19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2012 ÇARŞAMBA [email protected] 14 KÜLTÜR ‘Ortadoğu’dan Gelen Işık: Yeni Fotoğrafçılık’ sergisi Victoria&Albert Müzesi’nde açılacak Ortadoğu’nun merceğinden HANDE EAGLE LONDRA Fransız mucit Nicéphore Niepce’nin tarihteki ilk fotoğrafı çekmesinden bu yana 187 yıl geçti. Karanlık kutunun bilinen ilk fotoğrafları çekmek için kullanıldığı zamandan günümüzün ileri teknolojiyle üretilen fotoğraf makinelerine gelene kadar birçok evrim yaşadı fotoğrafçılık. “Fotografi” terimi ancak 1839’da Sir John Frederick William Herschel tarafından Eski Yunancadan türetilmiş olsa da fotoğrafçılık uğraşına Batı kadar, hatta Batı’dan da önce Doğu’nun da katkıda bulunduğu söylenebilir. Örneğin, Arap matematikçi, astronom ve fizikçi İbnü’lHeysem’in (9651040) fotoğraf makinesinin gelişiminde çok önemli bir rol oynadığını ileri sürmek hiç de yanlış olmaz. Işığın kırılması ve yansıması, iki gözle görme olgusu ve ışığın mercekler aracılığıyla odaklanmasına açıklamalar getiren İbnü’lHeysem, ışığın görülen cisimden göze ulaşan ışınlardan oluştuğunu öne sürerek görme olayını ilk kez doğru biçimde ortaya koymuştur. Batılıların 19. yüzyıl fotoğraflarına en çok yansıyan coğrafi bölgelerden biri de Mısır’dır. Mısır’daki eskiçağ anıtlarının üzerindeki hiyeroglifleri kaydetmek amacıyla fotoğraflarını çeken François Arago, 1798’de Napolyon’un Nil’deki ordusuna eşlik eden bilginlerden oluşan bir ekiple başlamıştı keşiflerine. Fotoğrafçılıkla 20. yüzyıl başlarında haşırneşir olmaya başlayan Ortadoğulu sanatçılar ise kendi topraklarında gerçekleşen sosyopolitik olayları ve zamanın ruhunu görüntülemeye yönelik çalışmalarını sürdürmekteler. 13 Kasım’da Londra’daki Victoria & Albert Müzesi’nin Porter Galerisi’nde Marta Weiss’ın küratörlüğünde açılacak olan “Ortadoğu’dan Gelen Işık: Yeni Fotoğrafçılık” sergisi de bu konulara değişik yönlerden parmak basacak. Ortadoğu’yla ilgili ve Ortadoğulu fotoğraf Çıplak Deniz Çıplak Ada Yaşar Kemal 1990’larda söz ediyordu, bu isimde bir roman yazacağından. Daha eskisi de var: Bir Ada Hikâyesi dörtlüsünü daha 1973’te Abidin Dino’ya anlatmış. Belki okurlarının bazıları bilmiyordur, Yaşar Kemal romanlarını önce kafasında yazar bitirir; sonra arkadaşlarına anlatır, görüşlerini alır, sonra da kurşunkalemle kocaman bir deftere yazmaya başlar. Dörtlünün son kitabı Çıplak Deniz Çıplak Ada’nın çıkış noktasını da şöyle anlatmıştı: İlk nükleer denemelerin yapıldığı yıllarda Pasifik’te bir ada aşırı radyasyona uğradığından üzerindeki canlı varlığı, bitki örtüsünü, hayvanları tümüyle yitirmiş. İnsanlar da bu adayı terk etmişler. Aradan otuz kırk yıl geçtiğinde bir de bakmışlar ki ada kendini yenilemiş, yeniden bitki örtüsüne, canlı varlıklarına kavuşmuş. Doğanın bu kendini yenileme gücü gibi, insanın da yenilenme gücü olduğunu, bunu anlatmak istediğini söylemişti. Gerçekten de, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana’dan başlayarak, Bir Ada Hikâyesi, geçen yüzyılın başındaki büyük var oluşyok oluş savaşlarından sonra Ege Denizi’nde, Kazdağı karşısındaki bir adada bir araya gelen türlü etnik kökenden insanların birlikte, yeni bir hayat kurma serüvenlerini anlatıyor. 1912’de Balkan Savaşları başladığında Osmanlı İmparatorluğu, Arnavutluk’tan Kafkasya’ya, Girit’ten Yemen’e uzanan geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Bu topraklarda yaşayan insanlar art arda üç büyük savaş yaşadı: Balkan, Birinci Dünya ve Ulusal Kurtuluş Savaşı. Ardından da mübadele (nüfus değiş tokuşu). Binlerce kilometreye yayılan, on iki yıl süren inanılmaz bir yıkım ve altüst oluş süreci. Roman kahramanlarından Poyraz Musa, Kafkas dağlarından gelmiş, Arap çöllerinde inanılmaz savaşlar görmüştür. Musa Kazım Ağaefendi, Girit’teki çiftliğinde soylu Girit atları yetiştirmeye çalışırken kendini her şeyini kaybetmiş olarak bir gemide bulur. Vasili, mübadele sırasında yaşadığı yeri terk etmeyerek gizlenip adada kalmıştır. Bu insanlar ve başkaları, hep birden adada yeni bir hayat kurmaya girişirler. Arkalarında acılı bir geçmiş, önlerinde ise benzersiz güzellikteki adaları vardır. Karınca Adası zengin doğa verimliliği ile insanları mutlu edecek bütün özelliklere sahiptir. Yaşar Kemal bu simgesel adanın doğa güzelliklerini okurunu da çok mutlu edecek biçimde dört cilt boyunca tadını çıkara çıkara anlatır. Çıplak Deniz Çıplak Ada’da güzel günlerin simgesi menekşedir. Ada halkı menekşelerin açmasını, kokularıyla bütün insanları ve dünyayı güzelleştirmelerini beklerler: “Bir yerde, ülkede, bir bahçede, evde, bir tarlada menekşe varsa orada bereket vardır.” Bir de Kazdağı’nda, Hıdrellez günü tanyerleri ışırken açan kırmızı çiçek varmış ki “Kokusu insanları esrükleştirirmiş. İnsanları ölümsüzler gibi mutlu kılarmış.” Ancak, “yalnız iyi olanlar, zulüm etmeyenler, tüyü bitmemiş çocukların, yetimlerin hakkını yemeyenler, insan öldürmeyenler, insan öldürenleri, insan öldürtenleri insan saymayanlar, öteki insanları küçümsemeyenler, insanın insanı sömürenlerini insanlık dışına atanlar, doğduğundan ölümüne kadar savaşlara karşı olanlar bu kokuyu koklayabilirler.” Çıplak Deniz Çıplak Ada, tek başına bir roman olarak okunabilir mi? Elbette okunabilir ama yazarının çizdiği geniş destansı tablonun bütününün görülebilmesi için Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana’dan başlayarak, tadına varıla varıla okunması, okuyanda çok daha büyük ve kalıcı bir edebiyat tadı bırakacaktır. Bir Ada Hikayesi, Yaşar Kemal’i büyük romancı yapan bütün evrensel özellikleri barındıran görkemli bir çağdaş destan. Edebiyatımızın doruk yapıtlarından biri. Manal alDowayan 2009 “Ben Bir Eğitmenim” Nermin Hammam, “Uphekka” dizisinden. sergiye uluslararası alanda taçıların eserlerine yer veren nınmış foto muhabirleri ve foilk kapsamlı müze sergisi ? Ünlü yönetmen Atiq toğraf sanatçıları katılacak. olma özelliğini taşıyan Rahimi’nin fotoğraflarının Sergi “Kaydetme”, “Farklı gösterimde Kuzey Afrida yer alacağı sergi, Açıdan Bakış” ve “Direniş” ka’dan Orta Asya’ya uzaOrtadoğu’yu son 20 yıldır başlıkları altında üç ana konunan coğrafi bölgeden sabiçimlendiren toplumsal ya odaklanırken farklı tekniknatçılar yer alacak. lerde değişik içerikli eserler suV&A’daki Art Fund Orsorgulamalar ve siyasal nacak. tadoğu Fotoğraf Koleksiisyanların yansımalarını En ilgi çekici adlardan biri de yonu ve British Museum fotoğraf makinesinin İranlı foto muhabiri Abbas. tarafından gerçekleştirilen merceğinden aktarmayı 1970’lerden bu yana toplumsal sergideki fotoğraflar, Ortave siyasal nitelikli olayları fodoğu’yu son 20 yıl içinde amaçlıyor. toğraflarıyla ele alan Abbas’ın biçimlendiren toplumsal 197879 yıllarında İran Devrisorgulamalar ve siyasal mi süresince çektiği güçlü karelerden sekizine ayaklanmalara ilişkin yaratıcı yansımaları fotoğraf makinesinin merceğinden sanatseverle yer verilecek. Suudi Arabistanlı görsel sanatçı Manal alre aktarmayı amaçlıyor. Dowayan’ın “I Am” (200507) adlı serisin13 ülkeden 30 sanatçıyı bir araya getiren den sergiye alınan iki fotoğraf Suudi kimliğine ve özellikle kadının çağdaş toplumda oynadığı role dikkat çekiyor. Farklı profesyonel rollerdeki kadınların portrelerini gösteren çalışmalar, kadınların toplumdaki rolü ile Suudi Arabistan’daki kültürel gelenekler arasındaki gerginliğe işaret ediyor. Mısır’ın önde gelen grafik tasarım ajanslarından Equinox Graphics’in kurucusu, Kahire doğumlu Nermin Hammam, “Uphekka” (2011) başlıklı fotoğraf dizisinde, Kahire’nin Tahrir Meydanı’nda fotoğrafını çektiği askerleri, olmak isteyebileceklerini düşündüğü bir peyzajın önüne yerleştirmiş. Arka planında dağlar ve ovaların yer aldığı fotoğraf, askerleri Arap Baharı’nın protesto ve çatışmalarından “uzaklarda” gösteriyor. 1984’teki Sovyet işgalinin ardından ülkesini terk eden Afgan yazar, film yönetmeni ve fotoğrafçı Atiq Rahimi’nin 2002’deki Afganistan ziyareti süresince çektiği 6 küçükboyutlu baskı da sergide yer alacak. ([email protected]) ALTIN PORTAKAL’DA ULUSLARARASI YARIŞMA JÜRİSİ BASININ KARŞISINDAYDI Cem Özer’den ‘Üç Fidan’ için film Attilâ İlhan anılıyor ? Kültür Servisi Şair, yazar, romancı Attilâ İlhan, ölümünün 6. yılında Aşiyan’daki mezarı başında düzenlenen törenle anılıyor. Bugün saat 12.00’de Aşiyan Mezarlığı’nda gerçekleştirilecek anma töreninde üniversiteli gençler, sanat ve edebiyat dünyasının önemli isimleri ve Attilâ İlhan’ın yakınları kısa birer konuşma yapacak. AYŞEGÜL ÖZBEK ANTALYA 49. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde dün Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’nın jürisi basınla buluştu. Başta jüri başkanı Oscar ödüllü Macar yönetmen Istvan Szabo olmak üzere Hollandalı yönetmen Jacques van Heijningen, “Pina”, “Şarküteri” gibi filmlerin yapımcısı Claudie Ossard, Polonyalı sinema yazarı Barbara Hollender, Türkiyeli oyuncular Cem Özer ve Belçim Bilgin katıldı. Sinema yazarı Atilla Dorsay’ın moderatörlüğündeki toplantıda Szabo, politik içerikli filmler yapmasıyla ilgili şunları söyledi: “Küçükken anneme nasıl bir çocukluk geçirdiğimi sormuştum. ‘Güzel bir çocukluğun oldu ama savaş her şeyi mahvetti’ demişti. Politikacılar, ideolojiler insanların hayatını mahvediyor. Vazgeçemeyeceğim bir sorumluluk bu.” Babasının Şeyh Sait’in kardeşinin torunu olduğunu söyleyen Belçim Bilgin bu gerçek yüzünden önyargıyla karşılandığını belirtti. Bilgin, bir gün Şeyh Sait’in hayatının bir filmle anlatacağını umduğunu da söyledi. Cem Özer ise Nihat Behram’ın “Darağacında Üç Fidan” eserini sinemaya uyarlamak istediğini, bunun üzerine birkaç yıldır çalıştığını söyledi ve “Boşu boşuna ölen o üç gence bu filmi borçluyuz. ” dedi. Festivalin merakla beklenen ve Venedik’te “Geleceğin Aslanı” ödülünü alan Ali Aydın’ın “Küf” filminin gösteriminde ise salon hınca hınç doluydu. 90’larda kaybolan oğlunun 18 yıl boyunca devlete yolladığı mektuplarla izini sürmeye çalışan deErcan miryolu bekçisi BasKesal ri’nin yalnız hayatına odaklanan filmde, başrolü üstlenen Ercan Kesal da izleyenlerden tam not aldı. Söyleşi bölümünde özellikle 90’larda yaşanan faili meçhulleri ve bürokrasinin çürümüşlüğünü hatırlatan Aydın, bu nedenle filmin isminin “Küf” olduğunu söyledi. Gülden Düzer isimli bir izleyici de 1978’den beri kuzeni Alev Düzer’den haber alamadıklarını ve aramaya başladıklarında polisten tehdit aldıklarını belirterek filmden çok etkilendiğini söyledi. Zeid’in yapıtlarıyla yeni rekor ? Kültür Servisi Türk resim tarihinin önemli isimlerinden Fahrelnisa Zeid’e ait 150’den fazla karakalem, suluboya, yağlıboya resim, not ve mektubun satışa sunulduğu müzayede, rekor bir satışa imza attı. 2 Ekim’de Londra’daki Bonhams Müzayede Evi’nde yapılan açık artırmada, 2 milyon sterlinden fazla (yaklaşık 6 milyon TL) gelir elde edildi. “İslam ve Hint Eserleri” başlıklı müzayedede ayrıca, Zeid’in yakın arkadaşı ve eski yardımcılarından birine taşınırken bıraktığı kutudan çıkan eşyalardan oluşan koleksiyonun tamamı satıldı. Beyaz berelilerin yolu Dün festivalin Ulusal Yarışma filmlerinden “Hile Yolu”na ilgi yoğundu. Hrant Dink, Malatya Zirve Yayınevi cinayetleri ve Rahip Santoro cinayeti üzerinden azınlık cinayetleri, derin devlet ve Ergenekon’u masaya yatıran filmde Dink’in görüntü ve ses kayıtlarına yer verildi. Afişinde beyaz bereli bir subayın yer aldığı filmin yapımcısı ve süpervizörü Hakan Alak gösterim sonrası soruları yanıtladı. Filme üç yıldır çalıştıklarını anlatan Alak, “Dink cinayetinde silinmiş 2 buçuk saatlik bir görüntü var. O görüntülerde ne vardı? Bütün film bu soru üzerinden çıktı” dedi. Film bittikten sonra Dink ailesine de izlettiklerini belirten Alak, filmi bağımsız bir şekilde yapmak istedikleri için çok fazla kişiye danışmadıklarını ancak bütün dava süreçlerini takip ettiklerini söyledi. Doğan Kitap’tan ‘Nedim Gürsel Yazınında Göçebeliğin Bulgusu’ BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ, ALBERT LONG HALL KONSERLERİ BAŞLIYOR ? Kültür Servisi UNESCO’ya bağlı bir sivil toplum kuruluşu olarak çalışan Uluslararası Sanat Dernekleri’nin (International Association of ArtIAA) 9. Avrupa Genel Kurulu, 1213 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da, The Sofa Otel’de, IAA’nın Türkiye temsilcisi olan Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin (UPSD) önderliğinde yapılacak. “Özgürlüğün Hizmetinde Sanat” üst başlığını taşıyan genel kurula, 20 Avrupa ülkesinin temsilcisi olarak başkan ve genel sekreterler katılacak. Kültür Servisi Boğaziçi Üniversitesi’nin İstanbul’un nadir, iyi akustiğe sahip salonlarından Albert Long Hall’da 16 yıldır yapılan klasik müzik konserlerinin “Boğaziçi Müzikle Daha Güzel” temalı yeni dönemi, bugün 19.30’da Alon Goldstein, Ilya Keler ve Amit Peled’in yer aldığı Tempset Trio konseri ile başlıyor. 1987’den bu yana Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Evin İlyasoğlu’nun organize ettiği Albert Long Hall Konserleri’nde Belçika’dan La Cetra d’Orfeo, Camerata Salzburg, şef Işın Ilya Keler İstanbul Gitar Üçlüsü Uluslararası Sanat Dernekleri Avrupa Genel Kurulu Boğaziçi müzikle daha güzel Göçebe bir anlatıcı Kültür Servisi Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. S. Seza Yılancıoğlu ile Actes Sud Yayınevi’nin editörlerinden Timour Muhiddine’in, Paris’te yaşayan yazar Nedim Gürsel ile yaptıkları söyleşiden oluşan “Nedim Gürsel/ Fascination Nomade” (Nedim Gürsel Yazınında Göçebeliğin Bulgusu) adlı kitap, Fransızcadan sonra Türkiye’de de raflardaki yerini almaya hazırlanıyor. Kitap yalnızca 40 yılı aşkın süredir Paris’te yaşayan Gürsel’in çocukluk ve gençlik günlerine uzanan özyaşamöyküsel çalışmalarının çözümlemelerini değil, göçebe anlatıcı kimliğinin kurgusal eserlerde kendini gösteren izlerini de ortaya koymayı amaçlıyor. Türkçede “Nedim Gürsel Yazınında Göçebeliğin Bulgusu” adıyla yayına hazırlanan çalışma, önümüzdeki günlerde Doğan Kitap etiketiyle raflardaki yerini alacak. Camerata Salzburg Metin yönetiminde Bilkent Senfoni Orkestrası, Moskova’dan Alexander Rudin solistliğinde ve yönetiminde Musica Viva’nın yanı sıra keman sanatçımız Ayla Erduran, Horowitz’in asistanlığını yapmış Fransız piyanist Stéphane Blet’nin resitaline César Franck’ın sonatıyla katılacak. Piyanist Meral Güneyman ise bu yaz yitirdiğimiz besteci İlhan Mimaroğlu’nun anısına klasikten caza bir program sunacak. Londra Flarmoni’nin ve BBC Senfoni’nin viyolacısı, ünlü solistimiz Ruşen Güneş, genç sanatçılarla bir Brahms gecesi sunacak. İstanbul Gitar Üçlüsü, piyanist Başar Can Kıvrak, viyolonselci Elif Dimli, kemancı Nonna Manicheva ve kemancı Alican Süner de konserlere katılacak genç yetenekler arasında. (0 212 359 66 48/ 359 67 03) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle