26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2012 CUMARTESİ 8 HABERLER İÜ Tıp Fakültesi ve CTF hastaneleri yıkılarak yeniden yapılacak. Proje 1.5 milyar TL’ye mal olacak Türkiye’yi aşan proje SİBEL BAHÇETEPE İstanbul Üniversitesi (İÜ) İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri (CTF) yıkılıp yeniden yapılacak. “Dev projesi” olarak adlandırılan projenin ön çalışmasının bir İtalyan firması tarafından yapıldığını, yeni hastanelerin nasıl olacağı, ne zaman biteceği konularının da bu yılın sonunda netlik kazanacağı vurgulandı. İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, yaklaşık 1.5 milyar TL’ye mal olacak olan projenin Türkiye’de bugüne dek yapılmış en büyük iki hastane yenileme projesi olacağını, proje için TOKİ ile ön anlaşma sağlandığını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konu ile ilgili gerekli izinleri verdiğini söyledi. Söylet, bin yataklı olması beklenen projenin yapımı sırasında hasta, çalışan ve hekimlerin çevredeki hastanelere dağıtılacağını, yenilemenin de kademeli olarak gerçekleştirileceğini söyledi. Üniversitenin teknolojik olarak yetersiz kaldığı ve depreme karşı dayanıksız olduğu gerekçeleriyle “yıkılması ve İkitelli’deki Olimpiyat Stadı’nın yanındaki bir arsaya yapılacak yeni binaya taşınması” fikri 6 yıl önce dönemin rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak zamanında gündeme gelmiş, proje ertelenmişti. Sağlık Bakanlığı da geçen günlerde Olimpiyat Stadı’nın yanında kamuözel işbirliği ile yapılacak olan “Dev Sağlık Kampusu” için harekete geçti. Bu gelişmeler sürerken İÜ Tıp Fakültesi ve CTF binalarının ne olacağı da merak konusu oldu. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, üniversite hastanelerinin aynı yerinde, kademeli olarak yıkılacağı ve yapılacağını belirterek projeyi “dev proje” olarak nitelendirdi. “Bu kadar büyük bir bedel gerektiren iki proje Türkiye’deki bugüne dek yapılmış iki hastane yenilemesi projesi olacak” diyen Prof. Dr. Söylet, her iki hastane binasının da yaklaşık 50 yıldır hizmet verdiğini, yıkılarak yeniden yapılmasının şart olduğunu anlattı. Söz konusu iki hastanenin yılda toplam 2 milyon 300 binin üzerinde kişiye poliklinik hizmeti verdiğini anımsatan Söylet, bu hastanelerin taşınması ya da yerinde yenilenmesi konularında danışmanlık şirketlerine araştırmalar yaptırdıklarını, bilimsel ve akademik olarak çalışmalarda bulunduklarını vurguladı. Prof. Söylet, “Araştırmalarımız sonrasında Türkiye’nin en büyük üniversite hastanesi olan İÜ Tıp Fakültesi Çapa Kampusu ve Cerrahpaşa Kampusu’nun yerinde yenilenmesinin en uygun çözüm olacağı konusunda raporlar elde ettik, çalışmalarımızı bu konuda yoğunlaştırdık” dedi. Çapa ve Cerrahpaşa’nın yalnız hastane değil aynı zamanda çeşitli sağlık bilimi öğrencilerinin eğitim gördüğü, pratik ve uygulama yaptıklarını anımsatan Söylet, bu nedenle her iki üniversitenin aynı yerinde yenilenmesine karar verdiklerini söyledi. Hastanenin yenilenmesi sırasında hastaların Esnaf hastanesi, Samatya hastanesi ve çevredeki diğer hastanelere dağıtacaklarını anımsatan Söylet, hastanenin yapımı sırasında gerekli kaynağın da İÜ’nün İstanbul’un değişik yerlerinde geçmişten tahsis olarak alınmış büyük arazilerin satışı ile planlandığını söyledi. ‘Modern ve çağdaş bir hastane olacak’ Hastanelerin yıkılarak yeniden yapılması aşamasına gelindiğinde en önemli konuları buralarda tedavi gören hastalar, eğitim gören öğrenciler ve akademisyenler konusu oluşturuyor. Prof. Dr. Söylet, yeni hastane binası yapılırken, hastaların ve çalışanların en az mağdur olmasını hedeflediklerini vurgulayarak, Türkiye’nin en çok yatak kapasitesine sahip ve ülkenin hekim kitlesinin büyük kısmını da yetiştirmiş fakültelerinin çalışmalarını aksatmadan kendilerini yenilemek zorunda olduğunun önemine dikkat çekti. Hastanelerin yeniden yapılmasının yaklaşık 1.5 milyar TL’ye mal olacağını dile getiren Prof. Söylet, şu an hizmet veren binaların birbirinden kopuk olduğunu, hastaların bahçelerde perişan olduğunu, otopark gibi çok temel sorunların devam ettiğinin altını çizerek şunları söyledi: “Böylesine büyük bir proje tabii ki Ankara’daki karar vericiler açısından da ciddi bir çalışma yapılmasını gerektirdi. Bu çalışmaları tamamladık. TOKİ ile ön anlaşma imzaladık. Öncesinde avan (ön) proje ya da master plan denilen hazırlık yapılması gerekiyordu. Yeni binayı, eskisi çalışmaya devam ederken nasıl yapacağız, nereden başlayacağız, kaça böleceğiz, önce hangi binaları yapacağız gibi... Yeni yapılanmada modern ve çağdaş bir hastane istiyoruz. Bunun içinde Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bu projemizi avan projeye izin verdi, maddi kaynak sağladı. Avan projenin ihale şartnamesindeki en önemli konu şehir içinde böyle büyük kampusların çalışma düzenlerini çok aksatmadan yıkıp yeniden etaplar halinde yapıymasıydı. Proje için dünyanın birçok ülkesinde farklı merkezleri uzmanlarla gezdik. Ben hayallerimde her şeyi bitirdim. Kafamızda ve hayallerimizde bitirdiğimiz projeyi gerçekte de bitireceğiz. Komşulardan ne kadar çok hasta ve öğrenci talebinin olduğunu düşünürsek sağlık turizminin olduğunu düşünürsek, 5 milyar dolar girdi sağlayacak bir proje bu.” ‘Annenin sekreteriyim’ ? İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar’da yeniden inşa edilen Nalçacı Halil Camisi’ndeCuma namazı kıldı. Cuma namazı sonrası kendisini davet eden bir yurttaşın evine misafir olan Erdoğan, ev sahibinin çalan telefonuna baktı. Erdoğan, evin pastanede çalışan oğluna “Ben annenin sekreterliğini yapıyorum Başbakan Recep Tayyip Erdoğan” dedi. Hakan Şükür’e vize ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “etik değil” demesine karşın, TBMM Başkanlığı, AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün, televizyonda yorumculuk yapmasında sorun bulmadı. Açıklamada, “Sayın Şükür’ün durumunun hukuken üyelikle bağdaşır olduğu konusunda başkanlığımızın bir tereddüdü bulunmamaktadır” denildi. Güldünya Tören anıldı ? İstanbul Haber Servisi Töre cinayetine kurban giden Güldünya Tören, ölümünün 8’inci yılında Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından anıldı. Törene katılan Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Meltem Ünal Erzen “Hiçbir sebep yoktur ki, bir insanın katlini haklı gösterebilsin” dedi. Sağlık çalışanları Tamgün Yasası başta olmak üzere pek çok uygulamaya tepki gösteriyor. ‘Tamgün Yasası’nda sıkıntılar yaşanıyor’ AKP hükümetinin Tamgün Yasası’nı düzenleyen KHK ile özellikle CTP ve İÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çok sayıda akademisyenin 2 yıl ücretsiz izne çıktığı, bir kısmının da emekli olduğu belirtildi. Prof. Yunus Söylet, KHK sonrasında birtakım sıkıntıların yaşandığını ancak durumun yavaş yavaş stabilize olduğunu belirterek “Özellikli hasta grubunda, Türkiye’de çok az sayıda bulunan özellikli hocalarımızın kaybından dolayı birtakım sıkıntıları hastalar yaşadı, yaşamaya da devam ediyorlar. Bu konuda gerek hükümetin gerek YÖK’ün Tamgün Yasası’nın yeni şekli konusunda çalıştığını biliyorum. Umut ediyorum ücretsiz izne ayrılan hekimler bu değişikliklerin ardından üniversiteye geri dönecekler” dedi. Söylet, KHK sonrası İÜ Tıp Fakültesi’nden 375 klinik hocasının 12’sinin erken emekli olduğunu, 97’sinin de 2 yıllığına ücretsiz izne ayrıldığını, CTF’de de toplam 428 akademisyenden 17’sinin erken emekliliğe ayrıldığını, 76’sının ücretsiz izinde olduğunu da sözlerine ekledi. Taksim için insan zinciri ? İstanbul Haber Servisi Kamuoyunun tepkisini çeken Taksim Yayalaştırma Projesi’ne karşı oluşturulan Taksim Dayanışması ortak deklarasyon yayımlayarak projenin oldubittiye getirilmeden durdurulmasını istedi. Taksim için bugün Gezi Parkı’nda insan zinciri oluşturulacak, 12 Mart günü de plana yönelik itirazlar toplu halde İBB’ye iletilecek. Taşeron işçiler çalışamayacak İÜ Tıp Fakültesi ve CTF’de çalışan taşeron işçilerin işten çıkarılmaları ve işçilerin mücadeleleri ile ilgili Rektör Yunus Söylet, hizmet alımı ile çalışan sağlık personeli ile ilgili kanunların değiştiğini, bu nedenle taşeron işçinin çalışamayacağını, çalışanların 4B’ye geçmek zorunda olduğunu söyledi. Söylet, 2011 yılında 1188 4B kadrosunun açıldığını anımsatarak “Yasa gereği KPSS’si olan herkese açık olmak zorunda. Bu nedenle yüzde 26’sı dışarıdan alındı. Yani 311 kişiye dışarıdan iş verildi, 877 taşeron çalışan İÜ’lü de 4B’ye geçmiş oldu. Rektörlüğüm döneminde çalışan insan sayısı da arttı” dedi. Söylet, “Taşeronla insan çalıştırmayı kölelik olarak görüyorum. Mart ayı sonunda sözleşmeleri biten yaklaşık 400 taşeron sağlık çalışanının iş akdi bizim tercihimiz ve yetkimiz dışında sonlanmış olacak. Bu yasal zorunluluk” açıklamasında bulundu. CTF’nin 170 dönüm, Çapa’daki İÜ Tıp Fakültesi’nin de 110 dönümlük alan üzerinde kurulu olduğunu anlatan Söylet, her iki üniversitenin de eski şehir denilen İstanbul’un en merkezi yerlerinde olduğunu, bu nedenle binaların yıkılarak yenileme işlemi sırasında çok sayıda izin alınması gerektiğini dile getirdi. Söylet, her iki kampusta da 4 adet tarihi yapı olduğunu ve onları koruyacaklarını kaydetti. Bartholomeos’tan yardım ? İstanbul Haber Servisi Birleşik Sakatlar Federasyonu’nun Başkanı Kenan Özüdoğru, Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret etti. Görüşmede, engelliler için tekerlekli sandalye temininde de ortak çalışma yürütülmesi kararının alındı. Özüdoğru, cesur, sorumlu ve yürekli din adamlarının akraba evlilikleri konusunda toplumu aydınlatması gerektiğini söyledi. Paşabahçe Hastanesi güçlendi ? İstanbul Haber Servisi İstanbul İl Özel İdaresi Proje Koordinasyon Birimi, Beykoz Paşabahçe Devlet Hastanesi’nin güçlendirme ve renovasyonunu tamamladı. Modernize edilen hastane için yaklaşık 10 milyon TL harcandı. 11 ameliyathanesi yenilenen hastaneye 3 adet de yeni yoğun bakım servisi yapıldı. Omurga çökmelerine dikkat ? İstanbul Haber Servisi Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital’dan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Sun, ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan omurga çökmelerinin önüne geçebilmek için yeterli miktarda kalsiyum içeriği yüksek gıdalar alınması, düzenli olarak egzersiz yapılması gerektiğini söyledi. Dr. Sun, sabah şiddetli sırt ağrıları yaşayan ya da gün içerisinde belinde ağırlık hissedenlerin mutlaka doktora başvurması gerektiğini vurguladı. Kazalar sonucu zarar gören hatta kaybedilen organlar, ‘Plastik ve Rekonstrüktif’ operasyonlarla tedavi ediliyor Robotik ameliyatları devlet ödüyor ? İstanbul Haber Servisi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi ve Robotik Cerrahi Derneği Başkanı Doç. Dr. Eyüp Gümüş, robotik cerrahi ile yapılan prostat, mesane, böbrek, böbrek üstü bezi ve gırtlak kanseri ameliyatları, kalp kapak tamiri, bypass ameliyatlarının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kapsamına alındığını anımsattı. Gümüş, genel cerrahi ve kadın hastalıkları ameliyatlarında hastalardan ilave ücret alınacağını anımsattı. Plastik cerrahinin yükselişi SİBEL BAHÇETEPE Trafik ya da iş kazaları nedeniyle zarar gören organlar, doğumsal veya sonradan edinilmiş anomaliler, şekil ve fonksiyon bozuklukları “plastik ve rekonstrüktif cerrahi” (yeniden yapılandırma) ile düzeltiliyor, onarılıyor, kopan ya da zarar gören organlar kısa sürede tedavi ediliyor. Estetik, plastik ve rekonstüktif cerrahi uzmanları, bu tür ameliyatları yaparken temel kuralın hangi doku kaybolmuşsa o dokuyu benzer dokunun yapılmasının önemli olduğuna dikkat çektiler. Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Orhan Murat Özdemir, doğumsal olarak oluşan yarık damakdudak, yapışık parmak, travmatik olarak oluşan yanıklar, trafik kazalarına bağlı yüz ve vücut yaralanmaları, çeşitli kesiler ve organ kopmaları; deri ve yumuşak doku tümörleri, kronik yaralar, yüzka fa ve el kemikleri ile kulak ve burun kıkırdakları gibi kayıpların, şekil bozuklukları, patolojik olayların (tümör, kist, enfeksiyon gibi) plastik ve rekonstrüktif cerrahi ile tedavi edildiğini söyledi. BAZI AMELİYATLAR SAĞLIK İÇİN ZORUNLU Özdemir, yapılan estetik ameliyatlarının bazen sağlık açısından mecburiyete dayandığını anımsatarak, şöyle devam etti: “Kanser dolayısıyla memesi alınanlar, meme protezi ile hayata küsmekten vazgeçebiliyor. Kepçe kulak ameliyatları da yine psikolojik olarak kişiyi çok rahatlatan, özellikle çocukken yaptırılırsa çok da çabuk iyileşerek bunu kompleks yapan çocukları iyileştiren bir uygulamadır. Burun ameliyatlarının bir kısmı nefes almayı engelleyecek şekilde kemik eğriliği, kıkırdak şekil bozukluğu dolayısıyla yapılır. Bu arada burnunun formunu beğenmeyenler de daha küçük kalkık bir form isteyebiliyor. Estetik cerrahi ile benzer konularda buluşan dermatolojinin alanına giren benlerin, kılcal damarların vb. tedavisi sağlık amaçlı yapılan ancak fiziksel görünümü de düzeltmeyi amaçlayan uygulamalardır. Estetik operasyonların sürekli geliştirilen teknolojiler ve yılların birikimi ile son 10 yılda oldukça mesafe kaydetti. Hastalar burun ve meme ameliyatında, ameliyat olduktan sonra nasıl görüneceklerini 3 boyutlu görüntüleme cihazıyla önceden görebiliyor, ameliyat bu görüntülerin yardımıyla planlanabiliyor. Bölgesel incelmede geçmişte evde dinlenmek gerektiren, uzun süre korseler takılan liposuction ameliyatlarını uzun dinlenme süreleri gerektirmeyen şekilde yapabiliyoruz. 30’lu yaşlarla birlikte yüzümüzde erimeye başlayan yağ dokusunu tamamlıyor, onarıyoruz. Cilt ve vücut germe ameliyatlarını neştersiz tek seanslık çözümlerle 10 yıla kadar erteleyebiliyoruz. Özetle medikal estetik uygulamaların artışı ile cerrahi operasyonları erteliyor, cerrahi operasyonları ise daha kısa sürede, yan etkisi çok azalarak, dikiş izlerini çok daha iyi gizleyerek yapabiliyoruz.” Okulda Diyabet Programı ? İstanbul Haber Servisi Sağlık Bakanlığı Ulusal Diyabet Kontrolü Programı kapsamında, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği tarafından yürütülen “Okulda Diyabet Programı” ile 2 yılda 10 milyon çocuk diyabet konusunda bilinçlendirildi. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı Başkanı ve ODP Proje Koordinatörü Prof. Dr. Şükrü Hatun, program ile çocuklarda da diyabet olabileceği mesajının topluma ulaştırıldığını söyledi. Kaza izleri hafifletilebiliyor Plastik ve rekonstrüktif cerrahi ile tüm vücut yüzeyinde deri, derialtı ve kemikleri etkileyen her türlü kayıp veya hasarlı vücut alanının onarılmaya çalışıldığını anımsatan Özdemir, “Bunu yaparken temel kural hangi dokular kaybolduysa ona benzer dokularla onarım yapmaktır” dedi. Yaşanılan kazaların izlerinin hafifletilebildiğine dikkat çeken Özdemir “Bu ameliyatların eskiden büyük kısmı cerrahi operasyonlarla sınırlıyken son yıllarda lazer tedavileri, gençlik aşıları yara, yanık izleri, akne, dikiş izlerini hafifletmek için yaygın olarak kullanılıyor” diye konuştu. ‘Aklımın İplerini Saldım’ ? İstanbul Haber Servisi Şizofreni Dernekleri Federasyonu ve Bilim İlaç tarafından gerçekleştirilen “Gerçekler Maskelenmesin” projesi kapsamında edebiyat alanına yepyeni soluk getiren şizofreni hastalarının öyküleri bir araya getirilerek 3. kez kitaplaştırıldı. “Aklımın İplerini Saldım” ismiyle Doğan Kitap aracılığıyla piyasaya çıkan kitapta şizofreni hastalarının gizli dünyalarına ışık tutuluyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle