Katalog

SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2012 CUMARTESİ 18 SPOR KULÜP PATRONLARI TFF BAŞKANINA SESLENDİ: SÜPER LİG’DE ESKİ SİSTEME DÖNÜLSÜN Demirören’e ‘playoff’ ricası ARİF KIZILYALIN Fikstür çekimine 10 günden az bir süre kala Kulüpler Birliği Vakfı, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören’e son sözünü söyledi: “playoff sistemini istemiyoruz.” Geçen sezon yayıncı kuruluş Digiturk’un isteğiyle oynanan ve 34 haftalık lig maratonunu 40 haftaya çıkaran playoff sisteminin Türk futboluna beklenen ‘ivme’yi kazandırmadığını savunan kulüp başkanları, Yıldırım Demirören’den konuyu çözmesini istediler. Kulüpler Birliği Vakfı’nın playoff sistemi ile ilgili en önemli çekincesi ise zirveye oynayan ilk 4 ekip haricinde hiçbir takıma gereken katkıyı sağlayamaması. Anadolu ekiplerinin şiddetle karşı çıktığı sisteme, geçen yılın şampiyonu Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor da sıcak bakmıyor. Fenerbahçe ise sistem ile ilgili net bir karara varmış değil. TRANSFERDE ACELE YOK Spor Servisi G.Saray, yeni sezon öncesi yurtdışı kamp çalışmaları için dün Avusturya’ya geldi. G.Saray’ın gündemindeki konuların başında gelen transferlerle ilgili Sarı Kırmızılı yönetici Abdurrahim Albayrak, “Transferde acele etmemek lazım. Umarım Avusturya kampında da yeni arkadaşlar aramıza katılırlar. Melo konusunda hiçbir problem yok, her şey yolunda” dedi. G.Saray Teknik Direktörü Fatih Terim’in ise transfer hakkında “Diğer gelişmeleri kamptan hep beraber, nasıl olsa bazı arkadaşlarla takip edersiniz” ifadeleri yönetime üstü kapalı mesaj olarak algılandı. Terim, Avusturya kampı kadrosuna 4 ismi dahil etmedi. Deneyimli çalıştırıcı, Mehmet Batdal, Serkan Kurtuluş, Kâzım ve Pino’yu Avusturya’ya götürmedi. BÜYÜKLER DE İSTEMİYOR P 5.5 ay futbol yok Playoff ve Süper Final sistemine hayır diyen klüplerin en önemli dayanağı, zirveye oynayan takımlar haricideki diğer ekiplerin 5.5 ay süre ile futbol heyecanından uzak kalması. Mart sonunda sıralama kesinleştikten sonra ilk 8 sıra dışındak tüm ekiplerin ‘sezonu fiilen’ kapamasının, hem performans hem de gelirgider dengesizliğine neden olduğu belirtilirken bir kulüp temsilcisi sıkıntılarını Demirören’e şöyle dile getirdi: “Ligin zirvesindeki takımlar belki mayıs ortasına kadar heyecanlarını koruyor ancak diğer takımlar mart ayı geldiğinde sezonu bitiriyor. Hele bu yılki gibi küme düşme hattı 25. haftadan sonra belli olursa hiçbir takım maçlara gereken önemi vermiyor. Kaldı ki 2. playoff denen gruptaki takımlar da, Türkiye’deki garip lig ve kupa statüsü ndeniyle hedefsiz olarak maçlara çıkıyor. Bu yıl lig dördüncüsü ile 2. playoff birincisi arasında oynanması gereken maçın oynanmaması da bunun en büyük kanıtı.” layoff sistemine hayır diyen büyük kulüplerin dayanağı ise, 34 haftalık maratonun 40 haftaya çıkması ve sıkıştırılan lig fikstürü. Geçen sezon 2.5 günde bir maç oynamanın faturasını ağır biçimde ödeyen Trabzonspor ve Beşiktaş playoff’a şiddetli karşı çıkarken bu sezon Avrupa’da en az 6 maç yapacak olan Galatasaray da şimdiden playoff konusundaki görüşünü belirtti. 4 büyüklerin üçünün teknik direktörü Şenol Güneş, Samet Aybaba ve Fatih Terim de playoff’u istemediklerini dile getirdi. Maç başı para Playoff sisteminin kulüpler üzende açtığı en önemli yara ise özellikle yabancı oyunculara ödenen maç başı paralardaki artış. Her kulübe 6 maçlık fazladan ödeme programı getiren payoff sisteminin, getirisi ise ancak masrafları karşılıyor. Geçen sezon Süper Final serisinde yaşanan seyirci olaylarına da dikkat çeken kulüp temsilcileri 2. playoff takımları arasınaki maçların ise hiç seyirci çekmemesinin sıkıntısını da dile getirdiler. Cezası onanan SiyahBeyazlılar’ın yerine Eskişehirspor mücadele edecek Feda Her şeyin hızla kirlendiği, satıldığı veya pazarlandığı, küresel yaklaşımlar masalıyla ulusal olan her şeyin tekellerin emrine verilmeye başlandığı 2000’li yılların başında, elbette ki Seba Beşiktaş’ı ve felsefesi, adının sonradan “endüstri” olacağı futbol piyasasına uygun düşmüyordu. Çünkü ulusaldı, ticari değildi ve henüz ruhunu satmamıştı. Beşiktaş’ta var olan, takdir edilen yaklaşım, Şeref Bey’den beri topluma, kendisine ve rakiplerine aynı tevazu ve saygı ile devam ediyorken bir anda “eski ve romantik” bulunarak atıldı. Kurucuların ve unutulmaz Başkan Seba’nın, bu kulübe ait olma duygusunu bir kimlik gibi taşıyan taraftarlarının, yani o felsefenin sahiplerinin bunun reklamını yapmadığı ortamda, kazanmak için emek verilmemiş paraları saçmayı marifet bilenlerin kulübü getirdikleri iflas masasında birden adı “Beşiktaşlılık duruşu” olan bir yalan uyduruldu! Oysa kimsenin bundan farklı bir duruşu yoktu ki Beşiktaş’ta. Niyeti de. Elbette sonradan gelen mirasyedi ve küresel sermaye pazarlamacıları dışında! Kulübün mali yapılanmasını bir uyuşturucu tutkunu haline getirip sürekli birilerinin kendi kof reklamı için para vermesi düzenine getirilmesi sırasında ses çıkaramayanlar, bir gece yarısı elleri titremeden, kulüp senetlerine imzalarını korkmadan atarak, 8 yılda sokağa atılan yüz milyonları iki yılda Beşiktaş’a ödettirmeyi marifet sandılar. Bu acı süreçte büyük olmanın çok parası olmak ve milyonları harcamak anlamına gelmediğini çok iyi anladı Beşiktaş. Anladı ama korkarım ki eski saraylı misali evdeki gümüşleri satma pahasına. Büyük bedeller ödeyerek ve bir süre de ödemeye devam etmek zorunluluğunda olarak. Şimdi bekle ki duruşun sahibi olduğunu söyleyenler bu parayı bağışlasın. “Çıldırt bizi başkan” nidalarıyla dalgalanan tribünler, şimdi bu enkazı kaldıracak olanları kısa sürede sorgulamaya başladı. Ne acı... Şimdi Beşiktaş’ta yeni bir düzen kuruluyor. Bu yeni düzenin sahiplerinin asıl amacı öz kimliğe dönmek. Çok da istekli olarak yönetime geldiği söylenemez bu yöneticilerin. Bir anlamda cami avlusunda bulunan çocuğun zorunlu olarak kucağa alınması gibi bir şey bu. Ama yine de temel yaklaşımları öze dönmek, özkaynak düzenini ayağa kaldırmak. Böyle diyorlar, sözün sahipleri. Görmek lazım. Beşiktaş’ın yeni başkan ve yöneticileri, sorunların çözümünde şüphesiz ki en ağır yükün altında. Başarılı olmaları sadece Beşiktaş camiasının değil aynı zamanda, futbol dünyasının samimi diğer kesimlerinin de arzusu. Ancak karşılaştıkları sorunu çözmek, sanki bütün problem kulübün ipotek altına alınan mali yapılanmasındaymış gibi düşünmekle olmaz. Artık bıktırıcı bir hale gelen bu ağlama hali, paramız yok feryatları ile de olmaz. Büyük kulüp olmanın yazılı olmayan kuralları vardır. Her şeyi gidenler yaptı deyip sorumluluktan da kaçılamaz, büyük kulüplerde. Şimdi yeni dönem yeni bir sloganla başladı: “Feda.” Feda edilenin yine malum değerler olmaması gerek! Taraftarın ya da kulübün sahiplerinin kaynaklarına yeni bir el uzatma taktiği de olmaması gerek. Ve yine başta takımın teknik sorumlusu olmak üzere “boş sözleşmeye” imza attım, bakın görün neleri “feda” ettim kandırmacası da olmaz! Burası yöneticiler ayrık herkesin profesyonel emeğini sattığı bir yer. Bu yere en son çalışılan yerin katbekat üstünde ücretler ile gelenlerin sorumlulukları ucuz hamasetle de gözden kaçmaz. Umalım ki “feda” derken feda edilen Beşiktaş olmaz! Beşiktaş Avrupa’da yok Spor Servisi UEFA’nın verdiği ‘Avrupa’dan men’ cezası sonrası Uluslararası Spor Mahkemesi’ne (CAS) başvuruda bulunan Beşiktaş, beklediği müjdeli haberi alamadı. CAS, ‘vadesi geçmiş borçlar’ ve ‘yalan beyan’ gerekçesiyle UEFA tarafından Beşiktaş’a verilen ‘Avrupa kupalarından men’ cezasını onadı. Bu kararın ardından Beşiktaş’ın önümüzdeki yıl UEFA Avrupa Ligi’nde oynama şansı tamamen kapandı. CAS’ın kararı onamasının en önemli nedeni olarak tespit edilmiş ihlallerin yanında önceki yönetimin, kulübün borç durumu ‘YÜKSELİŞİMİN SIRRI AYKUT KOCAMAN’ DÜZCE (Cumhuriyet) F.Bahçe’nin Brezilyalı yıldızı Cristian Baroni, geçen sezon Teknik Direktör Aykut Kocaman’ın yaptığı görev tanımıyla kendisine saha içinde daha çok serbestlik tanındığını, bu durumun da verimini artırdığını söyledi. Baroni şu ifadeleri kullandı: ? Kendimizi iyi bir şekilde hazırlayıp Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya ve ülke içindeki tüm kupalara talibiz. ? Geçen sezon takımdan ayrılmam yönünde çıkan haberler ve yayınlanan video kaydı yaptığım bir hataydı. Ama o video benden bağımsız bir şekilde ve iznim olmadan ortaya çıktı. Daha sonra ben bu konuda vicdan azabı yaşadım ve bunun yanlış bir hareket olduğunu düşündüm. ? Geçen sene bizim için çok sıkıntılı oldu. Herkese karşı mücadele etmek zorundaydık. Şimdi başkanımızın orada oturuyor olması, onun figürü bile bizim için yeterli. Başkanımız ve camiamızla birlikte katıldığımız tüm turnuvalarda istediğimiz sonuçları elde ederiz. Fenerbahçe’nin yeni transferi Egemen Korkmaz dün Topuk Yaylası’ndaki kampa katıldı ve ilk antrenmanına çıktı. KARTAL’IN YERİNE ESKİŞEHİR ? CAS’ın kararıyla birlikte Beşiktaş’ın yerine bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde Eskişehirspor mücadele edecek. Eskişehirspor Başkanı Halil Ünal, “Beşiktaş camiası adına üzülmemek elde değil. Sonuçta ceza aldılar. Ülkemizi Avrupa’da en iyi şekilde temsil edeceğiz. Gerekli takviyeleri yaptık. Takımımız da şimdi Hollanda’da sezona en iyi şekilde hazırlanıyor. Alper Potuk’u da satmayacağız, takımda kalacak” diye konuştu. ile ilgili UEFA’ya gerçeğe aykırı beyanda bulunması gösterildi. Ayrıca Beşiktaş dosyasının, geçenlerde CAS’ta olumlu karara bağlanan Bursaspor’un durumundan da son derece farklı olduğu, YeşilBeyazlılar’ın sadece bir takıma ve nispeten cüzi, hatta sonradan ödenmiş bir miktar borcu varken SiyahBeyazlılar’ın pek çok oyuncuya, takıma, SGK ile vergi dairesine milyonlarca Avro’luk borcu bulunduğuna dikkat çekildi. Bunların yanında, önceki yönetimin borç durumuyla ilgili gerçeğe aykırı beyanda bulunulmasının ise UEFA ve CAS bakımından cezanın verilmesinin ve onanmasının asıl nedeni olduğu vurgulandı. Uğur’la 3 yıllık anlaşma Yeni sezon öncesi kadrosunu kuvvetlendirmek isteyen Beşiktaş, Samsunspor’dan ayrılan eski F.Bahçeli futbolcu Uğur Boral ile 3 yıllık anlaşmaya vardı. Tecrübeli futbolcu Siyah Beyazlılardan yıllık 700 bin Avro garanti para ile maç başına 10 bin Avro alacak. Ceza alan safkanlar arasında eski Beşiktaş yöneticisi Serdal Adalı’nın da atı bulunuyor Doping yine hortladı HİLMİ TÜRKAY At yarışı camiası farklıdır yani futboldaki gibi değildir. Olup bitenler sır gibi saklı kalır, bir tanıdığınız falan olmazsa haber alma durumunuz yok denecek kadar azdır. Yıllar öncesinde gazetemizin çok özel bir ekibi vardı. Bu ekip sadece tahminleri yapar, haber olduğunda bana aktarırlar, ben de araştırır toparlar yazardım. Birçok ödülüm oldu Türkiyle Jokey Kulübü’nden. Haberlerimiz ses getirmişti o zamanlarda. Çünkü her biri manşetlik haberlerdi. Şimdi bakıyorum at yazarları bazı önemli haberleri görmezden geliyor. Futbolda durum böyle değil işte. Kıyametler kopuyor, yer yerinden oynuyor. Bir şike olayı bir yıldır gündemden hiç düşmedi. Bittiği halde haber akışı yine devam ediyor. Hipodromlar yarışseverlerin her zaman umut kapısı olmuştur. Öyle insanlar tanıdım ki evlerine ekmek götürmezler cebindeki 35 lirayı bahise yatırırlardı. Ben bu insanlara gerçekten acıyorum. Çünkü bu camianın içinde o kadar çok dönen dolaplar oluyor ki yazsam kitap olur. Orta direk bana göre her zaman yemdir. Bazı atlar kendi gücüyle koşarlar bazı atlar ise takviye alırlar. Bu takviyeler bir nevi dopingdir. Gün olmuş at sahibi bile atının kazandığında şaşırıp kalmıştır tribünde. Geçmişte birçok kez doping olaylarına tanıklık etmiştim. Bazı haberlerimiz de doping üzerineydi. Çok sayıda at, at sahibi, doping yaptıkları gerekçesiyle ceza almıştı. ve Fransa’da akretide olmuş bir laboratuvara gönderilmiş. Yaklaşık bir ay kadar sonra 4 safkanın numune sonuçları Türkiye Jokey Kulübü Teknik Bürosu’na ulaştı. Cezmi Artık’ın sahibi olduğu Serdal Adalı Hasanağa’da Methenilone, Serdah Adalı’nın sahibi olduğu Dont Stop Me’de Ethacrnicacid ve Tranxamicacid, Alev Dilmaç’ın sahibi olduğu Uncle Harry isimli safkanda Ethacrnicacid ve Tranxamicacid, İ.Gökalp Sofuoğlu’nun sahibi olduğu Barkın isimli safkanda Tranxamicacid, Capsaicine ve Etamsylate isimli uyarıcı yasaklı doping maddesine rastlandığından bu 4 safkan koşulardan diskalifiye edildi. Ayrıca 15 Haziran Cuma günü İstanbul’da start aldığı Şartlı5 yarışı kazanan Yusuf Zingal’a ait Baldovino isimli safkandan alınan örnekler sonucunda Methacarbamol isimli uyarıcı yasaklı doping maddesine rastlandı. Baldovino’nun hem o gün kazandığı yarış ile beraber 24 Haziran Pazar günü kazandığı Anafartalar koşusundan diskalifiye edilmesine karar verildi. 2 Haziran Cumartesi günü Ankara yarışlarında yapılan tüm koşuların Fransa’ya gönderilen doping kontrol sonuçları henüz gelmedi. Ne doping haberi; 3 Haziran Pazar günü dersiniz buradan da bir doping vakası İstanbul’da yapılan yarışlar sonrası çıkar mı?..Çıkarsa ‘’sürpriz ‘’ dereceye giren safkanlardan alınan olmamalı. ‘’Üçkâ§ğıtçılık’’ içimize idrar ve kan örnekleri Etlik Merkez Veteriner Kontrol Araştırma Enstitüsü girmiş bir kere... BURAK YILMAZ BELİRSİZLİĞİ TRABZON (Cumhuriyet) Trabzonspor’la yaptığı sözleşmesinde bulunan, “5 milyon Avro bonservis bedeli karşılığı gidebilir” maddesine dayanarak takımdan ayrılmak için izin isteyen Burak Yılmaz konusundaki belirsizlik sürüyor. Trabzonspor Başkanı Sadri Şener tarafından 10 Temmuz’a kadar izin verilen Burak’ın Lazio ile yaptığı görüşmeler iyice çıkmaza girdi. Burak’la anlaşmasına rağmen Başkan Sadri Şener’i, hem 5 milyon Avro’nun takside bölünmesi, hem de sonraki satıştan verilecek yüzde 25’lik payın kaldırılması konusunda ikna edemeyen Lazio, transferden vazgeçme noktasına geldi. LEFTER KUPASI BAŞLIYOR Spor Servisi Fenerbahçe ve Türk futbolunun efsane isimlerinden ‘Ordinaryüs’ lakaplı Lefter Küçükandonyadis anısına düzenlenen Lefter Kupası Futbol Turnuvası bugün Kınalıada’da başlayacak. Adalar Müzesi tarafından, “Biz futbolu seninle sevdik” sloganıyla gerçekleştirilecek organizasyon, sembolik olarak dört adanın isminin verildiği takımlar arasında oynanacak. Turnuvada yer alacak dört ekipte Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın yanı sıra, İstanbul’un çeşitli takımlarında forma giyen eski futbolcular yer alacak. Bugünle geçmiş arasında pek fark yok. Tamam hipodromlarda anormal derecede gelişmeler oldu ancak doping yine koşu sahalarınnın vazgeçilmezi. İşte sıcağı sıcağına bir C MY B C MY B