19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2012 PAZAR 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak B Sinop B Samsun S Trabzon S Giresun S B Ankara 25 28 27 24 28 28 29 23 20 19 17 20 27 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B PB PB PB B B B B PB PB Y 27 27 25 25 30 27 29 33 26 27 23 18 17 Oslo PB Helsinki B Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih Y Berlin PB Budapeşte A Madrid Y Viyana A HABERLER 14 12 14 15 18 18 16 21 27 27 28 16 26 Belgrad A 27 Sofya A 24 Roma PB 20 Atina B 23 Zürih Y 24 Moskova B 24 Aşkabat B 27 Taşkent Y 24 Baku B 25 Bişkek Y 23 Tiflis Y 24 Kahire B 32 Şam Y 31 Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Afyonkarahisar öğleden sonra kısa süreli olmak üzere sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Orta ve Doğu Karadeniz kıyılarında yer yer sis hadisesi bekleniyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada baştan aşağı kapalı Hacer Eşut’un Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde ant içmesine ve yurdun dört bir köşesinden cımbızla seçilip gelen öğrenciler tarafından ayakta alkışlanmasına hayret ettiniz mi? Ben etmedim! Afyon Valisi’nin “gar, otogar, meydan, cadde, sokak, tarih ve kültürel mekânlar” diye başlayan, gezinti yerlerinde bile içkiyi yasaklayan genelgesine hayret ettiniz mi? Ben etmedim! Başkentin burnu dibindeki Pursaklar’da; okullara dağıtılan formlarda velilerden Kuranıkerim, Peygamber’in hayatı dersleri arasından birini “tercih” etmeleri istenildiğini, bu dersleri istemediği seçeneğinin yer almadığını içeren habere hayret ettiniz mi? Ben etmedim! Cumhuriyet’te iki gün önce yayımlanan Fırat Kozok’un haberinin, başka sorunlara önem veren yandaş, dindaş olmayan gazetelerde yer almadığına hayret ettiniz mi? Ben etmedim! Artık Meclis kapısındaki polislerin bile; Atatürk baskılı fotoğraf ve “Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözü yazılı fularını “siyasal simge ve sembol içeren obje” diye gerekçe göstererek bir vatandaşın parlamentoya girmesini engellemelerine hayret ettiniz mi? Ben etmedim! Melih Aşık dün Milliyet’te; Kılıçdaroğlu’nun ziyaret ettiği Bosna Hersek’te uyguladığı programı yazdı. CHP Genel Başkanı, Bosna’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve müftüyü, imam hatip okullarını, Mostar’da tarihi Bektaşi Alperenler Tekkesi’ni ziyaret etti. Orduevinde Bosna şehitleri için mevlide ve Genç Müslümanlar Teşkilatı’nın akşam yemeğine katıldı. Hayret ettiniz mi? Ben etmedim! ??? AKP iktidarlarında tepkiyle karşılanması gereken uygulamalar toplumda “muafiyet kazanıyor”. Hayretle karşılanan bu türlü olaylara her gün bir yenisi ekleniyor! Örneğin; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Meclis kürsüsünden, “yeni” Türkiye inşa ettiklerini ve “yeni” doğan Ortadoğu’nun sahibi, öncüsü olacaklarını, Ortadoğu’daki değişimleri yöneteceklerini ilan eden açıklamasına; RTE’nin Suriye’ye, “Güçlü bir ordumuz var. Gelirim ha!” diye gözdağı veren demecine hayret ettiniz mi? Ben etmedim! Osmanlı’ya hasret RTE ve kadrosu artık sınır tanımıyor. Bugün Ortadoğu’nun sahibi, öncüsü. Ama yarın Ortadoğu ile yetinmeyerek; dünya devletlerinin öncüsü, kimilerinin de sahibi olduklarını iddia ederlerse hayret eder misiniz? Ben etmem! ??? Şu öykü RTE’nin düş dünyasına cuk oturuyor: Dünyanın gelişmiş ülkeleri bir araya gelmişler. En son teknolojiyle üretilmiş bir bilgisayara bütün ülkelerle ilgili verileri yüklemişler ve sormuşlar: “Dünyanın sahibi kim olacak?” Bilgisayar uzun süre bilgileri değerlendirmiş ve büyük an gelmiş. Nefesler tutulmuş. Bilgisayar sonucu yazıcıya göndermiş. Hakem heyeti sonucu ilan etmiş: “Türkiye!” Herkes şaşırmış. Mutlaka bir yanlışlık olmuştur düşüncesiyle aynı soruyu bir kez daha sormuşlar. Bilgisayar yine sonucu yazıcıya göndermiş: “Türkiye!” Tüm dünya şoka girmiş. Bilgisayara sormuşlar: “Neden?” Bilgisayar sonucu yazıcıya hiç düşünmeden göndermiş: “Herkes bir gün uzaya çıkacak ve dünya Türklere kalacak!” İyi pazarlar... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir ana muhalefet liderinin dış ziyareti açısından, “din ögelerinin” yoğun olduğu bir program gerçekleştirdi Bosna Hersek’te. Cumhurbaşkanı, dışişleri bakanı görüşmeleri ve Türk birliğini ziyareti gibi temasların yanı sıra, Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve bugün imam hatip lisesi olarak hizmet veren 400 yıllık Hüsrev Begova Medresesi’ni ziyaret etti. Bosna savaşında şehit düşen askerler için mevlüt okuttu ve “Genç Müslümanlar” isimli bir teşkilatı ziyaret etti ve verdikleri akşam yemeğine katıldı. Ziyaretin hazırlığında, daha önce Brüksel ve Kenya (Somali kamplarını ziyaret) gezilerinde ön planda yer alan Dışişlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu yerine, İdari İşler ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ile CHP Parti Meclisi üyesi din sosyoloğu Muhammet Çakmak rol aldı. Toprak, ziyaretin Türkiye’ye dönük “propaganda” yönü de olduğunu “Bizi din düşmanı göstermek isteyen AKP’ye karşı, böyle olmadığımızın en somut kanıtını Bosna’dan gösterdik. Türkiye’den olumlu tepki aldık” sözleriyle vurguladı. Ziyaretin programı için bir ay içinde iki kez Bosna’ya gittiğini belirten Çakmak da “Bir yandan Türkiye’de milyonlarca Balkan kökenli vatandaşımıza CHP’nin o bölgeye verdiği değeri göstermek; diğer yandan CHP’nin nasıl ‘zarif bir dindar CHP’de ‘Zarif Dindarlık’ Dönemi lık’ anlayışına sahip olduğunu göstermek istedik” sözleriyle anlatıyor amaçlarını. yet ve adalet duygusu da gelişiyor. Bu da politik tercihleri biçimlendirir. Dikkat ederseniz Sayın Kılıçdaroğlu demeçlerinde AKP iktidarına özellikle hukukun üstünlüğü, ekonomik gelir adaletsizliği ve yolsuzluklar noktalarından eleştiriler getirmekte. Bu mesajlar toplumda karşılık bulacaktır.” GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Hurafesiz, şehirli dindarlık CHP’li yöneticilerden ilk kez duyduğumuz “zarif dindarlık” tanımını Çakmak şöyle açıyor: “Kaderciliği reddeden, hurafelerden arındırılmış, bilgi temelli, şehirli bir dindarlık. Bosna’daki anlayış ile büyük ölçüde örtüşen bir yaklaşım. Türk modernleşmesinin Avrupa içindeki yolculuğuyla da örtüşen bir anlayış bizimkisi.” Yaklaşımlarının etkisini daha temaslar sürerken gördüklerini belirten Çakmak, Bosna Hersek Diyanet İşleri Başkanveki li’nin “Sizi tanıyınca anladık ki Türkiye’de AKP iktidardan gitse de Bosna, Türk halkının sevgilisi olmaya devam edecek. Başarınız için dua edeceğiz” dediğini belirtti. ‘Cemaat istedi, imkân bulamadık’ Kılıçdaroğlu’nu Bosna’ya gelişinde havaalanında Fethullah Gülen okullarında okuyan Türk çocukları karşıladı. Bosna içindeki lojistik hizmetleri de yine Gülen hareketine yakın bir turizm firması sağladı. Acaba Bosna ziyareti CHP ile Gülen hareketi arasında bir yakınlaşma anlamı taşıyor muydu? Çakmak’ın yanıtı, “Hayır, böyle özel bir amacımız yok. Aldığımız profesyonel hizmetin karşılığında parasını ödedik. Okullar konusunda ise, onlar kim gelirse okullarını ziyaret etmesini isterler ama biz böyle bir imkân bulamadık” oldu. Çakmak, Gülen hareketinin iç siyasetle ilgili açıklamalarını önemsediklerini belirterek “Orada herhangi bir siyasal perspektif içinde olmadıklarını, politik bir bağlanımları olmadığını söylüyorlar. Beyanın esas olduğunu kabul ediyorum. CHP olarak bizim de söylediğimiz bütün din sahasında hizmet eden yapıların siyasal alanla ilişkilenmemeleri zaten. Bir dini hizmet alanını rekabet içine sokarsanız orada insanların duygularını rencide etme ihtimaliyle karşı karşıya olursunuz” dedi. Asıl mesaj içeriye Yolsuzluk vurgusunun dini anlamı CHP’nin “zarif dindarlığının” Türk halkı tarafından anlaşılacağından emin olduğunu belirten Çakmak, tezini şöyle açıkladı: “Türkiye’de ekonomik seviye yükseldikçe toplumun dindarlık anlayışı da köylü bir dindarlıktan, kentli dindarlığa doğru evriliyor. Eğitim ve ekonomik seviye yükseldikçe, İslam ahlakının temel ilkelerinden hakkani PROTOKOL HATALARINA DİKKAT 1. Diyanet İşleri Başkanı pozisyonuna denk düşen Bosna Hersek Müftüsü Mustafa Ceric, Kılıçdaroğlu ile randevusunu son dakikada iptal ederek, yerine bir başkan yardımcısını görevlendirdi. 2. Bosna şehitleri için mevlüdün yeri son dakikada (büyük olasılıkla Ceric yüzünden) camiden orduevine alındı, heyet dışında katılımcı olmadı. 3. “Genç Müslümanlar” teşkilatıyla hem ziyaret hem de akşam yemeği diplomatik ölçülere göre “fazla” kaçtı. ??? CHP kurmaylarının, liderlerinin ve Türkiye’nin dışarıdaki imajını zedeleyebilecek bu tür protokol krizlerine karşı hassas olmasında yarar var. Danıştay, MEB’in kutlamalara ilişkin genelgesi hakkında yürütmeyi durdurdu 19 Mayıs geri döndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 10. Daire Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nın Ankara dışında sadace okullar ve öğrenciler ile kutlanmasına ilişkin genelgesi hakkında yürütmeyi durdurma kararı aldı. Genelgenin durdurulmasıyla birlikte bayramlar eskisi gibi kutlanacak. MEB kutlamaların yasa ve yönetmelikte yer almayan bazı içeriklerle gerçekleştirildiğinin görüldüğünü ifade ettiği yazıda, yine yasa ve yönetmelikte, kutlamaların öğrencilerin katılımıyla yapılacağına dair bir hükmün bulunmadığını kaydetmişti. Bunun üzerine 11 Ocak 2012 tarihli 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamaları Genelgesi’nin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da 7 ayrı dava açıldı. Bakanlığın davayla ilgili savunmasını aldıktan sonra dosyaları görüşen Danıştay 10. Dairesi, bir sendikayla bir öğrencinin açtığı 2 davayı karara bağladı. Daire, genelgenin yürütmesini durdurdu. DİNÇER: YENİ YÖNETMELİK YAPILIYOR İstanbul Haber Servisi Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Danıştay’ın 19 Mayıs Genelgesi’nin yürütmesini durdurması kararını “hukuki bir garabet” diye niteledi. Dinçer, Esenler Askerlik Şubesi’nin açılışının ardından Danıştay’ın “19 Mayıs Genelgesi”nin yürütmesini durdurması kararına ilişkin açıklamalarda bulundu. “Genelgenin yürütmesinin durdurulması meselesi, doğrusunu söylemek gerekirse bence hukuki bir garabet” ifadesini kullanan Dinçer, “Biz 19 Mayıs’larımızı, 23 Nisan’larımızı, 29 Ekim’lerimizi bu halkın da benimsediği bir tarzda daha coşkulu bir şekilde kutlayacağız. Ama kutlama şekillerinin değiştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yönetmelik değişecek, yönetmelik için hazırlıklar yapılıyor. Bu kez sadece 19 Mayıs’ı değil, 23 Nisan’ı, 30 Ağustos’u ve 29 Ekim’i kutlama yöntemini yeniden düzenleyeceğiz” dedi. Davayı açanlara da seslenen Dinçer, “Herkes bu bayramı coşkuyla kutlama hakkına sahiptir ama o kutlama yöntemiyle alakalı süreçleri belirleme hakkı da bu ülkenin hükümetine aittir” dedi. Öte yandan, Milli Savunma Bakanlığı’nın 112 askerlik şubesinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmesine ilişkin protokol dün imzalandı. MEB’e ağır eleştiri ‘Milletin değerleriyle uğraşılmaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’ın 19 Mayıs kutlamalarıyla ilgili kararına muhalefetten destek geldi. Karara ilişkin değerlendirmeler şöyle: CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan: Bir ulusun tarihinin genelgeyle yasaklanması zaten mümkün değildi. Onlar yasaklasa da biz zaten 19 Mayıs’ı kutlayacaktık. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Bunlar muhafazakâr değil, bunlar tam aksine milletin tüm değerlerini ortadan kaldırmak istiyor. Mahkemenin aldığı karar milletin değerleri ile bayramları ile uğraşan zihniyeti mahkum etmiştir. Eğitimİş Genel Başkanı Veli Demir: MEB, Atatürk’e saldırmanın üssü olmuştur. MEB’in genelgesi utanç genelgesidir. Yargı da bu ucube genelgeye izin vermedi. Şimdi de MEB, yargının kararını en kısa sürede, daha önce olduğu gibi 19 Mayıs bayramının kutlanmasını sağlamalı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Aysel Çelikel: Bayramın kutlanmasını ortadan kaldıracak biçimde kısıtlamak, toplumun duygularına karşı gelmek demektir. Danıştay toplumun duyarlılığına uygun karar vermiştir. CHP Milletvekili Levent Gök olacağını kestirmek zor. Önce nisan ayının son haftasındaki genel görünümü özetleyelim. Irak Başbakanı El Maliki, Tahran’ı ziyaret etti. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’la iyi bir elektriklenme oldu. İki ülke elektrik anlaşması imzaladı. İki lider, Suriye’deki Esad rejimine verdikleri tam desteğin de bir kez daha altını çizdi. Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetimin Başbakanı Mesud Barzani, Başkan Obama katında kabul gördüğü ABD gezisinin ardından Türkiye’ye geldi. Devlet başkanı gibi karşılandı. Türkiye’nin böylesine kıymet verdiği Barzani, El Maliki için, “Yeni Saddam olma yolunda” tanımlamasını yaptı. Barzani, El Maliki karşıtlığını Washington’da da sürdürdü, “Irak merkezi yönetimine satmayı planladığınız 36 adet F16 uçağını vermeyin” dedi. ??? Irak’ın iç dengelerini ve öteki komşularıyla ilişkilerini böylesine aktarmak durumunda kalmamızın nedeni şu: Türkiye de bütün bu olanlarla doğrudan ilgili. Şöyle bir benzetme yapsak, sanırım fazla abartmış olmayız: Hükümet, komşu ülkelerin yönetimlerine Türkiye’deki muhalefet partilerine yönelik politikalarının benzerini uyguluyor. Başbakan bir liderden öfkesini çıkarıyor, ötekini kucaklayıp sevgisini gösteriyor. Türkiye bununla da kalmıyor, Başbakan’ın beğenmediği liderin muhaliflerine kucak açıyor. Her türlü destek sözü veriyor. Daha ileri muhalefet etme yolları öneriliyor, öğretiliyor. Bütün bunları kazıyınca da altından şu çıkıyor: Mezheplere dayalı siyaset! Örneğin şu değerlendirmeyi hafta başında Başbakan yaptı: “Şu anda benim görüştüğüm Şii liderlerin çoğu El Maliki’den rahatsız. Oradaki önemli Şii liderlerden biri, El Maliki için Saddam’dan daha diktatör, dedi. Onlar bile artık yaka silkmeye başladılar.” Bu sözlere Irak yönetiminin yanıtı şu oldu: “Fitnecilik ve mezhep ayrımcılığı...” Sünni milletvekillerinin şu sözleri de basına yansıdı: “Erdoğan, Irak’taki Sünnilerin lideri olmak istiyorsa, ilk biz karşı çıkarız...” Hükümet bu politikanın benzerini Suriye’ye karşı da uyguluyor. Dış basındaki değerlendirmeler de dikkate alındığında iş öyle bir noktaya gidiyor ki, mezhepçilik din kardeşliğinin, hatta dinin önüne geçiyor. Bu, kör bir gidiş. Zira bir ülkenin içindeki mezhep dengeleriyle oynamanız, beraberinde hiç beklemediğiniz bir başka ülkeyle ilişkilerinizi bozabilir. Bir başka çelişki de şu: Görünürde de olsa Türkiye içinde hiçbir ayrım yapmadığınızı, yapmamak gerektiğini söyleyeceksiniz, komşu ülkelerde ise bütün politikanızı mezhepler üzerine oturtacaksanız! ??? ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin “dönüşümünde” izlediği yeni politikayı geçen haftalarda özetlemiştik. Bir kez daha anımsatalım: Ülkelerin iç dalgalanmalarına doğrudan karışmamak, yer yer destek vermek, cesaretlendirmek. Dönüşümü tamamen iç dinamiklerin gerçekleştirdiği görüntüsünü yerleştirmek. Böylece olası başarısızlık halinde ya da dönüşümün sosyal maliyetinin artması durumunda, “Gelinen noktayı biz istemedik. Ülkenin içindeki güçlerin meydanlardan yansıyan istemleri doğrultusunda dönüşüm yaşandı” demek. Bu politika bağlamında ABD, Suriye işine doğrudan müdahil olmak istemiyor. Irak’ta da El Maliki’yi Bağdat’ın yeni “maliki” olarak benimsemiş görünüyor. Hal böyleyken... Başbakan’ın, sanki Irak oylarının yüzde 55’ini, Suriye oylarının yüzde 60’ını almış gibi bir siyaset izlemesi hiç de akılcı değil. ‘Uludere’den sonra kamuoyu yanıltıldı’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Barış Meclisi’nin Uludere katliamının 120. gününde düzenlediği etkinlikte konuşan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, bombalamanın gerçekleştiği 28 Aralık gecesi devletin bütün birimlerinin Uludere’de yaşananlardan haberdar olduğunu vurgulayarak “Hükümet ve medya katliamda öldürülenlere ilişkin yanlış bir kamuoyu oluşturdu. 34 kişinin 18’inin çocuk olduğu gerçeği kamuoyundan gizlendi” dedi. “Uludere’yi unutmadık, Uludere’yi Konuşuyoruz” etkinliğinin ikincisi dün yapıldı. Toplantında konuşan Gök, katliamının devlet kurumları arasındaki koordinasyonsuzluk sonucu gerçekleştiğini ifade etti. Gök, yanıt bekleyen soruları şöyle sıraladı: “Heron görüntülerini kim değerlendirdi? Görüntüdekilerin terör örgütü mensubu olduklarına dair tespiti kim yaptı? Vur emrini kim verdi? Yurtdışında gerçekleştirilen operasyon için siyasi iradeden izin alındı mı?” ADD’den İzmir’de eylem Danıştay’daki davayı açan bilgisayar programcısı Alper Ayhan (25), “Bu bayramın halktan uzaklaştırılması, okullara hapsedilmesi Türk yargısınca da uygun görülmemiştir” dedi. Bundan sonra nasıl bir adım atılacağını merak ettiğini belirten Ayhan “Acaba ‘Yeterli vakit kalmadığı için yapmayalım’ bahanesinin arkasına mı sığınılacak. Öyle olsa bile Cumhuriyetimizin varlığını sürdüreceği nice yıllar boyunca 19 Mayıs’ları, 29 Ekim, 30 Ağustos’ları coşku içerisinde kutlamak için Türk gençliği her zaman vazife başında olacaktır. Çünkü bu bizim birinci vazifemizdir. Ben de birinci vazifemi yerine getirdim” dedi. vazifemi ‘Birinci yerine getirdim’ ‘İktidar öğrencileri sindirmek istiyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) ADD’nin üniversite toplulukları, ülke genelinde pek çok alanda hukuksuzluk yaşandığına dikkat çekerek, “Ülkemiz ileri demokrasi yalanıyla sindirilmeye çalışılıyor” dediler. Konak Meydanı’nda toplanan ve ellerinde, “Atatürk Gençliği Görev Başında” yazılı pankartlar taşıyan öğrenciler, “AKP gidecek adalet gelecek” sloganları attılar. Yapılan ortak açıklamada, üniversite ve gençlik mücadelelerine baskı uygulandığına dikkat çekilerek, “Pankart asan üniversiteliler aylarca tutuklu kalabilmekte, yurdun her yanındaki öğrenciler maddi yetersizlikleri nedeniyle tarikat, cemaat ellerine teslim edilmekte, ülke siyasetinden uzaklaştırma çabalarıyla örgütsüzlük ve apolitiklik özendirilmektedir” dediler. Erdoğan’ın iddiaları gerçekdışı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Seferihisar İlçe Örgütü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “CHP yönetiminde camiyi ahır yaptılar” suçlamasına konu olan Düzce köyündeki Kazım Çelebi Camisi önünde toplanarak, savların gerçeği yansıtmadığını vurguladılar. Etkinliğe İlçe Başkanı Hüseyin Ercan, CHP İzmir milletvekilleri Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, çok sayıda yurttaş katıldı. Ercan, AKP’nin dini siyasete alet etmekten çekinmediğini vurgulayarak, “Halkımızın dini duygularını sömürerek, oluşturdukları rant ekonomisini daha da ileriye götürmek istemektedirler” dedi. Ercan, caminin 1936 yılında gazetemizde yayımlanan haberin ardından CHP tarafından onarılıp temizlenerek ibadete açıldığını ve hâlâ kullanıldığını anımsattı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle