14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 2012 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cezaevinde taciz ve tecavüze uğrayan B.E. evin 4. katından atlayarak intihara teşebbüs etti 3 Pozantı kâbusu sürüyor Olayları ortaya çıkaran T.T. gözaltına alınmıştı. Haber Merkezi Pozantı Cezaevi’nde taciz ve tecavüze uğrayan çocuklardan biri olan B.E. (24) Adana’da bulunan amcasının evinin 4. katından atlayarak intihara teşebbüs etti. Adana Numune Hastanesi’ne kaldırılan B.E.’nin hayati tehlikesi bulunduğu bildirildi. Pozantı Cezaevi’nde yaşanan taciz ve tecavüz olaylarının DİHA tarafından açığa çıkarılmasının ardından, serbest bırakılan çocukların çoğu tekrar gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Dışarıda kalan çocuklar da yaşadıkları travmanın etkisinde kalarak yaşamlarına devam etmeye çalışıyordu. Yaklaşık 2 ay önce Pozantı Cezaevi’nden tahliye olan 24 yaşındaki B.E. Adana’da bulunan amcasının evinin 4. kattından atlayarak intihar etti. B.E.’nin kuzeni M.E’nin verdiği bilgilere göre, kuzeni yakalandığında 7 ayı aşkın Kürkçüler F Tipi Cezaevi’nde tutuldu. Sonra götürüldüğü Pozantı Cezaevi’nde 15 gün kaldıktan sonra tecavüz skandalının ortaya çıkması ile serbest bırakıldığını söyleyen E, “Kuzenim gece saat 03.00’te bırakıldı. Kendini kaybetmişti. Kendi kendine gülüyordu. Dün gece amcasının evine gitmiş. Öncesinden tanıdığı tüm mahalleliden helallik istemiş. Amcasının 4. kattaki evinin balkonundan kendisini aşağı bırakmış. Doktorlar ciğerinin patladığını, kaburgalarının kırıldığını ve hayati tehlikesinin bulunduğunu söylüyor” dedi. B.E’nin Adana Numune Hastanesi yoğun bakım ünitesi’ndeki tedavisi sürüyor. İslamcılık Geriliyor, Yerini Muhafazakârlık mı Alıyor? Geçen gün, kişiliğine de, fikirlerine de saygı duyduğum, yorumlarını yararlanarak okuduğum bir yazar şöyle bir ifade kullandı: “İslamcılığın Türkiye’de gerilemesi, yerini muhafazakârlığın alması...” Sıradan dogmatik veya iktidar dalkavuğu bir yazar yazsa, “AKP iktidarının din eksenli politikalarını meşrulaştırmak istiyor” diyerek üzerinde pek durmayacağım bu ifade, değer verdiğim birinden gelince, konuyu biraz irdelemeye çalıştım. ??? 16 Eylül 2012 Pazar günü Ahmet Hakan Müslümanlara yönelik o pespaye kışkırtma filmine Türkiye’de gösterilen tepkilerin neden kitlesel şiddete dönüşmediğini yorumlarken şöyle yazmıştı: “TÜRKİYE’DE DURUM NE? Mısır’da, Libya’da, Yemen’de, Sudan’da ortaya çıkan tepkilerin Türkiye’de neden ortaya çıkmadığı sorusu sıkça soruluyor. Benim bu soruya verebildiğim cevaplar şunlar: Filme Başbakan düzeyinde gösterilen tepki. Bakınız: Başbakan Erdoğan’ın ‘Hazreti Peygamber’e hakaret fikir özgürlüğüne girmez’ açıklaması... Bakanların filme yönelik en sert ifadelerle gösterdiği tepki... Bunlar tabanın gazını almaya yarıyor. ABD elçisinin öldürülmesine Türkiye’yi yönetenlerin sert tepki göstermeleri... Muhafazakâr taban etkileniyor bu tür tepkilerden... İslam dünyasında ortaya çıkan ölçüsüz tepkilerin ülkede sert eleştirilere uğraması... Ve hepsinden önemlisi: İslamcılığın Türkiye’de gerilemesi, yerini muhafazakârlığın alması...” ??? Düşüncelerini her zamanki tevazuu ile “Benim bu soruya verebildiğim cevaplar şunlar” diyerek son derece alçakgönüllü bir biçimde sıralamış Ahmet Hakan. Ben olsam, aklımın erdiği kadar, bunlara bir de “AKP iktidarının dinci, dindar, muhafazakâr, dincidindarmuhafazakâr, muhafazakârdemokrat kesimler üzerindeki denetimini” de eklerdim; bu denetim bazı konularda sınırlı da kalsa, böyle bir uluslararası sorunda oldukça etkili herhalde. Ama benim bu yazıda üzerinde durmak istediğim asıl konu bu değil. Asıl irdelemek istediğim konu, başta da söylediğim gibi, “Acaba Türkiye’de gerçekten İslamcılık geriliyor ve yerini muhafazakârlık mı alıyor?” ??? Eski deyimle “muhafazakârlık” yeni Türkçe karşılığı ile “tutuculuk”, eskiye, geleneklere, göreneklere, alışkanlıklara bağlı olmak demek. Siyasal anlamda, din ve milliyetçilik çizgisindeki “sağ yelpazenin” büyük bir kısmını kapsar. Toplumsal ve kültürel anlamda da kökleri, önce dini değerlere, sonra da milli değerlere bağlılığı ifade eder. Zaten toplumsal örf ve âdetlerimizin, gelenek ve göreneklerimizin kökeni din değil midir! ??? Son yapılan araştırmalar, toplumdaki muhafazakârlık eğilimlerinin, özellikle AKP’nin on yıllık iktidarı döneminde arttığını gösteriyor. Bu araştırmalardaki muhafazakârlık sorularına bakıldığında ise dini inanç ve âdetlere, yani İslam dinine dayalı ölçüm kriterleri öne çıkıyor. Bu durum hiç de şaşırtıcı değil: Muhafazakârlığı bir toplumda nasıl ölçeceksiniz ki? Her toplumda ama özellikle Türkiye gibi bir dintarım imparatorluğundan demokratik ve laik bir hukuk devletine devrimle geçmiş bir ülkede, elbette dini değerler üzerinden. Gerek birey, gerekse toplum olarak insan davranışlarının “muhafazakârlaşması” neyi gösterir? Dini değerlerin yükselişini değil mi? Bu açıdan dincilik, yani İslamcılık ile muhafazakârlık açısından, bunların birbirini dışlayan, birbirinden çok farklı, birbirinin yerine geçebilecek kavramlar gibi kullanılmalarının biraz yanıltıcı olabileceğini sanıyorum. Olsa olsa siyasal jargon, yani siyasetin özel dili açısından, din temelinde gelişmekte olan süreçlere, mevcut toplumsal ve siyasal olaylara farklı bir isim vermekten ibaret kalacağından kuşku duyarım. Belki de Ahmet Hakan “İslamcılık” derken “dinciliği”, “muhafazakârlık” derken de “dindarlığı” kastediyor. Aslında Türkiye’de kendini “muhafazakâr” olarak tanımlayan, ama dini kendilerine göre algıladıkları ve İslamı kendi bildikleri gibi yaşadıkları için, İslamcılar tarafından “iyi Müslüman” kabul edilmeyen bir kesimin olduğu muhakkak. Ama bu ayrım bile, toplumsal açıdan önemli olsa da, dinin siyasette kullanılması ve sonuçları açısından, çok büyük bir fark yaratmaz galiba. Spor keyŞnizi Beko LED TV farkıyla yaşayın Beko LED TV ile spor keyŞnizi LED ekran parlaklığıyla yaşarken aynı zamanda internete girebilirsiniz. Üstelik dilediğiniz dijital yayını USB’ye kaydedebilme özelliği Beko LED TV’de. 900 başlayan Şyatlarla Şimdi LED TV’ler ’den Doktora ‘Kırım Kongo’ bulaştı ? SAMSUN (Cumhuriyet) Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Acil Asistanı Dr. Mustafa Bilgiç, Yoğun Bakım Servisi’nde eline iğne batması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına yakalandı. Yoğun bakımdaki Bilgiç için internette “Doktora kan lazım!” çağrısı yapıldı. ? AKSARAY (Cumhuriyet) Paşacık Mahallesi’nde yaşayan Mehmet Uz, eşi Asuman Uz’u evde bulamayınca sinirlendi. Mehmet Uz, 8 yaşındaki çocuğunu okula bıraktıktan sonra eve dönen eşiyle yaşadığı tartışmada, mutfak bıçağıyla eşinin boğazını kesip defalarca vücuduna sapladı. 444 1 404 Beko Yetkili Satıcıları www.beko.com.tr/onlinesatis C MY B C MY B Belirtilen kampanya 130 Eylül 2012 tarihleri arasında geçerlidir ve stoklarla sınırlıdır. 900 TL, 82 ekran B32 LEM 0BU LED TV’nin tavsiye edilen peşin perakende satış Şyatıdır. Aldatıldığı şüphesiyle öldürdü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle