11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 2012 CUMARTESİ [email protected] 16 DT ve ŞT’nin özelleştirilmesine ilişkin bir rapor hazırlandı KÜLTÜR Londra 2012 Kültürel Olimpiyatı’nın direktörü Ruth Mackenzie temel yaklaşımını anlattı AKP tiyatroya ‘ömür biçti’ ? Devletin işveren konumundan çıkartılması gerektiği belirtilen raporda “Devlete bağlı sanat kurumları ömrünü tamamladığını açıkça göstermektedir” ifadelerine yer veriliyor. SELDA GÜNEYSU Cesur ve yenilikçi NEVSÂL BAYLAS HUGHES Vüs’at O. Bener... Bu yaz nedense hep eski kitaplara yönelir oldum. Geçen hafta sözünü ettiğim Peride Celal’in Üç Yirmidört Saat’inden sonra Vüs’at O. Bener’in Kapan ile Dost kitaplarını okudum. Aslında ikisini de geçen ay okumayı düşünüyordum. Yedi yıl önce haziran ayında yitirmiştik onu. Kendimce anmak istemiştim Vüs’at’ı. Okuduğum ilk satırından bu yana beni hiç hayal kırıklığına uğratmamış bir yazardı o. Dost’un yayımlanışını hatırlıyorum. Yepyeni, ama usta mı usta bir yazarın kaleminden çıkmış, abartılmamış hüzünlerle örülü sıcacık bir kitaptı. (Yayınevi yöneticiliğim sırasında, yayımlamak istediğim ilk kitaplardan biriydi, Onat Kutlar’ın İshak’ıyla birlikte. Baskısı çoktan tükenmişti. Yıllardır ortalarda yoktu. Bener’e yazıp yeni baskısını yapmayı önerdim. “Peki” dediğinde duyduğum sevinci unutamam.) İkinci kitabı Yaşamasız da Dost’un çizgisindeydi. Sonra uzun süre soluğu çıkmadı Bener’in. Yazmadı. Ya da yayımlamadı. Ihlamur Ağacı oyunu dışında. Derken bir oyun daha: İpin Ucu. Bunları yine yıllar sonra Buzul Çağının Virüsü romanı izledi. Neyse, onun arkasından kendini çok özletmeden yeni yeni kitaplar çıkardı: SiyahBeyaz, Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren, Bay Muammer Sahtegi’nin Notları... Araya bir de Manzumeler adlı şiir kitabı sıkıştırdı. ??? Sözgelimi, bir Orhan Kemal gibi kolay ulaşılan bir yazar değildi Bener. Anlatımın sınırlarını keşfe çıkmıştı sanki. Anlatacaklarını şiirsellikle, özgün imgelerle dile getirmeye çalışıyordu. Bunu söz oyunlarıyla değil, yalın bir dille başarıyordu; “konuşur gibi”. Ne diyordu Bilge Karasu: “Bu ‘konuşur gibi’ yazılmış metin ancak okunduğunda, bir şekil sürekliliği ile birlikte bir de anlam sürekliliği kazanır.” Bener hep gerçeğin peşindeydi. Onu görünürde değil, insanın derinliklerinde aradı. Bu arayışını temelde klasik öykü kalıplarını koruyarak ama ona “yenilikler” katarak gerçekleştirdi. ??? Vüs’at O. Bener’den okuduğum son kitap, onun da son kitabı olan Kapan’dı. Bir solukta okunacak (81 sayfa) 21 kısa öyküden oluşuyordu. Bir yaşamdan çizgilerdi bunlar. Alışılmış öykü çerçevesinin içinde yer almıyordu belki. Ama hepsi düpedüz öyküydü. Nice yazar, ikişer üçer sayfalık bu “anlatı”ların her birinden sayfalar dolusu destanlar yaratırdı. Ama Bener, alıştığımız ekonomisi, seçiciliği, yalınlığı içindeydi hep... Laf ebeliği denen illete öylesine yabancıydı ki. Bu yüzden etkiliydi, vurucuydu. ??? Kitaplarını Türkçeye çevirdiğim Edita Morris’e bir gün dili neden isteyerek bozduğunu sormuştum. Vietnam’a Sevgiler bir Japonun, Nasıl mısın, İyi misin bir Jamaikalının ağzından bozuk İngilizceyle yazılmıştı. Edita, “Romanlarımda birtakım acı gerçekleri anlatmaya çalışıyorum” demişti. “Onları böyle doğalkomik bir biçimde aktarırsam o acıyı daha vurucu bir biçimde ortaya çıkardığıma inanıyorum.” Kapan’ı okurken Edita’nın sözleri gelmişti aklıma. Bener, kitaba adını veren öyküsünün bir yerinde “... duygu, acınası zavallı” diyordu. “Yenilmeye layık! Deşmeyegör, altı korkunç yüzsüz.” Oysa bütün öyküler duygu yüklüydü. Sözgelimi, babasıyla annesinin ölümlerini anlattığı “Ya Herru Ya Merru” ile “Uyumak”. Bunları “acınası zavallı” kılmayan, Bener’in ustalığıydı. Ölümü değil, olağan, sıradan bir şeyi anlatıyordu sanki. Trajediyi gündelik bir olaya dönüştürüyordu. Bu da Edita Morris’in bir başka biçimde başardığı gibi acıyı yoğunlaştırıyordu. Yukarıda hep “öykü” dedim ya, galiba değil. Şiir bunlar. Acının, mutsuzluğun, umutsuzluğun şiiri. ANKARA AKP, Devlet Tiyatroları (DT) ile Şehir Tiyatroları’nın özelleştirilmesine ilişkin raporu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, devletin “işveren” konumundan çıkartılarak özel tiyatroları desteklemesi görüşüne yer veriliyor. Rapordaki değerlendirmelerin, tiyatroların özelleştirilmesine ilişkin hazırlanan yasa taslağıyla örtüşmesi de dikkat çekiyor. AKP’nin tiyatrolara ilişkin hazırladığı raporda öne çıkan değerlendirmelerden bazıları şöyle: ? Tiyatro tartışmalarının içinde “özgürlük kavramı” vardır. Tiyatro sanatında özgürlük, halkı, halkın değerlerini küçük düşürme hakkını içermez. Tiyatronun seyircisi Türkiye halkının tamamıdır. ? Bugün gelinen noktada devlete bağlı kurumlar eliyle sanat etkinliği gerçekleştirmek; ihtiyaçtan fazla sanatçı istihdamı, memur sanatçıların randıman eksikliği, rekabete açık olamamak, bürokratik hantallık, çağdaş sanatsal gelişmeleri takip edememek gibi sebepler dolayısıyla son derece pahalı ve verimsiz bir hal almıştır. ? Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde sorun, devletin sanat kurumları açmak yerine özel sanat kurumlarını desteklemesi suretiyle çözülmektedir. ? Ülkemizde Kültür ve Turizm Bakanlığı eliyle belli ölçülerde destek sağlanan sinema sektörü ve özel tiyatrolar, aldıkları maddi yardımın çok üstünde sanatsal faaliyetlerin üretilmesine ve topluma sunulmasına vesile olmaktadır. Örneğin; DT Genel Müdürlüğü’nün 2011 yılı bütçesi yaklaşık 140 milyon liradır ve 2011 yılı itibarıyla sahneleme sayısı yaklaşık 5800’dür. Aynı yıl itibarıyla devlet tarafından 162 özel tiyatroya 3.5 milyon lira destek verilmiştir. Destek alan bir özel tiyatronun sezon boyunca 25 temsil vermesi gerektiğinden yaklaşık 4000 temsile destek verilmiş olunmaktadır. ? Özel tiyatroların temsillerinin yarısının yapılmadığı, yarısının da istenen kalitede olmadığı farz edilse dahi, geriye kalan 1000 temsil için devletin kasasından 3.5 milyon lira çıktığı sonucuyla karşılaşılır. Diğer taraftan 5000 temsil için DT’ye 140 milyon lira harcanmaktadır. ? Devlet bünyesindeki sanat kurumlarıyla millet arasındaki kültürel ve sanatsal bağ son derece zayıftır. ? Devlete bağlı sanat kurumları ömrünü tamamladığını açıkça göstermektedir. Devletin sanatın işvereni konumundan bir an önce çıkması gerekir. LONDRA Son gelişmeleri duyurmak için düzenlediği haftalık basın toplantısında her zaman olduğu gibi gözlerinin için pırıl pırıl. Bu kez moda tasarımcılarıyla sanatçıların işbirliği sonucu hazırlanan bir sergiyi duyuruyor. Moda tasarımcısı Hüseyin Çağlayan ile İngiliz heykeltıraş Gavin Turk arasındaki olağandışı bir buluşmanın ürününden yola çıkarak hazırlanan, Londra 2012 Festivali’nin bin bir çeşit etkinliklerine güzel bir örnek oluşturan Victoria & Albert müzesinde açılan sergiden söz ediyor. Kim mi? Olimpiyat Oyunları’na hazırlanan Londra’da Kültürel Olimpiyat’ın direktörü Ruth Mackenzie. Modern olimpiyat oyunlarının kurucusu Baron Pierre de Coubertin sporun yanı sıra sanat ve kültürü evrensel olimpiyat hareketinin temel öğeleri olarak düşlemiş: Spor, sanat ve eğitim. “Birleşik Krallık’ın olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapacağını öğrenince işte bu üç temel ilkeyi benimseme kararı aldık” diyor Londra 2012 Festivali’nin açılışında Mackenzie. Ev sahibi ülkenin yaratıcı gücünü ön plana çıkaran Kültürel Olimpiyat çerçevesindeki çalışmalar 2008’de Beijing Olimpiyat Oyunları sona erer ermez başladı. Mackenzie direktörlük görevini üstleneli ise 2 yıl oluyor. “Londra 2012 Festivali, dünyanın en büyük spor karşılaşmaları sırasında dünyanın en iyi sanatçılarının sunduklarının izlenmesine fırsat yaratacak” diyen Mackenzie, kimi gösterileri halkın hiç para vermeden izleyebilme olanağını yarattıkları için de mutlu. 21 Haziran’da başlayan bu festival 12 hafta sürecek ve 9 Eylül’de engellilerin katıldığı paralimpik oyunlarıyla birlikte sona erecek. Festivalde neler neler yok ki... Koreograf Pina Bausch’un, aralarında İstan Pina Bausch Wuppertal Dans Tiyatrosu’nun ‘Dünya Kentleri’ dans dizisinden. (Fotoğraflar gettyimages’ın internet sitesinden alınmıştır) ünyaya bakışımızı değiştiren cesur ve yenilikçi sanatçılara yer verdiklerini söyleyen Mackenzie, kimi gösterileri halkın hiç para vermeden izleyebilme olanağını yarattıkları için mutlu. Kültürel Olimpiyat, engellilerin sanata katkılarını da öne çıkaracak. D Ruth Mackenzie bul’un da olduğu “Dünya Kentleri” dans dizisi, ilgiyle izlenen eserlere bir örnek. Daniel Barenboim yönetimindeki WestEastern Divan Orkestrası 2027 Temmuz arasında bu yılki Promenad konserlerinde hem Beethoven’ın senfonilerinin tümünü çalacak hem de Pierre Boulez yönetiminde Boulez’in eserlerine yer verecek. Barenboim’u, Boulez’i ve Bausch’u örnek gösteren Mackenzie “Dünya çapında mükemmelliyet bizim en önemli kriterimiz oldu. Yeni eserler ısmarladık ve aynı zamanda dünyaya bakışımızı değiştiren, cesur ve yenilikçi yaklaşımları olan sanatçılarla festivali kutlamak istedik” diyor. Amerikalı koreograf Elizabeth Streb’in akrobat dansçılarının ne zaman ve Londra’yı simgeleyen hangi bina üzerinde bir gösteri düzenleyeceği sır gibi saklanıyor şimdilik. Millenium Köprüsü üzerinde Martyn Ware ile David Bickerstaff’ın bir saat sü recek “üç boyutlu ses yerleştirmesi”nin nasıl olacağı da bilinmeyenler arasında. Bilinen bir şey varsa o da 21 ve 22 Temmuz’da, olimpiyat oyunlarına ve paralimpik oyunlarına katılan ulusları temsil eden müzisyenlerin yer alacağı, Thames Nehri kıyılarında kurulacak altı sahnede verilecek “Müzik Nehri” diye adlandırılan bedava konserlerin merakla beklendiği. Mackenzie’ye Kültürel Olimpiyat’ın engellilerin sanata katkılarını da öne çıkarıp çıkarmayacağını soruyorum. “Daha önce sağlanmayan maddi olanak larla hazırlanan program, engelli sanatçıların eserlerinin dünyanın dört bir yanında izlenmesi ve takdir edilmesine fırsat tanıyacak” diyor hemen. Çünkü festival sona erdikten sonra da bu eserlerin uluslararası alanda değerlendirileceği inancında. “Claire Cunningham, Simon McKeown, Sinead O’Donnell gibi yeteneklerin adını bir yana yazın derim. Umarım bu etkinlikler gelecekteki oyunlara ve dünyadaki engelli ve sağır sanatçılara bırakacağımız en önemli miraslardan biri olur” diye eklemeden de edemiyor. Ölümünün 17. yılında anılıyor Aziz Nesin için piknik Kültür Servisi Usta mizah yazarımız Aziz Nesin için ölümünün 17. yılında bir anma pikniği düzenleniyor. 6 Temmuz 1995’te yaşamını yitiren Aziz Nesin’in anısına her yıl temmuz ayının ilk cumartesi günü düzenlenen piknik, bu yıl Çatalca’daki Aziz Nesin Vakfı’nın 1 km ötesinde yer alan vakfın çiftliğinde gerçekleşecek. Pikniğe katılmak isteyenler için bugün saat 12.00’de Taksim Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünden servis kaldırılacak. “Sazınızla, sözünüzle, neşenizle gelin” denilen katılım çağrısında, “Bizi büyüten Aziz dedemizi matem havasında değil, bir şenlik havasında anacağız. Eminiz ki o da böylesini isterdi” sözlerine yer veriliyor. www.nesinvakfi.org TAYLIELİ KÖYÜ KÜLTÜR ŞENLİĞİ 12 TEMMUZ’DA BAŞLIYOR Köyümüzde kültür şenliği var! Kültür Servisi Taylıeli Köyü Muhtarlığı ve Anatole Sokak Oyuncuları işbirliğiyle 3. kez gerçekleştirilen “Köyümüzde Şenlik Var! Taylıeli Köyü Kültür, Sanat ve Tiyatro Şenliği” 12 Temmuz’da başlıyor. İmece kültürünün sanat ortamına yansıtılmasını hedefleyen şenlik bu yıl, 22 Temmuz 2008’de yitirdiğimiz usta tiyatro ve sinema oyuncusu Suna Pekuysal anısına ithaf edildi. Şenliğin onur konuğu ise oyuncu Seden Kızıltunç. Dört gün sürecek şenlikte, tiyatro oyunları, her yaş grubu izleyiciye hitap edecek oyun, dans, pantomim, konser, sergi, söyleşi ve atölyelerin yanı sıra Suna Pekuysal ve Seden Kızıltunç filmleri de gösterilecek. Sadece çocuklara yönelik oyunların sergileneceği “Avni Apşin Çocuk Sahnesi”nin açılışı ise 13 Temmuz’da yapılacak. Bu yıl İsviçre’den Kunos Circus Theater’in “Kelebek” adlı gösterisi ile uluslararası boyut da kazanan şenliğin açılış gecesinde piyano sanatçısı Melih Taşçı sahnede olacak. “Aydınlanma AteşiKöy Enstitüleri” başlıklı söyleşi, “Suna Pekuysal Fotoğrafları”, İranlı fotoğrafçı Siamak Zomorodi’ nin “Tiyatro Fotoğrafları” ve Ümran İnceoğlu’nun “Çocuklardık” fotoğraf sergilerinin de yer alacağı etkinlikler 15 Temmuz’a kadar devam edecek. www.koyumuzdesenlikvar.org C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle