15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2012 SALI [email protected] 16 KÜLTÜR Halil Altındere, Berlin Tanas’taki ilk solo yurtdışı sergisinde ‘altyazısız’ bir dilin peşinde Erol Günaydın yoğun bakımda ? MUĞLA (AA) Bodrum’da yaşayan tiyatro sanatçısı Erol Günaydın, nefes darlığı şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. Günaydın’ın kaldırıldığı özel hastanenin iç hastalıkları uzmanı Dr. Yusuf Babayiğit, usta sanatçının tedavisinin 6 Eylül’den beri hastanenin yoğun bakım ünitesinde sürdüğünü kaydetti. Günaydın’ın hayati tehlikesinin bulunduğunu belirten Babayiğit, “Ciddi şekilde solunum yetmezliği problemi var. O tarihten beri solunum cihazına bağlı olarak tedavisi devam ediyor” dedi. ‘Beyaz küp’te cinnet ? Bir sanat galerisinde cinnet geçiren adam, 80 kiloluk mermer döküm kum torbası ya da Das Kapital’in içine gizlenmiş bir silah... Halil Altındere ‘Sonsuzluğun Aksanı Yoktur’ diyerek renkli oyun alanından son beş yılın hasadını Berlin’e taşıyor. ÖZLEM ALTUNOK Halil Altındere, Berlin’de sergilediği “Doğrudan Demokrasi Anıtı” adlı çalışmasında takla attırdığı bir polis arabasını yolun ortasına koymuştu. Sanat yaparken şaşırtmayı, kavramları tersyüz etmeyi, hatta kendisiyle dalga geçmeyi seven biri o. Şimdi Berlin Tanas’ta açılan ilk solo sergisinde iç mekânda da sürprizleri var. Geçen yıl Pilot Galeri’de sergilenen “Dengbejler” videosu, yakın tarihimizin başbakanlarının “gerçek ve absürd” hallerini resimlediği yağlıboya seri, içinde bir silah barındıran “Das Kapital” adlı işi de Berlin’de de yer alacak çalışmalardan. Küratör ise yine Rene Block. Son beş yıllık üretimine dahil ettiği 8 yeni yapıtla Tanas’a “Sonsuzluğun Aksanı Yoktur” başlığıyla taşıdığı işleri ise daha çok mekânı düşünerek yaptığı çalışmalar. Bunlardan en ilgi çekici olanı ise boksörlerin kullandığı kum torbasının birebir mermer dökümü. “Sanat her zaman estetik bir haz vermez, bazen de acıtır” diyor yine ters köşe yaparak... Önce Berlin’deki ‘Doğrudan Demokrasi Anıtı’na dair deneyimlediklerinizi konuşalım... 2009’da kamusal alan heykeli olarak yaptığım bu çalışmaya dair deneyimlerim beklediğimden daha farklı oldu. O işi kurmamla Paris gettolarında yakılan arabalar, Yunanistan’daki krizle ayaklanan anar şistlerin eylemleri, Wall Street işgalleri ve Arap Baharı gündeme geldi. Geleceği öne alan, tuhaf bir zamanlama yaratan bir iş oldu. Tanas’taki sergide ise çalışmalarım iç mekânda. Onun dışında Almanya’nın politik durumuna göndermeli bir iş yok. Ama serginin adında başlı başına bir gönderme var… Bir yandan burayla ilgili işler üretip bir yandan da kendimi uluslararası ortamda gösterebildiğim işler yaptığımı, bunların da altyazıya ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. “Sonsuzluğun Aksanı Yoktur” başlığı Halil Altındere, Tanas’a özel hazırladığı “Kum Torbası” işi için “Sanat her zaman estetik bir haz vermez, bazen de acıtır” diyor. belirli merkezler yerine, üretimin ön planda olduğu küresel bir dönemde benim pratiğimle de uyuyor. Aslında 68’de yazılmış bir sokak grafitisinden alıntı ve Azra’nın (Pilot Galeri’nin sahibi, eşi Azra Tüzünoğlu) önerisi. Sergideki işlerin ne kadarı yeni, nasıl bir sergi kurguladınız? Geçen yıl Pilot’ta açtığım sergideki çalışmalara ek olarak Tanas için ürettiğim 8 iş var. Kendi pratiğimi gösteren, güncel, hem mekânla ilişkilenen hem de kendi aralarında paslaşan bir seçki oldu. Nasıl bir ön hazırlık sonucu geldi bu bütün bir araya? Tanas’tan davet aldığımda ilk önce gidip mekânı gezdim. Mekânın mimarisine, yürüyüş aksına baktım. Ve mekânla diyaloğa ancak öyle üç boyutlu işlerle girebileceğimi dü şündüm. Yeni 8 yapıttan 4’ü doğrudan mekânla ilgili, bunlardan 3’ü de balmumu heykeller... Yani bu kez fetiş nesneniz balmumu mu oldu? Aslında beklenmedik başka bir iş çıktı. Herhalde bu serginin en çok konuşulacak işi olacak. Azra ve yardımcısı Amira için galeriye bir kum torbası almıştım. Bayağı da hırpaladılar arada, rahatlamak için... Sonra sergi mekânında bir şeye vurma hali aklıma bir proje getirdi. Sonuçta 7080 kiloluk hırpalanmış bir kum torbasının birebir kopyası ortaya çıktı. Asıldığında herkeste bir vurma isteği doğuruyor... İnsanlar her zaman bir sanat eseri karşısında estetik bir haz alamaz bazen ellerindeki ağrıyla da dönebilir. (Gülüyor) Peki balmumu heykeller... 2008’de Yapı Kredi’deki “Bunun Bir Sergi Olduğundan Emin Değilim” sergisinde Pala Şair’in heykeliyle tanıştım balmumuyla. Orada figür üzerinden bir kişiyi aktarıyordum burada ise durumlarla ilgili bir yaklaşım var. Bunlardan biri sergiyi koruyan bir güvenlik görevlisi. Genelde asık suratlı, güçlü olmalarına rağmen buradaki hem cüce hem de sevimli. Tanas’ta tam da Beuys, Mona Hatoum edisyonlarıyla süreli sergiler arasında, o koridoru yani büyük sanatçıları, pahalı eserleri koruyan bir işlev üstleniyor. Tanas’ın hemen girişindeki antrede ise ankesörlü telefondan konuşan bir başka heykel var. Kalabalık bir açılışta bir figürün galeride kaybolma anını gösteriyor. Bir de eşikte bir adam var, insanlar sergi mekânlarında ya bir iş karşısında durur ya da es geçer ya. Bu adam da “beyaz küp” içerisinde cinnet geçiriyor. Günay’dan Ertaş’a ziyaret ? İZMİR (AA) Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türk halk müziği sanatçısı ve söz yazarı Neşet Ertaş’ı tedavi gördüğü hastanede ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada Günay, Ertaş’ı moral açısından çok iyi gördüğünü anlatırken ünlü sanatçının ne zaman taburcu edileceği sorusuna “Taburcu edilmesi biraz daha sürecek. Serumla besleniyor. Çok yakından ilgileniyor arkadaşlar” dedi. AnkiRockFest’e geri sayım ? Kültür Servisi Çankaya Belediyesi ve Çankaya Sanat, Müzik ve Kültür Yaşamı Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği AnkiRockFest, 2122 ve 23 Eylül tarihlerinde müzikseverlerle buluşuyor. Bu yıl beşincisi gerçekleştirilecek festival kapsamında Nilüfer, Haluk Levent, Bedük, Manga, Gökçe, Marsis, Ogün Sanlısoy, TNK, Donata ve İsrail’li rock grubu Orphaned Land, Çansera sahne alıyor. ‘Görsel Mizahi Yapıtlar’ sergisi ? Kültür Servisi Mizah Sanatı Derneği, “1. Görsel Mizahi Yapıtlar” sergisini sezonun ilk etkinliği olarak Trabzon Sanatevi’nde açtı. Ziya Ramoğlu, Hikmet Aksoy, Adnan Taç, Cumhur Gazioğlu, Muammer Kotbaş, Tamer Küçük, Orhan Zafer, Hakan Sümer, Bülent Sümer, Zekeriya İskefyeli, Deniz Erek, Hamza Gül’e ait karikatürler, Vedat Osmanoğlu ve Mustafa Reşat Sümerkan’a ait fotoğrafların yer aldığı sergi 20 Eylül’de sona erecek. Genç cazcılar için son başvuru ? Kültür Servisi 22. Akbank Caz Festivali kapsamında ikincisi düzenlenecek olan “JAmZZ Akbank Caz Festivali Genç Yetenekler Yarışması” için başvurular, 22 Eylül’de sona eriyor. 30 yaşını aşmamış amatör yeteneklere, profesyonellerle “Jam Session” yapma imkânı sunan yarışmada Nefesli, Vurmalı, Telli, Tuşlu ve Vokal kategorileri bulunuyor. CONTEMPORARY İSTANBUL 22 25 KASIM’DA TARLABAŞI’NDA DÜZENLENEN STREETART FESTİVAL’E PROTESTOLAR SÜRÜYOR Çağdaş sanatta yeni ufuklar Kültür Servisi Bu yıl yedincisi düzenlenecek “Contemporary Istanbul” çağdaş sanat fuarı, yurtiçi ve yurtdışından toplam 600 sanatçının eserine ev sahipliği yapacak. Bu yıl 2225 Kasım tarihlerinde Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ile İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek fuara, 55’i yurtdışı, 45’i yurtiçi olmak üzere toplam 100 çağdaş sanat galerisi katılacak. Birçok çağdaş sanat eserinin ilk kez görücüye çıkacağı fuar, dünyanın en önemli galerileri arasında sayılan Marlborough Gallery, Haunch of Venison, MaMMario Mauroner Contemporary Art’ı, Türkiye’nin önde gelen galerileriyle buluşturacak. Fuarın “New Horizons Yeni Ufuklar” bölümü de Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden galeri, sanatçı, küratör, eleştirmen ve koleksiyonerleri ağırlayacak. HollandaTürkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamaları kapsamında düzenlenecek “Art as a Collaborative Space” panelleri ise iki ülkeden konuşmacıları ağırlayacak. Fuar kapsamında ayrıca, 1925 Kasım tarihleri arasında “Art İstanbul” projesiyle, İstanbul’un yerleşik sanat ve kültür kurumlarının düzenlediği etkinlikler uluslararası çapta duyurulacak. ‘Evcilleştirilen sokak sanatı’ yakıştırması MELTEM YILMAZ Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Streetart Festival, tartışmaların hedefi olmaya devam ediyor. “Renovation: Yenileme” temasıyla bu yıl Tarlabaşı’nda gerçekleşen Streetart Festival, protesto gösterilerine de sahne oluyor. Kamusal Sanat Laboratuvarı’nın, “Festivalin; kentin soylulaştırılması, pazarlanmak üzere gerçek sahiplerinden arındırılması, uluslararası sermaye için finans ve kültür merkezi haline getirilmesi projesine hizmet ettiği” iddiasıyla yaptığı boykot çağrısının hemen ardından; açılış programında yer alan Siya Siyabend ve Alatav gibi sanatçı ve topluluklar, festivalden çekildiklerini duyurdu. Kamusal Sanat Laboratuvarı, açılışta okuduğu metinde şu ifadelere yer verdi: “Bize göre, Streetart Festival, İstanbul inşaat ve güvenlik şirketleri, belediye, üniversite ve kültür endüstrilerinin suç ortaklığının sahnelenmesidir. Festival kapsamında evcilleştirilen sokak sanatı, kentsel muhalefeti, Tarlabaşı sakinlerinin yaşam mücadelesini, bölgenin gerçekliğini hiçe sayıyor. Streetart Festival İstanbul katılımcılarını, yaratıcılıktan kaynaklanan güçlerini muktedirlerin kültürüne yöneltmeye davet ediyoruz.” Siya Siyabend ise festivalden çekilme gerekçesini, internet üzerinden yaptığı açıklamayla duyurdu: “Siya Siyabend önce bağımsız bir festivalde ücretsiz verilecek bir halk konserinde çalmak için öne doğru atıldıysa da çok geçmeden foyaları ortaya çıkan festival komitesi ve destekçilerin amaçları karşısında irkildi, titredi ve titreyip kendine gelerek konsere çıkmama kararı aldı.” Açılışın ertesi günü ise Ali Ağaoğlu, Kadir Topbaş, Ahmet Misbah Demircan gibi isimlerin fotoğrafları eşliğinde festivalden memnuniyetlerini dile getiren ironik afişler açıldı. Steetart Festivali’nin küratörü Pertev Emre Taştaban ise kendilerine yöneltilen eleştiriler ile boykot çağrısını şöyle yanıtlıyor: “Buradaki halkı yıkıma ısındırmak gibi bir gayret içinde değiliz. Biz politikacı değil sanatçıyız, her şeyi kendisiyle yaşamayı, bölgedeki insanlarla kaynaşmayı, iletişim kurmayı istiyoruz. Kimsenin yakınında ya da uzağında değiliz.” ? Kamusal Sanat Laboratuvarı açılıştaki protestosunda “Streetart Festival, İstanbul inşaat, güvenlik şirketleri, belediye ve kültür endüstrilerinin suç ortaklığının sahnelenmesidir. Evcilleştirilen sokak sanatı, Tarlabaşı sakinlerinin yaşam mücadelesini hiçe sayıyor” yazılı bir metin okudu. TORONTO’DA BÜYÜK ÖDÜL DAVID O. RUSSELL’A Aşk ve umudun zaferi ? Festivalin büyük ödülü olan “İzleyici Ödülü”ne değer görülen David O. Russell’ın yönettiği “Silver Linings Playbook”ta, terapiye ihtiyaç duyan iki karakterin aşk, umut ve irade yüklü hikâyesi anlatılıyor. Kültür Servisi Bu yıl 37’ncisi düzenlenen Toronto Film Festivali’nin kazananları belli oldu. Festivalin büyük ödülü olan “İzleyici Ödülü”ne, yönetmenliğini David O. Russell’ın yaptığı “Silver Linings Playbook” adlı film değer görüldü. Bradley Cooper, Jennifer Lawrence ve Robert de Niro’nun rol aldığı filmde, terapiye ihtiyaç duyan iki karakterin aşk, umut ve irade yüklü hikâyesi anlatılıyor. Festivalin “İzleyici Ödülü” kapsamında “İkincilik Ödülü”ne Ben Affleck’in “Argo”, “Üçüncülük Ödülü”ne ise Eran Riklis’in “Zaytoun” filmleri değer görüldü. Festival kapsamında verilen “Geceyarısı Çılgınlığı İzleyici Ödülü”nü Martin McDonagh’ ın “ Seven Psychopaths”; “Belgesel Dalında İzleyici Ödülü”nü ise Bartholomew Cubbins’in “Artifact” adlı filmi kazandı. Toronto’da geçen yıllarda “Slumdog Millionaire” ve “Zoraki Kral” “İzleyici Ödülü”ne değer görülmüştü. “Slumdog Millionaire”, Oscar’da 8 ödül birden kazanmış, “Zoraki Kral” ise Oscar’da “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerini almıştı. Eleştirmenler, bu yıl Toronto’da “İzleyici Ödülü”nü kazanan “Silver Linings Playbook”un da Oscar’da büyük bir başarı sağlayacağı kanısında. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle