Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2013 ÇARŞAMBA 10 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Sayıştay raporunda yer alan usulsüzlükler saymakla bitmiyor n Baştarafı 1. Sayfada bir kez daha somut biçimde sergiledi. Son pakete bakarak RTE’yi demokratlıkla onurlandırmak mı? Güldürmeyin insanı! RTE, adı demokratikleşme ama aslında toplumu AKP’lileştirmeyi amaçlayan paketlerin sonuncusunu açıkladı. Birkaç muhalefet gazetesinin bu gerçeğe parmak basan manşetlerine karşı; bilumum TV’ler haberlerinde, iktidar ve RTE lehine dilleri döndüğü kadar yandaş yorumlar yaptılar pazartesi günü ve gecesi... Ne yazık ki paketin toplumda üç aydır filizlenen umutları karşılamadığını içeren bir soruyu sorması beklenenler, tam tersine RTE’nin paketle toplumu kendi amaçları doğrultusunda değiştirmeyi içerdiğini söyleyeceklere ekranda konuşma olanağı tanımadılar. Ne kadar üstü kapalı biçimde yandaşlığa, yalakalığa hevesli gazeteci, bilim adamı, sivil toplum üyesi varsa bunların bütün bir gün, bir gece halkın beynini yıkamasına olanak sağladılar. Gazeteler mi? Pek çoğu RTE’ye orantısız övgüleriyle birbirleriyle yarıştılar. Bir iki örnek bu yarışın ne ölçülere vardığını kanıtlamaya yeter: “Erdoğan devrimi (Akşam) – 30 Eylül devrimi (Star)” HHH Üstelik ortada devrim mevrim yok! Ortada demokrat olmayan, olamayan, olamayacak olan bir siyaset adamının; bir Başbakan’ın paket maket ayaklarıyla örneğin kıyafet özgürlüğü namı altında kamuyu, Millet Meclisi’ni İslam simgelerine, kapalı başlara açan.. ...velakin bunların dışında her türlü demokratik özgürlüğü kısıtlamaktan vazgeçmediğini, vazgeçmeyeceğini bu paketle bir kez daha ilan eden.. ...karşımızda bir diğer adıyla “Cumhuriyeti Recebbiye”nin Başbakanı, bir parti genel başkanı var! Adına demokratikleşme dedikleri paketle, başta Kürtlere, hemen ülkenin her kesimine umut tacirliği yapan RTE ve partisi, kendi aralarında üç aydır, aslında ülkeye demokratik kimi yeni olanaklar sağlamayı değil, bu paketle AKP amaçlarına nasıl daha fazla yararlı olabileceklerini tartıştılar. Genel başkan, Başbakan zaten bu gerçeği daha önceki konuşmalarında açıkladı: “Paket” dedi: “AKP programı, seçim bildirgelerinde yazılı olan öğeleri içerecek!” Amaç o kadar açık! Neden bu paket, paketlerin sonuncusu değil, diyor. Altını çizdiği bu sözündeki amaç; 1923 Cumhuriyeti’nin çağdaş ne kadar temel taşları varsa hepsinin 2023’e kadar üstünü çizmek, kafasındaki İslam kurallarının egemen olduğu, giyimiyle yazımıyla, konuşmaları ve yorumları ve de dindar gençliği ile o biçim bir Türkiye yaratmak! Bugünkü aldatıcı söylemlere, vaatlere kanarak halkımız RTE’ye oy vermeye devam ederse.. böylesine karanlık ve karamsar bir ülke tablosu elbette yaratabilir RTE! HHH Demokratikleşme paketinin demokrasiyi bir miktar daha hadım etmeyi ve RTE AKP’sinin asıl amaçlarına hizmet edeceğini medyamız, üstat yorumcularımız, kimi siyaset bilgini hocalarımız da anlamadı ve.. ... örneğin Kürtler... Çözüm sürecini geliştirecek, pek çok dayatmalarını tümüyle karşılamasa bile, anayasa değişikliğini dahi gerekli görmeyen seçim ve partiler yasasını değiştireceğini, baraj kaldırılmasa yüzde 5’lere indirileceğini sandılar ve bu olasılıklara; “İmralı da, Kandil de ve de BDP de inandı. (Güncel 27 Eylül 2013)” Güncel, paketin açıklanmasından üç gün önce “pakette Kürt çevrelerinin beklentilerini karşılayan temel öğeler yok!” diyordu. RTE’nin ilgi çekmek, toplumu ekran başına kilitlemek için yürüttüğü kampanyaya başta medya, hemen her çevre kapıldı. Oysa: “ … Bu paketteki kimi (örneğin kamuda başörtüsü yasağının kaldırılacağı gibi) vaatler ve yaptırımların; pakette RTE’nin önümüzdeki yıl yapılacak yerel ve genel seçimlerde propaganda malzemesi olarak kullanacağının işaretleri olduğu” 27 Eylül’deki Güncel’de vurgulandı. Bu bir öngörü, bir falcılık değil. RTE’nin ne olduğu, ne olamayacağı; demokrasiyi araç gibi, her fırsatı parti ve kişisel dinci görüşleri istikametinde kullanacağını kestirebilen herkes, paketten toplumu bir adım daha AKP’lileştirme çıkacağını önceden görebilirdi. Toplumda nasırlaşan kimi uygulamalara, sözüm ona çare diye, örneğin üç yeni seçim sistemi önerdi. İlki ittifakla zaten istenmeyen yüzde 10!.. İkincisi baraj yok, dar bölge. Üçüncüsü yüzde 7 ya da 5, baraj, beş bölgeli dar bölge! Aylardır AKP bu sistemin partiye ne kadar fazla milletvekili kazandıracağını tartıştı ve.. HHH ….Demokrat RTE; bu üç sistemi tartışmaya açtığını; tartışmalarda hangisi ağırlık kazanırsa o sistemi uygulayacaklarını açıkladı. Partiye daha fazla milletvekili kazandıracağı saptanan ikinci sıradaki dar bölge sistemi hazırlıklarına baştan sona katılan genel başkan yardımcısı, parti sözcüsü Hüseyin Çelik aynı gün ekranda RTE’nin açıklamasının aslı astarı olmadığını.. ….ikinci önerinin, muhalefette kabul görür görmez, fark etmez, gerçekleşeceğini söyledi.. Nasıl demokratikleşme ama? Karayolları değil ‘Gezi’den Füzelere... ABD dış politikasında Ortadoğu’ya yönelik kritik bir ayar yapılırken mutlu bir rastlantı olarak Cumhurbaşkanı Gül ABD’deydi. Tam bu sırada, Başbakan 4 milyar dolarlık füze savunma ihalesini Çin’e vermesin mi? Bir süredir, Erdoğan’dan ayrılıp Gül hayranlığı geliştirmeye başlayan liberal “kanaat” önderleri hemen bu mutlu rastlantının, füze ihalesinin üzerine eğildiler. Bu vesileyle yine bir “ikiyüzlülük” komedyası şekillenmeye (demokrasi paketi içinde demokrasi aramaya devam ediyorum, bulursam o zaman yazacağım...) başladı. ABD’de, Cumhurbaşkanı Gül’e en çok “Gezi”yi sorumuşlar. Meğerse “Gezi dış algıda ciddi hasar yaratmış”. Bir NATO üyesi olan, silah sistemleri, ABD ve NATO, ortak harekât (interoperability) standartlarının uzantısı olan Türkiye’nin, rakip güç, hegemonya adayı olarak görülen Çin’e verdiği füze ihalesinin bu hasara neleri ekleyeceğini artık siz düşünün... Aktarılanlardan, “Batı”nın, Başbakan’ın “Gezi”yi iyi yönetememiş olmasından rahatsız olduğunu anlıyoruz. Tabii bu liberal entelijensiyaya da gereken sesleri çıkartmak düşüyor. Bu seslerdeki utanç verici nakaratı fark etmemekse olanaksız. Bu beyler bir süredir, Başbakan’ın liberal laik duyarlılıklara ters düşmesinden, giderek otoriter, tek adam yönetimi kurmakta olmasını eleştirmiyorlar mıydı? “Erdoğan şöyle değişti, Erdoğan böyle değişti” yakınmalarıyla adeta nostalji yapmıyorlar mıydı? Şimdi “Gezi”nin “iyi yönetilmemiş” olmasından yakınıyorlar. “Gezi”nin “olay” kategorisinde bir toplumsal patlama olduğunu, yönetilmesinin söz konusu olmayacağını anlatmaya çalışabiliriz. Ama, isterseniz gelin bu beylerin kanaatten düşünceye geçmeye kalkınca patinaj yapan kafalarını böyle “ince” felsefe tartışmalarıyla daha fazla karıştırmadan devam edelim. Peki, eğer iyi yönetilmiş olsaydı ne olmuş olacaktı? “İyi yönetilmiş” olsaydı, “Gezi”de ortaya çıkan muhalefet enerjisi, öfke, bu beylerin/ bayanların ısrarla yakındıkları, “Valla biz bu kadarını beklemiyorduk” dedikleri düzenin içine hapsedilecek, “sterilize” edilmiş olacaktı. Kısacası, “Gezi”, “değişmiş olmasından son derecede rahatsız oldukları” Başbakan’ı sarsmamış, o yakındıkları sürecin ivmesini kırmamış olacaktı. İkincisi, “Gezi”yi sözde “kötü yöneten” akıl kendini 1 Mayıs öncesi aylardan bu yana açıkça sergilemiyor muydu? “Gezi”ye yönelik polis tepkisinin gelişi, 1 Mayıs’ta İstanbul’u “işgal eden” polis operasyonundan belli değil miydi? Bir süredir anlatmaya çalıştığımız, 1 Mayıs vesilesiyle yeniden vurguladığımız gibi karşımızda, toplumda önemli bir kesimden, uluslararası düzeye ABD ve Batı’dan aldığı rızayı kaybettiği için giderek istikrarsızlaşan, eriyen bir AKP Erdoğan hegemonyası (sınıfsal anlamını tartışmayı bu kez atlayalım) var. Hegemonyanın “rıza” ayağı zayıfladıkça “şiddete başvurma eğilimi” artıyor. “Rıza”yı kaybettikçe dış politika tepkici özellikler sergilemeye, tarihsel ittifaklar ekseninden çıkmaya, AKP Türkiyesi “yalnızlaşmaya”, aslında ne yapacağını bilemez duruma gelmeye, bu durumun ağrısını bastıracak fantezilere (bak istersek Çin’e veririz, Doğu’ya yöneliriz...) sarılmaya başlıyor. Şu sıralarda AKP eleştirisi üzerinden, rehabilite olmaya, sosyalist, demokrat kesim içinde yeniden saygınlaşmaya çalışan liberal zevatın en iyi yorumla yüzeyselliği, ama aslında ikiyüzlülüğü, hatta açgözlülükleriyse gerçekten ibretlik. Bugün yakındıkları devlet aygıtının, kadrolarının, kültürünün, hukuk düzeninin, medya sisteminin, liderinin yükselme sürecini fiilen desteklemiş, meşrulaştıran dili sunmuş, tipler, şimdi yeniden sahnedeler. Bunların, AKP ile Erdoğan’ı birbirinden ayırarak AKP hegemonyasını Gül üzerinden restore etmeye niyetleniyorlar. Bir zamanlar Erdoğan’ı destekleyen ittifakı, bu kez Gül için harekete geçirerek yeniden bir “trasformizmo” (ortada kalanları karşı tarafa geçirme) sürecini çalıştırmaya hazırlandıklarından hiç şüphem yok. “Bunlar Erdoğan’ı eleştiriyor, bak sola yakınlaştılar, bu kez bize doğru trasformizmo yaşanıyor” diye düşünerek kucak açan dostları ise anlamakta büyük zorluk çekiyorum. “O tarafa” gidenler geri döndüğü, Erdoğan bunların rızasını kaybettiği için artık oradan “buraya” gelecek kesimler yok. Burada da zaten henüz bir karşıt hegemonya için gerekli “tarihsel blok” yok. Liberallerin manevralarının bu “blokun” oluşmasını sabote edeceğiyse kesin. Beni çok sekter bulduysanız, bunların “paketi” yorumlama çabalarına bakabilirsiniz. vurgun yolları MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Sayıştay’ın 2012 raporlarında kamu idarelerindeki usulsüzlükler saymakla bitmiyor. Karayolları’na ilişkin raporda Bütçe Yasası’na aykırı olarak yatırım programında yer almayan projeler için 972 milyon lira harcandığı vurgulandı. 544 milyon liralık ödeneğin ise başka işler için kullanıldığına dikkat çekildi. GAP ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ilişkin raporda, 500 milyon liralık fazla ödeme yapıldığına dikkat çekildi. Sayıştay’ın Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ilişkin raporunda şu saptamalar yer aldı: 4 KGM’ye ait taşınmazların tümü kayıt altına alınmamıştır... Yol için arazi alım ve kamulaştırma giderleri gerçekleştirildiğinde “arazi ve arsalar” hesabına kayıt yapılması gerekirken, bölge müdürlüklerince farklı kayıtlar yapılmıştır. 4 1. Bölge Müdürlüğü (İstanbul) Ortaköy Sosyal Tesisleri’nin karşısında yer alan KGM mülkiyetindeki arsa otopark olarak kullanılmakta ancak gelirleri KGM Otopark gelirleri buhar oldu bütçesine kaydedilmemektedir. Yapılan incelemelerde Ziraat Bankası’nın İstanbul Kâğıthane Şubesi’nde, söz konusu otoparkın gelirlerinin yatırıldığı biri vadeli, diğeri vadesiz olmak üzere iki hesap bulunduğu ve bu hesaplardan para transferi yapıldığı görülmüştür. Söz konusu hesapların açıldığı tarih olan 19 Eylül 2011’den 31 Aralık 2011’e kadar bu iki hesaba toplam 532 bin 415,39 TL para girişi olmuştur. 4 Bütçe Yasası’nda yatırım programında yer almayan bir proje için harcama yapılamayacağına dair düzenleme olmasına rağmen Karayolları Bölge Müdürlükleri’nce, yatırım programında yer almayan 259 yapım işi için toplam 972 milyon 676 bin 70 TL harcama yapılmıştır. 4 2012 yılı Yatırım Programı’nda yer alan ve bölge müdürlükleri tarafından ihalesi gerçekleştirilen projelerin toplam sene başı ödeneği 218 milyon 160 bin 310 TL iken ek ödeneklerle beraber sene sonu rakamı 768 milyon 917 bin 710 TL’ye ulaşmıştır. Ancak bu ödeneklerin sadece 224 milyon 545 bin 50 TL’lik kısmı gönderildikleri yatırım projeleri için kullanılmış, kalan 544 milyon 372 bin 660 TL ise gönderildikleri projeler yerine bölge müdürlüklerince diğer yatırım projelerinde ve cari harcamalarda kullanılmıştır. 4 Kamu İhale Yasası’nda bulunan “ödeneği bulunmayan hiçbir iş için ihaleye çıkılmaz” hükmüne aykırı olarak, Karayolları Bölge Müdürlükleri’nce yatırım programında yer almayan ve ödeneği olmayan 949 adet iş için ihaleye çıkılmış ve bu işler için toplam 1 milyar 412 milyon 986 bin 930 TL harcama yapılmıştır. ‘Ah bir yönetilebilseydi’ Yatırımlar için verilen avanslar mahsup edilmedi Sayıştay’ın GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı’na ilişkin raporunda şu değerlendirmeler yer aldı: 4 Geçmiş yıllardan süregelen toplam 1673,09 TL kişi borcu olduğu ancak buna ilişkin olarak takip usullerine göre herhangi bir işlem ve alacağın takibinin yapılmadığı tespit edilmiştir. 4 GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesinden “Çok Amaçlı Toplum Merkezi Binası” yapımı için Mardin Valiliği’ne 250 bin TL, Adıyaman Valiliği’ne 400 bin TL, Diyarbakır Valiliği’ne 100 bin TL, “GAP Bölgesi’nde bulunan belediyelerde veya proje alanlarında, İller Bankası’nın faaliyet alanına giren altyapı hizmetlerinden halihazır harita, kent bilgi sistemi, jeolojikjeoteknik etüt, imar planı ile ilgili etüt, plan ve projelerin gerçekleştirilmesi” için İller Bankası’na 3 milyon 238 bin 883,73 TL ve “Mevcut Vahşi Çöp Depolama Sahasının Rehabilitasyonu” için Nizip Belediye Başkanlığı’na 1 milyon 540 bin 980 TL tutarında transfer harcaması protokole bağlanarak aktarılmış, bununla birlikte ilgili protokol hükümlerine uygun olarak kullanılamadığından aktarılan tutarların amacına aykırı olarak sözü edilen kurumların banka hesabında bekletildiği tespit edilmiştir. Sayıştay’ın Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’ne ilişkin raporunda, “Kişilerden Alacaklar Hesabında 2000 ve sonraki yıllardan kalma alacakların olduğu ve bugüne kadar bunların tahsilatına yönelik bir işlemde bulunulmadığı tespit edilmiştir... Yatırım Avansları Hesabı’nda kayıtlı 1993 2011 yılları arasında çeşitli yatırımlar için verilen avansların bugüne kadar mahsup edilmediği tespit edilmiştir” saptamalarında bulunuldu. Sayıştay’ın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ilişkin raporunda, şu değerlendirmelere yer verildi: 4 İdarenin yaptığı inceleme, denetim ve araştırma sonucu, haksız yapıldığı tespit edilen desteklemelerden rızaen geri tahsil edilen ödemeler ile mahkeme kararına dayanılarak geri alınan destekleme ödeme bilgileri, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) girilmemiştir. Haksız yapıldığı tespit edilen destekleme rakamı yaklaşık 500 milyon TL olup, ilgililerden yapılan tahsilat rakamları 2012 yılı Eylül ayı itibarıyla yaklaşık 6 milyon 299 bin 826 TL düzeyinde gerçekleşmiştir. Üniversite öğrencilerinden 2 kentte ulaşım protestosu Yurt Haberleri Servisi Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) öğrencileri, üniversite hattındaki otobüs sayısının az olması sebebiyle derslere geç kaldıklarını ve otobüslere tıka basa binmek zorunda kaldıklarını belirterek sorunlarının çözülmesi için Kızılağaç kavşağına kadar yürüdü. Çevik kuvvet polisleri yolda barikat kurarak öğrencileri engelledi. Öğrenci temsilcileri Engelliler Parkı’nda Vali Yardımcısı Fatih Demir, İl Jandarma Komutanı Albay Erhan Arıkan ve Belediye Başkanı Necmettin Dede ile görüştü. Sorunun çözülmesi için söz alan öğrenciler eylemi sonlandırdı. Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde, Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) öğrencileri, minibüslerde kişi başı 1.5 lira olan öğrenci taşıma ücretine 25 kuruş zam yapılmasını protesto etti. İlçe merkezinde toplanan öğrenciler slogan atarak minibüslerin bağlı olduğu kooperatifi protesto etti. Öğrenci Konseyi Başkanı Ferhat Gültekin, “Amacımız kimsenin ekmeğiyle oynamak değil. Öğrencilerin gelirleri belli. Sorunu çözemezsek eylemlerimize devam edeceğiz” dedi. (Fotoğraf: HÜSEYİN TIRAŞ AA) 500 milyon haksız destekleme T.C. ANTALYA 1. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2008/4 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN ÖZELLİKLERİ: Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, Güzeloba Mahallesi, 6732 ada, 1 parselde kayıtlı arsadır. Ermenek Mahallesi’ne gidiş yolu üzerinde, havaalanı yolunun doğusunda 200 m. mesafelidir. Parsel üzerinde 65 adet zeytin ağacı, 2 adet andız ağacı bulunmaktadır. Adresi: Güzeloba Mah. Aydın Sok. ANTALYA Yüzölçümü: 2.446,00m2’dir. İmar Durumu: Parsel, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında, bir kısmı ormandan çıkarılan 2 B arazisi, bir kısmı konut alanında kalmaktadır. Kıymeti: 1.345.300,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: 1. Satış Günü: 19/11/2013 günü 16.00 16.10 arası 2. Satış Günü: 16/12/2013 günü 16.00 16.10 arası Satış Yeri: Antalya Adliye 5. Kat Ceza Blok 1. Sulh Hukuk Mahk. Duruşma Salonu Satış şartları:1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında (269.060,00TL) pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/4 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.16/09/2013 (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:58645) T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 2013/246 Esas MALİYE HAZİNESİ ADINA İSTANBUL MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile KAYYIM İST DEFTERDARLIĞI arasında mahkememizde görülmekte olan Gaipliğe Karar Verilmesi davası nedeniyle; Dava konusu İstanbul ili, Başakşehir ilçesi, Şamlar köyü, 14 Pafta, 1350 Parsel sayılı 5800,00 m2 taşınmazın 32/768 hissesi maliki ve gaipliğine karar verilen MEHMET kızı ZEHRA’nın (SOY ADI BİLİNMİYOR) Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 02/03/1999 tarih ve 1998/1091 Esas, 1999/268 Karar sayılı ilamı ile İstanbul Defterdarı kayyum tayin edilmiş olup, bu şahısların o tarihten bu yana gaip olmaları nedeni ile gaipliklerine karar verilmesi talep edilmiş olmakla yukarıda isimleri yazılı şahısları gören bilen duyan varsa mahkemeye müracaat etmek suretiyle işbu ilan tarihinden itibaren 6 ay içerisinde mahkememizin 2013/246 Esas sayılı dosyasına bildirilmesi, MK’nin 33. maddesi gereğince ilan olunur.13/09/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 58273) AKP’li başkan ‘Başkan Amca’ kitabı bastırdı! ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) CHP Milletvekili Nur Serter, AKP’li Mamak Belediyesi’nin okullarda “Başkan Amca” isimli AKP propagandası içeren bir kitap dağıttığını açıkladı. Serter, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların açılmasının üzerinden yaklaşık üç hafta geçmesine rağmen, ders kitaplarının önemli bir bölümünü okullara ulaştıramadığını, birçok öğrencinin kitapsız kaldığını söyledi. Serter, Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül’ün kendi adına bastırmış olduğu “Başkan Amca” adlı kitapların öğrencilere dağıtıldığını ancak ders kitaplarının dağıtılamadığını, bu sayede “AKP” propagandası yapıldığını söyledi.