18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA 4 HABERLER AKP, CHP’li Genç’e saldıran vekiline ceza vermedi, ‘Meclis kınaması yeterli’ denildi Küfre ceza yok ERDEM GÜL ANKARA AKP Disiplin Kurulu, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e yönelik üç noktalı küfür eden ve bu küfürler TBMM Genel Kurul tutanaklarına da giren Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’a ceza vermedi. Kurul, Aslan hakkında TBMM Genel Kurulu’nun verdiği kınama cezasını yeterli görerek cezai işlem yapmama kararı aldı. Zeyid Aslan, 30 Nisan tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda kürsüdeki Genç’in üzerine yürüyerek ağza alınmayacak küfürler etmişti. Bunun üzerine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan’a bir uyarı yazısı göndermişti. Çiçek’in yazısı üzerine AKP grup yönetim kurulu da Aslan’ı geçici ihraç istemiyle grup disiplin kuruluna sevk etmiş ti. Aslan hakkında yapılacak işlem, AKP grup disiplin kurulu ile AKP genel merkez disiplin kurulunun ortaklaşa oluşturdukları müşterek disiplin kurulunda ele alındı. Kurul, geçen hafta ilk olarak Aslan’dan yazılı savunma almıştı. “Parti tüzüğünün ilgili maddelerinde fiiline uygun bir hüküm bulunmadığını” savunan Aslan, “Tüzük uyarınca ancak kendi partisinden bir arkadaşına ya da yöneticilere küfür etmesi durumunda ceza istenebileceğini” belirterek parti tüzüğüne aykırı suç işlemediğini ifade etmişti. Disiplin kurulu da Aslan’ın savunmasının ardından dün toplanarak kararını verdi. Edinilen bilgilere göre, CHP’li Genç’e küfür eden ve küfürler genel kurul tutanaklarında da açık olarak yer alan Aslan’a ceza verilmemesi kararlaştırıldı. AKP disiplin kurulu, TBMM Ge nel Kurulu’nda Aslan’a “kınama” cezası verilmesini dikkate alırken “bir suçtan dolayı bir kişinin iki kez cezalandırılmayacağı” ilkesinden de hareketle, hiçbir cezai işlem yapmama kararı aldı. Böylece parti açısından Aslan’ın küfürlerinin ceza gerektirmediği sonucu çıkmış oldu. Disiplin kurulunun Aslan’a ceza vermeme kararının “Kamer Genç’in ağır tahriki altında küfür ettiği” görüşüne dayandığı da belirtiliyor. Başbakan Erdoğan, Aslan’ın küfrü nedeniyle kendisine uyarı mektubu gönderen TBMM Başkanı Çiçek’e yanıtında, “Kamer Genç tahriğinin” altını çizerek, “Bir üyemizin çok ağır tahrik altında olsa da kullandığı ifadeleri asla tasvip etmiyoruz” demişti. Ya Umduğunu Bulsaydı? Başbakan, ABD gezisinde umduğunu bulamamış. İtiraf etmeliyim ki içim rahatladı. Ya umduğunu bulsaydı? AKP liderliğinin Ortadoğu’nun adeta bir kaleydoskop gibi en ufak sarsıntıda yeniden şekillenen nesnel koşullarını, bu koşulların içerdiği çelişkileri anlamakta yetersiz kaldığı ortada. Daha 2007 yılında, büyük bir bölgesel krize Türkiye hazırlıksız yakalanacak diyorduk. Arap isyanları, Mısır, Libya, nihayet Suriye derken, AKP bölgenin kaygan kumlarına saplandı; eğer Başbakan “umduğunu bulsaydı” batmaya başlayacaktı. II. Cenevre Konferansı olasılığı üzerinden diplomatik çözüm arama çabalarına rağmen iyimser olmak zor. Bu diplomatik çabalar bir mayın tarlasını geçmek için atılan ilk adımlar. AKP’nin, “umduğunu bulamamış”, alanı “büyüklere terk etmeye zorlanmış”, “ortada bırakılmış” olma. uluslararası düzeyde iktidarsızlığının ayırdına vardırılma durumunu yadsıyarak ülkeyi daha büyük krizlere sürükleme olasılığı da vardır. AKP, Suriye hesabını yaparken Esad rejiminin, siyasi, askeri özelliklerinden, arkasındaki sınıflar dengesinden habersiz, bölgenin geleceğini belirleyeceğini varsaydığı bir kamplaşmada yerini alıyor: Bu bir tarafta ABDABSünni İslam, hatta İsrail; öbür tarafta İran, Hizbullah, Rusya, Çin. AKP, Libya’da yaşananların ışığında, bu kamplaşmaya dayanarak Suriye’de hızla sonuca ulaşılabileceğine inandı. Davutoğlu da zaten, hegemonyacı güce dayanarak güç yansıtılabileceğini söylemiyor muydu? Ne ki, Libya deneyiminin arkasından, özellikle Suriye iç savaşının başlamasıyla bu kamplaşma denklemi, Batı açısından yeni boyutlar kazanarak daha da karmaşıklaştı. Bu kamplaşmaya, hızla yükselen Selefi El Kaide türevi, cihatçı İslam hareketleri de eklendi. Böylece iki boyutlu siyasi alan, yerini üç boyutlu bir uzama bırakmaya başladı. Bu uzamda, radikal İslam kaygısı, Rusya ve ABD’yi birbirine yakınlaştırıyor, Katar ve Suudi Arabistan arasında çekişmelere yol açıyordu. Radikal İslama karşı antidot olarak ortaya çıkmış, Batı’dan destek almış AKP’nin ve Müslüman Kardeşler’in, bu kesimlere verimli topraklar sunduğuna ilişkin kuşkular hızla artıyordu. Kaleydoskop dönmeye devam ederken gelen son haberlere göre, bir taraftan Suriye’de silahlı muhalefet, hem rejimin saldırılarında kayıp veriyor hem de El Nusra’ya kadro kaybediyor; diğer taraftan Irak El Kaidesi lideri Bagdadi ve El Zavahiri aynı anda birer ültimatom yayımlayarak, savaşçı güçlerin El Kaide’de birleşmesini istiyorlar. Suriye’de savaşan El Nusra’yı hem Irak’a hem de uluslararası El Kaide projesine bağlayacak proje, Nusra lideri Golani tarafından reddediliyor. Irak El Kaidesinin lideri, yüze yakın askeriyle, sorunu çözmek için Suriye’ye geçiyor (Al Monitor, 19/05). II. Cenevre Konferası’na, Müslüman Kardeşler katılacaklarını açıklarken muhalefetin El Nusra ve El Kaide kanadı katılmayacaklarını, hatta yabancı güçlerin Suriye’ye girmesi halinde onlara karşı savaşacaklarını açıklıyorlar (Al Awsat, 19/05). Şimdi Reyhanlı’da “maliyetine katlanmak zorunda” olduğumuz söylenen durumun vahametini görebilmek için “başbakan umduğunu bulsaydı?” yaşanabilecekleri hayal etmeye çalışalım. Türkiye ordusu bu haliyle, Suriye’ye girerek El Nusra gibi örgütlerle el ele Suriye güçlerine, belki Hizbullah ve İran kaynaklı milislerle savaşmaya başlıyor. Bu savaşa bağlı olarak sınır fiilen ortadan kalkıyor. Bu grupların Türkiye’deki etkinlikleri derinleşiyor. Türkiye’nin iç etnikdini dengeleri altüst oluyor. Yabancı sermaye kaçmaya başlarken, Kürtler kendilerini bu çok taraflı savaşın ortasında buluyorlar. NATO ve ABD, Rusya’dan son parti füzeleri de alan Suriye hava savunmasına karşı havadan korunaklı koridor kurmak için ülkeyi cehenneme çevirmeye başlıyor, sığınmacı sorunu daha da büyüyor. Lübnan’da Hizbullah’ı meşgul etmek amacıyla bir iç savaş tetikleniyor. Irak Suriye sınırları ortadan kalkıyor. Bu sırada İsrail “roketler, kimyasal silahlar” kaygısıyla devreye girince, herkesin herkesle karşı savaştığı bir durum oluşuyor. Bu senaryo nasıl sonlanır? Sizi bilmem ama benim aklıma bir Anglosakson çocuk tekerlemesi geliyor: “Humpty Dumpty (bir yumurtaya benzerEY) duvarın üzerine oturdu/ Humpty Dumpty hızla düştü üzerinden duvarın/ tüm atları, adamları Kralın / parçalarını toplayıp onaramadı... n DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Şırnak’taki Cudi Dağı eteklerinde Üçkiraz köyüne giden vatandaşlar, naylona sarılarak yol kenarına bırakılmış 2 ceset görünce jandarmaya haber verdi. Belirtilen yere askeri birlik sevk edilirken haberin duyulması üzerine Şırnak Belediye Başkanvekili Faik Saltan ve BDP’liler olay yerine geldi. Cesetler askerler tarafından alınarak Maden Karakolu’na getirildi. Burada hazırlanacak ön ölüm raporundan sonra, cesetlerin Malatya Adli Tıp Kurumu’na gönderileceği belirtildi. Kasım 2012’de çıkan çatışmalarda ölen PKK’lilere ait olduğu belirtilen cesetlerin üzerinde, kimlik bilgilerini içeren not olduğu belirtildi. Tahrik aklaması mı? CHP’Lİ KORUTÜRK: A tipi değil şark tipi BAHADIR SELİM DİLEK ABD gezisinden dönen Erdoğan, referandum yolu açılabileceğini söyledi Halk ‘evet’ der CİHAN ORÇOĞLU Bir daha döndü kaleydoskop... ANKARA CHP’nin dış politika kurmayı İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini değerlendirirken, Başbakan’ın ABD’yi arkasına alıp Suriye’deki duruma doğrudan müdahale etmek veya ettirmek arzusu olduğunu ama bunun gerçekleşmediğini söyledi. Korutürk, Erdoğan’ın ABD’de A tipi protokolle değil, şark tipi karşılandığını belirtti. Korutürk Cumhuriyet’e özetle şu değerlendirmeleri yaptı: l ABD Başkanı ile Türk liderler arasındaki görüşmelerin ilginç olması gerekir. Bölgede ABD’nin menfaatleri var, faaliyetleri var. Bizim de bölgede faaliyetlerimiz var, onların koordinasyonu bakımından faydalı olabilir. Görüşmeler sırf Suriye’ye indirgenmiş midir, onu da anlayabilmiş değilim, sırf Suriye üzerinde ağırlık oldu. Suriye’ye indirgenmesi de doğru değil. l ABD için diyorlar ki Ortadoğu’dan ilgisini çeki yor, vekâlet usulü politikasını yürütmeyi öngörüyor. Asya Pasifik’e doğru gidiyor. Enerji odaklarına bakışı da, bu kaya gazının çıkartılmasından ondan netice almasından sonra da yeniden gözden geçiriliyor. Bütün bunları Amerika ile iyi bir konuşmak lazımdı. Amerika’ya vekâleten politika yürütmek durumunda olan bir ülke değiliz. Onu da dikkate almak lazım. l A tipi merasimle karşılandı, çok üst düzey karşılandı. ABD’liler de Batılılar da biliyor ki bizim yöneticilerimiz gösterişe çok önem veriyorlar. Karşılanma, uğurlanma, yemekte kimler vardı... Bütün ailesini alıp götürüyor; iyi ağırlandı mı, kötü ağırlandı mı? Bu ağırlama aslında A tipi değil de şark tipi. Çünkü ben eminim İngiltere Başbakanı gidecek olsa böyle merasimlerle filan karşılanmaz, elinde çantasıyla yanında işini yapacak olan adamları ile beraber iner, doğrudan görüşmelere geçerler. Onun için onun üzerinde de çok durmamak lazım, o böyle ağzına bir parmak bal çalmak için çok itibar ettiler, muazzam, kırmızı halı serdiler filan. Daha çok şark ülkelerinde önem verilen konular bunlar. l Suriye ile ilgili olarak, Başbakan Amerika’yı arkasına alıp, oradaki duruma doğrudan müdahale etmek veya ettirmek arzusu vardı gibi gözüküyor. O herhalde gerçekleşmedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda Türkiye’nin lojistik destek sağladığını ve sağlamaya devam edeceğini belirterek “ABD gibi ülkelerin de lojistik desteğe sahip çıkması, muhalif güçleri daha da güçlü hale getirecektir” dedi. Erdoğan, Hatay’ın Reyhanlı ilçesini ziyaret edip etmeyeceğine yönelik ise “Tarih belirlemedik. MKYK toplantımız var. Ondan sonra belirleyeceğiz” değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisini diktatöre benzetmesine ilişkin olarak da CHP liderine cevabını yargı yoluyla vereceğini söyledi. Erdoğan, ABD dönüşü, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Atatürk Havalimanı’nda ziyarete ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama’nın resmi daveti üzere gerçekleştirdikleri ziyareti tamamladıklarını belirterek “Başkan Obama ile küresel sorunları da ele aldık. Başta Suriye olmak üzere, Irak, İsrailFilistin ilişkileri ile birlikte birçok konuyu değerlendirme imkânımız oldu. TürkiyeABD arasındaki ekonomik ilişkileri ele almak suretiyle dış ticaret hacmini 20 milyar dolar seviyesine çıkarmamızın yeterli olmadığını aramızda değerlendirdik” dedi. Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, önümüzdeki yıl 3 seçimin yapılıp yapılmayacağına yönelik, “Genel Başkan Yar Erdoğan, ABD dönüşü açıklamalarda bulundu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Kılıçdaroğlu’na dava açacak Kılıçdaroğlu’nun kendisini diktatöre benzetmesine Erdoğan şu yanıtı verdi: “Ben Kılıçdaroğlu’na cevap vermeyeceğim. Cevabını avukatlarım vasıtasıyla yargı ne diyorsa hukuk içinde onunla arıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlığını yürüten bir insana bu ülkenin siyaseti içinde yer alan hiç kimse katil sıfatını yakıştıramaz. Aptesimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun. Bu ülkede kimin katillerle işbirliğinde olduğunu yargı ortaya çıkaracaktır. Avrupa’da bizi şikâyet etme yoluna gidiyor. Swoboda kendisine daha önce verdiği randevuyu iptal ediyor. Gelip buradaki tablonun önünde Başbakan’a bu tür yakıştırmalarda bulamazsın diyor. O da ben görüşmeyi iptal ettim diye dürüst davranmıyor. Böyle bir insanın bu tür yaklaşımlarını ciddiye almak zaman kaybetmektir. Türkiye’de böyle bir muhalefet olmamalıydı. Böyle zayıf bir muhalefetle demokrasi zaafa uğruyor.” dımcımın yapmış olduğu açıklamadaki tarihler önümüzdeki yıl parlamentoda kabul görürse üç seçim ortaya çıkabilir noktasından hareketle ortaya çıkan bir şeydir. Yerel seçimin tarihi belli. Yeni anayasa ile ilgili bir değişiklik söz konusu olması halinde referandum açılabilir” dedi. Reyhanlı saldırısında 18 gözaltıdan 12’sinin tutuklu olduğunu ifade eden Erdoğan, “İlk kanaatlere bakılırsa fail olma ihtimalleri çok yüksek. Biz şu anda yargı kanaatini açıklamadığı sürece bu konuda şu şudur diyemeyiz. Bunların kendi itiraflarından hareketle bazı kanaatler oluşmuş durumda. Bu olayın kesin başka bağlantıları var. Bunu da yargı ortaya çıkaracaktır” diye konuştu. Erdoğan, “Mevcut anayasada değişiklikler söz konusu olabilir mi sorusuna” ise şu yanıtı verdi: “Bazı değişiklikler öngören adım atılabilir. İki yol var. Biri 330’dur, biri de anayasa değişikliğinde müşterek hareket edilmesi halinde muhalefet partisidir. Muhalefet partileri sıcak bakmadığına göre olsa olsa şu olabilir. Muhalefet partileri kendilerini kilitlemez serbest bırakırlarsa o zaman biz bir tasarıyı parlamentoya sunabiliriz. Belki bir referandum yolunu açabilir. O yolu açarsa ben milletimden evet oyu alabileceğimize inanıyorum.” Partinin Genel Başkanlığı’na Numan Kurtulmuş’un getirileceğine ilişkin soruya da Erdoğan, “Bunların hepsi hayali şeyler” yorumunda bulundu. ABD ziyareti sonrası Suriye konusunun ne aşamaya geldiği sorusuna da Erdoğan, “Biz Suriye konusunda lojistik destekte bulunduk, bulunmaya da devam edeceğiz. Dünyanın buna seyirci kalması doğru değil. ABD gibi ülkelerin de lojistik desteğe sahip çıkması muhalif güçleri daha da güçlü hale getirecektir. Bu ziyaretimizde bunun da ipuçlarını gördük” ifadesini kullandı. Erdoğan, PKK’nin geri çekilmesine yönelik olarak da “Tarih falan bunları yanlış buldum. Şu tarihte, şu yoldan çekiliyoruz açıklamaları bu uygulamanın ne denli yanlış olabileceğinin itirafıdır. Nereden girdilerse oradan çıkacaklarını bilirler” dedi. Bahçeli, Erdoğan’a ‘Obama ile Kırmızı Salon’da ne konuştun’ diye sordu ‘Obama’nın ağzına baktı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Barack Obama ile Kırmızı Salon’da ne konuştuğunun çok önemli olduğunu belirterek, “Kırmızı Salon’da BOP’un kan kırmızı bilançosu mu masaya yatırılmıştır?” dedi. Bahçeli, kendisine “Sınırları bozkurtlarınla koru” diyen Erdoğan’a “Sen teröristlerinle bekle, ben bozkurtlarımla vatanı korurum” diye yanıt verdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında, AKP’nin ekonomide estirdiği sanal bahar havasının hiçbir şekilde gerçeklerle bağdaşmadığını belirtti. Erdoğan’ın ABD ziyaretine yan HEDİYE KİTAP YORUMU Bahçeli, Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a sunulan “Bir Diktatörün Psikolojisi” adlı kitabı Erdoğan’ın geceler boyunca hatmederek eksik kaldığı noktaları tamamlamasının tutarlı olacağını ifade etti. AKP’nin aklında BDP ile anayasayı TBMM’den geçirmek, sonra referanduma götürmek olduğunu belirten Bahçeli, “MHP yapılacak her seçime hazırdır” dedi. Bahçeli daş basının derin anlamlar yüklediğini belirten Bahçeli, “Zannedersiniz ki ABD’ye ikinci Kolomb çıkarma yapmış, ikinci fetih gerçekleştirilmiştir” dedi. Obama ile yapılan görüşmelerde Erdoğan’ın ABD Başkanı’nın ağzına bakan tarz ve görüntüsünün, onay bekleyen ve teyit isteyen mahcup bakışların Türk milletini temsil eden birine hiç yakışmadığını söyleyen Bahçeli, Kırmızı Salon’da yapılan toplantıya MİT Müsteşarı katılırken CIA Başkanı’nın katılma masının dikkat çekici bir ayrıntı olduğunu kaydetti. Bahçeli, “Kırmızı Salon’da BOP’un kan kırmızı bilançosu mu masaya yatırılmıştır? Erdoğan, Obama’ya gerçekte ne söylemiş, neleri vaat etmiş ve hangi tavizleri vermiştir?” dedi. ABD ziyaretinde Suriye konusunda Erdoğan’ın iki gün içinde 180 derece çark ettiğini ve ilgi görmediğini ifade eden Bahçeli, “Esad’a karşılık vermek adına insan kalbi ve ciğeri yemekten çekinmeyecek kadar gözleri dönen bu çağın yamyamları ve müşrikleri insanlıklarını çoktan gömmüştür. İnsan eti yenmesine sessiz kalınması büyük milletimiz adına utanç verici bir durumdur. AKP kimleri silahlandırdığının, kimlere payanda olduğunun farkında mıdır?” dedi. Ziyarette Obama’nın Erdoğan’ın hediyesine jest ve karşılık olarak ABD’nin sembolü kartal armağanı verdiğini anımsatan Bahçeli, “Kartal armağanı vermektense içinden terörist başı Öcalan’ın resmi çıkacak kara kaplı bir kutu veya Kandil Dağı’ndan toplanan bir buket kır çiçeği vermesi eminim daha makul olacaktı” dedi. 2 PKK’linin cesedi bulundu ‘Eksiklerini tamamlasın’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle