23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2013 PAZAR CUMHURİYET KÜLTÜR 19 kultur@cumhuriyet.com.tr Siyah Bant’ın yayını ‘Sanatta İfade Özgürlüğü, Sansür ve Hukuk’ bir hak arama rehberi ‘Baskıya karşı hakkını ara’ u Bazı örnek vakalara odaklanan rapor kitap, sanat emekçileri için bir hak arama rehberi niteliği taşıyor. Dr. Ulaş Karan, sanatsal ifadelere yönelik müdahalelere karşı mücadelenin bir hak mücadelesi olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. AYŞEGÜL ÖZBEK Şirin Soysal ‘Ziyaret’ (Ada Müzik) Doğru bildiği bir anlayışı harfiyen sürdürmesi inadından değil, istikrarından. İki yıl önce çıkan ilk albümün ardından, aynı zarafet dolu bir hamleyle ikinci adımını atıyor Şirin Soysal. Şirin dahil 24 müzisyenin sesi var albümde; bu da zengin bir sound ile sonuçlanıyor, Şevket Akıncı ile Cansun Küçüktürk’ün sofistike düzenlemeleriyle taçlanıyor. Viyana doğumlu, Amerikan okulunda okuyan Şirin, İngilizce yazma, söyleme yeteneğini de iki şarkıda değerlendiriyor; babasına adadığı “A Day in The Afterlife” ve “In The Beginning”. Zaman ağır akıyor, Sam Peckinpah filmlerinin şiddet sahneleri gibi akışı yavaşlatan bir kurgusu var; sanki sıkça bahsi geçen ölüm ve korku temalarını geciktirmek istermişçesine… Ancak bu durum albüme derin bir kişilik veriyor. Tom Waits, Kate Bush karışımı sanatsal Sanatın her alanında sansürü, hukuksuzluğu belgeleyen, görünür kılan ve tartışan Siyah Bant’ın ikinci yayını “Sanatta İfade Özgürlüğü, Sansür ve Hukuk” başlıklı kitap çıktı. Önceki gün Tophane Tütün Deposu’nda hem kitabın tanıtımı yapıldı hem de bir söyleşi gerçekleşti. Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin desteği ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi ortaklığıyla yıl boyu yürütülen çalıştayların sonucunda oluşan kitap, Tütün Deposu’ndan ücretsiz sağlanabiliyor ya da http:// www.siyahbant.org/ sitesinden indirilebiliyor. Kitaba kaynaklık eden çalıştaylarda gündeme gelen konuların bir özeti de söyleşide katılımcılara sunuldu. Söyleşide, hukukçu akademisyenler, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Dr. Ulaş Karan, Eda Çataklar ve Siyah Bant’tan Pelin Başaran, Banu Karaca ve Asena Günal konuşmacı olarak yer aldılar. Güncel sanat ve plastik sanatlar, gösteri sanatları, sinema, müzik ve edebiyat çalıştaylarına sanatçılar, sanat emekçile Ulaş Karan, Eda Çataklar, Turgut Tarhanlı, Pelin Başaran, Asena Günal ri, aktivistler, hukukçular katıldı ve kendi deneyimlerini paylaştılar. Rapor kitapta 200708 sonrası bazı örnek vakalara odaklanıldı. Yapılan araştırmalarda sanat emekçilerinin haklarını tam olarak bilmediği, yetersiz kaldıkları ya da sözleşmelerin yapılmadığına vurgu yapan Karaca, kitabın rehber niteliğinde olduğunu söyledi: “İlk yayından bugüne iki önemli gelişme yaşandı. İlki Barış Süreci. Burada şu soru doğuyor: Birçok Kürt sanatçının, Kürtçe sanat yapanların aleyhine davalar sürüyor. Son Diyarbakır mitinginde Şivan Perwer ve İbrahim Tatlıses Kürtçe şarkılar söylüyor ama şu anda aynı şekilde Kürtçe şarkılar söylemiş olanlara karşı hâlâ davalar yürütülüyor, denetimli serbestlikler var. Gezi süreci de önemli bir faktör oluşturuyor. Daha önce sadece Kürt sanatçılara uygulanan bazı hukuki yöntemler daha geniş bir kitserde solist sanatçılar ise Bengi İspir Özdülger, Zeynep Tatlıpınar Kağnıcı, Bülent Bezdüz ve Hasan Berk olacak. Saygun’un 1942 yılında tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu ilk kez 1946 yılında sahnelendi. İngilizce, Fransızca, Almanca ve Macarcaya çevrilen oratoryo, 1947’de Paris’te, 1958’de New York’ta Leopold Stokowsky yönetiminde Birleşmiş Milletler’de, sonraki yıllarda Budapeşte, Viyana, Bremen, Berlin, Vatikan ve Moskova’da da seslendirildi. Yunus Emre’nin şiirlerinden oluşan eser, Türkiye’nin ilk oratoryosudur. leye uygulanıyor. Mersin’de Praksis gru buna ‘toplu luğu dinamik tutmaktan’ dolayı açılan dava gibi.” Türkiye’nin 82 Anayasası’ndan kaynaklı temel bir çelişkisi olduğunu vurgulayan Tarhanlı şöyle konuştu: “Anayasada ‘Herkes bilim sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her tür araştırma hakkına sahiptir’ deniyor. Ancak, ikinci paragrafta ‘yayma hakkı’nı hiçbir şekilde 1. 2. 3. maddelerinin değiştirilmesi konusunda kullanamazsınız’ diyor. Anayasa 17 kez değişti ama hiçbir hükümet bu konuyla ilgili bir şey söyleme ihtiyacı duymadı. Bu bence Türkiye sanat çevresi açısından, insan hakları hareketi açısından utanç verici.” 64. maddenin muğlaklığına da değinen Tarhanlı, kitaptaki bulguların bir biçimde takibinin olması gerektiğini vurgulayarak hukukun hem devlet hem de piyasaya karşı sınanması gerektiğini belirtti. Karan ise hak ihlalleri ve sansür vakalarının genellikle basına yansımadığını, yansısa bile kültür sayfalarında yer aldığı için bunun bir hak konusu olarak gündeme gelmediğini belirtti: “Sanatçılar genellikle sanatsal ifadelere yönelik müdahaleleri sanata saygısızlık olarak düşünüyorlar. Bunu bir hak mücadelesi alanı olarak görmüyorlar. Gerek devlet gerek devlet dışı aktörler tarafından hayatın her alanında sanatsal ifade özgürlüklerine yönelik müdahaleler görüyoruz. Polis, kolluk, savcılık, hâkim ve daha sonra cezalandırma, yargı organları... Devlet dışı aktörler açısından ise fiziksel müdahaleden başlayarak tehdit, taciz, sanat eserine eser sahibinin rızası olmaksızın çoğu zaman haber vermeden değişiklik yapılması gibi örnekler var.” Hukuk veri tabanlarında sanat eserlerine yönelik müdahalelere dair tek bir karara bile ulaşamadığını belirten Karan, “Vakaların hiçbiri eser sahibi tarafından yargıya intikal ettirilmemiş. Dava açmaya başlamak ve davaları takip etmek önemli. Birtakım sanat örgütlerinin de takip etmesi gerek bu süreçleri. Sanatçıların anında örgütlenerek refleks göstermesi ve hukuksal yollara başvurması çok önemli. Adım atılmadığı sürece bu kitap kalınlaşmaya devam edecek.” pop vasıtasıyla aşk ilişkilerinin derininde yatan gerçekleri arıyor. Parçalar ağdalı bir atmosfere sahip, ilkine göre daha dolambaçlı sözleri var, klasik bir edebiyat eserinin popa uyarlanmış hali gibi. Yoğunlaşarak, hatta bazen pür dikkat kesilerek dinlemenizi rica ediyor sizden. Yüksek satış rakamlarına ulaşması beklenmeyecek (ancak zaman içinde sürekli milim milim satacak) kadar iyi bir albüm “Ziyaret”. Başak Yavuz ‘Things…’ (Kalan Müzik) İlk albümünü çıkaran genç bir caz şarkıcısı… Bu cümle baştan olumsuz düşünmeniz için ne kadar çok yargı içeriyor, değil mi? Başak Yavuz için yargıları bir kenara bırakın. Mimarlıktan müzisyenliğe yatay geçiş yapmış bir gönüllü o. 2008, 4. Nardis Genç Caz Vokal Yarışması’nda birinci olmuş, ilk eğitmeni Randy Esen sayesinde Amerika’ya kabul edilmiş. Manhattan Müzik Okulu’ndaki öğretmenleri saksofoncu David Liebman ve piyanist Peter Eldridge, aynı zamanda ilk albümü “Things… ”in konuk sanatçıları. Balad, blues, avangard pasajlar ve modern parçalar var. 12 şarkıdan dokuzu kendisine ait; üç standart bulunuyor ki, çok iyi düzenlenmiş ve kotarılmışlar. Beste, düzenleme ve icrasında zengin bir armoniye sahip Başak. Yaratıcılığı yerli yerinde, Hezarfen’e rağmen hikâyelerini yerde arayan biri… Hayallerini inatla gerçekleştirdiğini hissettiren şarkılar da yok değil, ancak sevgiyi, dostluğu önemseyen bir insanın hayatına ilişkin konular ağırlıkta. Sıradan insanların gündelik yaşamlarına ve ilişkilerine ilgi duyuyor; konularında mütevazı insanları, olağan duyguları işliyor. Başak Yavuz gelecek için umut veren bir ses, “Things…” ise heyecan veren, sıcak duygular ve cesaret uyandıran bir ilk çalışma. muratbeser@muratbeser. com Mersin’de ‘Yunus Emre’ oratoryosu Kültür Servisi Mersin Devlet Opera ve Balesi, besteci Ahmet Adnan Saygun’un 1942 yılında solo, koro ve orkestra için bestelediği “Yunus Emre” oratoryosunu seslendirecek. Konser, 5 Aralık Perşembe günü saat 20.00’de Mersin Kültür Merkezi Opera Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. Mersin Devlet Opera ve Balesi’nin orkestra, koro ve solist sanatçılarının şef İbrahim Yazıcı yönetiminde hazırlandığı kon n Kültür Servisi İzleyicisine, aynı salonda günde en az üç film sunan Başka Sinema’ya yeni şehirler ve salonlar eklendi. Başka Sinema, Bursa ve Eskişehirli sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanırken, İstanbullu izleyicileri üç yeni salon bekliyor. İstanbul Levent Metrocity Cinema Pink, Bursa Cinetech Korupark, Eskişehir Kanatlı Cinema Pink ve İstanbul Haramidere Cinetech Torium, 6 Aralık’ta perdelerini Başka Sinema’ya açıyor. Başka Sinema’ya yeni şehirler ANDRE RIEU, SİNAN ERDEM’DE 11 BİN KİŞİYE ÇALDI Zeid 400 bin liraya alıcı buldu Kültür Servisi Türk resim sanatının usta isimlerinin eserleri Artı Mezat tarafından yapılan müzayedede dün satışa sunuldu. Adnan Çoker’in “Minimal C 9” isimli triptik eseri 375 bin liraya, Fahrel Nisa Zeid’in soyut kompozisyonu 400 bin liraya alıcı buldu. 25. Artı Mezat Modern ve Çağdaş Türk Sanat Müzayedesi’nde Mehmet Güleryüz’ün Portre çalışması 100 bin liraya, Mehmet Günyeli’nin Kader Denizi isimli çalışması 60 bin liraya, Mümin Orhan’ın soyut kompozisyonu 110 bin liraya alıcı buldu. Valsler Kralı’ndan kasap havası Kültür Servisi Klasik müziği olimpiyat statlarına taşıyan Hollandalı keman virtüözü ve orkestra şefi Andre Rieu, önceki gece Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki konserinde kendisini izlemeye gelen yaklaşık 11 bin kişiyi büyüledi. Sahneye karlar, rengârenk balonlar yağdıran Andre Rieu, konserinde “Kâtibim”i ile “Hatırla Sevgili”yi çaldı ve kasap havasıyla da halay çektirdi. MAP, Piu Music ve CEO Event işbirliğiyle düzenlenen konsere saatler kala, Sinan Erdem Spor Salonu’nda uzun kuyruklar oluştu. Andre Rieu’nün, valsleriyle ün salan Johann Strauss Orkestrası’yla birlikte verdiği konsere İstanbullular büyük ilgi gösterdi. Biletleri aylar öncesinden tükenen konseri aralarında çok sayıda ünlünün de bulunduğu yaklaşık 11 bin kişi izledi. “Valsler Kralı” olarak bilenen Andre Rieu, izleyicileri “Merhaba İstanbul” diyerek selamladı. 80 kişilik Johann Strauss Orkestrası’yla birlikte sahne alan Rieu, dünyanın en çok bilinen valslerini çalarken izleyicilerden onlarca çift dans etti. Rieu, “Snow Waltz”ı çalarken izleyicilerin üzerine karlar, konserin sonuna doğru ise rengârenk balonlar yağdı. Andre Rieu’nun İstanbul seyircisine sürprizleri bunlarla sınırlı kalmadı. Konserin sonunda sahneye 4 Türk müzisyen çağırdı ve birlikte “Kâtibim”, “Hatırla Sevgili” ve “Kasap havası”nı çaldı. Kasap havası çalarken izleyicilerden bazıları halay çekti. Rieu, 2014 yılında bir kez daha İstanbul’a geleceğinin müjdesini verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle