19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 nüfusunun yüzde dördünü kapsar köleler... Bir de erkeğin kölesi olan, dışarıya çıkmayan, din kıskacında yaşayan, ezilen, horlanan, evine kapatılan... Onun hesabı kitabı yoktur. Kaç milyondur bilinmez... Hayatın yazı sayfasında bunlar da yazılıdır aslında... Açlıktan ölen Afrikalılar... Somali’de yaşananlar... Afrika’dan İtalya’ya teknelerle gelen yüzlerce insan ve ölümler. Tayfun, fırtına, deprem! Yoksulluk! HHH Kırmızı fular ve poşu takma... Eylem yapma... Bak, gece yarısı ODTÜ’ye baskın yapıldı... Neler oldu? Ormanda ağaçlar söküldü, TOMA’lar, polis eşliğinde. ODTÜ ormanı sizlere ömür. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, bu yasadışı girişime isyan etti. Hukuk devleti guguk devleti oldu. Evlere yapılan gece baskını ormana da yapıldı. Boş ver, aldırma! Uslu uslu otur, dersini çalış, namazını kıl, yeter sana... Kaygı ve karanlığa giden yollar var ama aşk güneşi yok artık. Korku var, yılgınlık var! Evrenin önceden var oluşu, güneşin doğuşu ve batışı, yıldızların kayması ve kendi aralarında konuşması. Doğa katliamı, o güzelim kıyıların talan edilmesi. Doğayı; ağaçları, kuşları, böcekleri, çiçekleri, dağları, ormanları, gölleri, akarsuları, denizleri, kedileri, köpekleri, ceylanları sevmeyen, insanları sevebilir mi? Unutmayın ölü gövdeden tek kalan ruhun külleridir! Sevmek, sevilmek, âşık olmak tıpkı ölüm gibi hayatın yazı sayfasındadır. Kara kötülükten arınıp güneşin kucağına esrik kuşları serpin zaman zaman! Kin, nefret duygularından arının! HHH Sabah saatin dokuzu... Paris’te bir kafe... Düşsel bir yolculuğa hazırlanacağım. Edmond Jabes’ten sonra Sabahattin Kudret Aksal geldi. İçimde sonbaharın hüznü... ODTÜ’ye gece yarısı baskını, yasaların çiğnenmesi... Hukuk devleti masalı!.. Kendi şarkımı söyüyorum: “İçimde yaşasa bir çocuk Saçları buğdaydan sarı. İçimde yaşasa bir çocuk Benden istese bütün dağları Ve Hind’e uzun bir yolculuk Çırılçıplak ayakları” Rektör: Yasadışı girildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, Ankara Anakent Belediyesi’nin ODTÜ’den geçecek yol projesi kapsamında önceki akşam gece yapılan baskınla çalışmalara başlamasına, “Bu tamamen yasadışı bir Acar, tasarruftur. ODTÜ arazinakledilebileceği sine izinsiz olarak girildi” diye tepki gösterdi. belirlenen 600 Anakent Belediyesi ağacın gece ekiplerinin çevik kuvkaranlığında vet eşliğinde önceki kısa sürede gece baskın yaparak yol projesi kapsamında taşınamayacağına çok sayıda ağacı gecenin yarısı sökmesine ODTÜ Rektörü Prof. Acar’dan sert tepki geldi. Acar, ODTÜ’den geçecek yol kapsamında 3 bini aşkın ağacın projeden etkileneceğinin belirlendiğini anımsattı. Acar, söz konusu ağaçların yaklaşık 2 bin 400’ünün nakledilmesinin mümkün olmadığını, yaklaşık 600’ünün ise nakledilmeye uygun olduğunu ifade etti. Rektör Acar, büyükşehir belediyesine bağlı ekiplerin üniversiteye gece yarısı baskını yapmasına gerek olmadığını belirterek, söz konusu yol projesine ODTÜ’nün zaten izin verdiğini kaydetti. Acar, gece yarısı yapılan baskının iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını belirterek, bu durumu tasvip etmediklerini ifade etti. Anakent Belediyesi ekiplerinin ODTÜ’ye gece girmesinin tamamen yasadışı bir tasarruf olduğunu kaydeden Acar, “ODTÜ arazisine izinsiz olarak girildi. Konu ile ilgili yasal başvurumuzu yapacağız” diye konuştu. Anakent Belediyesi’ne bağlı ekiplerin gecenin karanlığında yapılan bir çalışmada hangi ağacın nakil edilip edilmeyeceğinin belirlenmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Acar, “Nakledilebileceği tespit edilen 600’ü aşkın ağaç, bu kadar kısa sürede taşınamaz” değerlendirmesini yaptı. ODTÜ’ye Gece Yarısı Baskını!.. Mutluluğun uyumunu arıyorduk, bir sonbahar sabahında... Sevinçle bezenmiş hayatları! Uzun yolculukları özlüyorduk! Acıyı, hüznü bölüşmeyi, yaşamımızı renklerle çoğaltmayı istiyorduk. Emeğin en yüce değer olduğunu büyümekte olduğumuz çocukların kulaklarına fısıldamayı... Akan kanın durmasını istiyorduk... Barışı, halkların kardeşliğini... O hüznün izdüşümünde, hayatın yazı sayfasına bir şeyler karalarken Paris’te bir kafede Edmond Jabes’i okuyordum... Hayat için yazı sayfasıyım ben, diyordu; tıpkı ölümün benim için okuduğum bir sayfa olması gibi. Onun için de yazı ölümün, hem ölçüsü hem de ölçüsüzlüğüdür. Daha önceki halini okuyorsun: Ötekini, geleceğinin okuru kılıyorsun. Hafif bir yağmur çiseliyordu Paris sabahında... Kış giysilerini giyiyordu... Hayatın yazı sayfalarında bir tümce vardı beni düşündüren: “Seçilebilir, hayat... Seçilmiştir, oysa ölüm!” Büyüyen ve tedirgin eden neydi o zaman insanı? Gövde, düşüncenin ona parlamasını ve kanamasını sağlayan bir başyapıt mıydı? Kendi ışınlarıyla önce parlayıp sonra yitirmesi gibi... HHH Küllenmiş acılar ülkesinde sen kırmızı fular takmıştın... Ne demiştim ben sana: “Kırmızı fular takma, yanarsın!” Gelişmemişliğin ruhunu taşıyanlar seni anlamazlar... Hayatına beton duvar örerler demokrasi ve özgürlük adına. Sessiz kalmanı isterler talana, yağmaya, soyguna karşın. Çocukları zindanlara tıkarlar, işkenceden geçirirler, tecavüz ederler. Bilir misin, şafak, çiylerle kaplı dünyanın tüm sorunlarının açmak üzere olduğu tomurcuktur... O tomurcuk açılmaz Ortadoğu ve Afrika’da... Dünyada 30 milyon, Hindistan’da 14 milyon, Türkiye’de 130 bin köle vardır zincirsiz yaşayan. Birinci sırada, Batı Afrika ülkesi Moritanya vardır ve ülke dikkat çekti. CHP’li İlhan Cihaner, hukuki süreç tamamlanmadan ağaçların kesildiğini söyledi Bu telafisi olmayan suç ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, ODTÜ’den yol geçirilirken binlerce ağacın bir gece baskını ile kesilmesini, “başkasının arazisine girip oradaki ağaçları tahrip etmek, telafisi olamayan bir suç” sözleriyle değerlendirdi. ODTÜ Mezunları Derneği, olayla ilgili suç duyurusunda bulunmak istedi. Karakol dilekçeyi almayınca araya İlhan Cihaner girdi. Cihaner, nöbetçi savcı ile konuşunca kriz çözüldü. CHP’nin hukukçu milletvekili İlhan Cihaner, yaşanan olayda “bir dizi suçun” söz konusu olduğunu söyledi. Cihaner, “Üzerilerinde belediyeye ait olduğu görülen yelekli bir takım eli sopalı siviller, ODTÜ arazisine girip Mezunlar Derneği’nin çalışanlarını tehdit ederek ve hırpalayarak ağaçları sökmeye başladılar. Her şeyden önce bu eli sopalı sivillerin kim olduğunun ortaya çıkması lazım” dedi. Derneğe ait tesislere hukuksuz bir şekilde girildiğini belirten Cihaner, “Bunların hepsi ciddi suç. En önemlisi de henüz devam eden hukuki süreç var. Koruma Kurulu Kararı henüz kesinleşmemiş. Buna rağmen hukuka aykırı bir şekilde başkasının arazisine girip oradaki ağaçları tahrip etmek, telafisi olamayan bir suç” diye konuştu. Bu hukuksuzluk karşısında yapılan suç duyurusunun da 10 Nisan Polis Karakolu tarafından önce kabul edilmediğini belirten Cihaner, bunun üzerine nöbetçi savcıyla görüştüklerini, “rica, minnet” üzerine savcının talimatıyla dilekçeyi karakola teslim edebildiklerini söyledi. Cihaner, “Bu arada da saldırı devam ediyordu. Gece yarısı 3.003.30 saatleri arasında dilekçeyi verebildik. Dilekçe alınana kadar Vişnelik’teki ağaçların çoğu katledilmişti. Anlaşılıyor ki burada yargı da tavrını belli etti, topa girmek istemiyor” diye konuştu. GREENPEACE’TEN TEPKİ: Kabul edilemez İstanbul Haber Servisi Greenpeace Akdeniz Ofisi, ODTÜ’de başlayan hukuksuz orman yıkımına tepki göstererek “ODTÜ Rektörlüğü’nün ve halkın 30 günlük itiraz hakkını kullanmasına fırsat vermeden gece saatlerinde yapılan bu operasyon, demokratik karar alma süreçlerinin işletilmesine ne kadar ihtiyacımız olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır” dedi. Greenpeace’ten yapılan açıklamada, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bayram tatilinde ağaçları iş makineleriyle apar topar sökmesinin, çevre hakkı ihlalinin geldiği son noktayı gösterdiğine vurgu yapıldı. Hukuksuz orman yıkımını durdurmak isteyen ODTÜ’lü öğrenciler ve öğretim görevlilerinin çevik kuvvetin gazlı müdahalesinin yanında, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin işçi üniformasını giymiş kişiler tarafından sopalar ve taşlarla saldırıya uğradığı belirtildi. Yönetim ve halkın bu şekilde karşı karşıya gelmesinin, halkın çevresel kararlara katılım hakkının zor kullanılarak elinden alınması anlamına geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu antidemokratik uygulamalar kabul edilemez. Sadece ODTÜ’de değil, tüm koruma amaçlı imar planlarında esas olan, hem planın oluşturulması sürecinde hem de taslak planın onaylanmasında halkın ve ilgili kurumların katılım hakkını güvence altına almak olmalıdır” denildi. ODTÜ’ye İstanbul’dan destek Ankara Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin önceki gece tartışmalara neden olan yol inşaatı için ODTÜ Ormanı’na girerek çok sayıda ağacı sökmesi dün akşam saatlerinde sosyal medya üzerinden örgütlenen onlarca yurttaş tarafından protesto edildi. Beyoğlu’ndaki Galatasaray Lisesi önünde toplanan çok sayıda yurttaş “Diren ODTÜ” yazılı pankartı açtı. ODTÜ eylemine destek olmak için toplanan yurttaşlar uzun süre “Diren ODTÜ Taksim seninle”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz”, “Her yer Taksim, her yer direniş” ve “Gezi şehitleri ölümsüzdür” sloganlarını attı. Yurttaşlar bir süre oturma eylemi yaptı. Eylem sırasında polis olağanüstü güvenlik önlemi aldı. Eyleme yoldan geçen yurttaşlar da alkış ve ıslıklarla destek verdi. Polis eylemcilere ses bombası ve kalkanlarıyla müdahale etti. (Fotoğraf: HAZAL OCAK) Korku duvarı aşıldı SİBEL BAHÇETEPE Ses bombası nedeniyle eli parçalanan Soyaktaş, hastaneden çıkar çıkmaz Gezi direnişlerine katılmaya devam etti. Soyaktaş artık annesinin de eylemlerde yer aldığını söylüyor Tutukluya eksik tedavi İstanbul Haber Servisi Tüm ilaçlara dirençli kronik MDR tüberküloz hastası tutuklu Fatih Gül, özel koşullarda tedavi görmesi gerektiği halde Adli Tıp Kurumu’nun “doktor kontrolünde cezaevinde kalabilir” raporu nedeniyle tahliye edilmiyor. Gül’e kronik MDR tüberküloz tanısı konmasına karşın basit tüberküloz tedavisi uygulanıyor. İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu tarafından cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için her hafta Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirilen oturma eyleminde, 3.5 yıldır Metris R Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan MDR tüberküloz hastası Fatih Gül’ün durumu gündeme getirildi. Cezaevi koşulları nedeniyle hastalığı ilerleyen Gül, yazdığı mektupta durumunu şöyle anlattı: “Kısa bir zaman sonra elden ayaktan düşmüş, başkalarının yardımı olmaksızın ihtiyaçlarımı karşılayamaz duruma geleceğim.” Murat Soyaktaş’ın (28), Gezi Direnişlerinin ilk günü Taksim Gezi Parkı’nda eline gelen ses bombası sonucu yaralandı ve sağ elindeki 3 parmağı parçalandı. Önce eline gaz bombası geldiğini zanneden ancak daha sonra bunun ses bombası olduğu anlaşılan Soyaktaş’ın kopmak üzere olan parmakları ameliyatla dikildi. Tedavisi devam eden ve halen baş parmağını tam olarak kullanamayan Soyaktaş, hastaneden çıkar çıkmaz Gezi direnişlerine gitmeye devam etti. Taksim Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine mayıs ayının sonunda başlayan direnişlere katılan ve 31 Mayıs günü polisin attığı ses bombası ile yaralanan Murat Soyaktaş, 5 aya yakın zamandır tedavi görü yor. Dersim Dernekleri Federasyonu üyesi de olan Soyaktaş, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili “Olay aslında yalnızca ağaç meselesi değildi. Kadının kaç çocuk doğuracağından alkol yasağına, 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesinden toplumun kutuplaştırılmasına dek son dönemde AKP hükümetinin ‘her şeyi ben bilirim, benim dediğim olur’ söylemlerine, politikalarına karşı bir başkaldırıydı, halkın uyanışıydı. Halkın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a tepkisiydi” dedi. İnsanların tepkilerinin ortak olduğunu vurgulayan Soyaktaş, yaralandığı günü ve sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı: “Olay günü Taksim’de polis kitleleri dağıtmak Elim paramparça olmuştu için biber gazı ve TOMA’larla müdahale ediyordu. Birden korkunç bir ses duydum ve o anda birden elimi hissetmedim. Elime baktım ve elim paramparça olmuştu. Parmaklarımın kemiği gözüküyordu, başparmakta iki kırık vardı, hastanede kemikleri cımbızla çekmeye çalıştılar. Başparmağıma 27 dikiş atıldı. Anayasal hakkımı kullandığım için elim parçalanmıştı, bu durum öfkemi daha da artırdı. 3 gün hastanede kalmıştım, çıkar çıkmaz Gezi’ye gittim. 60 yaşındaki annem de ayaklarından ameliyat olmasına karşın direnişlere katılarak buna tepkisini dile getirdi. O yaştaki bir insan o alana çıkıyorsa ben bundan mutluluk duyarım, çünkü bu benim tepkimin haklılığını gösterir. Çünkü insanlar artık korkmuyor, korku duvarı aşıldı.” Marmaray’da vagonlar hazır İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 29 Ekim 2013 günü açılacak Marmaray Projesi için hazırlıklar sürüyor. 1 Ağustos’ta ilk insanlı test sürüşünün gerçekleştirildiği Marmaray’da, Zeytinburnu hattına vagonlar yerleştirildi. İki yakayı denizin altından birbirine bağlayacak Marmaray, Halkalı ile Gebze arasında yolcu taşıyacak. Ancak ilk aşamada Marmaray Kazlıçeşme ile Ayrılıkçeşme arasında çalışacak. Avrupa Yakası’nda Kazlıçeşme durağından kalkan Marmaray vagonları, Yenikapı ve Sirkeci istasyonundan yolcularını alıp İstanbul Boğazı’nın altından Üsküdar Meydanı’na ulaşacak. Üsküdar’dan Kadıköy istikametine ilerleyecek olan Marmaray’ın Anadolu Yakası’ndaki ikinci ve son durağı Ayrılıkçeşme olacak. Marmaray, Halkalı’dan Gebze’ye kadar uzanan şehir içi banliyö tren seferleri ise 2 yıl sonra tamamlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle