16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 9 ARALIK 2012 PAZAR Rıhtım Meydanı düzenlemesi Kadıköylüleri isyan ettirdi. Büyükşehir’in açıklaması tepkileri dindiremedi Atatürk anıtı krizi İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) ilçe belediyesini devre dışı bırakarak getirdiği yeni düzenleme ile Rıhtım Meydanı’ndaki Atatürk anıtının kaldırılacağı iddiası tepki yarattı. Tepkiler üzerine İBB açıklama yaparak “Atatürk anıtı yıkılacak, yerine bina yapılacak” iddiasının gerçekdışı olduğunu savunarak meydanın “fuar alanı” olarak plana işlendiğini kaydetti. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ise ilçe belediye meclisinin AKP grup sözcüsü ve İBB meclis üyesi Fatih Kaya’nın cuma günü gerçekleştirilen oturumda Atatürk’ün başöğretmen anıtı için “Biz bunu düzenler daha iyi bir yere koyarız” dediğini anımsatarak “Dolaylı itirafları var” dedi. Öztürk, “Bu alanda zaten sabıkaları var. Çelenk koymayı, saygı duruşunda bulunmayı yasaklamış bir partinin Atatürk anıtının olduğu alana planda böyle bir şey işlenmesini KAMPANYA BAŞLATILDI Plana karşı sosyal medyada da “Kadıköy Meydanı’na Dokunma” sloganı ile bir kampanya başlatıldı. Kadıköy Meydanı’ndaki düzenlemelerin hem tarihi dokuyu bozduğu hem de meydanı yapılaşmaya açtığı belirtilerek düzenlemeye ilişkin planlara bireysel olarak itiraz edilmesi çağrısı yapıldı. İtirazların Kadıköy Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne 12 Aralık’a kadar yapılabileceği belirtildi. Selami Öztürk, belediye olarak buna izin vermeyeceklerini söyleyerek projenin Atatürk anıtının da içinde olduğu Kadıköy Meydanı’nı yok ettiğini vurguladı. Cinayetin Belgeseli Sakin akan bir su kenarında oturmuş âlemi seyrediyormuşum duygusu veriyor insana, Güldal Mumcu’nun İçimden Geçen Zaman’ı. Güzel bir isim koymuş. Bir cinayet belgeseli, kitap. Yüksek ses, bağırış yok kitapta. Dil sessiz. Çünkü cinayetin kendi çığlığı ve cinayet çevresinde dönenin, olan bitenin haykırışı zaten yeri göğü tutuyor! Cinayeti başlı başına bir dünyanın yıkılışı sayarsanız, sonrasında olanları... ...MİT’çisinden genelkurmay başkanına, emniyet müdüründen içişleri bakanlarına, başbakanından başbakan yardımcısına, gazetecisinden bazen hukukçusuna ve televizyon programcısına, savcısına, yargıcına, adalet komisyonuna, DİSK’çisine... ...sürü sepet insan ve makamın davranışını, tutumunu, düşüncesini, acizliğini, zavallılığını, pek çoğunun utanmazlığını ve rezilliğini ve özel görev üstlenmişliğini ve kavrayışsızlığını... ...fikir ileri süren çoğu insanı, devleti ve on para etmez görevli adamlarını seyrettikçe... ...duru ve sessiz akan suyun üzerindeki hepsinin suretlerinin ve kırık dökük gölgelerinin, cinayetten çok önce yerle bir olmuş bir dizi dünyanın yıkıntıları içinde raks edişini seyrediyorum. Cinayetin, olayın farkında olanlarıyla, olmayanlarıyla, emri verenleriyle ve uygulayıcılarıyla, kolektif bir şebekenin ortak bir eylemi olduğunu görüyorsunuz. Kitapla ilgili hiçbir ayrıntı vermeyeceğim. Ama bu belgeseli izleyin diyeceğim. Ben yeşillikler içinde ormanda akan duru bir suyun kenarına oturarak olayı seyrettim ve her şeyi suyun içindeki, üzerindeki gölgelerde izledim. Siz nasıl okursunuz, bilemem... Güldal Mumcu’ya bu belgeseli bütün çıplaklığıyla izlettiği için, sadece teşekkür ederim. Tepki büyüyünce döndüler başka türlü okumak saflık olur” değerlendirmesi yaptı. Haydarpaşa Garı ile Kadıköy Meydanı ve Çevresi 1/5 Bin Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı, İBB Meclisi tarafından onaylandı. Planda Kadıköy Rıhtım Meydanı’na getirilen yapılaşma ve Atatürk anıtının kaldırılmasına ilişkin düzenleme cuma günü gerçekleştirilen Kadıköy Belediye Meclisi’nde gündeme geldi. Gündem dışı söz alarak konuşan Kadıköy Belediye Başkanı Görüşüne başvurduğumuz Kadıköy Belediye Başkanı Öztürk, “Fuar demonte olacak, sökülüp takılır diye not düşülmüş, ama bu yine inşaat gerektirecek bir iş. Haldun Taner Sahnesi ile Beşiktaş İskelesi arasındaki Atatürk anıtının bulunduğu bölge fuar alanı oldu. Demonte de olsa alan fuar için kapatılacak” dedi. Üstü kapatıldığı zaman Atatürk anıtının artık orada olmayacağına dikkat çeken Öztürk, “Tepkiler büyüyünce döndüler. Ama anıtı kaldırmayacağız da demiyorlar, planı açıklıyorlar. Plandan bu ibare kalkmadan bu iş bitmiş sayılmaz. 3 gün sonra kalkar delinin biri bu işi yapar.” KCK’DE 84 GÖZALTI Haber Merkezi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Batman, Mardin ve Siirt’te terör örgütü PKK’nin şehir yapılanması olduğu ileri sürülen KCK’ye yönelik düzenlenen operasyonda BDP’li yöneticilerin de aralarında bulunduğu 84 kişi gözaltına alındı. Operasyon kapsamında, arandığı belirtilen Siirt Bağımsız Belediye Başkanı Selim Sadak’ın da Diyarbakır’da gözaltına alındığı bildirildi. BDP’nin Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, yaptığı yazılı açıklamada, partisinin binlerce tutuklama ve saldırılar karşısında susmaması ve her gün artan desteğinin, iktidarı ve destekçilerini paniğe sevk ettiğini öne sürerek şunları dedi: “Bu panik ve hezeyan içinde hiçbir ölçü tanımadan saldırılarını yoğunlaştırmaktadır. KCK adı altına yapılan operasyonlarla kaybeden partimiz ve demokratik kamuoyu ve muhalefet olmayacaktır” dedi. CHP’li Tanrıkulu: AKP toplu yargılamalar için hazırlık yapıyor ANKARA (ANKA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, AKP’nin yeni yaptığı ve yapacağı cezaevlerinde toplu yargılamalar için mahkeme salonları yapıldığını iddia etti. Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’de adaletin cezaevlerinin içinde arandığını savunarak şunları dedi: “Van’da 1 yıldır cezaevindeki koğuşlar duruşma salonu, hücreler hâkim odası ve mahkeme kalemi olarak kullanılıyor. Aslında deprem sonrasında ortaya çıkan bu durum, aslında AKP’nin yeni yargı ve infaz anlayışını ortaya koyuyor. Herkes çok önemli bir deTanrıkulu Yeni Silivri’ler yolda taya dikkat etmeli. AKP’nin yeni yaptığı ve yapacağı cezaevlerinde toplu yargılamalar için mahkeme salonları yapılmakta. Bu yeni durum hâkimlerinin infaz koruma memurlarının uzantısı olduğu bir çarpık anlayışı pratikte ortaya çıkarmaktadır. Diyarbakır’da Adliye Binası’nın avlusuna toplu yargılama salonu inşa edildi. Silivri’de, Sincan’da cezaevi kampusu içinde yargılamalar yapılıyor. Başbakan’ın Diyarbakır’a en büyük yatırım vaadi olan yeni cezaevi içinde de toplu yargılama salonları var. AKP iktidarında adliye içinde olan duruşma odalarından cezaevi içerisindeki infaz salonlarına geçiş yapıldı. Biz bu tabloyu 12 Eylül’den hatırlıyoruz. O dönemdeki spor salonları duruşma salonlarına dönüştürülmüştü ve adalet katledilmişti o salonlarda.” AKP’nin adaleti cezaevine mahkum ettiğini ileri süren Tanrıkulu, “Bu yargılamalardan adalet de özgürlük de beklenemez. Her gün cezaevine girip çıkan yargıç da savcı da adalet dağıtan biri olmaktan çıkar; rejimin, devletin ve hükümetin gardiyanına dönüşür. Bugün Türkiye’de adalet cezaevlerinin içinde aranmaktadır. Bundan daha vahim ve karanlık bir yargı ve adalet tablosu olabilir mi” diye sordu. Urfa’dan Harvard’a Coşkun Özdemir; damarlarında kanı deli akar ve çoğumuzdan gençtir. Toplumsal muhalefetin adıdır, haksızlığa isyancıdır, aktivisttir, devrimcidir, göstericidir, yumruğu havada gezilecek zamanların insanıdır... Ve bütün bunların yanı sıra bir düşünce insanıdır Özdemir. Sözünü sakınmaz biri... Uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve yaşadığımız günleri, olayları, isimleri de kapsayan kitabı, Urfa’dan Harvard’a, gerçekten hak ettiği ilgiyi görüyor. Coşkun Hocamı izlemek, Cumhuriyet’i yaşamaktır, değişimini gelişimini görmektir, ihanetleri izlemektir bir anlamda. Bir portreler geçididir hocanın kitabı. Kalemi şaşmaz ve noktayı koyar. Solu da, Silivri’yi de, RTE’de demokrasiyi gören liberallerieski solcuları da.. gericiliğin sola karşı bütün kepazelikleri orada... Cumhuriyetin Urfa’sını çarpıcı anlatır. Cumhuriyet’in büyük dönüştürücü gücünü simgeler adeta! Bugünkü Urfa’da ve pek çok benzeri kentte zerresi kalmamış bir dinamizmi hissedersiniz... Bugünü düşünerek, 1930’larda öğretmen kızlarımızınkadınlarımızın toplu fotoğrafına, büyük bir hayranlıkla ve dakikalarca bakabilirsiniz, fotoğrafı evinizin duvarına beşe on metre yansıtasınız gelir (s.33)... Bugünün Urfalı kadın hastası ise psikolojik rahatsızlığını ve içeeve kapanmışlığını kendisine “Tohtur bey ben ne deniz görmüşem, ne kuş ne ağaç, ben hiçbir şey görmemişem” diye anlatır. Genç Cumhuriyet dönemini anlatırken Coşkun Hoca “Yoksulluğumuz aydınlanmanın ve ilerlemenin motoru oldu” saptamasıyla, bugünkü yoksulluğumuzun ise nasıl gericiliğin, tutuculuğun, kaderciliğin kalesine dönüştüğüne ne güzel gönderme yapıyor! Kitabı okurken ve yer yer karıştırırken, bir baktım Hocam Filistin’e bile gitmiş, Kaddumi ve Arafat’la görüşmüşler Tabip Odası Başkanı olarak! Bunu bana anlatmamıştı! Coşkun Hoca, anılarını hep olayların içinde örüyor, birden karşınıza Doğramacı da çıkıveriyor veya Erdoğan’ın demokrasi getireceğine inanan, örneğin B. Ersanlı ve benzerleri de! Hocam, nörologdur, emeklidir ama biliminden hiç kopmamıştır, kas hastalıklarında bütün yeni gelişmeleri izler, dünyayı gezer, kendini hep taze tutar. Kas Hastalıkları Derneği’nde hastalarıyla bütünleşir. Henüz çaresizlikten kıvranan hastaları sömürerek ve bütün varlıklarını emerek dolandıran akademik unvanlı sahtekârların da sıkı takipçisidir. Yakalarına yapışır... Kitap Kaynak Yayınları’ndan çıktı! Kocaoğlu’na uluslararası onur İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, merkezi Londra’da bulunan Belediye Başkanları Kurumu (City Mayors Foundation) tarafından, Kocaoğlu başta raylı sistem ve arıtma tesisleri olmak üzere farklı alanlarda yaptığı yatırımlar nedeniyle “ayın başkanı” seçildi. City Mayors’un yayın organı olan “citymayors.com” adresinde Brian Baker imzasıyla kaleme alınan yazıda, “Raylı sistemin genişletilmesi ve atık yönetimindeki iyileştirmeler, Başkan Kocaoğlu’nun altyapı üzerindeki vurgusunun örnekleri. Başkanın belirttiği gibi, ‘kalıcı altyapısal çözümlerle kentteki problemlere eğilmek, yüzeysel düzeltmeler yapmaktan daha iyi’. İzmir kenti, Türkiye’deki en yüksek atık su kapasitesine sahip” denildi. Baker’ın makalesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2 kez “polis operasyonu”na uğradığı ve Başkan Kocaoğlu’nun 33 ayrı suçtan 397 yıl hapis istemiyle yargılandığı bilgilerine de yer verildi. AYIN BAŞKANI SEÇİLDİ Pavey’e insan hakları ödülü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Karşıyaka Belediyesi 2012 İnsan Hakları Ödülü, dün düzenlenen törenle CHP Genel Başkan Yardımcısı ve BM İnsan Hakları Komitesi Üyesi Şafak Pavey’e, Belediye Başkanı Cevat Durak tarafından verildi. Payev, “Bu ödüller sahiplerini onurlandırırken sorumluluk da yükler. Bu sorumluluk duygusuyla, İzmir’i EXPO’da en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağım” dedi. Daha sonra İnsan Hakları Kütüğü’ne plaket çaktı. Toprak Dede’ye alternatif Nobel İstanbul Haber Servisi İsveçli Doğru Yaşam Ödülü Vakfı’nın her yıl verdiği alternatif Nobel olarak da bilinen “Doğru Yaşam” Onur Ödülü, TEMA Vakfı Kurucu Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’ya verildi. 7 Aralık gecesi İsveç Parlamentosu’nda düzenlenen törene hava muhalefeti ve uçak seferlerinin aksaması nedeniyle katılamayan Hayrettin Karaca’nın yerine ödülü TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Ataç ve Hayrettin Karaca’nın torunu Kerem Brera birlikte aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle