12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul B Edirne A Kocaeli A Çanakkale A İzmir A Manisa A Denizli A Zonguldak A Sinop A Samsun PB Trabzon PB Giresun PB Ankara A 34 37 36 34 35 38 42 31 31 31 32 33 40 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A A A A A A A PB 39 39 37 33 35 35 43 43 39 41 33 29 31 Oslo A Helsinki A Stockholm PB Londra A AmsterdamA Brüksel A Paris A Bonn A Münih PB Berlin A Budapeşte Y Madrid PB Viyana Y HABERLER 23 19 21 26 24 25 28 26 26 30 28 36 25 Belgrad Y 27 Sofya A 30 Roma Y 27 Atina A 32 Zürih A 30 Moskova PB 27 Aşkabat A 37 Taşkent A 40 Baku A 31 Bişkek Y 34 Tiflis A 33 Kahire A 39 Şam A 38 Ülkemizin genelinde yağış beklenmiyor. Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri ile Doğu Akdeniz’in iç kesimlerinin parçalı bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Temmuz GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK 6 yıldır hiç kullanılmayan TBMM Başkanlık Konutu yapılan bakıma karşın yıkılıyor ? Baştarafı 1. Sayfada Suriye’de yeni bir Irak’la karşılamak istemediğini” yayıyor. Başbakan’ın, Dışişleri Bakanı’nın “kardeş” sevgisiyle, Kandil’e yuvalanan PKK’yi dağdan inmeye zorlayacak tek adam diye kucakladığı dostları Mesut Barzani ise; binlerce askerini Suriye ordusunun çekildiği, Kürtlerin yaşadığı burnumuzun dibindeki Kamışlı’yı “almaya” gönderiyor. 12 Kürt örgütünü bir araya getirerek Kürt Ulusal Konseyi’ni kurduran, Suriyeli Kürtleri eğiten ve Kamışlı’ya binlerce peşmergeyi gönderen Barzani; AKP hükümetini uyutarak Kuzey Irak’tan sonra Kuzey Suriye’de de söz sahibi önemli aktör rolünü başarıyla oynuyor. Barzani, örneğin Kamışlı’ya el koyacak askersel girişimini önceden Ankara’ya iletti mi acaba? Kimi haberlere göre; bölgenin egemenliği için, BarzaniPKK ve Suriye’deki Kürtleri temsilen PYD örgütü ortaklık kurdu. ??? Telaş içinde hükümet. Suriye’deki ani değişiklikler ve oluşmalar karşısında ne yapacağını kestiremeyen Başbakan RTE; askersivil bürokrasi ile her gün art arda toplantı yapıyor. Burnundan kıl aldırmayan dış politika mimarlarının düştüğü acınacak hale bakınız: Suriyeli Kürtlerin sınır bölgesinde birçok şehri ele geçirip sınıra ve devlet binalarına PKK ve PYD bayrakları çekilmesinden duyduğu rahatsızlığı söyleyen Davutoğlu’na; Suriyeli muhaliflerin İstanbul merkezli çatı kuruluşu Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Abdülbasit Seyda; garanti vermiş: “Suriye’de bağımsızlık bayrağı dışında hiçbir bayrağın çekilmemesi konusunda talimat verdik” demiş. PKK’den ve Demokrat Birlik Partisi PYD’den bayrakların indirildiğine veya indirileceğine ilişkin bir habere henüz rastlanmadı. Daha şimdiden Suriye’de de bir Kürt sorunu olduğunu, Suriye milli misakı çerçevesinde çözümleneceğini söylüyor muhalefet liderleri. Sınır bölgesinde Türkiye’ye bir adımlık mesafedeki, örneğin Efrin, Kabune, Amade ve Kamışlı gibi kentleri PKK’nin, en azından lojistik açıdan kullanmayacağına, Türkiye’ye terörist grupları bu kentlerden göndermeyeceğine kim güvence verebilir? Yakın bir gelecekte Suriye’den de PKK’li teröristlerin sızdığı haberleri gelirse şaşırmayalım! ??? Dostluk, işbirliği ayağıyla hükümeti uyutan Barzani’nin PKK üzerindeki etkisiyle Irak’tan sonra Suriye’de de söz sahibi olduğunu içeren yorumlar giderek artıyor. Medyada, hükümetin Suriye politikasını korku imparatorluğunun basın özgürlüğüne ve bağımsızlığına izin verdiği ölçüde eleştiren tek bir yoruma veya habere rastlanmıyor. Hatta örneğin Cengiz Çandar gibi bir yazar; sınır bölgelerindeki kentlerde PKK ve PYD’nin egemenlik kurmasını, “Ne var korkulacak? Bu kentler zaten Kürt kentleri” diye doğal karşılıyor. ??? 4050 bin arası sığınmacının yaşadığı çadır kentlerde sağlanan olanaklara isyan eden, Türk bayrağını indirip Suriye bayrağını çeken, güvenlik güçlerini silahlarıyla rehin alan eylemler, bir Başbakan Yardımcısı’na göre, fazla büyütülen, oysa ufak tefek anlaşmazlıklarmış! Kimi saptamalara göre Suriye’den gelen muhalifler, güvenlik güçlerimizi devre dışı bırakıyor, çadır kentlere egemen oluyor. TIR’larımızı yakan, polislerimizi dövenlerin Suriyeli muhalifler olduğunu gazeteler yazıyor. Bölgede konuşuluyor. Biz onları koruyoruz, onlar da bize saldırıyor! Mısır’da, Afganistan’da, Libya’da (Yalçın Doğan yazdı) çatışmalara giren, ne olduğu belirsiz insanlar bu kamplara katılıyor. Hatta bunlar Antakya, Reyhanlı, Yayladağ’da ev tutuyor. Gazetelere yansıyan bu bilgiler tabii hükümete göre baştan aşağı yalan! ??? Doğru olan ne? Doğru olan, henüz ayrıntılarıyla medyada yer almayan ama er veya geç yer alacak olan bu haberlerle… …RTE ile derin strateji ustası Davutoğlu’nun kendilerinden menkul, başta ABD ve Batı ülkelerinin taşeronluğunu yaptığı dirayetli politikalarının hesaba katmadığı, tabii hayırlara vesile olmayacak bir etken devreye giriyor. Kuzey Irak’taki PKK, Suriye’nin kuzeyine yerleşiyor. 150 bin lira çöpte MAHMUT LICALI ANKARA TBMM Başkanlık Divanı tarafından başkanlık konutunun yıkılıp yenisinin inşa edilmesi için TBMM İşletme ve Yapım Başkanlığı’na sessiz sedasız bir şekilde yetki verilirken konutun hiç kullanılmamasına karşın son 6 yılda 150 bin TL tutarında harcama yapıldığı ortaya çıktı. Son 6 yılda bakımına 150 bin TL harcanan konut yıkılarak yeniden yapılacak. Başbakanlık’ın 300 milyon TL’ye Söğütözü’ne yapılacak yeni resmi konutuna ilişkin tartışmalar sürerken Çankaya’daki TBMM Başkanlık Konutu’nun da yıkılarak yeniden yapılması için çalışmalar başladı. CHP İs UMUT ORAN: YAZIKTIR, GÜNAHTIR Umut Oran, TBMM Başkanı için yapılacak resmi konutun yapımına ilişkin hiçbir siyasi organın bilgisi olmadığını belirtti. Oran, “Bu binanın yıkılarak yenisinin yapımına Meclis İşletme Müdürü karar vermiş!” dedi. Oran, şunları söyledi: “Yazıktır, günahtır; bu ülkede bir taraftan poğaça çal dı diye çocuklara 12.5 yıl hapis cezası isteniyor, diğer taraftan iş bilmez THY yönetimi rötarlar nedeniyle devletin 48 milyon TL’sini heba ediyor. Ustalık dönemine gelmiş olan AKP hükümetinin fakirin fukaranın boğazından kestiği milyonlar nerelere harcanıyor belli değil.” tanbul Milletvekili Umut Oran’ın soru önergesini yanıtlayan TBMM Başkanvekili Mehmet Sağlam, resmi konutun yapımı için 6 Ocak 2012 tarihinde TBMM Başkanlık Divanı’nın TBMM İşletme ve Yapım Başkanlığı’na yetki devrettiğini açıkladı. ‘Ekonomik ömrü bitti’ Sağlam, TBMM Başkanlık Konutu olarak kullanılan yapının Yunan sefareti olarak kullanıl dığını, 1984 yılından sonra TBMM Başkanlığı’na tahsis edildiğini ifade etti. Resmi konutun bodrum kat, zemin kat ve birinci kattan oluşan toplam 829.61 metrekare kullanım alanına sahip olduğunu, resmi konutun inşaat malzeme kalitesinin düşük olup “ekonomik ömrünü tamamladığını” kaydeden Sağlam, konutta yemek salonu ve kabul salonu bulunmadığını söyledi. Sağlam, yeni yapılacak konutun maliyetini ise açıklamadı. Sağlam, TBMM Başkanlık Konutu’nun kullanılmamasına karşın onarım ve bakıma 2006 yılından bugüne kadar 150 bin TL tutarında harcama yapıldığını belirtti. Aferin! 2 Suriye’nin Kürtlerce mukim şehirlerinde (illa bulundukları yerde nüfusun çoğunluğunu oluşturdukları anlamına gelmiyor) Suriye bayraklarının indirilip, yerine Kürt bayraklarının asılmış olması karşısında, Ankara çaresiz bir şaşkınlık içinde. Ankara’nın kendisi ne olup bittiğini, olayların ne şekilde denetim altında tutulabileceğini, nereye vardığını anlayabilmiş değil ki, kamuoyunu aydınlatsın. Bu arada hemen belirtelim, Gaziantep’in İslahiye ilçesinde de bayrak indirip bayrak asma eylemi oldu. Bu defa indirilen Türk bayrağı, yerine asılan ise Suriye bayrağıydı. Bu eylem, ülkemize sığınmış olan “Suriyeli muhalifler”in marifetiydi. Adamlar güya Beşşar Esad’a muhalifler. Ama bakınca görüyorsunuz ki, pekâlâ da kendilerine kucak açmış Türkiye’ye muhalifmişler. Adamlar Türkiye’ye minnettar falan değiller, bulundukları bölgenin konuğu da değil, efendileri konumundalar. Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki kamplarının denetimi olması gerektiği gibi, bizim yetkililerde değil, onlarda; kampa Türkmenlerin gelip yerleştirilmesi üzerine öfkelenip, etrafı yakıp yıkmışlar. ??? Olayın münferit olduğunu sananlar, yanılmaktadır. Olay münferit değil. Kilis’te sınır kapısı yakınındaki konteyner kentte kalan “Suriyeli mülteciler!” (dilerseniz buna “Suriyeli müstevliler” yani işgalciler de diyebilirsiniz) marketlerde işlemlerin ağır yürütüldüğü, yeterli kadar klima, buzdolabı ve su verilmediği iddiasıyla eylem yapıp çevreye saldırmış bulunmaktadırlar. Hatay’da da durumun gergin olduğu, müstevli davranışı içindeki bu mültecilerden halkın rahatsızlığının doruk noktasına çıktığı, herkesin malumu artık. TIR’larımızı yakan, halkımıza saldıran, polislerimizi döven Suriyeli muhalifler!.. ABD’nin bölgedeki yapıyı önce bozup, yeniden kendine göre düzenlemesine methaldar olmak adına Türk halkına reva görülen muamelenin bir yüzü de budur. İnsan ister istemez aynı güçlerin Libya’da oynadıkları oyun yüzünden, Türkiye’deki hastanelere, otellere yerleştirilen, gittikleri her yerde halkın başına dert olup olay çıkaran Libya asıllı Arapları hatırlıyor. “Bölgede ve dünyada itibar sahibi Türkiye!”nin her bir perdesinde kazık yediği oyuna katılmasından kendisine ve halkına düşen pay da budur. Bizi şu duruma duçar eden, Erdoğan Davutoğlu diplomasisinin bütün sorumlularına A’dan Z’ye koca bir “Aferin” göndermek gerek buradan. ??? Yalçın Doğan, dünkü köşesinde, bölgeyi ve kampları ziyaret etmiş olan CHP’li milletvekillerine atfen şu bilgileri veriyordu: Suriye’den gelen, Suriye’deki rejime muhalefet edenler, bizdeki kamplarda her şeye hâkim. Bizim güvenlik güçlerimiz yerine kamplarda her türlü denetimi onlar yürütmektedir. Kamplara giriş çıkış bizim değil, Suriyeli muhaliflerin denetiminde. Türkiye’nin Suriye üzerinden Ortadoğu’ya açılan kapıları kapalı. Bu durum Ortadoğu’ya yapılan ihracatımızı baltalıyor, ihracatçılarımızı perişan ediyor. Ayrıca Suriye ile sınır kapılarımızın denetimi de yine Suriyeli muhaliflerin elinde. Mısır’da, Afganistan’da, Libya’da çatışmalara giren veya girdiğini ileri süren ne idüğü belirsiz insanlar, bu kamplara katıldıklarını söylüyorlar. Ama bunların bir kısmı Antakya Reyhanlı ve Yayladağ’da ev tutup yerleşiyorlar. Bu adamlar kim? Neden o bölgelere yerleşiyorlar? Bunlara kim izin veriyor? Neden güvenlik güçleri bunların olay çıkarmalarına ve halkı taciz etmelerine engel olmuyor? Alın size bir sürü yanıtsız soru. İki şeyin yanıtı kesindir: 1 Türkiye yol geçen hanına dönmüştür ve Arap kökenli bir kısım ne idüğü belirsizler, halkı taciz etmekte, devlet seyretmektedir. 2 Bütün bunların mimarı Erdoğan Davutoğlu diplomasisi, son olaylar karşısında apışıp kalmıştır ve ne yapacağını bilememektedir. Aferin onlara! Kocaman bir aferin! İlçe sakinleri ve STK’ler, 3. köprüye karşı itiraz dilekçesi kampanyası başlattı Beykoz sesini yükseltti ? 3. köprüye karşı başlatılan dilekçe kampanyasına STK temsilcilerinin yanı sıra Beykoz’un tahrip olmasını istemeyen yöre sakinleri de katıldı. OKTAY EKİNCİ Onaylı bir planı olmadan yasadışı ihale edilen “3. Boğaziçi Köprüsü”yle bağlantılı “Kuzey Marmara Otoyolu” planlarına Beykoz ilçesinde itiraz edildi. CHP’li Belediye Meclis Üyesi Halit Kılıç ve arkadaşlarınca başlatılan dilekçe kampanyasına, STK temsilcilerinin yanı sıra sit alanı olan Beykoz’un köprü ve viyadüklerle tahrip olmasını istemeyen yöre sakinleri de katıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nca 4 Haziran 2012 tarihinde “resen” onaylanan “Kuzey Marmara Otoyolu İstanbul İli Beykoz İlçesi Poyrazköy Geçişi Uygulama İmar Planı Değişikliği” belediye binasında 25 Haziran 201225 Temmuz 2012 tarihleri arasında askıya çıkarıldı. CHP’li İnce, Yalova’nın köylerinde 2B mağduru köylülerin sorunlarını dinledi. İnce, 2B mağduriyetini Meclis’e taşıyacak FARUK KIRTAY İtirazın gerekçeleri Anadolu yakasında Beykoz’a bağlı Poyrazköy ile Avrupa yakasında Sarıyer’e bağlı Garipçe üzerinden geçmesi tasarlanan 3. köprüyü de içeren plan değişikliğine yapılan itirazda özetle şöyle denildi: “1/1000 ölçekli haritalara işlenmiş olarak askıya çıkan imar planı değişikliğine ait paftalar; imar mevzuatındaki plan tanımlarıyla hiçbir ilgisi olmayan, tek bir arazi kullanım kararının bile yer almadığı; sadece Boğaz geçişi ve çevre yollarının bir kısmının gösterildiği güzergâh şemasıdır.” Bu “şema”nın 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesine göre çevre düzeni planı, bölge planı ve nazım imar planlarına uygun olarak hazırlanmış bir plan olmadığının belirtildiği itirazda şunlar da vurgulanıyor: “1/5000 ölçekli nazım imar planı olmayan bölgede 1/1000 ölçekli imar planı değişikliğine ait paftalar ile planlama tekniğine ve şehircilik ilkelerine aykırı bir sözde planlamalar zinciri oluşturulmuştur.” Öte yandan 1/1000 plan değişikliğinin askı süresinin bitimine saatler kala bu kez de aynı güzergâhın “1/5000 ölçekli” nazım imar planı değişikliğinin 24 Temmuz 2012’de askıya çıkarılmasına da dikkat çekilen itirazlarda şunlar anımsatılıyor: “Planlar bir üst ölçekli planlara uymak zorundadır. 1/5000 ölçekli planları olmayan bir bölgenin 1/1000 ölçekli planlarının askıya çıkarılmış olması; başlı başına bir imar skandalıdır.” YALOVA CHP Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP İl Başkanı Özcan Özel ve il yöneticileriyle 2B mağduru köylüleri ziyaret etti. İnce, “AKP köylülerle, villa sahiplerini ayırt etmeksizin bütün 2B arazilerinde satış bedelini, rayiç bedelin yüzde 70’i olarak belirledi. Bu araziler hak sahiplerinin değil, rant sahiplerinin eline geçecek. Köylülerin mağduriyetini Meclis’e taşıyacağım” dedi. Armutlu ve Çınarcık ilçelerinde Fıstıklı, Kapaklı ve Şenköy’ü beraberindeki he yetle ziyaret eden CHP Grup Başkanvekili Yalova Milletvekili Muharrem İnce, köylülerin sorunlarını dinledi. Köylüler, 2B arazilerin satışında mağdur duruma düştüklerini, kendi tapulu arazilerinin ormanlık arazisi içersinde görüldüğünü ve buraları yüksek fiyatla yeniden almak zorunda bırakıldıklarını anlattı. 2B arazilerin rayiç fiyat belirlenmesinde haksızlık yapıldığını vurgulayan köylüler, deniz kenarında bulunan arazilerle ormanlık alanda bulunan arazilerin aynı rayiç bedelde olduğuna dikkat çekti. Köylülerin bu bedel karşılığında arazi satın almalarının mümkün olmadığını belirtti. HÜSEYİN YÜKSEL’E DESTEK EYLEMİ ŞEVVAL SAM KONSERİ SUÇ UNSURU SGK’ye mobbing protestosu İstanbul Haber Servisi Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü’nde çalışan Hüseyin Yüksel adlı memurun, 2.5 yıl içerisinde 49 defa sürgün edildiği, hakkında 11 defa soruşturma açıldığı, 3 defa disiplin kuruluna sevk edildiği, hakkında 604 tutanak tutulduğu, son olarak mobbing davası açtığı için de disiplinlik olduğu belirtildi. Mobbing’e Son Kampanyası üyeleri, İstanbul SGK İl Müdürlüğü’nün sistematik mobbing uyguladığını belirterek Fındıklı’daki İl Müdürlüğü önünde bir eylem yaptı. “Bezdiriye hayır. SGK’de mobbing’e son” pankartı açan grup, mobbing karşıtı sloganlar attı. Eylemin gerçekleştiği sırada toplantı yapan SGK yetkililerinin de Yüksel’in iş akdini feshettiği belirtildi. İzmir’de ihaleli sanat dönemi! HAKAN DİRİK Süt izni kullananın ve hamile kalanın işine son! İstanbul Haber Servisi Esenyurt Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde 3 yıldır çalışan Serpil Uçak’ın süt izni kullanmasının ardından “iş veriminin düştüğü” iddiasıyla işten atıldığı iddia edildi. Uçak, Sosyal Hizmetler ve Çoçuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) bünyesindeki taşeron firmaların güvencesiz çalıştırdığı kadın işçilerin hamile kaldıktan sonra işten çıkarıldığını söyledi. Dev Sağlıkİş Sendikası, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü önünde toplanarak sendikalı işçilere baskıları kınadı. Serpil Uçak yaptığı açıklamada, “SHÇEK bünyesinde taşeron firmalar aracılığı ile çalıştırılan 1000’e yakın işçi var. İşçiler olarak güvencesiz çalışma koşullarına sahibiz. Bütün hak ve taleplerimiz işten atılma ve sürgün edilme tehdidiyle engelleniyor” dedi. İZMİR Muhalif partiler tarafından yönetilen belediyelere uygulanan baskı, yerel yönetimleri ilginç uygulamalara itiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik iddianamede, “Şevval Sam konserinin ihalesiz yapılması” da yer alınca, Karşıyaka Belediyesi düzenleyeceği konserler için ihale hazırlıklarına başladı. Belediyenin Kenan Doğulu, Nil Karaibrahimgil, Serdar Ortaç ve Sıla konserleri için ihaleye çıkma konusunda hukukçulara danıştığı bildirildi. Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, sanatçı konserleri için doğrudan alım yapabildiklerini ancak büyükşehire yönelik operasyondan sonra dikkatli davrandıklarını belirterek “Sayıştay’dan, hukukçulardan destek alıyoruz. İstenen şartlara göre kendimizi ayarlamaya çalışıyoruz” diye konuştu. HSYK’den 32 kişilik kararname ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), yaş haddinden emekli olan Aykut Cengiz Engin’den boşalan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Canbaz’ı atadı. HSYK Birinci Dairesi’nin önceki gün geç saatte yayımladığı 32 kişilik kararnameye göre İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na ise İstanbul Anadolu Başsavcı Vekili Celal Avar getirildi. Celal Avar, aynı zamanda HSYK yedek üyeliği görevini yapıyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle