25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EKİM 2013 PAZAR CUMHURİYET KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr 17 Tutkulu bir aşk hikâyesi Denizin Düpedüz ilk bakışta aşk bu. Ne zaman ki Balıkçı, Bodrum’a çiçekler, ağaçlar, meyveler armağan etmeye başlar, Bodrum o zaman anlar bu aşkın büyüklüğünü. ZEYNEP AVCI Halikarnas Balıkçısı ölümünün 40. yılında Bodrum’da çeşitli etkinliklerle anılıyor İnsanlamekân arasındaki aşk ilişkisi, Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Bodrum’la kurduğu ilişki kadar çarpıcı, tutkulu olmamıştır sanırım. Önce o Bodrum’a âşık olmuş, besbelli. Düpedüz ilk bakışta aşk bu. Hani insan görücü usulü ile evlenecektir de müstakbel eşine istemeye istemeye yan gözle ilk kez baktığında yüreğine bir kor düşüverir. İşte öyle bir aşk Cevat Bey’inki. Bodrum’un o sırada bundan haberi olmasa da Cevat Şakir Kabaağaçlı o güne kadarki kimliğini geçmişe gömüp aşkı uğruna yeni bir çehre takınıverir: Halikarnas Balıkçısı. Ne zaman ki Balıkçı Bodrum’a çiçekler, ağaçlar, meyveler armağan etmeye başlar, Bodrum o zaman anlar bu aşkın büyüklüğünü. Eh, hiç de nankör değildir kaç asırlık Halikarnas. Aşkına karşılık vermeyi elbette akıl edecektir. Kitap üstüne kitap yazdırır Balıkçı’ya. Onu dünya âlem bir şöhret eder ki, benzerine hiç rastlanmamıştır. Üstelik her ikisi de öyle mutludur ki, cümle yazarlar, çizerler, ozanlar bu mutluluğu seyretmek için Bodrum’a koşturur dururlar. Sadece Bodrum’a da değil, Balıkçı’nın Bodrum çevresinde attığı mavi turlara da tutkun olurlar. Gel zaman, git zaman, aşkın alevleri sönmeye yüz tutar. Bodrum artık nicelerinin gözdesidir. Balıkçı bir köşeye çekilir, Bodrum’u yeni maceralara atılması için özgür bırakır. Bodrum alır başını gider. Artık onu Halikarnas diye tanıyan kimsecikler kalmamıştır ki Halikarnas Balıkçısı’nı hatırlasınlar... Balıkçı Bodrum’dan uzakta gözlerini yumar, ayrılır bu dünyadan. Bodrum’un masumiyeti çoktan bozulmuştur, adeta orta malıdır artık. Hiç kimse onu Balıkçı’nın sevdiği gibi sevmeyecektir, bunu bilir de, şaşaa, zenginlik onu bu yola düşürmüştür bir kere, geri dönüşü olamaz ki. Onlar eremedi muradına, ama biz yine de çıktık kerevete… Mavi Sürgün’den... BODRUM HALİKARNAS BALIKÇISI FORUMU mavisi koyu menekşe Fotoğraf: DHA ARŞİVİ Halikarnas Balıkçısı’na MERHABA! Kültürümüzün köşetaşları sanat ustalarını bugüne ve geleceğe taşımak hem bir gönül borcu, hem de sorumluluktur. Hele bu kişi, sürgünlüğünü maviye, yeşile, sevgiye dönüştüren Halikarnas Balıkçısı olursa... 17 Nisan 1890’da Girit’te başlayan zengin yaşam serüveni, Atina, İstanbul Büyükada, Robert Kolej, Oxford Üniversitesi, Roma Güzel Sanatlar Akademisi, Bodrum ve İzmir’de sürmüş; vasiyeti üzerine BodrumGümbet Gönültepe’de toprağa verilmiştir. Nisan 1925’te, Resimli Hafta dergisinde yayımlanan savaş aleyhtarı bir yazısı nedeniyle Bodrum’a sürgün olarak gönderilmiş; yaşamının en etkili, en verimli, en mutlu 22 yılını Bodrum’da geçirmiş; Bodrum tutkusu yaşamı boyunca sürmüştür. Engin bilgisi ve kültürü, yüreğinden kopup gelen derin insan ve doğa sevgisi Bodrum’u beslerken, Bodrum da kendisine farklı ortamlar sunmuş; O, “Cevat Şakir” kimliğiyle sürgün geldiği Bodrum’da, “Halikarnas Balıkçısı”na dönüşmüştür. “Ne mutlu bize ki Anadolu gibi bir yurdumuz, Balıkçı gibi bir dostumuz olmuştur.” 1930’lu ve 40’lı yıllarda, o, bizim öğretmenimiz, mimarımız, rehberimiz, yazarımız, çizerimiz, danışmanımız, bahçıvanımız, reklamcımız ve Balıkçımızdır. Aydın olma sorumluluğuna yüreğini ve coşkusunu katınca Ege’den denize bırakılan her şey değer kazanmış, “Engin göklerin ülkesi Bodrum”u tüm eserlerinde dillendirmiş; kaygıyla geldiği yerden saygıyla ve sevgiyle ayrılmış; ne var ki aklını ve gönlünü Bodrum’da bırakarak... Bodrum’a geldiği ilk günü tanımlarken, “yüzüme serptiğim deniz suyu değil, özgürlük ve güzellikti” sözleri, aradığı mutluluğu nerede ve nasıl bulduğunun ifadesidir. Ölümünün 40. yılında Halikarnas Balıkçısı’nı, onun dostu deniz emekçilerini saygıyla ve sevgiyle anıyoruz. Yazdıklarını okudukça, diktiği ağaçların gölgesinde oturdukça, yarattığı güzelliklere güzellik kattıkça, “Gökova”yı sevip korudukça, onun başlattığı “Mavi Yolculuk” geleneğini sürdürdükçe, Gönültepe’den “Merhabasını” esirgemeyecektir, Balıkçı. Halikarnas Balıkçısı 40. Ölüm Yıldönümü Anma Etkinliklerimize destek veren bütün kurumlara ve kişilere teşekkürlerimizi sunuyor, atılan tohumların yaşamasını diliyoruz. MERHABA! ... Avluya girdim, sokak kapısını kapadım. Avludan denize açılan kapıyı açtım. Heyy! Açılan kapı birdenbire gözlerime ve gönlüme açık denizleri, kıyı ve adaları verdi. Batı göğünde günün ufka veda edişi turuncu ve kıpkırmızı çizgiler çekmişti. Onların üstünde Bodrum Kalesi kapkara bir siluet keskinliğinde yükseliyordu. Kıyıda beyaz evler pem beleşmiş, denizin mavisi de koyu menekşe olmuştu. Dalgalar eve doğru gelirken tepeleriyle güneşin son ışığını kapıyorlar, uçlarından kırmızı kırmızı kıvılcımlar savurarak kapının iki adım ötesini pembe köpükleriyle yalıyorlardı. Köpükle kapının arasında kum ve gümüş teller gibi parıldayan kuru yosunlar vardı. Çocukluktan be ri ilk defa çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlayarak kapıya dizüstü çöktüm. Şiddetle hayret ettim. İçimde hayranlık! Gönül açıklığı! Şükran! Kıyamet kopuyor. Parmaklarımı yosunlara, kumlara daldırdım. Güzel dünyanın kumlarını, deniz çakıllarını, yosunlarını sanki inci, pırlantaymışlar gibi yüzüme, gözüme sürdüm, üstüme başıma avuç avuç akıt tım. O deniz, o adalar güzellikte en aşırı hayalin cennet diye göz önüne getirebileceğinden bin kat daha güzeldi. Hele o berrak gök, uzaklıklarda ne uysaldı! Denizi, asma yapraklarının fısıltısını duyuyordum. Burada ölmeyecek kadar kuru ekmek ve suyla yaşamak mutluluğunu özlüyordum. Dizüstü düşmek bir çeşit fırlamak, havalanmaktır. Babıâli Yokuşu’nun boyunduruğuna vurulmuş olan Cevat boş bir kalıp olarak yerde yığıla dururken onun ortasında içinde sanki bir milyar kuş sevinçle cıvıldaşarakHalikarnas Balıkçısı irkilip dikilmeye koyuluyordu. Yerde bir kalıp kalıyordu. Onun içinden başka bir insan kalkıyordu. ... Üsküdar’dan altı ay önce ayrılmıştım. Oy sa ki yalan! Yerden kalkan “Balıkçı” Üsküdar’dan binlerce yıl önce ayrılmıştı! Üsküdar çarşısından omuzları çökük olarak geçen adamdan ta o kadar uzaktı ki... Oydu ama tepeden tırnağa yepyeni… Bodrum’da etkinlikler ekim sonuna kadar devam edecek Kültür Servisi Halikarnas Balıkçısı 40. ölüm yıldönümünde Bodrum’da bir dizi etkinlikle anılıyor. Bodrum Belediyesi himayesinde gerçekleşecek anma etkinliklerine Muğla Üniversitesi Eğitim, Edebiyat ve Güzel Sanatlar Fakülteleri, Bodrum Kent Konseyi, BODTO, IMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi, Bodrum Denizciler Derneği, Gümüşlük Akademisi Vakfı, Halikarnas Balıkçısını Anma ve Yaşatma Girişimi, BODFAD, ÇYDD gibi kuruluşlar da destek veriyor. Yazar, bugün saat 11.00’de Gönültepe Gümbet’teki mezarı başında anılacak. Ardından Tilbe Saran’ın sunumuyla Halikarnas Balıkçısı’nın eserlerinden seçilmiş metinlerden oluşan Okuma Tiyatrosu gerçekleşecek. Saat 15.00’te yazarın Bodrum’da yazılarını yazdığı bazı mekânlara pla ket konulacak. Saat 20.00’de Gümüşlük Akademisi’nde yine okuma tiyatrosu gerçekleşecek. 22 Ekim’de Era Yat Kulübü’nün düzenlediği “Turgutreis – Kos / Halikarnas Balıkçısı Etabı” Bodrum Cup düzenlenecek. 30 Ekim saat 14.00’da Belediye Meclis Salonu’nda Bodrum Sözlü Tarih Çalışma Grubu’nun düzenlediği “Anılarla Halikarnas Balıkçısı” konulu etkinlik takip edilebilir. Etkinlikler ekim sonuna kadar devam edecek. Ayrıca 91623 Kasım tarihlerinde ise Bodrum Cevat Şakir İlçe Halk Kütüphanesi’nde “Halikarnas Balıkçısı Okuma Günleri” düzenlenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle