15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2013 CUMA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CHP’ye Açık Mektup Modus Vivendi DİPLOMASİDE, devletler arası ilişkilerde, hatta artık yeryüzünün her yerinde gitgide daha sık kullanılan yine Latince deyimlerden biri de bu oldu. Diyelim ki, tarafların henüz çözüm bulamadığı yahut uzlaşamadığı önemli ve kritik bir sorun var. Süreçte iplerin kopmaması için, sert tartışmalara girişmektense görüşlerin birbirine yakınlaştığı bir aşamada o “yaşayış tarzı”yla yetinilir ve böylece çözüme doğru biraz daha ilerleme olanağı aranır. Zaten “modus vivendi” bu demektir. Son dönemde çıkmaza sokulmuş ya da batağa saplatılmış olan Türkiye Cumhuriyeti, acaba şu günlerin geçici sakinliğinden, biber gazı ve yakıp yıkma savaşlarının dinmesinden yararlanıp Gezi Parkı bekleyişinin ve referandum vaadinin sağladığı “modus vivendi”yle yetinebilir mi? Yoksa Cumhuriyet daha geniş bir ufka bakıp o ufkun gereklerini yerine getirecek büyük hedeflere mi yönelmelidir? slına bakılırsa, içinde yaşadığımıza inandığımız demokratik sistem iktidar ve muhalefetiyle böyle bir tercih olanağını önümüze çoktan koymuş olmalıydı. Son olayların üzüntüsü ve iç ezikliği siyasal kadrolarımızı yeniden Cumhuriyetin yüceliğine uygun bir tutuma dönmekten alıkoymamalı elbet. Nitekim Sayın Başbakan dün partili belediye başkanları toplantısında yaptığı konuşmada bu beklentiyi dile getiren büyük tasarımlardan söz etmeyi ihmal etmedi. Yalnız, dikkat çekmesi gereken ilginç bir olgu var: Erdoğan, Gezi Parkı ve Topçu Kışlası konularını kısa kesmek, bitirmek ve kapatmak istemiyor. Ne söylenirse söylensin, onlarda olağanüstü bir ısrarı ve direniş sergilemekte, siyasal kadroların modus vivendilerle yetinmeyip büyük tasarımlara yönelmelerini savunurken yine bu iki konunun büyütülmesinden, geliştirilmesinden söz açıyor. Unutmak, vazgeçmek, sindirmek, sineye çekmek istemediği, kişisel yenilgi saydığı konu da hep bu oluyor. Bütün tarih kitaplarında, pek sağlıklı olmayan, tehlikeli saplantılara takılmış bir ruh hali sayılır bu. ayın Başbakan’ın cumhurbaşkanı seçilip yeni yetkilerle donatılmış bir başkanlık sisteminin başına geçmek istemesi de tam bundan ötürü ürkütücüdür. Öylesi hiç sevimli bir modus vivendi olmaz. Direniş partiler üstüdür, doğru; ancak taleplerin uygulanabilirliği siyasal alana taşınmalarına bağlıdır; halkın direniş yoluyla yükselttiği itirazların ve taleplerin TBMM’de temsil edilmesi gerekmektedir. Bu temsil ve destek görevi CHP’ye düşmektedir. CHP, direnişe omuz vermiş tüm gruplarla hiçbirini dışlamadan iletişim kurmalı ve bu iletişimi canlı tutmalıdır. Prof. Dr. Erendiz ATASÜ ve sorumluların kovuşturulması için Meclis’te aktif muhalefet, l Vatandaşın ödediği vergilerle alınan ve demokratik gösteri hakkını kullanan vatandaşa fiziksel zarar vermek üzere kullanılan polis araç ve gereçlerine sarf edilen mali kaynakların soruşturulması. Kendi vatandaşına aşırı şiddet gösteren polise verilen eğitimin niteliğinin TBMM’de sorgulanması; eğitimden ve sağlıktan esirgenen bütçe kaynaklarının vatandaşı hasta ve sakat bırakmaya yöneltilmesinin hesabının sorulması, l Son kalan ormanlarımızı da yapılaşmaya açarak yurdumuzun doğa örtüsünü geri dönüşsüz tahrip edecek doğa düşmanı yasaların Meclis’e gelmeden engellenmesi, l Bugün sadece doğamız değil kentlerimiz de yıkım tehdidi karşısındadır. Açıkça görülmektedir ki, AKP merkezi ve yerel yönetimleri, yeterli üretimin olmadığı ülkemizde ekonominin ayakta kalması ümidini inşaat faaliyetlerine bağlamışlardır. Yurt çapında, halkı mülksüzleştirecek ve küçük bir zenginler grubu yaratacak olan bir yıkım ve istimlak girişimiyle karşı karşıyayız. Yaşam mekânlarımızın yeniden planlanmasının bu planlama bilimsel bir gereklilik olsa bile orada ikamet eden vatandaşların iradesi dışına taşmaması ve planlama sürecine halkın, STK’lerin, ilgili meslek örgütlerinin ve akademisyenlerin aktif katılımının sağlanması bir gerekliliktir. l Direnişin de gösterdiği üzere, halkın farklılıklarla bir arada yaşama kültürünün devamı ancak laik toplum düzeninin zedelenmemesi ile mümkündür. Farklı yaşam tarzlarının saygınlıkla devamı ise farklılıklara eşit uzaklıkta duran laik devlet ile mümkündür. Yaşam tarzına ve özel alana müdahale eden yasaların Meclis’ten geçmemesi, geçse bile böyle yasalara onay vermemesi için Cumhurbaşkanı’nın duyarlığa davet edilmesi, Yukarıda sayılan hususlar, kanımca gençlere ve geleceğe yaklaşacak bir CHP’nin görev ve sorumluluklarındandır. Polise verilen eğitim Yaşasın Referandum! Şu referandumu kim icat ettiyse çok yaşasın... Çift taraflı bir bıçaktır: Demokrasiyi koruyabileceği, geliştirebileceği gibi onu yok da edebilir! Bir yandan demokrasinin temel kurallarını yerleştirmek için kullanılırken öte yandan temel insan hak ve özgürlüklerini, anayasa mahkemelerinin rejimi koruyan işlevlerini yok etmenin de en hızlı ve en güvenli yolu olarak ortaya çıkmıştır: “Milli irade böyle istiyor” diyerek her türlü kimliği bastırabilir, her türlü seçim koşulunu ortadan kaldırabilir, bir kişiyi her türlü yetkilerle donatarak iktidara oturtabilir! “Temel hak ve özgürlükler” mi dediniz? “Milli irade” karşısında ne önemi vardır o dediklerinizin! HHH Geçmişteki ve günümüzdeki diktatörlerin çoğu, ömür boyu iktidarlarını referandumlara borçludur... Geçmişteki ve günümüzdeki totaliter rejimlerin bazılarının temelinde de, aynen İran İslam Cumhuriyeti olayında olduğu gibi, referandumlar yatar! HHH Doğanın ve tarihin korunması... Yaşam kaynağı yeşilin, ağaçların, parkların, ormanların, nefes alacak mekânların, meydanların geliştirilmesi... En temel insan hakkı olan yaşam hakkının, kentsel boyutunun çağdaş ölçütlere göre sağlanması... Ve bütün bunların düşmanı rant hırsı: Yaparsın bir referandum, çağdaş yaşam hakkını, rant hırsına kurban ediverirsin! HHH Üstelik kimsenin üzerinde durmadığı bir soru daha var: Hangi koşullarda referandum? Referandumda da geçerli olan bugünkü seçim sistemimiz hem seçmen listeleri hem de sonuçların ilanı bakımından iktidara bağımlıdır: 1) Şeklen, bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun denetiminde olan, ama aslında İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan seçmen listeleri... 2) Şeklen, bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun denetiminde olan, ama aslında Adalet Bakanlığı’nın sitesinde, iktidar tarafından saptanan bilgisayar programlarıyla ilan edilen sonuçlar... HHH Aslında benim, şu anda yasal olarak pek de olanaklı görünmeyen bir referandum değil, ama bir araştırma önerim var: Sorun bakalım halka: Taksim’e Topçu Kışlası neden, niçin yapılıyor?… Bilen var mı? C A S umhuriyet Halk Partisi’nin Değerli Mensupları, Türkiye tarihi günler yaşamakta. Sokaklar, meydanlar, orantısız ve acımasız polis şiddetine rağmen, “hükümet istifa” sloganlarıyla inlemekte, halk hükümetten ve uyguladığı politikalardan memnuniyetsizliğini ve değişim isteğini dile getirmekte. Direnişçilerin ağırlıklı çoğunluğunu herhangi bir siyasal ya da toplumsal örgüte mensup olmayan, bugüne değin “apolitik” diye bildiğimiz 198090 kuşağı gençlerin oluşturduğu anlaşılıyor. Ancak sokaklarda sadece onlar yok; Atatürkçüler, sosyalistler, çevreciler, işçiler, emekliler, yaşlılar, çocuklu aileler, Alevi yurttaşlarımız, “kentsel dönüşüm” adı altında mülkiyet ve ulaşım hakları ellerinden alınanlar, feministler, ev kadınları, eşcinseller, kendilerini antikapitalistler olarak adlandıran Sünni dindarlar, öğrenciler, kısacası her yaştan ve her toplumsal kesimden çalışan insanlarımız var. Birçok farklı grup bir arada iyi dinlenmesi gereken birçok talep dile getiriyor. Şehirlerine, yaşam tarzlarına, özgürlüklerine, yurttaş olarak saygınlıklarına birlikte sahip çıkıyorlar, farklılıklarıyla bir arada duruyor, hep birlikte polis şiddetine göğüs geriyorlar. Halkın eylemlere doğrudan katılmayan kesimi, Başbakan’ın “çapulcular” diye nitelendirdiği direnişçileri gönülden destekliyor; Ankara’da sokağa inen/ inmeyen herkesin yüzüne bir gülümseme geldi yerleşti; gençlerin kararlı direnişi evdekilere de umut veriyor. Direnişçilerin hareketin partilerüstü özelliğini vurgulamaları; aslında, Türkiye’mizde tüm partilerin tabanlarından ne kadar da uzak düştükle rini göstermektedir. Direniş hareketinin, iktidarın ilk günlerde ileri sürdüğü üzere CHP’nin güdümünde olmadığı ise açık seçiktir. Ancak siyasal hayatımızda beliren bu ilginç tablo yani “partitaban uzaklığı” karşısında, TBMM’ye dahil olup da dönüp kendini sorgulayan, özeleştiri veren tek parti CHP olmuştur. O nedenle, CHP tabana yaklaşmaya adaydır. Direnişçi gençler sahiplenilmek, güdümlenmek değil; desteklenmek istiyorlar! Direniş partiler üstüdür, doğru; ancak taleplerin uygulanabilirliği siyasal alana taşınmalarına bağlıdır; halkın direniş yoluyla yükselttiği itirazların ve taleplerin TBMM’de temsil edilmesi gerekmektedir. Bu temsil ve destek görevi CHP’ye düşmektedir. CHP, direnişe omuz vermiş tüm gruplarla hiçbirini dışlamadan iletişim kurmalı ve bu iletişimi canlı tutmalıdır. Tabana yaklaşmanın, donup kalmış siyasal temsili tekrar hayatiyetine kavuşturmanın yolu buradan geçiyor. CHP, Cumhuriyetin ve halkın partisi olmanın bilinciyle, parlamenter demokrasinin ona tanıdığı tüm imkânları sonuna dek kullanmak durumundadır. Hiçbir gruba bağlı olmayan, ama yıllardır halkına kulak verip onu anlatmaya çalışan bir yazar olarak, sokaklarda apaçık duran kimi taleplerle ilgilenecek parlamenter muhalefetin yoğunlaşabileceği kimi ana noktaları, izninizle dile getirmek isterim: l Herkesin talebi orantısız polis şiddetinin durdurulmasıdır. Bu bağlamda, direniş sırasında polisin yol açtığı insan hakları ihlallerinin, kentsel dokuya verdiği zararın açıklanması Direniş partiler üstü AKILLI ÇOCUKLAR HEM KENDİNİ, HEM BABASINI DÜŞÜNÜR. Beko’dan Babalar Günü’ne özel fırsatlar! Babanıza ister Beko TV alın, anında indirimden faydalanın; isterseniz de HTC cep telefonu alın, hediye çeki kazanın. 549 TL +100 TL Hediye Çeki 798 TL +100 TL Hediye Çeki 1.998 TL +100 TL Hediye Çeki 1.750 TL 1.250 TL 849 TL 1.600 TL 1.100 TL 749 TL HTC Des re C 5 MP Kamera 3,5” Dokunmat k Ekran Beats Aud oTM HTC Sense HTC Des re X 1 GHz Ç ft Çek rdekl İşlemc 5 MP Kamera 4” Dokunmat k Ekran Beats Aud oTM HTC Sense HTC One 1.7 GHz Dört Çek rdekl İşlemc HTC UltraP xel Kamera 4,7” Full HD Dokunmat k Ekran 2.1 MP Gen ş Açılı Ön Kamera HTC BoomSound TM Ç ft Ön Stereo Hoparlörler Beats Aud oTM ve Dah l Ampl f katörler B50LW9336 50” (127 cm) Tam Düz Ekran TFTLED TV 4 HDMI G r ş 2 USB G r ş HD Uydu Alıcısı Smart Interact ve D j tal Yayınları USB’ye Kayıt Edeb lme B40LB5333 40” (102 cm) LED TV Full HD Özell ğ 100 Hz P cture Perfect on Rate D nam k Kontrast Plus 3xHDMI G r ş USB 2.0 G r ş D j tal Yayınları USB’ye Kayıt Etme ve Canlı Yayını Durdurma İmkanı Dah l HD Uydu Alıcısı (DVBS2) B32LEM0BU + GRUNDIG DSR 6950 SD FTA USB PVR DİJİTAL UYDU 32” (80 cm) Tam Düz Ekran TFTLED TV HD Ready 3xHDMI G r ş USB G r ş 100 Hz P cture Perfect on Rate Kampanya 13 – 30 Haz ran 2013 tar hler arasında geçerl d r. 798 TL HTC Des re X kodlu telefonun, 1.100 TL B40 LB5333 TV’n n, 1.998 TL HTC One telefonun, 549 TL HTC Des re C, 1.600 TL B50WLW9336 kodlu telev zyonun, 749 TL B32LEM0B TV + Grund g DSR 6950 SD FTA USB PVR d j tal uydunun f yatıdır. HTC cep telefonları ç n geçerl olan b r sonrak alışver şte 100 TL nd r m hakkı 15 Temmuz 2013 tar h ne kadar kullanılmalıdır. 32” (80 Ekran) LED TV’lerde 100 TL, 40’’ (102 cm) ve 50’’(127 cm) LED TV’lerde 150 TL anında nd r m ver lecekt r. F yatlara KDV ve bandrol dah ld r. Her tüket c kampanyalardan en fazla b rer kere yararlanab l r. Kampanya Beko’nun düzenled ğ d ğer kampanyalar le b rleşt r lemez. Kampanya üret m ve stok mkanları le sınırlıdır. 444 1 404 | Beko Yetkili Satıcıları | www.beko.com.tr | facebook.com/Beko
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle