14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hz. Muhammed’e hakaret eden filme tepkileri fırsat bilen hükümet İslamofobi yasası hazırlıyor 5 vicdanlarıyla her türlü ölüme alkış tutarlar. Bu işin etnik, dinsel, mezhepsel kimliği yoktur... Akan kan ve ölümlerle beslenir onlar, tıpkı kan çiçekleri gibi. Silivri’de, Diyarbakır zindanında yatanlar arasında ayrımcılık yapmak birincil görevleridir ve büyük zevk duyarlar. Prof.Dr. Büşra Ersanlı’yı KCK davasından tutuklandığı gün “PKK’li militan”, Silivri zindanında yıllardır yatan Prof.Dr. Fatih Hilmioğlu’nu “darbeci” yaparlar. Çünkü sermayeleri budur, tezgâha koyup Bostancı pazarında satarlar... 13 yaşındaki çocuğun “örgüt üyesi” yaftasıyla yargılanıp 10 yıl hapis, 20 bin lira para cezasına çarptırıldığı gün şıkır şıkır oynarlar. Ağızlarından “vatan, Sakarya” çığlıklarıyla “şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganı eksik olmaz. ??? Sekiz polisimiz ve dört askerimiz şehit düştü... Açıklamalara bakın: “21 terörist etkisiz hale getirildi, dört askerimiz, sekiz polisimiz şehit düştü...” Bu açıklamalarla nereye varacağız?.. Nasırlaşmamış yürekler de var bu toplumda... Onların yüreklerinde sevgi tomurcukları patlıyor, yurtseverlik öne çıkıyor; laik demokratik Cumhuriyetin çatısı altında, üniter yapı içinde Türklerin ve Kürtlerin kardeşçe tümlük içinde yaşayacaklarını anlatıyorlar. Ulus olmanın bilincini yitirmeden, ulusalcılığı, muhafazakârlığı, “kör milliyetçilik” olarak görmeden... ??? Biz bu oyunu 1980 öncesi gördük ve yaşadık... Nice değerlerimizi yitirdik. Duygusal bir kopuş yaşıyoruz toplum olarak; kin, nefret tohumları ekiyoruz, toplumu parçalıyoruz. Bir ülkede ezilen ve giderek yoksullaşan bir kesim var... O kesim, bu gerçekleri bilmediği gibi, okumuş yazmış kesim de bilmiyor. İçimi acıtan bu benim! Durumdan vazife MANİSA Aleviye ‘iyi niyetli’ taciz ? Sarıklı ve cübbeli kişiler Manisa’da Alevilerin kapısını çalarak camiye ve İslamiyete davet etti. Tedirgin olan ve Emniyet’e başvuran bu ailelerin aldıkları yanıt ise ‘’Bu kişiler iyi niyetli’’ oldu. MEHMET MENEKŞE ? Arap dünyasındaki ayaklanmaları fırsat bilen hükümet, Türk Ceza Yasası’nda ‘İslamofobi’ düzenlemesi için harekete geçti. TCY’de dini ve kutsal değerleri koruyan düzenlemeler olduğuna dikkat çeken Prof. Feyzioğlu, yeni düzenlemeler yapmanın ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına yol açabileceğini söyledi. FIRAT KOZOK Acının Coğrafyasında Yaşamak... Duygularımız hiç bu kadar körelmemiş; kin, nefret kirliliği yaşadığımız coğrafyayı kuşatmamıştı. Bir duygusal kopuşu yaşıyorduk... Acımasızdık! İntikam, öç alma! Vicdanlarımızı kara toprağa gömmüştük! Evlat acısının ne olduğunu görmez olmuştuk! Tırnaklarımız kınından çekilmiş bıçak gibiydi, öfkelerimiz ortaçağı anımsatıyordu. Neden, niçin böyle olmuştuk! Sırrı Sakık’ın 25 yaşındaki oğlunun ölümüne “Çok iyi oldu, şimdi babası gebersin” diye Twitter’da mesaj atanlarla, Mehmetçikler şehit düştüğünde “Faşist ve zalim TC ordusundan 8 düşmanı öldürdük” diyenler aynı çizgide birleşirken kendi kendime sordum: “Ne farkınız var birbirinizden?” ??? Asıl sorun bir duygusal kopuşun giderek “kör milliyetçiliğe” dönüşmesi... Emperyalist güçler zaten bunu istiyor. PKK bu yolda taşeronluk görevini üstlenmiş, Türk ve Kürt halkını birbirine kırdırmak için elinden geleni yapıyor. Amaç sivil halkı vuruşturmak! Dünyada tüm analar babalar, oğulları için, kızları için, yani evlatları için ağlar tüm ölümlerde. Ölüm acısını bilmeyen vicdansızlar insan değildir! Kin ve nefret tohumları ekerek bu ülkeyi parçalamak için her yolu denerler. ??? Gözlerinizi yumun ve bir ülke düşünün... Kışkırtmanın olağan sayıldığı, örtülü faşizmin egemen olduğu o ülkede farklı ideolojilerin bir noktada birleştiğini göreceksiniz. İster köktendinci, ister muhafazakâr, ister tarikatçı, ister laik, ister Cumhuriyetçi olsun, ulusalcı olsun, o kara AMASYA İstanbul, Sivas ve İzmir’den geldiği belirtilen sarıklı ve cüppeli kişilerin Alevi ailelerin yaşadığı evlerin kapılarını çalarak “İslamiyete ve camiye” davet etmeleri, Alevileri tedirgin etti. Şikâyetler üzerine Manisa Emniyet Müdürlüğü Alevilerin yaşadığı evlerin kapısını çalan sarıklı, sakallı ve cüppeli kişilerin “İyi niyetli kişiler” olduğunu belirtti. Fevzi Çakmak, Fatih ve Yeni Mahalle’de çalışma yapan sakallı, cüppeli, sarıklı beş kişi, özellikle Alevi ailelerin kapısını çalarak Alevileri camiye ve İslamiyete davet ediyor. Evde olmadığı bir saatte kapısı çalınarak camiye ve İslamiyete davet edilen Alevi Kültür Derneği Manisa Şube Yöneticisi Süleyman Çeri, eşinin durumu kendisine anlatması üzerine mahalledeki Yeşil Cami’ye giderek bu kişilere kapısının neden çalındığını, ne istediklerini sordu. Beş şahıstan biri camide sohbet yaptıklarını, camiye yakın tüm komşuları davet ettiklerini söyledi. İkna olmayan Çeri, komşularının kapısını çalarak camiye davet edilip edilmediklerini sordu ve sadece Alevi ailelerin kapılarının çalındığını öğrendi. Çeri, daha sonra Barbaros Karakolu’na giderek durumu anlattı. Karakoldan Emniyet Müdürlüğü’nün arandığını belirten Çeri, kendilerinin Terörle Mücadele Şubesi’ne yönlendirildiklerini belirtti. TEM’den gelen cevapta ise durumdan haberlerinin olunduğunu, beş sahsın da izlendiklerini ve bunların “iyi niyetli kişiler” olduğu açıklaması yapılarak şikâyete konu olan kişilerin şehir dışına çıkarıldığı belirtildi. Olaylar üzerine Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Derneği Manisa Şube Başkanı Bektaş Kılınç Emniyet Müdürü ile 13 Eylül Perşembe günü yapılan toplantıda konuyu anlatarak hassas bir dönemde, hassas bir bölgede bu gibi durumların tehlike oluşturabileceğine dikkat çekti. ANKARA Mısır asıllı ABD’li yönetmen Nakoula Basseley’in Hz. Muhammed’e hakaret eden ve dünyada infiale yol açan filminin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, “Ulusal hukukta değerlere, inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınmasıyla ilgili Ömer Çelik’e talimat verdiğini” açıkladı. Azerbaycan, Bosna Hersek ve Ukrayna gezilerinden dönerken gazetecilere açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınması için bir çabası olup olamayacağının sorulması üzerine, “Uluslararası hukuk noktasında değerlendirmeler yapılabildiği gibi ulusal hukuk açısından da bir şey yapılabilmeli. Türkiye olarak biz başı çekelim. Düşünce ve inanç özgürlüğü; farklı insanların özgürlük sınırına kadardır” dedi. Erdoğan, ulusal hukukta değerlere, inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınmasıyla ilgili Ömer Çelik’e talimat verdiğini belirtirken, “Yasalarda muğlaklık varsa, onları açmak lazım. Bu konuda Türkiye dünyaya öncü olacak” diye konuştu. İşte Başbakan’ın bu açıklamaları Türkiye’nin önümüzdeki dönemde tartışacağı konulardan birinin daha işaret fişeği oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Baş CHP tarihinde bir ilk Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın mezarını ziyaret eden ilk CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu, “Geçmişte yapılan idamların birer siyasi cinayet olduğunu artık kabul etmemiz lazım” dedi. Demokrat Parti (DP) kurucusu ve eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilişinin 51. yılında Topkapı’daki anıt mezarında düzenlenen törenle anıldı. Kemal Kılıçdaroğlu dün İstanbul milletvekilleri Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu ve il başkanı Oğuz Kaan Salıcı ile birlikte Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın mezarını ziyaret etti, çiçek bıraktı. Kılıçdaroğlu çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada “Geçmişte yapılan hatalardan politikacıların ders çıkarması gerekiyor. Ülkenin huzura ihtiyacı var. Geçmişte yapılan idamların birer siyasi cinayet olduğunu kabul etmemiz lazım. Tarih böyle yazar, bizim de bunu böyle kabul etmemiz gerek. Onlar bu ülkeye hizmet verdiler, çalıştılar. İdamlarının acısını bu ülke henüz üzerinden atmış değil. Arzumuz bir toplumsal barışı sağlamak ve bu ülkeye huzuru yeniden getirmek” dedi. Siyasetin kin üzerine kurulmaması gerektiğini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, “ Biz ayrışmayı değil, beraber olmayı ön plana çıkarmalıyız. Bu amaçla buraya geldik. Eğer Türkiye’nin barışa ihtiyacı varsa ve bu bir ezber bozmaysa biz ezber bozmaya geldik” diye konuştu. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) bakan’ın bu açıklamalarından önce zaten konuyla ilgili bir komisyon oluşturduğu ve çalışmalarını tüm hızıyla sürdürdüğü ortaya çıktı. Diyanet, bu çerçevede İslamofobinin “insanlık suçu” sayılması için adımlar atacak. Bu adımlardan ilki kasım ayında İstanbul’da düzenlenmesi planlanan Avrasya İslam Şurası olacak. Avrupa ve Asya’dan çok sayıda din adamının katılacağı şurada İslamı hedef alan olaylar karşısında ortak hareket etme çağrısı yapılacak. Ancak tüm bu adımlar bir soruyu da beraberinde getirdi: “Yapılacak yasal düzenlemenin çerçevesi nasıl belirlenecek?” Bu soruya “Mevcut düzenlemelerin ötesinde yapılacak çalışmalar ifade hürriyetinin kısıtlanması riskini beraberinde getirebilir” yanıtını veren Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, şöyle konuştu: “Zaten Türk Ceza Yasası, dinlerden birine hakareti suç sayıyor. Dince kutsal sayılan değerleri aşağılama da şu anda suç. Halkın bir kesimini veya ırkı, dini, dili üzerinden aşağılamak da aynı şekilde... Ben Türk hukukunda yeterli korumanın olduğunu düşünüyorum. Bunu artırmayı gerektiren bir durumla karşı karşıya değiliz. Durumdan vazife çıkartarak yeni bir düzenleme yapmanın, ifade hürriyetini kısıtlayan ve kişilerin mağduriyetine sebebiyet veren uygulamalara yol açma tehlikesine dikkat çekiyorum.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle