19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2012 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 15 Medarı İftiharımız İskilipli Atıf aber şu: “İskilipli Atıf Hoca’nın adı, Sağlık Bakan H Yardımcısı Agah Kafkas’ın da katıldığı törenle Başsağlığı S iz hiçbir şey anlamıyorsunuz. Kalın kafalısınız, üstelik hödüksünüz... Dünya değişiyor, kuşaklar değişiyor, düşünce sistemleri ve onları savunan partiler değişiyor. Halbuki... Globalleşiyor, güzelleşiyoruz. Paraya para demiyoruz. Zırt orada, vırt burada. Tutamıyorsunuz, sermaye özgür, siz özgür, özgürleşiyoruz. Kimlikleşiyor, etnikleşiyoruz. Yoksulumuz var, varsılımız var. Olsun, acından ölsen de hepi topu bir kimlik yeter sana. “Ben buyum” dedin mi, o bizim zenginliğimiz. (Türkiyeliler için bir uyarı: Türk olmak çok iyi bir şey değildir. Olmayın isterseniz. Osmanlı torunu filan olun, zengin gösterir.) Liberalleşiyor, sosyal özgürleşiyoruz. Bu “sosyal özgürlük” çok önemli bir laf arkadaşlar. Ne olduğunu, o lafı söyleyen sosyal demokratlarımız bile anlamıyor. Anlaşılmamak iyidir. Tepede görünürsün hep. İnsanlar sana taparcasına bağlanırlar. Değişelim, dönüşelim. Yenilenirken yenilenirken yenilelim ki yenenimiz olsun. Başımız sağ olsun. Geliyor, geçiyor asarılar geliyor, tasarılar geçiyor. Örneğin, “Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı.” Ormanlarımıza Sahip Çıkalım Birliği diyor ki: “Hukuken orman olan yerler, devlet eliyle orman sınırları dışına çıkarılacak, Hazine’ye ait tarım arazilerinin satışı kolaylaştırılacak.” Bir başka tasarı: “Afet Riski Altındaki Alanların T Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı.” TMMOB diyor ki: “Hiçbir kayıt ve koşula bağlı kalmaksızın yerleşim yerleri, orman alanları, kıyılar, Boğaziçi, meralar, kültür ve tabiat varlıkları, tarım arazileri, zeytinlikler gibi özel koruma altında olan alanlar, rezerv yapı alanları, riskli alanlar ve riskli yapı statüsüne alınıp tasfiye, dönüştürme, yeniden yerleştirme ve yıkım işlemlerine tabi tutulacak.” Şaka değil: Memleket elden gidiyor. İskilip’teki devlet hastanesine verildi. Kafkas, ‘Atıf Hoca’nın İskilip’in medarı iftiharı olduğunu’ söyledi ve kendisinin idam edilmesinin Cumhuriyet tarihinin karanlık noktalarından biri olduğunu belirtti. Kafkas, hukuksuzluğun kurbanı din âlimi İskilipli Atıf’ın adının devlet hastanesine verilmesini ‘iadei itibar’ diye niteledi.” İskilipli Atıf, 1919’da Teali İslam Cemiyeti’ni kuranlar arasındadır. Cemiyetin amacı, hilafetçi bir anlayışla Müslümanlar arasında birliği sağlamaktır. Osmanlı’nın din kurallarına bağlı kalınarak kurtulabileceğini savunan cemiyet, kendisini “din ve devlet ayrılığına taraftar olmayan bir teşekkül olarak” görmüş, Kuvayı Milliye’ye ve Kurtuluş Savaşı’na karşı çıkmıştır. Cemiyetin ulusal kurtuluş savaşı sırasında yayımladığı bildiri, bu durumun belgesidir: “İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Düşünmüyorsunuz ki Yunanlılara fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz. Hem sizler ey yalancı ve şakîler! Kendi milletimize karşı ecnebi milletlerden hiçbirinin yapmadığı şekavet ve şenaatleri irtikâp edip dururken milleti, eşrafı memleketi, ulemâyı asıp keserek mallarını yağma ederken kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuvâyı Milliye namını veriyorsunuz? Milleti öldürerek, mahvederek hukukı milleti müdâfaa edeceksiniz öyle mi? Utanmaz hâinler, artık yetişir, yakamızı bırakın: Cenâbı Hakk’ın gazap ve laneti sizin üzerine olsun!” Teali İslam Cemiyeti’nin başkanlığını bir süre İngiliz Muhipleri Cemiyeti üyesi Mustafa Sabri üstlenmiştir. Mustafa Sabri, Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliyeciler için ölüm fetvasını kaleme alan kişidir. Mustafa Sabri, işbirlikçi Damat Ferid kabinesinde şeyhülislam olunca, İskilipli Atıf cemiyette başkanlığa getirilmiştir. Cemiyetin üyeleri arasında Sait Nursi de vardır. Devrimlere karşı çıkmaktan yargılanan İskilipli Atıf, Ankara İstiklal Mahkemesi’nce idam edilmiştir. İşte, Sağlık Bakan Yardımcısı ve eski AKP milletvekili Agah Kafkas tarafından törenle devlet Gazeteciler Mahallesi Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Beş Şehir’ adlı kitabının İstanbul bölümünde şöyle der: “Mazi ile nerede ve nasıl bağlanacağız, hepimiz bir şuur ve benlik buhranının çocuklarıyız; hepimiz Hamlet’ten daha keskin bir ‘olmak veya olmamak’ davası içinde yaşıyoruz”. Tanpınar’a göre “En büyük meselemiz budur”. İnsanlarla birlikte kentler ve semtler de verirler bu mücadeleyi... ??? Eskiden Esentepe dendi mi Gazeteciler Mahallesi anlaşılırdı. İstanbul’un Şişli ilçesinde, bugün artık Gayrettepe Metro Durağı’nın dibinde blokların arkasına gizlenmiş 52 yıllık bir mahalledir bizimki. Gelişmiş bir ülkede olsa bahçeli evlerden oluşan bu yerleşim çoktan koruma altına alınırdı, zira bir dönemin ne kadar ünlü yazarı çizeri varsa burada yaşadı. Ağaçlarımızın dili olsa da anlatsalar... Yazarlar Sokak’taki karşı komşumuz Hıfzı Topuz mahallenin kurucularından. Yıllarca Paris’te yaşadı, hâlâ da sık sık gidip gelir. Hıfzı Bey’i Fransa’da Ermeni soykırımı yok diyeni hapse atacak olan yasayla ilgili onun ne düşündüğünü merak edip aradım. “Ali Sirmen güzel yazdı” diye başladı lafa, “Fransa’da kazanan Türkiye değil, hukuk oldu”... İnsanın komşusunun da Cumhuriyet okuması iyi bir şey! Sonra da Sarkozy’nin neden gidici olduğunu, başkanlık seçimlerinde en güçlü, Sosyalist Parti adayı Hollande’ın Ermeni tasarısıyla ilgili bu konuda bir şey yapmayacağını anlattı Hıfzı Bey. Son tahminlere göre ikinci turda yüzde 57 ile Hollande kazanacak. Sarko yüzde 43’te takılacak. Hollande bazı tutarsız laflar etse de bunlar Ermeni oylarını kazanmak için gösterilen çabalar. Yoksa tasarının tekrar gündeme getirilmesi çok zor. Bu arada Fransa’daki Ermeni lobisi Yahudi soykırımını inkâra yaptırım getiren 1990 tarihli Gayssot yasasını sofraya çıkardı. Mademki Fransa 2001’de Ermeni soykırımının olduğunu kabul etti, Gayssot yasası yaptırımı bu konuda da uygulanmalı tezi hukuken öne sürülüyor. ??? Biz Fransa’yı konuşacakken Hıfzı Bey bana bambaşka güzel bir haber verdi. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Esentepe’deki her evin önüne orada eskiden kimin oturduğuna ilişkin birer küçük yazı konulmasına sıcak bakmış. Rakım Çalapala burada oturdu... Refik Halit Karay burada oturdu... Tarık Buğra burada oturdu... Halit Kıvanç burada oturdu... Recep Bilginer burada oturdu... Hıfzı Topuz bir müjde daha verdi bana. Esentepe’nin ilk kitabını Çelik Gülersoy yazmıştı. Gülersoy’un “Esentepe’ye Veda”sından sonra şimdi bir ikincisi yolda. Remzi Kitabevi’nde Öner Ciravoğlu tarafından hazırlanan kitabı merakla bekliyorum. Kitapta Esentepe sakinleriyle konuşmalar, anılar, fotoğraflar olacak. İlk sakinlerden Hıfzı Topuz’un yanı sıra Orhan Birgit, Sadun Tanju, Necati Zincirkıran, Halit Kıvanç ile konuşulacaktır mutlaka.. ??? Sinan’ın pek çok eserini caddelere gömen... İmparatorluğun nüfus kâğıdı Karacaahmet’in üzerinden buldozerle geçen... İstanbul’un siluetini silen... Tarih tahripçilerine geç de olsa küçük ama anlamlı bir direniş var bizim Esentepe’den... hastanesine adı verilen, BDP’li Altan Tan’ın “mağdur Müslümanı”, medarı iftiharımız İskilipli Atıf budur... Zaten! Atatürk ile Kuvayı Milliyeci dedelerimiz, ninelerimiz ne yaptılarsa yanlış yapmışlardı. İngilizleri kızdırmışlar, işgalcileri topraklarından atmışlar, uygarlık için devrimler gerçekleştirmişlerdi. Bunların hepsi birer Kemalist zırvaydı. Hele bugünkü Kemalistler! Onlar, kokuşmuş zombilerdi. Kendi partileri dahil, bulundukları yerde ezilmeleri, dışlanmaları ve hatta yok edilmeleri gerekiyordu. Oysa! Yaşasın, tam bağımlı, piyasasever Ilımlı İslam federasyonumuzdu. Ne mutlu, ne mutluydu ki; dışarıda büyük büyük devletlerin sözünden çıkmadan, içeride gazapla ve lanetleyerek durmadan ilerliyorduk. ‘Başkaları Ne Yapmadı’ Değil, CHP Bundan Sonra Ne Yapacak? SADIK ÇELİK KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Çifte kurultayın ardından CHP yeni sosyal demokrat yapısının altına Kılıçdaroğlu aracılığıyla ilk imzasını atmış oldu. Artık insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlükler, pozitif genç ayrımcılığı, kadınerkek eşitliği, çoğulcu ve katılımcı demokrasi gibi ilkeler partinin yeni hareket zeminini oluşturacak. Kılıçdaroğlu’nun, hazırlıksız yakalandığı CHP Genel Başkanlığı’ndaki ekipsiz, kadrosuz, kendisini birdenbire miting meydanlarında bulduğu giriş bölümü çifte kurultayla birlikte geride kaldı ve Kılıçdaroğlu bu kurultaydan parti içinde gücünü pekiştirmiş, hâkimiyetini kanıtlamış olarak çıktı. Böylece Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin başarısızlık için önünde pek bir bahanesi kalmadı. Artık gelişme bölümüne geçme zamanı. Bundan sonra iş kendini ve parti programını göstermeye, benimsetmeye, başta parti tabanına ve seçmene partinin ülke siyasetine yön verme gücü olduğu güvenini vermeye kalıyor. Bunun için her şeyden önce parti, içinde bulunduğu dağınıklıktan, keşmekeşten birlik beraberlik içinde ve derhal çıkmalı; söylem birliği sağlanmalı; genel başkanın arkasında sağlam bir biçimde duracak bilimsel, rasyonel, mantıklı, akılcı, ciddi, birikimli, dinamik ve profesyonel bir ekip kurularak, toplumun nabzı tutulmalı ve bu doğrultuda partinin çizgisi ve yönü net bir biçimde tayin edilmelidir. Özellikle bugünün genç kitleleri gözüyle baktığımızda partinin üzerine yapışık, asılı duran eski, sembolizm saplantılı, modası geçmiş, her daim kavgalı, geçersiz gibi etiketler ortadan kaldırılmalı; bunun yanında elbette partinin dününe saygı gösterilerek, geçmişi muhafaza edilerek bilhassa yeni nesillere CHP’nin dinamik formu ve genç, taze, yenilikçi bakışı anlatılmalıdır. Kurultayların ardından kazananın da kaybedenin de CHP olduğu gerçeği atlanmadan, alçakgönüllülük karakterinden ödün verilmeden, kucaklayıcı bir yaklaşımla, hiçbir biçimde ötekileştirmeye mahal vermeden partideki herkesin sürece dahil olması sağlanmalı, parçalanmış, bölünmüş bir görüntü verilmemeli; bütünlük sadece sözde değil pratikle de desteklenerek hayata geçirilmeli, kitlelere güven verilmelidir. Başarısızlığa, beceriksizliğe, kafa karışıklığına, kimlik bunalımına mahal vermeyecek böyle bir parti örgütünün bir araya getirilmesinden sonra doğru, etkili stratejiler ve planlamalar hazırlanarak, başkalarının ne yapıp ne yapmadığını, neleri yanlış yaptığını değil, CHP’nin kendisinin ne yapacağının top [email protected] C MY B C MY B luma anlatılmasına, özgünlüğün ve farkın ortaya konmasına, bu yolla güçlü bir siyaset anlayışının üretilmesine ve bu anlayışın tatbikine başlanmalıdır. Seçmenin ve toplumun görmek istediği budur. Partide ve ülke siyasetinde fark yaratacak, değişimi getirecek bir program hazırlanmalı, bu program partinin “eski” imajından sıyrıldığının somut kanıtı olmalı, CHP’yi başarısızlığa, muhalefet kalmaya mahkum eden anlayıştan kurtarmalı, yenilenmiş bir politika anlayışını getirmeli ve sonra parti bu program doğrultusunda dönüştürülmelidir. Kılıçdaroğlu ancak bu şekilde, coşkulu, dinamik, çalışkan karakterini örgüt karakteri olarak benimsettiği oranda CHP’ye yerleşen kış mevsiminin sonunu getirebilir ve güneşi tekrar hem CHP hem de ülke siyaseti için doğurabilir. İktidara varan yolun kapı anahtarı bu emin adımların atılmasında gizlidir. 4+ Ya Sonra? Ülkenin geleceğini doğrudan etkileyecek bir düzenleme alelacele, olgunlaştırılmadan, eğitimcilere danışmadan, gerekli altyapı hazırlanmadan, yangından mal kaçırır gibi kabul ediliyor. Bugün çağdaş dünyada, gelişmiş Avrupa ülkelerinde temel eğitimler giderek uzatılırken, Danimarka, Finlandiya gibi örnek eğitim sistemlerine sahip ülkelerde 9 yıl kesintisiz eğitim modeli uygulanırken, sırf imam hatiplerin orta kısımlarını tekrar faaliyete geçirmek uğruna, gelişen dünyadaki bu eğilimi yok sayıp dümeni terse çevirmeye çalışmamız ileriye doğru değil geriye doğru atılmış bir adım olacaktır. Zorunlu temel eğitimde mesleki yönlendirmenin geciktirilerek başlatılması gerektiği, meslek seçimi için ilköğretim çağının çok erken olduğu gerçeği uzmanlar tarafından altı çizilerek vurgulanıyor. Buna rağmen zorunlu eğitim kademeleştirilerek mesleki eğitime geçebilme yaşı 10’a, henüz ilköğretim çağındaki çocuklara kadar düşürülmek isteniyor. Böylece bilhassa kırsalda yaşayan kızlarımız ve erkeklerimiz yüksek ihtimalle okulu bırakıp imam hatiplere devam edecekler. Bu şekilde dindar ve muhafazakâr neslin tohumları atılacak... Hâlbuki konuyu imam hatip merkezine ve çıkmazına hapsetmek yerine, eğitim sistemimize zarar vermeden, sistemde zafiyet yaratmadan kendi başına ve doğrudan din eğitimini düzenleme yolunda tartışabilsek; üstü kapalı, sinsi planlar aracılığıyla değil, bunu açıkça, korkmadan konuşabilsek, daha geçerli ve uzun vadeli çözümlere kavuşabiliriz mutlaka. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Denizde kullanılan halka biçiminde cankurtaran... Fizikte kullanılan bir iş birimi. 2/ Yeşilırmak’ın antik dönemlerdeki adı... “Kakım” da denilen kürk hayvanı. 3/ Bir soru eki... Gemilerde içine içme suyu konulan küçük fıçı. 4/ Yoğurtlu döner kebap. 5/ Tarla sınırı... “ kesilir geçse sabâ gülşenimizden” (II. Selim). 6/ Meriç Irmağı’nın bir kolu... Türk müziğinde “usul” anlamında kullanılan sözcük. 7/ Kusurlu bir organı düzeltmek ya da güzelleştirmek amacıyla uygulanan cerrahi yöntem. 8/ Amaç, hedef... Fas’ın plaka imi. 9/ “ sanırdık ne zaman dalsak ela gözlerine” (F. N. Çamlıbel)... “Aptal, budala, saf” anlamında argo sözcük. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ İnce bulgur... 1 Büyük Sahra’da kumullarla örtü 2 lü bölge. 2/ “Sü 3 sen” de denilen, güzel kokulu bir 4 süs bitkisi... Bir 5 spor takımının 6 gözde oyuncusu. 3/ Bir nota... 7 Birbirinden ba 8 ğımsız işletme 9 ler arasında, re1 2 3 4 5 6 7 8 9 kabeti sınırlandırmak ya da büsbütün ortadan 1 K A R A T E P E kaldırmak amacıyla 2 A D A K A R A S I yapılan anlaşma. 4/ As 3 R İ C A L L İ R ya’da yaşayan, yeşil 4 K AME L N A renkli ve uzun kuy5A Y E P İ K K ruklu bir papağan. 5/ D AM En kısa zaman süresi... 6 M A R T D A V E T Vücut ısısı. 6/ Yere di 7 I S I 8 Ş A K Ş U K A A kilen işaret çubuğu... Yapma, etme. 7/ Gü 9 N A U T İ L U S zelin ve güzel sanatların doğasını inceleyen felsefe dalı. 8/ Tokat ve Amasya yöresinde yetiştirilen bir tütün çeşidi... Eski dilde su. 9/ Ömer Kavur’un bir filmi... Müslümanların kutsal saydığı üç ayların ikincisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle