25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2013 PAZAR 14 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Kalıcı konut talepleri karşılanmayan Vanlılar, Erdoğan’a seslerini duyuramadı GÜNDEM soruyor. Oysa soruyu, Cumhuriyeti temel yörüngesinden çıkaran AKP liderine sormak gerekiyor. Siz, bugüne değin seçimle gelen iktidarların gelip geçici 10’un üzerinde başbakanlarından birisiniz... Fakat tek başına iktidar olunca Cumhuriyetin tapusunu sahiplendiğiniz vehmine kapılarak; Cumhuriyetin yaşam koşullarını İslamArap ülkelerine benzetmeye yönelik icraatınızı savunabiliyorsunuz... Özgürlük tutkusuyla başı dönen toplumun güncel yaşamına, giyiminekuşamına bile müdahale eden uygulamalarınızı doğrulayan haberler her gün gazetelerde... Ne yazık ki Cumhuriyeti kuran partinin bile, iktidarın, kadını sonraları tümüyle kapalı olmaya zorlayacak türbanla başlattığı ilk gerici hamlesine sessiz kalarak onayladığı bir ortamda RTE; Cumhuriyetin temel ilkelerini savunanlara tahammül edemediğini nihayet açığa vuruyor. HHH Yakında Cumhuriyetin yasalarında, RTE’nin Arapİslam anlayışına koşut olmayanları cezalandıracak değişiklikler gündeme getirilirse hayretle, şaşkınlıkla karşılanmayacağına emin olabilirsiniz. Zira demokrasiyi sadece sandıkla yorumlayan iktidarın, her gerici girişimine demokratik hakkıdır diye selam çakan, korkuyla sinmiş bir toplumdan ve toplumun aynası medyadan karşı duruş bekleyebilir miyiz? Bu iktidar, İslam simgesi olduğu kuşku götürmez türbanı, kılık kıyafet özgürlüğü sağladığını öne sürerek yutturdu. İslamın yasak gördüğü alkolü; halkın sağlığını korumak diye savunan sözde amacını, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırı düşen her icraatını, hemen hepsini, topluma bahşettiği demokratik özgürlüğe bağladı. Özgürlük kavramı bu iktidarın elinde asıl amaçlarını gerçekleştirmekten öteye hiçbir anlam ifade etmiyor. Ve şimdi... ... İktidarın başı, Cumhuriyet yasalarına ters ve aykırı düşen her girişimini, icraatını savunmak, halkın sindirilmesini sağlamak amacıyla Cumhuriyete sahip çıkanlara saldırıyor. Başbakan; zatıâliniz on bir yıldır tek başınıza iktidardasınız... Cumhuriyetin temel felsefesini daha yüceltecek tek bir karara imza attınız mı, uyguladınız mı? Soruyu, örneğin eğitimde özgürlük sağladık... Bu amaçla ortaeğitimde peygamberin yaşamı ile Kuran dersleri başlattık diye yanıtlayabilir... Özrü kabahatinden büyük derler ya; işte o hesap! HHH Ülkenin talihsizliği; biri giderse yerine gelecekleri ehvenişer diye algılayanların çokluğu... Örneğin Millet Meclisi’nde türbanlı kadın başları tartışma konusu. CHP parlamentoda türbana yeterince karşı görünmüyor. MHP ve BDP çoktan eyvallah dediler. AKP’nin tavrı belli. Başbakan açıkladı: Tüzük değişikliğine gerek yok!.. Üstelik, “Şartlar” diyor, “müsait!..” Şartlar dediği de, türbanı Meclis’e yakıştırmayanların olmaması... Maşallah; türbana selam duruyor siyasi partiler... Hele Bahçeli’nin çarşaf olmasın koşulu var ya; Cumhuriyete yalnız RTE’nin değil, muhalefet partilerinin lakayt davranışlarına kanıt... Çankaya’daki, Atatürk’ün koltuğunda oturan, kimi zaman hükümetin öne sürdüğü görüşlere karşı çıkarak kamuoyunda RTE’ye yeğlenen bir hava estiriyor. Oysa Meclis’te türban tartışmalarına devletin başı olarak çoktan noktayı koydu. Meclis’in yeni dönem çalışmalarına başladığı gün yapacağı konuşmayı başı türbanlı hanımefendisine locadan izletti... HHH Ne demeye geliyordu bu davranış?.. Çankaya’daki AKP’li; türbanlı kadın vekillerin Meclis’e girmelerini devletin başı olarak çoktan onayladığını, bu uygulamaya geç bile kalındığını gösterdi. Ya bugün mevcut kadın vekilin ya da genel seçimde türbanlı başıyla, yalnız AKP’nin değil, tabii MHP’nin BDP’nin hatta türbana, baştan beri yeterince karşı çıkmayan CHP’nin başı örtülü kadın vekillerinin Meclis’te çoğunluğun alkışlarıyla teşrif etmeleri, yemin etmeleri olanaksız değildir artık... ... Elbette almış başını geriye doğru koşan gidişata uygun bir olaydır... HHH Gidişattan kaynaklanan merak ise... Meclis oturumlarının ya Allah bismillah diye açılışına ne zaman tanık olacağımızı içeriyor!.. Depremzedeye engel YUSUF ZİYA CANSEVER n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY VAN Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iki yıl önce yaşanan depremin ardından ikinci kez gittiği Van’da çözüm süreci için destek istedi. Erdoğan’ın ziyareti sırasında kalıcı konut talepleri karşılanmayan, elektrik ile suların kesildiği konteynırlardan seslerini duyurmak açlık grevine başlayan depremzedelerin yol kenarına astıkları pankart ve dövizler polis ekipleri tarafından kaldırıldı. Depremzedelerin miting alanına gitmesine de izin verilmedi. Havaalanı girişinde “Öğrencilere 1 dakika” pankartı taşıyan öğrenciler ise polis tarafından uzaklaştırıldı. Erdoğan, “Bir savaş lobisi var. İçerde ve dışarda oluşan savaş lobisi var. Biz siyasi Kürtçülüğe de karşıyız, biz siyasi Türkçülüğe de karşıyız. Her iki anlayış düşmanımızdır” dedi. Van’da çeşitli açılış törenlerine katılan Erdoğan, Beşyol’da halka hitap etti. Çözüm sürecine destek isteyen Erdoğan, “Bir savaş lobisi var, huzurdan mutluluktan rahatsız olan bir lobi var. Terörden beslenen siyasetiyle toplumu dizayn etmeye çalışan bir lobi var. Bunlara Rabia işaretiyle dur diyelim. Silahı, şiddeti, terörü yeniden egemen kılmak isteyenlere fırsat vermeyelim” dedi. Türkiye’de milli iradenin kendileriyle egemen olduğunu ileri süren Erdoğan, Tahirpaşa konteynır kentinde yaşayan 40 aile “7.2 depremzede mağdurları sıcak yuva istiyor”, “Mağdurlar olarak unutturulduk” ifadelerinin yazılı olduğu pankart ve dövizleri açtı. “Biz sizi seviyoruz be. Ama biz sizi Allah için seviyoruz. Sizi Kürt olduğunuz, Türk olduğunuz için değil, yaratandan ötürü seviyoruz. Kitabımızda ne terör ne de silah var” dedi. Van Denizi dedi! 2.5 yıl önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Van Gölü” yerine “Van Denizi” ifadesi kullanması nedeniyle “Kılavuzunuz doğru olmayınca gölü deniz zannedersiniz” diye eleştiren Erdoğan, konuşmasında “Varsın haritada göl denilsin. Biz Van Denizi diyoruz” ifadesini kullandı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından üniversite yerleşkesinde düzenlenen törenle fahri doktora unvanı verilen Erdoğan, millet kavramına farklı yaklaşıldığını belirterek, “İlla başına ‘Türk’ ifadesi gelecek. Sen illa oraya onu ‘Türk milleti’ diye dayatırsan, öbürü de diyor ki ‘Hayır, Kürt milleti’, öbürü çıkar ‘Laz milleti’, öbürü ‘Boşnak milleti’. Niye bunu böyle diyorsun? Diyor ki ‘Türk milleti hepsini kavrar. Hayır Türk milleti hepsini kavramaz, millet hepsini kavrar” dedi. Bahçeli, Erdoğan’ın ‘yol için cami yıkarım’ sözlerine tepki gösterdi ‘Cumhuriyeti de uçurur’ MAHMUT LICALI/CEMİL CİĞERİM SAMSUN MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ODTÜ’deki yol projesiyle ilgili “Yol için cami yıkarım” ifadesini kullanan Başbakan Tayyip Erdoğan’a “Bir yanda yol için cami yıkmayı göze alıyorsun, diğer yanda BOP yoklamasında yok yazılmamak için kilise açıyorsun” diye tepki gösterdi. Bahçeli, yol uğruna cami yıkan Erdoğan’ın, “yoldaşı canibaşı için Cumhuriyeti havaya uçurmaktan çekinmeyeceğini” söyledi. MHP, “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” açık hava toplantıları kapsamında Samsun’da dün “Kurtuluş” temasıyla sekizinci mitingi düzenledi. Miting öncesi MHP lideri Bahçeli ve Başkanlık Divanı üyeleri Atatürk’ün Samsun’a gelerek ulusal mücadeleyi başlattığı Bandırma Vapuru Müzesi’ni ziyaret etti. ‘Vur de vuralım...’ ‘İnançlara, emekçilere söz verdik’ İLHAN TAŞCI HDK Genel Kurulu başladı Bugün eşbaşkanlar seçilecek Kuran kurslarına ulaşım indirimli n İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin dünkü toplantısında çıraklık okulları, dershaneler ve Kuran kurslarında eğitim gören öğrenciler ile öğretmenlerin toplu taşıma araçlarından indirimli yararlanmasını öngören düzenleme oybirliğiyle kabul edildi. Buna göre, 300350 bin kişi indirimli seyahatten yararlanacak. Dershane öğretmenleri, indirimli pasodan yararlanmak için dava açmıştı. ANKARA Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) 3. Genel Kurulu başladı. Bugün yapılacak Halkların Demokratik Partisi (HDP) 1. Olağanüstü Kongresi ile Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel eşbaşkan seçilecek. Tek listeyle gidilecek kongrede ayrıca parti meclisi üyeleri de belirlenecek. Kocatepe Kültür Merkezi’nde yapılan kongrede sahneye farklı renklerle “Umuda Yolculuk” yazılı pankart asıldı. Genel kurulda BDP milletvekilleri Erol Dora, Hasip Kaplan, Ertuğrul Kürkçü, Halil Aksoy, HDP Eş Genel Başkanı Fatma Gök, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, PSAKD Genel Başkanı Kemal Bülbül, bağımsız milletveklli Levent Tüzel ve sanatçı Ferhat Tunç hazır bulundu. İstanbul Bağımsız Milletvekili olan ve bu gün HDP’ye katılacak olan Sırrı Süreyya Önder; emek, özgürlük, eşitlik ve demokrasiden yana olanların yüksek bir heyecan doğurduğunu belirterek, “İlk defa halklara, inançlara, emekçilere, yoksullara bir söz verdik. Emek ve özgürlük bloku çalışmalarını yürütürken seçim işbirliği değil stratejik işbirliğidir, daha da ileri taşıyacağız dedik. Bu sözü yerine getirme sonucudur HDK. Zalimler ve sömürülenler var. Yoksullar, mülksüzler, devrimciler, halklar, bu savaşı kazanacağız. İlk gündem mahalli seçimlerdir” dedi. HDP eşbaşkanı olması beklenen Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, HDP’nin İstanbul adayının büyük bir olasılıkla Sırrı Süreyya Önder olacağını söyledi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, “Twitter” hesabından bugünkü kongrede Abdullah Öcalan’ın mesajını okuyacağını duyurdu. Alanı dolduran binlerce kişiye seslenen Bahçeli’nin konuşması “Vur de vuralım, öl de ölelim” ve “Devletin başına Devlet gelecek” slagonlarıyla kesildi. Bahçeli, konuşmasında özetle şunları dile getirdi: Klonlanmış Damat Ferit: Damat Ferit’in klonlanmış hali olan Tayyip Erdoğan’lar her yerde olsa da milli değerlerin önünde hiçbir geri kafalı karakter duramayacaktır. AKP, BDP ve PKK üçlü ortağı ellerini ovuşturmasın, boş hayale kapılmasın. Türkiye’yi militan yönetmektedir: Başbakan bölücüleri memnun etmek için her şeyi göze almıştır. Andımız’ı kaldırması bu yüzdendir. Milliyetçiliği ayaklar altına alma izansızlığını gösterme nedeni budur. Zannedersiniz ki Türkiye’yi Kandil’de ideolojik eğitimden geçmiş bir militan yönetmektedir. Gezi Parkı’na saldıran değil misin?: Gezi Parkı’ndaki gençlerin kurduğu çadırlara şafak vakti saldıran sen mi demokratsın? Söz de yol yapmak maksadıyla, ODTÜ’ye bayram gecesi iş makineleriyle baskın yapan sen ve zihniyetin mi cumhurun fikrine saygı duymaktan ve cumhura hizmetten bahsediyorsun? Yol için cami yıkıyor, BOP için kilise açıyor: Erdoğan, geçtiğimiz günlerde, yol için cami yıkacaklarını söylemiştir. Erdoğan, bir yanda yol için cami yıkmayı göze alıyorsun, diğer yanda BOP yoklamasında yok yazılmamak için kilise açıyorsun. Bir yanda yol için cami yıkmayı kafaya takıyorsun, diğer yanda Akdamar Adası’nda, milletimizin vergileriyle kilise onarıyor ve tantanayla kurdelesini kesiyorsun. Bir yanda cami yaparak göz boyuyorsun, diğer yanda kiliselere, azınlık vakıflarına milletin toprağını kimseye sormadan, danışmadan keyfince bağışlıyorsun. Başbakan şunu unutma ki, yol uğruna cami yıkıyorsan, yoldaşın canibaşı için Cumhuriyet’i havaya uçurmaktan da asla çekinmezsin. Başbakan’ın bu sözünü başka birisi kullanmış olsaydı, emin olunuz ki ne kâfirliği, ne İslam düşmanlığı, ne de münafıklığı kalırdı? olduğu gibi, en üstte kalan da artık çökmüştür. Çünkü oturduğu zemin sağlam değildir. Türkiye böyle bir tablo ile karşı karşıyadır. Adalet kavramı anlamını yitirmiş, tarifi sürekli değişen bir meta haline gelmiştir. İnsanoğlunun en iyi ve en kötü yanı, alışmasıdır. En kabul edilemez durum bile zamanla kabul görür, alışılır. Ulaşılması en zor olan şey elde edildiğinde de kısa bir süre sonra yıllardır sahip olunan bir değer olur çıkar. Ne yazık ki, toplum da her gün şaşırmaktan bıktı ve adaletsizliğe alıştı. En şaşırtıcı kararda bile verilen ilk tepki şu oluyor: “Şaşırmadık...” HHH Oysa adalet, insan olan insana ekmek kadar gereklidir. A. Kadir ve Asım Bezirci’nin Türkçemize kazandırdığı Brecht’in “Halkın Ekmeği” başlıklı şiirinin önce bir bölümünü paylaşmak üzere yazının başına oturdum. Şiiri bir kez daha okudum. Sonra bir kez daha... Kesemedim. Okuyucunun da birkaç kez okuması dileğiyle tümünü aktarmak isterim: “Bilin: Halkın ekmeğidir adalet. Bakarsınız bol olur bu ekmek, bakarsınız kıt, bakarsınız doyum olmaz tadına, bakarsınız berbat. Azaldı mı ekmek, başlar açlık, bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya. Bozuk adalet yeter artık! Acemi ellerde yoğrulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter! Yeter katıksız, kara kabuklu adalet! Dura dura bayatlayan adalet yeter! Bolsa insanın önünde ekmek, lezzetliyse, gözler öbür yiyeceklere yumulsa da olur. Ama her şey bollaşmaz ki birdenbire. Bilirsiniz, nasıl bolluk doğurur ekmek: Adaletin ekmeğiyle beslene beslene. Ekmek her gün gerekliyse nasıl, adalet de gerekli her gün, hem o, günde birçok kez gerekli. Sabahtan akşama dek işyerinde, eğlencede, hele çalışırken canla başla, kederliyken, sevinçliyken halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe, günlük, has ekmeğine adaletin. Madem adaletin ekmeği bu kadar önemli, onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin? Öteki ekmeği kim pişiren? Adaletin ekmeğini de kendisi pişirmeli halkın, gündelik ekmek gibi, bol, pişkin, verimli.” HHH Şiirdeki gibi ekmekle adaleti yan yana getirince devamında söylenecek daha pek çok söz var. Bir insanın adalet arayışıyla oynamak, ekmeğiyle oynamaktan daha beter bir durum. Ekmek nasıl insan bedeninin gıdasıysa, adalet de bir bakıma toplumsal bedenin gıdası. Türkiye’de bugün adaletsizlikten daha kötü bir durum var. O da şu: Adaletin, başka amaçlar için kullanılması. İntikam duygusundan iktidarı pekiştirme hırsına kadar neredeyse her gücün yumruğu haline geldi adalet. Pascal şöyle diyor: “Güçten yoksun adalet düşkündür; adaletten yoksun güç ise zorba.” İki ucu birleştirip soralım: Gücün parçası haline gelen adalete ne denir? Her şeye karşın yazının başından beri tarif etmeye çalıştığımız adaletsizlikler yelpazesine alışmayanların da var olduğu bir gerçek. Böylesi durumlarda asıl olan, alışanların çokluğu değildir, alışmayanların varlığıdır. ERDOĞAN’IN SÖZLERİ SORUN OLDU Sırplar özür bekliyor DUYGU GÜVENÇ n ÇORLU (Cumhuriyet) Cem Vakfı Çorlu Şubesi’nce düzenlenen “1’inci Uluslararası Balkanlar’da Alevilik Bektaşilik Sempozyumu” dün başladı. Cem Vakfı Genel Başkan Prof. Dr. İzzettin Doğan, “Türkiye’de Sünnilere tanınan haklar kadar, Lozan’da azınlıklara tanınan haklar kadar Alevi ve Bektaşilere haklar verilmesini istiyoruz” dedi. Doğan, Türk tarihinin yeniden yazılması gerektiğini belirterek “Bunun yolu Dersim’in tarihini bilmekten geçiyor” diye konuştu. Doğan: Tarih yeniden yazılmalı Antidemokrasiyi gizleyemezsin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, birçok konuşmasında Kurtuluş Savaşı kahramanı Cumhuriyetin kurucularından, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü hedef almasına İnönü’nün torunu CHP Milletvekili Gülsün Bilgehan’dan tepki geldi. Bilgehan, “Demokratik bir sistemin kabul edilmesinden önce yapılanların eleştirilmesi kolaycı bir yöntemdir. Diğer taraftan demokratik bir sistemde gösterilen antidemokratik ve baskıcı tutumların bu yöntemle gizlenmesi mümkün değildir” tepkisini gösterdi. Erdoğan’ın önceki gün partisinin il başkanları toplantısında yine İnönü’yü hedef alması karşısında İnönü’nün torunu CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan tepkisini Cumhuriyet’e aktardı. Erdoğan’ın seçimlerin demokratik bir biçimde yapılmasının önünü İnönü’nün açtığını çok iyi bildiğini belirten Bilgehan, “Erdoğan, 1950 yılında DP’nin iktidara gelişini bir milat gibi anlatıp durmasına rağmen, seçimlerin serbestçe yapılmasıyla bu miladı sağlayanın da İnönü olduğunu konuşmalarında ustaca gizlemekte, kimsenin tarih bilmediği yanılgısına düşmektedir” dedi. 1 kişiye 1 milyon 458 bin TL çekilişinde kazandıran numaralar “2, 5, 11, 12, 26, 41” oldu, 6 bilen bir kişi 1 milyon 458 bin 551 lira ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 969 lira, 4 bilenler 36 lira, 3 bilenler 5 lira ikramiye alacak. n ANKARA (AA) Sayısal Loto’nun bu haftaki Erdoğan’ın İnönü’yü hedef almasına Bilgehan tepki gösterdi ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Kosova’dır, Kosova Türkiye’dir” sözlerine Sırbistan’ın tepkisini ilk olarak önceki gün Türkiye’nin Belgrad Büyükelçisi Mehmet Ali Bozay’ı Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak ilettiği öğrenildi. Sırp yetkililer Türk büyükelçiye, “Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamaları kesinlikle kabul edilemez” denildiğini aktardı. Erdoğan’ın Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren’i ziyareti sırasında sarf ettiği sözler, Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan’ı rahatsız etti. Kosova’nın hâlâ Sırbistan’ın parçası olduğunu savunan Belgrad yönetimi, Büyükelçi Bozay’a “Acil izahat ve özür bekliyoruz” mesajı verdi. Ankara henüz bu talebe cevap vermedi. Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç bu sözlerin ardından Türkiye, Sırbistan ve BosnaHersek arasında liderler seviyesindeki üçlü mekanizmadan çekildiğini açıkladı. Nikoliç, özür gelinceye kadar zirveye katılmayacağını duyurdu. Nikoliç, Erdoğan’ın sözlerini, “skandal” olarak nitelendirdi. Nikoliç, “kaba ve duyarsız” olarak yorumladığı bu açıklamaların iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerine zarar verdiğini vurguladı. Üç ülke arasındaki son liderler zirvesi mayıs ayında Ankara’da yapılmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle