19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2012 PERŞEMBE 8 İstanbul PB Edirne PB Kocaeli PB Çanakkale PB İzmir PB Manisa PB Denizli PB Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara Y 24 25 24 23 23 25 24 21 23 23 22 19 18 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y B Y Y Y PB PB Y Y Y Y 19 19 13 25 24 26 28 27 27 27 20 20 19 Oslo B Helsinki PB Stockholm PB Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris Y Bonn Y Münih B Berlin PB BudapeştePB Madrid Y Viyana PB HABERLER 8 9 9 16 15 16 18 15 14 13 16 23 14 Belgrad Y 18 Sofya B 19 Roma Y 23 Atina Y 26 Zürih PB 18 Moskova Y 10 Aşkabat B 31 Taşkent B 28 Baku B 24 Bişkek B 27 Tiflis Y 21 Kahire B 31 Şam PB 28 Kuzey, iç ve doğu bölgelerin parçalı ve çok bulutlu, Kardeniz, İç Anadolu, Doğu Akdeniz, Doğu Anadolu ile Sakarya, Bilecik, Kütahya, Afyonkarahisar, Isparta, Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Diyarbakır ve Batman çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 EKİM GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada savunuyorlar. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki, olmaz olmaz demeyin, olur! Siyaset dünyamızda terör sorununda hemen her vesile ortaya çıkan dağınıklık insanı, mantık dışı böylesi yargılardan söz etmeye zorluyor. Kanıt aramaya gerek yok. Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in, “Dağda ölen teröriste ağlamayan insan değildir” söylemi üzerine medyadan ve siyaset dünyasından izlediğimiz yorum ve açıklamalar yeter de artar bile... Bırakınız medyada yazılanları bir yana, partilerdeki birbirine ters düşen çelişkili yorumlar ulusal bir dava olan terör ve masum insanları katleden teröristler konusundaki açıklamalar birlik ve beraberlikten yoksun! ??? Başbakan Yardımcılığı’na ek bir başka sıfatı da hükümet sözcüsü olan Bülent Arınç; emniyet müdürünün sözlerini “Konuşmanın içeriğine baktığımız zaman bunu takdirle karşılıyorum. Bizim de paylaştığımız ifadelerini çok değerli buluyorum” diye yorumladı. Son Bakanlar Kurulu’ndan hemen sonra hükümet sözcüsü olarak yaptığı, üstelik sözlerinin kişisel olduğu notundan yoksun bu açıklama, Başbakan’ı da bağlayan bir açıklama diye değerlendirildi. Önceki gün AKP grubunda, “Evlatlarımızı katleden teröriste ağlamadık, ağlamayız” diyen Başbakan’ın sözlerini tam karşısında oturan Bülent Arınç, alaya mı alıyordu bilinmez ama gülümseyerek dinliyordu. Başbakan’la sözcüsünün birbirine 180 derece ters düştüğünü gösteren bu olay, hükümette terör konusunda çatlağı da kanıtlıyor. Ama BDP dışında üç parti genel başkanlarının dağdaki teröristin ardından ağlanamayacağını vurgulayan açıklamalarıyla ilk kez “hemfikir” olmalarının dışında olayın bir başka yüzü nedense tartışılmıyor. Kimileri partilerin yönetiminde söz sahibi, kimileri milletvekili. Basına verdikleri demeçlerde parti liderleri gibi düşünmediklerini, aksine, Arınç koşutunda düşündüklerini ifade ettiler. Bu ikilik, partiler bünyesinde lidere aykırı görüşlerin varlığını kanıtlıyor. Örneğin AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, örneğin CHP Genel Başkan Yardımcısı, partinin Kürt sorununa bakış açısını saptayan çalışmaların önde gideni Sezgin Tanrıkulu; liderlerin ortak tepkisine hedef olan emniyet müdürünü desteklediler. Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu gibi içlerinde polis müdürünün söylediklerini, “devlet politikası yapmak gerektiğini” söyleyenler de bulunuyor. Mehmet Metiner gibi pek çoğu “insan olanın insan ölümlerinden üzüntü duyacağını” söylüyor. Dağdan inip ne teröriste ne de başkasına silahla saldırmış masum insanları öldürenlerin arkalarından ağlamak acaba hangi insanlık kuralından ve insan haklarından kaynaklanıyor? Ya da Diyarbakır polis müdürünü ekranlarda savunan emekli siyasetçilerle etiket şöhreti kimileri topluma ters düşen açıklamalarının terör sorununun çözümüne çare üretebileceğini mi ümit ediyor, ilk fırsatta açıklayıverseler de öğrensek! ??? Tek amacı insan öldürmek olanlarla devleti ve masum insanları savunmakla görevli olanları eşit gören savunmaların izlendiği gün ve gece… …Şırnak’ta 8 okula saldırdılar ve Diyarbakır Şehitlik Lisesi’nde sınıfları ve öğretmen odasını basan yandaş kılıklı teröristler, attıkları ses bombaları ve molotoflarla, iki öğretmen ve bir öğrenciyi yaraladılar. ??? Eğri oturup doğru konuşursak: Ya sınıflara molotof bombası atmaya çalışan teröristlerle savaşarak engelleyen öğretmenler başarılı olmasaydı? Katledilen masum öğrencilerin ardından bütün bir ulus ağlayacak, yas tutacaktı. Okula saldıran teröristler arasında ölenler olsaydı, onların arkasından da herhalde… Diyarbakır polis müdürünün açıklamalarını savunanlar ağlayacaktı! AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Türkiye ve diğer aday ülkelerin ilerleme raporlarını âdet olduğu üzere dün sabah Avrupa Parlamentosu’nda açıkladı. Toplantı Türkiye’ye önce adaylık, ardından üyelik müzakerelerinin yolunu açan eski raporların heyecanından çok uzak bir havada gerçekleşti. Ne Türk gazeteciler ne de Türkiye’yle ilgili en ufak adımı dahi yakından takip eden Rum ve Yunanlı meslektaşları ve yabancı diplomatlar vardı salonda. Füle’yi nefesini tutarak dinleyen tek grup, henüz yolun başı sayılan “adaylık” açıklamasını duymak için sabırsızlanan Arnavut gazetecilerdi. kanlığı sırasında Fransız vetosu aşılarak bunlardan üç faslın müzakereye açılmasıyla tıkanıklığın “şimdilik” aşılacağı senaryosu konuşuluyor. ESKİ BAŞSAVCI AYKUT C. ENGİN Avrupa da Türkiye’ye İlgisiz bölümü ile dünkü konuşmasında üslubunu oldukça yumuşatmıştı. büyük bir basın özgürlüğü konferansı planladıklarını da açıkladı. Avrupa, kriz ve genişleme yorgunu Türkiye’nin üyelik sürecine ilgisizliğin birkaç temel nedeni var. Birincisi, Avrupa’nın yaşadığı derin ekonomik kriz. Diğeri, Doğu Avrupa ülkelerinin üyeliğe alınmasının verdiği genişleme yorgunluğu. Çözümsüz Kıbrıs sorununda hiç ilerleme olmaması. Ve tabii, AB’nin motoru Almanya’da Merkel hükümetinin Türkiye’ye olumsuz bakışının sürmesi. İçine kapanan Avrupa’nın, ne AKP hükümetinin otoriter eğilimleri ne de tehlikeli coğrafyalara yelken açması umurunda. Karşılıklı ilgisizliğin farkında olan ve kaygı duyan Füle ise ilişkilerin kopmamasının derdine düşmüş. Ağır eleştiriler içeren raporunun “Sonuç ve Tavsiyeler” Basın özgürlüğü için konferans Raporu açıklamaya “Dinamik ekonomisi, bulunduğu stratejik coğrafya ve bölgesinde oynadığı rol nedeniyle Türkiye, AB için anahtar konumdadır” sözleriyle başladı. AB Bakanı Egemen Bağış’a yürümeyen müzakerelerin yerini dolduracak “pozitif gündeme” verdiği destek için teşekkür etmeyi ihmal etmedi. İfade özgürlüğü ve özel olarak basın özgürlüğü alanındaki ihlallerden AB’nin kaygılarının arttığını vurgulamakla birlikte, sorunların çözümü için yeni anayasa ve dördüncü yargı paketinden umutlu olduklarını belirtti. Bu arada 2013 yılının ilkyarısında Türkiye ve diğer aday Balkan ülkeleri için Fransa’dan jest bekleniyor Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa’nın açıkça, diğer bazı ülkelerin ise perde arkasından Türkiye ile müzakereleri bloke eden tavrına eleştirisini de ilk kez resmi olarak kayda geçiren Füle, “Müzakerelere yeniden ivme kazandırmak hem Türkiye hem de AB’nin çıkarınadır. Üye ülkeler arası uzlaşmazlık nedeniyle kesilen müzakere başlıklarında çalışmaların sürmesi önemlidir” dedi. Limanlarımızı açmadığımız için Rumların veto ettiği 8 başlığın dışında eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından bloke edilen 5 bölüm de müzakarelere kapalı. Brüksel kulislerinde, ocak ayında başlayacak İrlanda dönem baş İlgisizlik, sunum sonrasında Avrupalı parlamenterlerin raporla ilgili sorularına da yansımıştı. Kimse ne Uludere, ne Deniz Feneri, ne uzun tutukluluk sürelerinden bahsetti. Söz alanlar, genel geçer ifadelerle ya Ankara’ya ya da Lefkoşa’nın Rum tarafına mesaj yollama derdindeydi sadece. Tek istisna, TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu’nun Eşbaşkanı Yeşiller Grubu Milletvekili Helene Flautre’un toplantıya damga vuran şu sözleriydi: “İki yıldır yeni tek bir müzakere başlığı dahi açmadık Türkiye ile. Yeni ve sivil bir anayasa yazıyorlar. En önemli bölümü temel hak ve özgürlükler ve yargı. Ama biz o konularla ilgili 23 ve 24. fasılları müzakereye başlatmadık bile. ‘Türkiye güvenliğimiz için çok önemli bir cephe ülkesi’ diyoruz. Ama böylesine bir dönemde AB ile Türkiye arasında Dış Politika başlığı müzakere edilemiyor. Buna bir siyasi uzlaşı ile çözüm bulunması lazım!” ??? Dün Avrupa Parlamentosu’ndaki görüntü çok netti: Sadece Ankara’da değil, Brüksel’de de Türkiye’nin AB üyelik sürecine olan ilgi ve inanç artık yok olma noktasına gelmiş. Eşbaşkan dahi isyan etti ‘Güney’i ciddiye almadım’ ERDEM GÜL Seçmeli ders gereçlerine TTK onay vermedi Din derslerinin materyali denetimsiz rine verilecek şifre ile elektronik ortamda, yani evlerinde kitapları denetlenmesi sağlandı. Komisyon olarak değil bireysel denetimler sonucunda oluşturulacak raporların daha sonra TTK tarafından yapılacak puanlama sonucunda onaylanması veya reddedilmesi yöntemi geliştirildi. MEB, seçmeli ders kitaplarını, ders ziline yetiştiremedi. Bu yıl müfredata giren seçmeli dersler için ortaya çıkan kitap ihtiyacı, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerini, ders kitabı veya öğretmen kılavuz kitabı arayışına götürdü. Ancak bu arayış, Suudi Arabistan’dan kitap getirtmeye kadar varınca, MEB yetkilileri ders kitabı yerine taslak ders kitabı niteliğinde öğretim materyali hazırlama formülünü geliştirdi. Materyaller hazırlandı ancak bu kez de eğitim öğretime uygunluğuna ilişkin denetim sorunu ortaya çıktı. Yeni ders kitapları, 15 Ocak’taki TTK toplantısında incelenecek. Ancak TTK, 12 Kasım’da ayrıca toplanarak eski sisteme göre yapılan başvuru raporlarını değerlendirecek. Yani seçmeli ders materyallerine ilişkin kurul onayı ve dağıtım için en azından 12 Kasım’ın beklenmesi gerekiyordu. SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), internet sitesi üzerinden öğrenci ve öğretmenlerin kullanımına açtığı seçmeli Kuranıkerim, Hz. Muhammed’in hayatı ve temel dini bilgiler dersleri öğretim materyallerini Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) onayından geçirmediği öğrenildi. “İffet, meleklere inanç” gibi konuların anlatıldığı “ayetlerin koro halinde ezberlenmesi yöntemlerinin sıralandığı” taslak ders kitapları, eğitim öğretim bakımından TTK tarafından onaylanmadan yayımlanmış oldu. MEB, 12 Eylül’de Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği’ni değiştirerek ders kitaplarını denetlemekle görevli Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi Müdürlüğü’nü işlevsiz bıraktı. Burada çalışan onlarca öğretmenin işlerine son verileceği belirtildi. ‘Altında kalırlar’ ? AKP’nin, barolar ve TBB’nin seçim sistemini değiştirme girişimine İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal sert tepki gösterdi. İLHAN TAŞCI ANKARA AKP, yargı organlarının ardından barolar ve Türkiye Barolar Birliği’ni (TBB) de etki altına alabilmek için harekete geçti. AKP Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat tarafından TBMM’ye sunulan yasa önerisinde, baro ve TBB seçim sisteminin değiştirilmesi öngörüldü. TBB seçimlerinde en çok delegeyle katılan ve belirleyici olan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, girişimi “uyumlu yargıdan sonra uyumlu barolar birliği ve baro” adımı olarak nitelendirdi. Kocasakal, “Biat etmeyen bir mirası genlerimizde taşıyoruz, avukatlar boyun eğmez. Bu operasyon altında kalırlar” dedi. AKP’li Hamarat’ın TBMM’ye sunduğu yasa önerisinde, Avukatlık Yasası yerine Gelir Vergisi Yasası’nın numarasını yazarak yanlışlık yapması dikkat çekti. Avukatlık Yasası’nın “seçilme yeterliliği, engelleri ve seçimin şekli”ni düzenleyen 90. maddesinin 4. ve 5. fıkralarında değişiklik öngörülen yasa önerisinin gerekçesinde, baro yönetim kurulu ve barolar birliği delegeliği seçimlerinde görünüşte herkesin aday olabildiği görünse de gerçekte farklı adayların ya da grupların aldıkları oy oranında yönetim kurullarına ya da birlik delegeliğine giremediği belirtildi. Öneriye göre, TBB’ye delege seçiminde üye sayısı fazla olan büyük illerin barolarının ağırlığı kaldırılacak. Önerinin maksatlı olduğunu söyleyen Kocasakal, şu değerlendirmeyi yaptı: “Birliğin, barolar üzerinde vesayet konumu var. Bir kere bunu kullanacaklar barolara karşı. Çok büyük bir ekonomik güç birlik, bu gücü kullanmak ve barolar üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallamak hedefleniyor.” ANKARA TBMM Darbe ve Muhtarıları Araştırma Komisyonu tarafından dinlenen eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Ergenekon dosyasında anlatımları bulunan Tuncay Güney’in iddialarının önüne geldiğini, “hezeyan” olarak nitelediği için ciddiye almadığını ve işlem yapmadığını anlattı. Eski Sivas Valisi Ahmet Karabilgin de katliamı anlatırken “Cumhuriyete yönelik bir saldırıydı. Askerden bize bir fayda gelmedi” dedi. TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu bünyesindeki 28 Şubat27 Nisan Alt Komisyonu Susurluk, bazı banka yolsuzluklarıyla ilgili davalar ve Balyoz ile Ergenekon soruşturmalarının başladığı sırada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapan Engin’i kendi isteği üzerine basına kapalı oturumda dinledi. Edinilen bilgilere göre Engin, Güney’in “Beni CIA gönderdi” diyerek görevdeki yüzlerce insana ilişkin iddiaların yer aldığı 150 sayfalık anlatımlarda bulunduğunu aktardı. Engin, “Güney’in iddialarının yer aldığı raporu inceledim. ‘Bunlar ancak hezeyan olabilir’ diye düşündüm. Bu nedenle ciddiye almadık” diye konuştu. Engin, CHP’li Ahmet Toptaş’ın “Sizin hezeyan dediğiniz şeyler Türkiye’de pek çok insan hakkında soruşturmalar davalar açılmasına yol açtı. Bunları medyaya kim servis etti?” sorusu üzerine kendilerinin servis etmediğini belirtti. Engin, Güney hakkında soruşturma açıp açmadığı sorusuna, ciddiye almadıkları için işlem de yapmadıklarını söyledi. Engin, 28 Şubat süreciyle ilgili olarak “Herhangi bir asker veya komutan, MİT görevlisinin bizim üzerimizde baskıları olmamıştır” dedi. Sivas katliamı sırasında ilin valisi olan Karabilgin de, olayların gelişimi sırasında Başbakan, İçişleri Bakanı ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarı ile konuştuğunu ve yardım talebinde bulunduğunu söyledi. Karabilgin, “Asker oraya gittiğinde otel yanıyordu. Asker müdahale etmedi. Askerin bize hiçbir faydası olmadı” değerlendirmesinde bulundu. Sivas katliamını anlattı Kanadoğlu ‘yeni anayasa’ dedi Komisyonun sorularını yanıtlayan bir diğer isim, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu oldu. Kanadoğlu’na “Bu Meclis yeni anayasa yapamaz” yönündeki açıklamaları anımsatıldı. Kanadoğlu ise “Halktan yeni anayasa için yetki almak ve kurucu Meclis eliyle oluşturulacak yeni anayasayı halkoylamasına götürmek gerektiğini düşünüyorum” dedi. Kanadoğlu ayrıca “28 Şubat’ta Genelkurmay brifinginde (şöyle hareket edin, olay budur...) böyle ne bir baskı ne imada bulunulmuştur. Öyle bir imada, telkinde bulunmak cesaretini kimse gösteremez” diye konuştu. Eski Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız da döneme ilişkin, “Tanklar her ne kadar Sincan’dan geçmişse de aslında yargının, siyasilerin, bu milletin insanının beyninden geçmiştir. Bunlar bizi çok incitti” ifadelerini kullandı. urul dışı denetimin önü açıldı MEB, ders kitaplarını denetleme görevinde, yeni bir sistem geliştirdi. “Panel sistemi” ile kitapların kurul dışında denetlenmesinin önü açıldı. 81 ilden öğretmen ve alan uzmanlarının, kendile K MARKETİN ÖNÜNDE BULUŞUP ÖLDÜRDÜ BABASININ KALBİ DAYANMADI Polisten MİT’çiye kurşun yağmuru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yenimahalle’de bir polis, husumeti bulunduğu iddia edilen MİT’te memur olarak çalışan İsmet Cesur’u 5 kurşunla öldürdü. Olay, dün öğlen MİT’in de bulunduğu Yenimahalle’deki bir marketin önünde yaşandı. Aralarında husumet bulunduğu öne sürülen polis Nafi İ. ve MİT’çi Cesur randevulaştı. Bir süre konuşan ikili arasında daha sonra tartışma çıktı. Nafi İ, MİT’çi Cesur’a kurşun yağdırdı. Vücuduna 5 kurşun isabet eden Cesur, hastaneye götürülürken hayatını kaybetti. Olayın hemen ardından kaçan Nafi İ, akşam saatlerinde Eskişehir’de yakalanarak Ankara’ya, MİT’çinin cesedi ise otopsi için Adli Tıp’a gönderildi. Cinayetin nedeni alınacak ifadelerin ardından netleşecek. 18 yaşa tutuklu vekil şartı Seçilme hakkı ile ilgili öneriyi CHP’ye sunan AKP’ye kapıları kapatan Haluk Koç: Silivri’deki vekillerin durumuyla ilgili adım atmadıkça bize gelmeyin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 18 yaşa “seçilme hakkı” verilmesi konusunda CHP yönetimi içindeki görüş ayrılığı büyürken AKP öneriyi CHP’nin görüşüne sundu. AKP’nin, milletvekili adaylarından “askerlik koşulu”nun kaldırılması ya da “tecil edilmesi” şeklinde iki seçenekli olarak CHP’ye öneri götürdü. AKP; CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’ye öneriyi sunduğu saatlerde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un AKP grubunu kastederek “Tutuklu milletvekilleriyle ilgili imzaladığımız ortak protokolle ilgili bir siyasi irade geliştirme yönünde bir adım atılmadığı sürece AKP’nin, kafasına eseni bir teklif haline getirip CHP’ye gelmesine gerek yok” diyerek kapıları kapatması dikkat çekti. AKP’nin önerisinde seçeneklerden birinin, özellikle PKK lideri Murat Karayılan’ın da aralarında bulunduğu, terör örgütü mensuplarının kapsama girmesini önlemek için milletvekili olma koşullarından, “asker kaçağı ve bakaya”lar dışında, “askerliğini yapma koşulunun kaldırılması” önerisinin yer aldığı öğrenildi. AKP bu konuda ikinci seçenek olarak da “vekil seçilenlerin askerliğinin tecil edileceği” hükmünün konulması olduğu kaydedildi. CHP yönetimi, özellikle “er ve erbaşların oy kullanmaları” konusunda Genelkurmay’ın görüşünün alınıp alınmadığını sordu. AKP’liler ise “gerekli görüşmeleri yaptık” yanıtını iletti. Öneri, CHP MYK toplantısı sürerken grup yönetimine iletildi. Toplantıda, 18 yaş konusunun da tartışıldığı ancak öneriyi incelemeden net bir yanıt verilmemesi kararlaştırıldı. Kelepçeli zanlıya karakolda dayak Haber Merkezi İzmir’de arkadaşlarıyla tartışırken polis tarafından gözaltına alınan gençleri korumaya çalışan bir şahsın karakolda dayak yerken çekilen kamera görüntüleri ortaya çıktı. Olay sırasında oğlunun gözaltına alınmasına engel olmaya çalışan baba ise karakol önünde kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Güvenlik kamerası görüntüleri, 22 Ağustos’ta Bergama İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde kaydedildi. İddiaya göre, gözaltına alınan Muammer Zeybek, Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Babası ve yakınları da karakola gitti. Bu sırada baba Talat Zeybek’in arkadaşı Adnan Yörür, elleri kelepçelenerek içeriye alındı. Yörür karakolda yerlerde sürüklenerek tekmelendi. Gerilime dayanamayarak kalp krizi geçiren baba Zeybek de hayatını kaybetti. Zeybek ailesi polislerden şikâyetçi oldu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle