Katalog

2 EKİM 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın paketinin demokrasi açığını kapatamayacağını söyledi u “Ayıp olan, bu paketin adıyla demokrasiyi yan yana getirmektir” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, pakette yer alan düzenlemelerin birçoğunun CHP tarafından Meclis’e getirildiğini ancak AKP tarafından reddedildiğini belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı “demokratikleşme paketi”nin, Türkiye’nin demokrasi açığını kapatmasına “derman” olmayan, “otoriter rejimi pekiştirme paketi” olarak nitelendirdi. Kılıçdaroğlu’nun, demokratikleşme paketini değerlendirmek üzere düzenlediği basın toplantısında konuştuğu kürsüye, Sincan Cezaevi’ndeki tutuklu ve hükümlülerin yaptığı ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın kendisine armağan ettiği çiçeğin konulduğu gözlendi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin “demokratikleşme ve özgürleşmede emeği geçenler” listesinde sadece Adnan Menderes, Turgut Özal ve Necmettin Erbakan’ın adını saymasına yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit ile özgürlük ve demokratikleşme mücadelesinde yaşamını yitiren gazetemiz yazarları Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve tüm devrim şehitlerini anıp teşekkür etti. Kılıçdaroğlu ayrıca Gezi eylemlerinde polis şiddeti nedeniyle yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Ahmet Atakan, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert’i de anımsattı. Son 11 yılda Türkiye’de çok büyük bir demokrasi açığı oluşturulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bütün bunları ileri demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar. Şimdi Türkiye’ye, bütün yurttaşlarıma soruyorum; açıklanan bu sözde demokrasi paketiyle bu yaraya bu paket derman ‘Kötü bir kopya’ olur mu? Bu paket bu açığı kapatır mı? Bu paket bu açığı kapatmaz, bu paket bu yaraya derman olmaz” görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, paketin açıklandığı toplantıda medya arasında ayrımcılık yapılması ve Erdoğan’ın üslubunu da “darbe yönetimlerine” benzetti. “Ayıp olan bu paketin adıyla demokrasiyi yan yana getirmektir” diyen Kılıçdaroğlu, pakette yer alan düzenlemelerin birçoğunun CHP tarafından Meclis’e getirildiğini ancak AKP tarafından reddedildiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Bugün karşımıza getirdikleri önerilerin önemli bir kısmı, bizim önerilerimizin kötü bir kopyası” görüşünü dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Balbay’ı ziyaretinin ardından cezaevi önündeki “Balbay’a Özgürlük Girişimi” üyeleri ile bir araya geldi. Ananı da Al Git, Babanı da!.. Türkiye’de demokrasi ve özgürlük kavramlarından ne anlıyor, hayatın, sevdanın, inancın, inançsızlığın, kul değil birey olmanın bir erdem olduğunu biliyor muyuz? Bireyin özgürlüğü nedir? Kadının başının açık ya da kapalı olması mı? Kamu kurum ve kuruluşlarında kadının “başörtüsü” bir başka deyişle “sıkmabaş”la memur, öğretmen olması mı çağdaşlık, demokrasi ve özgürlük?.. Bir gün önce değindiğim demokratik hak ve özgürlükler öyle “altın tepsi içinde” gökten zembille gelmez. Sınıfsal bir mücadeleyle gelir! İnsanları ötekileştiren, Gezi eylemlerine katılan insanları “çapulcu” olarak görenler toplumda ayrımcılık yapmıyor mu? Toplum ötekileştiriliyor, çetelerle mücadeleyi devletin güvenlik güçleri değil, sol örgütler yapıyor. HHH Bakın İstanbul Maltepe’de (Gülsuyu) Halk Cephesi uyuşturucu çeteleriyle çatışmaya giriyor. Sonuç? 20 yaşındaki Hasan Ferit Gedik başından vurularak öldürülüyor, biri ağır dört kişi yaralanıyor. Polis bu arada yaralıların kaldırıldığı hastaneye giriyor, yoğun bakım odasında kanıtları ortadan kaldırmak istiyor. Tanrı aşkına söyleyin, böyle bir şey olur mu? Gülsuyu Mahallesi’nde sol topluluklar uyuşturucu çeteleriyle vuruşurken, polis nasıl oluyor da zehir tacirlerinin yanında yer alıyor? Herhalde İçişleri Bakanı Muammer Güler Gülsuyu’nda yaşananları izliyordur... Eski İstanbul Valisi Güler, kenti çok iyi tanır. Acaba polis birileri tarafından kullanılıp yönlendiriliyor mu? Mücadele eden gençlerin, mahalle sakinlerinin düşünceleri, inançları, mezhepleri, dilleri, dinleri ne olursa olsun, ortada aylardır süren bir gerçek var. Bu olaylar ne ilk ne de son... HHH Yaşadığımız coğrafyada ötekileştirme, bir başka deyişle Kılıçdaroğlu yeni döneme Balbay ziyaretiyle başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP hanede tutulması demek değildir. Ama Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ye bu olmadı” dedi. Balbay’ı çok iyi gördüğünü aktaran Kılıçni yasama yılının açılış gününde tutuklu CHP milletvekili Mustafa Balbay’ı Sin daroğlu, “Morali yerinde, çalışıyor, üretiyor. Bana notlar gönderecek, düşüncecan Cezaevi’nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, CHP yöneticileriyle birlik lerini gönderecek. Parlamentodaki yasa teklifleri veya tasarıları gelirse onları te ziyaret ettiği Balbay’la SinSayın Balbay’a ulaştıracacan Cezaevi’nde yaklaşık 1 sau Balbay’ın ğız. Sayın Balbay, o konuat 15 dakika görüştü. Görüşcezaevinde tutuklu daki düşüncelerini oluştumede Balbay, hükümetin “demokratikleşme paketi” olaparlamenter olarak racak ve bizim milletvekilrak açıkladığı paketi, “Ulusal çalışacağını ve notlarını lerine aktaracak. Biz de onları parlamentoda dillendikurtuluştan sonra, ulusal bitiş süreci” olarak nitelendir göndereceğini söyleyen receğiz” diye konuştu. Öte yandan Balbay, di ve “Kişisel olarak paket Kılıçdaroğlu, “Demokrasi Meclis’in yeni yasama yılının ten bir beklentim yoktu” gömilletvekillerinin başlaması nedeniyle kitap harüşünü iletti.. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyetin, görüş hapislerde tutulması değil, line getirdiği “Savunma”sını parlamentoda görev milletvekilleri ve gazetecileme izni alınmış olmasına karre gönderdi. şın tutuklu MHP milletvekili yapmasıdır’’ dedi. Öte yandan, Balbay’ın 3. yaEngin Alan’ı duruşmaya götürüldüğü için ziyaret edemediği bildirildi. sama yılına da cezaevinde girmesini protesBurada gazetecilere açıklama yapan Kı to etmek için dün, TBMM Çankaya kapılıçdaroğlu, “Yeni yasama yılını hapis sında Balbay’a Özgürlük Platformu ve milhanede açtık. Halkın oyuyla seçilen bir letvekillerinin katılımıyla eylem düzenlenmilletvekili uzun süredir tutuklu. Par di. Eyleme Ankara CUMOK’un yanı sıra lamentoya halkın iradesi tam yansımış gazeteciler de destek verdi. Balbay’ın eşi değil. Dün açıklanan demokrasi pake Gülşah Balbay burada yaptığı konuşmada, tinde ben tutuklu milletvekilleriyle ilgi “Bu Türkiye demokrasisinin en utanç li de birkaç cümlenin olabileceğini dü verici dönemidir. Mustafa Balbay’la birşünüyordum. Çünkü demokrasi halkın likte 7 vekilimiz yeni yasama dönemine oylarıyla seçilen kişilerin parlamentoda cezaevinde girmiştir. Bizler halk olarak görev yapması demektir. Onların hapis bunu hazmedemiyoruz” diye konuştu. ‘Klavyeye özgürlük’ CHP’nin içi boş paketlerle değil, rengârenk, demokratik, özgür Türkiye için çaba harcadığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, “Toplumun fiilen aştığı harf ve kurban derisini getirerek, halkı kandırdılar. Klavyeye değil, klavyeyi kullanana özgürlük getireceksiniz. Bir üniversitenin adını değiştirerek yapısal sorunu mu çözdüğünüzü sanıyorsunuz?” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, açıklamalarını “Biz bu ülkeye gelecek her demokrasi için, atılacak her demokratik adım için bütün topluma söz veriyoruz; özgürlüğü ve demokrasiyi getirin sonuna kadar destekleriz. Biz üçüncü sınıf demokrasi, üçüncü sınıf özgürlük istemiyoruz. Birilerinin arzu ettiği kadar demokrasi, birilerinin arzu ettiği kadar özgürlük istemiyoruz” diye tamamladı. nefret suçları salt insanlar tarafından işlenmez. Devlet ve siyasal erk de yapar bunu! Hrant Dink cinayetinde, Malatya Zirve Yayınevi katliamında yaşadık... Hrant Dink, devlet ve derin milliyetçiler tarafından hedef gösterilmedi mi? 90’lı yıllarda işlenen cinayetler, devlet içindeki derin güçler, askeri darbe dönemlerinde yapılanlar! Laiklik kavramını anlamayıp “Ben laik değilim, devlet laik” diyenlerden demokrasi ve özgürlük bekleyecek kadar safoş değilim. Başbakan Erdoğan’ın “demokrasi paketi”nin amacı oy hesabından başka bir şey değildir. Demokrasi inancı taşıyanlar, medyada ayrımcılık yapmaz. Ötekileştirme için yasal düzenleme yapılacağını söyleyen hele Başbakan olursa gülüp geçilir. HHH Sözcü, Aydınlık, Birgün, Sol, Evrensel, Yurt gibi gazeteleri ve kimi televizyon kanallarını ötekileştirip basın toplantısına çağırmayacaksın, sonra “demokrasi paketi” açıklayacaksın! Kimse yemez bunu gülüm, kimse yemez! Başörtüsü, dini inançlar! Mezhepçilik! Her şey apaçık ortada! Hani 12 Eylül’den hesap soruluyordu? Darbelerle ilgili ne var pakette! Gazeteciler içeride, bilim insanları içeride, CHP’li, MHP’li, KCK davasından tutuklu milletvekilleri içeride... Ayrımcılık almış başını gidiyor! Özel okulda anadilinde eğitim! Ya parası yoksa Kürt çocuğunun ailesinin... Alevilere de sunulan şu: “Nevşehir Üniversitesi’ni Hacı Bektaş Üniversitesi yaptık, diğerleri gelecek pakette...” HHH Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleriyle mücadeleyi devlet değil mahalle sakinleriyle sol örgütler ve Halk Cephesi yapıyor... Eh demokrasi paketi açıklandı, unutun ölen gençleri... Çapulcular susturuldu... Genç bedenler toprağa verildi... Elimizde nurtopu gibi demokrasi değil, gericilik ve seçim paketi kaldı... Nasıl canın isterse! Ananı da al git, babanı da! PAKET ÖFKESİ Bahçeli yeni dönemin ilk grup toplantısında Erdoğan’a yüklendi: CHP ‘NEFRET SUÇU’ DÜZENLEMESİNE DİKKAT ÇEKTİ Manşetler Erdoğan’ı kesmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, demokratikleşme paketinin medya genelinde övgü dolu başlıklarla yer almasına karşın, yine medyadan ve muhalefetten yakındı. Erdoğan, Yurtdışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Sektörü Değerlendirme Toplantısı ve Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada, önceki gün açıkladığı demokratikleşme paketinin yansımalarına da değinerek paketi açıklarken, muhalefetin tutumu hakkında bazı öngörüleri olduğunu anımsatıp, “Artık muhalefetin nerede ne diyeceğini, neye nasıl kulp takacağını, nasıl eleştireceğini az çok ezberledik” dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizde iktidar reform iradesi ortaya koyarken, buna sürekli ivme kazandırırken aynı zamanda sürekli frene basan, sürekli engel çıkaran, hendek kazan bir muhalefet var.” Erdoğan’ın eleştirilerinden medya da nasibini aldı. 27 Mayıs’ın gazetelerini Milli Kütüphane’den alarak incelediğini anlatan Erdoğan şöyle konuştu: “İnanır mısınız bugün atılan başlıklar neyse 27 Mayıs’ta da aynı başlıklar atılmış. Sanki onları inceletiyorlar ve o başlıkları alıp bugüne taşıyorlar, çok ilginçtir.” Paket utanç vesikası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı demokratikleşme paketini sert bir dille eleştirdi. Milliyetçilikle demokrasinin ayrılmaz bir birlikteliği olduğunu savunan Bahçeli, Erdoğan’ın milliyetçiliğe duyduğu nefretin kökeninde demokrasi hazımsızlığı bulunduğunu belirtti. Erdoğan’ın bölünme ve yıkımın ustası olduğunu kaydeden Bahçeli, “Erdoğan’ın açıkladığı ve tarihi olarak da tarif ettiği sözde demokratikleşme paketi her haliyle milletimiz adına büyük bir utanç vesikasıdır” diye konuştu. Gezi Parkı olaylarında gençlerin bireysel hak ve özgürlük taleplerinin gazla, TOMA’yla ve şiddetle bastırıldığını kaydeden Bahçeli, teröristlere özgürlük bonkörlüğü yapmanın ahlaka sığmadığını ifade etti. Bahçeli, “Öğrencilere orman yolu gösterirken çok mu demokrattın, çok mu özgürlükçüydün? Medyayı susturan sen, yandaşları kollayan sen, oy vermeyenleri dışlayan sen, muhalifleri sindirme edepsizliğine soyunan sen, partilere tezgâh kuran sen kalkıp da demokrasi ve özgürlükte ahkâm mı kesmektedir?” diye konuştu. ‘Dine hakaret TÜREY KÖSE yasasına dönüşmesin’ ladığı paketteki “nefu Erdoğan’ın açıkladığı ret suçu” kavramıyANKARA la ilgili olarak “Çipaketteki “nefret Başbakan Tayyip zilen çerçeve muğErdoğan’ın açıkla suçları” düzenlemesinde lak. Nefret Suçladığı paketteki nefrı Yasa Tasarısı çizilen çerçevenin ret suçu düzenlemesi Platformu’nun çok muğlaklığına dikkat için TBMM’ye veraçık talebi var, bunu çeken CHP’li Erdemir, karşılamaktan uzak. diği yasa önerisi komisyonda bekleyen ‘Cinsel yönelim’ ve “Düşünce özgürlüğü CHP Bursa Millet‘cinsiyet kimliği’ne önünde çok ciddi vekili Aykan Erdehiçbir koruma gemir, “Çizilen çer kısıtlamalar var. Bunun tirmiyor. Bu ifadeçeve muğlak. Cin‘dine hakaret’ yasası lerin yasaya girmesel yönelim ve cinsi çok önemli” dedi. olarak çıkmasından siyet kimliğine koErdemir, bu konuçekiniyoruz’’ dedi. ruma getirilmiyor. daki kaygılarını da Ateistler, inançsızşöyle özetledi: lar, agnostikler için “Bunun ‘dine hakoruma görünmüyor” dedi. karet’ yasası olarak çıkmasından Başbakan Erdoğan, nefret suçla çekiniyoruz. Düşünce özgürlürının TCK’ye gireceğini “bir su ğü önünde çok ciddi kısıtlamaçun din, dil, ırk, cinsiyet gibi ne lar var. ‘Dine hakaret’ yasası şekdenlerle işlenirse cezasının ar linde çıkarsa, halihazırda zaten tacağını” açıkladı. Çok sayıda si dar olan ifade özgürlüğünü davil toplum kuruluşunun yer aldığı ha da kısıtlayabilir. Platform da “Nefret etme” kampanyasını yü bu kaygılarla ‘nefret söylemi’ yarüten platform, nefret suçları ya sası talep etmedi bu aşamada. sası çıkması için mücadele ediyor. ‘Talep edersek, meşru demokraYasa önerisi taslaklarında “cin tik ifade özgürlüğünü kısıtlamak sel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” için kullanılır’ diye öngörüde bukavramlarının yasaya girmesi iste lunmuşlardı. İnançsız kesimler, nirken “nefret saikiyle adam öl ateistler, agnostikler için herhandürme, yaralama, işkence yapma, gi bir koruma gelmeyeceği gibi, cinsel saldırı, çocuk istismarı”nın ifade özgürlüğünü daha da kısıtyanı sıra “nefret saikiyle inanç, layabilecek bir çerçeve olabilir. düşünce ve kanaat hürriyetinin Bu kaygılarla platform ‘nefkullanılmasını engelleme, ibadet ret suçları’ yasası istiyor, ‘nefret hane ve mezarlıklara zarar veril söylemi’ yasası istemiyor. Cana, mesi” gibi düzenlemeler yer alıyor. mala karşı fiili eyleme yönelik ceAynı içerikte bir yasa önerisi ve zaların ağırlaştırılmasını istiyor, ren CHP Bursa Milletvekili Aykan ifadeyle ilgili bir düzenleme isteErdemir, Başbakan Erdoğan’ın açık miyor bu aşamada.” Tezkereye ‘kimyasal’ ayarı Suriye’ye asker gönderilmesine ilişkin tezkere TBMM’ye, öncekinden farklı olarak ‘kimyasal ve göç tehdidi’ de eklenerek gönderildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, 4 Ekim’de süresi dolacak olan Suriye’ye asker gönderilmesine ilişkin tezkereyi, içeriğini değiştirerek TBMM’ye sundu. Süresinin 1 yıl uzatılması öngörülen tezkerede, önceki tezkereden farklı olarak “kimyasal ve göç tehdidi” asker göndermenin gerekçeleri arasında sayıldı. Suriye ile Kuzey Irak’a operasyon tezkerelerini tek tezkerede birleştirme planından vazgeçen AKP hükümeti, dün Suriye tezkeresini TBMM’ye sundu. Parti yöneticileri “Partiler, bir tezkereye evet, diğerine hayır diyebilir. Tezkereleri birleştirip milletvekillerinin iradelerini bağlamanın yanlış olacağını düşündük” derken, Kuzey Irak’a operasyon tezkeresinin gelecek hafta TBMM’ye geleceğini belirttiler. Suriye tezkeresinde şu vurgulamalar dikkat çekti: 4 Ülkemize yönelik göç baskısının boyutları giderek artmaktadır. Halihazırda Suriye halkıyla mevcut kardeşlik ve komşuluk hukuku çerçevesinde ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyelilerin sayısı 500 bini aşmaktadır. Suriye içinde yerlerinden edilmiş kişilerin sayısının ise 5 milyona yaklaştığı hesap edilmektedir. Rejimin izlediği şiddet ve zulüm politikaları çerçevesinde her an sınırlarımıza yönelik ve ülkemiz üzerinde baskı oluşturacak daha büyük bir kitlesel göç hareketiyle karşı karşıya kalınması muhtemeldir. 4 Suriye rejiminin kimyasal silah da dahil uluslararası hukuk (1925 tarihli Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Bakteriyolojik Araçların Savaşta Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Protokol) tarafından yasaklanmış silahları kullanması, başta ülkemiz olmak üzere Suriye’nin komşularına yönelik yakın ve ciddi tehdidi de azami düzeye çıkarmıştır. Gelişmeler Suriye rejiminin uluslararası normlara aykırı her türlü yöntemi ve silahı kullanabileceği noktaya vardığını göstermektedir. Türkiye, rejimin yapabileceği her türlü saldırıdan ve Suriye’deki belirsizlik ve kaos ortamından en çok etkilenecek ülke konumundadır.