Katalog

8 EYLÜL 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan, Suriye’deki çatışmalarda kendisi gibi düşünmeyenleri mezhep taassubu ile suçladı 5 belki dizi film izliyor. Bir haftalık erin elinde pimi çekilmiş bomba mı var? O saatte Susurluk’tan kamyonla geldiği söylenen bombaların sayılması buyruğunu kim verdi? Şimdilik Kerbela benzetmesi İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “1332 yıl önce Kerbela’da yaşanan neyse, açık söylüyorum bugün Suriye’de yaşanan da odur. Hz. Ömer’le Hz. Ali Kerremallahü veche efendimiz aralarında herhangi bir sıkıntı yoktu. Onlar aynı idealler için bir mücadeledeydi. Peki bugünkü yaklaşım niye böyle? Bunların üzerinde durmak lazım. Mazlum değişik olabilir, zalim değişik olabilir... Ama yaşananlar, yeni birer Kerbela’dır” dedi. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ve Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü işbirliği ile Etiler’deki Le Meridien Otel’de 19 ülkeden Müslüman ve Hıristiyan toplulukların liderleri, akademis ? Suriye’deki iç savaşı ‘’Mazlum değişik olabilir, zalim değişik olabilir... Ama yaşananlar, yeni birer Kerbela’dır’’sözleriyle yorumlayan Erdoğan, ülkede yaşanan iç savaşta muhaliflere mesafeli herkesi de “mezhep taassubu ve zulme alkış tutmakla” suçladı. Erdoğan, din adamlarını ülkenin geleceğinin şekillenmesinde daha etkin rol oynamaya çağırdı. yenler ve uzmanların katılımıyla “Arap Uyanışı ve Ortadoğu’da Barış: Müslüman ve Hıristiyan Perspektifler” konulu konferans düzenlendi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, “Şu anda, Suriye’de, zalim, diktatör, acımasız bir rejim, kendi halkına karşı en ağır silahlarla toplu katliam gerçekleştirirken, sırf mezhep taassubu nedeniyle bu zulme sessiz kalanlar, alkış tutanlar, çanak tutanların bulunduğunu” belirtti. Kendisinin mensubu olduğu mezhepte öldürmek, zulüm etmek, masum çocukların canına kıymanın insanlık dışı bir girişim olduğu gibi bu zulmü yapanların mensubu oldukları mezhepte de, onları destekleyenlerin mezhebinde de bu nun, insanlık dışı bir girişim olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “(Bu masum çocuk bizim mezhebimizden, bizim dinimizden değil. Öyleyse bırakın öldürsünler) Allah aşkına bu nasıl bir anlayıştır? Bu nasıl bir yorumdur, nasıl bir yaklaşımdır? Bir insan, bırakınız kendi kaynaklarıyla, kendi değerleriyle, kendi vicdanıyla bunu kendisine nasıl izah edebilir?” Yüreğim Yangın Yeri... Evlere düşen bombalar, duvarları delip geçen patlayıcılar, kışlanın dışında kurulan bir çadırın altında gözyaşlarına boğulan, soluk alıp veremeyen analar, babalar, kardeşler ve eşler... Bir acı... Bu bir alev... Dalga dalga göğe yayılan kızıl bir bulut... Analar ağlamasın değil mi, düşman sevinmesin. Analar, babalar, herkes ağlıyor... Afyonkarahisar halkı ağlıyor! Sayın büyüklerimiz televizyon ekranlarında açıklama yapıyor: “Takdiri ilahi!” Ortada büyük yanlışlık var, ortada vurdumduymazlık var... Bakan beyler, işi Tanrı’ya havale edip rahatlıyorlar... Nasıl olsa yine birkaç Mehmet, Ahmet, Hüseyin... Onlar şehit! Haydi gelin bağırıp rahatlayalım hep birlikte: “Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” 25 asker paramparça oluyor, bedenleri havaya uçuyor, 500 metre ötedeki evlerin çatıları çöküyor, duvarları deliniyor. Nasıl oluyor bunlar nasıl? ??? Gökyüzü bir alev topu... Bir süre sonra barut kokusu yayılıyor çevreye... Afyonkarahisar halkı ayakta... Sabahı bekliyorlar, günün ışımasını. O sessizliğin içinden acılı bir ırmak geçiyor, duyguların çekip gittiği vadilerde, Kocatepe’de anılarla baş başa kalınıyor. Acı... Gözyaşı... Hepsi bir arada... Yeni bir gün başlıyor! İki astsubay, iki uzman çavuş, 21 er... Erlerin bazıları kısa dönem askerlik yapıyorlar... Daha bu hafta gelmişler kışlaya! Sayımda onlar var! Onları seyreden gökteki yıldızlar! El bombalarını sayıyorlar “bir, iki, beş, on” diyerek... Tabur komutanı lojmanında ‘67 EYLÜL OLAYLARI TÜRKİYE’YE ÇOK ZARAR VERDİ’ Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak, Ermeni meselesinde de arşivlerin açılmasını, incelenmesini, bu meselenin tarihçiler, bilim insanları, akademisyenler tarafından değerlendirilmesini hep savunduklarını aktardı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Aynı şekilde, bizzat ben, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak, 67 Eylül 1955’te azınlıklara yönelik düşmanca girişimleri kesinlikle onaylamadığımı, bunun Türkiye’ye çok ağır zararlar verdiğini ifade etmiş biriyim” diye konuştu. arih mecrasında akmaya başlamıştır’ Birçok Orta Doğu ve Afrika ülkesinde de halkın meşru talep ve beklentileri konusunda daha duyarlı adımlar atıldığına işaret eden Erdoğan, “Bazı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde cereyan eden olaylar, harici saiklerin ve yönlendirmelerin bir neticesi olarak değil, son derece tabii bir sonuç olarak ortaya çıkmıştır. Bizde bir söz var. Dere yatağında akar ve dere yatağını bulmuştur. Halkın talep, arzu ve isteklerini güçlü şekilde dile getirmesi, meşru hak talebinde bulunması, baskıcı rejimlere karşı sesini yükseltmesi, bu coğrafyanın geleneğidir ve son derece tabiidir. Tabii olmayan, zulümdür, baskıdır, kendi halkının arzu ve taleplerine duyarsız kalmaktır. Esasen, mukadder olan gerçekleşmiş, bu ülkelerde tarih, kendi tabii mecrasında akmaya başlamıştır” diye konuştu. ‘T ABD’den dikkat çeken Türkiye uyarısı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanlığı’nca 612 Eylül tarihleri arasında Ankara’da 12 Eylül 1980 askeri darbesini protesto amaçlı gösteriler yapılacağına ilişkin bir değerlendirme yer aldı. Açıklamada, bu gösterilerin barışçı amaçlı da olsa, karışıklık veya olay çıkabileceği, bu nedenle Amerikan vatandaşlarının gösterilerden ve kalabalık yerlerden uzak durmaları istendi. Amerikan Büyükelçiliği de Türkiye’deki Amerikalılar’dan çok dikkati olmalarını istedi. ‘Dokunulmazlıkları ekim ayında biter’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Yargıya söyledik, gerekeni yapacaklar, biz de parlamentoda gereğini yapacağız” açıklamasının ardından AKP’de BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin hazırlıklar hızlandı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasının, “Milletin yoğun talebi olduğunu” kaydeden AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, “Çok uzun bekleneceğini sanmıyorum, fezlekeler gelir. Ekim ayının sonuna kadar hem karara varılmış hem de kararın sonucunu yerine getirmek mümkün olmuş olacak” dedi. Öncelikle atılacak adımların yöntemine karar vereceklerini belirten Canikli, “Ya anayasa değişikliği ya da dosya bazında ele almak. Hangi yöntemin uygun olacağını istişare ediyoruz” diye konuştu. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ise 757 dokunulmazlık dosyasından 579’unun BDP’lilere ait olduğunu söyledi. Kurşun, davanın seyrini değiştirecek ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) üyesi, işçi Alaattin Karadağ’ın (32) içinde bulunduğu bir minibüsü takip edip ateş ederek öldüren polis Oğuzhan Vural’ın tutuksuz yargılandığı dava dosyasına gönderilen raporda, olayda yaralanan minibüs şoförü İsmail Durmuş’un beline isabet eden kurşunun çıkarılmasının hayati tehlike oluşturmayacağı bildirildi. Durmuş onay verirse, davanın seyrini değiştirecek delil olan kurşun cerrahi operasyonla çıkarılacak. ini liderler daha belirleyici olmalı’ Erdoğan, tarih boyunca bir arada yaşamış, birlikte yaşamış, aynı kaderi paylaşmış halkların, birbirlerine hiçbir husumet beslemeden geleceği şekillendirmesinin, tüm bu coğrafyanın kaderinin değişmesi anlamına geleceğine dikkati çekerek şöyle konuştu: “Elbette, bir ülkenin istikbalini şekillendirmede siyasetçiler, idareciler birinci derecede sorumluluk sahibidir. Ancak dini liderler, kanaat önderleri sadece istikbalin şekillendirilmesinde değil, insanın, ruhun şekillendirilmesinde çok daha hayati bir mesuliyet yüklenmiştir. Bizler, sizlerin elinde şekillendik aslında. Bundan sonra da sizlerin sorumluluğu bu denli önemlidir. Toplumun eğitilmesi, toplumun barışa, huzura, hoşgörüye, karşılıklı anlayışa sevk edilmesi için, dini liderler ve kanaat önderleri çok daha belirleyici olmalıdır.” ‘D Karayılan da eleştirdi Terör örgütü lideri, Şemdinli’de BDP’lilerle kucaklaşan PKK’liler hakkında soruşturma açıldığını söyledi MAHMUT ORAL bilinmiyor! Bilinen tek şey var benim ülkemde... Halkım buna inanmış, ne diyeyim... “Şehitler ölmez, vatan bölünmez!” Karşı tepede Mustafa Kemal’in sacdan yapılmış o bilindik kalpaklı görüntüsü... Altında kurulan çadırlar... Alev alev yanan gökyüzü... O parçalanmış ve havaya uçmuş genç bedenler... Söyleyin analar ağlamasın! Sorumlu, sorumsuz beyler, paşalar... Sizin yüreğiniz nasıl, neler düşünüyorsunuz? Takdiri ilahi mi, alın yazısı mı? Bir yaşamın içinde, karanlık dehlizlerde, denizlerde, sınır boylarında... Bir teknede 100’den fazla kişi, 50’si ölüyor... Yarısı çocuk... Teknenin ambarına konulmuş ve kapısı kilitlenmiş... Umuda yolculuk ölüme yolculuk olmuş... Kimi evlatlarımız şehit düşmüş, ölmüş... Alışığız bunlara biz, yarın sabah unuturuz... Nasıl unuttuk Uğur Mumcu’yu, Musa Anter’i, Hrant Dink’i, Sivas’ı... Nice kıyımlar, ölümler bize vız gelir! ??? Afyonkarahisar halkı yas içinde... Acılı, tasalı, hüzünlü. Ellerinden bir şey gelmez, onlar da biliyorlar. Çevredeki evler, çevreye dağılan bombalar, hasar görmüş araçlar... Yazı yazmakta zorlanıyorum. İçimde bir fırtına, dinmek bilmeyen. Kimdir bu ölümlerin sorumlusu? Ortaya çıkarılacak mı? Biliyorum bir iki komutan görevden alınacak, yargılanacak... Sonuç? Biliyorum sıfıra sıfır elde var sıfır... Ne olacak yani! Birkaç Mehmet, birkaç Ahmet, birkaç Hasan... Bir de şehit maaşı... GENELGE, 9 EYLÜL COŞKUSUNU GÖLGELEYEMEDİ Kocadon tahliye edildi ? MUĞLA (Cumhuriyet) Eski Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’la birlikte tutuklu 9, tutuksuz 72 kişinin yargılandığı Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yolsuzluk davasının ilk duruşmasında, Kocadon tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tutuklu sanıklardan 8’i serbest bırakılırken, sadece belediye Meclis üyesi ve Başkan yardımcısı Mehmet Feridun Özsert’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan, dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinin başlamasına yol açan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve bir grup BDP’li milletvekili ile kucaklaşan PKK timinin görevden alındığını ve haklarında soruşturma açıldığını belirtti. Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan Karayılan, BDP’lilerin Şemdinli’deki karşılaşma sırasındaki tutumlarını olumlu karşıladığını, ancak konunun manipüle edildiğini belirtti. Karayılan, “Bu konuda bana göre BDP’liler daha fazla Türkiye gerçeğini göz önünde bulundurmalı. Bu ülkede faşist ve ırkçı bir zihniyet iktidardadır. Bunu topluma da egemen kılmak istiyor. Toplumun içerisinde de herkes kabul eder ki kadın daha fazla duygusaldır. Orada bir duygusallık, bir duygu fırtınası olmuştur. Vay bu niye böyle olmuştur diye feryat koparmaları anlamsızdır. Biz o birimin davranışını da yerinde görmedik, onun için sanırım ilgili makamlar o birim komutanını görevden almışlardır. Çünkü onlar orada bir asker gibi daha resmi durmaları gerekirken, onlar da o duygusallık fırtınasına kapılmışlardır. Daha temkinli, daha metin olabilmeliydiler” dedi. BDP’Lİ KAPLAN’DAN SERT AÇIKLAMA HSYK 1. DAİRE BAŞKANI OKUR: İzmir’in Kurtuluşu törenlerinde Başbakanlık genelgesiyle, süvarilerin kente girişi, Hükümet Konağı’na Türk bayrağı çekilmesi gibi canlandırmaların iptal edilmesi girişiminden yurttaşların tepkisi nedeniyle vazgeçildi. Bakanlık önünde eylem ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eğitimİş, Milli Eğitim Bakanlığı önünde 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim sistemini protesto etmek için oturma eylemi yaptı. Eylemin ardından yapılan açıklamada, “Gelmiş geçmiş Milli Eğitim Bakanları içinde öğretmen düşmanlığında en öne çıkan Ömer Dinçer, çocuklarımızın geleceği üzerinden kendi ideolojik hedeflerinizi gerçekleştirme amacınızdan vazgeçin” denildi. ‘AKP ısrar ederse Meclis’i kilitleriz’ MAHMUT ORAL Başbakan’ın sözlerine şaşırdım İLHAN TAŞCI İzmirliler kurtuluş gününe sahip çıktı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir, kurtuluşunun 90. yıldönümünü coşkuyla kutluyor. Başbakanlık genelgesiyle, süvarilerin kente girişi, Hükümet Konağı’na Türk bayrağı çekilmesi gibi canlandırmaların bu yıl iptal edildiği ortaya çıkmıştı. Ancak İzmir’den yükselen duyarlık üzerine geri adım atılarak, canlandırmalar yeniden programa konuldu. Emperyalizme karşı verilen Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın zaferle taçlandığı 9 Eylül, bu yıl Başbakanlık genelgesiyle gölgelenmek istendi. Geçen aylarda yayımlanan Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği gerekçe gösterilerek, 9 Eylül’deki süvarilerin kente girişi, Hükümet Konağı’na Türk bayrağı çekilmesi, resmi geçit töreni gibi etkinlikler programda yer almadı. Olayın anlaşılması üzerine kentte yükselen duyarlık ve sert tepkilerin ardından, iktidar geri adım attı. Daha önce bu etkinliklere 9 Eylül programında yer vermeyen İzmir Valiliği, dün yeni bir açıklama yaparak “Cumhuriyet Meydanı’nda yapılacak kutlama programından sonra, İzmir Valiliği önünde saat 11.30’da atlı birliklerin Hükümet Konağı binası önünden geçerek valilik balkonundaki göndere temsili Türk bayrağı çekilecektir. Bayrağın göndere çekilmesiyle birlikte İstiklal Marşımız söylenecektir” görüşüne yer verdi. İzmirliler, genelgeye sert tepki göstererek alternatif programlar hazırlamışlar, evlerinin, işyerlerinin balkonlarını, pencerelerini Türk bayraklarıyla donatmışlardı. Harç protestosu ? İstanbul Haber Servisi Öğrenci Kollektifleri üyesi bir gup öğrenci, AKP’nin üniversitelerin ikinci öğretimin de harçları kaldırmamasını Galatasaray Meydanı’nda kurduğu “nöbet çadırı” ile protesto etti. Grup adına yapılan açıklamada, “Öğrencileri müşteri olarak gören AKP iktidarının harç oyununa karşı Türkiye’nin dört bir yanında sokaklara döküldük. Tayyip Erdoğan’ın harç yalanına sessiz kalmayacağız” denildi. DİYARBAKIR BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmalarıyla ilgili AKP’nin tavrını sürdürmesi halinde Meclis’i kilitleyeceklerini söyledi. Dokunulmazlık tartışmalarıyla ilgili Twitter’dan açıklamalarda bulunan BDP’li Kaplan, sert çıktı. Kaplan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yargıya söyledik gerekeni yapın” açıklamasıyla anayasayı ihlal ettiğini belirtti. Kısa süre içinde üç ayrı seçim olacağına işaret eden Kaplan “AKP+MHP seçimi erkene alsa ne yazar, asıl olan milletin özgür iradesidir, her seçim bizi daha fazla güçlendirir, seçimden hiçbir zaman kaçmadık. Önümüzdeki yerel seçimlerde başta HDK bileşenleri olmak üzere, emeğin, halkların, ezilenlerin birliği seçimden güçlü çıkacaktır. AKP Grup Başkanvekili ‘Bir daha BDP ile görüşmeyeceğiz’ demiş. Büyük laf etmişsin, siyasette küslük olmaz, milletin iradesine saygılı olacaksınız. AKP bu tavrında ısrar ederse Meclis’i kilitleriz, iç tüzük buna imkân tanıyor. AKP, ‘BDP ile görüşmem’ diyerek içtüzük 19. maddesi uyarınca tüm danışma kurulu, uzlaşma imkânlarını ortadan kaldırmış oluyor” ifadelerini kullandı. C MY B C MY B ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın BDP’li milletvekilleriyle ilgili “yargıya gerekeni söyledik” sözlerini ilk duyduğunda “şaşırdığını”, hiçbir hakim ve savcının talimatla hareket etmeyeceğini savundu. Okur’a; Erdoğan’ın “Yargıya gerekeni söyledik” sözlerini anımsatıp, “Size bir şey söylendi mi?” diye sorunca gülerek, “Bize birşey söylenmedi. Biz zaten yargı kurulu değiliz, idari kuruluz” karşılığını verdi. Başbakan’ın değerlendirmesini “yargı gereğini yapıyor” anlamında söylediğini düşündüğünü belirten Okur, “Ben de ilk duyunca şaşırdım. Böyle bir ibare görünce... Parti kapatma yönünden Yargıtay Başsavcılığı’nın yetkisinde. Orayla bir şey görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum. Van Başsavcılığı zaten işlem başlatmıştı. Bir talimat verildiğini zannetmiyorum” TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenlemenin ardından söylediği “Umarım yargı mesajı almıştır” açıklamasına ilişkin ise Okur,“İradeniz buysa, açıkça yazacaksınız, ‘milletvekili tutuklu yargılanamaz’ diye. Dolaylı anlatmaya gerek yok. Yoksa hâkim takdir hakkını kullanır” yorumunu yaptı. Coşku alanlarda