19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Her türlü yazılı, sözlü, görüntülü iletişim ve internet trafiği mahkeme kararı olmaksızın izlenecek 7 Big Brother kıskanacak İLHAN TAŞCI Siz de ‘Buğz’ Ediniz Yeni bir döneme girdiğimiz artık herhalde anlaşılmıştır. Bundan böyle ya boyun eğecek ya da başımıza geleni iyice kavradıktan sonra becerebildiğimiz kadarıyla, eğer hâlâ bir parça kalmışsa, demokratik direnme hakkımızı kullanacağız. İktidarın hayatın tüm alanlarına egemen olduğu ve bundan sonrasının artık işin süsü püsü sayılabileceğini o cenahın usta kalemleri yazıyor. Onları okumanın, ne demek istediklerini anlatmanın, şifrelerini çözmenin önemi bu nedenle büyük. Birkaç yazar önerebilirim ama bu alanda öncü kalemlerden birisi Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç’tır. Söyleyeceğini fazla dolandırmadan söylediği için de yararı büyük. HHH Son paketimizin, demokratikleşmenin inkâr edilmez kanıtı olarak sunulan ve gerçekten de lafz olarak pek “mükemmel” görünen “nefret suçlarının önlenmesi” maddesinin ne işe yarayacağını biliyoruz artık. Kılık kıyafet özgürlüğünün türban ve giderek daha farklı kapanma biçimlerine özgürlük anlamı taşıdığını, zinhar başkalarının özgürlüğü anlamına gelmeyeceğini AKP Sözcüsü’nün “ifade özgürlüğüne sahip çıkması” ve bir sunucuyu işinden etmesiyle anladık. Demek ki neymiş; “kapanmak özgürlükmüş”. Bunun, içine girdiğimiz dönemin her şeyi anlatan mottosu olacağını söyleyebiliriz. Farklı düşünebilmenin bu son döneminde, farklı düşündüğümü söyleyeyim de hiç değilse ruhumu kurtarmanın biçaresi olayım: Kapanmak özgürleştirmez. Tam tersine kadını daha eve girmeden kapatır ve sonrası tam olarak eve kapanmak, daha doğrusu erkek toplumu tarafından kapatılmak anlamı taşır. Söylendiğinin tersine iş hayatından, kamusal alandan, şu anda var olabildiği her açık alandan uzaklaştırır. Bunu söylemeyi hâlâ düşünce özgürlüğü kapsamına girer diye düşündüğüm için şimdi söylüyorum, “sonra nefret suçları kapsamına girer söyleyemezsin” diyenler var çünkü. HHH Ali Bulaç da düşünce özgürlüğünden bu anlamda kaygılı olduğunu dün yazdı gazetesinde. “Ya İslama aykırı sözler düşünce özgürlüğü kapsamına girerse” diye yazdı, tersten vurdu. Şöyle dedi örneğin: “Nefret suçuna dahil edilmek istenen fiillerin çoğuna yakından baktığımız zaman, bunların ‘düşünce ve ifade özgürlüğü’ kapsamına girdiklerini görürüz ki, bunun manası uyanmış bir duygunun başkasına vermesi muhtemel zararını önlemeye değil, başkalarına zararı olan fiillerin önündeki engeli ortadan kaldırmaya matuftur.” Bu dolambaçlı cümlenin tercüme edilmesinde yarar var. Ne yani diyor Bulaç, düşünce özgürlüğüne giriyor diye İslama zarar veren duyguları serbest mi bırakacağız? Ya onlar eylemin önündeki engeli kaldıran düşüncelerse!.. “Farklı kültürel topluluklar ve hayat şekilleri bir arada var olmak istiyorlar, bunu anlıyoruz ama birinin diğerini kolayca zayıflatması, özellikle ‘kötü’nün ‘iyi’yi yok edip hayatiyetine son vermesi söz konusu olursa ne yapmalı?” Ne yapacak mümin vatandaş şu “farklı hayat şekline” bürünmüş “kötülük” karşısında? Hadis ne diyorsa onu yapacak: “Bir kötülük gördüğünüzde önce elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmezse dilinizle düzeltmeye çalışın, buna da gücünüz yetmezse kalben buğz edin.” Hakkını yemeyelim, Bulaç, onu dinlemeyen de çok olur ama, bu “elle düzeltme” meselesinde “kötülük”le karşılaşan “iyileri” görevli saymıyor, o görevi Hüseyin Çelik’e devrediyor: “Belirtmek gerekir ki mümkün bireysel düzeltmeler dışında, toplumsal düzen açısından kötülüğü ‘elle düzeltmek’ kamu otoritesinin görevidir.” Tercüme yetiş! Diyor ki Bulaç; benim dine aykırı bulduğum sözleri ve eylemleri herkes aykırı bulmalı ve kınamalı, o da yetmez, nefrete boğmalı, “buğz” etmeli. Daha ötesine, benim “elle düzeltmeme” şu modern çağ izin vermiyor, onu da devleti âli yapıversin artık, işi ne? Tercüme serbest oldu, farkındayım ama ne yapayım, biraz “buğz” ediyorum; üstümüze yürüyen tehdide karşı “engelleme bilincimi” yitirmemeye çabalıyorum. Size de salık veririm. Elle düzeltecek değilsiniz ya! ANKARA Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK), mahkeme kararı olmaksızın Türkiye’deki tüm internet, yazılı, sözlü, görüntülü iletişim trafiğinin izlenmesine ilişkin karar aldığı ortaya çıktı. İletişim trafiğini iletmeyen işletmecilerin yetkilerinin iptalini de kapsayan karara gerekçe olarak ise Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde gerçekleşen patlama gösterildi. Geçen ay ABD’de ortaya çıkan ve onlarca Avrupa ülkesinin tepkisine neden olan Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) herkesin iletişim trafiğini izlediği kontrol mekanizmasının benzeri için Türkiye’de de çarpıcı bir adım atıldığı anlaşıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 18 Temmuz 2013 tarihli “2013/DKTİB/401” sayılı “STH İşletmecilerinin Trafikleri” konulu kararıyla, Türkiye’nin iletişiminin bir havuzda toplanması benimsendi. Kararda, “kolluk ve güvenlik birimleri tarafından uzun süredir ısrarla” sabit telefon hattı işletmecilerine ait tüm yurtdışı giriş ve çıkış trafiklerinin yönlendirilmesi ve takip altına alınmasını istediği bilgisine yer verildi. Kararın alınmasına gerekçe olarak ise Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde yaşanan patlama gösterildi. “STH işletmecileri üzerinden geçen trafiğin alınamamasından dolayı istihbarat zaafiyetlerinin yaşanmaması için gerekli önlemlerin derhal alınması”nı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan istediğine işaret edildi. İstemi değerlendiren Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu, STH işletmecileri tarafından tüm POP noktalarına ait trafiğin “Başkanlık Ankara lokasyonunun IP protokolü üzerinden noktadan noktaya özel hatlar ile teslim etmesi”ni kararlaştırdı. BTK’nin kararı uyarınca iletişim trafiğini IP portokolü üzerinden noktadan noktaya özel hatlar ile teslim etmeyen şirketler hakkında idari para cezası uygulanacak. Bu belirlemelere karşın gerekli altyapı kurmayan şirketlerin yetkilendirmeleri iptal edilecek. BTK, iptal konusunda şirketlerin bilgilendirilmesini de karar altına aldı. BTK, “STH işletmecilerine gönderilen kurum yazılarının, işletmeci tarafından kuruma bildirilen resmi adrese ulaşmaması halinin devamı durumunda yetkilendirmelerinin iptaline ilişkin Yetkilendirme Dairesi Başkanlığı koordinatörlüğünde bir düzenleme çalışmasının yürütülmesi” konusunda da karar verdi. ERDOĞAN İSTANBUL’DAKİ TRAFİK SIKIŞIKLIĞINI HABER YAPAN MEDYAYI SUÇLADI Sorun trafik değil basın İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İETT’nin yeni otobüslerinin hizmete alım töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul’daki trafik sıkışıklığına ilişkin haberler nedeniyle medyayı suçladı. Erdoğan, “Son günlerde İstanbul’da yaşanan trafik sıkıntısı geçicidir” dedi. Erdoğan dün Ataşehir Anadolu Garajı’nda 758 otobüsün hizmete alım törenine katıldı. Her konuda medyayı suçlama geleneğini trafık sıkışıklığı konusunda da sürdüren Erdoğan, “AKP iktidarına saldıran yazılı ve görsel medya, ‘İstanbul trafiğinin hali ne olacak?’ Yatıyor kalkıyor bunu söylüyorlar. MilİETT’nin otobüs ve metrobüsletimi, vatandaşımı dün lerdeki bilgi ekranı, önceki akşam yaya götürmeyen taşımasiber saldırı nedeniyle çalışmayan, dünyada olan biteni dı. Bilgi ekranlarında “Durak yok buraya aktarmayan zihni yola devam” ve “İETT veritabanı yet bu” dedi. qeyff” yazıları göründü. İETT hack’lendi Partiyi karıştıran istifa kararıyla ilgili iddialar kulislere yansıdı CHP’de Erdoğdu krizi ‘DİKTA REJİMİNDE OLUR’ Skandalın izini süren CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye’nin bu kararla çok tehlikeli bir uygulamayla karşı karşıya kaldığına işaret ederek kararı “Demokrasiyle, özgürlüklerle bağdaşmayan bir karar. Türkiye’deki özgürlük ve demokrasi açığını daha da derinleştiren, genişleten bir uygulama” sözleriyle yorumladı. Oran, “Bunlar demokrasiyi benimsememiş, otoriter rejimlere yönelmiş hatta diktatör rejimlerini de benimsemiş bir siyasetin anlayışı” değerlendirmesini yaptı. ri bir yapılanmaya yol açmayacak mı? Bu karar Türkiye’de yapılan her bir telefon görüşmesinin, gönderilen her epostanın ya da girilen her web sayfasının sunuculara kaydedileceği bir sistem mi oluşturuyor? TİB Başkanlığı, Sabit Telefon Hizmeti (STH) işletmecilerine ait tüm yurtdışı giriş ve çıkış trafiklerinin yönlendirilmesi ve takip altına alınmasını ilk olarak ne zaman talep etti? Uygulama başladı mı? BTK’nin 18 Temmuz 2013 tarihli kararları yürürlüğe girdi mi? 3 mobil operatör ile 1 sabit operatörün tüm trafiği halen takip edilmekte midir? İnternet ve ses trafiği TİB’deki sunuculara ne kadar süre ile kaydedilmektedir? Bu kayıtlar süre sonunda yok ediliyor mu? TİB’in yaptığı bu takip ve kayıt işlemi denetleme süreci nasıl işlemektedir? Trafiğin dinlenmesi anayasaya aykırı değil mi? Haberleşmenin gizliliği ve iletişim özgürlüğünü ihlal etmiyor mu?” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun önceki gün partinin basına kapalı grup toplantısının hemen ardından, parti yönetimindeki ve Meclis komisyonundaki görevlerinden sürpriz istifa kararı, partiyi karıştırırken farklı iddialar kulislere yansıdı. Erdoğdu’nun, açıklamak istediği bazı yolsuzluk dosyalarına, parti içindeki bazı “etkili” isimlerin “engel olduğu” gerekçesiyle istifa ettiği ifade ediliyor. TBMM KİT Komisyonu üyeliğinin yanı sıra, genel sekreter yardımcılı ğı ve parti içinde oluşturulan “Yolsuzluk Komisyonu”nda da yer alan Erdoğdu, istifası konusunda açıklama yapmazken dün de bazı parti yöneticileri kararından vazgeçirmeye çalıştı. Bazı kaynaklar ise istifanın altında, CHP’nin diğer KİT komisyonu üyelerinin, grup danışmanlarının, komisyon “sözcüsü” sıfatını taşıdığı için Erdoğdu’ya bilgi notu hazırladığı yönündeki şikâyetinin yattığını savundu. Bazı milletvekillerinin Kemal Kılıçdaroğlu ile de görüşerek “CHP grup danışmanları sadece komisyondaki grup sözcü süne bilgi notu veriyor, bize bilgi notu hazırlamıyor” şikâyetini ilettiği belirtildi. Kılçdaroğlu’nun da önceki günkü grup toplantısında “Bundan sonra KİT komisyonlarındaki bütün üyelere bilgi notu verecek” talimatı verdiği, Erdoğdu’nun bu sözleri kendi üzerine alınarak grup toplantısını terk ettiğine dikkat çekildi. anıt bekleyen sorular Oran, kararı Meclis gündemine de taşıdı. Oran’ın soru önergesiyle, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın yanıtlamasını istediği sorulardan bazıları şöyle: “Bu uygulama niçin başlatıldı? Bu uygulamanın Gezi olaylarıyla bir ilgisi var mıdır? Bu karar, kısa süre önce ABD’de patlayan NSA skandalının benze Y Skandal atamada istifa Hekim olmadan DÜ Hastanesi’ne başhekim olarak atanan İKLİM ÖNGEL Özmerdivenli, haberimizin ardından görevinden ayrıldı SON ON YILDA TELEVİZYONLARA 76 MİLYON TL CEZA KESTİ ANKARA Düzce Üniversitesi Hastanesi’ne “Beden eğitimi öğretmeninin başhekim olarak atamasına”na ilişkin haberlerde adı geçen Recep Özmerdivenli görevinden istifa etti. Özmerdivenli, “Kurumumun benim yüzümden zarar görmemesi için istifa ettim” diye konuştu. Özmerdivenli haberin çıktığı gün gazetemizi arayarak beden eğitimi bölümü mezunu olmadığını, fizyoloji bölümünün kadro sıkıntısı olduğu için beden eğitiminden kadro aldığını söylemiş ve “Ben Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunuyum, hekim değilim ama temel tıp bilimi doçentiyim. Üniversite hastanesi, Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi’ne dönüştürüldü. Ben de merkez müdürü olarak atandım. Merkez müdürü başhekim gibi çalışır” açıklamasını yapmıştı. Cumhuriyet, DÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne hekim olmamasına kar şın başhekim olarak atanan Özmerdivenli’yi “Beden eğitimi öğretmeninden başhekim yaptılar” başlığıyla haber yapmıştı. Hastanenin resmi internet sitesinde “başhekim” olarak görülen Özmerdivenli’nin unvanı, haberimizin ardından “Araştırma ve Uygulama Merkez Müdürü” olarak değiştirilirken Özmerdivenli dün istifa ettiğini bildirdi. SYD vakıflarının muhasebe kaydı yok Yardımda hesap karıştı FIRAT KOZOK RTÜK kanalları cezaya boğdu FIRAT KOZOK ANKARA Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nden aktarılan ödeneklerle, yardım dağıtan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları, 2013 yılı muhasebe kayıtlarını havuz sistemine girmeyince, devletin yardım hesapları karıştı. Genel müdürlük, vakıfları uyardı. AKP’nin “büyük reform” olarak duyurduğu “Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Projesi” ile başta kömür ve gıda olmak üzere sosyal yardımlar için bir veritabanı oluşturulmuştu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile TÜBİTAK arasındaki işbirliği ile hazırlanan proje ile sosyal yardım veren kurumlar arasında etkin eşgüdüm sağlanarak işlevsel anlamda tek çatı sağlanacak ve Türkiye’nin “yoksulluk haritası” çıkartılacaktı. Mükerrer yardımların önüne geçmeyi amaçlayan proje ile ay rıca yoksul kesimlere daha kolay ulaşılacaktı. Yaklaşık 16 milyon TL kaynak aktarılan proje için tüm altyapı çalışmaları yapıldı, TÜBİTAK veritabanını hazırladı, sistem işlemeye başladı. Ancak projenin temel yürütücülerinden olan vakıflar sisteme uyum sağlayamayınca Türkiye’ye özgü bir tablo ortaya çıktı. Birçok vakfın, 2013’e ilişkin muhasebe kayıtlarını sisteme girmediği ya da geciktirdiği ortaya çıktı. Vakıflar muhasebe kayıtlarını düzenli olarak girmeyince, dağıtılan yardımlarla ilgili üçer aylık periyotlarla hazırlanan yardım istatistikleri de kamuoyuna sunulamadı. Bunun üzerine vakıfları bir genelgeyle uyaran bakanlık sistem üzerinden yapılmayan hiçbir işlem için kaynak aktarımının yapılmayacağını bildirdi. Bakanlık, kayıtlarını girmeyen vakıflara 1’inci Derece Usulsüzlük Cezası kesileceğine de dikkat çekti. ANKARA Televizyon kanallarına kestiği astronomik para cezalarıyla sık sık tartışma yaratan RTÜK, 2003’ten bu yana televizyon kanallarına 76 milyon 124 bin TL para cezası kesti. Ancak bu paranın yalnızca 12 milyon TL’si tahsil edilebildi. Cezalar arasında en dikkat çekici olan ise bölgesel yayın yapan Köy TV’ye kesilen 4 milyon 289 bin TL’lik ceza. Kanal bu paranın yalnızca 7 bin 500 TL’sini ödeyebildi. MHP Milletvekili Alim Işık, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesine, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yanıt verdi. Arınç’ın yanıtına göre üst kurulun bu dönemde en yüksek para cezası kestiği kanallar Kanal D ve Show TV oldu. Kanal D’ye 14 milyon 739 bin TL fatura çıkartan RTÜK, bu cezanın 3 milyon 203 bin TL’sini tahsil etti. Show TV’ye kesilen 12 milyon 168 bin TL’nin ise 369 bin TL’si tahsil edilebildi. Bazı kanallara ceza kesilse bile bu cezalardan tek kuruş tahsil edilememesi dikkat çekti. Mesaj TV’ye kesilen 2 milyon 152 bin TL’den tek kuruş tahsilat yapılamazken Kadırga TV de 1 milyon 10 bin TL’ye ulaşan cezaların hiçbirini ödemedi. ATV’ye kesilen 7 milyon 154 bin TL, Samanyolu TV’ye kesilen 560 bin ve TV Net’e kesilen 34 bin TL cezadan tahsilat yapılamadı. Arınç, aynı dönemde bölgesel yayın yapan kuruluşlara verilen cezaları da açıkladı. Bu çerçevede de 9 televizyon kanalına toplam 8 milyon 424 bin TL ceza kesilirken bunun 193 bin 964 TL’si tahsil edilebildi. Arınç, cezaların tahsilinin düşük kalmasının gerekçesini ise “dava süreçleri” olarak açıkladı. n ZONGULDAK (DHA) Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Zonguldak Valisi Ali Kaban’ı makamında ziyaretinin ardından çıkışta Türkiye Gençlik Birliği üyesi 3 gencin protestosuyla karşılaştı. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” ve “Atatürk gençliği görev başında” sloganı atan Tolga T., Murat K. ve Oğulcan B’ye polis müdahale etti. Polislerin, ağızlarını elleriyle kapatarak yere yatırdığı gençler, bir işhanına götürüldü. Gençler daha sonra gözaltına alındı. Bakan Suat Kılıç’a protesto Şanlıurfalılar Şahbaz’ı istemiyor n ŞANLIURFA (DHA) Şanlıurfa Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Ankara’daki Gezi Parkı eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ün ölümüne yol açtığı iddiasıyla yargılanan polis memuru Ahmet Şahbaz’ın, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’nde görevlendirilmesine tepki gösterdi. Hüseyin Şahan, “Bizler bu kadar acımasız ve katil birini ilimizde görmek istemiyoruz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle