18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Ali İsmail Korkmaz’ın heykeli törenle açıldı. HABERLER 9 ‘Bu da Geçer Yahu!’ G Önceki akşamki ziyaretimde, Türkiye’nin gidişatına dair önemli mesajlar verdi. Eski bir politikacı gibi değil bir filozof gibi konuştu. Geniş zamanda kurduğu cümlelerle, şimdiki zamana dair dersler verdi. Ben gidişattan yakındıkça, o, sabır telkin etti. Bir yakınından duymuştum: Erdoğan’ın seçimi kazandığı gece, Demirel’e “Şimdi 5 yıl bu iktidarla mı geçecek” diye sormuşlar. Baba, “Kendinizi 15 yıla hazırlayın” öngörüsünde bulunmuş. 12. yılındayız. Acaba bugün ne düşünüyor? Türkiye, peşi peşine tarihi seçimlerin yaşanacağı önümüzdeki iki yılda rotasını değiştirecek mi? Demirel diyor ki: “Bugünkü seçmen, 1946’nın Aslanlı köyündeki köylünün cesaretine sahip değilse hiçbir yere gidemeyiz. Bu ülkeyi idare hakkı, idare edene değil, ona idare etme yetkisini verene, yani halka aittir. Türkiye bir yere gelmiştir. Artık idare edenler, elindeki gücü ters kullanarak, devlet imkânlarını alabildiğine dağıtarak seçim kazanamaz. Böyle bir durumda ‘Demokrasi yerleşmiştir’ diyemeyiz. Onu yerleşik hale getirmek lazım... Türkiye’de pek çok şey iyi değil, halkın şikâyeti var; doğru. Ama şu da bir gerçek: Ülkede sıkıyönetim yok. Devletin kanunları işliyor. Demokrasinin getirdiği imkânlar mevcut. Yani yol bitmiş değil. Halk daha iyisine talip olmalı.” İyi de nasıl? Partiler lider sultası altında. Yargı kuşatıldı. Medya, üniversite susturuldu. Her tür itiraz bastırılıyor. Bu koşullarda nasıl hak aranacak? Demirel, hepsine hak veriyor ama iyimser konuşuyor: “Hepsi doğru ama bunları aşmak için, hak arama yollarını yaratmalıyız.” Verilecek mücadele için kendisini örnek gösteriyor: “28 bin köye elektrik götürdüm. Edirne’den Hakkâri’ye yol, su götürdüm. Üniversiteler, fabrikalar yaptım bu memlekete... Sonra geldiler, beni şu senin oturduğun koltuğa oturttular, ‘10 sene yasaklısın’ dediler. O 10 senenin 7’sinde orada oturdum. 8. senesinde muhalefet lideriydim. 11. senesinde başbakandım. 14. senesinde cumhurbaşkanıydım. Siyasetin hikâyesi budur.” Demirel, ‘Memleket nereye gidiyor’ sorusuna cevap verdi Direniş şehidi CAN HACIOĞLU Hiçbir halkı bunaltmaya devam edemezsiniz unlar da ge“B çer canım” diyor Demirel gülümse Ali ölümsüzleşti ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi Parkı Direnişi sırasında polisin ve sivil vatandaşların dövmesi sonucu hayatını kaybeden Anadolu Üniversitesi öğrencisi 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın heykeli törenle açıldı. Heykeltıraşlar Murat Yeşilgöz ve Metin Kılıç tarafından bire bir ölçülerde yapılan Ali İsmail Korkmaz’ın heykeli, Eskişehir’de Gezi Parkı direnişlerinden sonra “direniş” meydanı haline gelen Espark alışveriş merkezi önünde açıldı. Açılıştan önce binlerce kişinin katıldığı bir konser verildi. Konseri Korkmaz’ın Anadolu Üniversitesi’ndeki arkadaşlarının oluşturduğu müzik grupları verdi. Espark Alışveriş Parkı önündeki avuçları gökyüzüne çevrili Ali İsmail Korkmaz’ın heykelinin açılışını ailesi yaptı. CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ile Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in de katıldığı açılışta, Korkmaz’ın annesi ve yakınları gökyüzüne avuçlarını açmış heykele kuşların konarak su içmesi için su döktüler. Aile adına konuşan avukat ağabey Gürkan