19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2012 PAZARTESİ 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir B Manisa A Denizli A Zonguldak A Sinop B Samsun PB Trabzon Y Giresun Y A Ankara 31 34 32 31 36 38 34 27 26 29 25 26 33 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A B B B B B B Y 31 31 27 38 38 33 35 39 32 34 29 23 22 Oslo Y Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte A Madrid B Viyana A HABERLER 17 21 19 20 20 20 21 25 27 30 33 25 31 Belgrad A 33 Sofya A 23 Roma A 29 Atina A 30 Zürih Y 29 Moskova A 28 Aşkabat B 38 Taşkent A 30 Baku PB 34 Bişkek Y 30 Tiflis Y 31 Kahire A 31 Şam A 33 Ülkemizin kuzeydoğu kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları ile Artvin, Ardahan ve Kars çevrelerinin aralıklı sağanak, ve gök gürültülü sağanak diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Haziran İçişleri Bakanlığı, Ankara’daki eylemde 11 aracın zarar gördüğü iddiasıyla eylemcilere dava açtı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Fatura yine Hopa’ya kesildi ALİCAN ULUDAĞ CHP’den Ersoy’a ziyaret CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve ilçe yöneticileri, İstanbul Dişhekimleri Odası Başkanı Murat Ersoy ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Salıcı, yeni bir süreç başlattıklarını ve bu süreçte tüm sağlık meslek odaları dahil tüm STK’leri ziyaret edeceklerini belirterek, “Sağlıkta dönüşümün zincirinin halkalarındaki mağdur olan herkesle, diğer kesimleri de işin içine katarak bu mücadeleyi vermeliyiz” dedi. Ersoy ise Türkiye’nin giderek tektipleştiğini ve muhalif seslerin de kısılmaya çalışıldığını belirterek “Oysa yol gösteren ve öneri sunan bir muhalefet, akıllı bir iktidarın en büyük şansıdır” diye konuştu. ANKARA İçişleri Bakanlığı, Hopa olaylarını AKP Ankara İl Başkanlığı önünde protesto etmek isterken polisin müdahalesi sonucu çıkan olaylarda 11 aracının zarar gördüğü savıyla 50 eylemci hakkında tazminat davası açtı. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davada, araçlarda oluşan zararın yasal faiziyle davalılardan alınması talep edildi. İçişleri Bakanlığı, valiliklere bir yazı göndererek “yasadışı eylemler” sırasında kamu malına zarar verenler hakkında tazminat davası açılması talimatını verdi. Hopa’da emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümüyle sonuçlanan olaylara ilişkin açılan davalara bir yenisi eklendi. Olaylarla ilgili Hopa’da toplam 64 kişi hakkında üç dava açılmıştı. Hopa’daki olayları aynı gün Ankara’da protesto eden gruptan 37 kişi ise “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla özel yetkili mahkemede, 46 kişi ise 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Yasa’ya muhalefet etmek iddiasıyla asliye ceza mahkemesinde yargılanıyor. 50 kişi hakkında daha 2911 sayılı yasaya muhalefetten yeni bir soruşturma açan Ankara Başsavcılığı’nın, eyleme katılan Halkevleri yöneticileri hakkında başlattığı soruşturma da devam ediyor. Bu ceza davası ve soruşturmalarına şimdi bir de tazminat davası eklendi. İçişleri Bakanlığı, Ankara’daki eyleme katılan 50 kişi hakkında tazminat davası açtı. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan davanın dilekçesinde, söz konusu basın açıklamasının “haksız eylem” olduğu savunuldu. Dilekçede, “Davalıların Kızılay bölgesinde yapmış oldukları haksız eylem nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılmakta olan taşıtlar zarar görmüştür” denildi. Olaylarda 11 polis aracının zarar gördüğü ve bu araçların tamiri için Hazine’den yaklaşık 16 bin TL harcandığı savunulan dilekçede, zararın davalılardan tahsili de talep edildi. İçişleri Bakanlığı, bu tazminat davasıyla yetinmeyerek eylemler sırasında kamu malına zarar verenler hakkında tazminat davası açılmasını da istedi. ‘Bir utanç doruğu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Genel Kurulu, “Akbabalar, tasmalarınızı çıkardık, uluslararası tasma taktınız” sözleriyle gazetecileri hedef alan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı kınadı. İtalya’nın Bergamo kentinde toplanan EFJ Genel Kurulu’nda, “Türkiye’deki Basın Özgürlüğü Hakkında Genel Kurul Açıklaması” alkışlar arasında ve oybirliğiyle kabul edildi. KKTC’de faaliyet gösteren BasınSen ile Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) önerisiyle hazırlanan açıklamada, “Bu kadar çok sayıda gazetecinin cezaevinde olması, Türkiye’yi hapisteki gazeteciler listesinde en üst sıraya yerleştirmektedir” denildi. EFJ Genel Kurulu açıklamasında, Erdoğan’ın sözleriyle ilgili olarak da şu görüşlere yer verildi: “EFJ Genel Kurulu, gazetecilere yönelik olarak ‘Akbabalar, tasmalarınızı çıkardık, uluslararası tasma taktınız’ gibi hakaret ve nefret içerikli açıklamalarından dolayı Türkiye Başbakanı’nı kınamaktadır. EFJ Genel Kurulu, Türk yetkilileri, hükümeti eleştiren tüm gazetecilere, yazarlara, sanatçılara, aydınlara, akademisyenlere, sendikacılara, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerine saygı ve tahammül göstermeye çağırmaktadır.” Açıklamada, sendikalar ile hapisteki gazeteciler arasında bireysel bağ kurmak amacıyla başlatılan “tutuklu gazetecileri sahiplenme” kampanyasının teşvik edilmesi istenerek şu ifadeler kullanıldı: “Türk hükümetinden hapisteki gazetecileri derhal serbest bırakmasını ısrarla ister. Gazetecileri, hatta herhangi bir yurttaşı, hakkında herhangi bir hüküm bulunmadan 4 yıldan fazla hapiste tutmak demokratik bir ülkede kabul edilemez. Bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki gazetecileri hapiste tutmak Türk yurttaşlarının bilgiden yoksun kalmasına yol açar ve Türk yetkilileri için bir utanç doğurur” denildi. Erdoğan’ın gazetecilerle ilgili sözlerini kınayan EFJ, Türkiye’yi sert bir dille eleştirdi 4+4+4 hazırlıkları sürüyor Ensar istiyor MEB yapıyor SİNAN TARTANOĞLU ANKARA 4+4+4 yasasına ilişkin çalışmalar sırasında öneriler sunan Ensar Vakfı, seçmeli dersler havuzuna temel İslam bilgileri dersinin de konulmasını istedi, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) müfredata temel din bilgilerini koydu. Vakıf şimdi de, “insanların dindarlığının ahlaki boyutunun yeterli düzeyde olmaması” gerekçesiyle seçmeli İslam ahlakı dersi istiyor. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in kurucuları arasında yer aldığı, 4+4+4 yasası çalışmalarında görüşlerine önem verilen Ensar Vakfı, ortaokullarda okutulacak seçmeli Kuranıkerim ve peygamberin yaşamı derslerine ilişkin değerlendirme ve önerilerini içeren 9 maddelik bir broşür hazırladı. Vakfın önerileri bakanlığın hazırladığı ders çizelgesi taslağında yer aldı. Ensar Vakfı, din içerikli seçmeli dersler havuzunda sadece söz konusu iki dersle yetinilmemesi gerektiğini ifade etti. Vakfın “ilmihal türü bilgi vermek ve özellikle ibadetler konusunda daha detaylı bilgi ve uygulamaya olanak sağlamak maksadıyla temel İslami bilgiler dersine yer verilmesi” önerisi, MEB tarafından hazırlanan ders çizelgelerinde yerine getirildi. Broşürde bir de, “Yapılan çalışmalar, ülkemiz insanlarının dindarlığının inanç boyutu yönünden oldukça yüksek olmasına rağmen, ahlaki boyutunun yeterli düzeyde olmadığını göstermektedir” ifadelerine yer verilerek “İslami bir bakış açısıyla düşünmeyi sağlamak maksadıyla İslam ahlakı adlı bir dersin seçmeli ders havuzunda olması yararlı olacaktır” görüşü sunuldu. Tutuklu babaları için yürüdüler Silivri ve Hasdal Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci, siyasetçi ve asker yakınları Babalar Günü’nü Galatasaray Meydanı’ndan Taksim’e yaptıkları yürüyüşle kutladı. Aralarında Gazeteciler Sendikası, Vardiya Bizde Platformu, Balbay’a Özgürlük Girişimi, Tuncay Özkan Gönüllüleri, CHP, TGB ve İP üyesi yüzlerce kişi Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek “Babamı istiyorum” yazılı pankartı açtı. Burada bir açıklama yapan Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok’un kızı Nazlı Üçok, “2.5 sene oldu, bizim savunma yapmamamızı istiyorlar. Babalarımızı tutsak etmelerinin mantığı yok. Onlar orada bedenen tutuklular ancak düşünceleri hâlâ özgür” dedi. CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan ise “Mustafa Balbay ve birçok kişi suçlarını bilmeden burada suçunu bilmeden yatıyor. Artık özel yetkili mahkemeler eliyle terör estirilmesin” diye konuştu. Açıklamanın ardından gruptakiler ellerindeki beyaz balonları gökyüzüne bıraktıktan sonra Taksim’e yürüdü. Burada saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından grup dağıldı. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) Casusluk iddiasıyla 8 kişi daha tutuklandı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, “askeri casusluk” iddialarına yönelik başlatılan soruşturmada gözaltında bulunan ve adliyeye sevk edilen 24 kişiden 5’i savcılıkça serbest bırakıldı. Mahkemeye çıkarılan, 19 şüpheliden 8 muvazzaf asker tutuklandı, 11 zanlı ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında mayıs ayında 13’ü askeri personel toplam 45 kişi tutuklanmıştı. 13 Haziran’da düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 49 kişiden 2’si emekli 10’u muazzaf toplam 12 asker önceki gün tutuklanmıştı. BBC’den yargıya eleştiri: Türkiye için bile olağandışı LONDRA (ANKA) Türkiye’de bir savcının, teröre destek verdiği suçlamasıyla sağır, dilsiz, okuma yazma bilmediği belirtilen Mehmet Tahir İlhan hakkında 25 yıl hapis cezasını talep etmesi, yurtdışında da yankı buldu. BBC, “Yanında Bir Limonu Olan Türk, Terörü Desteklemekle Suçlanıyor” başlıklı haberinde İlhan hakkında “kanıt” olarak, yanında “yarım limon” bulundurmasının gösterildiğini kaydetti. İlhan’ın suçlamalarını reddettiğine dikkat çeken BBC, “Türk yargıçları sık sık şaşırtacak kadar zayıf kanıtlarla sert cezalar veriyor. Türk standartlarına göre bile bu dava olağandışı” yorumunu yaptı. TRT’de çifte standart Örgütlü sendikaların personele eposta göndermesini kısıtlayan TRT, çalışanların çocuklarına yönelik dini içerikli yaz okulunun reklamının yapılmasına izin verdi FIRAT KOZOK demokrasinin ruhuna aykırıdır. Demokrasi bir bakıma seçenek üretme sanatıdır. Devlet kurumları da varlıklarını bu gerçek zemininde sürdürürler. Geçmişteki kimi dönemsel çalkantılara, kesintilere karşın, “Seçimle gelen, seçimle gider” ilkesi Türkiye’de yerleşti. Yakın tarihimizde iktidarlar, “hiç gitmeyecekmiş gibi” hareket etmelerine karşın, değiştiler. Yine öyle olacak. Kim ne derse desin; seçmen, zamanı gelince iktidarı değiştirmenin tadına vardı. Bir deyiş vardır; ağızdan çıkan söz, yaydan çıkan ok, geçen zaman geri gelmez. Bu üç “geri gelmez”in yanına şunu da ekleyebiliriz: Kaçan fırsat! Bugünkü iktidar, aldığı oy oranı ne olursa olsun, Türkiye’nin tümünü kucaklama fırsatını kaçırdı. Yakın tarihimizdeki hiçbir iktidarın eline bu kadar büyük bir fırsat geçmemişti. ??? Doğal gidiş solun, CHP’nin yükselişine işaret ediyor. Zaman zaman yaklaşıp uzaklaşsak da Avrupa’daki gidiş de o yönde. Fransa’daki büyük seçim, İngiltere ve Almanya’daki düşük çaplı seçimler hep solun zaferiyle sonuçlandı. CHP, dünyadaki, Avrupa’daki, çevremizdeki, içimizdeki değişimi iyi okuyup kendi diline çevirme fırsatıyla karşı karşıya. Dışımızdaki gelişmeler ayrı bir yazı konusu. İçimizdeki durumun fotoğrafını çekmek için önümüzde 4 kare var. 1 Mayıs emeğin bayramı, halkın 19 Mayıs’ı, mayıs sonundaki memur eylemleri, hazirana damgasını vuran kadın hareketi. Birbirinden çok farklı gibi duran bu dört fotoğrafın ortak paydaşı şu: Türkiye’nin bugünkü anlayışla yönetilmesini istemiyorlar. O meydanlardaki pankartlar, haykırışlar bunu söylüyordu. İşte bu haykırışları kucaklayabilen siyasi parti geleceğin iktidarı olacak. Zira, o dört fotoğrafın her biri kendi içinde de değişik renkler içeriyor. Bu toplumsal arayış karşısında CHP’nin önüne “öğrenilmiş çaresizlik” konulmak isteniyor. Yani CHP’nin iktidar olamayacağını, oylarını arttıramayacağını CHP’lilerin kendisinin söylemesini sağlamak! İktidarı desteklemenin yöntemlerinden biri de bu. O kadar ki, CHP’nin tarihinden gelen gücü adeta zaafıymış gibi önüne konuyor. CHP’nin elinden alınmak istenen bir unsur daha var: Değişim gücü. CHP iktidarda olsun, muhalefette olsun Türkiye’nin değişimine, çağı yakalamasına öncülük etmiş bir partidir. Geçmiş bir yana, bugünkü iktidar bile 2000’lerin başında kendini yeniden tanımlamaya girişirken solun yerel ve evrensel değerlerinden yararlanmıştır. Sık sık “aslına dönük” hareket etse de iktidarı dışarıda “reformcu” gösteren bu politikalar olmuştur. Şöyle bir tarif oluştursak, yeridir: Türkiye’de değişimi sol yaratmıştır, sağ kullanmıştır. ??? CHP’nin en büyük gücü kuruluş değerlerindedir, Atatürkçülüğündedir. Bir kişinin üniversiteyi başarıyla bitirerek aldığı diploma, ona yaşamı boyunca güç verir, sosyal kimliği olur. İşte Atatürkçülük CHP’nin diplomasıdır. Ama yaşamda başarılı olmak için sadece diploma yetmez. İnsanın kendisini o diplomayı hak ettiğini gösterecek dirilikte, yenilikte tutması gerekir. Yeryüzündeki tüm bilgilerin her 5 yılda bir ikiye katlandığı dünyamızda, bu ayrıca önemli. Basit bir anlatımla özetlersek; Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda telgrafçılara çok önem verdi. Nutuk’ta onlardan ayrıca söz ediyor. Çünkü o dönemin en ileri, en ulaşılabilir iletişim aracı o. Bugün, “Atatürk telgrafla haberleşiyordu” diye o yöntemi mi kullanıyoruz? Elbette hayır. O zaman yaşamın bütün alanlarında 21. yüzyılı yakalamalıyız. Toplumun bütün kesimlerine ulaşmanın yollarını bulmalıyız. İç barışın, bu ülkenin kuruluş mayasıyla başarılabileceğini bu yolla kanıtlayabiliriz. Atatürk’ün CHP’sine bunun mücadelesi yakışır. Bu mücadele ile gelecek zafer yakışır. İstanbul’da trafik çilesi başlıyor İstanbul Haber Servisi Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, Haliç Köprüsü ve Ayamama Deresi’nde bugünden itibaren asfalt ve ıslah çalışmaları başlatılıyor. FSM Köprüsü’ndeki çalışmalar sırasında 3 şerit trafiğe kapatılacak. Çalışmalar 17 Eylül’e kadar devam sürecek. Haliç Köprüsü’ndeki çalışmalar sırasında metrobüs hattı sürekli açık tutulacak. Çalışmaların 15 günde bitirilmesi planlanıyor. Ayamama Deresi çalışmaları için ise servis yolları yapılacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, yurttaşların toplu taşıma araçlarına yönelmesinin yaşanan sıkıntıyı hafifletebileceğini belirterek, “Yoksa sıkıntı çekeceğiz, bu gerçek bizim de hoşumuza gitmiyor” dedi. ANKARA Sendikaların üyelerine eposta göndermelerini engelleyen TRT, din eğitimi veren özel bir kuruluşun reklamını tüm çalışanlara gönderdi. Özel bir dil merkezi tarafından TRT Reklam Tasarım ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı’na gönderilen mesajda, Kuran ve peygamberin yaşamı derslerinin okullarda seçmeli ders olarak konulduğu anımsatıldı. Mesajda, şöyle denildi: “Söz konusu uygulamaya hazırlık ol ması amacıyla, dil merkezimizce kurumunuz personelinin 0617 yaşları arasındaki çocukları için 11 Haziran19 Temmuz 2012 tarihleri arasında yaz okulu düzenlenecektir. Yaz okulunda çocuklarımız hem yüce dinimizi öğrenecek hem de güzel bir tatil geçirmiş olacaktır. Yaz okulumuzun normal ücreti 1200 TL olup, kurumumuz personeli çocuklarına yüzde 50 iskonto yapılacaktır. Bu kampanya 100 kişilik sayıyla sınırlıdır. Başvurularda kurum kimliği istenilecektir. Bilgilerinizi ve yaz okulumuzla ilgili bil gilerin personelimize duyurulması hususunda gereğini saygılarımızla arz ederim.” Daire başkanlığının onayıyla bu mesaj tüm TRT çalışanlarının elektronik posta adreslerine gönderildi. TRT, bir süre önce kurumda örgütlü sendikaların personele posta göndermesini “izne bağlamıştı”. KESK’e bağlı HaberSen’e bugüne kadar bu konuda hiçbir izin verilmemişti. HaberSen Genel Başkanı Ufuk Beytekin, ortaya çıkan tablonun TRT’nin “çifte standardını” gösterdiğini belirtti. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle