16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 10 EKONOMİ CUMHURİYET 9 ARALIK 2012 PAZAR [email protected] OECD ülkelerindeki göçmenlerde işsizlik oranı yerleşiklerden 1.5 kat daha yüksek ? Son 10 yılda OECD ülkelerine çalışmak için gelen göçmenlerin sayısı 110 milyonu geçerken göçmen işsizliği yüzde 12’e çıktı. Genç göçmenler arasında işsizlik ise yüzde 23’ü buluyor. Yunanistan, İtalya, İspanya ve İrlanda’daki göçmenlerin yarısı iş bulmak amacıyla göç etti. Ancak şimdi çoğu işsiz. PELİN ÜNKER Zoraki göçmenler Türkiye de göç alıyor Düşük gelirli OECD ülkeleri içinde değerlendirilen Türkiye’de ise toplam nüfusun yüzde 4’ünü göçmenler oluşturuyor. 20002010 arası ülkedeki göçmen sayısının nüfusa oranı yüzde 1’e yakın arttı. Türkiye, bu oranla 34 OECD ülkesi içinde 28. sırada yer alıyor. Türkiye’deki göçmenlerin yüzde 41’i kadın. OECD ortalaması ise yüzde 52. Türkiye ve Güney Avrupa’daki göçmenlerin yüzde 45’inin eğitimi ortaokul düzeyinin altında. Çarklar Nasıl Dönüyor? Toplumsal yaşamda da tersine ayırım, negatif seleksiyon, kötünün iyiyi dışlaması ve fizikteki birleşik kaplar kanununun geçerliliği görüşünü savunanlara ülkede ağır aksak da olsa çarkların nasıl döndüğü sorulabilir. Kamuda, özel sektörde, çeşitli eğitim kurumlarında görev yaparken üç farklı grupta toplayabileceğimiz insan davranışı gözlemledim... İlk grup, sayıları sınırlı da olsa görev anlayışı yüksek, özverili, toplumsal sorumluluklarının bilincinde, düzgün, olabildiğince üretken, çalışma koşulları ne olursa yakınmayan, onurunun korunmasına özen gösteren, alçakgönüllü, ayak oyunlarına başvurmayan, dış destek aramayan kişilerden oluşur... İşte ülkede her alanda çarkları bu karakterdeki kişiler döndürmeye çalışır. Kurumlarına kimlik, itibar kazandırırlar. Bazı kurumlara niçin güvenilir, kurumlar niçin ve nasıl saygınlık kazanır? Çalışanların ve/veya geçmişteki mensupların davranışları, nitelikleri, bıraktıkları izlenimler, ürettikleri değerler nedeniyle saygınlık kazanırlar. İkinci grup, genellikle nitelikleri, kapasiteleri yeterli olmadığından, kişisel rant peşinde koşanlar olarak nitelendirilebilir. Olduklarından fazla görünmeye çalışırlar, genelde tembel ve üretken olmadıkları halde, iş yükü ağırlığından yakınırlar, başarıları üstlenmeye, yapılan yanlışları başkaları üzerine yıkmaya çalışırlar; hava basıp yukarıdan atarlar, kişisel övünmeye düşkündürler, farfaracıdırlar, iş yapmaktan çok gösterişe, makyaja özen gösterirler, yerine göre yalakalık yaparken alt kademeye karşı baskıcı, sert ve kırıcıdırlar. İşte bu tipler terfi etmek, belli orunlara gelmek için dış destek de arar. Bu destek iktidar partisi, cemaat, tarikat, dernek, hatta dış güçler olabilir. Yine bu tipler kurumlar içinde hizipler, klikler oluştururlar. Ayak oyununda ustadırlar. Ödün vererek de olsa güçlü gördükleri kişi ve çevrelerle iyi geçinmeye, medyanın belli bir kesimini ayarlayarak isim duyurmaya, başarılı imajı yaratmaya çalışırlar. Bu tipler TV programlarında da gözlemlendikleri gibi ne yazık ki yaygındır. Bu özellikleri nedeniyle baskı grupları, iç ve dış çıkar odakları, çoğu TV kanalı, yazılı medya için tercih edilen tiplerdir. Belli iletileri topluma vermek için araç olarak kullanılırlar. Bu nedenle yanıltıcı etiketlerle de olsa şöhret olmaları sağlanmaya çalışılır. Aradaki üçüncü grup, kullandığım sözcükler için özür dilerim, ne kokar ne bulaşır takımıdır. Renklerini belli etmemeye çalışırlar, her iki grupla, her kesimle iyi geçinmeye çalışırlar. Renk belli etmenin, kurum içi ya da siyasal görüş çatışmasının riskli olduğunu düşünürler. Görev yaparken ne tam yaratıcı ne de tam üretkendirler. Ortama göre maskeleri değişir. Yerine göre ödün de verirler. Bu ayırım bana özgü bir görüş değildir. Bu bağlamda da ilk dersleri Hesap Uzmanları Kurulu’nda çalışırken aldım. Allah rahmet eylesin Ali Eğler üstat, kendisiyle bir süre de Devlet Yatırım Bankası’nda da çalıştım, bu konuda en çok yakınanlardandı. Belki benim de bu tür gözlemler yapmamda etkili olmuştur. Üstat, çalışmayanlara, çalışır gözükenlere, yatanlara, kendini pazarlamaya çalışanlara değil, tersine çalışanlara, üretken olanlara, çarkları döndürmeye çalışanlara kızardı. Gıyaplarında seslenerek “Siz de bırakın, sistem iyice çöksün, belki yerine daha iyi düzen gelir” derdi. Çalışanların gayretiyle çarkların bir şekilde döndüğünü, bunun da yeni bir düzenin kurulmasını engellediğini düşünürdü. Bu üç farklı tip hemen her kurumda, her meslekte, iş yaşamında değişik oranlarda da olsa gözlemlenir. Bu davranış farklılığının istismar ve rant kaynağı olduğunu düşünürüm. Bir grup değer yarattığı, kuruma, mesleğe itibar kazandırdığı halde, uyanık diye niteleyebileceğimiz diğer grup, fazla katkıları, belki de hiç katkıları olmadığı halde bundan yararlanmakta, belli orunlara gelmekte, maddi çıkar ve/veya itibar sağlamakta, cakasını satmakta, yer yer kurtarıcı postuna bile bürünerek nemalanmaktadır. İnsan kaynakları yönetiminde, yönetişim ilkelerinin uygulanmasında, atamalarda, terfilerde de tam bir ikiyüzlülük olduğunu gözlemlerim. Yazılı olanlarla, söylemlerle uygulama arasında tam çelişki vardır. İkiyüzlülük belki ağır bir tanımlama olarak düşünülebilir, ama söylem ve uygulama farklılığını başka bir yazıda ifade etmeye çalışacağım. Merkezi Paris’te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nce (OECD) yayımlanan bir rapor, mali krizin en önemli kurbanlarının göçmenler olduğunu ortaya koydu. Buna göre İrlanda, İspanya ve İtalya’daki göçmenler mali krizin faturasını en fazla ödeyenlerin başında geliyor. Göçmenlerin iş hayatında kendilerine ne kadar yer bulabildiğini uyumla bağdaştıran rapora göre son 10 yılda OECD ülkelerine çalışmak için gelen göçmenlerin sayısı 110 milyonu geçti. Krizin de etkisiyle göçmen nüfusu 20002010 yılları arasında üçte bir oranında arttı. OECD ülkelerindeki göçmen nüfusun yüzde 78’i 1564 yaş arasında yani çalışma çağında. Güney Avrupa, Hollanda ve Finlandiya’da bu oran artıyor. Çalışma çağındaki nüfusun yüzde 51’i ise 2544 yaş arasında bulunuyor. Üye ülkelerde göçmenlerin yüzde 64’ü çalışıyor. 20002010 arasında göçmenler arasında işgücüne kasizlik oranı büyük OECD verilerine göre göçtılım oranı yüzde 1.5 arttı. Fakat Norveç’e işçi akını bir sorun teşkil menler arasında işsizlik orayüksek kalifiye elemanlar ve kamusal alanda iş arayan göçediyor. Genç işnı yerleşiklerden 1.5 kat menler hâlâ sorunlarla karsizliği toplam daha fazla. Göçmen işNorveç ve İsviçre çalışma şılaşıyor. Verilere göre; işsizlik oranısizliğinin en yüksek olşartları ve yüksek ücretler nedeniyle 2008’de 15 ile 34 yaşları nı ikiye katduğu ülke yüzde 28 ile arasındaki göçmenlerin yüz2003’ten bu yana göçmenlerin gözdesi. lıyor. Genç İspanya. Bu ülkeyi de 13’ü mesleki eğitimden göçmenler yüzde 19 ile Estonya 2010’da 15 AB ülkesinden bu ülkelere yoksun veya çalışmıyordu. arasındaki işve yüzde 17 ile göç patlaması yaşandı. OECD ortalamasında göçsizlik yüzde Belçika izliyor. men işsizliği yüzde 12’e çıkıyor. OECD’de işçi göçü 2003’ten bu 23’ü buluyor. İşsizlik oranıYerleşikler arasında boşta olanların oraBu yerleşiklernın en düşük yana hızla arttı. nı ortalama yüzde 8. de yüzde 18 ciolduğu ülkeler Yunanistan, İtalya, İspanya ve İrvarında. ise yüzde 7’nin landa’daki göçmenlerin yüzde 4050’si altındaki oranla Türkiye, Belçika, iş için göç etti. Borç krizi nedeniyle şimLüksemburg ve Fransa, Finlandiya, İspanya di çoğu işsiz. Avustralya. OECD ve İsveç’te genç göçmenler arasındaki Göçmenlerin yüzde 17.3’ü yoksulluk genelinde 1524 işsizlik yüzde 30’un üzerinde ve bu tehdidi altında. Göçmenler arasında yokyaş arası gençoranla OECD ülkeleri içinde ilk sıraişsizliğinin en yüksek olduğu ülke yüzde Göçmen sulluğun en yoğun yaşandığı ülkeler Holler arasındaki iş dalar. 28 ile İspanya. Ülke aynı zamanda Avro krizinin landa, İsveç hariç İskandinav ülkeleri, İsvurduğu ve büyük eylemlerle sarsılan bir ülke. panya, İsviçre ve Amerika. 1.5 kat daha fazla işsiz YOR KRİZ VURUYOR, GÖÇ ARTI kilata şayan göçmenler, teş OECD ülkelerinde ya nüfusunun yüzde 9’u. am üye 34 ülkenin topl ülkelerin başını ABD çean al ç gö a zl En fa Göçmen inci sırada yer aldı. ’de yaik ya an lm A kerken BD A ı as rinden fazl sunun nüfusunun üçte bi ECD göçmen nüfu O ya şıyor. Alman p. yüzde 10’una sahi da İsrail ve Estonya dışının as ar 0 01 2 00 arttı. 20 inde göçmen nüfusu ı va ler ke ül CD OE m tü nd da en nüfusu üçe katla İspanya’da göçm 6.5 milyonu aştı. yısı 2010’da göçmen sa ndeki 26 milyon göçmen içi ı ar ırl sın CD OE sunun u. Bu, göçmen nüfu un ez m tim re öğ ek ks yü ediyor. yüzde 31’ini temsil TOKİ’den Karaman’a Piri Reis’li yatırım Ekonomi Servisi TOKİ, Karaman Belediyesi ile kentsel dönüşüm projesi yürütecek. Piri Reis Vadisi adlı proje 480 bin metrekare alanda gerçekleşecek. Projede Piri Reis’in haritası şeklinde gölet yapılacak. Karaman Belediye Başkanı Dr. Kamil Uğurlu, projenin Karaman’da en önemli yatırımlardan biri olduğunu kaydetti. 1. etapta 900 konut bulunuyor. Talep toplama konut almak isteyen kişiler tarafından 10 bin lira peşin ödeme yapıldıktan sonra gerçekleşiyor. Peşinat daire teslim edilirken dairenin yüzde 25’ine tamamlanıyor. Kalan tutar da 120 ay taksitle ödeniyor. Aygaz araçlarda LPG’ye dönüşümü özendiriyor Aygaz, araçlarını Aygaz Dönüşümcü Kulübü üyesi olan servislerde otogaza dönüştüren ve LPG’li araçlarına bakım yaptıran tüketicilere avantaj sunuyor. 15 Ocak 2013’e kadar, otogaz dönüşümü yaptıracak tüketicilere, kit alım bedelinde 100 TL indirim ve 100 TL’lik otogaz, toplamda 200 TL’lik fayda hediye edilecek. Ayrıca, Aygaz Dönüşümcü Kulübü’ne üye olan servislerde araç bakımı yaptıracak tüketiciler, ücretsiz gaz ayarının yanında ilk 50 TL’lik otogaz alımlarında 10 TL hediye otogaz, sonrasındaki bin TL’ye kadar olan otogaz alımları boyunca ise yüzde 5 paropuan kazanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle