25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2012 PAZARTESİ [email protected] 10 EKONOMİ Alternatif Bilişim Derneği, TC kimlik numarasıyla vatandaşların nasıl gözetim altına alındığını ortaya koydu Devlet bizi gözetliyor Denetim her geçen gün artıyor İstanbul Haber Servisi Bilgi ve iletişim teknolojileri artık hayatın vazgeçilmezleri arasındaki yerini aldı. Dünya üzerinde ve Türkiye’de insanlar bu teknoAlternatif Bilişim lojiler sayesinde kendilerini çeDerneği Başkanı Ali Rışitli sosyal medya ortamlarınza Keleş, gündelik yaşamda var ediyor. Ancak bunu yada bilgi ve enformasyonun parken arkasında hep bir iz işlendiği süreçlerin hızla sabırakıyor. yısallaştığından ve bu süreçlerdeki öznelerin, nesnelerin, TC kimlik numarası, olguların, olayların sayısal karMERNİS ve ekimlik kartşılıkları/kodları olduğunu söyleları, günümüzde yaşamı di. Keleş, “Bu sayısal kodlar her kolaylaştırsa da kayıt algeçen saniye artıyor, birbirleri ile tına alınan tüm bilgiler, ilişkileniyor, anlamlar kazanıyor devlet tarafından takip ve topluma daha büyük sayısal altına alınıyor. Alternakodlar üretmek için geri dönüyor. tif bilişimciler, “dijital Bu sayısal varoluş, daha kolay iletgözetim” olarak adlanmeye, üretmeye, gereksindiğimiz dırdıkları bu sistemlerle, gibi değiştirmeye, paylaşmaya oladevletin yurttaşlarını her nak sağlıyor. Fakat aynı kolaylık, an izlediğine dikkati çebu sayısal varoluşları kayıt altına kerek bilgilerimizin şiralmak, tasnif etmek, ayrıştırmak, ketler tarafından kötüye işaretlemek, tanımlamak, etiketkullanılabileceğini de vurlemek, takip etmek ve gözetlemek için de geçerli. Maalesef guluyorlar. dün romanlarda, kurmacalarAnkara Üniversitesi Sosda gördüğümüz denetim/göyal Bilimler Enstitüsü’nden zetim toplumuna daha yakıbir grup akademisyen, Alternız. Üstelik hemen herkes natif Bilişim Derneği tarafından isteyerek ya da istemeyayımlanan “Türkiye’de Dijital yerek bilinçli ya da biGözetimTC Kimlik Numarasınlinçsiz bu süreci hızdan EKimlik Kartlarına Yurttaşın landırıyor” diye Sayısal Bedenlenişi” isimli kitapla, konuştu. dijital gözetimi tartışmaya açtı. Kitap va Çözüm Ararken Kürtleri Anlamak… Gündemin ilk sırasında yine Kürt sorunu ve “çözüm” için çabalar var. CHP’li iki milletvekilinin, komisyonlar kurulması için Meclis Başkanı Çiçek’e öneri vermeleri ile başlayan süreç RTE ile Kılıçdaroğlu’nun buluşması ile ilerledi ve “çözüm” konusunda iyi niyet ifadelerinin ardından, RTE, CHP’ye, “MHP’yi ikna edin, olmazsa biz bir araya gelebiliriz” diyerek kapıyı araladı. MHP için, “Kürt sorunu” diye bir şey zaten yok ve bunu bir sorun olarak niteleyenler zaten hıyanet içinde. Dolayısıyla, MHP, bu bahiste el freni. Konu “çözüm” olunca, “hangi çözüm” sorusunu tartışmaya geçemeden adımlar ikişer üçer atlanıyor, akla ilk gelen “reformlar” üstünden tartışmaların dehlizlerine dalınıyor. Kürt siyasetinin aslarından Leyla Zana’nın, “Bu sorunu çözse çözse Erdoğan çözer” kerametinde bulunması, Kürt mahallesini iyice karıştırdı. Bunca yılı bulan, Kürt halkının kendi gücüyle, binlerce cana mal olan mücadele ile kazanımlarından hiç dem vurmadan, RTE’ye bahşedilen bu keramet de neyin nesi, diye açık ya da örtük eleştiriler geldi Zana’ya... Çözüm, çözüm... Hangi çözüm? Sorunu doğru tanımlamada, beklentileri doğru okumada mutabakat var mı? Çözüm diye ortaya konan şey Kürtçeyi seçmeli dersler arasına almak mı? Demeçlerden anlıyoruz ki Kürtçe, seçmeli ders olarak yeni eğitim sisteminin ikinci dörtlük diliminde haftada iki saat, “Yaşayan Diller ve Lehçeler” adı altında verilecekmiş. Ama bunun için en az 1012 kişilik talep gelmesi de gerekiyormuş. Anadilinde eğitim mi istiyordunuz, alın size anadili!.. Anadiline, yabancı dil muamelesi yapılması hangi Kürt’ü isyan ettirmez? Daha 1820 yaşında kendini dağa vurmuş, insanlık dışı şartlarda yaşamayı öğrenmiş, ölmeyi, öldürmeyi göze almış bir Kürt gencine “Çözümünüz bulundu, Kürtçe artık seçmeli ders” müjdesini verdiğinizde, “çözüm”ü sunmuş ve silahı bırakmaya ikna etmiş mi olacaksınız? Kargalar bile güler buna... ??? PKK’si, BDP’si, DTK’si ile Kürt siyasi hareketinin, liderleri Abdullah Öcalan’ın formüle ettiği beklentilerini anlamadan, kırmızı çizgilerini anımsamadan bir çözüm çabası içine girmek “nafile namazı kılmak” gibi bir şey. Kürtler, Kürtçenin, bir yabancı dil gibi seçmeli ders olarak öğretilmesinden değil, isteyen Kürtlere, tüm eğitimin Kürtçe verilmesini istiyorlar. İspanya’da Katalunya bölgesinde Katalanca eğitim veren okullar ne ise, Kuzey Irak’ta Kürtçe eğitim veren okullar ne ise, onu Türkiye’de de istiyorlar bir hak olarak. Bunun pratiği nasıl olur, detayları konuşuruz, diyorlar. Bu beklentinin, talebin yanında “seçmeli ders Kürtçe”nin esamesi bile okunmaz. Başka ne istiyor Kürt siyasi hareketi? Öncelikle, kentlerdeki örgütlenmeleri üstünde KCK operasyonları ile estirilen politik kıyımın sonlandırılmasını istiyorlar. En son Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’yı tutuklamaya vardırılan operasyonlardan dolayı mağdur Kürt siyasetçisi, seçmeni, kadrosu 7 bine yaklaşmış durumda. Bu, ceza ve tutukevlerinde “terör” başlığıyla tutuklu nüfusun dörtte üçüne varan bir sayı. Silaha külaha bulaşmadan kentte siyaset yapanları terör sanığı olarak aylar, yıllar boyu içeride tutan, bu yolla sindirmeye, yok etmeye çalışan anlayış terk edilmedikçe, tutuklu 5 Kürt milletvekili Meclis’e gelemedikçe, diyalog zemini nasıl yaratılacak? ??? Kürt sorunu anadili sorunundan ibaret değil elbette. Kürt siyaseti, 1990’dan bu yana ayrı bir devlet, federasyon türü hedefleri olmadığını deklare etti. Toprak bütünlüğü içinde bir arada yaşamayı, tek devlet, tek başkent ile bir arada yaşamayı bizzat Öcalan açıkladı. Ama burada ısrarla istenen tabanın demokratik yönetimine imkân verecek idari reformlar. “Demokratik özerklik” modelinde ifadesini bulan bölgesel yönetime geçiş, Kürt siyasetinin temel taleplerinden. Bunu, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi olarak anlamak isteyenler ağırlıkta. CHP, Avrupa Yerel Yönetim Şartı’nın tüm veçheleriyle çerçeveli uygulamasını Kürt paketinin içinde zikrediyor. Bu yaklaşım, örneğin BDP yönetimince, Kürt siyasetinin beklentilerini karşılamayan, sadece belediyelere belli demokratik pencereler açan iyi niyetli, ancak yetersiz bir öneri olarak görülüyor. Alternatif olarak önerilen demokratik özerklik ise sadece Güneydoğu için değil, Türkiye’nin genelinde bir yönetim reformunu öngörüyor. İstanbul’undan Akdeniz’ine, Karadeniz’inden Ege’sine tüm Türkiye’nin 20 dolayında özerk bölge biçiminde kümelenmesi öneriliyor. Ankara’daki merkezi hükümette, onun bakanlıklarında ve bağlı genel müdürlüklerinde tekelleşen yetkilerin yerele kaydırılması öneriliyor. Merkezin yetkileri ile bölgelerin yetkilerinin anayasada yeniden tanımlanması ve özerk bölgelerin yerel parlamentolar, yerel hükümetlerle idare edilmesi öngörülüyor. Kürt siyaseti, yerinden yönetimin ülkenin demokratikleşmesine, bölgesel eşitsizliklerin azaltılmasına, mağduriyet ve mahrumiyetlerin azaltılmasına yarayacağına inandığı gibi, özerk bölgeleşme ile tüm etnik, dinsel, cinsel kimliklerin özgürce ifadesi ve yaşatılmasına dönük çözümlerin de bölgelerin kendi içinde üretilebileceğini vurguluyor. Görüldüğü gibi, “terörü bitirelim, çözüme odaklanalım” türü, Leyla Zana’yı bile heyecanlandırıp RTE’de keramet aramaya yönelten söylem seli, kendi başına beklenenleri önüne katıp getirmiyor. Çözüme niyetlenirken, çözüm üretmeye dönük diyalog başlatırken Kürtlere kulak vermek, “Ne istiyorlar?” diye sormak gerek. Benden bu kadar, diye kestirip atmalar, Kürt sorununu çözmeye değil, kendi iç sorunlarınızı çözmeye dönük hamlelerden ibaret kalır ve kimseyi ilerletmez… ? TC kimlik numarası, MERNİS ve ekimlik kartları, günümüzde, yaşamı kolaylaştırsa da kayıt altına alınan tüm bilgiler, devlet tarafından takip altına alınıyor. Alternatif bilişimciler, devletin yurttaşlarını her an izlediğine dikkati çekerek bilgilerimizin şirketler tarafından kötüye kullanılabileceğini de vurguluyorlar. tandaşını anbean izleyen ‘devlet’ ile gözetlenirken bir başkasını gözetleyen vatandaşı ve yarattığı dönüşümü ele alıyor. Modern devletlerin yeni iletişim teknolojileri yoluyla toplumsal yaşamı ve yurttaşları artan oranda nasıl denetlediğini ve kontrol ettiğini ortaya koyuyor. Gözetimin tüm toplumun yaşamına sirayet ettiği günümüzde yurttaşların nasıl ‘kişiliklerinden soyutlanıp’ birer sayısal bedene dönüştüğünü gözler önüne seriyor. sıtlandığına vurgu yapılan çalışmada bu derece bireye özel olan verilerin ise hâlâ korunaksız olduğuna dikkat çekiliyor. Bu sorun özellikle kişisel verilerin korunması ve güvenliği konusunda dünyadaki ve Türkiye’deki durumun ayrıntılı bir şekilde ele alındığı dördüncü bölümde yer alıyor. Kitapta son olarak, Türkiye’de yurttaşın TC kimlik numarası ile olsun ekimlik kartları uygulaması ile olsun sayısal bedenlenişi konusunda genel değerlendirme yapılarak, bu konuda yurttaşı ve yurttaşın kişisel verilerinin güvenliği ile kişisel verileri üzerinde enformasyon hakkını merkeze alan öneriler geliştiriliyor. Her an kayıt altında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tüm bilgilerinin tek bir merkezi anahtar TC kimlik numarasıyla erkezileştirilmesi, bireyin doğumdan ölüme, gündelik yaşamın her alanında devlet tarafından dijital olarak kayıtlanıp, sınıflara ayrılmasına dikkat çekiliyor. Özgürlüklerin otoritenin kontrolünün yanı sıra sürekli gözetlendiğini ve kontrol edildiğini düşünen yurttaşlar tarafından da kı 1 milyon KOBİ internete taşınacak Türkiye çapındaki tüm KOBİ‘leri eticaret ile tanıştırmak için yola çıkan ‘İşinizi İnternete Taşıyın’ platformu hayata geçiyor. Google öncülüğünde Garanti Bankası, Yurtiçi Kargo, IdeaSoft ve SadeceHosting desteği ile kurulan ve Türkiye çapındaki tüm KOBİ’leri eticaret ile tanıştırmak için yola çıkan ‘İşinizi İnternete Taşıyın’ platformu KOBİ’lerin edönüşüm sürecine rehberlik ederek, rekabet gücünü arttırmayı hedefliyor. Platform, 1 milyon KOBİ’ye erişerek, ilk yıl sonunda mevcut 10 bin aktif eticaret sitesini ikiye katlamayı amaçlıyor. Platform kapsamında internet teknolojilerini işlerine entegre etmek isteyen KOBİ’lere bir yıl boyunca ücretsiz çözümler sunulacağı açıklandı. İşletme sahipleri www.isinizinternette. com.tr adresine girerek, 1 yıl boyunca herhangi bir ücret ödemeden, .com alan adı alabilecek, web sayfalarını oluşturabilecek, eticaret altyapılarını kurabilecek, hosting servisinden faydalanabilecek ve böylece ürün ve hizmetlerinin internet üzerinden tanıtımını ve satışını yapabilecekler. Callart 400 kişiye istihdam sağlayacak İzmir Gaziemir’de kapılarını açan ve ilk aşamada TTNET müşterilerine hizmet verecek olan Callart çağrı merkezi yıl sonuna kadar 400 kişiye istihdam sağlayacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla açılan çağrı merkezi yıllık 18 milyon müşteriye cevap vermeyi amaçlıyor. TTNET Genel Müdürü Tahsin Yılmaz Türkiye’de 2012 Mayıs ayı sonu itibarıyla yurt genelindeki toplam çağrı sayısı rakamının 22 milyonun üzerinde olduğunu belirterek, “İzmir’den tüm Türkiye’ye hizmet verecek bu çağrı merkezinin açılışı çok önemli” dedi. Yüzde 78 kadın, yüzde 22 erkek istihdamı olan yeni merkezdeki çalışanların yüzde 49’u üniversite, yüzde 51’i lise mezunu. Merkezde görevli personelin yaş ortalaması ise 25. Canon’dan yeni EOS 650D Canon, görüntü kalitesi ve dokunmatik ekranıyla full HD videolar çekilmesini olanaklı hale getiren yeni, Dijital SLR fotoğraf makinesi EOS 650D ile fark yaratmayı amaçlıyor. 650D’nin can alıcı noktası 18 megapikselli (MP) Hibrid CMOS sensörü ve güçlü DIGIC 5 işlemci. Bunlar 5 kare/saniyeye kadar net, tam çözünürlükte çekimler yapılabilmesini sağlıyor. Ayrıca, fotoğraf makinesinin hızlı ve kolay kullanılmasını sağlayan değişken açılı dokunmatik ekranı farklı ayar seçeneklerine ve ekran modlarına anında erişilmesine yardım ediyor. Üründe yeni geliştirilen 18 MP APSC Hibrid CMOS sensörü, yüksek çözünürlükle, renk ve ayrıntı bakımından zengin poster boyutlu görüntüler çekilmesine imkân veriyor. AO756 piyasaya çıktı Acer, Aspire One 756 Netbook’u 369 dolar +KDV ile piyasaya sundu. 1 inç kalınlığı, 1.40 kg ağırlığı olan AO756’nın, gümüş, uğurböceği kırmızısı, kül siyahı, tüy mavisi olmak üzere dört farklı rengi bulunuyor. Ürün Intel Celeron işlemci ve Intel Pentium işlemci, Mobil Intel HM70 Express Yonga Seti ve 128 MB özel sistem belleğine sahip Intel HD Grafik seçeneklerine sahip. 1366x768 HD çözünürlük ve 16:9 en/boy oranıyla parlaklığa sahip Acer CineCrystal LED arkadan aydınlatmalı panel sayesinde yüksek tanımlı içeriklerin kalitesini arttırırken 4.2 saate kadar pil ömrünü de garanti ediyor. Çekte tehlike çanları Karşılıksız Başkanı Murat Yalçıntaş, mayısta karşılıksız çıkan çek çek sayısı mayısta 83 bin sayısının 83 bin 80 adede çıktığını belirterek, “Ne yazık ki son iki yılın zirvesi. 2012’nin 80 adede ulaştı. İTO Başkanı toplamındaki rakam ise 344 bin 196. Bu ne Yalçıntaş, “Rakamlar son iki yılın demektir? Geçen yılın aynı dönemine göre zirvesinde. Bu, çekte tehlike karşılıksız çek oranı yüzde 56.4 oranında çanlarının çaldığını artmış. Ciddi risklerle karşı karşıya kalabiliriz. Bu rakamlar artık çekte ifade ediyor” dedi. tehlike çanlarının çaldığını ifade ediyor” Yalçıntaş, hapis dedi. cezasının Çekte hapis cezasının kalkmasının kalkmasıyla ardından bir boşluk meydana geldiğine ve alınan tedbirlerin ise caydırıcı alınan tedbirlerin olmadığının ortaya çıktığına işaret eden caydırıcı Yalçıntaş, “Hızla yeni adımlar atılması olmadığını şart. Bu noktada ‘mali risk sigortası’ vurguladı. sisteminin büyük fayda getireceğini düşünüyoruz” diye konuştu. Mali risk sigortasının devreye alınması için İTO olarak gerekli girişimlerde bulunduklarını belirten Yalçıntaş, şu bilgileri verdi: “Bu sistemde tüccar ödenmeme riskine karşı çekini sigortalatacak. Sigortanın maliyeti çekin tarafları arasında makul oranlarda paylaştırılacak. Çek karşılıksız çıktığı vakit, tüccar korkmayacak, çek bedelini sigortadan tahsil edebilecek ve çarklar dönmeye devam edecek.” Ekonomi Servisi İstanbul Ticaret Odası (İTO) TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ 20112012 BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLÜ KATILMA KOŞULLARI Cemiyetimizin basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla koyduğu “Basın Özgürlüğü Ödülü” her yıl basın özgürlüğünü savunan ve bu uğurda çaba harcayan kişi ve kuruluşlara ayrı ayrı verilmektedir. Ödül verilecek kişi veya kuruluşun basın özgürlüğünü savunma yolunda 1 Haziran 2011 ile 31 Mayıs 2012 günleri arasındaki çalışmaları değerlendirmede göz önüne alınacaktır. Ödül Adaylıkları: a) Kişisel veya kuruluşların kendi başvuruları, b) Gazete, dergi, TV, radyo veya ajansı kuruluşlarının yetkililerince aday önerilmesi c) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nca aday önerilmesi ile gerçekleşir. Büyük Seçici Kurul: Türkiye Barolar Birliği’nden (1) Türkiye Gazeteciler Sendikası’ndan (1) İletişim Fakülteleri’nden (1) İletişim Araştırmaları Derneği’nden (1) İletişim Mezunları Derneği’nden (1), Önceki Başkanlardan (1), Ödül Alanlardan (1), Türkiye Yayıncılar Birliği’nden (1), Genel Yayın Yönetmenlerinden (1) Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyelerinden (2) olmak üzere 11 üyeden oluşur. Seçici Kurul Üyeleri, kendi örgütlerinin Yönetim Kurulları’nca belirlenir. Başvuru Süresi: Başvurular, çalışmaları gösteren belge ve yayınların 11 nüsha olarak eklendiği bir yazıyla, en geç 6 Temmuz 2012 Cuma günü saat 16.30’a kadar Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne ulaştırılmış olmalıdır. Kişi ve kuruluşlara duyurulur. Adres: Türkocağı Cad. No: 1 34110 CağaloğluİSTANBUL Tel: (0212) 513 83 00 Faks: (0212) 526 80 46 email: [email protected] Murat Yalçıntaş TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle