27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 OCAK 2012 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 9 AB ve ABD, İran’a karşı tüm seçenekler değerlendirilsin derken İsrail zaman kaybından şikâyetçi ‘Bizim için durum acil’ ? İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, İran petrolü ile bankalarına karşı daha sıkı yaptırımlara gerek duyulduğunu belirterek, adı geçen ülkenin “bir an önce” nükleer silah üretemeyecek duruma gelmesi gerektiğini kaydetti. Dış Haberler Servisi İsrail’in, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından askeri bir operasyondan önce, nükleer faaliyetlerini durdurmak için İran’a sınırlı bir süre tanınmasını zaman kaybı olarak nitelediği bildirildi. Ordusunu İran’a karşı teyakkuza geçirdiği bilgilerinin sızdığı İsrail’in bu konudaki kararlılığı Dünya Ekonomi Forumu için Davos’ta bulunan Savunma Bakanı Ehud Barak tarafından dile getirildi. Barak, İran’ın nükleer bir ülke haline gelmesini önlemeye kararlı olduklarını bildirdi. AB ile ABD başta olmak üzere uluslararası toplumun İran karşısında acele etmediği imasında bulunan İsrailli bakan, İran petrolü ile bankalarına karşı daha sıkı yaptırımlara gerek duyulduğunu da belirterek, adıgeçen ülkenin “bir an önce” nükleer silah üretemeyecek duruma gelmesi gerektiğini kaydetti. ABD Başkanı ve diğer etkili liderlerin, İran’a karşı her türlü seçeneğin deDış Haberler Servisi Nükleer faaliyetleri gerekçe gösterilerek ekonomik yaptırımlarla kıskaca alınan İran’a yönelik olası bir operasyonda ABD silahlarının İran’ı engelleyemeyeceği ileri sürüldü. Wall Street Journal’a açıklamalarda bulunan ABD Savunma Bakanlığı yetkililerine göre ABD’nin şu an elinde bulunan silahlar İran’ın yeraltındaki gizli nükleer tesislerini ğerlendirilmesi gerektiğini düşündüklerini hatırlatan Barak, ancak kendileri için durumun “acil” olduğunu vurguladı. Barak, “İran bizim dokunulmazlık bölgesi adını verdiğimiz ve hiçbir nokta operasyonunun onları önleyemeyeceği noktaya doğru sürükleniyor” iddiasında bulunarak nükleer silahlara sahip Yirmi Yıl Sonra Temiz Eller “Temiz Eller hüsranla sonuçlandı” diyor İtalya’nın eski Temiz Eller yargıcı Gherardo Colombo; “Temiz Eller hiçbir şey değiştiremedi. Yargıya hatta darbe indirmek suretiyle tümüyle ters yönde etki yarattı. Toplumda yolsuzlukla haşır neşir; içli dışlı yaşamak fikrine meşruiyet kazandırdı...” Dile kolay. Yirmi yıl geçmiş… Sürgünde ölen Craxi gibi başbakanları Çizme’de yargı önüne çıkaran; soğuk savaş yıllarında ülkeye hâkim olan tüm siyaset sınıfını toplu halde tasfiye eden; bürokrasi, finans, iş çevreleri dahil olmak üzere toplam 5 bin kişinin “rüşvet ve yolsuzluk” gerekçeleriyle yargılanmasına yol açan, bir düzine ünlünün “intiharıyla” sonuçlanan sürecin yirminci yıldönümünde gelinen noktayı “Temiz Eller” ekibinin entelektüel yargıcı Gherardo Colombo, “L’Espresso” dergisine verdiği söyleşide işte kısaca böyle özetliyor. Colombo’yu “Temiz Eller” sürecini “hukuk devleti” misyonuyla kucakladığı yıllarda bizzat tanımış, kendisiyle defalarca konuşup röportaj yapmıştım. “Yasallık nedir?”, “Yasallık eğitimi”, “Kurallar üzerine”, “Çocuklara kuralları anlatmak”, “Çocukların sorularıyla anayasa”, “Demokrasi” gibi kitapların da yazarı olan yargıç; kitap isimlerinden de anlaşılacağı üzere; yaşam boyu “hukuk devleti” ideali peşinden koşan ve bu ideali yaşadığı topluma da yerleştirmek için büyük mücadele veren üst düzey bir hukuk adamıydı… “Hukuk devleti”nin olmadığı yerde “demokrasi”nin olamayacağını düşünen; “yasallık anlayışı” ve “kurallara saygı”nın her şeyden önce bir bilinç ve kültür meselesi olduğunu savunan Colombo; “Temiz Eller”le amaçlanan bu kültürel devrimin İtalya’da heyhat! hayata geçirilemediğini söylüyor. “Yasa herkes için eşit mi?” başlıklı son kitabı ve “Temiz Eller’in 20. yıldönümü” vesilesiyle “L’Espresso” dergisine konuşan yargıç; derin düş kırıklığı içinde İtalya’daki yoz sistemin geçen yıllar içinde tümüyle içselleştirildiğini, “Temiz Eller” davalarının zamanaşımıyla çoğu kez düştüğünü (süreci tersyüz eden sabık Başbakan Berlusconi sayesinde!) çok yasanın yol boyu değiştirildiğini, belli suçların suç olmaktan çıkarıldığını ve yargı süreci kurallarıyla oynandığını, dokunulması gereken insanların “dokunulmazlık” duygusunun böylece büsbütün pekiştiğini anlatıyor. Son kalan “rüşvet ve yolsuzluk” davalarından da “zamanaşımı” yöntemiylepaçayı sıyırmak üzere olan, bu arada İtalya’nın son on yedi yılına başbakan ya da ana muhalefet lideri olarak damga basan Berlusconi, Colombo’nun söz ettiği “güçlülerin pekişen dokunulmazlık duygusunun” en somut örneği. O kadar ki insan, Berlusconi’ye her bakışta “Budur!” diye düşünüyor: “Güçlü olan demek, ipliği ne kadar pazara çıkarsa çıksın, kendi kanunlarını dayatabiliyor!” “Kim olursan ol; yasa karşısında hesap vereceksin!” anlayışıyla girişilen “Temiz Eller” oysa ki bunun tam 180 derece tersini savunmaktaydı… Yargıya çıkarılması tasavvur edilemeyecek parlamenterler, politikacı ve liderlerin “Meclis dokunulmazlıkları” 90’lar başında bir bir bu düşünceyle kaldırılmıştı… Aradan geçen yirmi yıl, meselenin sade teknik manada “dokunulmazlıkları kaldırmaktan” ibaret olmadığını gösterdi. “Cesur savcıların varlığı” da başarıyı garantilemedi. “Temiz Eller”in mesafe kat edebilmesindeki en büyük anahtar, öncelikli olarak kamuoyu ve medya desteğinin sürdürülebilmesindeydi…. Ne var ki art arda gelen ve zaman içinde uzayan “tutuklama ve gözaltı dalgaları” kamuoyunu yordu. Bu yorgunluk bir süre sonra halk arasında “tutuklamaların gerekçelerinden” çok bizatihi sürecin baştan sona sorgulanmasına yol açtı. İnsanlar gitgide “Hoop! Burası bir yargıçlar devleti mi olmaya başladı?” demeye başladı. İlk üç yılın ardından böyle tam kafaların karışmaya başladığı bir dönemde işte pusuda bekleyen Berlusconi siyasete, bu bulanık ortamda girdi ve elindeki medya imkânlarıyla süreci yönlendirdi. Güçleri fiilen kendi elinde, “tek elde” topladı. Temiz Eller’i başta harekete geçiren “yargı bağımsızlığı”, teslim alındı. “Temiz toplum” idealleriyle devreye giren yargıçlar, geri püskürtüldüler… İtalya’nın temiz eller sürecini duyduklarından bu yana asla takip etmemiş insanların çıkıp Türkiye’de de “Biz de İtalyan usulü Temiz Eller yapıyoruz” diye tef çaldıkları “Ergenekon süreci” başında bunları yazmıştım… “Ergenekon”un “Temiz Eller”le uzak yakın ilgisi yok. Ama hadi bunu da kenara koyalım. İtalya’dan marka/model diye aldığınız şey, anavatanında battı, hüsrana uğradı, diye bu köşede dilim döndüğünce anlattım.. “Sağnak”ta tekrar tekrar işlediğimiz bu konu işte şimdi “Temiz Eller”in 20. yıldönümü vesilesiyle, bizzat süreci yönlendiren yargıçlar tarafından dile getiriliyor: “Temiz Eller hezimete uğramış ve karaya oturmuştur!” Pentagon: İran’ı vuracak gücümüz yok vurabilecek güçte değil. Kimlikleri açıklanmayan yetkililer “Massive Ordnance Penetrator” (MOP) olarak adlandırılan ve B2 hayalet uçaklarıyla taşınacak olan 15 tonluk bombaların bile İran’ın nükleer programını sona erdirmeye yetmeyeceğini belirttiler. Ellerindeki verilere göre özellikle Fordo’daki tesisleri yok etmek için taktik nükleer silahlara ihtiyaç olduğunu söyleyen söz konusu İran’ın “tüm dünya için sorun” olduğunu ileri sürdü. Independent gazetesinin haberine göre, İsrail güvenlik kaynaklarına yakın İngiliz yetkililer, İsrailli politikacıların İran’a yönelik askeri bir operasyon fikrine her zamankinden daha yakın olduklarını belirtirlerken, Mossad ile IDF (İsrail Savunma Gücü) İsrail’in ve bölgenin nükleer kalıntı alanı haline geleceğinden endişe ediyorlar. Gazete, İngiliz yetkililerinin İran’ın henüz nükleer silah üretimine başlama kara yetkililer, MOP’ların Natanz’daki tesisleri vurmak için yeterli olup olmayacağı sorusuna “O bile şüpheli” yanıtını verdiler. anetta: Silah geliştiriyoruz Pentagon yetkililerinin açıklamalarına rağmen ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, ABD’nin MOP’ları kullanması durumunda İran’ın gizli tesislerine büyük zarar verileceğini ileri sürdü. İran’ı vuracak silahları geliştirmeye çalıştıklarını da belirten Panetta “bunu gerçekleştirmeye çok yakınız” şeklinde konuştu. rı olduğuna dair işaretler bulunmadığına, ancak gerektiğinde bunu yapabilecek kapasitede olduğuna dikkat çektiklerini de kaydetti. İran konusunda iki ay önce de “uyarılarda” bulunan Ehud Barak, İran’la yapılacak bir savaşın “piknik” olmayacağını belirtmiş, İsrail ordusunun Planlama Birimi’nin başı General Amir Eshel de Kudüs’deki bir basın toplantısında, nükleer silahlara sahip İran’ın “yenilemez” bir güce dönüşeceğini iddia etmişti. P Karaciç’in şahidi cumhurbaşkanı ? Haber Merkezi Srebrenitsa soykırımının baş sorumlusu Radovan Karaciç, BM bünyesindeki Yugoslavya savaş suçları mahkemesine tanık olarak Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolas Papulyas’ın çağrılmasını istedi. Karaciç’in avukatı tarafından iki gün önce mahkemeye sunulan dilekçede, “Karaciç, avukatı Peter Robinson tarafından sorgulanmak üzere, Papulyas’a mahkeme celbi gönderilmesini talep etmektedir” denildi. Yargıcın düş kırıklığı Kazakistan’da da protesto var Karzai İngiltere’de ? Dış Haberler ServisiAfganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, yabancı askeri birliklerin ülkesinden çekilmesi çerçevesinde ziyaret ettiği İngiltere’de, İngiltere Başbakanı David Cameron’la bir araya geldi. İki lider İngiliz askeri güçlerinin ülkesinden çekileceği 2014 yılının ardından nasıl çalışacaklarına dair bir anlaşmaya imza atacak. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, CameronKarzai görüşmesinin, uzun süreli ortaklık ve 2014’ten sonra yapılacaklarla ilgili olduğunu belirtti. Afganistan’da 9 bin 500 askeri bulunan İngiltere, 2014’ün sonuna kadar bütün askerlerini bu ülkeden çekmeyi planlıyor. Seçimlerde hile olduğunu ileri süren Kazak muhalifler demokratik değişim istiyor. Protestocular Zanaozen’deki ayaklanmalarla ilgili soruşturmada şeffaflık istediklerini dile getirdiler. (Fotoğraflar: AFP) Dış Haberler Servisi Kazakistan’ın en büyük kenti Almatı’da dün 500’e yakın muhalifin seçimlerde hile yapıldığı ve meslektaşları mahkum edildiği gerekçesiyle protesto gösterisi yaptıkları bildirildi. Gösterilerde muhalefet liderlerinin demokratik değişim çağrıları yaparak, geçen ay ülkedeki en ölümcül şiddet olaylarının yaşandığı petrol üretim bölgesi Zanaozen’deki ayaklanmalarla ilgili soruşturmada da şeffaflık istediklerinin dile getirdiği kaydedildi. Söz konusu gösterinin, Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in büyük çoğunlukla seçimleri kazandığı 15 Ocak’tan bu yana gerçekleştirilen ikinci barışçıl protesto gösterisi olduğu kaydediliyor. Göstericilerin, Kazakistan’ın 19 yüzyılda yaşamış şair ve filozof Abai’nin anıtının etrafında toplanma isteğini kabul etmeyen yetkililerin, anıtın bulunduğu meydanı çitlerle çevirdiği ve silahsız polislerin devriye gezdiği belirtiliyor. Anıt yakınındaki bir başka alanda gerçekleşen protesto gösterisinde kalabalığa seslenen Bütün Ulusun Sosyal Demokrat Partisi Başkan Yardımcısı Bolat Abilov “biz barışçıl bir yola demokratik değişim istiyoruz” dedi. Bu ay yapılan seçimlerde ilk kez üç partinin seçimlere girmesine izin verilmiş ancak Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü İsrail’den İHA alıyor gözlemcileri “gerçek muhalefetin bulunmadığı” seçimlerin yasal olmadığını belirtmişlerdi. Kilit: Kamuoyu desteği Bu arada Kazakistan’ın İsrail’den insansız hava aracı (İHA) almak için görüşmeler yaptığı bildirildi. Kazakistan Savunma Bakanlığı bu amaçla görüşmelerde bulunmak üzere bir heyetin İsrail’e gittiğini açıkladı. İsrail’in önde gelen savunma sistemi üreticilerinden İsrael Aerospace Industries (IAI) ve Elbit Systems şirketlerinin tesislerini ziyaret eden heyetin, görüşmelerin sonucuna göre bir rapor hazırlayacağı vurgulandı. Downer’ı istemiyorlar ? Dış Haberler ServisiBM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın, Grentree görüşmelerinde, Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB dönem başkanlığıyla ilgili “Kıbrıs Cumhuriyeti” ifadesi yerine “Kıbrıslı Rumların başkanlığı devralacağını” söylemesine kızan Rumlar, Downer’ın özel danışmanlıktan alınmasını istedi. Rum meclisi ve sosyalist EDEK Partisi Başkanı Yannakis Omiru, “Downer’ın uzaklaştırılması resmen talep edilmeli” derken, Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi Milletvekili Yorgos Perdikis de Rum Meclisi genel kurulundan, Downer’ın, Rum halkınca güvenilmeyen ve istenmeyen kişi ilan edilmesi yönünde oybirliğiyle karar çıkarılması için mecliste temaslara başladı. ‘Bu haliyle desteklemiyoruz’ Fas’ın BM Güvenlik Konseyi’nin sunduğu karar tasarısına Rusya’dan itiraz Dış Haberler Servisi Rusya dün Suri karar tasarısının hâlâ masada olduğuna dikkat ye’deki krize ilişkin olarak toplanan BM Gü çekerek, hem onun üzerinde çalışmaya devam venlik Konseyi’ne Fas tarafından önerilen ka edeceklerini hem de diğer tasarıda kendileri açırar tasarısını desteklemeyeceğini açıkladı. sından nelerin yanlış olduğunu muhataplarına Rusya BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vita anlatacaklarını kaydetti. “Rusya’nın Surili Çurkin, Fas tarafından BM Güvenlik Kon ye’de, Arap Birliği tarafından empoze ediseyi’ne sunulan ve “bu haliyle” desteklenemez len bir siyasi süreci değil, Suriyeliler tarabulduklarını belirttiği karar tasarısının Rusya fından yürütülen bir siyasi süreci istediğini” açısından bazı “kırmızı çizgiler” içerdiğini ifa de vurgulayan Çurkin, “Suriye’de siyasi diyaloğun tesisine de etti. Çurkin ancak odaklanmalıyız”debunun, metin üzedi. Yerel komiteler, rinde müzakere etbirçok bölgede Surimeyecekleri anlamıye ordusunun askeri na gelmediğini vuroperasyonlarının deguladı. vam ettiğini, operasSöz konusu “kıryonlar sırasında Sumızı çizgileri”, siriye ordusu ile Özgür lah ambargosu da daSuriye Ordusu arahil Suriye’ye yaptısında dün çıkan çarım uygulanması olatışmalarda toplam 25 rak açıklayan bükişinin öldüğünü yükelçi, kendilerinin Suriye’de dün çıkan çatışmalarda da kaydetti. konseye sundukları çok sayıda ölü ve yaralı var. TÜRKİYE’DE DE ÖZBEKİSTAN’DA DA OLMAYACAK ABD’den üs yalanlaması Dış Haberler Servisi ABD Savunma Bakanlığı, yeni savaş stratejisi çerçevesinde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerde üs kuracağı yolundaki haberlerle ilgili olarak açıklama yaptı. Bakanlık Sözcüsü John Kirby, Türkiye’de Amerikan askerlerinin konuşlandırılacağına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek, Türk hükümetiyle bu yönde bir görüşmelerinin olmadığını açıkladı. Özbekistan’da da yok C MY B C MY B ABD’nin Özbekistan’da da askeri üs kurma planının olmadığı bildirildi. ABD’nin Taşkent Büyükelçisi George Krol, ülkesinin Özbekistan’da askeri üs kurma gibi bir planının olmadığını belirterek ABD’nin Özbekistan’ı askeri olmayan yüklerin Afganistan’a ulaştırılması konusunda önemli bir partner olarak gördüğünü vurguladı. Afganistan’daki askeri teknik malzemelerin Amerikan askeri birliklerinin çekilmesinin ardından Özbekistan’a verilip verilmeyeceği konusuna da değinen Krol, iki ülke arasında bu konuda herhangi bir anlaşma olmamasına rağmen, bu konunun iki ülke hükümetleri arasındaki müzakerelerin gündeminde yer aldığını dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle