Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  20	EKİM	2013	PAZAR  8 n Baştarafı 1. Sayfada  HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK  GÜNCEL  AKP’nin gündeminde MİT Müsteşarı’nın önemli bir yeri bulunuyor  ülkenin insanı olmak, yüzyıllar gerisinden esinlenen inançları uygulamaya aldığına şöyle bir bakmak, devleti biçimlendiren temel öğelere karşı uygulamaları görmek, bilmek yeter de artar bile... RTE’nin bizim medyaya göre her ağzını açtığında önemli mesajlar içerdiğini sabah akşam her haber bülteninde ilan ettiği, bayram tatili öncesi son açıklamalarından birindeki bir söylemi insanı bu yargıya varmaya zorluyor. Deniz Kuvvetleri’nden Balyoz davası kararı öncesi ve sonrası üst derecede görev yapan amirallerin istifalarını, son kuvvet kurmay başkanı amiralin istifasını soran gazeteciye verdiği şu yanıt, vurdumduymazlığın da kanıtı: “... Doğrusu beklemezdim. Vatanını, milletini seven bir general ve amiral böyle bir süreçte nasıl böyle bir şey yapar, anlamak mümkün değil” diyor. Bu söylemiyle hukuksal haksızlığa, TSK’ye yönelik tasfiye hareketi söylemlerini asla sindirmeyenleri anlamadığını, anlamaya da niyeti olmadığını kanıtlamış oluyor... Üstelik; Balyoz davasına giderek yoğunlaşan tepkilerin içeriğindeki gerçek anlamı, anlamaya yanaşmadığını bu kısa açıklamasıyla yinelemiş oluyor ve yeni bir vurdumduymazlık örneği veriyor. HHH İçeride ve dışarıda; Balyoz davasının yargı aracılığıyla TSK’ye indirilen darbe olduğu bilinci giderek yaygınlaşıyor... Bu bilincin iyice yerleştiğini anlayabilmek için başbakan olmaya da gerek yok!.. Karşıyaka’da maç öncesi tribünleri dolduranların “Ne mutlu Türküm” diye bağırarak Andımız’ı adeta koro halinde baştan sona söylemeleri acaba dikkatini çekti mi? “Her yer Taksim her yer direniş” haykırışı statlardan çıkarak kulağına erişiyor mu? Dün kimi gazetelerin iç sayfalarında manşetlerden verilen şu haberi okudu mu, okudu ise insanı duyguları acaba sarsıldı mı: Emekli Korgeneral Çetin Haspişiren’in son anları; hiç kuşku yok, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin muvazzaf olsun, emekli olsun, müebbet hapis giysin, her birinin dünyaya bakış açılarının tarihsel özetidir: Balyoz davasından beraat eden emekli Korgeneral Ali Aydın, ziyaretine evine gelen arkadaşının son anlarını anlatıyor: “Ayağa kalktı. Esas duruşa geçti. ‘Bu ordu milletin ordusudur. Vatanımız için ölmeye hazırız. Ben de ölmeye hazırım... Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ dedi. Selam verdi. Oturdu ve...” ... Kalp krizi geçirerek orada öldü: Başbakan asker arkadaşları gibi, emekli Korgeneral Çetin Haspişiren’in ardından; “Allah herkese öyle bir ölüm nasip etsin” diyebildi mi acaba? Yanıtsızlığa mahkum sorular işte! HHH Pek çok yerde, toplantıda ya da toplumsal hareketlerde, “Her yer Taksim, her yer direniş” diye haykıranların, aldığı sert önlemlere, konuşmalarına karşın, azalacağına giderek daha da yoğunlaşmasındaki nedeni anlamaya çaba gösteriyor mu? Bir bakanı, üstelik Avrupa Birliği’ne yan gözle bakan bakanı, Gezi eylemlerinin anlamını kavramaya, bir diğeri; ekonomiden sorumlu, üstüne üstlük başbakan yardımcısı, o da Gezi Parkı eylemlerini anlamaya çalıştıklarını söylüyor… ... Ve bu açıklamalar akla şu olasılığı getiriyor: Yakın çevreden bu açıklamalar; Başbakan hâlâ Gezi eylemlerinin gerçek demokratik amacını anlayamadığını duyuruyor! HHH Ünlü bir benzetişi anımsamamak olanaksız... AB’nin Türkiye ilerleme raporundaki Gezi eylemlerinin demokrasiye önemli bir ivme kazandırdığını ifade eden saptamayı; ülkesi adına, hele durmadan yineleyip övündüğü sözde kalan ileri demokrasiye geçiş adına sevindirici bulması umulan Başbakan ... bu eylemleri hâlâ dışarıdan kaynaklanan Mısır benzeri darbe hazırlıkları diye niteliyor ve... ... Batı’ya giden gemide Doğu’ya koştuğunu böylece kanıtlamış oluyor!  Fidan muamması ERDEM GÜL  n Baştarafı 1. Sayfada  GÜNDEM  MUSTAFA BALBAY  ANKARA  ABD ve İsrail medyasındaki tartışma yaratan üst üste yazılar üzerine AKP de MİT Müsteşarı Hakan Fidan olayına kilitlendi. AKP’de, Fidan olayının arkasında asıl olarak İsrail’in bulunduğu, “Fidan’ı tutuklama girişimi olan” 7 Şubat sürecinin yeni bir versiyonunun sahneye konulduğu, 2014’teki kritik seçim süreci de gözetilerek asıl olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hedef alındığı değerlendirmeleri yapılıyor. AKP’de cemaate yakın medyanın Fidan tartışmasında büyük bir suskunluk sergilediğine de vurgu yapılıyor. ABD ve İsrail medyasındaki yazılar üzerine başlayan Fidan tartışması AKP’lilere “7 Şubat” çağrışımı yaptırdı. Olay, AKP’li bir yönetici tarafından, “Fidan işi” diye nitelendi. AKP’lilere göre Fidan olayının çok sayıda “operasyonel” niteliği bulunuyor. AKP’liler, olayın Türkiye’nin bölgedeki dış politikasına ve iç politikada da özellikle 2014’teki Köşk seçimlerine yönelik beklentilerle sahneye konulduğunun altını çiziyor. Farklı farklı açılara da dikkat çekilen değerlendirmelerde öne çıkan başlıklar şöyle:  Güçlendiriyorlar Bu	operasyon,	özellikle	İsrail	patenti	nedeniyle	ters	tepiyor.	Amaç	Fidan’ı	 yıpratmak	ama	tam	tersi	oluyor.	Fidan	İsrail’in	hedefinde	olduğu	sürece	içeride	kazanacaktır.	Bir	süreden	 beri	Erdoğan	sonrası	olası	Başbakanlık	ya	da	parti	liderliği	tabanda	güçlenen	isimlerde	değişiklik	yaşanıyor.	 Bir	sene	önce	yapılan	tüm	anketlerde	Cumhurbaşkanı	Abdullah	Gül	dışında	en	çok	destek	Dışişleri	Bakanı	 Ahmet	Davutoğlu’na	çıkıyordu.	Ancak	 bu	olaylar	Fidan’ın	tabanda	güçlenmesine	neden	oluyor.	Yapılacak	olası	 başbakan	adayı	anketlerinde	Fidan’ın	 Davutoğlu’nun	üstünde	destek	bulması	şaşırtıcı	olmaz.	Üstelik	AKP	Grubu	 içinde	Fidan’ı	bizzat	tanıyan	milletvekili	 sayısı	parmakla	gösterilecek	kadar	az.	  korumaya alarak oyunu bozdu. 7 Şubat darbesinin gerçekleşmemesinden bu yana özellikle İsrail ve içeride de bazı çevreler Fidan’a yönelik sürekli operasyon girişimleri içinde oldular.  uriye	politikası:	Fidan olayının dış politikayla ilgisi bölge politikaları ve özellikle Suriye ile alakalı. Olayın arkasındaki bir numara İsrail. Elbette ABD’de de uzantıları var. Bir süredir Suriye politikasında Türkiye’nin tezlerini değiştirmesi isteniyor. 	Şubat’ın	devamı:	7 Şubat 2012’de Fidan’ı savcı eliyle mahkemeye çağırırken aslında hedef Başbakan’dı. Fidan’ı tutuklayacaklardı. Nitekim Başbakan, “O zaman beni alın” diyerek yasa çıkardı ve Fidan’ı  S  edef	Fidan	değil	Erdoğan:	Operasyon Fidan üzerinden  H  7  yürütülüyor ama asıl hedef doğrudan Başbakan Erdoğan. Gezi eylemleriyle birlikte hedefte değişikliğe gidildi. Eskiden operasyonlarda doğrudan parti hedef alınırdı. Ancak Gezi’den bu yana durum değişti. Hedef artık parti değil Başbakan’ın kendisi ve siyasi geleceği. Bu olayda da hedefin Başbakan olduğu açıkça gösterilerek parti içinde ileriye yönelik farklı siyasi hesapların ortaya çıkması için uygun ortamlar, zeminler aranıyor.  2014 hesaplarıyla doğrudan ilişkili. Gül’ün yeniden aday olup olmayacağı, Erdoğan’ın aday olması halinde Gül’ün ne olacağı gibi sorular etrafında çok sayıda iç siyasi hesaplar yürüyor. GülErdoğan denklemi çözülmediği sürece bu tür girişimler farklı örneklerle sahneye konulacak.  ül’ün	kararı:	Bu tür doğrudan Başbakan’ı hedef olan girişimler,  G  emaat	medyası:	Fidan’a yönelik yazılarla başlayan tartışmada en dikkat çeken kesim ise cemaate yakın olduğu bilenen medyanın tavrı. En hazzetmedikleri bürokrat olan Fidan konusunda bu kadar gürültü koparken bu ekibin medyası dikkat çeken bir suskunluk içinde. Bu suskunluk, Fidan’a yönelik yazıları ve operasyonu onayladıkları anlamına mı geliyor, yoksa olayın devamında yeni gelişmeler olacak da onu mu bekliyorlar, bu soruların da yanıtını bulması gerekiyor.  C  Hükümet yeni termik santralları da özelleştirme kapsamına aldı  Kâr edeni satıyorlar u Hükümet Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy ternik santrallarını satıyor. Hükümetin özelleştirme kapsamına aldığı GELİ, geçen yıl 245 milyon, bu yılın 6 ayında da 113 milyon lira kâr etti. MUSTAFA ÇAKIR  (FOTOĞRAF:	VEDAT	ARIK)  Bayram yine İstanbul	Haber	Servisi		Cumartesi	Anneleri,	 bir	bayramı	daha	 gözaltında	kaybedilen	yakınlarını	 arayarak	geçirdi.	Kaybettikleri	yakınlarının	mezarlarını	dahi	ziyaret	 edemediklerini	yineleyen	kayıp	 yakınları	“Katiller	yargılanana	kadar	bize	bayram	yok”	dedi.	Galatarasay	Meydanı’nda	447.	kez	bir	 araya	gelen	kayıp	yakınları,	1995’te	 koruculuğu	reddettiği	için	gözaltında	kaybedilen	Fehmi	Tosun’un	 akıbetini	sordu.	Tosun,	Avcılar’daki	 evinin	önünden	telsizli,	silahlı,	sivil	 polislerce	plakası	bile	bilinen	beyaz	 Renault	marka	araca	bindirilerek	 zorla	götürüldü.	Ailesi	iç	hukuk	 yolları	tükenince	davasını	AİHM’ye	 taşıdı.	 AİHM	 kararı	 sonucunda	 	 AKP	hükümeti	Tosun’un	yaşam	  onlara uğramadı hakkının	ihlal	edildiğini	kabul	etti,	 ancak	faillerinin	yargılanması	ve	 kemiklerinin	bulunması	için	hiçbir	 adım	atılmadı.	Fehmi	Tosun’un	eşi	 Hanım	Tosun	“Hükümetin	hiçbir	 anlam	ifade	etmeyen	paketlerinden	 kayıplarımızın	failleri	çıkmadıkça	 bu	nasıl	demokrasidir?	Bizim	kayıplarımız	gece	vakti	değil,	göz	 göre	 göre	 gündüz	 alındı”	 dedi.	 Tosun,	devlet	kayıplarla	yüzleşmedikçe	kendileri	için	bayramın	 gelmeyeceğini	vurgulayarak	“Bayramı	sokaklarda	değil,	yakınlarımızın	mezarı	başında	geçirmek	 istiyoruz”	dedi.	İHD	Gözaltında	 Kayıplara	 Karşı	 Komisyon	 da	 Adalet	Bakanı	Sadullah	Ergin’e	 	 AİHM’ye	verilen	taahhütlerin	takip	 edilip	edilmediği	soruldu.	  ANKARA  Hükümet kâr eden bir kurumu daha satıyor. Özelleştirme kapsamına alınan, içerisinde Yatağan Termik Santralı ile kömür sahasının da bulunduğu Güney Ege Linyitleri İşletmesi (GELİ) 2012 yılında 245 milyon lira, 2013’ün 6 ayında da 113 milyon lira kâr etti. Yatağan’ın yanı sıra Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarının da satılacağına dikkat çeken Türkiye Maden İşçileri Sendikası, 20 bin kişinin geçimini bu işyerlerinden sağladığına dikkat çekerek işletmelerin özelleştirme kapsamından çıkarılmasını istedi. Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından hazırlanan raporda, TKİGELİ’nin kurumlar vergisi sıralamasında Muğla’da birinci, Türkiye genelinde ise 41. sırada yer aldığına dikkat çekildi. Rapora göre, GELİ Yatağan bölgesinde 50 milyon ton açık ocak, 60 milyon ton da yeraltı rezervi olmak üzere toplam 110 milyon ton kömür rezervi bulunuyor.  Kitap olarak da yayımlanan şekliyle Nutuk şöyle başlıyor: “1919 yılı Mayısı’nın 19. günü Samsun’a çıktım. Genel durum ve görünüm:” Atatürk bu başlangıç öncesi bir açış konuşması yapıyor, ilk cümlesi şu oluyor: “Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyük kongresini açıyorum...” Devamında ilk kongrenin Sivas’ta gerçekleştiğini vurgulayıp ikincisinin yapılmakta olduğunun altını çiziyor. Böylece tüm Anadolu’yu ve Rumeli’yi kapsayan Sivas Kongresi’nin aynı zamanda CHP’nin ilk kongresi olduğu Atatürk tarafından tarihe de geçirilmiş oluyor. HHH Atatürk 36 saat 33 dakika süren bu tarihsel metni hazırlamak için 1927 yılının tüm yazını ayırdı. 30 Haziran30 Eylül arasında İstanbul’a çekildi ve üç ayını neredeyse aralıksız bu çalışmaya verdi. Nutuk bir yanıyla gazetecilik dersidir. Atatürk, İstanbul hükümetini milli mücadeleye katmak için harcadığı çabaları, Ankara’da Meclis toplama kararına giden süreci, kendisine omuz verirken omuz atanları, öncesiyle sonrasıyla Lozan’ı “belgeleriyle” birlikte anlatıyor. Atatürk kendisinden sonra tarihi yeniden yazmak isteyecek, günün koşullarına ve siyasal hedeflerine göre çarpıtmaya girişecek kişiler olacağını tahmin ettiği için bu işi de kendisi yaptı. Ortaya attığı her iddianın, yaşadığı her kırılmanın belgesini de Nutuk sayfalarının arasına yerleştiren Atatürk, sadece Türkiye’nin ilk 9 yılını değil, geleceğini de yazmış oluyordu. Zira konuşmasının son bölümünde gençliğe hitabesini okumuştu. HHH Atatürk’ün “Benim en büyük eserim” dediği Cumhuriyet’in 90. yıldönümü yaklaşıyor. Cumhuriyet’in sabır taşını çatlatacak bir kararlılık, mucize denebilecek bir mücadele ruhu ve bilinciyle kurulduğunu en iyi ortaya koyan eser, Nutuk’tur. 90. yılda bu büyük esere nasıl bakacağız? Cumhuriyet’in Bilim ve Teknoloji ekinin ikinci sayfasında Atatürk’ün şu sözü künye ile birlikte sürekli yer alır: “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler gerektiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, benim manevi mirasçılarım olurlar.” Sözün hemen altında kaynağı da şöyle açıklanıyor: Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Nutuk’ta en çok adı geçenlerin başında telgrafçılar gelir. Onlar, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması için en az cephedekiler kadar cesur davrandılar. Hayatları pahasına görevlerini yaptılar. Onları bir kez daha saygıyla analım ve soralım: Bugün, bu saygının gereği olarak telgrafçı bulundurmamız gerekiyor mu? Hayır... Bu, akıl dışı olur. Cumhuriyet’in 90. yılını coşkuyla kutlarken Atatürk’ün altını çizdiği aklın ve bilimin ışığında ne yapmamız gerektiğine de kafa yormalıyız. Aklın yolu, geçmişte başardıklarımızın bilinciyle geleceği yakalamaktır. Tıpkı Atatürk’ün yaptığı gibi bunu halkla birlikte başaracağız. 90. yıl sadece coşkumuzu değil, mücadele gücümüzü ve bilincimizi de arttırmalıdır.  Yatırım	şart Ancak yeraltı işletmeciliği yapabilmek için ek önlemler, yatırım ve harcamalar yapmak zorunluluğu bulunuyor. Rapora göre, sadece açık olan sahalarından kömür beslenmesi durumunda da termik santralın yaklaşık 10 yıllık ömrü kaldı. Bölgedeki kamulaştırmalar nedeniyle mağduriyet yasasından faydalanıp işe girmek için bekleyen en az bin kişi daha olduğuna dikkat çekilen raporda, kamulaştırılan köylerdeki yurttaşların işe girme ümidiyle evlerini ve arazilerini zorluk çıkarmadan verdikleri ancak özelleştirme sürecinin başlamasıyla işi giremeyecekleri için mağduriyetleri giderilmediği gibi yerlerinden yurtlarından da olduklarına işaret edildi. Raporda, döküm sahalarına bugüne kadar 45 bini zeytin ağacı olmak üzere toplamda, 1 milyon 550 bin ağaç dikildiği bildirildi. Raporda GELİ’de 199 memur, 437 işçi ve 431 taşeron işçisi olmak üzere toplam 1067, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallarının kömür ihtiyacını karşılayan Yeniköy Linyit İşletmesi’nde de 109 memur, 201 işçi, 1020 taşeron işçisi olmak üzere toplam 1330 personel bulunduğu bildirildi. Bölgedeki işletmeler bünyesinde toplam 2 bin 397 çalışan olduğu, termik santrallarındaki çalışanlar da bu sayıya eklendiğinde toplam çalışan sayısının 5 bine ulaştığına dikkat çekilen raporda, özelleştirme halinde memurların diğer illere gönderileceği, işçilerin 4C’li yapılacağı, taşeron işçilerin de “kapının önüne konulacağı” vurgulandı.  Gazeteci Yılmaer yaşama veda etti İstanbul Haber Servisi  Türk basınının duayenlerinden, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kıdemli üyelerinden, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) eski başkanlarından gazeteci Hasan Yılmaer (84) İstanbul’da yaşamını yitirdi. Yılmaer için yarın Dünya gazetesi önünde saat 10.30’da tören düzenlenecek. Yılmaer, daha sonra Levent Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaza namazının ardından Marmaris’e gönderilecek. Yılmaer, 22 Ekim Salı günü Marmaris İçmeler’de toprağa verilecek. İstanbul’da 1929 yılında doğan gazeteci Hasan Yılmaer, hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra 1945 yılında gazetecilik mesleğine Tasvir gazetesinde başladı. Son Saat, Milliyet, Yeni İstanbul, THA ve Güneş gazetesinde çalıştı. Hürriyet Haber Ajansı Genel Müdürlüğü ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Danışmanlığı’nı yaptı. “Dünyada Basın Sendikaları ve Toplusözleşme” adlıkitabı yayımlandı. Basın Şeref Kartı taşıyan Hasan Yılmaer, Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibiydi.  n İstanbul	Haber	Servisi	 Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, önümüzdeki hafta bir dizi temasta bulunmak üzere yapacağı Washington seyahatinden vazgeçti. Düşünce kuruluşu Amerikan İlerleme Merkezi (CAP), Sarıgül ve beraberindeki grup için 24 Ekim günü Washington’da bir toplantı organize etmişti. Toplantıda Türkiye’deki siyasi ve ekonomik durum, Demokrasi Paketi, Gezi protestoları ve seçimler ele alınacaktı. Toplantının moderatörlüğünü de Lehigh Üniversitesi öğretim üyesi, Türkiye uzmanı Henri Barkey üstlenecekti. Ancak Sarıgül’ün seçim dönemi yoğunluğu nedeniyle programdan vazgeçtiği belirtildi. n ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Balyoz Planı davasında cezası Yargıtay tarafından onanan milletvekili Engin Alan’ı ziyaret etti. Bahçeli’nin, Sincan Cezaevi’ndeki ziyareti yaklaşık yarım saat sürdü. Alan, 18 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.  Sarıgül seçim maratonu için ABD seyahatini iptal etti  BDP’nin Rojava’ya destek  kermesine yoğun ilgi İstanbul	Haber	Servisi	BDP	İstanbul	İl	Kadın	Meclisi’nin	Rojava’ya	 destek	için	düzenlediği	yardım	kermesi	devam	ediyor.	 Eminönü,	Kadıköy	İskele	Meydanı,	Galatasaray	Lisesi	önü,	1	Mayıs	 Mahallesi	ve	Gaziosmanpaşa	Meydanı’nda	düzenlenen	kermeslerde	 kadınlar	elleriyle	hazırladıkları	yemekleri	ve	giyecekleri	Rojova	halkına	destek	için	satıyor.	Yurttaşlar	kermese	yoğun	ilgi	gösteriyor.	Kadınlar	“Rojava’da	çocuklarımız	katledilip	kadınlarımıza	tecavüz	ediliyor.	Siz	de	Rojava’ya	destek	sunun”	diyerek	herkesi	davet	ediyor.  Bahçeli’den Alan’a ziyaret   
            
    