Korkmaz, “Kardeşim ile Eskişehir’e ilk geldiğimiz gün burada çimenlerde oturup dinlenmiştik. Şimdi aynı yere onun heykelini yaptık. Ali İsmail’e sahip çıktıkları için Eskişehirlilere teşekkür ediyorum” dedi. üniz Sokak’ın tarihi konutu baştan aşağı yenilenmiş. Giriş, bir Cumhurbaşkanlığı konutuna girdiğiniz duygusunu veriyor. Demirel’in çalışma odası alıştığımız dağınık görüntüsünden sıyrılmış, derlenip toparlanmış. Duvarlarda hâlâ fötrlü, barajlı fotoğraflar var; ama kitaplar tazelenmiş. Cumhurbaşkanı’nın konuklarını kabul ettiği kırmızı koltuğun hemen yanında, eşi Nazmiye Demirel’in bir fotoğrafı duruyor. Bir vefa fotoğrafı... Girişte konukların elleri dezenfekte ediliyor; el sıkışmak hâlâ yasak... En yakın danışmanı, doktoru Aylin Hanım, her an yanında... Cumhurbaşkanı, eskiye göre daha ağır hareket ediyor belki; ama zihni, tanıdığımız, alıştığımız hızda ve kıvraklıkta çalışıyor. Epeydir suskundu Demirel... ‘Yol bitmiş değil’ Siyasetin hikâyesi budur Baskı karşısında büzülmeyin içbir şey bedava değil. Gayret edeceksiniz, çalışacaksınız. Gereğinde ‘Bu olmadı’ deyip yenisini arayacaksınız. Memleket kötü idare ediliyorsa ‘Böyle idare olmaz’ diye peşlerine düşeceksiniz. Ama peşine düşenlerin başına olmadık işler geliyor? Onları inkâr etmiyorum. Sizler sıkıntıları dile getiriyorsunuz, bunlara da hak veriyorum. Hak vermediğim şey, bunların karşısında büzülmek. Büzülenlere hak vermiyorum. Yarım asrı aşkın süredir politikanın içindesiniz. Bugünkü parti sistemine, dış politikaya, Emniyet’e, askere, yargıya, medyaya, sermayenin iktidar karşısındaki haline benzer bir durum gördünüz mü hiç? Kötüleri mukayese etmek kolaydır. Siz kötüyü aramayın, ‘Filan devir daha iyiydi’ diye, daha iyiyi arayın. Bunların hepsini aşacak Türkiye... İyiliğe karşı kötülük yapılırsa ortadan kalkacak olan kötülüktür, ama sabır lazım... İnşallah her şey daha iyi olur. Hiç karamsarlığa kapılmayın. Türkiye büyük memlekettir. Bir imparatorluk bakiyesidir. Bu bir. İkincisi, büyük bir devrimi yapmış, bir orta dönem toplumunu çağın toplumu yapmıştır. Bunu kimse yapamamış, bir tek Mustafa Kemal Atatürk yapmıştır. O da en iyisini yapmıştır. Bugün aksamalar varsa, onun yaptığı şey tam anlaşılmadığındandır. Dine karışmış bir toplumu seküler bir toplum yapmak kolay şey değil. Çünkü seküler “H Gezi gençleri bırakılana kadar... Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri, tutuklu direnişçilerin serbest bırakılması için 24. kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya geldi. “Gezi tutsaklarına özgürlük” pankartını açan aileler, “Gezi şehitleri onurumuzdur” ve “Gezi Direnişi yargılanamaz” sloganlarını attı. Grup, açıklamasında Gezi Parkı eylemleri sırasında tutuklananlar serbest bırakılıncaya kadar oturma eylemlerini sürdüreceklerini belirterek “AKP iktidarı üstte birbiriyle tepişerek altta emekçileri ezmekte, gençlerin hayatları üzerinden birbirleriyle hesaplaşmaktadırlar. Şimdi gençlerin neden Gezi’ye çıktıklarını anlamak daha kolay oluyor” dedi. (HAZAL OCAK) ‘Özgür düşüncenin yargılanmasına tanık olun’ İstanbul Haber Servisi Aralarında Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi üyelerinin de yer aldığı bir grup gazeteci dün Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları eylemle tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. Gazeteciler, KCK basın davasını izlemek üzere yarın Silivri’ye gidilmesi çağrısını yaptı. Cihan Deniz Zarakolu’nun tutuklu yargılandığı İstanbul KCK ana davasının tutuksuz sanığı, yayıncı Ragıp Zarakolu ise kamuoyunun tutuklu gazetecileri sahiplenmesi gerektiğini söyledi. Zarakolu “Herkesi 2 Aralık’ta devam edecek olan özgür düşüncenin yargılanmasına tanıklık etmeye çağırıyoruz. İki yılını dolduran bu hukuksuz yargılanmaya son verilmesi ve tüm tutuklu arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması için çağrıda bulunuyoruz” dedi. Eyleme CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ve HDP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel de destek vererek tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve özür dilenmesi çağrısını yaptı. toplum açık konuşmayı gerektiriyor. Dine karışmış toplumlar açık konuşmayı kaldırmaz, korku hâkim olur. Türkiye bunları konuşabilse içinden çıkabilecek. Ama yine korku hâkim gibi görünüyor. Evet öyle... Toplumun yeniden dine karıştığı da görünüyor? Evet, ama Türkiye’ye laiklik çok şey getirmiştir. Getirdiklerini silmek kolay kolay mümkün değildir. Sandığı önemsiyorsunuz ama sandık tek başına çare mi? Sivil toplum, sendikalar, iş âlemi, toplumsal yaşam bu kadar kuşatılmışsa, seçim bir ülkeyi demokratik yapmaya yeter mi? Sistemin çalışması lazım. Sistemde sendika var, iş âlemi var, basın var, üniversite var. Bunları sistemin içinden çıkarırsanız sıkıntı oluyor. Sistem niye bozuldu? Biz 1965’te seçim kazandık. 73’te veya 75’te kaybedebilirdik. Müdahale olmasa da seçim kaybetseydik, sistem işlerdi. Bizim elimizden iktidarı zorla aldılar, verecek kimseyi de bulamadılar, 75’te yine bize geldi iş... Eğer hiç dokunmasalardı, sistem iyi kötü kendini düzeltirdi. Şimdi ne oldu? Siyasi sistemi yere vurduk, o sistemi kötüleyen askeri de şimdi kötüledik. ‘Kime inanacaksın’ noktasında açıkta kaldık. Soğuması için biraz zaman lazım. Seçimde insanlara ne yapmalarını tavsiye edersiniz? Komşusunu alıp ‘Hadi gel kardeşim’ deyip sandığa götürecek. yerek... “Ama kendiliğinden geçmez herhalde” diyorum. Ciddileşiyor: “Kötüyü yaşatmak mümkün değildir. Bu, geçecektir. Zamanını bilemem ama varılacak netice budur. Çünkü hiçbir halkı bunaltmaya devam edemezsiniz. Ne kadar çok sıkıştırırsanız, karşıdan o kadar çok tepki alırsınız. Bütün hikâye, tepki gösterirken meşru düzenin dışına çıkmamak, şiddete müracaat etmemek...” İyi de, Gezi’de şiddete başvuran, gençler değildi ki... Bir parkta barış içinde oturanlar şiddetle püskürtüldü, yaralandı, öldürüldü. Şiddeti devlet uygularsa ne diyeceğiz? “Gençlere kötü muamelenin sonu yoktur. Ne dünyada ne de bizde başarılı olmuştur. Biz, ‘Bunlar devam eder’ demiyoruz, ‘Geçer’ diyoruz, ama ‘Demokratik ortamı muhafaza etmek lazım. Ortamı şiddete çevirmemek lazım’ diyoruz. Ne olursa olsun yine de gençlere ‘Siz şiddetten uzak durun’ diyeceğiz. Çünkü onu demediğimiz takdirde meydana gelecek durum daha da kötü.” Bir Demirel fıkrası Churchill’in İncil’de okuduğu satır Haksızlık karşısında sabır telkin ediyor Demirel... Ne söylesem, “Sabredeceksiniz. Sabredeceksiniz” diyor. sonra da yüzüme bakıp, “Sevmedin değil mi bu lafları” diye soruyor. “Mücadele edeceksiniz’ deseniz daha iyiydi” diyorum. Bir Winston Churchill hikâyesi anlatıyor. Savaş yılları. Churchill İngiliz Bahriye Nazırı... Savaşta bir denizaltı batıyor. Yakın dostu olan İngiliz başbakanı kendisini çağırıp istifasını istiyor. Churchill odasına çıkıyor. Masasına oturuyor. İncil’i açıyor. Ve şu satırı okuyor: “His will pass too...” Yani? “Bu da geçer yahu...” Reçete çok da... eldik Güniz Sokak’ı kahkahalarla çınlatan bölüme... Demirel, sürekli “sabır”dan söz edince, sabretmekte zorlanıyorum. “Türkiye 10 senedir sabrediyor” diyorum. Cevap veriyor: “10 sene politikada uzun süre değil.” “Ama bizim hayatımızda uzun süre...” “Demek ki 10 sene yetmemiş, bir doz daha alacaksınız.” “Aman efendim, aşırı dozdan gitmeyelim sonra...” Kahkahalar üzerine ibretlik bir öykü anlatıyor: “Yahudi çobanın koyunlarını kurt yiyormuş. Papaza gitmiş. ‘Bana bir reçete ver’ demiş. Yazmış papaz. ‘Şu reçeteyi al, uygula, bundan sonra olmaz’ demiş. Ertesi gün, ‘Ne oldu’ diye sormuş, ‘Kurt yine geldi, yedi’ demiş çoban... Bir reçete daha yazmış papaz... 3. gün yine aynı şikâyetle gelmiş çoban... Bunun üzerine papaz demiş ki: ‘Benim daha çok reçetem var da, acaba senin koyunlar dayanacak mı?” G Ve bir anısını anlatıyor Demirel: “Arnavutluk Başbakanı Berişa iyi bir doktordu. Benim de çok iyi dostumdu. Kaybetti başbakanlığı... Arnavutluk’a gittiğimde beni ziyarete geldi. Dedim ki, ‘Sakın sokağa inme. Sokakta başbakanlık arama. Sokağa inersen belki gelecek sene başbakan olursun ama öbür sene düşersin. Sokağa inmez de meşru yollardan gidersen gelecek sene başbakan olamazsın belki, ama 3 sene sonra başbakan olursun, 10 sene sonra yine başbakan kalırsın.’ Adam benim dediğimi yaptı, 3 sene sonra başbakan oldu, 10 sene sonra da başbakan kaldı. Ne yapıp yapacaksınız, sabredeceksiniz, şiddetten kaçınacaksınız.” Berişa hatırası T.C. KÖRFEZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO2013/596 Esas KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI tarafından davalılar leyhine açılmış olan kamulaştırma değerinin tespiti ve tescili davasında aşağıda yazılı kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazların öncelikle 2942 Sayılı yasanın (Değişik 4650) 8. maddesine göre pazarlıkla satın alma usulü denenmiş ancak anlaşma sağlanamadığından aynı yasanın 10. maddesi gereğince mahkememizde aşağıda numaraları yazılı kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescili davacı açılmıştır KAMULAŞTIRMA İLANI KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: Kocaeli ili, Körfez ilçesi MEVKİİ: Yarımca Mah. sınırları dahilinde kayıtlı ADA NO: 1461 ada PARSEL NO: 2 MALİKİN ADI VE SOYADI: İZZET YILMAZ KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ 1 Tebligat ve ilan tarihinden itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabileceklerdir. 2 Husumet Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilecektir. 3 Kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını veya yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz mal kamulaştırmayı yapan idare adına tescil edilecektir. 4 Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli hak sahibi adına Vakıflar Bankası Körfez Şubesi’ne yatırılacaktır. 5 Konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve deliller ilan tarihinden itibaren mahkemeye yazılı olarak bildirmeleri. Keyfiyet 2942 sayılı yasanın (Değişik 4650) 10 maddesi uyarınca İlan Olunur.04/10/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 73953)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle