16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2012 PAZAR KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 19 İKSV’nin konuğu şef Zubin Mehta ‘orkestra yönetmek iletişim kurmaktır’ diyor ‘Konuşmadan süren bir söyleşi’ ? “Biz orkestra ile bir eser çaldığımızda iletişim kuruyoruz. Orkestra benim aklımdaki konseptten farklı bir şey yaparsa, onlara saygı içinde bunu istemediğimi anlatırım,onlar da beni ikna etmeye çalışır. Aramızdaki iletişim, konuşmadan süren bir söyleşidir.” ZÜLAL KALKANDELEN Napoli’den Sevgilerle Ya da Bitmeyen Bayrak Yarışı… Pizzanın, Sofia Loren’in ve Toto’nun doğduğu kent Napoli’deyim. (Toto deyince, ona Türkçe sesini ödünç veren Necdet Mahfi Ayral’ı anmamak olanaksız.) Kent, dünden bugüne omuzladığı tüm imgeleri sereserpe sergilemeyi sürdürüyor. Napolililer şu aralar Ferzan Özpetek’in “La Traviata”sıyla yatıp kalkıyor. Tüm temsillerin biletleri çoktan tükenmiş. Ama yine de San Carlo Operası’nın önünde bitmeyen kuyruklar… İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın 40. yıl etkinlikleri öceki akşam verilen konserle son buldu. Haliç Kongre Merkezi’ndeki konserde, çağımızın önde gelen şeflerinden Zubin Mehta yönetimindeki Floransa Maggio Musicale Orkestrası, ünlü piyano ikilisi Güher ve Süher Pekinel’e eşlik etti. Konserden önce 76 yaşındaki Hint asıllı Şef Mehta ile sahne arkasında konuşma olanağımız oldu. Kısa bir tıp eğitiminden sonra, profesyonel müzik çalışmalarınıza başladınız. Müziğin peşinden giderken hissettiğiniz neydi? Hindistan’da çocukların ne eğitim alacağına aileler karar verir. Benim ailem de müzikle çok iç içe olmasına karşın doktor olmamı istiyordu. Evde bütün gün müzik çalardı, babam müzisyendi, annem piyano çalıyordu ama iş bana gelince tıp eğitimi almamı istemeleri tuhaftı. Babamın yolundan gitmem gerekirdi, içime müzik sevgisini zerk etmişti. Önce piyano çalışıp, sonra kontrbas çalmışsınız. Orkestra şefliğine geçişiniz nasıl oldu? Tıp değil müzik eğitimi almaya karar verdiğim anda aklımda orkestra şefi olmak vardı. Çocukken Hindistan’da sebze tarlalarında hayali orkestraları yönettiğinizi okumuştum bir yerde. Doğru mu bu? Yapmışımdır ama tam hatırlamıyorum o dönemleri. Orkestra babamın asıl işiydi. Kemancıydı, ama Bombay Senfoni Orkestrası’nı o kurdu ve şefliğini yaptı. Benim de başka seçeneğim yoktu... Size göre bir orkestra şefinde olması gereken nitelikler nedir? Önce bilgi gerekir. İletişim kurma gücüne sa hip olmalı. Biz orkestra ile bir eser çaldığımızda iletişim kuruyoruz. Bunu ellerle yapıyoruz ama görünüşte öyle, gözlerle konuşuyoruz. Örneğin Maggio Musicale Orkestrası’nda her solist dünya çapında kaliteye sahip. Eğer benim aklımdaki konseptten farklı bir şey yaparlarsa, onlara saygı içinde bunu istemediğimi anlatırım ve onlar da beni ikna etmeye çalışır. Benim kapılarım açık. Aramızdaki iletişim, konuşmadan sürekli devam eden bir söyleşidir. Ama bütün bunların öncesinde şart olan bilgidir. Farklı tarzlar hakkında bilgimiz olmazsa olmaz. Avrupa’da her 50 yılda bir tarzlar değişti. Bütün bu farklılıklara hâkim olmamız lazım. Bir orkestra şefinin performans sırasında yapmaktan kaçınması gereken şey ne? Bestecinin eseri yaratırken yansıttığı düşünceden uzaklaşmamak. Bestecinin kâğıda döktüklerini yorumluyoruz. Bazen onun düşüncesinden uzaklaşılarak farklı bir yöne doğru gidilebiliyor. Her zaman olmaz bu ama özellikle gençler yapar. Teknik yönlerini göstermek isterler ve ondan sonra “Beethoven nerede?” diye sorarsınız. ‘Müzisyenler Fazıl Say’a destek olmalı’ Orkestra şefi Daniel Barenboim’le müzik aracılığıyla İsrail ve Filistin arasında barış sağlamak için çalışmalar yaptınız. Sizce müziğin bu konuda nasıl bir yardımı olabilir? İsrail’deki bu hükümetle hiçbir şekilde yardımcı olamaz bence. Yaptıklarının torunlarının geleceğini mahvettiğini görmüyorlar mı? ‘Bunları güvenliğimiz için yapıyoruz’ diyorlar, buna inanmıyorum. Çok basit bir soru var aslında: ‘Komşunla bir arada yaşamak istiyor musun, istemiyor musun?’ İsrail’in kültürüne katkılarınızdan dolayı size Başkanlık madalyası verildi. İsrail’e uygulanan kültürel boykot hakkında ne düşünüyorsunuz? İsrail’i seviyorum. 50 yıldır orada çalışıyorum. O ülkenin kültürüne katkıda bulunmaya da devam edeceğim. Kim boykot ediyor? Bazı müzisyenler Filistin politikasından dolayı protesto ediyor. Orada demokrasi var; istemeyen gelmez. İsrail’e gelen çok büyük sanatçılar da var. Mesela Fazıl Say çok popüler… Fazıl Say’a karşı açılan davalardan haberiniz var mı? Evet, ayrıntıları tam olarak bilmiyorum ama o benim dostum ve onunla çalışmayı seviyorum. Fikrini neden söyleyemiyor? Sosyal medyada Ömer Hayyam’ın bazı şiirlerini yazan kişilerin, Hayyam ile ilgili bu mesajlarını kendi takipçileriyle paylaştığı için açtılar davayı. “Dini değerleri aşağılama” suçundan 18 ay hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Tam olarak ne yazılıp paylaşıldığını bilmiyorum. O nedenle yorum yapmak istemem, ama ‘demokrasi içinde yaşıyor muyuz, yaşamıyor muyuz’ buna karar vermek gerekiyor. Ben aynı şeyleri İsrail’de söylemiş olsam ne olur? Onlar beni sadece eleştirir. İsrail’i beğenmeyebilirsiniz ama orada demokrasi var. Orası açık bir toplum. Bütün müzisyenler Fazıl’a destek olmalı. Leyla Gencer yanımda bitiverdi Gala gecesinin ertesi günü, San Carlo Operası Müzesi’nde bir toplantı. Salon yüz kişilik. Ama bir o kadar insan da ayakta dinliyor. Kürsünün çevresinde altı konuşmacıyız. İtalya’da yayımlanan Leyla Gencer kitabımdan yola çıkıp İstanbul ile Napoli, geçmişle bugün arasında gidip geleceğiz. San Carlo Operası’nın artistik direktörü ve Gencer Yarışması jüri üyesi Vincenzo de Vivo; “Leyla Gencer, San Carlo Operası’nın kraliçesiydi. Onun kraliçeliğine layık olmaya çalışıyoruz” diye açtı toplantıyı. Ferzan Özpetek, İtalya’da yaşayan bir Türk olarak Leyla Gencer’den aldığı gücü, ivmeyi dile getirdi. La Traviata’nın sopranosu Carmen Giannattasio müthişti. Leyla Hanım’ın öğrencisiydi; inişli çıkışlı, zor ilişkileri olmuştu. “Bana en kızdığı anda bile, beni yüceltti, önümde tüm kapıları açtı, hayatımı değiştirdi” diye anlatırken Leyla Hanım’ı taklit ediyor, onun sesiyle konuşuyordu. Sanki Leyla Hanım yanıbaşımızdaydı, sanki o konuşuyordu! Eleştirmen Enrico Tellini, Leyla Gencer’in San Carlo’da oynadığı 23 başrol arasında, dialar eşliğinde bizi gezintiye çıkardı. Ben, benim Leyla Gencer’imi anlattım ve İKSV’nin Leyla Gencer Müzesi belgeselini izlettim. Müze Müdürü Laura Valente’nin kapanış konuşmasından sonra dinleyiciler ve konuşmacılar Leyla Gencer çevresinde kenetlenmiştik. Yaşlılar anımsıyor, gençler merak ediyordu. O yaşıyordu aramızdaydı. Kitaplarda, plaklarda, dostluklarda, anılarda, öğrencilerinde, geleceğe ilişkin tasarılarda yaşıyordu. Geçen yazımda Leyla Gencer için “Napolili Türk” demiştim. Çünkü 1953’ten başlayarak, ona bu adı takmışlardı. Oysa şimdi bugün burada herkesin Ferzan Özpetek’e “Napolili Türk” dediğini öğreniyorum. Yani bayrak elden ele geçiyor, bayrak yarışı devam ediyor. Sevgili okurlar, Özpetek’in “La Traviata”sıyla ilgili İtalyan basınında birbirinden olumlu, övgü dolu eleştiriler çıkmakta… Bugün size bir demet sunmak istedim ama bu köşeye sığdıramadım. Önümüzdeki günlerde yerimiz olursa onları da paylaşmak üzere, şimdilik Napoli’den sevgiler… NİHAT DURAK İMZALI FİLM 8 ŞUBAT’TA GÖSTERİMDE ‘Mutlu Aile Defteri’nden notlar Kültür Servisi Babalarından ve birbirlerinden kaçarak ayrı hayatlar süren üç kardeşin ve “ilginç” eşlerinin yıllar sonra aynı çatı altında buluşmasını konu alan “Mutlu Aile Defteri”nin çekimleri İzmir’de sürüyor. Yönetmenliğini Nihat Durak’ın üstlendiği, Tuncel Kurtiz, Binnur Kaya, İlker Aksum, Öner Erkan’ın da aralarında olduğu zengin kadrolu filmin yapımcılığını Tims Productions üstleniyor. 8 Şubat’ta gösterime girecek filmde, sert ve otoriter mizaca sahip emekli Albay Yıldırım Taşyumruk’un damdan düşmesiyle yıllar sonra bir araya gelen çocukları ile yaşadığı sorunlar anlatılıyor. Sanata ve yaşama değer katar... 35. 1954’ten bugüne Resim Yarışması ÖDÜL TÖRENİ VE iSTANBUL SERGiSi Ödül Töreni: 11 ARALIK 2012, Saat: 19.00 21.00, Haliç Kongre Merkezi Kuleli Blok Alt Fuaye Sergi Tarihi: 11 16 Aralık 2012, Ziyaret Saatleri: 09.00 20.00 Sergi Programı İzmir Sergisi: 10 31 Ocak 2013 Gaziantep Sergisi: 13 29 Mart 2013 04 28 Nisan 2013 Antalya Sergisi: 15 28 Şubat 2013 Ankara Sergisi: Erzurum Sergisi: 16 31 Mayıs 2013 Rusya / Krasnodar: 14 30 Eylül 2013 35. DYO Resim Yarışması Ödül Alan Eserler YAŞAR EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI Tel: 0232 482 22 00 (pbx) Faks: 0232 484 17 89 EMail: [email protected] www.yasar.com.tr/vakif www.facebook.com/yasaregitimvekulturvakfi twitter.com/yasarekvakfi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle