19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 NİSAN 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Afyon’da vali geri adım attı Haber Merkezi Afyonkarahisar Valiliği tarafından yayımlanan genelgede, kent içindeki parkların yanı sıra kent dışındaki piknik alanlarını da kapsayan içki yasağından geri adım atıldı. Vali İrfan Balkanlıoğlu, yasağın piknik alanlarını kapsamadığını açıkladı. Balkanlıoğlu, “Piknik alanlarıyla ilgili tasarı geldiğinde sadece onu çizmiştim. Yasak alanlar, çizdiğim halde kayıtlara öyle geçmiş. Onu düzelttim” dedi. 3 İÇKİ YASAĞI HARİTASI EMNİYET KİTABINDA HAKAN DİRİK Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2 kez ceza alan diziyi ‘çok yakından’ izlediklerini söyledi Behzat Ç.’ye takip AYŞE SAYIN İZMİR Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kasım 2011’de ayında bastırdığı Asayiş Hizmetlerine İlişkin Valilik Kararları adlı kitapta, içki yasağı getirilen iller haritası yer alıyor. Yasağın yeni konulduğu Afyon haritada henüz yerini alamazken; Bilecik, Kayseri, Eskişehir ve Ordu haritada “yeşil” renkte gösteriliyor. Kitaptan dört ilin daha aynı kararları aldığı anlaşılmıştı. Asayiş dairesinin 15. yayını olan kitaba göre; Kayseri Valiliği 1996 yılında, Eskişehir 2004, Ordu 2005 ve Bilecik 2007 yılında içki yasağı kararı aldı. Valilik kararlarının 26 başlıkta toplandığı kitapta yasağın yasal dayanakları da yer aldı. Çankırı Valiliği’nin yasak kararının yargıdan döndüğü de bu bölümde bulunuyor. ANKARA Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Star televizyonunda yayımlanan “Bir Ankara PolisiyesiBehzat Ç.” dizisinin “aykırı” polisi Behzat Ç’nin, dizideki savcıyla “evlilik dışı” ilişki yaşamasını “mesele” yapıp TBMM gündemine taşıyan MHP’li Bülent Belen’e diziyi “yakından izledikleri” yanıtını verirken, “Televizyon dünyası gerçek dünyayı yeniden kurgulayarak yansıtır” açıklaması yaptı. Televizyon di zisindeki “Behzat Ç.” karakterinin içki içmesi, evlilik dışı ilişkisinin “Türk aile yapısını” bozduğunu ileri süren MHP’li Belen, konuyu Meclis gündemine de taşımıştı. Soru önergesini yanıtlayan Arınç, dizinin “kurgu niteliğinde dizi program” olduğunu, bu diziyle ilgili RTÜK’e 379 şikâyetbeğeni bildirimi iletildiğini açıkladı. Arınç, Behzat Ç. dizisini yayımlayan TV kuruluşuna, 2 kez ceza verdiklerini kaydetti. Arınç dizi için “Yayınlar dikkatle izlenmeye devam edilmektedir” dedi. Adalet Sisteminde Ortaçağa mı Dönüyoruz? Adalet sistemini doğrudan siyasal iktidarın emrine veren 12 Eylül 2010 referandumundan sonra işler iyice çığrından çıktı. Silivri davalarındaki sorunlar zaten kamuoyunu yeterince tedirgin etmişti. 12 Eylül referandumundan sonra HSYK’nin ve yüksek mahkemelerin iktidar tarafından yeniden düzenlenmesi bu sorunları azaltmadı… Tam tersine, arttırdı: Ayları aşan, artık yıllarla ölçülmeye başlanan tutukluluk süreleri… İddiaların ve delillerin, sanıklardan ve sanık avukatlarından bile esirgenmesi… İsimsiz ihbarlar, gizli tanıklar… Nesnel olarak tarih, isim, unvan, adres, görev, şirket adı hatalarıyla sakat olan dijital deliller... Delillerin tartışılma aşamasının iptali ve doğrudan karar aşamasına geçilmesi… Derken, avukatların mahkemede hazır bulunması gerekliliğinin kaldırılması önerisi! ??? Bu konuda, 22 Nisan tarihinde Cumhuriyet’te çıkan İlhan Taşcı’nın haberi özet olarak şöyleydi: “AKP, yargının üç sacayağından biri olan avukatları yargılamanın ‘dışına’ çıkarmaya hazırlanıyor. Ceza Muhakemesi Yasası’nın ‘Duruşmada Hazır Bulunacaklar’ başlıklı 188. maddesine eklenecek tümceyle avukat duruşmada olmasa da sanık hakkında karar verilebilecek. Bu düzenleme, Balyoz davasında avukatların savunma haklarının kısıtlandığı gerekçesiyle duruşmalara katılmamaları nedeniyle yaşanan ‘kilitlenmenin’ aşılmasına yarayacak bir formül olarak değerlendiriliyor. Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, getirilmek istenen düzenlemeyi ‘avukatı dışlayarak şeklen hüküm kurma telaşı’ olarak nitelendirirken ‘Tabiri caizse bildiğini okumaya devam etmektir. Bu da kişiye özel bir kanundur’ dedi. Türkiye Barolar Birliği, görüşünü soran Adalet Bakanlığı’na verdiği yanıtta, değişikliğin ‘adil yargılanma ilkesine, savunma hakkına ve eşitlik hakkına açıkça aykırı’ olduğuna işaret etti.” Ankara Barosu Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin, öğrencilerine “Nabza göre şerbet vermeyin” diyen ve bunun üstüne Menderes iktidarı tarafından görevinden alınan efsane dekanı Prof. Turhan Feyzioğlu’nun torunudur. Ciddi bir bilim insanı ve güvenilir bir hukukçudur. Türkiye Barolar Birliği de onunla aynı görüştedir. ??? Silivri davalarındaki sıkıntılar artık ayyuka çıkmıştır… Hukuksuzluk iddiaları ülke sınırlarını da aşmış, bu iktidara desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Avrupa Birliği’nde ve Amerika’da bile dile getirilmeye başlamıştır. Hıncal Uluç, 27 Nisan günü Sabah gazetesinde şu satırları yazmıştı: “Adalet.. bakanı.. Milliyet’te bir fotoğraf.. İzmit’te bir avukatlık bürosunun penceresinden bir bez afiş sarkıtılmış iki genç kız tarafından. Afişte ‘Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz’ yazıyor. ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemek’ adı verilen örgütsel suçla tutuklanıp mahkeme edilmelerine karar vermiş savcı. Dört ay sonra ilk duruşmaya çıkmışlar geçen hafta. Ara karar.. ‘Tutukluluk devam ederek 30 Temmuz’a erteleme..’ Yani biri atama bekleyen öğretmen, öteki sınav haklarını kaybedip, sınıfta kalan üniversite son sınıf öğrencisi, daha mahkum bile olmadan, yedi ay yattılar bile.. Olur.. Şeriat, parmak meselesi.. Ama aynı haftada.. BeşiktaşGalatasaray maçında sahaya hem de nasıl indiklerini milyonlarca kişinin televizyonda izlediği adamlar ‘Arkamızdan itelediler de düştük’ dediler ve savcılar tarafından, haklarında dava bile açılmadan serbest bırakıldılar.. Şimdi Sayın Adalet Bakanı’nın vicdanına değil, hak, hukuk, adalet duyusuna hitaben soruyorum. ‘Bu ikisinin birden aynı günlerde, aynı ülkede olması, bu ülkenin tüm ceza hukukunu yürütmekle yasal görevli sizde nasıl bir izlenim bıraktı acaba?..’ ..Ve sizce benim bu yazım da ‘Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ tanımına girer mi? Ya girerse?.. Hıncal Uluç bu korkuda olursa, ‘Bu ülkede ifade özgürlüğü, bu ülkede demokrasi olduğu’ söylenebilir mi, Sayın Bakanım?” ??? Bilmiyorum, başka söze gerek var mı? Yine maden yine göçük: 1 ölü ZONGULDAK (AA) Zonguldak’ta Kilimli beldesindeki Bölüm mevkisinde faaliyet gösteren özel bir maden ocağında göçük meydana geldi. Göçük altında kalan işçilerden Selahattin Baytar (32) öldü, Ersin Kaya (25) ve Güngör Akyol (32) yaralandı. Arkadaşları tarafından madenden çıkarılarak Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralı işçilerden Güngör Akyol, sağlık durumunun ağır olması nedeniyle Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle