19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EKİM 2012 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan, Suriye konusunda gelinen noktanın Türkiye’nin eseri olmadığını söyledi 5 gezinmişlerdir. Yazar düşünür; dünü, bugünü, yarını... Tershaneleri, o ölüm makinelerini, maden ocaklarını, göçükleri... Kölelik düzenini, özelleştirmeyi... Güzel güzel öldüler işte... Sigortasızlardı boş verin, sömürülüyorlardı aldırmayın... Takdiri ilahi!.. Vatan sağolsun! Sizler sağolun... ??? Riyakârlık, ikiyüzlülük... Soygun, vurgun, talan... Padişahım sen çok yaşa! Haydi savaşa!.. Demokrasi ve özgürlük, gelecek sonbahara... Ergenekon, KCK, Devrimci Karargâh, Odatv, Balyoz, şu bu... Uzun süren tutukluluk, hukukun üstünlüğü, adalette eşitlik... Geçin efendiler geçin. Birkaç Mehmet, Mehmetler, Mehmetçik. Geride kalan bayrağa sarılı tabutlar... Bir ufuk çizgisi, yarı aydınlık bir gece. AfyonKaraHisar! Korumasız, güvensiz bir cephanelik. 25 askerimizin parçalanan bedenleri... Anaların çığlıkları, babaların gözyaşları. Akıp giden yıllar, kanlı ırmaklar... Ölümler, yıkımlar, kıyımlar, faili meçhuller... Yolumuz o bildik yerlere düşer... Sivas, Gazi Mahallesi, Kahramanmaraş, Çorum, Balgat, Bahçelievler... Kontrgerilla, derin devlet, çete, mafya, itirafçı, JİTEM... Uğur Mumcu, Musa Anter... Hizbullah, PKK... Takdiri ilahi!.. Vatan sağolsun!.. ??? Zamanın sapağında yitirdiğimiz bir yaşam ve karanlık dehlizler... Sancılı yıllar... Tırmanılan yamaçlar, uçurumlar... Yağmalanan dağlar, ovalar... Kaz Dağları, Kaçkarlar, Kışladağı, Erzincan... Yok olan güzelim bitki örtüsü... İntikam, nefret, kin... Sınır boyları... Ölümler! Bu memleket bizim mi Nâzım Hikmet Ran usta söylesene... Sevgi bizim mi, aşk bizim mi? Zamanın içinde, günün aydınlığında koşmak, çiçeklerle donatmak her yeri bizim hakkımız değil mi? ‘İşgal hesabı yok’ ? Erdoğan, İSEDAK zirvesinde yaptığı değerlendirmede önce ‘’Bizim asla Suriye’nin iç işlerine müdahale etmek gibi bir niyetimiz yoktur’’ ardından da ‘’Kimse bizden Suriye halklarının meşru taleplerinin şiddet, baskı ve zulüm yoluyla bastırılmasına seyirci kalmamızı bekleyemez’’ dedi. CİHAN ORUÇOĞLU Takdiri İlahi... Belki bir kasırgada, belki kaybolan bir zamanın içinde, çok derinlerde... Belki lacivert sularda, sonbahar soğuğunda... Yağmurlu bir havada, iki duvar arasında. Oturup düşünürken, yalnızken, hüzünlüyken... İçimde ince bir sızı... Yaşamı özgürce sürdürememek, ölüm korkusu, gece baskınları, top sesleri... Sis ovaya inerken... Gün batarken, akşam erken olurken... Bir sabah uyandığımızda, bulutların üzerinde gezindiğimizde, güneşin parlaklığı sızarken gözlerimize... Senin, benim, hepimizin yüreklerinde sevda ateşi, özgürlük, temel insan hakları... Bir ses duyarken: “Akan kan dursun, çocuklarımız ölmesin!” Dağlarda karakollar basılırken, yollara mayınlı ve bombalı tuzaklar kurulurken, bir köhne minibüse polisler bindirilip Bingöl’den Muş’a giderken. Uzaktan kumandalı bir bomba... Kaç şehit? Sekiz mi, on mu, kaç? Takdiri ilahi! Vatan sağolsun... ??? Adları iki günde unutulan yoksul halkın çocukları onlar... Kimisi sınır boylarında, kimisi yollarda, vadilerde, dağlarda... Karşı karşıya vuruşurken PKK’yle... Sabahın seherinde bir telefon çalar: “Elif’im operasyondayız, hakkını helal et!..” Elif, pencereyi açar, bakar gökyüzüne... Şafak sökmek üzeredir... Ağlar... Ağlar... Ağlar... İki çocuğuna sarılır yatakta... Genç yaşta şehit düşmek herkese nasip olmaz. Bir kuş öter... Bir dal kımıldar... Umutlar yitip gitmiştir, hayatlar parçalanmıştır, zaten varlıklarıyla yoklukları hiç bilinmemiştir. Halkımızın çocuklarıdır onlar. Yoksulluğun içinde KILIÇDAROĞLU, TURİZM ZİRVESİNE KATILDI Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de olayların geldiği noktanın Türkiye’nin eseri olmadığını söyledi. 28. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Bakanlar Zirvesi dün Grand Cevahir Otel’de yapıldı. Kuranıkerim okunmasıyla başlanan toplantının açılış konuşmasını yapan Başbakan Erdoğan, Suriye’de yaşanan olaylarda 30 bin kişinin yaşamını yitirdiğini belirterek “Baba Esad; Hama ve Humus’ta 30 bin kişiyi katletmişti. Oğul Esad ise ‘benim babamın rekorunu kırmam lazım’ diyor ve 30 binin üzerine çıkmanın gayretini gösteriyor” dedi. Türkiye’nin Suriye konusundaki hassasiyetinin tamamen komşuluk hukukundan kaynaklandığının altını çizen Erdoğan, “Suriye ile 910 kilometrelik bir sınıra sahibiz. Bu ülkede olan her olay Türkiye’yi etkiliyor. Bizim asla Suriye’nin iç işlerine müdahale etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Suriye üzerinden asla işgal hesabı duy muyoruz. Suriye’ye bakışımız jeopolitik dengelere dayalı değildir. Bizim tek amacımız bölgede barışı, huzuru, istikrarı hızlı bir şekilde sağlamaktır” ifadesini kullandı. Türkiye’nin geçen yıllarda Suriye’yi en fazla bağrına basan ülke olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Olayların geldiği nokta Türkiye’nin eseri değildir. Tam tersine Suriye’yi bugüne getiren ülkedeki mevcut yönetimdir. Biz daha önce olaylar olmadan gelişmelerin seyrini görüp Esad’ı uyardık. Kendisine her türlü yardımda bulunma sözü verdik. Ama Esad yönetimi bizim uyarımızı dinlemedi. Kimse bizden Suriye halklarının meşru taleplerinin şiddet, baskı ve zulüm yoluyla bastırılmasına seyirci kalmamızı bekleyemez. Şu an da muhalif güçlere tankla topla saldırıyorum diyerek bizim topraklarımıza saldırma durumundalar. Bunun neticesinde birinci, ikincide, ses çıkarmadık. Ama son olarak iki anne ile 3 çocuk şehit oldu. Artık bu karşılıksız kalamazdı ve misliyle cevap verdik.” Savaştan uzak durmalıyız İstanbul Haber Servisi Turizm Trendleri Zirvesi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, insanların her türlü turizmi merak edebileceğini, ancak savaşı merak etmeyeceğini ifade ederek “Eğer turizmin gelişmesini, büyümesini istiyorsak, savaşlardan uzak durmalıyız” dedi. Genç Turizmciler Derneği tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen zirveye eski KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la birlikte katılan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, turizmin önemli noktalarından birinin barış, hoşgörü, sevgi, dinlemek olduğunu, ama asla savaş olmadığını vurgulayarak devlet adamının geleceği görmeden günlük kararlar almasının yanlış olduğunu ifade etti. Bunun sadece siyasetçi olarak kendi görüşü değil ülkesini, insanı seven, insana, onun düşüncelerine saygı duyan herkesin ortak paydası olması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, “O nedenledir ki, Mustafa Kemal Atatürk, ‘Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir’ demiştir. Zorunlu olmadıkça, savaş hep gözyaşı getirmiştir. Hiç kimse savaştan kârlı çıkmamıştır. Barış, dostluk, hoşgörü varken, niçin savaş? Anadolu topraklarına bakın, hümanizma buradadır. Bu coğrafyayı bizim dünyaya tanıtmamız lazım. Kültürümüzü tanıtmamız lazım” diye konuştu. GÜNAY: Savaş riski yok inşallah Zirvede konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da turizm sektörünün 21. yüzyılın vurucu sektörü olacağını belirterek 21. yüzyılda turizm sektörünün dünyayı değiştiren sektör olacağını ifade etti. Konuşmasının ardından ayrılırken basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Günay’a Kılıçdaroğlu’nun “Turizmin geliş mesi için savaştan uzak durmalıyız” şeklindeki sözleri anımsatıldı. Günay, uzun zamandır turizmin ilerlemesi için barışın olması gerektiğini ve Kılıçdaroğlu’nun bunları tekrarlamasından dolayı mutlu olduğunu vurguladı. Türkiye’de bir savaş riskinin olduğu anımsatılan Günay, “Türkiye’de böyle bir risk yok inşallah” dedi. DEMİRTAŞ: Tezkere Türkiye’yi vurur AYŞE SAYIN ANKARA BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Suriye sorununun askeri değil, “diplomatik” yollarla çözülmesi gerektiğini belirterek Suriye’ye dönük olası bir askeri harekâtın yine Türkiye’yi vuracağını savundu. Meclis’te bir grup gazeteciyle sohbet eden Demirtaş’ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle: Güven’in sözleri: Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in sözlerine iyi niyetle bakarsak, kişisel iyi duygularıdır. Hükümetin programını veya politikasını değiştirmeye yönelik işaret değil bunlar, bir açılım yok. Aşırı özgüven: Türkiye büyük bir tehlikeye doğru sürükleniyor. Hükümetin çok fazla özgüveni var. Bence doğru okuyamıyorlar. O coğrafyada ordu etkili olmaz, diplomasi etkili olur. Ordu ile çok şeyi yapabiliriz diyen hükümet yanılıyor. Ters teper, tam tersine kötü bir şekilde Türkiye’yi vurabilir. Halk direnir: Kürtler, hatta ordaki Arapların bir kısmı, Türk ordusunun Suriye’ye doğru, içeriye doğru ilerlemesine, tampon bölge oluşturmasına direneceklerdir, ben öyle tahmin ediyorum. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle