23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2012 CUMARTESİ 4 HABERLER Milletvekillerinin 120 bin liranın altındaki gelirleri ve 24 bin liraya kadar alacakları ücret beyan dışı bırakılıyor Kadının Hakkı ve Savaşımı Perşembe günü, gazetemiz, 88 yıl önce aynı gün çıkan nüshasının tıpkı basımı içinde verildi. Bu gibi tarihi günlerde Cumhuriyet’in eski nüshalarının tıpkı basımlarıyla bizi o eski günlere götürmesi çok iyi oluyor. Bu kez,Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği tarihi gün vesileydi. Bilindiği gibi, TC’nin 5 Aralık 1934’te tanıdığı bu hakkı Fransa 1944’te, İtalya ve Japonya 1945’te, Yunanistan 1952’de, İsviçre ise 1971’de tanımışlardı. Emekli büyükelçi, eski İstanbul ve Bursa milletvekili, yazar, yılmaz mücadeleci dostum, sınıf arkadaşım Onur Öymen bu vesileyle yayımladığı mesajda, bugün kadın hakları ve özgürlükleri konusunda Türkiye’nin 124. sırada olduğunu belirtiyordu. Bu durum şu soruyu getiriyor akla: Kadın hakları konusunda böylesine ön almışken, neden geriye düştük acaba? Yıllardır bu konuda klişe yanıt hazırdır: Efendim kadınlarımız bu hakları savaşarak elde etmediler, yukarıdan hazır verildi. Bu sav, üzerinde fazla tartışılmadan, genel bir kabul görür nedense. Klişe ya da slogan genel geçer yanıtların kabul gördüğü başka alanlar da vardır. ??? Otuz yıl kadar oluyor, futboldaki geriliğimizi, bize bu oyunun geç gelmiş olmasına bağlayan bir yazı okurken, merak ettim, ansiklopediye baktım, fazla bir gecikmişliğimiz yoktu. Avrupa’nın önde gelen yıldız takımlarından Real Madrid ile Galatasaray’ın kuruluş tarihleri arasında, İspanyollar lehine fark topu topu üç yıldı. Aynı şey, bir türlü oturtamadığımız demokrasimiz için de geçerlidir, ne zaman şu demokrasiyi neden bir türlü oturtamamış olduğumuz sorusunu ortaya atsak yanıt yine hazırdır: Avrupa demokrasi için yıllarca mücadele verdi, bizde geçmişi ne kadar ki? Dur bakalım bizim daha çook yolumuz var! Bu görüş de tartışmasız kabul edilir. Oysa asıl neden orada yatmaz, o yanıt gerçeği yansıtmaz. Bırakalım bir yana, 21. yüzyılda hâlâ dört başı mamur bir insan hakları karnesi olmayan Türkiye’de bu alanda atılan ilk adımın 19. yüzyılın ilk yarısına (1839) uzanması, ama 1876’da ilk parlamentomuz açıldığından bu yana 136 yıl geçmiş. Düşünün ki, bugün BM’yi oluşturan devletlerin üçte ikisi o zaman değil parlamentoya sahip olmak, daha doğmamışlardı bile! Eğer geçmişi 1.5 yüzyıla yaklaşan bir parlamentoyla hâlâ tek adam rejimi içinde debeleniyorsak, herhalde bunun nedeni “henüz yeni olmamız” olmasa gerek. ??? Kadın hakları ve kadının toplum içindeki durumu konusunda da klişe görüşler böyle egemen olabiliyor. Bunlardan biri de kadın hakları konusunda, Cumhuriyet’ten önce hiçbir şey yapılmamış olması savı. Oysa, kadının tek taraflı boşanma talep edebilmesi, kadınlara başı açık sokağa çıkabilme özgürlüğünün, çalışma olanağının verilebilmesi, hep Osmanlı’nın son döneminde kabul edilmiş haklardır. Kadın erkek bir arada çay partileri düzenlenmesi de ilk kez Osmanlı döneminde olmuştur. Kuvayı Milliye’nin “Halide Onbaşı”sı, oraya Osmanlı’nın Sultanahmet mitingi kürsüsünden geliyordu. Halifelerin eşlerinin fotoğraflarına bakalım! Bir de onları şimdiki “ricali devlet”in eşleriyle karşılaştıralım! Neyin ne olduğunu, ne olmadığını daha iyi görebiliriz. Diyeceğim o ki, kadınlarımızın toplum içindeki konumlarını tartışırken, onların haklarını savaşarak elde etmedikleri, kendilerine tepeden verildiği savı yeterince açıklayıcı olmuyor. Onun yerine yanıtı, tarım toplumu yapısından bir türlü kurtulamamamızda ve üretim yapısında arasak, acaba daha sağlıklı, açıklayıcı tanılara ulaşamaz mıyız? Etik bunun neresinde? AYŞE SAYIN ANKARA TBMM ve milletvekillerinin “saygınlığını” artırmaya dönük yasal düzenleme önerisi hazırlamak için oluşturulan TBMM Etik Komisyonu’nun hazırladığı yasa taslağında, milletvekillerinin 120 bin liraya kadar olan tarımsal üretim, faiz, kira gibi gelirleri “beyan dışı”na çıkarılıyor. Mevcut mal bildirimine ilişkin yasada milletvekilleri dahil, “mal beyanı” zorunluluğu olan herkes için 1. derece şube müdürü maaşının 5 katı yani yaklaşık 20 bin liralık “bildirim” muafiyeti bulunuyor. Taslak aynen benimsenir ve yasalaşırsa, milletvekilinin 120 bin liraya kadar olan maaş dışı gelirleri bir anlamda “kayıt dışı” kalacak. Eski TBMM Başkanı ve AKP Zonguldak Milletvekili Köksal ? TBMM Etik Komisyonu’nun hazırladığı yasa taslağında, milletvekillerinin 120 bin liraya kadar olan tarımsal üretim, faiz, kira gibi gelirleri “beyan dışı”na çıkarılıyor. Milletvekillerinin “sürekli” olarak başka bir işte çalışmasını yasaklayan tasarı, fikir ve sanat eserlerinin meydana getirilmesi veya icrası ve bunun için ücret almasının yolunu açıyor. Vekillere burada da bir kıyak yapan tasarı bu tarz etkinliklerden alınan ücretin 24 bin liraya kadar olan kısmını da beyan dışı bırakıyor. Toptan başkanlığındaki, CHP’den Oktay Ekşi, MHP’den Sümer Oral ve BDP’den Adil Kurt’tan oluşan komisyon “Milletvekili Etik Yasası” taslağını tamamladı. Tasarıyla getirilen düzenlemeler şöyle: 1. derece şube müdür maaşının 5 katına kadar olan gelirleri “beyan dışı” bulunuyor. Temmuz 2012 rakamlarına göre halen bir şube müdürünün maaşı 2 bin 978 lira. Milletvekilleri, ödenek ve yolluk aldıkları için halen dönem başında TBMM Başkanlığı’na yaklaşık 20 bin liranın üzerindeki maaş dışı faiz, kira, tarımsal gelirlerini beyan ediyorlar. Taslak yasalaşırsa, halen 12 bin lira dolayında ödenek ve yolluk alan milletvekilleri, 120 bin liraya kadar olan tarımsal üretim, kira, faiz ve menkul değer gelirlerini “beyan etmeyecekler.” 24 bin liralık ‘sembolik gelir’ de beyan dışı: Bir tele Vekile beyan ayrıcalığı: Milletvekillerine mal varlığında “bildirim sınırı” ve “hediye” konusunda özel istisna getiriliyor. Mevcut mal bildirimine ilişkin yasa ve buna dayalı yönetmeliğe göre, milletvekilleri dahil, beyan zorunluluğu olan tüm kesimler, aylık net maaşının 5 katı, maaş ödemesi yapılmayanların vizyon kanalına “ücretli” yorumculuk yapması nedeniyle hem kamuoyundan hem de TBMM’de tepki alan AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür örneğinde olduğu gibi milletvekillerinin “sürekli” olarak başka bir işte çalışması yasaklanıyor. Ancak süreklilik arz etmeyen fikir ve sanat eserlerinin meydana getirilmesi veya icrasına yönelik, örneğin toplantılara katılma, konser verme gibi faaliyette bulunma serbestisi tanınırken bunun için ücret almasının yolu da açılıyor. Buna göre, böyle etkinliklerden elde ettiği Yerli ve yabancıdan 12 bin liraya kadar hediye serbest: Mevcut yasada milletve gelirinin aylık ödenek ve yolluklarının iki katı olan 24 bin liralık bölümünü beyan etmeyecek. Sembolik olarak nitelendirilen 24 bin lira, aylık net 739 lira alan bir asgari ücretlinin yaklaşık 3 yıllık maaşına denk geliyor. killeri dahil, mal beyanına tabi olanların “yabancılardan” alacakları hediye miktarı 6 bin liradan 12 bin liraya çıkarılıyor. Temsil yasağı: Etik ilkelerine uymadığı saptanan milletvekilleri önce “aykırılığın giderilmesi” için uyarılacak, ancak aykırı davranışı sürdürmesi halinde “kınama” cezası verebilecek. Buna rağmen tutumunu değiştirmeyen milletvekilinin “heyetlerde görev alma hakkı” askıya alınabilecek. Erdoğan’ın hedefe koyduğu Muhteşem Yüzyıl’ın yasaklanması için hazırlık başladı ADAM KAYIRMA İSYAN ETTİRDİ Sansür yolda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Muhteşem Yüzyıl dizisini “Ecdadımız böyle değildi, tarihimiz haremden ibaret değildir” diyerek suçlamasının ardından, AKP İstanbul Milletvekili Oktay Saral da, dizilere “milli ve tarihi değerler” standardı getirecek bir yasal değişiklik için harekete geçti. Saral, “Tarihi olay ve şahsiyetleri küçük düşürecek dizi yapılamayacağına” ilişkin bir yasa önerisi hazırladı. Saral, dizilerin içeriğini belirleyecek yasa önerisini onay için AKP Grup Başkanlığı’na sundu. Saral’ın önerisi, RTÜK Yasası’nın “yayın hizmeti ilkeleri” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasına “Toplumun milli değerleri içinde kabul edilen tarihi olayları ve şahsiyetleri küçük düşüren, aşağılayan, çarpıtan veya olduğundan farklı şekilde gösteren nitelikte olamaz” ifadesinin eklenmesini öngörüyor. Saral’ın yasa önerisinin gerekçesinde ise son dönemde televizyonlarda milli ve manevi değerleri hiçe sayan yayınların artmakta olduğunun görül İlk yasak THY’den Türk Hava Yolları’nın (THY) uçak içi eğlence sistemi olan Planet’in aralık programında Türkçe ve İngilizce olarak yer alan “Muhteşem Yüzyıl” dizisi, uçaklardaki eğlence sistemlerinde yer almıyor. Bir THY yetkilisi yaptığı açıklamada, “Diziyi Planet’te vermeye başlayacaktık ama Başbakan’ın dizi hakkındaki olumsuz görüşleri, alınan karardan vazgeçilmesine yol açtı” dedi. düğü belirtilerek “Örneğin ömrü at sırtında ülkesine ve milletine hizmet yapmakla geçmiş olan Kanuni, tamamen yatak odasından müteşekkil ve çarpık ilişkilere dayalı bir hayat içerisinde gösterilmektedir” ifadelerine yer verildi. AKP grubunun onay verip Saral’ın yasa önerisi TBMM Başkanlığı’na resmen sunulması ve yasalaşması durumunda Muhteşem Yüzyıl dizisinin yasaklanmasının yolu açılmış olacak. AKP’li Saral, katıldığı bir televizyon programında Muhteşem Yüzyıl dizisinin yayından kaldırılacağını ileri sürdü. Saral, “Bu dizinin zaten biteceği yönünde bilgiler geldi kulağımıza” diye konuştu. Müftüden sert çıkış ? Çorum Müftüsü Bıyık, cahil müftülerin önemli görevlere tayin edilmesine tepki göstererek, mülakat komisyonu üyelerine, “Kuzu dolmasına harcadığınız eforu usule harcayın” diye seslendi. FIRAT KOZOK Kılıçdaroğlu’ndan Gül’e destek sinyali ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı televizyon programında, Türkiye’de “Erdoğan dokunulmazlığı” olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçmlerine ilişkin de seçimlerde Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ın aday kalması durumunda Gül’e destek vereceklerini belirtti. CHP lideri “Dokunulmazlıklar konusunda BDP’lileri mi koruyorsunuz” sorusu üzerine, “Hayır biz ilke partisiyiz. Benden önce de aynı ilkeler savunuluyordu” dedi. Kılıçdaroğlu gelinen süreçte insanların Erdoğan’dan korkar hale geldiğini belirterek “Bırakın milletvekili dokunulmazlığını bir Erdoğan dokunulmazlığı çıktı. Nedir bu? Deniz Feneri’ne el süren yanıyor. Dokunabiliyorlar mı onlara? Hayır. Başkaban’a yakınsanız kimse size dokunamıyor, vekil olmanıza da gerek yok” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı için bir adayları olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Hem Gül hem Erdoğan aday olursa, kime destek verirsiniz? Gül’e destek verir misiniz?” denmesi üzerine “Bakarız, niçin olmasın? Eğer farklı adaylar olursa, bu farklı adayları değerlendiririz ama diyelim ki koşullar sadece iki adayı öngördüyse o zaman bakarız tabii” ifadelerini kullandı. ANKARA Kamuoyunda “Popstar Müftü” olarak bilinen Çorum Ortaköy Müftüsü Adnan Zeki Bıyık, Diyanet’in mülakat komisyonlarını sert bir dille eleştirdi. Sosyal medyada Diyanet’i kızdıracak fetvasını açıklayan Bıyık, mülakat komisyonlarının eleme yöntemlerine ilişkin bir soru sordu ve cevabını da yer yer komik, yer yer ağır bir dille şöyle yanıtladı: Sual: Ehli Kur’an, ehli makam sahibi olup güzel de bir sesi bulunan bir imam efendi bir selatin camiine veya gözde bir camiye müezzin olarak naklen atanmak istese, ol müezzinlik sınavına girse, bu sınavda komisyon üyeleri olan usül ve makam bilmez müftüler ol güzel sesli ve musikişinas hocaefendiyi değil de sesi vasat olan makamdan musikiden anlamayan kişiyi ol camiye atasalar ne lazım gelir? El cevap: Mezkur güzel sesli olan musiki ilminde ve usulde vukufiyeti olan şahsı değil de sair şahsı ol makama atayanlar Allah katında mücrimdirler (günahkârdırlar). Saniyen güzel sadası olan şahsa imtihan esnasında ezan oku ması istendiğinde ol müezzin namzedinin “Efendim hangi makamdan okumamı emredersiniz” dediğinde, komisyon durumundaki usül bilmez müftülerden biri “Uzaydan ezan mı getireceksin?” diye dalga geçmesi ve de makamdan, usulden, sanattan anlamadığı ve cehaletin zirvede olduğu mevzubahistir. Bu tip cahil müftüleri o mühim mekânlara tayin edenlerin de ilimden ve sanattan, usülden nasiplerinin ne derece kalil (az) olduğu aşikârdır. ünya göbek şişirme yeri değil’ Bıyık, eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Mezkur hak yiyen komisyonlara tavsiyem odur ki mantı yemeye, kuzu dolması ve pazı sarması yemeye, 25 kez hacca gitmek için 88 takla atmaya harcadıkları eforu ilme ve sanata, makam ve usüle harcasınlar. Malum dünyamız sadece göbeği şişirip enseyi kalınlaştırma yeri değil, beyni ve gönlü doldurma yeridir aynı zamanda. Komisyonlar kendini Tanrı zannedermiş. Hak yiyen komisyon üyeleri görecek analarının örekelerini.” ‘D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle