19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 EKİM 2012 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Darbe Komisyonu 28 Şubat sürecinin TOBB ve TÜSİAD başkanlarını dinledi ‘Kavga bizi tedirgin etti’ ALEVİ AİLEYE BİR DAVA DAHA Bu Cinayeti Hemen Durdurun! Görünürde Beyoğlu Belediyesi’ne bağlı iş makineleri, adı İstanbul ile birlikte anılan sembollerden ünlü Taksim Alanı’na girmek için gün sayıyor. Beş gün sonra, en güçlü olasılıkla önümüzdeki pazar günü, o alanda yeni yollar, tüneller açmak amacıyla tam gaz çalışmaya başlayacaklar. Tarihi alan ve ona bağlı İnönü Gezisi’nin altı üstüne gelecek. Dünkü Taraf gazetesinde, tarihi alanı altüst edecek o kazmanın bir cinayet haberi olduğunu anlatan Serkan Ayazoğlu’nun röportajını okurken göz pınarlarımda bir hareketlilik oldu. Ta eskilere İstanbul’a ayak bastığım 40’lı yıllara dönüş yaptım. Adı geçen belediye, sözde yayalaştırma adı ile aslında bu güzelim alanı insansızlaştıracak bir proje için düğmeye basıyor. Tabii arkasında yine görünüşte büyükşehir belediyesi var ama cinayetin asıl faili, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı yani Erdoğan! Daha üç gün önce, Ataköy’de yeni arıtma tesislerini açarken belediyecilik yaptığı o dönemdeki siyasi iktidarın kendisinin elini bağladığından şikâyet ediyordu ya! Şimdi sadece başbakan değil tüm kentlerin de belediye başkanı. Ülkenin tek adamı olarak “astığı astık, kestiği kestik” türünden icraatlarını 10 yıldır izlediğimiz siyasi muhteris. Serkan Ayazoğlu’nun haberröportajını okumuş olmasam da, bugünkü Düzyazı’yı, Taksim’de işlenmek üzere olan o cinayetten okurlarımı, dolayısıyla kamuoyunu haberli kılmaya ayıracaktım. Ne ki sözünü ettiğim dünkü haberde yer almış olan bir dizi ünlü kentsever, cinayetten sonra artık otopsi bile yapılmasına gerek kalmayan kadavranın defin raporundan bölümler aktarıyordu. Örneğin Atilla Dorsay, projeyi tam bir rezalet olarak tanımlarken “Meydanları trafikten arındırarak adam etmeye çalışmak çok geride kalmış bir yöntemdir” diyor ve “böyle bir yöntem olsaydı Paris’in Etoille, Concorde, Londra’nın Trafalgar alanları için de çoktan benzer uygulamalara başvurulmuş olacağını” anımsatıyordu. Hilmi Yavuz, büyük meydanların taşıt trafiğine kapalı, yayalara açık olması gerektiğini söylerken, Lale Mansur alanda sayıları azalmış ağaçların da kesilmek için işaretlendiğini duyurmak istiyordu. Mehmet Bekaroğlu’na göre asıl amaç birilerine yeni rantlar sağlamaktı. Bir dizi İstanbullunun, farklı anlatımları alanın yeşil dokusunun betona dönüşeceği ve meydanın anlamını yitireceği gibi bir tümce içinde özetlenebilecek kuşkuları içeriyor. “Ya sen?” diye beni sorgulayacak olanlara, Taraf’ın sözünü ettiğim haberinde açıklanan tüm görüşlerin yanı sıra ilk kez 10 Mayıs 1950’de aziz İsmet İnönü’nün tarihi seçim mitingini izlemek için genç bir muhabir olarak Gezi’ye konulmuş kürsüden baktığım alanı ortadan kaldıracak bu kent cinayeti için İstanbulluların seslerini yükseltmelerini öğütlüyorum. Siyasi partilerin seçim mitinglerinin yapıldığı, 1 Mayıslarda gerçekleştirilen emek bayramlarında yığınların toplandığı alan elimizden alınıyor. Sıraserviler’den, Şişli’den İstiklal Caddesi’nden, Ayazpaşa’dan Taksim’e akan halk yürüyüşlerinin önlerine beton setler kurulmak isteniyor! Halkın sesinden ürkenler bu tür toplantıları ulaşılması çok zor ve uzak alanlara taşımak için gerçekleştiriyorlar yeni Taksim projesini! Böyle bir kent cinayeti Batı Avrupa’nın herhangi bir kentinde işlenmeye kalkışılsa; o kentin hemşerileri belediye başkanlarının yakasına yapışır ve “Bize sordunuz mu?” diye haykırır. Halkoylaması isterler. Hemşerilerine danışmayan belediye başkanlarına “Biz adam değil miyiz?” diye sorgu sual ederler. ??? Not: Cumhuriyet okurları dünkü gazetemizde aynı konuyu ele alan Bedri Baykam’ın yazdıklarını, elbette okudukları için yazıda genç kapı yoldaşımdan bahsetme gereğini duymadım. ‘Dil sürçmesi’ne 15 yıl hapis istemi SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü beldesinde ramazan davulcusuyla tartıştıkları için linç edilmek istenen Alevi Evli ailesinden Hüseyin Hasan Evli hakkında, ifadesi alınırken dil sürçmesi sonucu olay tarihini yanlış söyleyince “Suç uydurmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. 28 Temmuz’da yaşanan olayın ardından gözaltına alınan davulcu Mustafa Evşi ile Evli ailesinin oğlu Servet Evli hakkında dava açılmıştı. Hüseyin Hasan Evli hakkında ise ikinci bir dava açıldı. Olayla ilgili savcıya ifade veren Hasan Hüseyin Evli, dil sürçmesi sonucu olayın 2425 Temmuz tarihlerinde meydana geldiği söyledi. Savcı, jandarmadan gelen “söz konusu tarihte böyle bir olay olmamaştır” yazısı üzerine Evli hakkında “suç uydurmak” gerekçesiyle 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Evli ailesinin avukatı Ali Hamamcı, olaya şaşırdıklarını belirterek “Basit bir gün yanılması yaşanmış. Davaya anlam veremedik” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 28 Şubat sürecinde TOBB Başkanı olan Fuat Miras, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan ile Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller arasında “koltuk kavgası” yaşandığını, buna karşı askerin de hükümete baskı yapmaya başladığını söyledi. 28 Şubat Alt Komisyonu’na açıklamalarda bulunan Miras, TOBB’nin hiçbir zaman ihtilale ‘evet’ demediğini, aksine karşı geldiğini ve bunu da kamuoyuyla paylaştığını belirtti. Miras, 28 Şubat sürecinde Erbakan ve Çiller arasında ‘koltuk kavgası’ yaşandığını, buna karşın askerin de hükümete baskı yapmaya başladığını söyledi. Miras, “TOBB olarak, buna (ihtilale) karşı çıktık. 5 sivil toplum örgütüyle bir araya geldik ve ihtilale karşı olduğumuzu, sorunun TBMM’de çözülmesi gerektiğini açıkladık. Biz halkımıza destek verdik. ‘Böyle bir şeyin içine girmeyin, zaman içinde halledilecektir’ dedik. Nitekim o zaman içinde yapılan toplantılara da KAYHAN: BRİFİNG İSTEĞİ ASKER TARAFINDAN GELDİ Dönemin TÜSİAD Başkanı Muharrem Kayhan, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı’nda verdikleri brifingle ilgili soruları yanıtladı. Brifing isteğinin askerden geldiğini ve bir vergi kanunu tasarısına ilişkin sunum yaptıklarını anımsatan Kayhan, “Demokratikleşme ve sivilleşme yönünde çalışmalara imza atan bir kuruluş olarak askerle farklı amaçlara hizmet eden bir işbirliği içinde bulunmalarının düşünülemeyeceğini” söyledi. Komisyon Başkanı Nimet Baş’ın, “Ekonomiyle ilgisi olmayan kuvvet komutanlarının sizden brifing istemesi demokratik bir ülkede doğal mıdır” sorusuna Kayhan, “Bugüne kadar olmadı. Buna katılıyorum. Doğal değil” şeklinde yanıt verdi. Kayhan, “Bugün bunu yapar mıydınız” sorusuna, “Yapmazdım” yanıtını verdi. ‘Sokaklara çıkmadık’ ALMANYA’DA PROTOKOL KRİZİ Mehmet Görmez aranmak istendi Dış Haberler Servisi Almanya’da resmi temaslarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve beraberindeki heyet Düsseldorf Havalimanı’nda aranmak istendi. Almanya’daki temaslarını tamamlayarak Ankara’ya dönmek için Düsseldorf Havalimanı’na gelen Görmez ve beraberindeki heyet VIP’ye geçişi sırasında Alman polisi tarafından aranmak istendi. Alman polisinin arama konusunda ısrar etmesi, Görmez ve heyetini aramadan VIP’ye almayacağını bildirmesi üzerine kriz yaşandı. Düsseldorf Başkonsolosu Fırat Sunel’in devreye girmesi üzerine sadece Görmez üzeri aranmadan içeri alınırken beraberindeki tüm heyet tek tek arandı. Arama heyette rahatsızlık yarattı. vet edilmeme rağmen gitmedim” dedi. Miras, “Genelkurmay neden sizi ‘silahsız kuvvetler’ olarak gördü” sorusuna, “Bizi 5 kişilik çete olarak gören de var, öyle gören de var. Öyle bir şey ortaya attılar ki 5’li çete olarak ne yaptık?” karşılığını verdi. Miras, AKP Milletvekili Yaşar Karayel’in, “Sokaklara çıktınız” sözlerine de, “Sokaklara çıkmadık, toplantı yaptık” yanıtını verdi. Miras, sivil toplum örgütlerinin o dönemde Türkiye için ‘iyi olanı yapabilmek için bir araya geldiklerini’ vurguladı. AKP Milletvekili Feyzullah Kıyıklık’ın, “Refahyol hükümeti, yapılmaması gereken neyi yaptı?” sorusuna, Miras, Sincan’daki Kudüs gecesi ile Başbakanlık konutunda tarikat liderlerine ve ‘Gezmiş 1015 yıl alırdı’ rilen yemeği saydı. Miras, 28 Şubat’ta hükümetin istifasının istenmesinin, askere destek için değil, Erbakan ve Çiller arasındaki ‘koltuk kavgası’ndan tedirgin olmalarından kaynaklandığını dile getirdi. “Cuma gününe kadar istifa gelmezse, pazar günü asker zili çalacak” yönünde sözler edildiğini kaydeden Miras, “Askerin, Sincan’da yürümesi üzerine korktuk. Asker ihtilal yapacak, millet perişan olacak diye korktuk” dedi. savunan Asma, Deniz Gezmiş’in bugün yargılanması durumunda 1015 yıl ceza alabileceğini iddia etti. Komisyonda konuşan, eski TESK Başkanı Derviş Günday ise “Asker kökenli olmama rağmen askerle ilişkim olmadı” ifadelerini kullanırken CHP Milletvekili Mehmet Şeker’in, 28 Şubat’a ilişkin sorusu üzerine “Olayların arkasında ABD’nin olduğunu düşünüyorum” dedi. ‘Çiller iknaya çalışıldı’ TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının da avukatlığını yapan Türkan Asma’yı dinledi. 28 Şubat’ta diğer darbeler gibi faşizm olmadığını Soruları yanıtlayan eski Hakİş Konfederasyonu Başkanı ve AKP Çorum Milletvekili Salim Uslu, 4 Şubat 1997’de Hilton Otel’inde düzenlenen toplantıya Tansu Çiller’in davet edilerek hükümeti bozmaya ikna edilmeye çalışıldığını ifade etti. ‘Yemekhanede boykot var’ İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörlüğü tarafından yemekhane ücretlerine yapılan yüzde 85’lik zam öğrenciler tarafından protesto edildi. Dün Beyazıt’taki üniversite içerisinde toplanarak “Bu yemekhanede boykot var” pankartı açan öğrenciler, ana giriş kapısına kadar yürüdü. Dışarıda bir süre oturma eylemi yapan öğrencilere, Avcılar Kampusu’ndan gelen öğrenciler de destek oldu. Açıklamayı okuyan Didem Köseoğlu, “Rektörlük bizi muhatap alana kadar, zamlar geri alınana kadar, okulun altyapı sorunları düzeltilene kadar da sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz” dedi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ERGENEKON DAVASI Güney ve Oğuztan’ı sorgulayanlar dinlendi HATİCE TUNCER Ergenekon davasının 242. duruşmasında, 2001’de oto sahteciliğinden gözaltına alınan firari şüpheli Tuncay Güney ve tutuksuz sanık Ümit Oğuztan’ın sorgusunda bulunan İstanbul Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Kemal Karademir dinlendi. Karademir, sorguda istihbaratçıların da bulunduğunu söyledi. Eski şube müdürü tutuksuz sanık Adil Serdar Saçan, kendisi hakkında, “Tuncay Güney ile yapılan mülakatın ardından dosyayı kapattı” şeklinde suçlamalar bulunduğunu belirterek Karademir’e böyle bir gözlemi olup olmadığını sordu. Karademir,“Saçan ile 6 yıl çalıştım. Böyle bir davranışını görmedim” dedi. Sorular üzerine Karademir, Saçan’ın Organize Şuçlar Şube Müdürü olduğu dönemde Sedat Peker’e 12 kez operasyon yaptıklarını ifade ederek “Peker’i kayırma şeklinde bir tavır görmedim. Saçan, ‘İstanbul’da mafya bitti mi de rahat davranıyorsunuz’ diye serzenişte bulunuyordu” diye konuştu. Karademir, Saçan’ın emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ten korkarak soruşturmayı kapattığı iddialarına ilişkin de “Tanık olmadım” dedi. Organize Şube’de kendisine işkence yapıldığını belirten sanık Oğuztan şunları anlattı: “Gözaltında olduğum süre boyunca hastaneye sağlık raporu için gece geç saatlerde götürüldüm. Yanımdaki 2 polis ‘Sesini çıkarma’ diyordu. Yanımızda gelen 3. polis de içeri girerek sağlık raporu alıp çıkıyordu, ben doktora görünmüyordum” diye konuştu. Başbuğ’un avukatı: İnternet Andıcı suç belgesine dönüştürülmeye çalışılıyor ‘Suç unsuru yok’ İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında İnternet Andıcı dosyasından tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer, “İnternet Andıcı bir suç unsuru taşımamaktadır. Eğer söz konusu andıçta bir suç unsuru görülseydi, soruşturma emrinin verilmesinde de tereddüt edilmezdi” dedi. İnternet Andıcı’nın hazırlandığı Bilgi Destek Dairesi’nin bağlı olduğu Harekât Dairesi Başkanlığı görevinde bulunan emekli Korgeneral Mehmet Eröz’ün önceki günkü açıklamaları üzerine Başbuğ’un avukatı Sezer yazılı bir basın açıklaması yaptı. Eröz’ün “İnternet Andıcı ve yeni sitelerin kurulması Sayın Genelkurmay Başkanımızdan habersiz yapılan işler değildir” şeklindeki açıklamalarına ilişkin olarak İlkay Sezer, “Müvekkilimiz emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığı ilk günlerde, Bilgi Destek Dairesi’nin bir süreç içerisinde lağvedilmesi direktifini vermiştir” dedi. Sezer, açıklamasında şu konuların altını çizdi: “Bu kapsamda, kamuoyunu bilgilendirmek için, terörle mücadeleye öncelik verilerek ‘terör örgütleri’ ve ‘laiklik karşıtı hareketler’ dahil olmak üzere dört alanda internet faaliyetinin, Genelkurmay Karargâhı içindeki diğer birimlerde yürütülmesi düşünüldü. Bilgi Destek Dairesi’nin lağvedilmesine ilişkin çalışmalar bir süre devam etmiş, bu kapsamda bu daireye ait dört bilgi destek taburundan ikisi öncelikle, daire ise 11 Ağustos 2009 tarihinde lağvedilmiştir.” Avukat Sezer, “4 Şubat 2009 tarihinde bir gazetede 30 Ağustos 2008 tarihinden önce kurulmuş ve işletilmekte olan internet siteleri isimlerinin yer alması üzerine, bu ‘Siteler kapatıldı’ sitelerin 5651 sayılı yasadaki şekil şartlarına uygun olmadığı görülünce, bu sitelerin tüm faaliyetlerine hemen son verilmiştir. 4 Şubat 2009 tarihinden 30 Ağustos 2010 tarihine kadar olan süreçte Genelkurmay Başkanlığı’nın, resmi web sitesi hariç işletmekte olduğu başka internet sitesi bulunmamaktadır” dedi. Sezer açıklamasını şöyle tamamladı: “İnternet Andıcı bir suç unsuru taşımamaktadır. Ancak, varsayımlar üzerinden bu andıca suç unsuru yüklenilmeye gayret edilmekte ve ‘İnternet Andıcı’ adeta bir suç belgesine dönüştürülmeye çalışılmaktadır.” Yazıişleri Müdürümüz 1960 … MEHMET TİMUÇİN SUCU’yu Aramızdan ayrılışının 3. yılında özlemle anıyoruz. MEHMET TİMUÇİN SUCU Fırat Can Canan C MY B ÖZLEDİK… CÇalışanları C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle