Katalog

2 EKİM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Gül’ün ‘Örtülü’ Mesajları Gedik’in cenaze töreninde arkadaşları horon teperek vasiyetini yerine getirirken annesi oğlunun yere serili fotoğrafının başından uzun süre ayrılamadı. Halk Cephesi de Gedik’in cenazesi Gülsuyu’na götürülene kadar oturma eylemi başlattı. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, geçen yıl Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 30 Eylül’deki AKP 4. Büyük Kongresi’ndeki konuşmasından bir gün sonra Meclis’e hitap etmişti. Tesadüf bu ya, bu yıl da Meclis konuşması Erdoğan’ın “demokratikleşme paketi” açıklamasının hemen ertesi güne denk düştü. Geçen yıl yapılan konuşmalar sonrasında bu köşede, Gül’ü ayıran temel farkın “AB sürecine yaptığı vurgu” olduğunu dile getirmiştik. Çünkü Erdoğan’ın kongre konuşmasının yüzü Batı’ya değil, tamamıyla Ortadoğu’ya dönüktü. Tam bir yıl sonra gördük ki bu ikili arasında tavır değiştiren Erdoğan olmuş. Gül dünkü konuşmasında AB üyelik sürecini “Türkiye’nin dış politikasının ‘temel bloku’ olarak gördüğünü” belirterek pozisyonunu korudu. Ama genelde eksik bulunan demokrasi paketinden anladığımız kadarıyla Türkiye’yi kasıp kavuran “Gezi etkisi” sonrasında Erdoğan taktik icabı bile olsa yüzünü yeniden AB’ye çevirme ihtiyacı duydu. Bu yıl aralarındaki dikkat çeken fark ise, Erdoğan’ın Cumhuriyetin sadece belli dönemlerine ve belli liderlerine sahip çıkan üslubuna karşılık, Gül’ün Cumhuriyetin 90 yıllık kazanımının tamamına sahip çıkışıydı. Geçen yıl AKP kongresine gazetemizin de aralarında olduğu bazı basın kuruluşlarının alınmamasından bir gün sonra Gül’ün Meclis’e “basın özgürlüğü” çağrısı yapması anlamlıydı. Cumhurbaşkanı’nın bu yılki konuşmasında yer alan “Özgür, eleştiren, tarafsız ve bağımsız medya demokrasiye güç katar” sözleri de önceki gün açıklanan “demokratikleşme paketi” toplantısına birçok basın kuruluşunun davet edilmemesinden bir gün sonraya denk geldi. Gül’ün konuşmasının bazı bölümlerinde “üstü örtülü” önemli mesajlar yer aldı. Bunlardan biri, Gezi Parkı protestolarının arkasında iç ve dış komplolar arayan hükümetin başta Koç Grubu olmak üzere yerli ve yabancı şirketlere yönelik baskılarına yönelikti. Ekonomideki iyi gidişatı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da öven Gül’ün “Bu kazanımlarımızın ve dünya piyasalarındaki müspet algımızın aşınmasına izin vermemeliyiz. Hem yabancı yatırımcıyı hem de kendi ülkemizdeki müteşebbisi rahat ve güvenli hissettirecek ortamı her zaman muhafaza etmeliyiz” sözlerinin adresi, son günlerdeki gelişmeleri izleyenler için oldukça açıktı. Gül konuşmasının ekonomi ile ilgili bölümünde, izlenen başarılı politikaların başlatıcısı olarak ün yapan Kemal Derviş’e de yine “üstü örtülü” bir jest yapmayı ihmal etmedi. Ekonomideki başarının sorumluluğunu sadece AKP’nin 11 yıllık iktidar dönemi yerine, önceki dönemi de kapsayacak biçimde geniş tutan Gül, “Son 12 yılda ülkemizi işleyen bir piyasa ekonomisi yapmak için çok gayret sarf edildi. Pek çok köklü reform hayata geçirildi...” diye konuştu. Gül’ün 29 sayfalık konuşmasının son cümlesindeki mesaj ise Başbakan Erdoğan ve aralarından çıktığı AKP’ye yönelikti. “Milletimizin hizmetinde olmaya devam edeceğim” sözleri ile Gül, siyasete geri dönme arzusunu kamuoyu önünde en güçlü şekilde ortaya koymuş oldu. Talebinin ana muhatabı Erdoğan’ı memnun edecek bölümler Gül’ün konuşmasında ziyadesiyle mevcuttu. Hükümetin, icraatlarını övmek için çok severek kullandığı “sessiz devrim” ifadesini Gül de kullandı. Muhalefetin “eksik, yetersiz” bulduğu demokratikleşme paketine ve çözüm sürecine tam destek verdi. Daha önce söylediği “Demokrasi sadece sandık değildir” sözünü düzeltircesine, uzun uzun “demokrasilerde sandığın erdem ve onurunu” öne çıkardı. Ve nihayet, hitap ettiği Meclis’in 7 koltuğu boş olmasına karşın, son iki yıldır atıf yaptığı “tutuklu vekiller” konusuna ise bu kez hiç değinmedi. Gül’ün konuşmasında dengeli ve yumuşak tonda da olsa hükümetin bazı uygulamalarına yönelik uyarı ve eleştiriler de yok değildi. ABD’de yaptığı açıklamaların devamı niteliğinde Gezi Parkı olaylarını “demokratik gelişmişliğimizin tezahürü” olarak nitelerken, hem polisin aşırı güç kullanımını eleştirdi hem de bu olaylardan demokrasinin katılımcı ve çoğulcu yönlerinin güçlendirilmesi için ders çıkarılması çağrısı yaptı. Gül’ün siyasi mesajları arasında kaybolabilecek iki önemli uyarısı vardı: 1. Küresel ekonomik konjonktürün kaynağa erişimi zorlaştıracağı uyarısı. Bunun için iç tasarruf oranının artırılması ve doğrudan dış yatırımın özendirilmesi çağrısı yaptı. 2. Eğitimde OECD ülkeleri arasında Türkiye’nin son sırada yer almasını eleştirerek eğitim kalitesinin yükseltilmesini istedi. Cenazeye izin yok ALİ AÇAR Polis Hasan Ferit Gedik’in cenazesinin Gülsuyu’na götürülmesine izin vermedi Erdoğan yeniden Batı’ya döndü Babasının kelepçesini çıkarmadılar... Hasan Ferit Gedik’in babası İbrahim Gedik de cinayet hükümlüsü olarak tutuklu bulunduğu Bolu Cezaevi’nden cenazeye katılmak üzere Armutlu Cemevi’ne getirildi. 10 yıldır cezaevinde yatan baba Gedik’in, sivil jandarmalar eşliğinde getirildiği cemevinde bir eli sivil jandarma görevlisine kelepçeli olduğu görüldü. Baba Gedik, oğlunun tabutuna sarıldığı sırada sinir krizi geçirdi. Maltepe Gülsuyu’nda geçtiğimiz pazar günü uyuşturucu çetelerine karşı düzenlenen yürüyüşün ardından kimliği belirsiz kişiler tarafından açılan ateş sonucu başından ve sırtından 6 kurşunla vurularak öldürülen Hasan Ferit Gedik’in cenazesini Gülsuyu’na götürmek isteyen ailesine polis izin vermedi. Güvenlik gerekçesiyle cenazenin Armutlu’dan Gazi Mahallesi Mezarlığı’nda götürülmesini isteyen polise Gedik’in ailesi ve arkadaşları karşı çıkarak cenazeyi yeniden Armutlu Cemevi’ne götürdü. Halk Cephesi üyeleri de kararı protesto ederken cenazenin Gülsuyu’na götürüldüğü güne kadar oturma eylemi başlattı. Bu arada avukat Behiç Aşçı, Gedik’in kaybedildiğini gökmleğinin polisler tarafından kayıp edildiğini iddia etti. Hasan Ferit Gedik için dün Armutlu Cemevi’nde tören düzenlendi. Tören öncesi bölgede geniş güvenlik önlemi alan polis, Armutlu’ya girişte çok sayıda çevik kuvvet, sivil ve En hüzünlü horon... H asan Ferit Gedik’in platformda cenazesinin arkadaşları tarafından ziyaret edildiği sırada bir arkadaşı Gedik’in “Ölürsem cenazemde horon tepin” yönünde vasiyeti olduğunu belirterek cep telefonunda Grup Yorum’un Sürmenelim isimli parçasını çaldı. Bu sırada Gedik’in arkadaşları da horon teperek son isteğini yerine getirdi. Basın özgürlüğüne aynı destek resmi polisle mahalleyi kontrol altına alırken zırhlı araçlar ve TOMA’lar da hazır bekletildi. Cenazeye katılmak için Hatay’dan uçakla Sabiha Gökçen Havalimanı’na gelen Gezi Parkı gösterileri sırasında öldürülen Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert ile karşılamaya giden TAYAD üyesi kişi gözaltına alındı. Bir süre havalimanındaki karakolda bekletilen Cömert ve TAYAD’lılar serbest bırakıldı. Gedik’in cenazesi sırasınde sinir krizileri geçiren anne Nuray Gedik ve kardeşi Celil Gedik ile yakınları tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Gedik’in arkadaşları da cenazenin önünden geçerek saygı duruşunda bulundu. Gedik’in dedesi Mustafa Meray da torunun katillerinden hesap sorulmasını isteyerek,“Armutlu’da bir güneş doğdu. O güneş hiçbir zaman sönmeyecek. Hasan daha çok şeye yapacaktı ama onun yapamadıklarını biz ailesi olarak yerine getireceğiz”dedi. Avukat Aşçı ise Hasan Gedik’in gömleğin kayıp olduğunu belirterek “Soruşturma savcısı gömleğin kendisine gelmediğini ve kayıp olduğunu söylemiş. Polis saldırı günü odaya girerek gömleği alıp kaybetti. Neyin üzerini örtmeye çalışıyorlar ” diye konuştu. Koç için örtülü mesaj ‘Gömleğini yok ettiler’ Saygı duruşu... ODTÜ’lülerden 2. direniş çadırı n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ’lüler, ODTÜ Ormanı’ndan geçecek otoban inşaatına engel olmak için direniş çadırlarını ikinci kez kurdu. Bir önceki eylemde öğrencilerle çadırları sökmek isteyen polis arasında çatışma çıkmış, 50 kadar ağaç da sökülmüştü. Ali’nin davasını da koruyamadılar CAN HACIOĞLU Derviş’i unutmadı Eskişehir’den başka kente taşınabilir Son mesaj Erdoğan’a Minibüs uçuruma yuvarlandı: 2 ölü n BALIKESİR (AA) Dursunbey’de seyir halindeki minibüs, yağış nedeniyle kayganlaşan yoldan çıkarak 50 metrelik uçuruma yuvarlandı. 2 kişi öldü, 11 kişi yaralandı. İhbarı alarak olay yerine giden kurtarma ekibi de kaza yaptı. Bu kazada da 2 sağlık görevlisi hafif yaralandı. ‘Kıdem tazminatı’ başbakanda n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı fonu, taşeron işçilik, esnek çalışma gibi konuları içeren bir çalışmayı ekimin son haftasında Başbakan Erdoğan’a sunacaklarını belirtti. Çelik, “İşçi ve işveren taraflarıyla görüşeceğiz sonra başbakana sunacağız” dedi. ESKİŞEHİR Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran günü Eskişehir’de polislerin de arasında bulunduğu eli sopalı bir grup tarafından dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz ile ilgili davada Eskişehir Valiliği güvenlik açısından olumsuz görüş bildirdi. “Marjinal ve illegal örgütlerin bu ölümü propaganda malzemesi” yaptığını savunan Vali Güngör Azim Tuna, davaya katılan avukatların terör örgütü üyesi olduğunu iddia etti. Mahkeme durumu Adalet Bakanlığı’na iletmeye hazırlanırken davanın başka bir kente alınması gündeme geldi. Korkmaz’ın öldürülmesine ilişkin 5’i tutuklu 8 sanık hakkında “kasten adam öldürmek” suçundan ömür boyu hapis istenen iddianameyi kabul eden Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Kasım’da başlayacak dava öncesi Eskişehir Valiliği ve Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazarak güvenlik konusunda görüş talep etti. Vali Tuna imzasıyla mahkemeye gönderilen yazıda şehirdeki “Adalet Nöbeti” ve “Adalet Yürüyüşü” eylemlerinin “hâkim ve savcıları etki altına almak üzere” yapıldığını ileri sürdü.Yazıda DHKP/C ile yıllar önce lağvedilmiş olan “THKP/C Devrimci YolDevrimci Gençlik” adlı örgütlerin “Korkmaz’ı bahane edip çatışma ortamı yaratmak istediklerini” savunurken duruşmalara “örgüt bağlantılı” avukatların katılıp provokasyon çıkarabileceğini öne sürdü. Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi avukat Gürkan Korkmaz, gelişmelere isyan etti. Korkmaz, şunları söyledi: “Bu karar saçmalığın daniskası. Eskişehir’deki her eylem ‘terör eylemi’, her eylemci ‘terörist’ olarak nitelendirilmiş. Dosyada Ali İsmail için ‘Ali İsmail adlı şahıs’, onu öldüren polisler için ise ‘Emniyet mensupları’ deniliyor. Bu insanlıkla da, devlet adamlığıyla da bağdaşmaz. Onları vicdanlarına havale ediyorum. Davanın aydınlatılması yönündeki baskı valilikte rahatsızlık yarattı. Olay aydınlatılırsa ucunun onlara dokunacağının farkındalar.” Mahkeme aranıyor Birben cinayetinde 1.5 yıldır bir arpa boyu yol alınamadı HİLAL KÖSE Yalova’da 27 Mayıs 2012’de yakın mesafeden sıkılan biber gazı nedeniyle yaşamını yitiren Çayan Birben’in ölümüne neden oldukları öne sürülen 4 polis memuru hakkındaki davaya hangi mahkemenin bakacağına uyuşmazlık mahkemesi karar verecek. Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıkların ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini savunuyor. Yalova Ağır Ceza Mahkemesi ise dosyayı iki cümlelik kararla asliye ceza mahkemesine iade etti. Yalova Asliye Ceza Mahkemesi, suçun “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” olduğunu, sanıkların 16 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaları gerektiğini belirterek dosyayı ağır ceza mahkemesine göndermişti. Sanıklar ise mahkemenin görevsizlik kararına itiraz etti. Yalova Ağır Ceza Mahkemesi de 17 Eylül 2013’te sanıkların itirazını kabul etti, Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararını kaldırdı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görüşünü açıklamasının ardından, davaya hangi mahkemenin bakacağına karar verilecek. Gezi dersi Valilikten utandıran savunma Ekonomi ve eğitime dikkat PKK’liler müteahhit kaçırdı n Yurt Haberleri Servisi Bingöl’ün Şirinler köyü bölgesine gelen bir grup PKK’li, yol yapımında çalışan işçileri bir araya toplayıp örgüt propagandası yaptı. PKK’liler müteahhit M.O’yu yanlarına alıp gitti. Bölgede operasyon başlatıldı. ‘Saçmalığın daniskası’ l HATAY (Cumhuriyet) Antakya Gazeteciler Cemiyeti’ni ziyaret eden Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan, Gezi Direnişi sırasında 3 Haziran’da Antakya’da öldürülen Abdullah Cömert (22) ile ilgili soruşturmada son aşamaya gelindiğini söyledi. Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” sözlerini anımsatan Tezcan, “Adli Tıp raporunu bekliyoruz. Delil olabilecek tüm detaylar inceleniyor. Sağduyulu olmak gerekiyor. Yargının çok medyatik olması taraftarı değilim. İşini yapsın istiyoruz” dedi. Abdullah Cömert soruşturması son aşamada Darpçı polisler kurtuldu TAKDİR İNDİRİMİ HİLAL KÖSE Beyoğlu’nda kimlik kontrolü yaptıkları Sami Çelik’i darp ettikleri gerekçesiyle yargılanan 3 polis, toplam 3 yıl 9 ay hapse mahkum edildi. Takdir indirimi uygulayan mahkeme, tekrar suç işlemeyecekleri kanaatiyle, sanıklara verdiği cezayı erteledi. 5 polis ise delil yetersizliğinden beraat etti. İddianameye göre, 5 sivil polis, 13 Temmuz 2010’da, saat 23.30 sıralarında, Galatasaray’da yürüyen Çelik’ten kimlik sordu. Çelik de polislerden kimliklerini göstermelerini istedi. Çelik’in bu isteğine sinirlenen polisler, Çelik’i kameraların görüş alanından çıkararak darp etti. Olayın hemen ardından Çelik, yine sivil polislerin saldırısına maruz kaldı. 8 polis hakkında dava açıldı. Karar oturumunda yargıç, polisler İbrahim Fidan, Merih Doğanay ve Mehmet Emin Ceyhan’ı, “kasten yaralama” suçundan 1’er yıl 3’er ay hapis cezasına mahkum etti. Takdir indirimi uygulayan yargıç, cezaları erteledi. 2 yıl denetim süresi belirlenen sanıklar, seçme seçilme, velayet ve kamu görevi üstlenmekten de men edildi. Emniyet’e saldırı zanlısı tutuklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dikmen’deki Emniyet Genel Müdürlüğü ek binası ile Polisevi’ne yönelik yapılan rokeratarlı saldırı olayında yaralı olarak yakalanan Serdar Polat, sedyeyle getirildiği Ankara Adliyesi’nde tutuklandı. Riva’da gemi karaya oturdu İstanbul Haber Servisi Riva Küpelitaş Burnu açıklarında kum yükleyen “Anafarta” isimli gemi kepçenin gemiye hasar vermesi nedeniyle su almaya başladı. Batmaya başlayan geminin kaptanı telsizle yardım isteyerek gemiyi karaya oturttu. Gemi kaptanının yardım çağrısı üzerine Kıyem1 ve KEGM9 hızlı tahlisiye botları ile Söndüren4 römorkörü olay yerine sevk edildi. Gemide bulunan 12 mürettebat yardıma gelen ekipler tarafından tahliye edildi.