23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2013 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AKP hükümeti, türbanı serbest bırakmak için TCY ile Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği’nde değişiklik yapacak l KCK’den pakete sert tepki: Türban AKP ortada süreç bırakmadı ilkokula iner mi? MAHMUT ORAL ‘TÜRBAN’ TUTANAKLARI HASIRALTI, ‘ KOT’ İŞLEMDE EMİNE KAPLAN MEB’de kılık kıyafet çelişkisi SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okul müdürleri tarafından kılık kıyafet yönetmeliğini türban taktıkları gerekçesi ile ihlal eden öğretmenler hakkında tutulan tutanakları demokratikleşme paketinin açıklanmasına kadar hasır altı etti. Paketin açıklanmasının ardından türban tutanakları tamamen çöpe atılırken, kot pantolon giyen öğretmenler hakkında tutulan tutanaklar işlemde. Eğitim Bir Sen, geçen yıl, türbana serbestlik talebi ile okullarda sivil itaatsizlik eylemi başlatmış, bir yıldan uzun bir süre devam ettirilen eylemde öğretmenler yönetmelik hükümlerine aykırı olarak görev yerlerine türban takarak gelmişti. Süreç içerisinde Eğitim Sen de Eğitim Bir Sen’in sivil itaatsizlik eylemine karşı bir tepki eylemi başlatmış ve üyesi olan öğretmenlerin okula “kot pantolonla veya eşofmanla” gitmelerini sağlamıştı. Ancak türban tutanaklarını işleme koymayan, hatta tutanakları tutan okul yöneticilerini sözlü olarak uyaran bakanlık yetkilileri, tepki eylemi karşısında farklı bir tutum sergileyerek Eğitim Sen üyesi öğretmenler hakkında soruşturma veya inceleme başlatmıştı. Bir yıl içinde tüm bu olaylar yaşanırken, demokratikleşme paketinin açıklanmasına kısa bir süre kala Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, kılık kıyafet serbestliği ile ilgili bir soruya, “Öğretmenler kendine yakışanı giyecektir” yanıtını verince okullarda kıyafet karmaşası yaşanmaya başladı. Ankara Dedeman İlköğretim Okulu 3. sınıf öğretmeni Aysel Batyar Önsel, Bakan Avcı’nın açıklamasının ardından görev yerine kot pantolon giyerek gitmeye başladı. Kısa bir süre sonra okul yönetimi tarafından hakkında tutanak tutuldu. Tutanakla öğretmen Önsel’in, “27 Eylül 2013 günü Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğe aykırı olarak kot pantolonla göreve geldiniz mi” sorusunu yazılı olarak yanıtlaması istendi. Avcı’nın “öğretmenler kendine yakışanı giyecektir” açıklamasını anımsatan öğretmen Önsel, “Bu durumda bakanlık ‘kot pantolon sana yakışmıyor’ demek mi istiyor” sorusunu sordu. ANKARA AKP hükümeti, kamu çalışanlarına türbanı serbest bırakmak için Türk Ceza Yasası’nın (TCY) bazı maddeleri ile Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği’nde değişiklik yapacak. Yönetmelikte kadınlar için “başı açık” ifadesinin kaldırılmasının yanı sıra çalışanlar için getirilen sınırlandırmaların da değiştirilmesi planlanıyor. Memurların kıyafeti için “sade ve sosyal hayata uygun” kriterinin getirileceği belirtilirken, kravatın da kaldırılmasının gündeme gelebileceği kaydediliyor. TCY’nin eğitim ve öğretimin engellenmesi maddesinde yapılacak değişiklikte eğitim kurumu ayrımı yapılmazsa türban serbestisi ilkokula kadar inebilecek. Hükümetin açıkladığı demokratikleşme paketinin ardından gözler ilgili mevzuatta yapılacak değişikliklere çevrildi. Türban serbestisi için önce Kamu Kurumlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nde değişikliğe gidilecek. Hükümet, yalnızca türban yasağının kaldırılmasıyla yetinmeyi düşünmüyor. AKP yöneticileri, “Kadın memur saçı uzunsa salıp gelemiyor, toplamak zorunda. Tırnaklarını uzatmak, topuklu ayakkabı giymek, kolsuz askılı elbise giymek yasak. Bıyıkları üstten alamıyorsun, yandan alttan alıyorsun. Yönetmelik baştan sona değiştirilip sade ve sosyal hayatta kullanılan kıyafet gibi bir kriter getirilebilir. Kravat konusu önemli olabilir, kalabilir” değerlendirmesini yaptı. Parti yöneticileri, türban yasağının kaldırılması için yönetmeliğin yanı sıra TCY’nin 3 maddesinde değişiklik yapılması gerektiğini dile getiriyor. Hükümetin, TCY’nin “eğitim ve öğretimin engellenmesi” maddesinin başlığını “eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi” şeklinde değiştirerek “Kişinin eğitim ve öğretim hakkını kullanmasına engel olunması durumunda fail hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” ifadesini eklemesi bekleniyor. ‘CUMA NAMAZINA TCY’de yapılması düşünülen bir başka değişiklik ise “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” başlıklı maddesinde yapılacak. “Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan men eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü düzenleyen maddeye, “mensup olduğu dinin GİDİYORUM, DÖNECEĞİM!’ emir ve yasaklarına uygun davranmaktan men edilmesi” tümcesi eklenecek. Bu düzenlemeyle ders sırasında sınıfı bırakarak namaz kılmaya gitmek isteyen bir öğretmen engellenemeyecek. Aynı şekilde mesai saatleri içinde cuma namazına gitmek isteyen bir memuru engelleyen yönetici ceza alabilecek. Mesai saatlerinin, vakit ve cuma namazı ile iftara göre ayarlanması zorunluluğu da gündeme gelebilecek. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin yürütme konseyi KCK, dün yayımladığı açıklamayla Başbakan Erdoğan’ın çözüm süreci kapsamında açıkladığı paketi sert bir dille eleştirdi. Açıklamada, “AKP gelinen aşamada ortada bir süreç bırakmamış, oyalama politikasını sürdürme ve bildiğini okumada ısrarını sürdürmüştür” denildi. PKK’nin önümüzdeki hafta sürece ilişkin bir deklarasyon yayımlayacağı belirtildi. ANF’de yayımlanan açıklamada, Erdoğan’ın açıkladığı paketin çözüm değil çözümsüzlüğü ortaya koyduğu belirtilerek şöyle denildi: “Demokratik olmayanlar gerçek demokratikleşme adımları da atamazlar. Bu yaklaşım başlı Romanlara linç girişimine 30 gözaltı l MEB’e başvurdu başına Kürt halk önderinin başlattığı süreci sabote etme anlamına gelmektedir. AKP gelinen aşamada ortada bir süreç bırakmamış, şimdiye kadar yaptığı oyalama politikasını sürdürme ve bildiğini okumada ısrarını bir kez daha sürdürmüştür.” AKP’nin çözüm değil seçim hesabı yaptığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Kürt halkı ve demokrasi güçleri oyalama ve seçim hesabıyla süreci boşa çıkaran, hatta bitiren AKP hükümetinden hesap sormalı ve demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü için mücadeleyi yükseltmelidir. Hareketimiz önümüzdeki hafta AKP’nin izlediği politikalar ve açıkladığı paketle ortaya koyduğu tutuma bir deklarasyonla cevap verecektir.” Maddede ilkokul, ortaokul, lise ya da yükseköğretim ayrımı yapılmaması durumunda türbanın ilkokula kadar serbest kalabileceğine dikkat çekiliyor. TCY’nin “iş ve çalışma hürriyeti” başlıklı maddesinde de kişinin dininin gereklerini yerine getirmesine engel olanlara hapis cezası öngörülecek. ‘Uzun saç’ belirsizliği ANKARA (ANKA) Türkiye’de yeni eğitimöğretim yılında serbest kıyafet uygulaması velilerin tercihine bırakıldı, ancak öğrencilerin saç boyutundaki belirsizlik okula alınmayan öğrenci ve velilerini çileden çıkardı. Şikayetvar’ın haberinde yaşanan karışıklık şöyle dile getirildi: “Geçen yıl eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in ‘Okullarda saç uzatmak serbest’ açıklamasından sonra sevinen öğrenciler, yeni eğitimöğretim yılında eski yasakla karşı karşıya kaldı. Okul yöneticileri saç yönetmeliği hakkında okullara bir yazı ulaşmadığını öne sürerek uzun saçlı öğrencileri okula almadı. Bazı illerde milli eğitim müdürleri ‘Bakımlı ve temiz olmak şartıyla öğrencilerin saçlarından dolayı okul kapısından geri çevrilmesi söz konusu olmayacak’ derken birçok ilde saçları uzun olan öğrenciler okula alınmadı.” Açıklamada çözüm arayan velilerin, Bakanlığı günlerdir aradıklarını, ancak ulaşamadıklarını ifade ettikleri de belirtildi. BURSA (Cumhuriyet) İznik’te 8 Eylül’de yol verme kavgasında Zeki Dursun’un (26) Roman vatandaşı Nusret D. (45) tarafından pompalı tüfekle öldürülmesinin ardından Dursun’un yakınları Roman mahallelerine saldırmış bazı işyerlerini tahrip etmişti. 3 gün süren olayların ardından 150 Roman aile ilçeyi terk ederken, İznik Emniyet Müdürü Şükrü Solak merkeze çekilmişti. Olaylar sırasında AKP İlçe Başkanı Osman Sargın’ın “Romanlar ilçeyi terk etsin” sözleri de büyük tepki toplamıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı pakette nefret suçlarıyla yeni düzenlemeler yapılarak cezaların arttırılacağını belirtmesinin ardından polis, önceki gece Romanlara yönelik saldırıya karışan 30 kişiyi gözaltına aldı. Süryaniler okul açacak MARDİN (DHA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı pakette özel okullarda anadilinde eğitime izin verilmesinin önünün açılmasının ardından Süryani Dernekleri Federasyonu (SÜDEF) Başkanı Evgil Türker, Mardin’in Midyat ilçesinde Süryanice eğitim veren bir ilköğretim okulu açmak için başvuruda bulunduklarını söyledi. İstanbul Beyoğlu Süryani Meryem Ana Kilisesi Vakfı, anaokulu açmak için Milli Eğitim Bakanlığı’na başvuruda bulunmuş ancak Milli Eğitim Bakanlığı Lozan Antlaşması’na göre sadece Ermeni, Rum ve Musevilerin okul açabileceğini belirterek bu talebe karşı çıkmıştı. Ankara 13. İdare Mahkemesi’nin Lozan Antlaşması’na dayanarak Süryanilerin okul açabileceği yönünde karar vermiş, böylece Süryanilerin okul açmaları önünde fiilen hiçbir engel kalmamıştı. Bunun üzerine SÜDEF tarafından Midyat’ta Süryanice eğitim verecek özel bir okul açılması yönünde karar alınarak Mardin Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruda bulunuldu. SÜDEF Başkanı Evgil Türker, “Süryanilerin okul açmaları önünde fiilen hiçbir engel kalmadı. Biz de bu karara istinaden okul açmak için başvurumuzu yaptık. 1. sınıftan 8. sınıfa kadar okul açmak istediğimizi ilettik. Başvurumuzun sonucunu bekliyoruz” dedi. Türker 300 bin Süryaninin yurtdışına göç ettiğini, Midyat ve çevresinde 4 bin Süryaninin yaşadığını söyledi. l Muğla, Denizli, Aydın baroları Sakık: Somut adım yok DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Rusya’nın Sesi radyosuna konuşan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise “Şüphesiz bu pakette olumlu adımlar, olması gereken maddeler var. Bunu görmezlikten gelemiyoruz ama Türkiye’yi demokratikleştirecek, özgürleştirecek, Kürtlerin ve diğer hakları gasp edilen halklarla ilgili somut adımlar yok. Anadilini ticarete dökmeye kimsenin hakkı yok. Daha önce de buna benzer 3. ve 4. yargı paketleri hazırlandı, koca bir hiçti” dedi. KURDİ DER Genel Sekreteri İbrahim Halil Taş da “Parası olan Kürtçe anadilinde eğitim alabilecek. Anadilinde eğitim bir haktır, ekonomik şartlara göre sınırlandırılmaz” diye konuştu. ‘Zekâmızla alay ediyorlar’ OZAN YAYMAN TÜSİAD: Paket umut verici ama yeni adım atılmalı Ekonomi Servisi Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı “demokratikleşme paketi” ile ilgili TÜSİAD’dan açıklama geldi. Açıklamada “Türkiye’nin yeniden demokratikleşme, reform ve AB gündemine dönme iradesini önemli ve umut verici buluyoruz” denildi. Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: l Yüzde 10 barajının değiştirilerek 2015 milletvekili genel seçimlerine yepyeni bir seçim sistemiyle gidilebilmesi, çoğulcu parlamenter rejimin güçlendirilmesi adına, uzun süredir beklenen, önemli bir adım olacak. l Açıklanan demokratikleşme paketinin geliştirilmesi yönünde yeni adımların atılması beklenmeli. Ancak, bu adımların artık, yeni anayasa çalışmalarıyla birlikte ele alınması tercih edilmelidir. Bu çerçevede, “din ve vicdan özgürlüğünü”, “ifade ve örgütlenme özgürlüğünü”, “adil yargılanma” ve “şiddetsizlik ortamını” güçlendirmeye yönelik düzenlemeler başta olmak üzere, tüm demokratikleşme açılımlarını, anayasa çalışmalarını merkeze alacak şekilde tasarlamak gerekmektedir. İZMİR Kamuoyuna “demokratikleşme” diye sunulan paketin, cumhuriyet kazanımlarını ortadan kaldıracak bazı düzenlemeler içerdiğini vurgulayan Muğla, Denizli ve Aydın baro başkanları, karşıdevrimin hukuk eliyle gerçekleştirilmek istendiğine dikkat çektiler. Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, pakette özgürlükler konusunun işlenmediğini anımsatarak şunları söyledi: “Zekâmızla alay eder nitelikte. Yapılan tüm hukuki düzenlemeler, en yüzeysel biçimiyle bir dönüşüm faaliyetidir. Anti Kemalist bir hareket söz konusu. Yaptıklarını perdelemek için, milletin gözünü boyamak için farklı adlarla kamuoyunun karşısına çıkıyorlar. Bunun için hukuku kullanıyorlar.” Denizli Barosu Başkanı Müjdat İlhan, demokratikleşme paketinin kamuoyunun beklentisini karşılar nitelikte olmadığını söyleyerek şöyle konuştu: “Toplantı ve gösteri yürüyüşleriyle anayasal güvence altına alınan bu hak, valinin yönetiminde oluşturulacak düzenleme kurulunun inisiyatifine bırakılıyor. Cumhuriyetin kazanımı olarak görülen ve Anadolu’da yaşayanları bir arada tutan Türklük kimliğinin yavaş yavaş ortadan kaldırılmaya çalışıldığı gözleniyor.” Aydın Barosu Başkanı Sümer Germen de “Sözüm ona demokratik adımlar atıldığı izlenimi veriyorlar. Bir tane soru sorabilecek nitelikte gazeteci var mı salonda? Bazı basın organlarının toplantıya davet edilmemesi daha baştan şüphe uyandırmıştı ve şüpheler haklı çıktı” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle