19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2012 PERŞEMBE 6 BAŞBAKANLIK BYGM’NİN İLANI HABERLER Yargıtay’dan ‘iyi çocuklar’la ilgili ilginç karar Kürtçe ‘yabancı dil’ MAHMUT LICALI Örgüt yok Şemdinli’de ne olmuştu Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde, 9 Kasım 2005’te meydana gelen patlamayla ilgili Van 3. Ağır Mahkemesi’nde, 19 Haziran 2006 tarihinde görülen davada, sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile terör örgütü PKK itirafçısı Veysel Ateş hakkında, “Adam öldürmek, suç işlemek için çete kurmak ve adam öldürmeye teşebbüs” suçlarından 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezası verilmişti. Temyiz incelemesini 16 Mayıs 2007’de tamamlayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 3 sanık hakkında verilen kararın, usul ve görev yönünden bozulmasını kararlaştırmıştı. 13 Haziran 2007’de yeniden Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davanın, 14 Eylül 2007’deki duruşmasında, mahkeme heyeti görevsizlik kararı vererek dosyayı Van Askeri Mahkemesi’ne göndermişti. Van Askeri Mahkemesi de 14 Aralık 2007 tarihindeki ilk duruşmada sanıkların tahliyesini kararlaştırmış, 22 Ocak 2010 tarihindeki son duruşmada ise dava dosyasını Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderme kararı almıştı. Müdahil avukatlarının itirazı üzerine dosya, Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi yerine, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmişti. Uyuşmazlık Mahkemesi de anayasanın bazı maddelerinde yapılan son değişikliği göz önünde bulundurarak 2 Mayıs 2011 tarihinde verdiği kararla, Şemdinli dava dosyasını Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. ANKARA Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYGM) “simültane tercüme” hizmetlerinde çalışmak üzere verdiği personel ilanında “temininde güçlük çekilen diller” olarak nitelendirdiği Kürtçeyi “yabancı dil” yaptı. İlanda, aralarında Kürtçenin de olduğu 8 dil için Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı (KPDS) şartı aranırken KPDS denkliği bulunmayan diller için BYGM tarafından “yabancı diller sınavı” yapılacağı belirtildi. BYGM’nin ilanında, “simültane tercüme hizmetlerinde” çalıştırılmak üzere “temininde güçlük çekilen diller” olarak Kürtçe, İbranice, Ermenice, Farsça, Arapça, Rusça, İngilizce ve Fransızca sıralanırken bu kapsamda 8 personel alınacağı ifade edildi. İlanda, aralarında Kürtçenin de bulunduğu KPDS sınavı uygulanmayan diğer diller için “yabancı dil” ifadesi kullanılarak “KPDS’de yer almayan diller için Genel Müdürlük tarafından yapılacak yabancı dil sınavında en az 80 puan alma” şartı olduğu belirtildi. CHP Milletvekili Turgut Dibek, BYGM tarafından verilen ilanı TBMM gündemine taşıdı. CHP’li Dibek Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Kürtçenin yabancı bir dil olup olmadığını sordu. cinayet var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde eski PKK hükümlüsü Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’nin bombalanması olayı ile ilgili tutuklu yargılanan sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş’e ikinci kez verilen 39’ar yıl 10’ar ay 27’şer gün ağırlaştırılmış hapis cezalarıyla ilgili Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nden ilginç bir karar çıktı. Daire, sanıkların kasten adam öldürme, adam öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama cezalarını onarken, TCY’nin 220. maddesine göre verilen suç işlemek için örgüt kurma cezalarını ise bozdu. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık astsubaylar Kaya ve İldeniz ile PKK itirafçısı Ateş’e, “Suç işlemek için kurulmuş örgütün üyesi olmak, suç işlemek için kurulmuş silahlı örgütün amaçları doğrultusunda bombayla ve tasarlayarak insan öldürmeye teşebbüs etmek, suç işlemek için kurulmuş silahlı örgütün amaçları doğrultusunda bombayla ve tasarlayarak insan öldürmek, suç işlemek için kurulmuş silahlı örgütün amaçları doğrultusunda bombayla kasten yaralama” suçlarından 39 yıl 10 ay 27’şer gün hapis cezası verilmesine karar vermişti. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’ın kararı doğrultusunda yeniden karar verecek. Pusu: ‘Cemaate Suçüstü’ Ahmet Şık’ın bir süre önce yayımlanan kitabı “PUSU Devletin Yeni Sahipleri” kitabını okudunuz mu? Ahmet, tutuklanma serüvenini, poliste, savcılıkta, mahkemede ve hapishanede günlük tutar gibi anlattığı heyecanlı “belgesel romanı”nda, yaşadığımız hukuksavcımahkeme, özetle devlet darbesinde, sadece hakikati arayan insanlara çektirilen acıları anlatmıyor. Sadece gerçeği arayan gazetecilere kurulan edepsiz, vicdansız, hukuksuz, düzenbaz, sahte komploları da anlatmıyor... iktidarı ele geçirenlerin Emniyet’isavcılığıyargıyı kullanarak her türlü üçkâğıdı nasıl gerçekleştirdiklerini de anlatmıyor... Bunun da ötesinde, aslında ülkenin başına nasıl bir siyasetin musallat olduğunun da fotoğrafını çekiyor... Ahmet biliyorsunuz esas olarak cemaatin Emniyet içindeki yapılanmasını anlattığı “OOOO Kitap”ıyla gündeme oturmuştu. Kitabın peşine düşen Emniyet içindeki cemaat yapılanması, yargıdaki ilişkileri sayesinde, Ahmet’i, Odatv ile birlikte ta Ergenekon’a da bağlayan uyduruk ilişkiler kumpası kurmuş, kitabı yasaklattığı gibi Ahmet’i de içeri tıkmıştı! Kitap yasaklamak! Şüphesiz buna kalkışanlar kamuoyunun toplu direnişi ile ağızlarının payını aldılar ama Ahmet’i de aylarca içeride yatırdılar. Bunun tek adı var: İntikam.. Bugün gerçi Soner Yalçın hâlâ tutuklu bu kötü ünlü davadan... Ama Odatv bugün için artık kurabilecekleri en son kumpastı... Bu tür bir zırvalığa kalkışacak bir cemaat yapılanmasından geriye hangi artıklar kaldı bilmiyorum ama onların böyle bir şeye kalkıştıklarınakalkışacaklarına da bin pişman olduklarını düşünüyorum. Sırtlarındaki bu davayı temizlemeleri çok zor, onları hayaletleri gibi izleyecek! Cemaatçiler bile devletin yeni sahipliğinden düşmek üzereler neredeyse! Ahmet, Bu Yazılar Unutulur mu başlığı altında, Nazlı Ilıcak, Emre Aköz, Emre Uslu, Nuh Gönültaş, Orhan Miroğlu, Mehmet Kamış, Ergun Babahan, Adem Yavuz Arslan, Mehmet Baransu, Nagehan Alçı, Etyen Mahçupyan gibi cemaat ve iktidar kalemlerinin Ahmet Şık ve dava üzerine yazdıklarını da kendi kalemleriyle anıyor. Şüphesiz kurulan komplonun kamuoyunu inandırma görevini üstlenenlerin ve yargısız infaza kalkanların bir şekilde kitapta anılması, belleklere kazınması için de yararlı olmuş! ??? Ahmet, Pusu kitabında çok önemli bir belge açıklıyor. Cemaatin o zamanlar poliste nasıl çalıştığını gözler önüne seren bir belge. Daha doğrusu çevik kuvvet polisi içinde uzun bir fişleme! Çizelge yapmışlar, polisin adı, neyi sevdiği, cemaate yakınlığı uzaklığı, neler okuduğu, kendisiyle nasıl ilişki kurulması gerektiği, neye ihtiyacı olduğu.. her şey kayıt altında, üstelik iki ayrı fişleme halinde: “Fişleme yapılan polislerin cemaatle ilişkisinin 1’den 5’e kadar derecelendirildiği belgede kaydı tutulan kişinin kimlik bilgileri ve telefon numaralarına da yer verilmişti” diyor Ahmet ve fişlere yazılanlar arasında şunları sıralıyor: “Bizi bilir, sever ama eşi de polis olduğu için vakit bulamadığını söyleyerek kaytarır; ev ziyareti yapılsın; 10 TL himmeti var, namaz kılar, dersleri takip eder; oruç tutmaz, bizimle ilgili fikri yok; cumalara gitmez, ağzı bozuk, kızıyla ablalar ilgileniyor; eşi bir arkadaş, tedbir konusunda zaafı var..” Pusu, yaşadığımız günlerin Allahsızlığının, vicdansızlığının çırılçıplak çıplak anlatısı.. Postacı Yayınevi’nden edinin.. ??? Pusu, dün askeri mahkemede duruşması yapılan, “zincirleme olarak memuriyet görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle Askeri Yargıtay’da duruşması olan Albay Zeki Üçok’a kurulan büyük komplonun da adıydı aynı zamanda.. Zeki Üçok olayını yazmıştım, bu da aslında Ahmet Şık’ın meşhur ettiği “cemaate dokunan yanar” sloganının Zeki Üçok’a uygulanış biçimiydi.. Zeki Üçok ordu içinde, TSK içinde planlı, üstelik gizli örgüt çalışmaları sürdüren kişileri suçustü yakalamış ve haklarında soruşturma açmıştı. Dün Askeri Mahkeme’de “Ben Fethullah Gülen Cemaatine mensup bazı sivil şahısların, TSK’de bazı personel hakkında bilgiler toplattığını ve TSK personelini fişlediğini tespit ettim” diye savunma yaptı: “Ben askeri savcı olarak Karargâh Evleri ve Işık Evleri soruşturmasını yürüten ve ilk defa Işık Evleri’nde yetiştirilerek ağabeylerinin tavsiyesi ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne girdiklerini söyleyen üç astsubayın, kendi iradeleri ile.. kendi cemaatleri mensubu olan Ali Balta, Orhan Güleç ve İsmail Dağ’ı kullanarak, TSK’de bazı personel hakkında Alevi Sünni, namaz kılanlar kılmayanlar, kadın ve kumar düşkünü gibi bilgiler toplattığını ve TSK personelini fişlediğini tespit ettim.” Bu saptamalardan sonra, Zeki Üçok’un başına örülmek istenen “sivil ağlar”ın inanılmaz öyküsüdür bu dava.. Üçok, hipnoz ile uyutarak sanıklardan yalan yanlış bilgi edinmekle bile suçlanmıştır! Kumpas ve kumpasçılar, bugün çok büyük bir açmazda.. Türkiye nerelerden geçiyor, hey, haberiniz var mı! Umut Kitabevi’nin sahibi Seferi Yılmaz. Kürtçe enstitülü vakıf üniversitesi Öte yandan TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda da Diyarbakır’da Selahaddin Eyyubi Üniversitesi adında bir üniversite kurulmasını öngören tasarıda yapılan değişiklikle üniversite bünyesinde Kırmançi, Zazaca gibi Kürtçe lehçelerin araştırılacağı bir enstitünün kurulması da benimsendi. Böylece ilk kez bir vakıf üniversitesine Kürtçe enstitünün kurulması kararlaştırıldı. ‘Tanırım iyi çocuktur’ Şemdinli soruşturmasını yürüten dönemin Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’nın hazırladığı iddianamede dönemin sıralı komutanları suçlanmış, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt, “Tanırım, iyi çocuktur” açıklaması nedeniyle yargıyı etkilemekle suçlanmıştı. Büyükanıt’ı suçladığı gerekçesiyle soruşturulan Sarıkaya meslekten ihraç edilmiş, ancak anayasa değişikliğiyle oluşturulan yeni HSYK tarafından yeniden göreve atanmıştı. AİHM’YE AÇTIĞI DAVAYI KAZANDI AMA... Devlet tazminatı ödemedi MAHMUT ORAL DİYARBAKIR KCK Ana Davası’nın tutuklu sanıklarından Azadiya Welat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayyip Temel’in cezaevinden yazdığı habere göre Orgeneral Bahtiyar Aydın suikastıyla ilgili yargılanan ve beraat eden 74 yaşındaki Mehmet Emin Özkan’ın köyünün yakılması nedeniyle AİHM’den kazandığı tazminata devlet el koydu. Mehmet Emin Özkan, 1996’da yaşadığı Lice’ye bağlı Yolaçtı köyünün yakılması üzerine ailesiyle birlikte Mersin’e göç etti. Orgeneral Bahtiyar Aydın suikastıyla ilgili tutuklanan Özkan, Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde uzun süren yargılamanın ardından bu suçtan beraat etti. Ancak Özkan, dosyadaki başka suçlamalar nedeniyle ömür boyu hapse mahkum oldu. Özkan, yakılan köyü ve evi için Türkiye aleyhine AİHM’de açtığı tazminat davasını kazandı. Ancak devlet Özkan’ın tazminatını ödemedi. 16 yıldır cezaevinde bulunan ve 74 yaşında olan Özkan, gördüğü işkenceler nedeniyle kalp, prostat, KOAH, hipertansiyon ve aort yetersizliği gibi birçok hastalıkla boğuşuyor. Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun, Bahtiyar Aydın cinayeti ve Lice’nin yakılması olaylarını araştırmasını isteyen Özkan, “İstenirse bana yöneltilen suçlamalardan tutalım, başıma örülen çoraplarla ilgili tüm bildiklerimi Meclis Araştırma Komisyonu’na anlatabilirim. Bu olayların yeniden araştırılmasını istiyorum. Dosya yeniden açılsın. Yeniden yargılama yapılsın” dedi. Öğrenciler saldırıdan kıl payı kurtuldu Tunceli ve Ağrı’da operasyon TUNCELİ/ AĞRI (Cumhuriyet) Tunceli’de 25 Eylül’de 6 asker ile 1 sivilin şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren ve eylem hazırlığında olan terörist grubun yeri belirlenince operasyon başlatıldı. Zerguat Ormanları, Arman köyü ile Çılga köyünün dağlık alanında yoğunlaşan operasyonu 7 şehitli saldırıdan saniyelerle kurtulan 4. Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Metin Akkaya yönetti. Bölgeye helikopterlerle özel eğitimli birlikler indirildi. Teröristlerin Zerguvat bölgesinde kurduğu 2 ayrı bombalı tuzak imha edildi. Teröristlerle sık sık sıcak temas sağlanırken, helikopterlerle bu alanlar bombalandı. TunceliHozat karayolu da çatışma nedeniyle kapatıldı. Teröristler, Ağrı Dağı’ndaki Korhan yaylasında bulunan Jandarma Karakolu’na zırhlı araçla erzak götüren askerlerin geçiş güzergâhına bomba döşedi. Jammer’lar devreye girince bombayı patlatamayan teröristler, roketatar ve uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Askerler de teröristlere anında karşılık verince çatışma çıktı. Kaçan teröristlerin etkisiz hale getirilmesi için operasyon başlatıldı. SİİRT (Cumhuriyet) Siirt’in Eruh ilçesi Dağdöşü köyündeki Jandarma Tabur Komutanlığı’na PKK’li teröristler dün öğle saatlerinde roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırdı. PKK’lilerin attığı bir roketatar mermisi tabur ile ilköğretim okulunun arasına düşüp patladı. Büyük panik yaşayan öğrenciler, öğretmen lojmanlarına alındı. Yaklaşık 30 dakika süren çatışma sırasında teröristlerden bir kısmı köy içine kaçarak yoğun ateş altından kurtulmaya çalıştı. Çatışma zaman zaman köy içinde de sürdü. PKK’liler daha sonra ormanlık alana kaçtı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle