Katalog

29 NİSAN 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 19 Çocuklar Goya’yla tanışıyor Pera Müzesi’ndeki ‘Goya’ sergisinde çocuklar için yaratıcı atölye çalışmaları ? 24 Haziran’a kadar hafta sonları düzenlenen eğitim programları sanatçı ve eğitmen Leyla Sakpınar eşliğinde gerçekleştiriliyor. Kültür Servisi Pera Müzesi’nde düzenlenen “Goya: Zamanının Tanığı” sergisi kapsamında 412 yaş grupları için hazırlanan “Gizemli Hayalgücüm” eğitim etkinlikleri sürüyor. Etkinliklerde, çocuklara, Avrupa resminin en özgün sanatçılarından, modern resmin öncülerinden Francisco de Goya’nın dünyasıyla tanışma fırsatı sunuluyor. Program sürecinde çocuklar Goya’yı keşfediyor, daha yakından tanıyor, gözlemledikleri yapıtlardan yola çıkarak kendilerini ifade ediyorlar. 46 yaş grubu için düzenlenen “Yüzümün Binbir Yüzü” atölyesinde, Goya’nın gravürlerinde yer alan çeya’nın yapıtlarındaki ışık ve gölgeyi inceleyerek kendi gece resimlerini yaratıyorlar. Aynı yaş grubuna yönelik “Benim Orijinal Baskım” atölyesinde ise, çocuklar monotip baskıyı keşfediyorlar ve pleksiglas üstüne akrilik boyayla kendi resimlerini yapıyorlar. “Kumaştan Diktiğim Resimler” atölyesinde (712 yaş), çocuklar kumaş üstüne gazlı kalemlerle Goya’nın yapıtlarından esinlenerek bir resim yapıyorlar. Sonra da, kasnak üstüne gerilen kumaşın üstü boyanarak çocuklara yönelik dikiş tekniğiyle kendi yapıtlarını yaratıyorlar. “Minik Yaratıklarım” atölyesinde (712 yaş) ise, çocuklar kendi çizimlerini Goya’nın çizimleriyle harmanlayarak mürekkep boya ile minik yaratıklar oluşturuyorlar. RESTORE EDİLEN BAŞYAPITLAR CANNES FESTİVALİ’NDE ‘Cannes Klasikleri’ gösterimde Kültür Servisi 1627 Mayıs günleri arasında gerçekleştirilecek Cannes Film Festivali’nin “Cannes Klasikleri” bölümünde gösterilecek yapıtlar belirlendi. 2004 yılından bu yana, günümüz sineması ile sinemanın belleği arasındaki ilişki“Cannes Klasikleri”, aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki yapım şirketlerinin, film kütüphanelerinin ve ulusal film arşivlerinin çalışmalarına bir saygı niteliği de taşıyor. 2012 Cannes Film Festivali’nde gösterilecek klasikler arasında Sergio Leone’nin 1984 yapımı “Bir Zamanlar Amerika’da”; Roman Polanski’nin 1974 yapımı “Tess”; Steven Spielberg’in 1975 yapımı Roman Polanski’nin 1979’da çektiği “Jaws”; David “Tess” filminde başrolü Nastassja Lean’in 1962 yapımı “ArabistanKinski üstlenmişti. lı Lawrence”; yi sağlamlaştırmak amacıyla Keisuke Kinoşita’nın “Narayama Türküsü” adlı oluşturulan “Cannes Klafilmleri de yer alıyor. Öte sikleri” programı kapsayandan, yedinci sanatın bümında, klasik filmlerin ve yük ustalarından Alfred sinema tarihinin başyapıtlaHitchcock’un, sessiz sinerının restore edilmiş kopyama döneminde yaptığı ve ları gösterilecek. Artık Cannes Festivali’nin yok olmaktan kurtarılarak resmi bölümünün önemli bir restore edilen 9 film de bu bölümde gösterilecek. parçası haline gelmiş olan Sizin Hiç Babanız Öldü mü? “Sizin hiç babanız öldü mü? / Benim bir kere öldü kör oldum” diye başlar Cemal Süreya’nın o insanın içini acıtan şiiri. Sonra, çocuk gözü, çocuk diliyle, ama bilge şair, usta şair yüreğiyle anlatır içinin yanışını… “Bir şey gibiydi, bir şey gibi kötü…” İki gündür bu şiir çıkmıyor aklımdan. Aynı adı taşıyan Feride Çiçekoğlu’nun romanı da gelip karşıma dikiliyor. “Sizin hiç babanız öldü mü?” Tek cümlelik bu soru, babasına doyamamış her insanın en derinlerine gömdüğü ya da gömdüğünü sandığı acıyı bile uyandırır… Ama gelin görün ki, Türkiye’de yaşamak, bu soruyu daha da kahredici biçimde sormamıza yol açabilir: Sizin babanız, kara cahil bir güruh tarafından yakılarak öldürüldü mü? Sizin babanız işkencede öldü mü? Sizin babanız hapishanede öldü mü? Sizin babanız sokak ortasında öldürüldü mü? Sizin babanız… İşte, Meclis’teki İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nun, böyle sorulara artık hiç kimse, hiçbir çocuk muhatap olmasın diye kurulduğuna inanmak istiyorum. Gelin görün ki, Sivas katliamında öldürülen şair Metin Altıok’un kızı Zeynep’in, bu komisyonun bir alt kuruluşu tarafından dinlenirken karşılaştığı tavır ve sorular benim kanımı dondurdu! Sanki bilgi alınmak için değil, suçlanmak, hesap sorulmak üzere davet edilmişti. AKP’li Metiner’in “AKP’ye neden önyargılısınız?” sorusunun burada ne işi var! AKP’li Oya Eronat’ın “Aziz Nesin kışkırtmasaydı da babam ölmeseydi diye kafanızdan geçti mi?” sorusu ise şiddettin en dehşet verici ucu… Hoyratlığa, duyarsızlığa, baskıya, Zeynep Altıok’a uygulanan şiddete bakar mısınız! En net ve keskin eleştiri anında Ali Nesin’den geldi. Ali Nesin, Oya Hanım’a Sivas faillerinin avukatı olmadığını anımsattıktan sonra, bulunduğu komisyonda görevinin katliamı planlayan ve uygulayanlardan hesap sormak olduğunu söylüyordu. (Ayrıntılar dünkü gazetedeydi.) Goya’nın 178285 tarihli “Birdirbir ya da Sokakgezen Oynayan Çocuklar” adlı tablosu. şitli yüz ifadeleri gibi çocuklar da aynada kendi yüz ifadelerini keşfediyor, daha sonra da akrilik boya ile yüzlerindeki ifadeleri kâğıda aktarıyorlar. Ardından, çizim üzerinde eski dergilerden kesilmiş kulak, burun, dudak, diş gibi organları birleştirip yepyeni yüzler ortaya çıkarıyorlar. Yine 46 yaş grubu için hazırlanan “Gösteri Za manı: Boğa Güreşi” atölyesinde, çocuklar Goya’nın “Boğa Güreşi” gravürlerinden esinlenerek, strafor üstüne kille üç boyutlu çalışmalar yapıyorlar. 712 yaş grubuna yönelik “Gece Resimlerinde Işık ve Gölge” atölyesinde, çocuklar loş bir ortamda kömür kalemiyle Ayrıntılı bilgi ve rezervasyon için: çizim yapıyor, monokrom 0212 334 99 00 (4) [email protected] renklerle şövale üstünde Go Oya Eronat’ın cevaplaması gereken sorular Şimdi Ali Nesin’in tepki ve sorularına, kendiminkileri de ekleyerek şu sorulara yanıt bekliyorum. Sadece Oya Eronat değil, o komisyonda yer alan AKP’li üyeler eğer bu sorulara yanıt veremiyorlarsa, o komisyondan derhal ayrılmaları gerekir. 1) Sivas katliamının Aziz Nesin’in kapalı bir salonda sadece davetlilere yaptığı konuşmadan mı kaynaklandığına inanıyorlar? Cevap evet ise o konuşmayı okudular mı? Hangi cümleleri kışkırtıcı buldular? (Ah nasıl bilmem,1993’te nice anlı şanlı gazeteci “Olanlar çok kötü amaaa… ancaaak… Aziz Nesin de böyle konuşmasaydı…” diye yazmışlardı, daha konuşmanın tek satırını bilmeden!) 2) Sivas’ta, şenlikler öncesi, Aziz Nesin’in konuşmasından çok önce dağıtılan bildiriyi nasıl değerlendiriyorlar? “Salman Rüşdi köpeğinin yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber bir ekiple birlikte, şehrimiz valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir…”, “Gün, Müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür. İman edenler, Allah yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın” diye özetleyebileceğim bildiriyi kimin yazdığını, nasıl dağıtıldığını, kentin her köşesine kimlerce asıldığını ve bildirinin tümünü biliyorlar mı? 3) “Şeriat isteriz”, “Laiklik gidecek, şeriat gelecek” haykırışları Madımak önünde 8 saat sürdü. Sonra duruşmalar sırasında da mahkeme solonlarında haykırıldı. (Kendi kulaklarımla duydum!?) Bu talebi nasıl değerlendiriyorlar? Bu taleple zamanaşımı olayı arasında herhangi bir ilişki kurabiliyorlar mı? Hayır, son soru olarak “Sizin hiç babanız yakılarak öldürüldü mü?” diye sormayacağım… Çünkü empati beklemiyorum. Ama saygı bekliyorum. Hem Zeynep Altıok’a hem de hepimize… Lady Gaga konserine 18 yaş sınırı ? ANKARA (AA) Amerikalı pop yıldızı Lady Gaga’nın Güney Kore’nin başkenti Seul’de verdiği konsere 18 yaş sınırı getirildi. BBC’nin haberine göre yetkililer, protestolar yüzünden, şarkıcının “Born This Way Ball” turnesine başladığı Seul konserini sadece yetişkinlerin izlemesine izin verdi. Seul’deki Olimpik Stadyum’da verilen konseri yaklaşık 45 bin kişi izlerken, konser sırasında bir grup Hıristiyan gösteri yaptı. Seul’de aktivistler, Lady Gaga’nın “müstehcen” olduğu ve gençlerin ahlakını bozabileceği gerekçesiyle haftalardır gösteriler düzenliyor. C MY B C MY B