18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 HAZİRAN 2012 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ 9 İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile vakfın ve İstanbul Festivali’nin kırk yılı ve bugünü üstüne Yeni yeni CELAL ÜSTER icedir Türkiye’nin kültür yaşamına damgasını vuran İstanbul Kültür Sanat Vakfı bu yıl 40 yaşında. İKSV’nin ilk gözağrısı İstanbul Müzik Festivali de 40. yaşını “Umut ve Kahramanlar” temasıyla kutluyor. Tam 20 yıl önce bugünlerde, festivalin 20. yılını Nejat Eczacıbaşı ile konuşmuştum, yine Cumhuriyet için. Hiç unutmuyorum, Nejat Bey’in çalışma odasının duvarında babası Ferit Eczacıbafestivalleri arasında. Yine de, festival progşı’nın bir portresi asılıydı, elinde Cumhuriyet ramlarının eriştiği nitelik düzeyi, özellikle gazetesiyle. Bu kez, tam 20 yıl sonra, uluslararası izleyici katılımına yansıyor İKSV’nin şimdiki Yönetim Kurulu Başkanı mu? Bülent Eczacıbaşı ile söyleşiye oturduğumuzFestivallerdeki uluslararası izleyici katılımı da, o tablodan söz açıyorum. “Evet, yalnızca programın nitelik düzeyiyle biliyorum” diyor. “Naci Kalmukoğlu’nun ilgili değil. Uluslararası izleyiciyi çeresmi. Koleksiyonumuzken aslında bir “biriciklik” durumu. da hâlâ.” e v lığı n a k a B Yurtdışındaki sanatseverlerin İstanr Bülent Bey, “Bakalım, ü ? “Kült u bul’da bir etkinliği takip etmesini m 20 yıl sonra kiminle koa diğer k l e r sağlamak için özgün bir deneyim nuşacaksınız?” diyor güü lt ü ın k sağlamak şart; bu da tarihi mekânlalümseyerek. Ben de gülümkurumların gelişimi rı kullanarak ya da buraya özgü, busemekle yetiniyorum, ama altyapının ü olması c n radan başka bir yerde izlenemeyeö içimde bir kaygı var. 20 yıl konusunda gösterileri, cek bir program yaratarak sağlanasonra kim öle kim kala kayük lazım. Büy rı binlerce biliyor. gısı değil bu. Ülkenin bugünUluslararası katılımın en yüksek kü yönetiminin sanat, sanatçıorkestrala erle lar ve kültür konusundaki yısanatsev in, her olduğu etkinliğimiz İstanbul Bienali buna bir örnek. Bienali bükıcı tutumundan kaynaklanan ilmek iç buluşturab ltürsanat tünlüğüyle ancak ve ancak İstanbir kaygı… Üstelik, bu kaygışeyiyle kü i için bul’da, bienal tarihlerinde izleyı, gerçek sanatla nefes alıp veyebilirsiniz; bir kereye mahsus, ren tüm aydın insanların paylaşetkinlikler ânlara k e m zamana ve mekâna özgü, bir ış tığından kuşkum yok… m n la tasar ” r. a daha tekrarlanamayacak bir dev Söyleşiye, Nejat Bey’le bırakihtiyacımız neyim. tığımız yerden başlıyoruz… Eser siparişleri, dünya pröİKSV o günlerden bu yana klasik müzikten caza, tiyatrodan sanat bienaline, bu ekimdeki tasarım bienaline, İstanbul’u dört mevsim bir sanat kentine dönüştürdü. Bunda Nejat Bey’in önderliği tartışılmaz. Onun kuruluş ve oluşum günlerindeki çalışmalarını, düşüncelerini, heyecanını siz nasıl anımsıyorsunuz? Kuruluş ve oluşum aşamasında babam Nemiyerleri, yalnızca bir kejat Eczacıbaşı’nın İstanbul Festiva? “Gelece ğe yönelik re yahut ilk kez gerçekleşli’nden heyecanla bahsettiğini hatırlıen önemli tirilen ortak projeler... Bu yorum. Bu festivali, İstanbullular hede tür içerikleri yaratabildikçe vakfın güç fimiz, için bir nefes alanı, kültür ve sanatla uluslararası izleyicilerin ilzenginleşme fırsatı olarak görüyorsürdürüleb lü ve ilir bir mali gisi ve buna bağlı olarak kadu. Onun İstanbul için önce kurduyapıya sah tılımı da artıyor tabii. ğu sonra da gerçekleştirdiği bir haip olması. İKSV olara yaldi bu. Herhalde bu yüzden bu k İsta amu desteği konuda ayrı bir heyecanı vardı, dünya san nbul’u a tk ü hayati lt ü yaşamında çok önemli bir yer tur başkentler i arasında tuyordu. Her türlü ayrıntıyla ilgiİstanbul’un konser salon s ır a la r a taşımak, k ön lenir, sıklıkla çalışmalarından ya da mekânlarının yetersizpolitikalar ültür bahsederdi. liği ortada. Bu yetersizlik sizVakfın gelişiminde onun önce nasıl aşılabilir? geliştirilme ının sine, sanat cülüğü ve 20 yıllık yöneticiliğiKültür Bakanlığı’nın ve diğer ü r e ti m ine, genç nin muazzam bir önemi oldukamu kurumlarının kültürel altsanatçıların ğunu düşünüyorum. İstanbul yapının gelişimi konusunda öncü e k atkıda bulu ğitimine Festivali’nin gerçekleştirilme olması lazım. Altyapı olmaksızın n sürecinde gösterdiği irade ve kültürsanat yaşamının zenginleştemel ama mak gibi kararlılık, tüm yöneticilik sümesi söz konusu olamaz. Büyük ancak böy çlarımıza le bir ya recinde devam etmiş, bir angösterileri, orkestraları, yüzlerce, ulaşabiliriz pıyla lamda İKSV’nin çalışma gebinlerce sanatseverle buluşturabil.” leneğini oluşturmuş. Bugün mek için kültüre ayrılan, akustiği, hâlâ aynı heyecan ve kararyerleşimi, teknik donanımı, sahnelılıkla faaliyetlerimizi ilerletmek, geliştirsiyle, gerçekten kültürsanat etkinmek için çalışmayı, İstanbul için yeni hayaller likleri için tasarlanmış mekânlara ihkurmayı sürdürüyoruz. tiyacımız var. Kültürsanat altyapısının geliştiNejat Bey’den sonra İKSV Yönetim Kurilmesi için kamu desteği hayati önem taşıyor. rulu Başkanlığı’nı üstlenen Şakir EczacıbaBu yetersizliğin aşılması için kamunun adımlar şı’nın katkılarını ve dönemini nasıl tanımatması şart. larsınız? ürkiye’ye özgü bir model Nejat Bey’in de Şakir Bey’in de İKSV tariTürkiye’nin kültür ve sanat yaşamında hindeki önemi tartışılmaz. 1993 sonrası, vakfın kurumsallaşma sürecinin gerçekleştirildiği, dü onsuz edilemez roller üstlenen İKSV’nin 40. yılında, kültür ve sanat dünyamız ciddi zorzenlenen dört festival ve bir bienalin kendileriluklarla karşı karşıya. Örneğin, son olarak ni uluslararası arenada tekrar tekrar ispatladığı ödenekli tiyatrolar kapanma tehlikesiyle bir dönem. Şakir Bey, yöneticiliğinin yanı sıra yüz yüze. Sözgelimi, ödeneksiz tiyatro, Anaçok değerli bir kültür ve sanat insanıydı. Hem dolu’da varlığını sürdürebilir mi? yönetim kurulu başkanı olarak hem de sanatçı Bu konunun farklı tarafların, sanatçıların, kişiliğiyle vakfa farklı açılardan çok büyük kamu kurumlarından yetkililerin, kültür kukatkılarda bulundu. rumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının bir arihi mekânlar araya geleceği bir platformda tartışılması doğ40 yaşına gelen İstanbul Müzik Festivali, ru olur. Yalnızca tiyatroların değil, devletin saartık kuşkusuz dünyanın önde gelen müzik nata destek mekanizmalarının genel olarak ye N ? “Babam Nejat Eczacıbaşı, bu festivali İstanbullular için bir nefes alanı, kültür ve sanatla zenginleşme fırsatı olarak görüyordu. Onun İstanbul için önce kurduğu, sonra da gerçekleştirdiği bir hayaldi bu. Bugün hâlâ aynı heyecan ve kararlılıkla İstanbul için yeni hayaller kurmayı sürdürüyoruz.” niden ele alınması, günümüz koşullarına uygun, Türkiye’ye özgü bir model oluşturmak üzere çalışılması lazım. Nejat Bey, 20 yıl önceki sohbetimizde, Feshane’de açılacak bir sanat müzesinden söz etmişti. Bu proje, yıllar sonra, Feshane’de değilse de İstanbul Modern olarak gerçekleşti. Eczacıbaşı ailesi, İKSV’den, İKSV’nin düzenlediği pek çok sanat etkinliğinden İstanbul Modern’e kadar, öncü ve yön verici bir rol oynuyor çağdaş yaşamımızda. Bunun “sırrı” nedir sizce? Toplumsal sorumluluk duygusu hayatımızın çok önemli bir parçası. Belirli bir birikime ve duyarlılığa sahip tüm sanayici ve işadamlarının topluma katkıda bulunmak yönünde bir bilinci var; olmalı da. Eczacıbaşı Topluluğu da eğitim, bilim, bilişim, kültürsanat ve spor alanında kuruluşlara verdiği destekle sosyal sorumluluk projelerini sürdürüyor. Bir “sır” diyebilir miyiz, bilmiyorum, ama bu alana özellikle eğilmemizin sebebi, kültür ve sanata değer ve önem vermek, ülkemizin bu konulardaki gelişimine katkıda bulunmayı öncelik olarak görmek… Bu yıl, 40. İstanbul Müzik Festivali’nde, tek bir konsere gitme olanağınız olsaydı hangisine giderdiniz? İstanbul Müzik Festivali’nin gerçekten özenle hazırlanmış bir programı var. Tek bir konser seçmek bu yüzden haksızlık olur. Mutlaka bir seçim yapmak gerekirse, verdiğimiz eser siparişlerinin ilk seslendirilişlerinde bulunmayı ayrıca önemli bulduğumu söyleyebilirim. Ancak bu yıl festivalde bir değil iki eser siparişimizin dünya prömiyeri var, yani tek bir konser seçmek gerçekten mümkün değil; böyle bir kısıtlamam olmadığı için memnunum! İKSV’nin, Nejat Bey ve Şakir Bey’den sonra yeni Yönetim Kurulu Başkanı olarak, 40. yılda geleceğe yönelik ne gibi hedefleriniz var? Geleceğe yönelik en önemli hedefimiz vakfın güçlü ve sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olması. İKSV olarak İstanbul’u dünya kültürsanat başkentleri arasında ön sıralara taşımak, kültür politikalarının geliştirilmesine, sanat üretimine katkıda bulunmak, genç sanatçı ve sanatseverlerin eğitimine katkıda bulunmak gibi temel amaçlarımıza ancak böyle bir yapıyla ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Öte yandan, İstanbul Tasarım Bienali gibi yeni ve çok büyük çaplı bir etkinliğin ilkini bu yıl düzenleyeceğiz. Önümüzdeki yıllarda İstanbul Tasarım Bienali’nin de kendi alanında öncü bir konuma gelmesini sağlamak amaçlarımız arasında. İKSV olarak, düzenlediğiniz kültürel ve sanatsal etkinliklerin yanı sıra kültür politikalarının geliştirilmesi alanında da çalışmalar yürütüyorsunuz. Örneğin, kısa bir süre önce, yeni anayasa için bir öneri ve gerekçe metni sundunuz TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na ve kamuoyuna. Bu metinde, özelikle, bireylerin kültüre katılım, erişim ve katkı sağlama haklarına, kültürel demokrasiye, ifade ve yaratıcılık özgürlüğüne vurgu yapılıyor. Yeni anayasada bu kavramların geliştirilebileceğinden umutlu musunuz? Evet, tabii ki. Uzlaşma Komisyonu’nun bu konuda çok doğru bir yöntem olduğuna inanıyorum. Bir üretim yöntemi olarak tartışmayı nihayet keşfediyoruz. Uzlaşma Komisyonu’na bizimki gibi çok sayıda başvuru olmuş. Yeni anayasanın çoksesli ve katılımcı bir süreçle hazırlanması, anayasamızda yer almasını istediğimiz değerler açısından umut verici. Toplumsal sorumluluk Bir nefes alanı Eser siparişleri Güçlü bir mali yapı 20 HAZİRAN’DAKİ EDEBİYAT BULUŞMASI İSTANBUL MODERN’DE K Bu kez Selim İleri ‘sözünü sakınmayacak’ Kültür Servisi Sabit Fikir ve İstanbul Modern işbirliğiyle düzenlenen edebiyat buluşması “Sözünü Sakınmadan”ın yeni konuğu çağdaş Türkiye edebiyatının en üretken isimlerinden Selim İleri. İleri’yi, 20 Haziran Çarşamba saat 19.00’da usta eleştirmenler Semih Gümüş ve Ömer Türkeş İstanbul Modern’in bahçesinde ağırlayacak. 1949’da İstanbul’da doğan İleri, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devam ettiği öğrenimini 1972 yılında bıraktı. Kaleme aldığı “Dostlukların Son Günü”yle 1976’da Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, “Her Gece Bodrum” adlı kitabıyla ise Türk Dil Kurumu Roman Ödülü’nü aldı. Roman ve öykü türündeki eserleriyle edebiyat çevresinde geniş yankı uyandırdı. Döneme damgasını vuran, 1981’de yazdığı bir siyasi roman olan “Yaşarken ve Ölürken” Anayasa umudu T T C MY B C MY B Milliyet Sanat dergisi tarafından “Yılın Romanı” seçildi. “Kırık Bir Aşk Hikâyesi” adlı senaryosu, sinema yazarlarınca 19821983 Mevsiminin En İyi Senaryosu Ödülü’ne değer görüldü. Kurgusu ve anlatımıyla yankı uyandıran “Bu Yaz Ayrılığın İlk Yazı Olacak” 2001 yılında yayımlandı ve 2002’de Orhan Kemal Roman Armağanı’yla ödüllendirildi. İleri, son olarak “Yağmur Akşamları”yla 2012’de öykü dalında verilen Aydın Doğan Ödülü’nü kazandı. Fotoğraflar: UĞUR DEMİR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle