmuş... Ve yanında sadece diktatörümüzü yedirtmeyiz diyenler ve evet efendimci ve diktatörlüğü paylaşan palyaçolar... Sokaklara bak usta; büyük vahşete uğramış sokaklar, caddeler, çocuklar, gençler, analar, babalar, binalar, kuşlar, kediler, köpekler, börtü böcek... hepsi... Seni silmiş usta... Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ Sarısülük’ü son yolculuğuna uğurlayan kalabalığın tören yapmasına izin vermediler Cenazeden korktular ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Kızılay’daki Gezi Parkı eylemlerinde polis tarafından vurularak öldürülen işçi Ethem Sarısülük’ün hayatını kaybettiği yerde tören yapılmasına izin verilmedi. Batıkent Cemevi’nden çıkarılan cenazenin önü, İstanbul yoluna girişte polis tarafından TOMA’larla kesildi. Tüm ısrarlara karşın polis Kızılay’a gidişe izin vermeyince konvoy geri dönmek zorunda kaldı. Batıkent Cemevi’nde binlerce kişinin katıldığı törenle Ethem Sarısülük, memleketi Çorum’a uğurlandı. 1 Haziran günü Kızılay’da polis tarafından başından vurulan ve 14 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün (27) cenazesi dün sabah saat 11.00’de Batıkent Cemevi’nden alındı. Yaklaşık 20 araçlık konvoy Ethem’in naaşını, vurulduğu Kızılay’daki YKM önüne götürmek istedi. Konvoy Batıkent Kavşağı’na geldiğinde yol polis tarafından kesildi.Polise, bir grup jandarma da “destek verdi”. Ethem’in kardeşi Cem Sarısülük, yolu kesen polislere, “Sizin hiç mi cenazeniz olmadı? Ölüye de mi saygınız yok” diyerek isyan etti. Ancak polislerin amiri, “Cenazenin oraya gitmesi halinde olası bir taşkınlıkta ciddi sorunlar yaşabiliriz” dedi. Yakılan barikatlar ve atılan gaz bombaları nedeniyle Kızılay Meydanı’nı gaz ve duman kapladı. Müdahale sırasında bazı eylemciler TOMA’ların önüne yatarak ilerlemelerine izin vermedi. Bazı yurttaşlar da araçlarından korna çalarak polis müdahalesine tepki gösterdi. Sarısülük için toplanan kalabalığa polis toma ve Akrep’lerle saldırdı Aracın içinde bekleyen Sarısülük’ün annesi ise polislere “Bırakın da geçeyim. Oğlumu alıp geçeyim. Bırakın oğlumu gömeyim” diye seslendi. Bölgeye gelen CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de polisle yaptığı müzakerede sonuç alamadı. Duruma tepki gösteren Gök, “Burada cenaze var. İnsanların acılarına saygı duyun” dedi. Polisin izin vermemesi üzerine aile cenazeyi yeniden Batıkent Cemevi’ne götürmek istedi. Ancak polis, buna da izin vermedi. Cenaze yaklaşık 2 saat sıcağın altında bekletildi. Ethem’in kardeşi Cem, yaşananlara tepki gösterirken, “İzin vermezseniz arabaya binerim, ancak öldürerek indirebilirsiniz” dedi. Tepkilerin artması üzerine cemevine dönüşe izin verildi. Geriye dönen Ethem’in cenazesini saat 13.00 sıralarında Batıkent Cemevi’nde binlerce kişi karşıladı. Ethem’i uğurlamaya gelenlerin sayısı törenin başladığı saatlerde 10 bini buldu. CHP milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, İlhan Cihaner, Aylin Nazlıaka, Nihat Matkap, Malik Ejder Özdemir, BDP’li Hasip Kaplan, sanatçı Mustafa Özarslan da aileye taziye ziyaretinde bulundu. Törenin ardından söz alan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kemal Bülbül, yaşananları “devlet, hükümet ve polis terörü” olarak nitelendirdi. “Ortada Muaviye soylu bir sistem olduğunu” belirten Bülbül, “yeni Hızır Paşa’lara karşı Pir Sultan olmak gerektiğini” söyledi. Ethem’in ağabeyi Mustafa Sarısülük de gösteriler sırasında 3 kişinin katledildiğini belirterek “Bu devlet terörüne boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Tayyip Erdoğan halka savaş açmıştır. Şunu bilsin ki bu halk ayağa kalkmıştır, asla boyun eğmeyecektir. Bu direnişi büyüteceğiz, karabasan gibi üstlerine çökeceğiz. Kahrolsun faşizm” dedi. Daha sonra Ethem Sarısülük’ün naaşı Çorum’un Sungurlu ilçesine gönderildi. ‘B ırakın oğlumu gömeyim’ ‘Alanlar bizimdir’ MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Taksim Gezi Parkı’na yönelik müdahalenin ardından dün Ankara Kızılay’a şiddetli çatışmalar yaşandı. Gezi Parkı dayanışma eylemleri sırasında yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ü anmak amacıyla dün öğle saatlerinde vurulduğu yer olan Kızılay YKM önünde çok sayıda yurttaş toplandı. Yurttaşlar toplanırken valilik bir açıklama yaparak Kızılay Meydanı ve çevresinde eylem yapılamayacağını bildirdi. Eylemciler Sarısülük’ün cenazesinin Batıkent’ten getirilmesini beklerken polis, aralarında sendikaların da bulunduğu gruba TOMA ve Akrep’lerle müdahale etti. Göstericilerin üzerine gaz bombaları atıldı. Eylemciler ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk posterleri taşıdı. Bu sırada Kızılay Meydanı üzerinde Emniyet’e ait Sikorsy tipi bir helikopter devriye uçuşu yaptı. Polisin sert müdahalesine çevredeki yurttaşlar tepki gösterdi. Polisi yuhalayan yurttaşlar, “Hükümet istifa” sloganları attı. Zaman zaman polisle yurttaşlar arasında tartışma çıktı. Araya polis amirleri girdi. Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, polis müdahalesi sürerken Kızılay Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Sarısülük, kardeşinin hesabını sorana kadar halkın alanlardan çıkmayacağını söyledi. Sa rısülük, kardeşinin cenazesinin Batıkent’ten Kızılay’a getirilmesine polisin izin vermediğini belirtti. TOMA’lara direnen eylemciler, tazyikli suyla püskürtüldü. Bu sırada bazı eylemcilerin yere düşerek yaralandıkları gözlendi. Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük de tazyikli suyla yere düştü. Bazı eylemciler TOMA’ların üzerine çıktı. Zaman zaman polis alanda yakaladığı eylemcilerin yüzlerine yakın mesafeden spreyle gaz sıktı. Çok sayıda eylemci yaralanırken, yaralılar ambulanslarla hastanelere taşındı. Eylemciler GMK Bulvarı’nda barikat oluşturarak ateşe verdi. Yaralanan bir eylemciye müdahale eden sağlık ekiplerine de TOMA’lardan su sıkıldı. Sağlık ekipleri ile birlikte çevrede bulunan yurttaşlar da tepki göstererek TOMA’lara saldırdı. TOMA’lar bir süreliğine Kızılay Meydanı’ndan çekilmek zorunda kaldı. Kızılay Meydanı ile çevre sokak ve caddelerdeki çatışmalar akşam saatlerinde de devam etti. Polis, slogan atan eylemcilere gazla ve tazyikli suyla müdahale ederken, gün boyu gözatıları da sürdürdü. Gözaltına alınanlar kelepçelendi. Akşam saatleri itibarıyla gözaltı sayısının 40’u bulduğu belirtildi. Kızılay Meydanı’ndaki bir taksici, aracıyla TOMA’nın geçişini engelledi. Bunun üzerine TOMA’dan taksiye de su sıkıldı. Atılan taşlardan polisler de yaralandı. Polis hedef aldı alnından vurdu MERT TAŞÇILAR ANKARA Ankara’da dünkü çatışmalar sırasında müzisyen Mehmet Kale’yi polis gaz bombasıyla başından vurdu. Kale, Kolej Kavşağı’nda süren çatışmalardan uzak durmak için Kurtuluş Parkı’na girdi. Çatışmaların devam ettiği sırada gaz bombası sıkan polisin kendisini hedef gözettiğini belirten Kale, üzerine atılan gaz bombası ile alnından vuruldu. Hacetttepe Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Kale, yoğun bakıma alındı. Başına dikiş atılan Kale’nin yoğun bakımda tedavisi devam ederken, doktorlar Kale’nin müşahede altında tutulacağını ifade etti. Kale’nin yakını Yusuf Şahin ise Kale’nin protesto gösterilerine katılmadığını ancak buna karşın polisin kasten Kale’yi hedef aldığını savundu. Ayrıca Kale’nin müzisyen olduğuna dikkat çeken Şahin, “Mehmet’in yanında bulunan saz da kırıldı” dedi. Halk toma’ların önünde SİNAN TARTANOĞLU/MERT TAŞÇILAR ANKARA Taksim Gezi Parkı’na önceki gün yapılan polis saldırısının ardından başkentte 10 bin kişi Kennedy Caddesi’nde toplandı. CHP’li vekiller müdahale etmemesi için TOMA’ların önünde oturma eylemi yaptı. Ellerinde “Türkiye ‘Alabora’ oldu” dövizleri taşıyan eylemciler, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tepki gösterdiği Mehmet Ali Alabora’ya destek verdi. Birlerce kişi polise karşı, “Ethem’in katili hesap verecek” sloganları da attı. Taksim’deki vahşi saldırıda yurttaşların derisini kabartan ve kızartan kimyasalın ise “buhar bombası” olduğu anlaşıldı. Bomba Ankara Emniyeti’nin de elinde var. Ankara’da yurttaşlar önceki gece saat 22.00’de Kuğulu Park’ta toplandı. Binlerce kişi Tunalı Hilmi Caddesi’nden Kennedy Caddesi’ne yürüdü. Caddeyi dolduran yaklaşık 10 bin kişi, “Çapulcular burada Tayyip nerede?”, “Bibergazı oley” ve “Diktatör istifa” sloganları attı. Grubun önü ise 4 TOMA, 3 Akrep ve yaklaşık 200 çevik kuvvet polisi ile kesildi. Saat 03.00’e kadar polis, müdahale edileceğine yönelik 6 kez anons yaptı. Bölgeye gelen CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan’ın da aralarında bulunduğu vekiller müdahale edilmemesi konusunda polisi ikna etmek için uğraştı. Daha sonra vekiller TOMA’ların önünde oturma eylemi yaptı. Gökçek yine sataştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a Twitter üzerinden sataştı. Gezi Parkı direnişine polisin müdahalesini ve hükümetin açıklamalarını eleştiren Günay, Twitter üzerinden “Bırakın meydanlarda bizi protesto etsinler; bağırsınlar. Yeter artık! Ölüm acı gözyaşı olmasın!” açıklamasını yaptı. Gökçek de Günay’a şu yanıtı verdi: “... Bakanlık yaptınız ama hâlâ gerçekleri göremediniz. Hâlâ olayların farkına varamadınız ise geriye tek yorum kalır, ‘Her şey aslına çeker.’ Bilmem anlatabildim mi?” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle