17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Dershane kavgasının gerisinde cemaatin hükümetin her kararına karışma isteğinin yattığı belirtiliyor ‘Kürdistan Neresi?’ Diyarbakır’daki BarzaniErdoğan mülakatı bana “Herkesin Keyfi Yerinde” filmini anımsattı. Orjiinal senaryosu Guisseppe Tornatore’nin olan ve önce onun tarafından gerçekleştirilen, başrolünü Marcello Mastroianni’nin oynadığı “Stanno Tutti Bene”yi çok beğenen Hollywood, çoğu başarılı Avrupa filmine yaptığı gibi, el atıp, Amerikan sosuyla bezeyerek, bu defa Kirk Jones’ın çekip Robert de Niro’nun başrolünü oynadığı “Evereybody’s Fine”ı yaptı. Bu filmlerin her ikisinde de eşini kaybetmiş bir babanın, yıllar sonra, dört bir yana dağılmış çocuklarını teker teker ziyaret etmesinin öyküsü anlatılır. Baba çocuklarını uzaktan izlerken, herkesin keyfinin yerinde olduğu sanılır. Ama aslında hiçbir şey uzaktan göründüğü gibi değildir. İşler çok daha değişik ve karmaşıktır. Tıpkı Barzani’nin, yaşadıklarından sonra, “Kendimi hayal âleminde sandım” dediği Diyarbakır’da olanlar gibi... Düğünler, konserler, ziyafetler, ilk dinlenişte kulağa hoş gibi gelen demeçler, hep herkesin keyfinin yerinde olduğu izlenimini veriyordu. HHH Oysa işler ilk bakışta göründüğü gibi değildi, biraz daha yakından bakınca görülüyordu ki olaydan ne BDP hoşnuttu, ne PKK, ne Kandil, ne de Öcalan... Ama tüm bunlara karşın Barzani ile Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır buluşmaları, senaryonun bütün aktörleri açısından tarihi önem taşıyan bir gelişmedir. Her şeye karşın, herkesin keyfinin bir parça yerinde olmaması için de sebep yoktur. Yine de tabii görüşmeden en kârlı çıkmış olan, Tayyip Erdoğan gibi görünüyor. ÖcalanPKKBDP üçlüsüne elindeki Barzani kartını göstererek, geniş bir hareket alanı olduğunu anımsatmayı hesaplayan Erdoğan, çözüm süreci konusunda somut adımlar atamasa bile, kendisi için son derecede kritik olan seçimlere çatışmasızlık hali sürerek gidebilecek gibi görünüyor ki, bu da kısa vadeli hesapların en önemli parçasının gerçekleşmesi demek. Hiçbir şey olmuyormuş gibi gözükürken, aslında bölgede iktidar transferinin devamı ve bu yöndeki psikolojik ortamın pekişmesi de Öcalan PKKBDP üçgeninin keyfini yerine getirecek bir husustur. Barzani’nin de tüm Kürt liderlerinin de sözünü ettiği Kürdistan kavramı, bu geziyle resmen telaffuz edilmese bile, Tayyip Erdoğan iktidarının zımni kabulüne mazhar olmuş bulunmaktadır. Kürdistan davasına gönül verenler için daha önemli bir gelişme düşünülebilir mi? Zaten Barzani’nin asıl “hayal gibiydi” dediği husus da bu olsa gerek. HHH Barzani’nin Kürdistan sözünü Diyarbakır’da açıkça dile getirdiği günün akşamında, partisi KDP’nin resmi internet sitesinde, Türkiye’nin 25 ilini “Kürdistan” sınırları içinde gösteren harita yayımlandı. Bu yayın üzerine CHP sözcüsü Haluk Koç, harita konusunda Erdoğan’ın düşüncesini öğrenmek istedi ve kastedilen Kürdistan’ın sınırlarını gündeme getirip sordu: Neresi Kürdistan? Bu çıkışın, kimi CHP içi çevreler de dahil, bazı yerlerde tepkiye yol açacağı kesin. Olsun! CHP bu kritik sorunun, barışçıdemokratik çözüm konusu olmaktan çıkarılıp salt etnik tabana indirilmesine seyirci kalmamalıdır. CHP, Kürt sorununun çözümü konusunda, açık ve net tavrını belirlemeli, o doğrultuda yürümelidir. Tabii ki demokratik çözüm Kürtlerin ne kimliklerinin, ne dillerinin inkârını öngörür. Zaten CHP’nin de böyle bir niyeti yok. Ama Kürdistan ortaya atıldığı zaman, o vatana bir millet de kaçınılmazdır. Vatan ve millet olunca da bu ikisine bir devlet de gerekmektedir. “İki millet, iki devlet, iki vatan” da çözümlerden biri. Ama bu çözüm savaşsız gerçekleşebilir mi? Bu durumda kimse bize bunu barışçıl çözüm diye sunmaya kalkmasın olur mu! EMİNE KAPLAN Gizli ortaklık sıktı u AKP kulislerinde Gülen cemaatinin faaliyetlerinden duyulan rahatsızlık şöyle dile getiriliyor: l Cemaat, hükümetin koalisyon ortağı gibi davranıyor, her karara ortak olmak istiyor l Bürokraside hükümete rağmen ölçüsüz şekilde kadrolaşmaya gidiyor l Dershaneler aracılığıyla elde ettiği etki gücü ve gelir kapısını kaybetmek istemiyor l Yerel seçim öncesinde kampanya ile hükümete geri adım attırmak istiyor l Gülen cemaatinin oy desteğini çekmesi partiye çok büyük bir zarar vermez. nelik baskı uyguluyor, cemaate mensup bürokratların görevden alınması durumunda “cemaat tasfiye ediliyor” denilerek partiye yönelik rahatsızlık yaratılmaya çalışılıyor. Ölçüsüz kadrolaşma: Pek çok bakanlıkta cemaat üyesi bürokratların ataması yapıldı. Ancak bu bürokratlar bir süre sonra kim olduğuna bakmaksızın liyakat aramadan hükümetin getirdiği kadroları dağıtarak cemaat üyesi kişilerle doldurdu. Bu durum partide büyük rahatsızlık yaratıyor. Özellikle yargıda hümak istediği kaydediliyor. AKP kulislerinde, cemaat ile hükümet arasındaki dershane kavgasının perde arkasında yatan nedenlerle ilgili olarak şu değerlendirmeler yapılıyor: Cemaat koalisyon ortağı gibi: Cemaat bir süredir, hükümetin her aldığı karara ortak olmak, adeta koalisyon ortağı gibi hareket etmek istiyor. Bürokrat atamaları, görevden almalar, eğitim müfredatı gibi her alanda karar süreçlerinde olmak için uğraşıyor. İstemediği kararlar çıkması durumunda hükümete yökümete yönelik sık sık güç denemeleri yapılıyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması girişimi bunların başında yer alıyor ve hükümet açısından kırılma noktası oldu. Dershaneler gelir kapısı: Dershaneler, cemaat açısından hem tüm toplum kesimlerine ulaşma hem de gelir elde etme açısından çok önemli. Bu avantajı kaybetmek istemiyor. Yerel seçim öncesi kampanya: Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili proje son bir ayın meselesi değil. Hem hükümet programında hem de kalkınma programlarında yer alıyor. 56 yıldır altyapısı hazırlanan bir proje. Cemaat medyasının yerel seçim öncesi henüz daha taslak kesinleşmemişken hükümet karşıtı sert kampanya başlatması, “AKP oy kaygısıyla bu işten vazgeçmek zorunda kalır” düşüncesinden kaynaklanıyor. Erdoğan geri adım atmaz: Başbakan, tavrını çok net olarak ortaya koydu. Bu aşamadan sonra geri adım atmaz. Cemaat medyasının Erdoğan’ı darbecilerle eş tutması partide çok büyük rahatsızlık yarattı. Dershane meselesi nedeniyle cemaati karşısına almış gibi gözükse de Başbakan, başka bir şekilde Gülen’in gönlünü alır, sıkıntıyı aşar. Dershane kavgası oy kaybettirmez: Cemaatin AKP’nin oy oranına etkisi çok büyük değil, yüzde 2 dolayında. Seçimlerde de bu oran fazla düşmeyecektir, en fazla 1 puanlık bir kayıp olabilir. Cemaat üyeleri de sürdürülen kampanyadan rahatsız. Cemaat üst yönetimi kampanyayı ne kadar sürdürürse sürdürsün üyeleri AKP dışında bir partiye gitmez. Cemaatin parti içindeki milletvekili ağırlığı da fazla değil, sempatizan vekil sayısı 10’u geçmez. Öte yandan, Kütahya Milletvekili İdris Bal’ın tedbirli kesin ihraç istemiyle disipline sevk edilmesinin ardından dershanelerin kapatılmasına karşı çıkan açıklamalar yapan milletvekilleri de uyarıldı. Grup yöneticileri, Grup Disiplin Kurulu Başkanı Mevlüt Akgün, Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaş ve Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ile görüştü. Akgün’ün grup yöneticilerine, konuyla ilgili olarak kişisel görüşlerini dile getirdiğini ancak partinin dershane konusunda vereceği karara uyacağını söylediği belirtildi. GÜLEN: ANKARA AKP ile Gülen cemaati arasında yaşanan dershane kavgasının perde gerisinde, cemaatin “koalisyon ortağı” gibi hareket etmesi, hükümetin her kararına ortak olma isteğinin yattığı belirtiliyor. AKP kulislerinde, hükümetin dershane adımıyla Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Ortağım değilsin, her şeye karışma, yeter” mesajı verdiğine dikkat çekilirken, özellikle cemaate mensup bürokratların ölçüsüz kadrolaşmaya gitmesinin partide büyük rahatsızlık yarattığı dile getiriliyor. Cemaatin dershaneler aracılığıyla elde ettiği etki gücü ve gelir kapısını kaybetmek istemediği için özellikle yerel seçim öncesinde başlattığı kampanyayla hükümete geri adım attır ‘İblisler satranç oynuyor’ Haber Merkezi Hükümet ile cemaat arasındaki dershane tartışması devam ederken dünkü Zaman gazetesinde Fetullah Gülen’in eski bir yazısını yayımlaması Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete verilmiş mesaj olarak yorumlandı. “Lider” başlıklı yazısında ideal lideri anlatan Gülen, “idareci kadro ve lider kıtlığı bunalımı” yaşandığını hatırlatarak “Bilebildiğim bir şey varsa o da, bizim dünyamızda böyle bir liderin olmadığıdır” dedi. Gülen yazısında, “Bu ülke Kırk Haramiler’i Kâbe yolcusu sandı... Süleyman çoktan göçüp gitmiş ve o muhteşem saltanatın yerinde iblisler satranç oynuyor...” ifadelerine yer verdi. Gülen ideal lider özlemini dile getirdiği yazısını, “Yıllar ve yıllar var ki, düşkünler diyârı şu mübârek ülke, taşıylatoprağıyla, canlısıylacansızıyla, mü’miniylekâfiriyle hasretle inledi ve böyle bir liderin yolunu gözledi. Bu uğurda elli defa yalancı mumları güneş zannedip alkışladı... yüz defa ateşböceklerini yıldız sanıp arkalarına düştü… ve bilmem kaç defa da kırkharâmîleri Kâbe yolcusu sanarak içlerine girdi. Öyle anlaşılıyor ki, daha bir süre bu hicranlı arayış devam edecektir” ifadeleriyle bitirdi. AKP’NİN PLANI Okula dönüşene destek MAHMUT LICALI ANKARA TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Fikri Işık, önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulu’nda görüşülecek dershanelerin kapatılmasını içeren düzenleme hakkında bilgi verdi. Dershanelerin eğitim sisteminden çıkarılmasının yanı sıra 34 yıl içerisinde açık uçlu sorular ve merkezi olmayan ölçme ve değerlendirmeye geçileceğini kaydeden Işık, “Öğrencileri çoktan seçmeli soruyla seçim sıralama sisteminden kurtulduğumuz anda dershaneyi ortaya çıkaran sebepler tamamen ortadan kalkacak” dedi. Yapılacak düzenleme ile dershanelerin yanı sıra dershane niteliği olan ücretli etüt merkezlerinin de yasadan çıkarılacağını kaydeden Işık, ücretsiz etüt merkezleri, okuma salonları ve bilgi evlerinin sistemde var olacağını ifade etti. Özel okul olacak kurumlara 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği öğrenci başına devlet tarafından ücret ödenmesine ilişkin düzenlemenin getirileceğini söyleyen Işık, “Sezer’in ‘Bunlar cemaat okullarına finanse edecekler devlet eliyle’ diyerek veto ettiği, öğrenci başına ücret ödeyelim önerisini tekrar getiriyoruz” diye konuştu. Işık, verilecek desteğin şimdilik yalnızca dershaneden dönüşen özel okulları kapsayacağını, mevcut özel okullara destek verilmeyeceğini ifade etti. Vekiller uyarıldı Gül, ziyaret ve incelemelerde bulunmak için Ordu’ya gitti (Fotoğraf: AA) Gül, ara bulma telaşında ERDOĞAN ERİŞEN ORDU Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP iktidarı ve Fethullah Gülen cemati arasında gerilime neden olan dershanelerin kapatılması tartışmalarıyla ilgili, “Önemli olan bir tartışmaların kırgınlıklara ve üzüntülere sebep vermeyecek şekilde yapılmasıdır” dedi. Gül, Samsun Çarşamba Havalimanı’ndan karayoluyla geldiği Ordu’nun Ünye ilçesinde kırmızı gül yaprakları ile karşılandı. Fatsa ilçesini de ziyaret eden Gül, daha sonra Ordu Valisi Kenan Çiftçi’yi makamında ziyaret etti. AKP iktidarı ve Gülen cemaati arasındaki dershanelerin kapatılması kavgasıyla ilgili sorular üzerine Gül, “Yasa yapma süreci içerisinde bütün bunlar tartışılır, konuşulur. Önemli olan bir tartışmaların kırgınlıklara ve üzüntülere sebep vermeyecek şekilde yapılmasıdır. Herkes fikrini muhakkak ki söylemesi gerekir. Parlamenter süreç içerisinde kanun yapılırken de muhakkak ki kanun yapanlar bütün bunları dikkate alacaklardır. Sonunda doğrusu neyse onu yapacaklarına inanıyoruz” diye konuştu. Anayasada son çabalar AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasi part liderlerine TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu başkanlığından “çekildiğini” mektupla bildirirken kulislerde AKP ile CHP arasında komisyonda uzlaşılan 60 maddenin çıkarılması konusunda yeni bir temas trafiği için hareketlilik yaşanıyor. AKP’nin istemi doğrultusunda Anayasa Uzlaşma Komisyonu Başkanlığı’nı bırakarak komisyonu dağıtan Çiçek, siyasi partilerin “kırmızı çizgilerini” aşamadığını ve bu aşamadan sonra da verimli bir çalışma olacağı ümidini kaybettiği için başkanlığı bıraktığını ifade etti. Liderler isterse, şimdiye kadar komisyonda uzlaşılan, uzlaşılamayan maddeler ve çalışmaları TBMM’nin internet sitesinden yayımlayabileceklerini belirten Çiçek, komisyonun devamı için ise hiçbir açık kapı bırakmadı. Çiçek’in ayrıldığını resmen liderlere bildirmesinin ardından gözler, daha önce “60 madde” için görüşme yapan AKP ile CHP’ye çevrildi. AKP’liler, komisyon dağılmasına karşın 60 madde için “ikiliüçlü” uzlaşmaya açık oldukları mesajını veriyor. Başbakan Tayyip Erdoğan da önceki gün Rusya ziyareti öncesinde komisyonun dağıldığını, ancak diğer siyasi partiler isterse 60 madde için gruplar arasında temas yürütülebileceğini belirtti. Kulislerde bu kapsamda önümüzdeki günlerde AKP’nin bir kez daha CHP’nin nabzını yoklayacağı dile getiriliyor. CHP kaynakları, “Eğer tutuklu milletvekilleri sorununu çözecek bir düzenlemeye AKP de destek verirse, biz zaten 4 partinin uzlaştığı 60 maddenin çıkarılmasında sakınca görmeyiz” görüşünü dile getiriyor. Öte yandan Çiçek, gazetecilerin AKP’li Meclis Başkanvekili Sadık Yakut’un karma eğitim ile ilgili sözlerini sorması üzerine “Prensip itibarıyla ben o düşünceye katılmıyorum. Ama bu konuyu bilim adamları, psikologlar konuşsa daha faydalı olur” dedi. Cemil Çiçek masayı dağıttı, ama AKP ve CHP 60 madde için temas trafiği içinde ‘Yakut’a katılmıyorum’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle