18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MART 2012 PERŞEMBE 16 DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ’NDE SANAT Hiç kimse susmasın diye KISA KISA... Mekan Artı’nın yeni oyunu ‘Ayna’, kadına yönelik şiddeti sahnede sorguluyor MELTEM YILMAZ SİVAS DT’DE, ERKEK EGEMEN TOPLUMU ELEŞTİREN ÜÇ OYUN Arel Üniversitesi’nde seminer ? Kültür Servisi İstanbul Arel Üniversitesi, Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir panel düzenliyor. Panel Tepekent Yerleşkesi Konferans Salonu’nda 14.0016.00 saatleri arasında yapılacak. Ustalara Saygı’da ‘Çağdaş Kibeleler’ Kültür Servisi Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” etkinlikleri, geleneksel 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü özel etkinliği “Çağdaş Kibeleler” ile devam edecek. Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde (Akatlar Kültür Merkezi), bu akşam saat 20.00’de düzenlenecek geceye kültür dünyamızı zenginleştiren kadınlar konuk olacak. Tiyatrocu Dilek Türker, gazeteciyazar Meral Tamer, öğretim üyesi Nurdan Tümbek Tekeoğlu, kadın hakları konusunda çalışmalar yürüten Nazan Moroğlu, sanat tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy, gazeteciyazar Seda Kaya Güler, şair Sennur Sezer ve KaDer’in kurucularından gazeteciyazar Zeynep Oral’ın konuşmacı olarak katılacağı gece Tuna Egemen’in moderatörlüğünde gerçekleştirilecek. Müzelerden kadınlara özel etkinlikler Kültür Servisi İstanbul müzeleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kadınlara özel hediyelerle kutluyor. 8 Mart özel bir uygulama başlattığını açıklayan Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, bugün geçerli olacak uygulama ile kadınlar, “Rembrandt ve ÇağdaşlarıHollanda Sanatının Altın Çağı” sergisini ücretsiz ziyaret edebilecek. İstanbul Modern Sanat Müzesi, bugüne özel olarak kadınlara ücretsiz rehberli tur ve atölye çalışması düzenleyecek. Rehberli tur, bugün 11.0015.00 saatleri arasında, atölye çalışması ise 16.0018.00 saatleri arasında gerçekleştirilecek.Borusan Contemporary ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü takip eden hafta sonu 10 Mart Cumartesi ve 11 Mart Pazar günü kapılarını tüm kadın ziyaretçilerine ücretsiz olarak açacak. Akasya Aslıtürkmen Oysa o salona girmeden önce herkes ne kadar uzağındaydı şiddetin... Şiddet oyunun bir parçasıydı, öyle sanmıştık, her birimiz kendi hayatlarımızın arkasına saklanıp izleyeceğiz, belki beğeneceğiz, ama en nihayetinde geride bırakıp gideceğiz. Sanmıştık... Mekan Artı’nın son oyunu “Ayna”, bu kez farklı bir biçimde, seyirciyi oyunun bir parçası haline getirerek kadına yönelik şiddeti tiyatroya taşıyor. Sahne yok, yerine 12 siyah kabin var salona girer girmez gördüğümüz. Her seyirciden bir kabin seçmesi isteniyor, kabinler seçiliyor ve içerideki sandalyeye oturulup, olabildiğince karanlık bir ortamda “sonrası” bekleniyor. Ürkütücü çünkü o an şiddetin kokusunu almaya başlıyorsunuz. Gergin bir bekleyiş, şimdi ne olacak sorusunu akla getiriyor. Ve aniden birbirine karışan kadın sesleri, kabindeki seyircinin kulağına çalınıyor. Adımlar duyuluyor, adımlar susuyor ve her oyuncu, kabinde kendisini bekleyen seyircinin yanındaki yerini alıyor. Oyuncu ayakta, otururur haldeki seyirciye gözlerini dikerek söze başlıyor: “Nasıl öldüğümü bilmek ister misin?” Her biri kendi hikâyesini anlatıp diğer kabine geçiyor, aslında oyun boyunca 12 oyuncu, 12 seyirciyi tek ? ‘Ayna’nın gezip, “nasıl oldüğünü” anlayönetmeni Altunkaya, tez tıyor. oyunun seyirci Evet, bu kadınların hepsi birer ölü; babalarının, kocalarının, sevüzerinde bıraktığı etkiyi, ‘Farkına varmış gililerinin kurbanları. İşin kötüsü olan biten yalnızca bir tiyatro oyuolma duygusu... Belki nu da değil, hikâyelerin hepsi gersuçluluk duygusu ve çek. Oyunun yazarı Didem Kaplan, vicdan. Herkes “Bir insanın sırf kadın olması biyalnızca susmak, le kimi zaman şiddet görmesi ya yürümek ve da öldürülmesi için yeterli sebeplerden biri oluyor” diye başuzaklaşmak istiyor’ lıyor söze, şöyle devam ediyor: diye anlatıyor. “Oyunu metne dökerken, biz duyarlı insanların bile artık sayısını hatırlamadığımız yeni bir kadın cinayetine bakış açımızdan yola çıkmak istedim. Kaçımız yeterince bu üçüncü sayfa haberleriyle ilgileniyoruz? Ne kadar umursuyoruz? Bu içselleştirme, kabullenme ve umursamama durumu beni inanılmaz derecede korkutmaya başladı. Çünkü bunun bir sonraki aşaması hak verme olacaktı.” Oyununun, kadına yönelik şiddete nereden baktığını soruyorum, yanıtlıyor: “İnsanların, durumun vahametine varmalarını istedim. İzleyen adamlarda her an sevdiğim kadının, kızımın, kardeşimin katili olabilirim düşüncesini, izleyen kadınlarda her an basit bir cinayete kurban gidebilirim hissini yaratmak istedim. Kaçındığım nokta ise kadının yıllardır içine yerleştirildiği aciz ve acınası konuma yenik düşmek oldu. Aslında tüm karakterlerim çok güçlü karakterler. Sadece bir süreden sonra toplumun gücünün önüne geçemiyorlar.” Oyunda yer alan hikâyeler, farklı demografik özellikle Şiddet ve nefret kültürü SELDA GÜNEYSU ‘Operanın Kadın Kahramanları’ ? Kültür Servisi Ege Üniversitesi Rektörlüğü ve İzmir Devlet Opera ve Balesi işbirliği ile düzenlenen “Operanın Kadın Kahramanları” konseri bugün saat 20.00’de Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi’nde ücretsiz ve davetiyeli olarak gerçekleştirilecek. re sahip kadınların benzer durumlarda, benzer nedenlerle öldürüldüğünü gösteriyor; kıskanç kocalar, namus peşinde babalar, abiler ve ortak bir son. Yönetmeni Ufuk Tan Altunkaya, oyunun kabinler içinde gerçekleşmesindeki amacı anlatıyor: “Kabin kulanımının en önemli yanı, seyirci ile oldukça samimi ve dolaysız bir iletişim kurmaya olanak sağlaması. Doğrudan göz göze gelerek... Ne bir efekt, ne yapay kurgu ne de ‘oynayan’ oyuncular.” Oyunun seyirci üstünde bıraktığı etkiyi ise şöyle açıklıyor: “Farkına varmış olma duygusu... Belki suçluluk duygusu ve vicdan. Herkes yalnızca susmak, yürümek ve uzaklaşmak istiyor.” Mekan Artı’nın “Şiddet Üçlemesi”nin ilk oyunu olan “Ayna”da, Ayşe Balmumcu, Cansın Asarlı, Çiğdem Aygün, Dilek Yorulmaz, Ece Eser, Gökçe Deniz Balkan, Gülay Hayır, Gülsün Odabaş, Milay Ezengin, Nurcan Şirin, Rana Büyükyılmaz, Serpil Bilgil rol alıyor. ANKARA Sivas Devlet Tiyatrosu (DT), kadına yönelik şiddeti, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü”ne özel, 3 ayrı oyunla, “Batakhane Güzeli”, “Gus ile Yemek Saati” ve “Ortak Ağıt”la sahneye taşıyor. Oyunlarda, “cinayetlerle sonuçlanan kadına yönelik şiddetin temel dayanağı olan erkek egemen toplumun kadına yönelik psikolojik baskısı” eleştiriliyor. Sivas DT, “Batakhane Güzeli”nde, Osmanlı dönemindeki kabadayılık teması ile “erkeklik” rolünü insani değerler üzerinden tartışmaya açarken “erkeklik” dayatması altında ezilen kadının yaşadığı psikolojik ve etnik şiddete de eleştirel bir bakış açısı getiriliyor. “Gus ile Yemek Saati” adlı oyunda ise şöhret duygusunun yarattığı travmanın kadını nasıl metalaştırdığı sahneye yansıtılıyor. Kayıp çocuklarını arayan binlerce annenin dramını mitolojik bir dille anlatan “Ortak Ağıt” adlı oyunla da, kadının annelik rolünün nasıl sömürülüp baskı unsuruna dönüştürüldüğünü sahneye aktarıyor. Sahneledikleri 3 oyunun ana konuları farklı olmasına karşın oyunların iç dramasında kadına yönelik şiddetin eleştirisinin yapıldığını dile getiren Sivas DT Müdürü Abdullah Ceran şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddet, artık, toplumsal yaşamdaki şiddet ve nefret kültürünün ‘Ortak Ağıt’ hangi boyutlara ulaştığının en önemli verisi haline geldi. Bununla beraber, kadına yönelik şiddet ‘eşitlik ilkesini’ de tartışmaya açan en büyük sorun. Bu koşullar içerisinde, bu yaşananlara sanatsal duyarlılıkla yaklaşmamak imkânsız. Bu nedenle 3 oyunumuz da, ana temaları ayrı olsa bile kendi iç dinamiklerinde kadına yönelik şiddet eleştirisini barındırıyor.” “Ortak Ağıt” isimli oyunda rol alan oyuncu Özge Günay, 8 Mart’la ilgili olarak “8 Mart her sene, bir tekerrürden ibaret mi olacak? Bugün halen kadına karşı şiddet, dünyada en yaygın, ancak en ‘az’la cezalandırılan suçların arasındadır. ‘Soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen’ bizim kadınlarımızın tüm yaralarının sarılacağını ümit ediyoruz” dedi. “Batakhane Güzeli” adlı oyunda rol alan oyuncu Burcu Ongun Altay da “kadınların 21. yüzyılda tamamen metalaştırıldığını” vurguladı. Altay, “Bugün tüm dünyada kadına yönelik şiddetin olduğunu görüyoruz. Evimizdeki kadınla şehirdeki kadının bir farkı yok” görüşünü dile getirdi. Sivas DT’nin “Ortak Ağıt” adlı oyunu 8, 9, 10, 29, 30 ve 31 Mart’ta, “Batakhane Güzeli” adlı oyunu 15, 16 ve 17 Mart’ta, “Gus ile Yemek Saati” adlı oyunu da 22, 23, 24 ve 27 Mart’ta Sivaslı izleyici ile buluşacak. ‘Kadın’ Vardır… sergisi ? Kültür Servisi İstanbul Kültür Üniversitesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında düzenlenen “KADIN” Vardır… başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. 12 kadın sanatçının katılacağı sergi 5 Nisan’a kadar görülebilir. Karikatürlerle kadın sorunları Karikatürcüler Derneği, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle üyelerinin kadın sorunlarını yansıtan karikatürlerini sergileyecek. Karikatürler, Sultanahmet’teki Yerebatan Sarnıcı çıkışındaki “Dünya Karikatür Galerisi”nde izlenebilecek. Aralarında İbrahim Tuncay, Burak Engin, Kürşat Zaman ve Hasan Seçkin’in de karikatürlerinin yer aldığı “Kadın” konulu toplam 50 karikatür 13 Mart’a dek görülebilecek. ‘Caz, müzik, kadın’ ? Kültür Servisi İstanbul Caz Center’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne özel olarak “Caz, Müzik, Kadın” teması işleniyor. Bu akşam kadın sanatçıları ağırlayacak olan JC’S sahnesinde, yarın akşam İlhan Şeşen ve 10 Mart Cumartesi akşamı Fatih Erkoç Trio izleyicileriyle buluşacak. Ünlüler ‘Kanatlandılar!..’ Fotoğrafçıların objektifinden ? Kültür Servisi Karia bölgesinde yaşayan Fotoğraf Sanatçıları Erol Ünal, Jak Kohen, Nayil Kabak ve Osman Yüzbaşıgil’in Muğla’nın çeşitli yörelerinden çektikleri fotoğraflardan oluşan “Karia’lı Kadınlar Fotoğraf Sergisi”, bugün saat 18.00’de Aznavur Sanat Merkezi Galerisi’nde açılıyor. Sergi 18 Mart’a kadar sürecek. Kültür Servisi Sanat dünyasının ünlü kadınları, kadına yönelik şiddete karşı “Kanatlandılar” temalı bir fotoğraf projesinde buluştu. Fotoğraf sanatçısı Cemil Ağacıkoğlu, aralarında Ayça Bingöl, Arzu Yanardağ, Akasya Aslıtürkmen, Büşra Pekin, Cansu, Demet Tuncer, Deniz Türkali, Derya Alabora, Ece Vahapoğlu, Feride Çetin, Görkem Yeltan, Günce Koral, Hale Caneroğlu, Hale Soygazi, Jülide Kural, Melike Güner, Meltem Cumbul, Rojda Demirer, Şenay Gürler, Tuğçe Kazaz ve Yeşim Salkım’ın da bulunduğu pek çok kadın sanatçının fotoğrafını çekti. Fotoğrafların yer aldığı sergi ise bugün İstanbul The Ritz Carlton Otel’de sanatçıların katılımıyla açılacak. ANADOLU YAKASI’NDA 8 MART ETKİNLİKLERİ HANDE VARSAT’IN TÜRKİYE’DEKİ İLK KİŞİSEL SERGİSİ Kadıköy şenleniyor Kültür Servisi Kadıköy Belediyesi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü çeşitli etkinliklerle kutlayacak. Bu akşam saat 20.00’de Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki “Anadolu Kadınları” adlı oyun ile saat 20.30’da Halis Kurtça Kültür Merkezi’ndeki “8 Ünsüz Kadından Meme Kanseri” adlı gösteri kadınlara ücretsiz olarak gösterilecek. Kadıköy’deki bir başka etkinlik ise Kadıköy Belediyesi ve Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi işbirliğinde düzenlenecek olan “Sanat, şiddeti sorguluyor” başlıklı panel olacak. Yarın saat 13.30’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılacak panelin ardından da İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı’ndan Özlem Çakman, “Kelebek Kadınlar” adlı bir performans sergileyecek. Aynı gün saat 15.30’da ise yine CKM’de “Uluslararası Kadın Sanatçılar Sergisi” açılacak. 12 Mart’ta ise Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde yine “Sanat Şiddeti Sorguluyor” başlığı altında bir sempozyum gerçekleştirilecek. Sempozyum kapsamında sunumların yanı sıra konser ve film gösterimleri de olacak. 13 Mart saat 14.00’te Caddebostan Kültür Merkezi’nde kadın sorunlarının ele alındığı bir panel daha yapılacak. Kadınlar ‘daima yüklü’ enç kuşak sanatçılardan Hande Varsat, Türkiye’deki ilk kişisel sergisini 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Galeri Apel’de açıyor. Varsat, ataerkil toplum işleyişinin içinde barındırdığı “Elâlem ne der?” baskısı ve bu baskıyı kabullenmenin doğurduğu sosyal yükle yaşamına devam eden Türk kadınına dair hikâyeleri konu alıyor. Malzemelerdeki çeşitlilikle de dikkat çeken sergide birçok çalışma, bu malzemelerin taşıdığı anlamlarla hayat buluyor. Serginin başlığı ise, bir yandan geleneksel Türk kadınının görevini yerine getirme pahasına sürekli gebe kalma durumundan yola çıkarken, diğer yandan sanatçının üretim sürecinde çektiği doğum sancılarına gönderme yapıyor. G Burak Engin C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle