12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmesi halinde TBMM’nin olağanüstü toplanmasına herkes sıcak bakıyor Rahat Uyumak Utku Çakırözer’i Ankara’dan telefonla arayıp sordum: Utku rahat uyuyor musun? Önce sorumu anlamadı, Aslı Aydıntaşbaş’ın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “kızgınlık” ya da “kırgınlığını” dile getiren yazısını, son günlerdeki yoğunluğu dolayısıyla fırsat bulup okuyamamıştı, onun için sorumu soruyla karşıladı: Neden soruyorsunuz, rahat uyumamama neden olması gereken bir durum mu var? Yazıyı açıp okudu, en çok da Sayın Bakan’ın “Dışişleri’ndeki havanın, Utku Çakırözer röportajının Esad’a propaganda fırsatı sağladığı, zor soruların sorulmadığı yolunda” olduğu yönündeki sözlerine takıldı. Doğrusu ben de pek bir anlam veremedim. Utku çanak sorular sormamıştı, zaten soracak kişi de değildi. Hatta Amerikan Büyükelçisi kendisinin iyi bir gazetecilik yaptığını, zor sorular sorduğunu söylemişti. Bu durumda anlam veremememi anlayışla karşılayınız. Öyle ya, Suriye politikasının asli sahipleri durumdan şikâyetçi değilken, taşeronları neden şikâyetçi oluyorlar ki? Utku’nun “Rahat uyumamama neden olması gereken bir durum mu var” sorusuna da içimden güldüm, genç ve başarılı arkadaşım, Türkiye’de Başbakan’ın hoşuna gitmeyecek işler yapan gazetecilerin başına neler geldiğini bilmiyor muydu? Bu konuyu Ahmet Şık, Nedim Şener, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Doğan Yurdakul’a sormak gereğini de duymamış mıydı? Oralara kadar uzanamadı diyelim. Hiç değilse Esad ile görüşme isteğinden Erdoğan’ın talebi üzerine vazgeçen Ertuğrul Özkök’e de soramaz mıydı? ??? Sayın Davutoğlu’nun da, özür dilerim ama, onun da insanı ister istemez güldüren sözleri yer alıyor yazıda; birlikte bakalım: Basın özgür. İsteyen Esad ile konuşur, konuşsun da... Şimdi, siyaset sahnesinde de efendi üslubunu koruduğu için hep saygı uyandırmış Sayın Davutoğlu’na hapisteki gazetecileri, Başbakan’ın talimatıyla işini yitirmiş meslektaşlarımızı anımsattıktan sonra, bu görüşmeden bile Başbakan istemediği için korkup vazgeçenleri anımsattıktan sonra soralım: Bu sözleriniz üzerine söyler misiniz, değerlendirmelerinize nasıl güvenelim? Aslı Aydıntaşbaş, yazısında Dışişleri Bakanı’nın kendi Suriye politikalarını eleştirenlere kızgınlığını anlatıyor. Onlardan biri olarak belirtmek isterim ki, Esad’ın sapına kadar diktatör olduğunu gayet iyi biliyorum. Yine biliyorum ki Esad, Erdoğan ile yapılmış bir röportajı kesinlikle yayımlatmazdı. Suriye’deki gazetecilerin ve muhaliflerin halini biliyorum. Ama Türkiye’dekilerinkini de biliyorum. ??? Davutoğlu’nun, Türkiye’nin Suriye politikasını biçimlendiren faktörlerin, insanlık onuru, özgürlük ve demokrasi olduğu yolundaki açıklamalarına da katılamıyorum. Katılamıyorum, “çünkü öyle olsaydı eğer” Ömer el Beşir’i aynı kişiler bağırlarına basmazlardı, diye düşünüyorum. Suriye’de demokrasi havarisi kesilip, Suudi Arabistan söz konusu olunca aynı kavramı aklının ucundan bile geçirmeyenlere “Geçiniz efendim, geçiniz!” diyorum. Çok kullanılmış bir yöntemi bir yana bırakalım. Nasıl ki Irak’taki Amerikan cinayetine karşı olmak, Saddam’a yandaş olmak değilse, Suriye’de oynanan oyuna karşı çıkmak da diktatör Esad’a ya da uçağımızı uyarmadan düşürmesine yandaş olmak demek değil. ABD’nin bölgeyi yeniden dizayn etme amacıyla oluşturduğu Suriye politikasına da Türkiye’nin çıkarları açısından karşıyım. Çünkü Esad’ın ani bir gidişi ile doğacak kaosun, ülkeden bize ve bütün bölgeye sıçrayacağına, yarın öbür gün bugünün baş aktörlerinin Esad’a oynadıkları oyunun aynını Türkiye’ye oynamaya kalkacaklarına inanıyorum. Çünkü Suriye’nin parçalanmasının, bölgede başka parçalanmalara yol açacağı, hiç değilse kimilerinde bu konuda iştah yaratacağını düşünüyorum. Bu yüzdendir ki, taşeronluğu yapılmakta olan Suriye politikasını eleştirmemize kızanların, yurtseverlik dersi verecek değil, alacak konumda olduklarını sanıyorum. Meclis vekilleri bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması durumunda yemin etmeleri için TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmaya hazırlanırken AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “CHP’nin Meclis’i toplantıya çağırması için bize ihtiyacı yok. Biz parlamentoyu boykot etmeyiz” dedi. TBMM içtüzüğüne göre; TBMM tatil veya ara verme sırasında cumhurbaşkanı veya TBMM başkanı tarafından toplantıya çağrılabiliyor. Üyelerin beşte birinin imzası (110) ile de olağanüstü toplantı çağrısı yapılabiliyor. Tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması durumunda hemen TBMM’nin olağanüstü toplantıya çağrılması için CHP ? CHP’nin, salıverilmeleri halinde tutuklu vekillerin yemin edebilmesi için Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırma girişimine MHP tam destek verdi. AKP Grup Başkanvekili Elitaş da, ‘’Bize ihtiyaçları yok. TBMM’yi tahliye olan milletvekillerinin yemin etmesi gündemiyle toplantıya çağırabilirler. Meclis bu gündemle toplanıp, milletvekilleri yemin ettikten sonra tekrar tatile girer” açıklaması yaptı. grubunun 110 imzası hazır bekletiliyor. CHP’nin olağanüstü toplantıya çağırması durumunda toplantı yeter sayısı için 184 milletvekilinin Genel Kurul’da hazır bulunması gerekiyor. AKP’nin 326, CHP’nin Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal dışında 133, MHP’nin Engin Alan dışında 50, BDP’nin de 5 tutuklu milletvekili dışında 24 milletvekili bulunuyor. Bu durumda AKP katılmasa bile muhalefet TBMM’yi açıp, tutuklu milletvekillerinin yemin etmesini sağlayacak çoğunluğa ulaşabiliyor. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, dün bu konudaki sorular üzerine “CHP 110 imzayı kendi içinde zaten bulabilir. Bize ihtiyaçları yok. TBMM’yi tahliye olan milletvekillerinin yemin etmesi gündemiyle toplantıya çağırabilirler. Meclis bu gündemle toplandıktan sonra tekrar tatile girer” açıklamasını yaptı. Elitaş, “Biz Meclis’i hiçbir zaman boykot etmeyiz. İsteyen milletvekilleri gelebilir” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da CHP’nin çağrısının yerinde olduğunu vurguladı. Vural, “Olağanüstü toplantı çağrısını Meclis Başkanı yapmalı. Bu çağrıya da bütün siyasi partiler destek olmalı. CHP’nin çağrısını prensip olarak destekliyoruz” dedi. Vural, AKP’nin çağrıya destek vermemesi veya Meclis Başkanı’nın Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmaması durumunda, bu işi muhalefetin de yapabileceğini kaydetti. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “hâkimlerin, tutuk luluğun devam edip etmemesine ilişkin vereceği kararlarda, TBMM’nin iradesini gözönünde bulunduracaklarını düşündüğünü” söyledi. Hamzaçebi, “Millet adına karar veren yargının, yine millet adına karar alan, yasa çıkaran parlamentonun iradesini bir kenara atacağı kanaatinde değilim” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, “Tutuklu milletvekilleri serbest kalırsa Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmayı düşünür müsünüz” sorusuna “Arkadaşlarımız serbest bırakıldıklarında elbette büyük bir memnuniyetle hepimiz tatillerimizi yarıda kesip çalışmalarımıza son verip burada olacağız” yanıtını verdi. ‘HÜKÜMET ELİNİ ÇEK’ SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Mimarlar Odası’na uluslararası destek İstanbul Haber Servisi Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Başkanı Albert Dubler, Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) Başkanı Selma Harrington, Akdeniz Mimarlar Birliği (UMAR) Başkanı Andre Bekhazi, Almanya Federal Mimarlar Odası Başkanı Sigurd Trommer, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e mektup yazarak iktidarın mimarların meslek alanına yönelik müdahalelerini kınadı. Mektup, bilgi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a da iletildi. Mimarlar Odası’ndan yapılan açıklamada, 10 yıla yakın bir süredir AKP hükümeti tarafından “kentsel dönüşüm” adı altında “doğa ve tarih yağması” niteliğinde, “rant” amaçlı yatırım kararları ile kentlerin afetlere daha açık hale getirildiğine dikkat çekildi. Açıklamada, en son uluslararası mimarlık örgütlerinin Cumhurbaşkanı’na gönderdiği uyarı mektubuna atıfta bulunularak şöyle devam edildi: “Uygar ülke ölçütleri, hukuk ve demokrasi ile bağdaşmayan, anayasaya ve ilgili yasalara açıkça aykırı olan gelişmeler nedeniyle meslektaşlarımızın mesleğine sahip çıkma yönünde gösterdikleri duyarlılıkları, bu konudaki ulusal ve uluslararası uyarıları hükümetin artık dikkate almasını diliyoruz. Meslek örgütlerinin potansiyellerini kavramaktan uzak, 400 bini aşkın üyesi bulunan TMMOB’ye ve diğer meslek birliklerine müdahale eden bu otokratikrantçı anlayışa rağmen; Mimarlar Odası’nın kamu ve toplum yararı temelinde meslek örgütlülüğünü ve meslek alanını, üyelerin haklarını ödünsüz savunmak ve geliştirmek için çalışmalarını kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.” Tüm KCK tutukluları bırakılsın Halkevleri’nden 4+4+4’e karşı kampanya Halkevleri Egitim Hakkı Meclisi, 4+4+4 yasasının durdurulması için ülke çapında imza kampanyası başlattı. Halkevleri Egitim Hakkı Meclisi üyeleri, Taksim’deki TMMOB İstanbul Şubesi’nde imza kampanyası hakkında bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya çok sayıda sivil toplum örgütü, akademisyen ve aydın katıldı. Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, yeni eğitim sistemi ile birlikte bütün okulların imam hatipe çevirilmesinin amaçlandığını belirterek“Okulların bölünmesi, imam hatiplere çevrilmesi, etütlü okulların kapatılması, öğrenci ve öğretmenlerin sürgün edilmesi, 4+4+4 eğitim modelinin ucubeliğini gösteriyor” diye konuştu. Etkinliğe katılan gazetemizin yazarı Şükran Soner okulaile birliklerinin topladığı paralarla yapılan okullarda ikili sistemin bir arada olmasının mümkün olmadığını belirterek velilerin hangi haklara sahip olduğu ve ne yapması gerektiği yönünde bilgilendirilmeleri gerektiğine dikkat çekti. Gazetemiz yazarı Mustafa Sönmez de çocuklar üzerinden topluma deli gömleği giydirilmeye çalışıldığına dikkat çekerek “Bu yasanın amacı tek tip insan yaratmak. Acilen harekete geçmek gerekiyor” dedi. (Fotoğraf: SERCAN MERİÇ) MAHMUT ORAL KAPLAN: Sarıyıldız’ın tahliye başvurusu kabul edilmedi BDP’li vekile ret DİYARBAKIR(Cumhuriyet) Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK davasının tutuklu sanığı BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın “3. yargı paketi” kapsamındaki tahliye talebini reddetti. Sarıyıldız’ın önceki gün avukatları aracılığıyla yaptığı tahliye talebini dün karara bağlayan mahkeme, tahliye talebini reddetti. Mahkeme heyeti kararında, sanık Sarıyıldız’ın “terör örgütünün çağrısı doğrultusunda 5 ayrı eylemi organize ettiği, esnaftan kepenk kapatmayı istediği” iddiasıyla hakkında TCK’nin “Terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığını belirterek “Dosyadaki olay ve fotoğraf tespit tutanaklarına göre kuvvetli suç şüphesinin varlığı, suçun CMK 100/3. maddesinde yer alan katalog suçlardan olması, kaçma şüphesinin bulunması ve bu koşullar altında adli kontrol uygulamasının tutuklamadan beklenen amaca ulaşılmasını sağlamayacağı göz önüne alınarak tahliye talebinin reddine karar verilmiştir” dedi. Öte yandan, KCK davasından yargılanan tutuklu sanık BDP Milletvekili İbrahim Ayhan’ın avukatı, müvekkilinin tahliyesi için dün mahkemeye dilekçe verdi. Diğer tutuklu sanıklar BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak ve Van Bağımsız Milletvekili Kemal Aktaş ile BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım’ın avukatlarının da önümüzdeki hafta müvekkillerinin tahliyesi için mahkemeye dilekçe vereceği kaydedildi. DİYARBAKIR BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 3. yargı paketindeki yasa değişikliğinin ardından tutuklu bulunan tüm KCK sanıklarının tahliyesini beklediklerini, milletvekillerinin adli kontrol şartı aranmadan serbest bırakılmasını istedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin Sur ilçesine bağlı 44 köye su götürme projesinin açılışından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, 3. yargı paketindeki yasa değişikliğinin ardından tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılmasını beklediklerini söyledi. Demirtaş, “Hiçbir milletvekili adli kontrole tabi tutulmamalıdır. Sadece milletvekillerimizin değil belediye başkanlarımızın, meclis üyelerimizin, siyasetçilerimizin, gençlik meclisi temsilcilerimizin tamamının bugünlerde serbest bırakılmasını bekliyoruz” dedi. ÖYM’ler sınavda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, “adli kontrol” uygulamasıyla tutuklu milletvekillerinin serbest kalmaları gerektiğini belirterek, “Bugün itibarıyla özel yetkili mahkemelerin bir sınavda olduğunu söylüyoruz. Bu değişikliklerden sonra özel yetkili mahkemelerin ne yapacağını göreceğiz” dedi. İMRALI Gemi yine ‘bozuk’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları Mazlum Dinç, Hüseyin Boğatekin ve Rezan Sarıca, Öcalan ile İmralı’da görüşebilmek izin Bursa Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. İmralı Cezaevi İdaresi, avukatlara “geminin onarımda” olduğu gerekçesiyle görüşmenin gerçekleştirilemeyeceğini bildirdi. Öcalan, 345 gündür avukatlarıyla görüştürülmüyor. ağın arkasında milyonlarca insan var’ Demirtaş, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi ’nin, “BDP’li belediyeler dağa para gönderiyor” dediğini belirterek tepki gösterdi. Demirtaş, “Dağın, paramıza, sizin paranıza, devletin parasına ihtiyacı yok. Dağ ayakta kalıyorsa, arkasında milyonlarca insan var” dedi. ‘D C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle