25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 2013 CUMA 10 EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Dolar zirveden döndü Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alımlarını öngörülenden erken azaltmaya başlayacağı endişeleri ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı öncesi gelişmekte olan piyasalardan çıkışlarla dolar/TL, en son 30 Eylül’de gördüğü 2.04’ü test etti. ECB’den gelen faiz indirimi kararı ise piyasayı rahatlattı. ECB, Avro bölgesinde enflasyondaki sert düşüşün ardından politika faizinde beklenmedik 25 baz puan indirime gitti. Avro/dolar paritesindeki sert gerilemeyle dolar/TL de geriledi. Faiz indirimi ön cesinde dolar karşısında 1.35 düzeyinden işlem gören Avro, keskin değer kaybederek 1.3354’e kadar indi. Avro 7 haftanın en düşük seviyesini gördü. Dolar/TL ise 2.0215’e kadar geriledi ancak bunun etkisi de uzun sürmedi. Kur, 2.03’lü seviyelerine geri döndü. UniCredit’in gözü dev projelerde üçüncü köprü projesi olduğunu, ancak üçüncü havaalanı projesinin bunu geçebileceğini söyledi. UniCredit 8. Altyapı Finansmanı Konferansı sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Papa, grubun Hollanda, Rusya, Polonya ve Türkiye’ye daha fazla kaynak ayırma kararı aldığını belirterek; zaman zaman gündeme gelen ‘UniCredit Türkiye’den çıkacak’ söylentilerinin artık tamamen bitmesini beklediklerini söyledi. Yapı Kredi aracılığıyla Türkiye’de kullandırdığı kredini oranının 6 milyar dolara ulaştığını açıklayan grubun toplam taahhüdü ise 7.5 milyar dolar. Yeni dönemde kullandırmayı planladıkları kredi hacmi ile ilgili ise kesin rakam vermekten kaçınan Papa, “Türkiye için kesin bir bütçe açıklayamayız ama burada iyi ve güçlü projeler görüyoruz. İnandığımız projeleri finanse etmek için gerekeni yaparız” diye konuştu. Fiyat Artış Hızı Tahmini 2013 yılı için fiyat artış hızı, TÜFE bazında yıl sonu 12 aylık dönem itibarıyla yüzde 5.3 olarak hedeflenmişti. Ancak bu hedefin tutturulamayacağı yılbaşından beri belli idi. Nitekim yıl içinde fiyatlardaki gelişmeler, hedefin gerçekçi olmadığını kanıtladı. Bunun üzerine orta vadeli programda (OVP) 2013 yılı fiyat artış hızı (enflasyon) hedefi yüzde 6.8 olarak düzeltildi, revize edildi. TCMB Başkanı Sayın Erdem Başçı da fiyat artış hızı hedef değişikliğini yüzde 6.8 olarak doğruladı. Şimdi soru, revize edilen, düzeltilen hedef 2013 yılında gerçekleşebilir mi? Ardından 2014 yılında yıllık fiyat artış hızı yüzde 5 düzeyine doğru yavaşlar mı, evrilir mi? Tahminlerde, öngörülerde bulunurken gelişmeleri etkileyebilecek makro ve mikro etkenleri, değişkenleri, bunun yanı sıra geçmiş dönem istatistiklerini gözönünde bulundurmak gerekir. Döviz kurundaki yükseliş ile finansman maliyetlerindeki artışın bir zaman aralığı ile fiyatlara yansıması beklenir. İktisatta yeni Keynesgil akım, makro olaylar, gelişmeler açıklanırken, mikro değişkenlerin de firmaların tutumlarının da dikkate alınması gereğini ortaya koymuştur. Firmaların tutumları, politikaları dikkate alındığında iktisadi analize yeni giren kavramlardan biri de fiyat yapışkanlığıdır. (Price stickiness) Fiyatlar niçin kısa vadede yapışkandır, zaman aralıkları ile değişirler? Bunun nedenlerini açıklamaya çalışayım. Kısa aralıklarla fiyat değiştirmenin, fiyat artışının tüketicilerde doğurduğu tepki dışında, menü maliyeti olarak ifade edilen maliyeti vardır. Fiyat kataloglarını değiştireceksiniz, yeni fiyat listeleri yayımlayacaksınız, bilgilendirme amaçlı reklam yapacaksınız. Tüm bunların maliyeti vardır. Sık fiyat değiştirmenin bu tür maliyetleri, menü maliyeti kavramı ile ifade edilmektedir. Günümüzde yaygın piyasa yapısı, oligopol piyasasıdır. Oligopol piyasasının özelliği, sınırlı sayıda üreticinin, fiyat, üretim hatta reklam politikalarını belirlerken, rakiplerin tepkilerini, reaksiyonlarını göz önünde bulundurmaları gereğidir. Oligopol piyasasında fiyat oluşum modelleri arasında Sweezy ve Stackelberg modelleri, bu tür piyasalarda fiyat yapışkanlığını açıklamaktadır. Fiyatınızı yükselttiğiniz zaman rakiplerin sizi izlemeyeceğini, buna karşı fiyat indirimi yaptığınızda rakiplerin sizi izleyeceğini, bu şekilde satışlarınızı, pazar payınızı artıramayacağınızı öngörüyorsanız, fiyatlarınızı değiştirmezsiniz (Sweezy modeli, kırık talep eğrisi). Rakiplerle boğaz kesen rekabete girişeceğinize, fiyatlandırmada lider konumundaki firmayı izliyorsanız (Stackelberg modeli) bu yaklaşımda kısa dönemli fiyat istikrarı, fiyat yapışkanlığı yaratır. Firmalar, yıl sonlarına doğru, gelecek yeni yıla ilişkin plan, program ve bütçelerini hazırlar, politikalarını belirlerken döviz sepeti 2.07’den 2.37’ye yükselmiş, kurlar kısa sürede yüzde 15.0’e yakın artış göstermiştir. Firmalar fiyatlandırmada ister maliyet artı yöntemini uygulasınlar, ister fiyatları marjinal maliyetlerine göre ayarlasınlar yakın bir gelecek için fiyat artışı beklemek gerekir. Aylık fiyat artış hızını hesaplarken, ilgili ayın fiyat endeksini, bir önceki yılın aynı ayının fiyat endeksine oranlıyoruz. Aritmetiğin bir özelliği payda küçük ise oran artış hızı yüksek, payda büyük ise oran artış hızı düşük hesaplanıyor. Bu da iktisatta baz etkisi (base effect) olarak ifade ediliyor. Bu bağlamda geçen yılın kasım ve aralık aylarında TÜFE bazlı fiyat artışlarına bakıldığında aylık fiyat artışlarının yüzde 0.38 düzeyinde olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bu yıl baz etkisi yüksek olacaktır. 2013 yılı enflasyon hedefi, yüzde 30.0’a yakın bir artışla yüzde 6.8 olarak revize edildi. Ancak yukarıdaki çözümleme geçerli ise, bu yılın fiyat artış hızı yüzde 6.8’in üstünde gerçekleşecektir. Gelecek üç ayın verileri, revize hedefin de gerçekleşip gerçekleşemeyeceğini ortaya koyacaktır. Ekonomi Servisi Koç Grubu ile ortaklığı 11. yılına giren İtalyan UniCredit Group, dünyada sermaye önceliği tanıyacağı dört ülke arasına Türkiye’yi aldı. Türkiye’deki büyük projelerle yakından ilgilenen grup, enerjiden altyapıya pek çok farklı sektörde kredi kullandırmaya istekli. Unicredit Group Orta ve Doğu Avrupa Bölüm Başkanı Gianni Franco Papa, şu anda Türkiye’de finansman sağladıkları en büyük projenin Kesenin ağzını açacak Türkiye’de 3. köprü finansmanında yer aldıklarını belirten Unicredit Group Orta ve Doğu Avrupa Bölüm Başkanı Papa, 3. Havalimanı projesini de yakından takip ettiklerini söyledi. Türkiye’deki projelere bugüne dek 6 milyar dolarlık kaynak sağlayan grubun toplam taahhüdü 7.5 milyar dolar. 22 milyar Avro’luk bedeli ile Türkiye’nin en büyük yatırımı olması planlanan 3. Havalimanı’nın finansmanı ile yakından ilgilendiklerini anlatan Papa, ne kadarlık bir finansmana ihtiyaç duyulacağını henüz açıklamayacaklarını ancak detayların yıl sonuna doğru belli olacağını vurguladı. Çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu kaydeden Papa, büyük ve kompleks bir proje olan havalimanının Türkiye’deki en büyük işleri olabileceğini dile getirdi. Danışman şirket olarak bulundukları Star Rafineri projesinde 3.5 milyar dolarlık bir finansman sağlanacağını söyleyen Papa, bunun 500 milyon dolarını Yapı Kredi’nin karşılayacağını, geri kalan miktarlar için ise Türkiye’de bankaların tamamına yakının teklif verdiğini söyledi. Türkiye’nin kendileri için önemine işaret eden Papa “Grubun varlıklarının yüzde 20’si Türkiye’den geliyor. Ortadoğu ve Güney Avrupa’nın Unicredit’e sağladığı kârın yüzde 30’u Türkiye’den” dedi. Trans Anadolu Boru Hattı’nda kapasite doluyor ANKARA (Reuters) Enerji Bakanlığı Müsteşarı Metin Kilci, Kuzey Irak ve farklı kaynaklardan Türkiye’ye gelecek doğalgaz ile yapımı planlanan Trans Anadolu Boru Hattı’nın (TANAP) kapasitesinin dolacağını ve Türkiye’nin TANAP’taki hissesini artırabileceğini söyledi. Reuters’tan Orhan Coşkun’un sorularını yanıtlayan Kilci, Azerbaycan ile Türkiye’nin önderliğinde gündeme gelen ve Azeri Şah Deniz II sahasından üretilecek gazı Türkiye’nin batısına kadar ulaştıracak TANAP’ta transit anlaşmayı müzakere ettiklerini belirterek “Gerek Kuzey Irak gerek farklı kaynaklardan gelecek doğalgaz ile TANAP’ın kapasitesi fazlasıyla kullanılacağı için bu projedeki hisse oranımızı artırmayı düşünebiliriz” dedi. TANAP’ta Türkiye’nin yüzde 20, Azeri Socar’ın yüzde 80 payı bulunuyordu. Projenin şekillenmesinin ardından BP, Statoil ve To 9 AYDA YÜZDE 16 ARTIŞ Ülker’in satışları 2 milyar liraya çıktı Ekonomi Servisi Ülker, yılın 9 ayında satış gelirlerini yüzde 16 artırarak 2 milyar liraya ulaştırdı. Şirketin faaliyet kârı da yüzde 26 artış göstererek 208 milyon liraya yükseldi. Şirket geçen yılın aynı döneminde 1.7 milyar lira satış geliri, 165 milyon lira da faaliyet kârı elde etmişti. Şirketin bu dönemdeki net kârı ise 152 milyon lira olarak gerçekleşti. Ülker Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Tütüncü, “Çok başarılı gerçekleşen bir blok hisse satışının ardından bu çeyrekte açıkladığımız güçlü sonuçlar, sürdürülebilir ve kârlı büyüme için mali ve operasyonel olarak sağlam bir zemin oluştuğunu gösteriyor” dedi. Ülker 4 Ekim 2013’te tamamlanan satış sürecinde blok olarak yüzde 20’lik hisse satışı gerçekleştirmiş; şirketin halka açıklık oranı yüzde 40’a çıkmıştı. Tütüncü, blok hisse satışı ile ilgili yaptığı açıklamada “Günlük işlem hacmini 10 milyon dolar üzerine çıkarmayı hedeflemiştik. Bir aylık dönemde ortalama günlük işlem hacminin 15 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiğini görüyoruz. Bu blok hisse satışının hedefine ulaştığını gösteriyor. Şimdiki hedefimiz hissemizin MSCI (gelişmekte olan piyasalar) endeksine girmesi” diye konuştu. Türkiye’den bin kişi Mars sırasında Ekonomi Servisi MarsOne Projesi Kurucu Ortağı Bas Lansdorp, birçok insanın Mars’a yolculuk yapmayı hayal ettiğini belirterek, “Türkiye’den yaklaşık bin kişi olmak üzere dünya nın çeşitli ükelerinden 200 binden fazla insan Mars’a gitmek için web sitemizden başvuru yaptı” dedi 2023 yılında Mars’a insan göndermeyi amaçlayan MarsOne Projesi’nin Kurucu Ortağı Lansdorp, Webit Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “İlk grup dünyayı 2022 yılında terkederek 2023 yılında kırmızı gezegene varacak. Bunun öncesinde MarsOne insanların hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli malzemeleri gönderecek. Ardından ikinci grup 2024’te Mars’a ayak basacak” dedi. Lansdorp, projenin başarılı olması için yatırımcıları da projeye katkı yapmaya davet etti. Enerji Bakanlığı Müsteşarı Kilci’nin verdiği bilgilere göre, Türkiye Kuzey Irak ve farklı kaynaklardan gelecek doğalgaz ile boru hattının kapasitesi fazlasıyla kullanılacak. Türkiye bu projedeki hisse oranını artırmayı düşünüyor. tal, Socar’ın TANAP’taki payından yüzde 29 hisse almıştı. Kilci şunları söyledi: * Türkiye’nin yakınındaki petrol ve gaz kaynaklarına duyarsız kalması söz konusu olamaz. Hem doğalgaz kaynaklarımızın çeşitlendirilmesi hem de iç piyasanın istikrara kavuşması açısından bu kaynaklar önemli. Kısa vadede yıllık 10 milyar metreküpe ulaşacak rezervlerden söz ediliyor. * Irak anayasasındaki şartlara uymak kaydıyla bu kaynakların gerek Türk gerek uluslararası pazarlara ulaştırılması için çalışmalar yapıyoruz. * Kuzey Irak’taki petrolün mevcut KerkükYumurtalık hattı üzerinden Ceyhan’a indirilmesi yönünde de çalışılıyor. Bu birkaç ay içinde mümkün olabilir. Bununla günlük petrol ihracatında 100 200 bin varil artış olacak. * Kuzey Irak’ta Bunu Türkiye ve uluslararası piyasalara belki ileride LNG olarak ya da boru hatları kanalıyla yönlendirme gayret ve hedefimiz var. * Mersin ve Sinop’tan sonra üçüncü nükleer santralın yerinin belirlenmesi çalışmaları devam ediyor. Japonya kuruluş yeri için bedelsiz çalışma yapacak. Herhangi bir taahhüdümüz söz konusu değil. Yeri belirlendikten sonra potansiyel yatırımcılarla görüşeceğiz. Hayli talip var. Nükleer santralda durum Türkiye’nin petrolü gayrimenkulleri GYODER Başkanı Aziz Torun, Türkiye ekonomisinin omurgasının gayrimenkul sektörü olduğuna dikkat çekerek “Başkalarının petrolü varsa bizim de gayrimenkulümüz var” dedi. Evie Domosthenous Londra İstanbul’u 4’e katlıyor Toplantıda açıklanan Knight Frank Araştırması’na göre, bir yatırımcı 1 milyon dolarlık bir sermaye ile İstanbul’da 100, Paris’te 38, Singapur’da 38, Monaco’da 16, Londra’da ise 25 metrekarelik bir gayrimenkul alabiliyor. ŞEYMA YILDIRIM Twitter kuşu borsaya uçtu Ekonomi Servisi Sosyal medya sitesi Twitter hisseleri, New York Borsası’nda 45.10 dolardan işleme açıldı.Şirketin hisseleri işleme açılmasının hemen ardından yüzde 80 değerlenerek, 46.85 dolara yükseldi. Toplamda 70 milyon hisseyi halka açacak olan şirket, hisseleri 26 dolardan halka arz etti. Henüz kârlı bir şirket konumunda olmayan Twitter, halka arzdan 1.82 milyar dolar gelir elde edecek. Twitter’ın piyasa değeri ise 18.3 milyar dolar olacak. Zengin Türkler ev almak için Londra’ya koşuyor Ekonomi Servisi Küresel krize karşı sağlam duran gayrimenkul piyasası ile öne çıkan Londra, Türkler için de çekim merkezi haline geldi. Birkaç yıl öncesine kadar büyük şirketlerin daha çok iş merkezi alarak faaliyet gösterdiği Londra, şimdilerde zengin Türk ailelerinin akınına uğruyor. Gayrimenkul fiyatlarının 2 ila 10 milyon dolar arasında değiştiği Londra’nın lüks semtlerindeki Türk yatırımcı sayısı ise son 3 yılda 10 kat arttı. Bunun büyük kısmını Londra’da okuyan çocuklarına ev alan aileler oluşturuyor. Yaklaşık 40 yıldır Londra Gayrimenkul piyasasında yatırımcı lara danışmanlık hizmeti veren Planet International Üst Yöneticisi Evie Domosthenous, Türk yatırımcı profilinde de belirgin bir değişim gözlemlediklerini belirterek “Geçen yıl Londra’da satılan gayrimenkullerin yüzde 70’i yabancılara satıldı. Bunda Ortadoğu, Çin ve Türk yatırımcıların önemli bir payı var. Birkaç yıl öncesine kadar daha çok Londra’nın kuzeyine yatırım yapan Türkler, şimdilerde daha çok Londra’nın merkezinde yatırım yapmayı tercih ediyor. Türkler eskiden iş merkezlerine yatırım yaparken şimdilerde ise ikinci evlerini Londra’dan almaya başladılar” dedi. SAMSUN Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, gayrimenkulün Türkiye’nin ihraç ürünü olarak değerlendirmesi gerektiğine işaret ederek “Kimi ülkelerin petrolü ve enerji kaynakları var. Bu ürünleri ihraç ederek ülke ekonomilerinin omurgasını oluşturuyorlar. Türkiye’nin petrolü de gayrimenkul” dedi. G e l i şen Kentler Zirvesi’nde konuşan Torun, şun ları söyledi: “Gayrimen kul sektörü stratejik bir sektör olarak ele alınmalı. Yüzde 95 yerli hammadde ile ortaya çıkan gayrimenkul, GYO’ların hisse senetleri, menkul kıymet, sukuk gibi finansal enstrümanlarla ihraç edilebilir.” Zirveye katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar da konutta balon olmadığını savundu. Türkiye’de insanların ekonomik durumlarının geliştiğini ve ev değiştirme talebinin yükseldiğini iddia eden Bayraktar, “Konuta talep bitmez” dedi. Bayraktar, “Ülke genelinde konut arz fazlası yok. Ancak işini bilmeyen lokal çavuşların balonu patlayabilir. Konutta balon riski sıfır” ifadelerini kullandı. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ise “Türkiye’de 20 milyon konut stoku var. Bunun yaklaşık 7 milyonu riski yapılardan oluşuyor. Bu yapıların yaklaşık 1.5 milyonu İstanbul’da. Samsundaki konut stokunun 400 bininin de yüzde 30’unun yani 120 bininin riskli ve yenilenmesi gerekiyor” diye konuştu. ‘Konuta talep bitmez’ Pamuk ithalatı artıyor Ekonomi Servisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ithalatına 2008 ocak2013 eylül döneminde 16 milyar dolar harcandığını, ihracatından ise 9.5 milyar dolar gelir elde edildiğini belirterek, “Pamukta üretimin yeterince artırılamamasının sebebi ekim alanlarının daralmasından kaynaklanıyor” dedi. Bayraktar, “Türkiye, tekstil ve konfeksiyon sektöründe üretimini artırıp, önemli ihracatçı ülkelerden birisi olması nedeniyle her yıl artan oranda ithalat yapar hale geldi. Bugün Türkiye, pamuk ithalatında Çin’den sonra gelen ikinci ülke” diye konuştu. 7 milyon konut riskli
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle