18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2013 SALI [email protected] 18 KÜLTÜR Yeni yasa tasarısı taslağı özel tiyatroları da denetlemenin yolunu açıyor Gençler geliyor... lar. Seyircinin duygudaşlığını dışlamadan, ama yazarın eleştirel bakış açısına da ışık yakarak... SANATÇI ADAYLARI ŞİMDİ PROFESYONELLİĞE GEÇİŞ AŞAMASINDA SELDA GÜNEYSU Dürrenmatt’tan ‘V. Frank’ Egemen siyasal gücün, devlet erkini kullanarak “tiyatroyu adam etme” yönelimi yasal düzleme getiriliyor. Son noktası konmamış olmasına karşın, temel çizgiler belirginleşiyor. Sanat kuruluşlarının ve ilgili sivil toplum örgütlerinin katılımını dışarda bırakan bu “yaptırım” özellikli tepeden inme oluşum, en çok profesyonelliğe geçiş aşamasındaki sanatçı adaylarını etkileyecek. Bu gençler şu anda yıl boyunca yaptıkları çalışmaları seyirci karşısında sınıyorlar. İşte Ankara’da izleyebildiklerim… Burjuvalar’ı Gorki’nin ‘Küçük HÜ Devlet Konservatuvarı’nca sunulan “Küçük Burjuvalar”ı Erhan Gökgücü sahnelemiş. Çarlık Rusyası’nın son döneminde, çöküşteki toprak ağalığı ile yükselişteki işçi sınıfının değerleri arasında bocalayan, bunalımlarını gevezelikle ve öfkeyle açığa vuran insanların yaşamından doğalcı bir kesit sunuyor Gorki. Hüznü gülmeceyle, fırtınayı sessizlikle damıtarak... Gökgücü’nün geniş bir alana yerleştirilmiş ev dekoru içinde devindirdiği genç sanatçılar, Gorki’nin Çehov’a en çok yaklaştığı bu oyununda, gülünesi olanla acınası olanın iç içeliğini bir müzik yapıtını icra eder gibi sunuyor Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü’nce “Şeyh Bedreddin Destanı” sunulan “V. Frank”, hile rozek’ten ‘Polisler’ ve şiddet yoluyla para imYılmaz’ın Polonya’nın “kapalı rejim” döneparatorluğu kuran Frank aioyunu iki farklı eksende oluşuyor. Bimindeki en popüler yazarı Mrozek’in lesini anlatıyor. Dürrenmatt, kapitari, hızla büyüyen dev çocuğun özgürünlü “Polisler”ini Bilkent Tiyatro lizmin “vazgeçilmez”i sayılan “banBölümü öğrencileri İlham Yazar’ın ka” olgusunu groteskleştirerek “sömü ce var olma sorunu, öteki de toplumsal/politik kısıtlamaların rejisiyle sahneliyor. rü” ve “soygun” düzeniyle ilişkilensöz konusu olduğu bir Metne hınzırca işlenen dirmektedir. ülkede, öyküyü dillendigülmece öğeleriyle “gerDr. Kadir Çevik’in hızla akan bir ren iki “anlatıcı”dan biçek” ile “grotesk”in tablolar düzenine ustaca yerleştirdirinin ödünsüz, ötekinin sınırında seyreden, beği yapım, söz ve hareket bağlamınde çekinceli duruşu aralirli bir rejimin güncel da iyi özümsenmiş, rahat bir oyuncusındaki zıtlık... politiktoplumsal yasaklukla sunuluyor. Oyunculuğun renklar/kısıtlamalarına dolaylı li ve keyifli olması güzel. Ne ki “groeyh Bedreddin göndermeler yaparken, tesk” dozunun, yapımın ilk sunulduDestanı’ eleştiri çerçevesini evğu 27 Mart’tan bu yana gitgide “kaba Kadrosu gençlerrensel bir düzleme yayabartı”ya dönüştüğü, “seyirciye oyan bir kara güldürü var nama” eğiliminin “doğaçlama”ya iyi le yenilenmiş Ankara Deneme Sahne“V. Frank” karşımızda. ce kapı açtığı gözlemleniyor. si, Nâzım’dan sahneye Baskı ve işkence ir Evladın Terbiye uyarlanan “Şeyh Beduygulamaları sonucunHadisesi’ reddin Destanı”nı sunuyor. Yapımın da suç işleme oranının sıfırlandığı yıldızı, “prosodi” sağlama yeteneğibir korku toplumunda, artık emniDTCF Tiyatro Bölümü’nün bir başni Nâzım’ın dizelerindeki vurgu ve he yet örgütüne gerek kalmayacağından ka katkısı da yazarlık ve yönetmenlik celeri müzik ölçeğinde değerlendirerek korkularak, polis eliyle suç ve suçyönünde. Araştırma görevlisi Şamil gösteren besteci Dr. Nedim Yıldız. Bu lu yaratma çabasını dile getiren Yılmaz’ın “Bir Evladın Terbiye Haçalışması, tiyatroda sözlü müzik için “Polisler” müthiş enerjik bir hareket disesi” başlıklı metnini Tiyatro Garaj üretim yapan herkese örnek olmalı. düzeni içinde, tam dozunda bir grotesk (1112) için sahneleyen Doç Dr. TüÖnyargılardan, baskıdan, şiddetten anlatımla, gülmece düzeyi dengeli, solin Sağlam, Hakan Salınmış ve Ayuzak bir dünya özleminde Şeyh Bedluklu yorumlarla dile getiriliyor. lin Saraç’ın oluşturduğu profesyonel reddin ile buluşan Nâzım’ın yapıtıTiyatromuzu bu gençler oyuncu ekibiyle, yalın ama hoş buluşnı, her zamanki Anadolu ritüellerine sırtlayacak... lar içeren bir sahne anlatımı kotarmış. dayalı koreografi anlayışıyla sahneleyen Prof. Dr. Nurhan Karadağ, “anlatıcı koro”nun parlak performansını görsel olarak da çarpıcı, farklı kılacak bir düzenleme düşünebilirdi. Dahası, sahne değişimleri için ışıkların pek çok kez akış bozularak karartılmasını engelleyecek önlemler alınabilirdi. ‘M ‘Ş ‘B de Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne sunuANKARA Kültür ve yor. GSGM’de bakan onaTurizm Bakanlığı’nca hayı ile değerlendirme kuruzırlanan ve Devlet Tiyatlu oluşturuluyor. Değerroları (DT), Devlet Opera lendirme kurulu üyeleri de ve Balesi (DOB) ile Güzel bakanlık müsteşarının başSanatlar genel müdürlükkanlığındaki ilgili müslerini lağv eden Türkiye teşar yardımcısı, DT geSanat Kurumu ile Sananel müdürü, Güzel Sanattın Desteklenmesi Hakkın lar genel müdürü ile kültür da Kanun Tasarısı Taslağı, ve sanat alanında tanınmış Türkiye’deki pek çok özel kişiler arasından makam tiyatronun onayı ile beoyunlarının lirlenen 3 kida “denetim” şiden oluşualtına alınmayor. u Taslağa göre, sının yolunu Ancak Külözel tiyatroların açıyor. Taslatür ve Turizm ne kadar yardım ğa göre özel Bakanlığı’nca tiyatroların hazırlanan alacağını, hangi ne kadar yarTürkiye Saprojelere destek dım alacağınat Kuruverileceğini, nı, hangi promu ile Sanaüyelerinin jelere destek tın Desteklenverileceğimesi HakkınBakanlar ni, üyelerinin da Kanun TaKurulu’nca Bakanlar Kusarısı Taslaatanacağı rulu tarafınğı, GSGM’yi dan atanacağı de lağv ede‘Sanat Kurulu’ “Sanat Kuceğinden, belirleyecek. rulu” belirlebundan sonra yecek. özel tiyatrolar Kültür da devletten ve Turizm destek başvuBakanlığı’nca her yıl Türrusu alabilmek için projekiye’deki özel tiyatrolalerini yeni oluşturulan Sara “destek yardımı” adı nat Kurulu’na sunmak zoaltında yardım yapılıyor. runda kalacak. Bakanlık tarafından en son Buna göre özel tiyatro201213 sezonunda, Türların projelerini de, üyelekiye genelinde toplam 338 rini Bakanlar Kurulu’nun özel tiyatronun başvuruatayacağı ve “üyeler gösu kabul edilmiş, bu tiyatrevlerini kötüye kulrolardan 178’ine 25 millansa hatta yüz kızartıyon 632 bin 322 TL yarcı bir eylemden mahkum dım yapılmıştı. olsalar bile” ancak Özel tiyatrolar sahneleBaşbakan’ın görevden alayecekleri oyunlar için pro bileceği Sanat Kurulu dejelerini var olan sistemğerlendirecek. Özeller de zapturapt altında “Polisler” 66. CANNES FİLM FESTİVALİ’NİN ARDINDAN Kechiche’in ‘Adèle’in Yaşamı’ adlı filmi aşkın özgürce ifade edilmesine bir övgü ‘Ödüller doğru ve uyumlu’ u Kadın ve erkek oyuncu ödülleri dahil hiçbir ödül ‘yanlış’ değildi. Tek sorun galiba kararların fazlasıyla ‘doğru’ ve ‘uyumlu’ olmasındaydı. MEHMET BASUTÇU “Mavi En Sıcak Renktir: Adèle’in Yaşamı” Her ülkede gösterilebilecek mi? Kültür Servisi Önceki gün so“Onlar özgür olma, kendilerini ve aşknuçlanan 66. Cannes larını tam bir özgürlükle Film Festivali’nde Altın ifade etme arzusuna sahipu Altın Palmiye alan ler” dedi. Palmiye’nin, Abdellatif Kechiche’in “Mavi En SıFransa’daki gençlerin düfilm, “eşcinsel evliliğin cak Renktir: Adèle’in Yaşünceleriyle kendi kuşağıyasallaşması” için şamı” adlı yapıtına verilmenın çok ilerisinde ve dünverilen mücadeleyi si, pek çoklarınca, “ateşli yaya açık olduklarını söylede gündeme tartışmalara yol açan poyen Kechiche, Tunus gençlitik bir konuyu gündeme liğinin de aynı konumda oltaşıdı. Filmdeki taşıyan bir seçim” olarak duğunu, devrimin de bu yüzgerçekçi sevişme da yorumlandı. den gerçekleştiğini, yaşlılasahnelerinin bazı Tunus doğumlu Franrın onlara kulak vermedikleülkelerde sansürlenip rini vurguladı. Kechiche, Alsız yönetmenin, iki kadın arasındaki tutkulu bir eştın Palmiye alan filmindeki sansürlenmeyeceği cinsel ilişkiyi beyazperdetartışılıyor. Jüri Başkanı gerçekçi sevişme sahneleriye taşıyan filminin Altın nin Tunus’ta gösterilip gösPalmiye’ye değer görülmesi Spielberg, filmi “büyük terilemeyeceği yolundaki bir bir aşk öyküsü” olarak soruyu, “Tunus’ta da gösalkışlarla karşılanırken, birçoklarının aklına Fransa’da terilmesi için elimden geleniteledi. eşcinsel evliliğinin yasallaşni yapacağım. Ama İtalya ması için verilen zorlu mügibi sansür sorunları olan cadeleyi de getirdi. başka ülkeler de var. Umarım bu film Kechiche aldığı ödülü, Fransa’nın sansürün kırılmasında işe yarar” digençliğine ve Tunus devrimine adarken, ye yanıtladı. Cannes Film Festivali’nin Seçici Kurul Başkanı Steven Spielberg ise bu konuda çok açık konuştu: “Bu film büyük bir aşk öyküsü… İki mükemmel genç oyuncu ve yönetmenin bu genç oyuncuları yönetişi karşısında sözcüğün tek anlamıyla büyülendik.” Spielberg, gerek kendisinin, gerek öteki seçici kurul üyelerinin seçiminde politik duyarlıkların rol oynamadığını belirtmesine ve “Değerlendirme tartışmalarımızda politika yoktu” demesine karşın, eşcinsel evliliğinin yasallaşması kampanyasını açıkça desteklediğini söylemekten de geri kalmadı. “Mavi En Sıcak Renktir: Adèle’in Yaşamı” filminde başrolleri paylaşan Léa Seydoux ve Adèle Exarchopoulos ise, bugüne kadarki ödül törenlerinde alışılmadık biçimde, yönetmen Kechiche’le birlikte anons edildiler ve yönetmenin yanında yer aldılar. Spielberg, “Léa ve Adèle olmasaydı, filmdeki bu sinerji de olmazdı. Bu, duyarlı bir yönetmenin kusursuz seçimidir” dedi. CANNES Sonuçta, Paolo Sorrentino ve Michael Douglas dışında, beklediğimiz adların tümü ödül listesinde yer buldu. En önemlisi, aşk tutkusunun tasvirine odaklanmış duyarlı ve cesur bir yaratıcı sineması örneği olan “Adèle’in Yaşamı”na, 3 saatlik süresine ve eşcinsel bir ilişkiyi uzun uzun, apaçık görüntülediği için birçok ül kede sansür edilme riski taşımasına karşın, hem de iki genç kadın oyuncusuyla birlikte Altın Palmiye verilmesiydi. Fransız olduğum kadar Tunuslu, Tunuslu olduğum kadar da Fransızım diyen Abdellatif Kechiche ile olağanüstü bir osmoz (geçişim) içinde kendilerini filme cömertçe adayan, Léa Seydoux /Adéle Exarchopoulos ikilisi, en iyi kadın oyuncular olmanın ötesinde, iç yaşamın gerçekliğiyle, oyuncu luğun inandırıcılığı arasındaki sınırları şeffaflaştırmayı başarıyorlardı. Sinemanın büyüsü, tek vücut çalışabilen bir ekiple birlikte özgün bir atmosfer yaratmakla mümkün olabilirdi ancak. Bu büyüyü yakalayabilen Coen kardeşlerin de listenin ikinci sırasında yer almaları, Fransız ve Amerikan sinemalarının bu yılki ağırlıklı konumuyla da uyum içindeydi. Asya sinemasının yüksek düzeyi de, Jia Zhangke ve Hirokazu KoreEda gibi beklenen adlar ödüllendirilerek unutulmamıştı. Şiddeti ve vahşeti tüm çiğliğiyle sahneleyen Meksikalı genç yönetmen Amat Escalante’nin mizansen ödülüyle ilk sıralara tırmanması da yerinde bir karardı; anlamsız, hastalıklı bir şiddeti estetik cilalar gerisinde yücelten kimi filmler yanında, içimizdeki faşist dürtülerin vahşetini gündeme getiren Escalante, sorumlu bir sinema örneği imzalıyordu. Evet, bir noktada ofsaytta kalan kadın ve erkek oyuncu ödülleri dahil, hiçbir ödül “yanlış” değildi. Tek sorun galiba alınan kararların fazlasıyla “doğru” ve “uyumlu” olmasındaydı. Heyecan verici birçok filmden oluşan bu yılın sinema düzeyi yüksek seçkisi, ödül töreninde nedense aynı heyecanı yaratamıyordu. Oldukça gergin ve tutuk görünen Steven Spielberg ve jürisinin, yaşadıkları doğal iç çekişmeler sonunda verdikleri dengeli kararlarla önemli bir hata yapmadan, ancak ciddi bir risk almaktan da kaçınarak, ana rüzgârlara yelken açtıkları söylenebilir. Michael Douglas/Matt Damon ikilisine en iyi erkek oyuncu ödülünün verilmemesi de, eşcinsel tutkuları daha fazla ön plana çıkarmak istememenin ya da başka kişisel çekincelerin göstergesi olarak yorumlanabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle