19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2012 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Deniz’leri anmak, halay çekmek suç BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP Gaziantep’teki Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anma etkinliğine katılan Emeğe Ezgi grubu üyelerinin de aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında “örgüt adına suç işlemek” ve “örgüt propagandası yapma” suçlamasıyla dava açıldı. İddianamede halay çekmek ve su istemek bile “örgütsel faaliyet ve tavır” olarak kabul edildi. Gaziantep’te 6 Mayıs’ta 68 kuşağının devrimci liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anmak için toplantı düzenlendi. Etkinlik nedeniyle Ayışığı Sanat Merkezi’nde faaliyet gösteren Emeğe Ezgi adlı müzik grubu üyeleri Emrah Ceyran ile Sinan Koçum’un da aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede halay çekmek ve şarkı söylemek “örgütsel faaliyet”, su ve şeker istemek ise “örgütsel tavır takınma” olarak değerlendirildi. Yazılı açıklama yapan Koçum, “Hazırlanan iddianamede etkinliğe katılan insanların halay çekmesi ve şarkılar söylemesi dahi suç olarak gösterilmiştir. Böyle bir yargılama ile yapılmak istenen, sadece ve sadece, Denizleşmek isteyen insanları korkutmak, Emeğe Ezgi üyelerini ibreti âlem için cezalandırıp ‘Bakın, sizin sonunuz da bunlar gibi olur’ diyebilmektir. Açılan bu davayı da bir madalya olarak alıp göğsümüze taktık” ifadesini kullandı. 3 Ekim’de Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan davanın ilk duruşması 12 Aralık’a ertelendi. Akıllı Tüfek! Tezkere AKP ve onun destek gücü MHP’nin oylarıyla kabul edilince genel kanı odur ki, Türkiye büyük bir caydırıcılık kazandı. Kimi caydırıyoruz? Esad rejimini. Nereden caydırıyoruz? Türkiye’ye saldırıdan. Böyle bir saldırı hazırlığı var mı? Akçakale’ye düşen topları görmüyor musun? Ama münafık bir aklın açıkta kalan soruları var. En başta geleni şöyledir: Bu Esad aptal mıdır ki, muhaliflerle kıyasıya bir savaşa tutuşmuşken, onları desteklediği apaçık ortada olan bir ülkeye, sınır komşusuna saldırsın. Diyelim ki aptaldır, diyelim ki çılgındır, gözü karadır, diyelim ki bilinçli bir şekilde komşu kasabayı top ateşine tutmaktadır; peki, bir savaşta bile savaş hukuku gereği büyük bir suç oluşturan sivilleri hedef alması aptallığı kapsamında mıdır? Herkes de biliyor ki, Esad aptal değildir. Yine herkes biliyor ki, Esad iddia edildiği gibi ülkesinin yüzde 40’ını değil, sınıra kadar olan bölümünü denetimi altında tutmaktadır. Bu o kadar öyledir ki, çatışmalar daha çok sınır bölgesinde gerçekleşmekte, Şam, Halep gibi şehirlerde ise yalnızca Türkiye’de yakından bildiğimiz patlamalar, canlı bomba eylemleri gerçekleşebilmektedir. ??? Bu gerçekleri bilenler yalnızca Batı kaynakları ve medyası değildir. AKP hükümeti, Dışişleri camiası da bu durumu hiç kuşkusuz biliyor ve değerlendiriyordur. Peki, tezkere neyin nesidir öyleyse? Ciddiye alınması gereken iddia odur ki, tezkere, yanlış politikalardan vazgeçebilmenin, kaçınılmaz soldan çark manevrası olarak düşünülmüş ve uygulamaya konulmuştur. Ama tehlikelidir aynı zamanda. Çehov’un dediği gibi, “Sahnede duvara bir tüfek asılmışsa, oyunun sonunda o tüfek mutlaka patlar.” ??? İşte bu nedenle tehlike büyüktür. Bu nedenle savaşa karşı çıkanların, sokaklarda büyümeleri önemlidir. İşte bu nedenle atılan adımların gözden geçirilmesi için çaba göstermek, savaşçılığın cazibesine kapılmadan yazı yazmaya gayret etmek gereklidir. Durumun gerçekten de politikada yanlışları düzeltmek için atılmış bir adım olduğuna inanmak ne iyi olurdu. Belki de gerçekten yanlış politikalardan vazgeçmek isteyenler az değildir. Ama kafaların karışık olduğu da kesindir. Bir örnek ister misiniz? ??? Muvazzaflığı sırasında herhalde militer duygularını tatmin edemediği için olsa gerek, Suriye meselesinde pek coşkulu açıklamalar yapan emekli general milletvekili Şirin Ünal Beyefendi’nin pek ilginç düşünceleri var örneğin. Şirin Bey, “Terörün çözülemeyeceğini, Batı’nın onları özgürlük savaşçısı olarak gördüğünü, BDP’lilerin hain olup Meclis’ten atılmaları gerektiğini ve Suriye ile savaş, eğer bu kötü ihtimal gerçekleşirse, Şam ne kelime delip geçileceğini hatta Golan’a kadar gidilebileceğini” söylemektedir (Akşam gazetesi; Hakkı Kurban söyleşisi, 9 Ekim) ??? Bana sorarsanız, Şirin Bey duvara asılı tüfektir. Oyunun bir yerinde patlayacaktır. Halka unutturulmaya çalışılan gerçeklere ne olacaktır peki o zaman? Onları gizlemek o kadar zor ki, Şirin Bey bile bu macerada Batı tarafından yalnız bırakılmanın öfkesiyle gözünü kapatamıyor gerçeklere. Sevdim ben Şirin Bey’in gerçekçiliğini. Herkes de bilsin isterim. Gerekirse giriyor, bayrağı Şam’a dikiyor, isyancıları yönetime getiriyor sonra artık üç ay mı olur altı ay mı, dönüp geliyor. Duvara asılması gereken sözleri ise şöyledir: “ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi sömürgecilikten nemalanan ülkeler, orada doğalgaz, petrol olsaydı, çoktan işgal etmişlerdi. Böyle bir kaynak olmadığı için, sorunun bizim üzerimizden çözülmesi onların da işine gelir.” Akıllı bir tüfektir Şirin Bey nereden baksanız! Akıllı ama tehlikeli... DURUŞMA BAŞLAMADAN BİTTİ Sakık, Çiller’e ‘size işlerini bitirin emrini kim verdi’ diye soracağını söyledi KCK davasında Öcalan protestosu MAHMUT ORAL O soruyu soracak AYŞE SAYIN DİYARBAKIR BDP’li milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları, STK temsilcileri ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 175 sanıklı KCK ana davasında, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıldönümü nedeniyle sanıklar alkışlı protesto eyleminde bulununca duruşma başlamadan bitti. Eski DEP Milletvekili Hatip Dicle ile milletvekilleri Selma Irmak ve Kemal Aktaş’ın aralarında bulunduğu 110’u tutuklu 175 sanıklı KCK ana davasının 61. oturumu dün protestolara sahne oldu. Duruşmada diğer sanıklar terör örgütü lideri Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasını alkışlarla protesto etti. Sanıklar adına söz alan Bayram Altun, Öcalan’dan “Önderliğimiz” olarak söz etti. Heyet başkanı, Altun’a “Bu konuşmayı kendi adınıza mı, yoksa sanıklar adına mı yapıyorsunuz?” diye sordu. Altun ise tüm sanıklar adına açıklama yaptığını söyleyince mikrofonu kapatıldı. Ardından sanıklar hep birlikte ayağa kalkıp protesto gösterisi düzenledi. Sanıklar hakkında tutanak tutan ve salonu boşalttıran mahkeme heyeti, duruşmayı perşembe gününe erteledi. ANKARA BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, DEP milletvekili olduğu 2 Mart 1994’te dokunulmazlıklarının kaldırılarak, cezaevine gönderilmelerinin hesabını 7 Kasım’da Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gelecek olan dönemin Başbakanı Tansu Çiller’den soracağını açıkladı. Sakık, oğlu Sedar Sakık’ın yaşamını yitirmesi nedeniyle başsağlığı için kendisini de arayan Çiller’e Komisyon’da “Size ‘işlerini bitirin’ emrini kim verdi” diye soracağını söyledi. BDP’li Sakık, Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun görev alanına, askeri darbeler ve 28 Şubat dahil edilmesine karşın 2 Mart 1994’deki “DEP depremi”nin gündeme getirilmemesini eleştirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, BDP’yi “dışlayıp, yok saydığını” ve “dokunulmazlık” tehdidinde bulunduğuna dikkat çeken Sakık, aynı süreci 1994’te “Tansu ÇillerDoğan Güreş” ekibinin kendilerine yaşattığını söyledi. Komisyonun 12 Eylül askeri darbesi ile ucu şimdiki “AKP yöneticilerine” dokunan 28 Şubat, 27 Nisan süreçlerini araştırırken Kürtlerin bu konuda da “yok sayıldığını” belirten Sakık, şunları söyledi: “Peki 2 Mart’ta (1994) ne oldu kardeşim? Dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasına 3 kez katıldım, dokunulmazlığımın kaldırılmasına gerek yok, dosyada sadece ön sayfada ismim var. Ama ilahlar emretmişti, askerler benim dokunulmazlığımın kaldırılmasına karar vermişti. Gittik tutuklandık, ailelerimiz, halkımız çok acı çekti.” Türkiye’nin bugün yaşadığı sıkıntıların 1994’te yaşananların yansımasından kaynaklandığını ileri süren Sakık, bugün AKP hükümetinin de aynı yöntemi izlediğini söyledi. 2 Mart 1994’teki DEP olayının da bir “sivil darbe” olduğunu belirten Sakık, kendisinin de mağdurlardan biri olduğunu ifade etti. Türkiye’de toplumsal barışın sağlanması için bir “yüzleşme” sürecinin yaşanması gerektiğini kaydeden Sakık, Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun araştırma alanına DEP sürecinin dahil edilmesinin bunun bir adımı olacağına işaret etti. Ancak AKP’nin geçmişteki politikaların izinden gittiğini ifade eden Sakık, “Hâlâ burada biz yoksak, 2 Mart darbesi tartışılmıyorsa, konuşulmuyorsa bu komisyonun bir esprisi yoktur. Milletvekilleri gidip orada soru soramıyorlar. Bu nasıl bir komisyon?” görüşünü dile getirdi. ‘Beni susturamayacaklar’ Komisyonun 7 Kasım’da Çiller’i davet ettiğini anımsatan Sakık, komisyon dışındaki üyelere söz verilmemesine rağmen, kendisinin girip Çiller’e soru soracağını açıkladı. “Ben geleceğim, hiç kimse beni susturamayacak, ne komisyon, ne içtüzük beni susturamayacak” diyen Sakık, Tansu Çiller’e, “DEP’lilerin işini bitirme emrini kim verdi?” sorusunu yönelteceğini söyledi. KCK’DE İKİ KİŞİ TAHLİYE EDİLDİ ‘Yargı yürütmeye ışık olmalı’ İstanbul Haber Servisi İstanbul’da açılan KCK davasının sanık avukatlarından Ercan Kanar, “AKP, Kürtçe savunmanın önündeki engellerin kaldırılacağını açıklıyor. Mahkemeler, ellerinde hukuki anahtar olduğu halde anadilde savunma talebini karşılamadı. AKP, takıyye yapsa bile yargı yürütmenin gerisinde kalmamalı; yargı, yürütmeye ışık olmalı” dedi. PKK’nin üst yapılanması olduğu iddiasıyla İstanbul’da açılan 124’ü tutuklu 205 sanıklı 1. KCK davasına dün devam edildi. Silivri’de görülen davanın 14. duruşmasında avukatların talepleri alındı. Tüm sanıkların avukatı olduğunu ifade eden Kanar, “Bu davada yargılanması gereken Kürt sorununun çözümü için mücadele edenler değil, çözüm üretmeyenlerdir” diye konuştu. Avukat Baran Doğan ise müvekkillerinin bir kısmının hasta, bir kısmının açlık grevinde olduğunun altını çizerek tahliye talebinde bulundu. Savcı Hüseyin Kaplan, avukatlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ali Alçık, saat 17.30 sıralarında mahkemenin ara kararlarını açıkladı. Mahkeme, tutuklu sanıklar Mehmet Keleşoğlu ve Zülküf Akay’ın tahliyesine, 122 tutuklu sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Savcının bazı avukatlar hakkındaki suç duyurusu talebi ise duruşma tutanakları incelendikten sonra karara bağlacak. TUTUKLU ÖĞRENCİLERE DESTEK Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi, 20122013 yeni ders yılını hapishanelerde karşılayan 700’den fazla öğrenci için Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampusu’nda temsili yeni ders yılı açılışı yaptı. Törende ders veren Yrd. Doç. Dr. Reyda Ergün, ülkede demokratik bir kamusal alanın yokluğuna dikkat çekerek devletin siyaset alanını bastırmaya çalıştığını belirtti. GIT Türkiye, EğitimSen, Öğrencime Dokunma Kampanyası ve Öğretim Üyeleri Derneği’nin de destek verdiği temsili açılış töreninin ardından cezaevlerinde bulunan öğrencilere kart ve temsili olarak hazırlanan öğrenci belgeleri postalandı. Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıldönümünde PKK’liler Diyarbakır ve Şırnak’ta okullara molotofkokteylleri attı: 2 öğretmen, 3 öğrenci yaralandı MAHMUT ORAL Okullara saldırdılar lerine gönderilirken okulu ziyaret eden Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven, “Şu çocukları bu kadar terörist haline getirenlerden nefret ediyoruz, ağladığım konu da bu zaten. Ne diyeyim ben bunlara, bunların insanlığa faydası olur mu?” dedi. Bağlar’da iki kişi sırt çantalarında 40 adet el yapımı patlayıcıyla birlikte yakalandı. Kentte esnaf kepenk açmadı. ŞIRNAK İdil ilçesinde de PKK yandaşları Bener Cordan, Atatürk, Cumhuriyet ve Anafartalar İlköğretim okulları ile İdil Lisesi, Çok Programlı Lise, Endüstri Meslek Lisesi’ne taş, molotof ve havai fişeklerle saldırdı. Saldırılarda 2 öğrenci kollarından yaralandı. Kent merkezinde BDP’lilerin yürüyüşü sırasında olaylar çıktı. Polis kalabalığa gaz bombası ve tazyikli su ile müdahale etti. HAKKÂRİ: Yüksekova’ya bağlı Esendere beldesinde BDP belde binasının 40 metre uzağında park halindeki bir araçta askeri konvoyun geçişinden hemen sonra patlama meydana geldi. Askeri konvoyun hemen arkasında bulunan kamyonetteki iki kişi yaralandı.Yüksekova, Çukurca ve Şemdinli ilçelerinde kepenkler açılmadı. BATMAN: BDP Milletvekili Ayla Akat’ın da aralarında bulunduğu bir grup BDP’linin izinsiz yürüyüşüne polis izin vermedi. Yürümekte ısrar eden gruba polis, tazyikli su ile müdahale etti. 7 kişi gözaltına alındı. Batman Gazeteciler Cemiyeti, polisin gazetecileri hedef alınarak tazyikli su sıkılmasını, yazılı bir açıklama ile kınadı AÇLIK GREVLERİ 27. GÜNÜNDE Sağlık sorunları görülmeye başladı MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıldönümü nedeniyle PKK’li gruplar Diyarbakır ve Şırnak’ta okullara molotofkokteylleriyle saldırdı. Saldırılarda 2 öğretmen ve 3 öğrenci yaralandı. Hakkâri’de bombalı saldırıda 2 kişi yaralandı. Diyarbakır’da iki zanlı 40 adet el yapımı patlayıcıyla yakalandı. DİYARBAKIR Yenişehir ilçesindeki Şehitlik Lisesi’ne saat 08.30 sıralarında öğrencilerin teneffüste olduğu sırada yüzleri maskeli 10 kişilik grup patlayıcı ve el bombalarıyla saldırdı. Öğretmenler Gülay Binay, Yusuf Karataş ile 12. sınıf öğrencisi Nejat Oruç yaralandı. Öğrenciler ev ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da adli emanetten 115 kilo uyuşturucu çalındı. İddiaya göre tutukluların adliyeye alındığı arka taraftaki kapıdan binaya giren şüpheliler, çuvallar içinde muhafaza edilen ağzı mühürlü uyuşturucu maddeyi alarak kaçtı. Başsavcılığın sayım yaptırması üzerine hırsızlık olayı ortaya çıktı. Olayla ilgili 2’si polis 15 şüpheli gözaltına alındı. Zanlılardan biri tutuklandı. ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da geçen yıl Polis Meslek Yüksekokulu servis aracına yönelik bombalı saldırıda 6 polisi yaralanmasıyla ilgili olarak yargılanan PKK’li Beşir Arcagök, 7 kez ağırlaştırılmış müebbet, 14.5 yıl hapis ve 30 bin lira para cezasına çarptırıldı. Arcagök’e yardım ettiği öne sürülen Agit Gizlenmiş ise 10.5 yıl hapis cezası alrı. Adliyeden uyuşturucu çalındı PKK’liye 7 kez müebbet DİYARBAKIR Türkiye genelinde 32 cezaevinde yaklaşık 300 tutuklu ve hükümlü terör örgütü PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 400 gündür avukatlarıyla görüştürülmemesini protesto için süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde. Eylemin 27. gününde çok sayıda tutuklu ve hükümlüde sağlık sorunları görülmeye başladı. İHD ve Diyarbakır Barosu’nun oluşturduğu heyetler cezaevlerinde incelemelerde bulunuyor. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “Kürt meselesi son bir yılı aşkındır farklı bir mecraya taşındı. Çözüm konusunda AKP hükümetinin ortaya koyduğu politikalar, tam bir çözümsüzlük getirdi” dedi. Tutuklu ve hükümlülerin taleplerinin son derece insani olduğunu vurgulayan Bilici şöyle devam etti: “Başlatılan bu açlık grevleri 90’lı yıllarda olduğu gibi süresiz dönüşümsüz bir açlık grevidir ve eğer karşılık bulmazsa çok ciddi sonuçları olabilecek grevlerdir.” Canlı bomba yardım istedi Diyarbakır’da üzerinde bomba düzeneği olduğunu söyleyen kişi ‘Üzerimdekinden kurtulmak istiyorum’ diyerek polise başvurunca kentte hareketli saatler yaşandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da parkta oturan bir kişinin üzerinde bomba düzeneği bulunduğu ihbarı üzerine harekete geçen polis ekipleri, canlı bombanın, “Üzerimdekinden kurtulmak istiyorum. Bana yardım edin” demesi üzerine patlayıcıyı etkisiz hale getirmek için geç saatlere kadar çalıştı. Merkez Kayapınar ilçesinde kaymakamlığın hemen karşısında bulunan parkta bir kişinin üzerinde bomba düzeneği bulunduğu yönünde dün akşam saatlerinde polise ihbar yapıldı. Canlı bomba olduğu belirtilen kişinin bulunduğu parka giden tüm yollar araç ve yaya trafiğine kapatılırken bölgeye çok sayıda özel harekât polisi ile keskin nişancı yerleştirildi. Parka frekans karıştırıcı jammer’lı araçlar da getirilirken yaklaşık 1 kilometre mesafeden itibaren tüm çevre boşaltıldı. Polis ekipleri, canlı bombanın “Üzerimdekinden kurtulmak istiyorum. Bana yardım edin” sözü üzerine bomba düzeneğini etkisiz hale getirebilmesi için robot yardımıyla arasında makas da bulunan malzemeler gönderdi. Çalışmalar gazetemizin baskıya girdiği saatlerde devam ediyordu. ? MADRİD (AA) İspanya, terör örgütü PKK üyesi olmakla suçlanan ve Madrid’de cezaevinde tutuklu bulunan Fırat Demirkıran’ın Türkiye’ye iadesine karar verdi. Demirkıran, 11 Ağustos’ta Kanarya Adaları’nda yakalanmıştı. İspanya’dan PKK’liyi iade kararı ? ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet ) BDP’li Sebahat Tuncel, Emine Ayna ve Selma Irmak’ın da aralarında bulunduğu 23 kişinin, “suçu ve suçluyu övdükleri” iddiasıyla yargılandıkları davada, 3. Yargı Paketi’ndeki düzenleme doğrultusunda “kovuşturmanın ertelenmesine” karar verildi. Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, BDP’li Ayla Akat Ata ve gazeteci Mehmet Ali Birand’ın da aralarında bulunduğu 19 sanığın “terör örgütü propagandası” suçundan yargılandığı dava da zaman aşımı nedeniyle düştü. 1 dava durduruldu, 1 dava düştü C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle