23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EKİM 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR CRR’de Nicholas Phan konseri 17 Deniz Palas’ın da satılmasıyla Tepebaşı’nda bir tek Pera Müzesi kalıyor u Nicholas Phan, Borusan Dörtlüsü ve Küçük Gece Müzikleri’nin bu ayki konseri, geçen haftayı müzik açısından zengin kılıyordu. EGEMEN BERKÖZ CRR’nin geri dönüşü Kültür vadisi hayal oldu l İnan Kıraç, Tepebaşı’nda büyük çaplı bir Suna Kıraç Kültür Merkezi kuracaktı. Yine Tepebaşı’nda dev bir tiyatro kompleksi oluşturulacaktı. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bu projelere el vermemesi sonucunda, Kıraç’ın ünlü mimar Frank Gehry’ye hazırlattığı proje bile ortada kaldı. Şimdi Deniz Palas’ın da satılmasıyla bölgede bir tek Pera Müzesi kalıyor ve Tepebaşı’nın bir kültür sanat bölgesine dönüşmesi hayalleri yerini turizm ve rant gerçekliğine bırakıyor. Çolakoğlu, Ömer Dinçkök, Bülent Eczacıbaşı, Faruk Eczacıbaşı, Nihat Gökyiğit, Asım Kocabıyık, Ertuğrul Kurdoğlu, Zafer Kurşun, Hüsnü Özyeğin, Sakıp Sabancı adına Güler Sabancı, Ethem Sancak, Ferit Şahenk ve Zafer Yıldırım. Ayrıca, Deniz Palas için bazı sanatçıların da yapıt bağışladığı belirtiliyor. Ancak vakıf malının satılmasının etik olup olmaması bir yana, Vakıflar Kanunu’nun 12. maddesi vakıfların mal edinebileceğini ve malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabileceği hükmünü içeriyor. Kanun gereğince vakfın ve vakfa ait malların çeşidine göre, mahkeme kararı ile ya da vakfın yetkili organının kararı ile vakfa ait mallar paraya çevrilebiliyor. Şişhane bölgesi, Deniz Palas satıldığında artık bir kültür vadisi olma olasılığından tamamen uzaklaşmış olacak. Şişhane yeni bir dönüşüm içinde. Bölge bir kültür vadisinden turizm ve rant CEREN ÇIPLAK ‘Görülen Lüzum Üzerine’ Faşizm... Haberi Cumhuriyet’te okuduğum zaman neye uğradığımı şaşırdım. Murat İnceoğlu’nun yazısındaydı. Art arda yapılan duruşmalar nedeniyle Ayşe Berktay’ın Bakırköy’den Silivri Cezaevi’ne nakledildiğini, Silivri’de kadın cezaevi bulunmadığını, sayıları az olsa da yerleştirildikleri blokta kadınlar görülmesin diye camların siyaha boyandığını söylüyordu... Bir avukat arkadaşıma sordum. Bu gibi kararları kim verir, nasıl verir? Soruma çok şaştı. Gülümseyerek, “Görülen lüzum üzerine, deyip her kararı alabilirler” dedi... Bu yanıttan sonra bir haftadır ne yana baksam “görülen lüzum üzerine” yapılan uygulamalara bakıyorum. Görülen lüzum üzerine ODTÜ gece yarısı baskınına uğruyor. Görülen lüzum üzerine 3 bin 17 ağaç yerinden sökülüyor. Ağaçlar sayılarla değil kökleriyle tutunur hayata ve toprağa. Kaba gücün söktüğü her kök gelecek kuşağa sıkılmış bir kurşun... Görülen lüzum üzerine tıpkı Gezi’deki gibi ODTÜ’de kıyıma karşı çıkanların üzerine de kinle, nefretle ve orantısız şiddetle gidiliyor! Bugün kucaklarında fidan taşıyan, toprağa yeni fidanlar eken, kentlerine sahip çıkan o gençler, ODTÜ’nün nasıl bir çorak arazide yoktan var edildiğini görmediler. O zaman doğmamışlardı. Ama yaratılan bu mucizeyi bilen, fark eden, hisseden ruhları, toplumsal bellekleri ve çağdaş bilinçleri var... Çığlıkları bu nedenle bütün ülkeyi sarıyor! Görülen lüzum üzerine, Türkiye’nin her yerindeki Gezi ve direniş eylemleri için, Gezi’ye destek verdikleri için, öğrenci ya da öğretmen, çocuk ya hoca demeden soruşturmalar açılıyor. Gezi Direnişi’ne destek vermek, okuldan uzaklaştırılmak, görevden alınmak, sürgüne yollanmak, gözaltına alınmak, tutuklanmak, ceza almak için yeterli neden. Hak, hukuk nerede diyeceksiniz! Aramayın! Yok! Görülen lüzum üzerine açılan davaların sonuçları bile beklenmiyor. Davalar sonuçlanmadan, kolluk güçleri harekete geçiyor, talan ve rant politikasının gereğini görülen lüzum üzerine yerine getiriyor. Görülen lüzum üzerine, hukuk kaldırıldı, artık yok. Gezi direnişlerinin bir türlü sona ermemesinin asıl nedeni budur! Yaşları kaç olursa olsun, bu “Gençlerin” canları pahasına ağacı, ormanı, bahçeyi, parkı koruma kararı bundandır. Canları pahasına karşı çıktıkları hukuksuzluktur! İstanbul Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Boğaziçi, Karadeniz Teknik, Samsun Ondokuz Mayıs, Akdeniz, Yeditepe ve Yıldız Teknik üniversitelerinden ve adlarını sayamadıklarımdan birbiri peşi sıra bunca destek hukuksuzluğa karşı yükselen çığlıktır, başka bir şey değil. İzmir’de “Diren Ağaçlıyol” direnişi de öyle! Özetle, görülen lüzum üzerine faşizm... Geçen hafta, çoksesli evrensel müzik açısından zengin ve güzel bir haftaydı. Haftanın en güzel olayı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nun (CRR) yeni konser mevsimine, varoluş amacına ve adına yaraşır bir izlenceyle girdiğini görmek oldu benim için. İstanbul’un bu bana göre en güzel konser salonu, yeni sanat yönetmeni Ozan Binici ile yeniden çoksesli evrensel müziğin odaklarından biri olacak kentimizde. Bunu görmek için 2013 güz izlencesine bakmak yeterli. Haftamı zenginleştiren dinletilerden birini 23 Ekim Çarşamba akşamı bu güzel salonda izledim. Genç yaşında dünyanın en saygın konser ve opera sahnelerinde söyleyen Amerikalı tenor Nicholas Phan, birçok önemli operanın ve bu arada Placido Domingo’nun yönettiği Operalia Yarışması’nın resmi eşlikçisi olan Amerikalı piyanist Myra Huang eşliğinde Schubert’ten şarkılarla başladı dinletisine. İkinci bölümde ise Benjamin Britten’ın, Thomas Hardy’nin yaşamının son yıllarında yazdığı 8 şiiri üzerine bestelediği ‘Winter Words’ şarkılarını ve yine Britten’ın ABD’de yaşadığı yıllarda yurt özlemiyle yazdığı İngiliz halk şarkılarından bazılarını seslendirdi. Yüksek düzeyini artık herkesin kabul ettiği Borusan Dörtlüsü’nün Süreyya Operası’ndaki “Beethoven Dörtlüleri” konser dizisinin ilki, haftamı zenginleştiren konserlerin de ilkiydi. 21 Ekim Pazartesi akşamı izlediğim konserde, Esen Kıvrak (keman), Olgu Kızılay (keman), Efdal Altun (viyola) ve Çağ Erçağ’dan (çello) oluşan dörtlü, büyük bestecinin üç döneminden birer dörtlüyü kendilerine özgü alçakgönüllü ustalıkla seslendirdi. Pera Müzesi “Küçük Gece Müzikleri” dizisinin bu ayki konseri ise pek sık rastlanan konserlerden değildi. Laçin Modiri (tenor), Nilgün Yüksel (keman), Özgecan Günöz Kızılay (keman), Beste Tıknaz Modiri (viyola), Rahşan Apay (çello) ve Onur Özkaya’dan (kontrbas) oluşan çiçeği burnunda altılının ilk konseriydi üstelik. Respighi’nin “Il Tramonto”, Boccherini’nin Yaylı Çalgılar İçin Op.39 No. 3 Beşli, Haendel’in “Serse” operasından “Ombra mai fu” aryası, Verdi’nin “Ave Maria”sı ve Massenet’nin “Elegy”sinden sonra konserin son yapıtı olan Franz Lehar’ın “Şen Dul” operetinden “Lippen Schweigen”i seslendirirlerken Laçin Modiri’nin eşi Beste Tıknaz Modiri’yi dansa kaldırması ise konsere ayrı bir hoşluk kattı. 1970’lerin başlarından bu yana kültür ve sanat dünyamıza büyük katkılarda bulunan İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) yaşadığı mali krizi aşmak için Deniz Palas’ı satışa çıkarması sanat dünyasında tepki uyandırdı. Edindiğimiz bilgiye göre, İKSV’nin 35 milyon TL’lik borcunu kapatmak amacıyla satışa çıkardığı Deniz Palas’ın yaklaşık 120 milyon TL’ye alıcı bulması bekleniyor. Satıştan elde edilecek 120 milyon TL’lik gelirle de Galata’da yeni bir bina alınması, kalan paranın bir bölümüyle borçların ödenmesi, bir bölümünün de vakfa sağlam bir temel oluşturması planlanıyor. Sanat dünyasında şu sıralar bu satışın gerçekleşme nedenine yönelik çeşitli söylentiler dolaşıyor. Pek çok kimse bağışlarla satın alınan bir vakıf malının satılmasını etik bulmuyor. Bunun somut göstergesi olarak da, Deniz Palas’a girildiğinde sağdaki duvarda yer alan bağışçıların adları gösteriliyor: Feyyaz Berker, Selahattin Beyazıt, Nuri A. vadisine dönüştü. Bölge son yıllarda turizm yatırımcılarının hedef noktası olması nedeniyle büyük bir değer artışı sağladı. Deniz Palas da merkezi konumu ve büyüklüğü itibarıyla önemli bir değer artışı sağladı. Bu durum da “Deniz Palas ranta mı kurban gidiyor?” sorusunu akla getiriyor. Aslında Şişhane’nin bir kültür vadisi olarak tasarlanması planı 2006’da başlıyor. Deniz Palas, o dönemde de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Kadir Topbaş’ın açıkladığı büyük kültür sanat projeleriyle aynı vadide yer alacaktı ancak projeler uygulanmadı. Bu projelerden biri büyük bir tiyatro kompleksi ile Suna Kıraç Kültür Merkezi kompleksiydi. İBB tarafından 7 Mart 2008’de 6 bin metrekareye yayılan bir alan için İBB Şehir Tiyatroları Beyoğlu Sahnesi Mimari Proje yarışması düzenlenmişti. Ödülleri bile dağıtılan projenin bugün esamisi okunmuyor. Topbaş’ın bir diğer sözü ise İnan Kıraç’a idi. İnan Kıraç da 2006’da Tepebaşı’nda Suna Kıraç Kültür Merkezi açacaktı. Toplam 14 bin metrekarelik alanda 200 milyon dolarlık dev bir yatırımla bir kültür merkezi kompleksi hayata geçecekti. İnan Kıraç, projeyi yüklü bir bedel ödeyerek dünyaca ünlü mimar Frank Gehry’ye hazırlatmıştı bile... Eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya projelerin unutturulduğunu işaret ediyor: “Kamusal alanda böyle bir kültür yatırımının neden yok edildiği konusunda bir açıklama yapılmıyor. Deniz Palas’ın satılmasıyla birlikte bir kültür vadisi olasılığı ortadan kalkacak. Turistik vadiyle sınırlı kalacak. Şu anda oluşan tablo içinde, uygulanmayan projelerle kültürel yatırımların hoyratça yok sayıldığını görüyoruz.” Evet tüm bu projelerin unutulmasının yanı sıra İKSV’nin Deniz Palas’ının da satılması ve olasılıkla turistik bir mekâna dönüşmesiyle birlikte, bölgede bir tek Pera Müzesi kalıyor ve yörenin bir “kültür vadisi”ne doğru evrilmesi hayalleri tümden suya düşüyor. ODTÜ çığlığı Can pahasına direniş ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Polonya’nın Vurush kentinde düzenlenen Perfor mance Without Limits (Sınırsız Performans) adlı 1. Uluslararası Piyano Yarışması’nda Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğretim elemanı Eren Yahşi , 3. ol du. İlk başvuruların ardından yarışmaya 80 piyanist davet edildi. Yahşi, jüri üyelerinden Andrzej Pikul tarafından İspanya’da mart ayında yapılacak başka bir yarışmaya daha davet edildiğini belirtti. Türk piyanistin başarısı Pera Eğitim’de atölyeler Kültür Servisi Pera Eğitim’de Sophia Vari’nin Heykeller ve Resimler sergisi kapsamında hafta sonu atölyeleri düzenlenecek. 2 Kasım12 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilecek Şekilden Şekle adlı programda 414 yaş grubu çocuklar, “Sophia Vari: Heykeller ve Resimler” sergisini izleyecek ve ardından atölyede farklı projeler gerçekleştirecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle