17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2013 CUMARTESİ 14 DIŞ HABERLER [email protected] Başbakan Erdoğan, Rusya ziyaretinde Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na üyelik talebini tekrarladı ‘AB sıkıntısından kurtarın’ Dış Haberler Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, St.Petersburg kentinde bir araya geldiği Rusya Devlet Bakanı Vladimir Putin’le düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na dahil olma talebini tekrarlayarak, “Bunun yanında Avrasya’daki ülkelerle serbest ticaret anlaşmasına varız” dedi. Putin, Ukrayna’nın, Avrupa Birliği ile ticaret anlaşması imzalamayı reddetmesine değinirken Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili görüşmelerde büyük tecrübe sahibi olduğunu söyleyince, Başbakan, “Çok doğru 50 yıllık bir tecrübe. Ben Sayın Başkan’ın bu tespitine karşı, başka bir tespitle diyorum ki. Şanghay İşbirliği Teşkilatı’na gelin Türkiye’yi alın. Bizi de bu sıkıntıdan kurtarın. Şanghay İşbirliği Teşkilatı olayını daha önce de ifade etmiştim. Bunu önemsiyoruz” diye konuştu. ErdoğanPutin görüşmesinde, Suriye’deki gelişmeler ile Dağlık Karabağ sorununun ağırlıklı olarak ele alındığı öğrenilirken Başbakan, “Rusya ve Türkiye’nin, AzerbaycanErmenistan çatışması, Suriye’deki durum ve Irak’taki gelişmeler açısından bölgede yükümlülükleri olduDış Haberler Servisi Rusya’da 18 Eylül’den beri hapiste bulunan ve önceki gün kefaletle serbest bırakılmasına karar verilen Greenpeace eylemcisi Gizem Akhan dün cezaevinden çıkarıldı. Türk Lirası olarak yaklaşık 120 bin TL olarak belirlenen kefalet Greenpeace tarafından karşılandı. Gizem Akhan, serbest bırakılmasının ardından, “Tabii ki mutluyum. Çok önemli bir sıkıntıyı atlattık ama ne kadar özgür görünsem İstatistik! Ne ilginç bir ülkede yaşıyoruz… Yıllardır Mehmet Yılmaz Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın devlet ricaline bahşettiği armağanları sorup durur yanıt alamaz. Konuyla ilgili herkes tavana bakıp ıslık çalar. İlgili makamlardan çıt çıkmaz. Bunun hiçbir hukuki müeyyidesi olmaz… Ama sıradan yurttaş, kapısına dayanan TÜİK memurlarına “zorunlu istatistik” adı altında, konukların getirdiği “baklava”nın hesabını vermek zorundadır… Konuğun getirdiği bir kutu “ baklava ” bile “ kazanç ” hanesine eklenip devlet istatistiklerinin anketinde! vatandaşın geliri olarak yazılacakmış. Titizliğe bakın! Bu ve bu gibi bir dizi saçmalığı, Defne Samyeli ’nin ortaya çıkardığı bir TÜİK skandalıyla öğrendik. İnternete yansıyan ilk haberler daha çok bir “Zaytung” şakasını andırıyordu. “ Ülkedeki açlık, yoksulluk ve fakirlik rakamlarının belirlenmesi için çalışma yürüttüklerini belirtip Samyeli’nin kapısını çalan TÜİK yetkilileri, Samyeli’ye bilgi verdikten sonra harcamaları kontrol edecek bir görevlinin 1 ay boyunca evinde kalacağını söyleyip kendilerine yardımcı olunmasını istedi. Ancak Samyeli görevlilere özel hayatın gizliliği ilkesinin çiğneneceğini, zaten bu araştırma için vaktinin de olmadığını belirterek kendilerine yardımcı olamayacağını beyan etti. Bu nedenle Samyeli’ye 923 TL para cezası kesildi” diyordu haber. “Kızlı erkekli ev denetimi projesinden sonra sıra şimdi bunda mı?” diye sosyal medyada yayılan haberin yarattığı “şok” üzerine; TÜİK görevlileri açıklama yaptı. Kurumun Başkanı Birol Aydemir; “24 saat sizinle yaşayacağız diye bir şey yok” dedi. Ama gelin görün ki haberin gerisi doğru. Samyeli’yi de kapsayacak kadar geniş çaplı tutulan “yoksulluk anketini”(!) haberleştiren gazeteci; “anketör 7/24 evde kalacak” diye evet konuyu fazla özetlemiş. TÜİK evlere şilte atmayacakmış… Ama buna yakın bir durum var ortada. Çünkü bir aylık “komple konaklama dışında” kalan her şey gerçek! Bilgisayarda “rasgele örnekleme” ile seçilen evlerde adınız çıkarsa; TÜİK görevlileri kapınıza dayanacak, sizden 1 aylık masraflarınızı, dolayısıyla kazancınızı belgelendirmenizi isteyecek! Marketten satın aldığınız “ped” den, konukların armağan ettiği baklayava dek her şey, Samyeli’nin anlattıklarına göre buna dahil. TÜİK görevlileri ayda 6 kez yani beş günde bir! vicdan azabı gibi karşınıza çıkacak: Ne yediniz, ne içtiniz, ne tükettiniz, hangi restoranda, hangi eğlence yerinde kafayı çektiniz çetele tutacaksınız. Çalışan bir kadın olarak Samyeli önce annesinin yardımına sığınmış. Ancak yaşlı kadın “ Bu defteri ben dolduramıyorum. Fazla ayrıntı var!” deyince, Samyeli haklı olarak “Böyle bir ankete vaktim yok” demiş ve cezayı yemiş! Neden? Çünkü daha önce anayasa mahkemesince “özel yaşamın korunması hakkına aykırı” diyerek iptal edilen ancak ardından ufak rötuşlarla tekrar devreye sokulan bir yasayla tüm yurttaşlar, TÜİK’in istediği her bilgiyi vermekle yükümlü tutulmuş. TÜİK Başkanı Aydemir, “Bu bilgileri Ayşe Teyze nasıl veriyorsa, sen de vereceksin!” diyor: “Defne Hanım’ın ne üstünlüğü ne farkı, ne ayrıcalığı var? Kimsenin vatandaşlık görevi konusunda diğerinden üstünlüğü yok. Kusura bakmayın şunu söylemek zorundayım. Zengin kesimlerimiz bu konuda biraz farklı” diye dayatıyor. TÜİK başkanının söylediği gibi Samyeli’nin eğer bir ayrıcalığı varsa; bu onun “zenginliği değil bir birey olarak haklarının bilincinde” olmasıdır. “Zenginler”, neden böyle ayrı bir kategoriye dönüştürülüyor? Vatandaşlar arasında bu şekilde “zengin”, “fakir” ayrımı yapılıyorsa; “zenginlerin yaşamları o halde neden yoksulluk araştırmasına dahil ediliyor?” Bu soruları çoğaltabiliriz… Ancak TÜİK başkanını çileden çıkaran konu aslında “haklarının ayırdında” olan okuryazar bir vatandaş olarak Samyeli’nin olayı anlaşılan hukuki düzleme taşıması olmuş. Ayşe Teyze kapısına dayanan TÜİK’çilere “hayır” diyemezdi ama Samyeli demiş. O çünkü “özel hayatın gizliliği ilkesinin ihlal edilemeyeceğini” bilen bir yurttaş. Bunun için cezalandırılması mı gerekiyor? Türkiye’nin aday olduğu AB ülkelerinin hiçbirinde herhangi bir ankete “zorunlu katılım” söz konusu olamaz. AB ülkelerinde “zorunlu” tek anket “nüfus sayımı” anketleridir. Yurttaşı “metazori bir istatistiğe indirgemek” ve ilerde ne şekilde devreye sokulacağı belli olmayan “özel yaşam istatistiği tutmak” çok farklı konular… TC Anayasa Mahkemesi de nitekim söz konusu anketin dayandırıldığı yasayı “insanların özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı bulunduğu” gerekçesiyle vaktiyle iptal etmiş! Konuyu “birey özgürlüklerini” hiçe sayan bir hukuk devleti ihlali olarak görmüş… “İleri demokrasi” uygulamaları bu kaygılara ne var ki hep daha çok sırt çevirdikçe; “hukuk devletini”aramak Samyeli gibi bu ayrımın farkında olan heyhat! bireysel düzeyde yurttaşlara düşecek. Gizem tutukevinden çıktı de şu an dava bitmedi. Umarım holigan değil de sadece dünyanın geleceğiyle ilgili endişesi olan bir grup insan olduğumuz bir an önce anlaşılır ve adalet yerini bulur” dedi. Gizem’in dava bitene kadar Rusya dışına çıkamayacağı belirtiliyor. BM’ye bağlı Uluslararası Denizcilik Mahkemesi bütün Greenpeace eylemcilerinin ve gemilerinin kefaletle bırakılmasına karar verdi. Ancak Rusya kararı tanımadığını duyurdu. ğuna inanıyorum” dedi. Erdoğan, “Suriye’de 150 bine varan insan öldürülmüş vaziyette. Kimyasal silahlarla öldürülen 15001600 kişinin araştırıldığı bir dünyada, konvansiyonel silahlarla öldürülen yüz binlerce insanın araştırılmaması manidar” diye konuştu. Erdoğan, Rus İtar Tass ajansına verdiği mülakatta da Türkiye’nin Suriye’deki krizin çözümü için daha aktif uluslararası çabadan yana olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin Suriye konusunda “en büyük bedeli ödeyen” ülke olduğunu savundu. Suriyeli mülteci sayısının 600 bini geçtiğini belirten Başbakan, konuyla ilgili harcamaların 2 milyar doları geçtiğini, dış yardımların ise 135 milyon dolarda kaldığını söyledi. Bir Türk gazeteci Erdoğan’a, kefaletle serbest bırakılmasına karar verilen Greenpeace eylemcisi “Gizem Akhan’ı da Türkiye’ye götürme ihtimaliniz var mı?” sorusunu yöneltince Putin, “Sayın Başbakan eşiyle buraya geldi. Nasıl götürebilir, nasıl bir soru soruyorsunuz” diyerek araya girdi ve Başbakan dahil salondakilerden gülüşmeler yükseldi.Erdoğan basın toplantısında, iki ülke arasında 34 milyar dolar civarında olan ticaret hacmini 2020 yılına kadar 100 milyar dolar düzeyine çıkarmak niyetinde olduklarını da açıkladı. Putin de, Türkiye ile ilişkilerin soğuması için bir neden görmediğini, ilişkilerin hız Putin’den tuhaf espiri la geliştiğini belirterek, “Belli konularda farklılıklar olabilir, ancak bu ilişkilerin soğumasına yol açmaz. Tam aksine daha sıkı temasa geçiyoruz, ortak bir zemin arıyoruz” dedi. Putin, Erdoğan’ı uzun süre görmediğini belirterek, “Sizinle doğrudan temasımız olmasa da Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler çok güzel bir şekilde gelişiyor. Tabii ki görevimiz bu ilişkilere katkı sağlamaktır. Bunu başaracağımıza inanıyorum” diye konuştu. Putin, Suriye konusunda Erdoğan’ın endişelerini paylaştığını ve nihai hedeflerinin aynı olduğunu söyledi. Rusya Devlet Başkanı, Suriye’deki durumun sorumlusu konusunda farklı değerlendirmeler olduğunu ancak “kimsenin aşırı grupları tartışmadığını” vurguladı. ANKARA, GÜVENLİK KONSEYİ ÜYELİĞİ PEŞİNDE BM’ye ‘Akademik’ rüşvet DUYGU GÜVENÇ Süpermarketin çatısı çöktü İNGİLTERE’Yİ SARSAN OLAY 30 yıllık esaret Dış Haberler Servisi İngiltere’nin başkenti Londra’nın güneyinde bir evde 30 yıldır köle olarak tutuldukları iddia edilen üç kadının kurtarıldığı belirtildi. İngiliz basınında haber önceki gün duyurulurken, polis baskının geçen ay gerçekleştiğini, kurtarılan kadınlardan birinin 69 yaşında Malezyalı, diğerinin 57 yaşında İrlandalı, üçüncüsünün ise 30 yaşında İngiliz olduğunu kaydetti. Polise ihbarda bulunan kişinin evde tutulan İrlandalı kadın olduğu açıklandı. İsteği dışında, bir evde tutulduğu yönünde ihbarda bulunan bu kadının geçen yaz İngiltere’de “kölelik, sahte evliliklerle” ilgili televizyonda yayımlanan bir belgeselin ardından “Freedom Charity” adlı yardım kuruluşuyla irtibata geçtiğine işaret ediliyor. Bu temasta kadının yerlerini açıklamaktan çekindiği, ardından kuruluş ve polisin ikna çabalarıyla İngiliz hemcinsiyle evden çıkarak yetkililerle buluşmayı kabul ettiği savunuluyor. Bunun ardından da yetkililerin evin yerini öğrenerek Malezyalı kadına ulaştığı ifade ediliyor. Londra polisi önceki gün olayla ilgili 67 yaşlarında, İngiliz vatandaşı olmayan biri kadın iki kişinin gözaltına alındığını bildirirken dün de zanlıların gelecek aya kadar kefaletle serbest bırakıldığı haberi gündeme düştü. Kimi kaynak, 30 yaşındaki İngiliz kadının ömrü boyunca zorla tutulduğu evde doğmuş olabileceğine dikkat çekiyor. Zorla çalıştırıldıkları ve dövüldükleri anlaşılan kadınların, ağır travma geçirdikleri bildiriliyor. ‘Ayşe TeyzeSamyeli farkı’ ANKARA Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliği için, daha önce azgelişmiş ülkelere oylarını almak için futbol topu vermek, pasaportlarını basmak gibi ‘rüşvet’ olarak nitelendirilen kampanyalar yürüten Türkiye, 20152016 yılı için de yeni yöntemler planladı. Türkiye bu kez, geçici üyelik için oylarını almak istediği çoğu Afrika kıtasından azgelişmiş ülkelerin diplomatları için Diplomasi Akademisi kuracak. Dışişleri, bir ilke de imza atarak artık İslam ülkelerine yönelik “din devlet” konulu eğitim amaçlı paneller düzenlemeye başlayacak. Bu programlar karşılığında Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği oylamasında destek mektubu alınması amaçlanıyor. Dışişleri’nin Tunus, Güney Sudan, Çad, Sudan, Kosova, Fas, Benin, Mali, Afganistan, Somali, Nijer, Libya, Mısır, Kamerun ile BM Güvenlik Konseyi adaylığı için destek talebinde bulunulan Asya Pasifik Bölgesi’ndeki küçük ada devletlerinden oluşacak bir gruba eğitim programı uygulaması öngörülüyor. (AFP) Dış Haberler Servisi Letonya’nın başkenti Riga’da bir süpermarketin çatısının çökmesi sonucu 45 kişi hayatını kaybederken, 38 kişi yaralandı. Ölenler arasında kurtarma çalışmaları sırasında yıkılan duvarların altında kalan 3 itfaiye erinin de bulunduğu açıklandı. Yetkililer, süpermarket Maxima’da yeni çökmelere fırsat vermemek için enkaz kaldırma çalışmalarının büyük dikkatle sürdürüldüğünü duyurdular. Süpermarketin çok kalabalık olduğu akşam saatlerinde çatının çökmesinin ardından olay yerine koşan kurtarma ekiplerinin de ikinci bir çökme yüzünden enkaz altında kaldıkları öğrenildi. Letonya İçişleri Bakanı Rihards Kozlovskis, kazanın büyük olasılıkla inşaat kurallarının ihlal edilmesinden kaynaklandığını, ilk incelemelerin olayın herhangi bir terör eylemiyle bağlantılı olmadığını gösterdiğini söyledi. Kazaya süpermarketin yaklaşık 500 metrekarelik, çimle kaplı çatısında kış bahçesi inşasının yol açtığı sanılıyor. Ülkenin bağımsızlığını kazandığı 1991’den beri yaşanan en büyük kazanın ardından ülkede bugünden başlamak üzere 3 günlük yas ilan edildi. Boru hattında ölümcül patlama (AP) Dış Haberler Servisi Çin’in Qingdao liman kentinde petrol sızıntısı yaşanan bir boru hattında meydana gelen iki patlamada en az 35 kişi yaşamını yitirdi, 166 kişi de yaralandı. Boru hattından sızan petrolün denize akmasıyla bölgede büyük bir çevresel kirliliğin yaşanabileceği uyarıları yapılıyor. Yerel yetkililer, Çin’in petrol devi Sinopec’e ait boru hattındaki kırılma sonucu bir miktar petrolün 15 dakika boyunca caddeye ve oradan denize akmasının ardından onarım sırasında petrolün alev alarak iki ayrı yerde patlamaya neden olduğunu söyledi. Denize karışan petrolün 3 bin m2'lik alana yayıldığı belirtildi. Zengin, fakir yurttaş ayrımı ‘Laik Türkiye’nin yeri Avrupa’ ÖZGÜR ULUSOY Avrupa Parlamentosu’nun sosyalist kanadından parlamenterler, Türkiye’de hem reform hem de gizli gündemin olduğuna dikkat çekerek İslamlaşma eğiliminin ülkeyi yanlış yöne götürdüğünü vurguladı Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu’nun oluşturduğu Global Progressive Forum (Küresel İlerici Forum) ile Firedrich Ebert Stiftung Derneği’nin (FES) düzenlediği “Türkiye’de Demokrasi Avrupa’ya Doğru Zorlu Görev” başlıklı konferansta, Avrupa Parlamentosu’nun sosyalist kanadından parlamenterler, “ileriye giden, laik Türkiye’nin yerinin Avrupa” olduğu mesajını vurguladı. The Marmara Oteli’nde yapılan toplantının açılışında konuşan Küresel İlerici Forum Genel Sekreteri Javier Moreno Sanchez, Gezi olaylarına atfen toplantının Taksim’de yapılmasının sembolik bir önem taşıdığını belirterek bağımsız yargının olduğu, Kürt meselesini çözmüş, laik bir Türkiye’nin Avrupa için önemine dikkat çekti. Sanchez, “AB’de Türkiye’yi istiyoruz ama ilerici bir Türkiye’yi” dedi. AP milletvekili Eleni Koppa, AKP’nin AB gündemini eski yapılardan ve derin devletten kurtulmak için kullandığını vurguladığı konuşmasında, 2 Türkiye’nin bulunduğunu, birinin AKP’nin de gündeminde olduğu üzere İslamlaşma yolunda ilerlediğini belirtirken diğerinin ileriye doğru giden laik bir Türkiye olduğunu söyledi. Koppa, Erdoğan hükümetinin attığı bazı adımların olumlu olduğunu, ancak son islamlaşma eğiliminin ülkeyi yanlış yöne götürdüğünü belirtti. Demokrasinin seçim değil, iki seçim arasında önem taşıdığına dikkat çeken Koppa, Gezi’de dile getirilen taleplere henüz yanıt gelmediğini vurguladı. Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Başkanı Hannes Swoboda, çok az ülkenin Türkiye kadar bölünmüş olacağını söyleyerek, özellikle Erdoğan’ın tırmandırma politikasının, temel meselelerde konsensüsü zorlaştırdığını kaydetti. Hem reform hem gizli gündemin söz konusu olduğunu söyleyen Swoboda, alkolü yasaklamak gibi konuların tek tek tartışlabilecek bile olsa, problemli bir partnerden söz edilebileceğini sözlerine ekledi. Gezi Parkı’na müdahalenin Erdoğan’ın otoriter yolunu gösterdiğini, bu anlamda Erdoğan’ın AB ilkelerinden uzaklaştığını kaydeden Swoboda, bir yandan AB’yle görüşmeye devam edelim derken, bir yandan uzaklaşmanın garip olduğunu kaydetti. Kadını çocuk yapmaya ve mutfağa döndürmek yerine kadın erkek eşitliğinin önemine vurgu yapan Swoboda, eşi yemek pişirmesini sevdiğinden evde mutfak işlerinin kendisine ait olduğunu da ifade etti. Swoboda, “devletin kişisel yaşamlara müdahalesini” protesto etti. CHP’nin basın özgürlüğü, kültürel özgürlük, karma eğitim gibi meseleleri gündemin başına taşıması gerektiğine dikkat çekti. Türban konusunda liberal eğilimli olduğunu, bununla birlikte Türkiye’de laiklikle ilgili bazı kaygılarının bulunduğunu kaydeden Swoboda, “niye insanların günlük yaşamlarına müdahale edildiği” sorusunu yönelterek karma eğitim, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmaması gerektiği gibi konuların Türk toplumuna zarar verdiğini belirtti. Swoboda, CHP ile bazı tartışmaların yaşandığı, “bununla birlikte modern, temel meseleler için mücadele veren güçlü bir CHP” görmek istediklerini sözlerine ekledi. FES Türkiye Temsilcisi Michael Meier, Türkiye’nin temel iç meselelerinin Kürt sorunu, anayasa süreci ve kutuplaşma olduğunu vurgulayarak, dış politikada da bir zamanlar sözü edilen komşularla sıfır politikasının çok da başarılı olmadığı konusunda herkesin hemfikir olacağını kaydetti. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Şafak Pavey Batı solcularının İslamcılarla ittifakına şaşırmamanın mümkün olmadığını kaydettiği konuşmasında “Kendi ülkelerinde asla kabul etmeyecekleri tutuculuğu benim ülkemde kabul ediyorlar. Ölümcül bir yanlış olarak bizde laikliğin derin kökleri olduğu varsayalıyor. Oysa katı İslam kültürü içinde seküler hayat, sazlıkta yetişen bitkiler gibi yüzeyseldir” dedi. AB’de olamaz Swoboda’nın laiklik kaygısı Pawey: Nasıl kabul ederler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle