18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ 11 değişikliklere, hareketlere damga vurmaları, olumlu sonuçlar almaları, kadınla, kadın üzerinden siyaset yapmayı hızla tırmandırdı. Sokaklara çıkan kadınlar, kadın hakları için en yaşamsal sorunları, damardan iğne yapar gibi medyatik renkleri de olan vuruşlarla kamuoyuna getirirlerken.. mor kurdeleleri, iğneleri ile kadının canına, yaşamına, varlığına yönelik en ağır saldırıları, sorunları hızla kamuoyuna taşırlarken, yeniden var olmak isteyen tüm siyasal, toplumsal örgütlenmeler kaçınılmaz kadın sorunlarına sahip çıkmayı, vitrinde olsun gündeme getirme zorunda kalıyorlardı. Aslında kadın gücü, emeğini kullanarak, kadın diliyle çıkışlar, çok daha etkin sonuçları, kazanımları getiriyordu... ??? 12 Eylül sonrası sivil döneme geçiş sürecinde tüm örgütlenmelerin kadın üzerinden siyaset yapma yarışlarında, Meclis’ten kadın ayrımcılığına yönelik olumlu yasal değişikliklere, kadın örgütlerinin ortak katkısı odak, 8 Mart’ların çılgın bir yarış konusu yapıldığı yıllarda, siyasi partilerden sendikalara, tüm toplumsal örgütlenmeler, kadın önde, en azından vitrinde, kadın üzerinden siyasette yarışıp durdular... Siyasal İslamcılar “mağdur, insan hakkı savaşımı” aracı olarak türbanı keşfetti. Özalizmin, serbest piyasalar düzeninin simgesi papatyalarının karşısına, sol siyaset, kadın kotaları, kadın emeği, kimliğinin eşitlikçi değerlendirilmesi, öncelikleri ile çıkıyorlardı... Kadınların öne aldıkları ortak gündemleri “kadına yönelik şiddet” olunca, kaçınılmaz kadın sığınmaevlerinin açılmasını, hukuksal yardım sistemlerinin işler kılınmasını da getirmişti... Aradan geçen, bir insan ömrü için uzun ancak toplumlar için çok kısa yıllarda, kadın hakları savaşımında alınmış önemli yasal haklar, kurumlaşmaların kadınlara yansımaları doğal olarak olumlu olacakken kadına yönelik istatistikler tam tersi olumsuz gelişmelerin birbirinden çarpıcı aynası. Kadın haklarının sosyal gelişmişlik ölçümlemelerinin tümünde, kadınların kitlesel haklarının geriye gidişi sadece bir boyut. Kadına yönelik şiddete ilişkin tüm gelişmeler nasıl olumsuz olabilir? Kadının siyasal, toplumsal, iş yaşamına katılımlarında neden tüm göstergeler olumsuza dönüşebilir? Dünya ölçeğinde geçerli olan bir genel gidişin elbette hem altını çizmeli, hem de ülkemizde kadın haklarına olumsuz yansımalarını atlamamalıyız. Dünya çapında yaşanan tüm ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmeler insan eksenli değil de piyasalar düzeni üzerinden olunca, bütün dünya için geçerli gelir dağılımı çarpılması, insanların yaşam, çalışma koşullarının bozulması, gerçek ücretlerin aşağı çekilmesi, çoğunluk için geçerli hızlı yoksullaşma, yoksunlaşma, en yaşamsal haklar eğitim ve sağlıkta geriye gidişlerden herkes payını alıyor. Elbet paylaşım dengesizliği ezilen aleyhine olunca, emekçinin, köylünün daha ağır yoksullaşması gibi, en keskin ayrışmanın yaşandığı kadının haklarının hızla aşağı çekilmesi, dayatma olarak karşımıza çıkıyor... Üstüne aşiretleşme, cemaatleşme, rejimin ılımlısı da olsa siyasal İslamdan yana değişime uğraması, katlanan kuralsızlaştırma düzeni, geleneklerin baskın kimlik kazandığı toplumsal yapılaşmayı.. eklemleyin. Ortaya son on yılda bile çok daha geriye püskürtülmüş, en ağır haksızlıklara, şiddete hedef olan, ezilen kadınlar çoğunluğu tablosu çıkıyor... Vergiyi çalışan ödüyor Ekonomi Servisi Yüzde 20.5 artan vergi tahsilatı geçen yıl 253.7 milyar liraya yükseldi. 64 milyar lira ile Özel Tüketim Vergisi ilk sırada yer alırken, çalışanların maaşlarından kesilen Gelir Vergisi tutarı 44.3 milyar lira oldu. Türkiye genelinde 2010’da 210.5 milyar TL net vergi tahsilatı yapılmıştı. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı (BMVDB) 2011 yılı aralık ayı bültenine göre aralık sonu itibarıyla BMVDB 49.4 milyar lira, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı 40.8 milyar lira, İstanbul Defterdarlığı 20.6 milyar lira, Ankara 27.5 milyar lira, Bursa 5.7 milyar lira, İzmir 27.5 milyar lira ve Kocaeli 33.6 milyar lira, diğer iller de 47.9 milyar lira net vergi tahsilatı yaptı. Kirayı siz alırken krediyi eşiniz ödüyorsa yandınız ? Kira beyanında “aile reisi” kavramı kaldırıldığı için erkek ve kadın ayrı ayrı mükellef olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, bir evinden kira geliri olup oturduğu evin kredisini eşi adına kullanan aileler mağdur olacak. Eşlerden biri kira alırken birlikte yaşanan evin kirasını ise diğer eş ödüyorsa vergi ödenmesi gerekecek. Ekonomi Servisi Kira geliri olanların, gelir beyanı yapması için son tarih 25 Mart. Beyanda bulunmayanların Maliye ile başı derde girecek. Bulunanların ise giderler indirildikten sonra vergi hesaplaması yapılacak. Ancak öyle durumlar var ki, kira geliri alırken kirada yaşayan aileler bile vergi ödemek durumunda kalacak. Örneğin bir evinden kira geliri olup ikinci evin kredisini eşi adına kullanan aileler mağdur olacak. Eşlerden biri kira alırken birlikte yaşanan evin kirasını ise diğer eş ödüyorsa yine vergi ödenmesi gerekecek. Aslında, yasaya göre, sahibi bulunduğu konutu ya da konutları kiraya verenler, kendileri de başka bir evde veya lojmanda kira ile oturuyorlarsa ödedikleri kirayı tahsil ettikleri kiradan indirebilirler. Ancak, kira geliri olan evin tapusu örneğin, kadının adına yapılmış ise ve kirayı kendi alıyorsa eşiyle birlikte yaşadığı ikinci eve ödedikleri kirayı, bizzat kendisi ödemiyorsa, bunu gider olarak gösteremeyecek. Kadının yaşadığı evin kirasını ya da kredisinin faizini gider olarak göstermesi için yine ikinci evle ilgili tüm işlemleri kendi adına yaptırmış olması gerekiyor. Kadın Hakkı Diye Diye(!).. 1980’li yıllarda kadın gücünün yeniden keşfedilmesiyle gündemimize giren kadın hakları savaşımında, kadınlar için, örgütlenip haklarının kazanılmasında yol aldıkça, tersine giden bir şeyler oluyor. Çözdükçe dolaşan bir yumakla boğuşup duruyor gibiyiz. Bize neler oluyor? Töre cinayetleri, kadına yönelik şiddet patlaması, yaşamın her alanında atılan çok olumlu ileri adımlara karşın, kadın hakları kazanımlarında geriye gidiş.. neden bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor?.. On binlerin cezaevlerinden geçirildiği baskı günlerinde, üzerlerinden silindir gibi geçilen ağırlıklı sol siyasal, sendikal, toplumsal örgütlenmeler suskun... Cezaevleri kapılarında direnen analar, eşler, kız kardeşler.. yürekli duruşlarıyla önce “biz kadınlar, varız...” dediler. Yeniden var oluşu, örgütlenmeyi önce kadınlar gündeme taşıdı. En feministinden, demokratik düzen içinde eşitlik arayanlarına, türbanlısına, kadın sorunları üzerinden ortak bir dil kullanabilmeyi denediler. Zaten önlerinde BM’nin dünya ölçeğinde kadınlara karşı ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan sözleşmesi vardı. Dünya ölçeğinde kadın aleyhine, haklarında yaşanan uçurumu düzeltmeye yönelik çalışmaların ilkeleri, rotası çizilmiş, örgütlülük içinde savaşım verme çabaları ağırlık kazanmıştı. Kadın gücü, direngenliği, başta siyaset, yaşamın her alanına dönük örgütlülüklerde yaşanan kırılma, kilitlenmede, yeni bir ışık olunca, kadınları katarak ancak yeniden yola çıkma partiğini doğurmuştu... İlk insan hakları direnişleri ile çıkış yapan kadınların, kadın haklarına yönelik ortak savaşımları ile çok önemli yasal GİDER YÖNTEMİ TERCİHİNİZİ DOĞRU YAPIN rof. Dr. Şükrü Kızılot, kira geliri olanların hiç vergi ödemeyebileceğini, ancak bunun için doğru tercihlerde bulunması gerektiğini belirtti. Kızılot, beyan yaparken şunlara dikkat edilmesini önerdi: ? Kira gelirleri beyan edilirken, hangi yöntemin tercih edileceği çok önemli. Birinci seçenek; götürü gider yöntemi, ikinci seçenek de gerçek gider yöntemi. Götürü gider yöntemini seçerseniz, “iki yıl” bu yöntemden dönemezsiniz. Sizin için hangisinin daha avantajlı olduğunu öğrenip, tercihinizi ona göre yapın. ? Götürü gider, 1 lira masrafınız olmasa bile, yıllık kiranın (istisna sonrası), yüzde 25’ini düşebilmeniz anlamına geliyor. Götürü gider uygulamasında, yıllık konut kira gelirinizden; P 1 Önce 2 bin 800 TL istisna düşüyorsunuz (Ticari, zirai veya mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, örneğin esnaf, tüccar, doktor, avukat istisnadan yararlanamıyor). İstisna sadece konutlara: 2 bin 800 TL’lik istisna uygulaması, sadece konut olarak kiraya verilen gayrimenkuller için söz konusu. 2 Sonra da kalan tutarın yüzde 25’ini “götürü gider” olarak düşüyorsunuz. 3 İstisna+götürü gider, gelirden indiriliyor. ? Gerçek gideri seçip hiç vergi ödemeyebilirsiniz. Beyan etmeden önce durumunuza bakmalısınız. Gerçek gider sizin için daha avantajlı ise götürü gider yöntemini değil, gerçek gider yöntemini seçin. ÖTV ilk sırada Türkiye genelinde 2011 sonu itibarıyla net vergi gelirlerinin ana vergi türleri içindeki dağılımına bakıldığında da Özel Tüketim Vergisi 64.1 milyar lira ve yüzde 25.29 pay ile ilk sırada yer alırken, çalışanların maaşlarından kesilen Gelir Vergisi Tevkifatı da 44.3 milyar lira ve yüzde 17.47 pay ile ikinci, KDV de 29.9 milyar lira ve yüzde 11.80 pay ile üçüncü sırada yer aldı. Listede Kurumlar Vergisi 26.9 milyar lira ve yüzde 10.64 pay ile dördüncü oldu. Yakınına bedelsiz kiralayan da ödeyecek Yasaya göre, birinci dereceden akrabalar dışında (eş, anne, çocuk, kardeş) evini yakınına, dostuna bedelsiz olarak kiralayan da vergi ödemek durumunda. Devlet size kira almasanız da emsal kira bedeline göre vergi çıkarıyor. Bu da yıllık emlak vergisi değerinin yüzde 5’i kadar hesaplanıyor. Bu arada kiraya verilen konut, son 5 yıl içinde alındıysa ciddi bir avantaj var. Buna göre, kira gelirini beyan ederken “gerçek gider” yöntemi tercih edildiğinde, evin satın alma bedelinin yüzde 5’i kira gelirinden düşülebiliyor. 2007’den önce satın alınan evler için bu avantaj söz konusu değil. Kiraya verilen ev, HAZIR BEYANNAMEDE banka kredisi kullanarak satın SOYADI ENGELİ alındıysa ödenen faizler de kira gelirinden düşürülüyor. BanMaliye kira geliri kadan kredi kullanıldıbeyanını kolaylaştırmak için hazır beğında, ilk yıllarda daha yanname kullanırken, yaşı ileri olarak çok sayıyüksek tutarda faiz da mükellef “annesinin evlenmeden önceki soyisödendiği için “germi”nden harfler sorulması nedeniyle bundan yararçek gider” yöntemi lanamıyor. Eski bir vergi müfettişinin verdiği bilgiye seçildiğinde, çoğu göre, annesi 1920’li yıllarda ya da önce doğmuş kez hiç vergi ödenolanların, soyadı kanunu kabul edilmeden önce meyebiliyor. Bu avan(1934) isimleri yok. Bu nedenle de pek çok kitajdan, sadece konut kişi bu olanaktan yararlanamıyor. Çünkü bu soruyu yanıtlamayanlar, ileri aşara geliri elde edenler değil, maya geçemiyorlar. işyeri kira geliri elde edenler de yararlanabiliyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle